Karakoldan İfadeye Çağrıldım Ne Yapmalıyım?

Karakoldan İfadeye Çağrıldım Ne Yapmalıyım? Böyle bir telefon ya da davetiye geldiğinde panik normal. Önce hangi sıfatla (şüpheli, tanık, mağdur) çağrıldığınızı öğrenin. İfadeye çağrılmak her zaman gözaltı demek değildir; susma hakkı, avukat isteme hakkı ve tutanağı okuma/düzeltme hakkınız var. Karakolda ifade tutanağı ileride önemli olabilir; acele etmeden hareket edin.

Bu yazıda adım adım:

  • Telefonla çağrı geçerli mi?
  • Gitmezsem zorla getirme olur mu?
  • Yanıma ne almalıyım?
  • İfadede nelere dikkat etmeliyim?
  • İfade verdikten sonra süreç nasıl işler?

Amacımız, haklarınızı bilerek sakin kalmanız ve doğru adım atmanız. Başlamadan önce bir avukat ile görüşmek en güvenlisidir. Kısaca: Karakoldan İfadeye Çağrıldım Ne Yapmalıyım? sorusunun net ve pratik yanıtlarını burada bulacaksınız.

İfadeye Çağrılmanın Hukuki Tanımı

İfadeye çağrılmanın hukuki tanımı, ceza soruşturmalarında şüpheli, tanık veya mağdur olan kişilerin kolluk kuvvetleri ya da savcılık tarafından bir olay hakkında bilgi almak veya açıklama yapmak üzere resmi olarak davet edilmesidir. Yani, karakoldan ifadeye çağrılmak, bir suç şüphesi olduğunda ya da bir olay aydınlatılırken kişinin bilgisinin alınması için yapılan bir işlemdir. Çağrı, genellikle yazılı davetiye ya da kimi zaman telefon aracılığıyla yapılır.

Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre ifadenin alınacağı, çağrıya uymamanız durumunda zorla getirme kararı verilebileceği de belirtilir. İfadeye çağrılan kişi, şüpheli, tanık ya da mağdur sıfatına sahip olabilir ve bu sıfat, sürecin nasıl işleyeceği açısından önem taşır.

Hangi Durumlarda İfade Çağrısı Gelir?

Hangi durumlarda ifadeye çağrısı gelir sorusunun cevabı aslında çok çeşitli olabilir. Bir kişiye ifade çağrısı genellikle şu durumlarda yapılır:

  • Bir suç işlendiği şüphesiyle doğrudan bağlantısı olduğunda,
  • Suçun mağduru ya da tanığı olduğunda,
  • Hakkında bir suç duyurusu veya şikayet yapıldığında,
  • Olayın aydınlatılması için kendisinin vereceği bilginin önemli görüldüğü hallerde.

Bu çağrı, ille de kişinin suçlu olduğu anlamına gelmez. Bazen sadece olayla ilgili bilgi sahibi olunması, ifadeye çağırılması için yeterlidir. Kısacası, suçun faili, mağduru ya da tanığı olan herkes herhangi bir adli makamdan ifadesinin alınması için çağrılabilir.

İfade ve Sorgu Kavramları Arasındaki Farklar

İfade kavramı ile sorgu kavramı Türk ceza hukukunda farklıdır. İfade alma, şüphelinin veya ilgili kişinin kolluk kuvvetleri (polis, jandarma gibi) ya da savcılık tarafından dinlenmesidir. Burada amaç soruşturmaya veya olayın aydınlatılmasına yardımcı olacak bilgileri almaktır.

Sorgu ise, sadece hâkim ya da mahkeme tarafından yapılır ve yargılama aşamasına geçildiğinde, yani kişi artık sanık konumundayken gerçekleşir. Sorguda, kişinin suçu işlediği yönünde daha detaylı ve doğrudan sorular sorulur, kişi hakkında hüküm kurulmasında önemli bir aşamadır.

Kısaca özetlemek gerekirse;

  • İfade alma: Kolluk veya savcı yapar, soruşturma aşamasındadır.
  • Sorgu: Hâkim veya mahkeme yapar, kovuşturma aşamasındadır.

Bu farklar uygulamada karışsa da, sürecin ne aşamada olduğunu anlamak için önemlidir. İfade aşamasında kişi her zaman avukat talep edebilir ve haklarını kullanabilir.

İfadeye Çağrılma Yöntemleri

Polis veya Savcılıktan Gelen Davetiye

Polis veya savcılıktan gelen davetiye, ifadeye çağrılmanın en yaygın ve resmi yollarındandır. Polis ya da savcılık makamları, bir olaya tanık, mağdur ya da şüpheli olarak ifadenizi almak istediklerinde size yazılı bir davetiye gönderebilirler. Bu davetiyede, hangi tarihte, hangi saatte ve nerede bulunmanız gerektiği açıkça belirtilir. Genellikle bu davetiyeyi bir polis memuru elden teslim edebilir ya da ev adresinize posta ile gönderilebilir. Davetiyede ifadenizin alınacağı yer, çağrılma sebebiniz ve yetkili makamın iletişim bilgileri yazar. Böyle bir davetiye ile karşılaşırsanız, belgede yazan tarih ve saatte ilgili karakola veya savcılığa gitmelisiniz.

Telefonla İfadeye Çağrılma

Telefonla ifadeye çağrılma yöntemi günümüzde sıkça karşılaşılan bir durumdur. Özellikle küçük yerleşim yerlerinde ya da işin aciliyeti olduğunda, polis veya jandarma memurları sizi telefonla arayarak ifadeye çağırabilir. Telefonla ifadeye çağrıldığınızda mutlaka arayan kişinin ismini, görevini ve çalıştığı kurumu sormalısınız. Ayrıca, gerçekten resmi bir davet olup olmadığını doğrulamak için bağlı bulunduğunuz karakolu veya savcılığı arayabilirsiniz. Çünkü resmi davet telefonla yapılsa da, yazılı tebligat kadar bağlayıcı değildir. Böyle bir durumda, telefonla gelen çağrılarda dikkatli olmak ve doğrulama yapmak çok önemlidir.

Resmi Tebligat ile Çağrılma

Resmi tebligat ile çağrılma ifadenizin alınması için size ulaştırılan yazılı ve imzalı resmi belgedir. Bu tebligat çoğunlukla PTT aracılığıyla sizin ya da ev halkından birine imza karşılığında teslim edilir. Tebligatta hangi konuda, hangi sıfatla ve nerede ifade vermeniz gerektiği ayrıntılı şekilde açıklanır. Resmi tebligat aldıysanız, yasal yükümlülüğünüz başlamış olur. Tebligatı aldıktan sonra belirtilen tarih ve saatte karakola gitmezseniz, hakkınızda zorla getirme kararı çıkarılabilir. Resmi tebligatlar her zaman ciddiye alınmalı ve zaman kaybetmeden hareket edilmelidir.

Dolandırıcılık ve Sahte Çağrılara Dikkat

Dolandırıcılık ve sahte çağrılar son yıllarda artmıştır. Özellikle kimliği belirsiz kişiler, polis veya savcı gibi davranarak insanları ifadeye çağırdıklarını söyleyip kandırmaya çalışabiliyorlar. Bu kişilere asla kişisel bilgi verilmemeli ve para isteniyorsa kesinlikle güvenilmemelidir. Resmi kurumlar asla telefonla para talebinde bulunmaz. Eğer bir şüpheniz varsa, mutlaka en yakın karakola giderek gerçek bir ifadeye çağrılma olup olmadığını öğrenmelisiniz. Ayrıca, herhangi bir sms, e-posta ya da WhatsApp mesajı ile yapılan ifadeye çağrıların büyük bölümü sahte olabilir. Çağrı gerçek mi, resmi mi anlamak için gelen belge ya da konuşmaların doğruluğunu resmi kurumlara bizzat sorarak öğrenmelisiniz. Güvenliğiniz için bu konuda her zaman temkinli davranmalısınız.

İfadeye Gitmeden Önce Bilinmesi Gerekenler

Hangi Sıfatla Çağrıldığınızın Önemi (Şüpheli, Tanık, Mağdur)

İfadeye gitmeden önce mutlaka hangi sıfatla çağrıldığınızı bilmelisiniz. Çünkü bir dosyada şüpheli olarak çağrılmakla tanık veya mağdur olarak çağrılmak arasında büyük farklar vardır. Şüpheli olarak ifadeye çağrılıyorsanız, size bir suç isnat ediliyor demektir ve savunma haklarınız buna göre şekillenir. Tanık olarak çağrılıyorsanız, olay hakkında bilgi sahibi olmanız beklenir. Mağdur iseniz, suçtan zarar gören kişi olduğunuz için haklarınız çok daha kapsamlı olur. Çağrı kağıdında veya sizi arayan görevli tarafından bu durum mutlaka belirtilmelidir. Eğer anlaşılmıyorsa, ilgili kuruma başvurarak bunu netleştirin.

Hangi Suçlamadan Dolayı Çağrıldığını Öğrenme

İfade vermeye gitmeden önce neyle suçlandığınızı veya hangi olay nedeniyle ifadeye çağrıldığınızı bilmeniz büyük önem taşır. Suçlamayı ya da ifadenizin nedenini bilmezseniz, hazırlıksız yakalanabilir ve yanlış beyanlarda bulunabilirsiniz. Şüpheli olarak çağrılıyorsanız size isnat edilen suç açıkça belirtilmelidir. Tanık ya da mağdur pozisyonunda da olayın veya dosyanın konusu genelde bildirilir. Eğer bilgi verilmemişse, ilgili polis karakolunu, adliyeyi veya savcıyı arayarak konuyu öğrenmeye çalışın. Hazırlı gitmek kendinizi daha güvende hissetmenize yardımcı olur.

Haklarınızı Bilmek

İfade vermeden önce haklarınızın neler olduğunu bilmeniz gerekir. En önemlisi, zorla ifade vermeye zorlanamazsınız ve ifadeniz baskı ya da tehdit altında alınamaz. Şüpheliyseniz susma hakkınız ve avukat talep etme hakkınız vardır. Tanıksanız da yasal haklarınız bulunur ve gerektiğinde bazı soruları yanıtlamayabilirsiniz. Mağdur iseniz, olayın aydınlatılması ve haklarınızın korunması için devlet desteğinden yararlanabilirsiniz. İfade işlemi sırasında, size haklarınız okunmalı ve anlamadığınız bir şey varsa sorma hakkına sahipsiniz.

Avukat İle Görüşmek ve Avukat Yardımı Almak

İfadeye gitmeden önce bir avukata danışmak haklarınız için çok önemlidir. Şüpheli olarak çağrıldıysanız, ifade işlemi başlamadan önce avukatınızın yanınızda olmasını talep edebilirsiniz. Ekonomik durumunuz yoksa ve ciddi bir suçlamaya dair ifade daveti aldıysanız, devlet size ücretsiz bir avukat da sağlayabilir. Tanık veya mağdur durumda da hukuki destek almak için avukattan yardım istemekte tereddüt etmeyin. Özellikle ne söyleyeceğiniz konusunda endişeniz varsa, avukat bilgi ve tecrübesi ile sizi yönlendirebilir.

Kimlik ve Gerekli Evraklar

Karakola veya savcılığa ifade vermeye giderken yanınızda kimlik kartınızın olması zorunludur. Kimliğiniz olmadan resmi bir işlem yapılamaz. Ayrıca, çağrı kağıdı ya da davetiye aldıysanız bunu da götürmeniz iyi olur. Eğer olay hakkında elinizde belge, evrak, fotoğraf, video gibi delil niteliğinde materyaller varsa, bu tür belgeleri de mümkünse yanınızda bulundurun. Böylece ifadenizi destekleyecek bilgileri resmi olarak sunabilirsiniz. Hazırlıklı gitmek hem sizin hem de yetkililerin işini kolaylaştırır.

Karakolda İfade Verme Süreci

İfade Alma İşlemi Nasıl Yapılır?

Karakolda ifade alma işlemi, genellikle polis memurları veya jandarma tarafından yapılır. Öncelikle, ifade verecek kişi ilgili karakola davet edilir ve kimlik kontrolü yapılır. Daha sonra ifade işlemi, genellikle bir ifade odasında, resmi görevli gözetiminde gerçekleştirilir. Polis, size olaya veya suçlamaya dair sorular yöneltir. Bu sorular genellikle açık, net ve anlaşılır tarzda olur. Eğer isterseniz, ifadenizi kendiniz de yazabilirsiniz. İfade işleminin başında, tutanak tutulur ve bütün konuşulanlar bu tutanağa geçirilir. İfadeyi alan görevli, işlemin düzgün ve tarafsız şekilde yürütülmesinden sorumludur.

İfade Alma Sırasında Hakların Bildirilmesi

Karakolda ifade alma işlemi sırasında en önemli konulardan biri de hakların bildirilmesidir. Polis, ifade alınmaya başlamadan önce size bazı haklarınızı okur. Bu haklar arasında susma hakkı, avukat talep etme hakkı, yakınlarınıza haber verilmesini isteme hakkı ve hakkınızdaki suçlamayı öğrenme hakkı yer alır. Haklarınızı bilmeniz, ifadenizi özgür ve baskıdan uzak bir şekilde vermeniz açısından çok önemlidir. Eğer size haklarınız okunmaz ya da anlatılmazsa, bunu talep etmeyi unutmayın.

Susma Hakkı ve Sözlü Savunma

Susma hakkı, karakolda ifade verirken sahip olduğunuz en temel haklardan biridir. Hiçbir soruya cevap vermek zorunda değilsiniz. Polis size "susma hakkınızı kullanıyor musunuz?" diye sorar. Dilerseniz hiçbir soruya cevap vermeden sadece susabilirsiniz. Ayrıca, susma hakkınızı kullandığınız için size ceza verilemez. Sözlü savunma ise, kendinizi açıkça ifade etmeniz anlamına gelir. Dilerseniz olayla ilgili tüm bildiklerinizi anlatabilirsiniz. Ancak her durumda doğruyu söylemeniz ve yanlış beyanda bulunmamanız sizin yararınızadır.

Tutanak ve Tutanak Okuma Hakkı

İfade işlemi sırasında tüm konuşmalar ve beyanlar, tutanak adı verilen resmi kağıda yazılır. Bu tutanak, sizin ifadenizin tam ve eksiksiz olarak kaydedilmesini sağlar. İfade işlemi bittikten sonra, hazırlanan tutanağı okuma hakkınız vardır. Tutanak okunmadan hiçbir şekilde imza atmayın. Eğer eksik, yanlış veya anlamadığınız bir şey varsa mutlaka görevliye bildirin. Tutanakta düzeltme talep edebilirsiniz. Her ifade sonrası, tutanak size gösterilmeli ve onayınız alınmalıdır. Tutanak sizin hukuksal güvenliğiniz için çok önemlidir.

Üzerinizde Baskı veya Tehdit Olursa Ne Yapmalı?

Karakolda ifade verirken kesinlikle hiçbir şekilde baskı altında olmamanız gerekir. Eğer polis ya da başka biri üzerinizde baskı, tehdit ya da zor kullanıyorsa hemen bunu ifade edin ve tutanağa geçmesini isteyin. Ayrıca, avukatınızı ya da bir yakınınızı arayarak yardım isteyebilirsiniz. Baskı altında alınan ifadeler hukuken geçersiz sayılır ve sonradan şikayet edebilirsiniz. Böyle bir durumda, karakoldaki üst amire veya Cumhuriyet Savcısına başvurmak en doğru yöntemdir.

Avukatın İfade Sürecindeki Rolü

Karakolda ifade verirken avukat bulundurmak çoğu zaman yararlıdır, hatta bazı durumlarda zorunludur. Şüpheli veya sanık olarak ifade verirken bir avukatınız yoksa, devlet size ücretsiz bir avukat sağlar. Avukat, bütün işlemler sırasında yanınızda bulunabilir, size haklarınızı anlatır ve yanlış bir beyan vermemeniz için yardımcı olur. Ayrıca, ifadeye müdahale edebilir, tutanakta yer alan bir hususa itiraz edebilir veya düzeltme yapılmasını isteyebilir. Avukat, hukuki güvenliğinizin sigortasıdır.

Yabancı Uyruklular ve Çocukların İfadesi

Yabancı uyruklu kişilerin karakolda ifade verirken bir tercüman bulundurulması zorunludur. Polis, kişinin anlamayacağı veya konuşamayacağı bir dilde ifade almaz. Tercüman, söylenen her şeyi doğru şekilde çevirmekle yükümlüdür. Çocukların ifadeleri ise, çocuk polisi ve pedagojik formasyonu olan uzmanlar eşliğinde alınır. 18 yaşından küçüklerin ifadesinde mutlaka bir avukat ve velisi ya da vasisi bulunur. Çocuklar, kendilerini baskı altında hissetmemeleri için özel ortamlarda ve uygun kişilerin gözetiminde ifade verir. Çocuklar ve yabancıların hakları kanunlarla özel olarak korunur ve bu süreçlerde ekstra özen gösterilir.

İfade Vermek Zorunlu Mu?

İfade vermek zorunlu mu sorusu, karakoldan çağrı alan herkesin kafasını kurcalar. Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, çağrıldığınızda ifade vermeye gitmeniz bir yükümlülüktür. Polis ya da savcılıktan davet geldiğinde gitmezseniz, hakkınızda “zorla getirme” kararı çıkabilir. Yani, kolluk kuvvetleri sizi zorla karakola getirebilir.

Ama sadece gitmek zorunlu; orada istenen her soruya cevap vermek zorunda değilsiniz. Kısacası, ifade vermek için çağrıldığınızda gitmek yasal bir sorumluluk, ancak söylediğiniz şeyler konusunda bazı haklarınız var.

Susma Hakkının Kullanılması

Susma hakkı, ifade verirken en önemli haklardan biridir. Karakolda ya da savcılıkta size hakkınız olan susma hakkı bildirilmeli. Bu, hiçbir soruya cevap vermemeyi tercih edebileceğiniz anlamına gelir.

Susma hakkınızı kullanmak sizi “suçlu” göstermez ve hakkınızı kullandığınız için herhangi bir cezayla karşılaşmazsınız. Özellikle kendi aleyhinize olabilecek bir durumda, susma hakkınızı kullanmak akıllıca olabilir. Avukatınız varsa, susma hakkınızı kullanıp kullanmama konusunda onunla görüşebilirsiniz.

İfadeye Katılmama Halinde Zorla Getirme Kararı

İfadeye gitmezseniz, yetkili makamlar hakkında zorla getirme kararı çıkarabilir. Bu karar mahkeme veya savcılık tarafından verilir. Karar çıktıktan sonra, polis sizi bulunduğunuz yerden alıp karakola götürür. Bu işlem sırasında haklarınız ve insan onurunuz korunmak zorundadır.

Zorla getirme, suçun niteliğine ve çağrının ciddiyetine göre hızla uygulanabilir. Özellikle ağır suçlarda veya davetiyeye rağmen birkaç kez gitmediyseniz, zorla getirilmeniz oldukça olasıdır. Gece saatlerinde zorla getirme genelde yapılmaz, ama acil durumlarda istisnalar olabilir.

Yakalama ve Gözaltı Durumları

Yakalama ve gözaltı, ifadeye çağırılmaktan daha farklı durumlardır. Eğer ifadeye çağrıldınız ama gitmediniz ve hakkınızda zorla getirme kararı varken polis sizi bulursa, bu sırada kısa süreli olarak yakalanırsınız.

Gözaltı ise kişinin, özgürlüğünün daha uzun süre alınmasıdır. Her ifadesi alınan kişi gözaltına alınmaz. Ancak ciddi bir suç şüphesi varsa veya kaçma ihtimaliniz bulunuyorsa, savcılık kararıyla gözaltına da alınabilirsiniz.

Yakalama ve gözaltı işlemlerinin yasal sınırları vardır. Haklarınız yine korunur ve bu durum size tutanakla bildirilir. Bu aşamada da avukat talep etme hakkına sahipsiniz ve polis haklarınızı size tekrar anlatmak zorunda.

İfade Sonrası Savcılığa Sevk veya Serbest Bırakılma

Karakolda ifade verdikten sonra süreç genellikle iki şekilde ilerler: İlk seçenekte, polis ya da jandarma, ifadenizi aldıktan sonra sizi hemen serbest bırakabilir. Bu, çoğu hafif suçlarda ve şüpheli hakkında tutuklamayı ya da gözaltını gerektirecek güçlü delil yoksa sıkça karşılaşılan bir durumdur.

İkinci seçenekte ise, olayın niteliğine ve toplanan delillere göre dosya Cumhuriyet savcısına sevk edilir. Savcı, ifadeyi ve diğer delilleri değerlendirip, kişinin serbest bırakılmasına ya da adliyeye sevkine karar verir. Özellikle daha ağır suçlarda, şüphelinin mahkemeye çıkartılması için adliyeye sevk edilmesi mümkündür.

Adli Kontrol, Tutuklama ve Serbestlik Kararları

İfade sonrası savcı, şahsın durumuna göre farklı kararlar alabilir. Birincisi, serbest bırakma kararıdır. Eğer ortada tutuklanmayı gerektirecek ağır deliller yoksa, şüpheli serbest bırakılır. Ancak bazı durumlarda ise “adli kontrol” adı verilen bir tedbir uygulanabilir. Adli kontrol, şüphelinin serbest bırakılması ama belirli koşullara tabi olması demektir. Örneğin, yurtdışına çıkış yasağı, belirli aralıklarla polis merkezine imza verme gibi şartlar getirilebilir.

Daha ağır suçlarda veya kuvvetli suç şüphesi varsa, savcı tutuklama talebiyle kişiyi sulh ceza hakimine sevk edebilir. Hakim, dosyada ciddi deliller görüyorsa tutuklama kararı verir; aksi halde yine adli kontrolle veya tamamen serbest de bırakabilir. Tutuklama genellikle istisnai bir durumdur ve dosyanın ciddiyetine, delillerin kuvvetine göre verilir.

Dava Açılması ve Sürecin Başlaması

Karakolda ifade alındıktan sonra tüm deliller savcılık tarafından incelenir. Savcı, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulursa iddianame hazırlar ve mahkemeye sunar. Mahkeme bu iddianameyi kabul ederse ceza davası açılır ve resmi yargılama süreci başlar.

Dava açıldıktan sonra sanık veya şüpheli kendisine gelen mahkeme celbiyle birlikte duruşmalara katılmak zorunda kalır. Bu aşamada tanıklar dinlenir, deliller değerlendirilir ve savunmalar alınır. Dava boyunca şüpheli isterse avukat tutabilir ve savunma haklarını kullanabilir.

Takipsizlik ve Kovuşturmaya Yer Olmama Kararı

İfade ve soruşturma sonrası savcı, dosyadaki delillerin suç işlediğinize dair yeterli olmadığını düşünürse, “takipsizlik kararı” yani “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” verir. Böylelikle kişi hakkında ceza davası açılmaz ve süreç kapanır.

Takipsizlik kararı, kişinin adli siciline işlenmez ve ileride aynı konu tekrar gündeme gelmediği sürece yeniden soruşturma açılması çok zordur. Bu durumda kişi hakkında herhangi bir mahkeme süreci de başlamaz. Bu karar, kişinin beraat etmesi gibi olur ve şüpheli herhangi bir ceza tehdidiyle karşı karşıya kalmaz.

Karakolda ifade verdikten sonra sürecin nasıl ilerleyeceği olayın ve delillerin durumuna göre değişir. En önemli haklarınızdan biri, sürecin her aşamasında bir avukattan yardım alabilmektir. Unutmayın, susma hakkınız ve savunma hakkınız her zaman vardır!

Sık Karşılaşılan Dikkat Edilmesi Gerekenler

İfade Sonrası Adli Sicil Durumu

İfade verdikten sonra adli sicil kaydınız ile ilgili birçok kişi endişe yaşar. Çünkü insanlar ifadeye çağrılınca ya da karakolda ifade verince sicillerinin olumsuz etkileneceğini düşünür. Fakat adli sicil kaydına sadece kesinleşmiş mahkeme kararları işlenir. Sadece ifade vermekle, adli sicilinizde bir kayıt oluşmaz. Eğer hakkınızda bir mahkumiyet kararı çıkarsa, bu durum sicile geçer. Yani ifade verdikten sonra, hakkınızda henüz bir dava açılmadıysa veya suçlu bulunmadıysanız siciliniz "temiz" kalmaya devam eder.

Karakolda Verilen İfade Sicile İşler mi?

Karakolda verilen ifade, doğrudan adli sicile işlemez. Yani sizin karakola gidip ifade vermiş olmanız, herhangi bir cezai işlem geçirdiğiniz ya da sicilinizin kirlendiği anlamına gelmez. Türkiye’de adli sicil kaydına, yalnızca mahkemelerin verdiği kesin kararlar yazılır. Hakkınızda davaya gerek görülmez veya suçsuz bulunursanız, kayıt eklenmez. Fakat mahkeme sonunda bir ceza verilirse, o zaman sicilinizde gözükür. Buna rağmen, şüpheli, tanık veya mağdur olarak verdiğiniz ifadeler hiçbir şekilde sicil kaydında görünmez.

Hatalı veya Eksik Beyanlarda İfade Değişikliği

İfade verdikten sonra hatalı veya eksik beyanda bulunduğunuzu anlarsanız, bu durumda panik yapmanıza gerek yok. Çünkü savcılığa ya da emniyete başvurup, yeniden ifade vermek istediğinizi söyleyebilirsiniz. Özellikle "yanlış ifade verdim" veya "önemli bir noktayı unuttum" dediğiniz durumlarda, başvurunuz değerlendirilir ve yeni bir ifade alınabilir. Dava devam ediyorsa ya da mahkeme aşamasında yanlış olduğunu düşündüğünüz beyanlarınızı düzeltmek için bu hakkınızı kullanabilirsiniz.

Baskı ve İşkenceyle Alınan İfadeler

Bazen kişiler, karakolda baskı veya tehdit altında ifade verdiklerini iddia edebiliyor. Türk hukuk sisteminde işkence, tehdit veya baskı altında alınan ifadeler geçersizdir ve delil olarak kullanılamaz. Böyle bir durumda, vakit kaybetmeden Cumhuriyet Savcılığına veya bağımsız bir kuruma şikayet etmek gerekir. Ayrıca, durumu belgelemek ya da kanıtlamak için avukat desteği almak çok önemlidir. Şikayet sonrası adli ve idari soruşturma başlatılabilir. Unutmayın, kimse size baskı veya tehdit uygulayamaz ve böyle bir durumda verilen ifadeler yasal olarak geçersizdir.

Karakolda İfadeden Sonra Sıkça Sorulan Hukuki Meseleler

İfade Tutanakları ve Delil Niteliği

İfade tutanakları, karakolda ifade verirken size okutturulan ve imzalatılan belgelerdir. Bu belgeler verdiklerinizin resmi kaydıdır. İfade tutanaklarının delil niteliği çok yüksektir. Çünkü yazılı olan her söz, mahkemede kanıt olarak kullanılabilir. İfadenizde yanlış veya eksik bir beyan yazıldıysa, bunu mutlaka düzeltin ya da ekleme yapılmasını isteyin. Özellikle zorla, baskıyla ya da tehditle verilen ifadeler geçersiz sayılabilir. Ancak bu baskıyı ispatlamak her zaman kolay değildir. O yüzden, imzalamadan önce dikkatlice okuyun ve anlamadığınız kısımları mutlaka sorun.

İfadeden Sonra Polis, Savcılık ve Mahkeme Aşamaları

İfadenizi verdikten sonra polis, savcılık ve mahkeme aşamaları başlayabilir. Polis sadece ön inceleme yapar ve genellikle topladığı bilgileri savcıya iletir. Savcı, dosyayı inceler ve gerek görürse sizi tekrar çağırabilir veya doğrudan mahkemeye sevk edebilir. Bazı durumlarda savcı, ifade ve diğer delillere bakarak bir suç unsuru bulamazsa dosyayı kapatabilir. Suç şüphesi kuvvetliyse hakkınızda dava açılır ve mahkeme süreci başlar. Bu aşamalar tamamen somut delilere ve sizin ifadenize dayanır. Eğer davaya gidilirse, daha önce verdiğiniz ifade mahkeme dosyasında yer alır ve hâkim tarafından dikkate alınır.

İfade Sonrası Avukatla Yol Haritası Belirleme

İfadeden sonra avukatınıza danışmak çok önemlidir. Avukatınız, ifadeniz doğrultusunda en doğru yolu çizer. Size hangi haklara sahip olduğunuzu, bu süreçte neler yapmanız gerektiğini açıklar. Eğer eksik, yanlış veya sizi zor durumda bırakacak ifadeler verdiyseniz, avukatınız yeni bir beyan hazırlamanıza veya ifadenizin değişmesi için başvuru yapmanıza yardımcı olur. Ayrıca adli sürecin her adımında sizi bilgilendirir ve gerektiğinde itiraz yollarını gösterir. Böylece süreç boyunca hukuken güvende olursunuz ve yanlış bir adım atmazsınız. Özellikle ceza davalarında avukatla hareket etmek her zaman faydalı olacaktır.

Uygulamada Karşılaşılan Özel Durumlar

Çocuklar ve Özel Koruma Gerektiren Gruplar

Çocukların ve özel koruma gerektiren grupların ifade verme süreci, normalden farklı ve daha hassas prosedürlere tabidir. Çocuklar karakolda ifade verirken mutlaka bir pedagoga veya sosyal hizmet uzmanına başvurulur. 18 yaş altındaki kişiler, eğer şüpheli veya mağdursa, yanında ebeveyn, vasi veya bir avukat bulunmalıdır. Ayrıca çocuklar korkutulamaz ya da baskı altında tutulamaz. Engelli bireyler veya psikolojik desteğe ihtiyaç duyanlar da gerekirse, uzman yardımı ile ifade verebilir.

Çoğu zaman bu gruplara yönelik ifadeler, kamera ile kayda alınır ve resmi yollarla korunur. Kadınlar, yaşlılar veya engelliler de benzer şekilde özel koruma kapsamındadır. Hangi gerekçeyle olursa olsun bu kişilere kötü muamelede bulunmak yasaktır ve şikayet hakları mevcuttur.

Yabancıların İfade Sürecinde Tercüman Hakkı

Yabancı uyruklu kişiler karakolda ifade verirken, tercüman hakkı çok önemlidir. Türkçe bilmeyen kişilere resmi olarak bir tercüman atanır ve ifade sırasında tercüman, anlatılanları doğru şekilde aktarır. Tercümanın gelmemesi durumunda, ifade alınamaz. Böyle bir durumda ısrar edilirse hak ihlali ortaya çıkar.

Ayrıca ifadeye çağrılan yabancı uyruklunun kendi ülkesinin konsolosluğuna bilgi verme hakkı da vardır. Bu hak özellikle gözaltı veya tutuklama hallerinde devreye girer.

Gizli Tanık ve Tanık Koruma Prosedürleri

Bazı dosyalarda tanıkların can güvenliği riski taşıması halinde, gizli tanıklık sistemi kullanılabilir. Mahkeme veya savcılık tarafından alınan kararla tanığın kimliği tamamen gizli tutulur. Hatta, gizli tanıklar mahkeme salonuna alınmaz, görüntü ve ses değiştirilerek video konferans ile dinlenebilirler.

Gizli tanıkların verdiği ifadeler de diğer deliller gibi değerlendiriliyor, ancak tek başına kişinin suçlu ilan edilmesine yeterli sayılmaz. Tanık koruma programları varsa, tanık ve yakınlarının güvenliği devlet tarafından sağlanır.

Adli Büro veya Savcıdan Davet Almak

Bazen ifade daveti karakoldan değil, adli büro veya doğrudan savcıdan da gelebilir. Bu davet genellikle resmi bir yazı ile gelir ve hangi konuda çağrıldığınız belirtilir. Eğer doğrudan savcıya ifade verecekseniz, genellikle daha ciddi bir suçlama ya da önemli bir mesele söz konusudur.

İfadeye adli büro veya savcı huzurunda gidildiğinde de avukatınız yanınızda olabilir. Ayrıca burada da haklarınızı bilmeniz ve kullanmanız çok önemlidir.

Aranma Emri ve Haklarınız

Hakkınızda aranma emri varsa, polisler sizi yakalama ve karakola götürme hakkına sahip olur. Genelde ifadeye çağrılmaya rağmen gitmemek ya da adresinizde bulunamamak bu tür bir emrin çıkmasına neden olabilir. Yakalanırsanız, kimliğinizi gizlememeniz ve haklarınız konusunda bilgi istemeniz gereklidir.

Arama, yakalama veya gözaltı sırasında hiçbir şekilde kötü muameleye maruz kalmamanız gerekir. Susma hakkınız ve avukat isteme hakkınız yine burada da geçerlidir. Ayrıca işlemler tamamlanınca tutulacak tutanağı mutlaka okuyun, gerekirse ek beyan verin.

Tüm bu özel durumlarda haklarınızı korumak için avukat yardımı almak her zaman faydalıdır.

Soru Sor Danışmanlık Talep Et