Sonuca Bağlı Vekâlet Ücreti Gerçekten Yasal mı? Şartlar ve Bilmeniz Gerekenler
- Tanımı ve Hukuki Dayanağı
- Avukatlık Kanunu ve İlgili Mevzuat
- Hangi Durumlarda Uygulanabilir?
- Yasal Sınırlamalar ve Koşullar
- Türkiye’de Güncel Uygulamalar
- Danıştay ve Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme
- Vekâlet Ücreti Türleri ve Kavramları
- Sözleşme Hazırlarken Bilinmesi Gerekenler
- Ücretin Belirliliği ve Geçerliliği
- Sonuca Bağlı Anlaşmada Taraf Hakları ve Yükümlülükleri
- Avantajlar
- Sık Sorulan Sorular ve Yanıtlar
- 2024-2025 Türkiye Barolar Birliği Asgari Ücret Tarifesi
- Noter Vekâletname Ücretleri ve Dikkat Edilecekler
- Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
- Geçersiz Anlaşmalar ve Sonuçları
- Sonuç ve Değerlendirme
Sonuca Bağlı Vekâlet Ücreti Anlaşması, hukuk dünyasında merak uyandıran bir konudur. Türkiye'de bu konuda farklı görüşler ve uygulamalar mevcuttur. Yargıtay kararları ve çeşitli hukuk kaynaklarına göre, avukatlık ücretinin başarının gerçekleşip gerçekleşmemesine bağlı olarak belirlenmesi mümkündür. Ancak, bu tür bir anlaşmanın yazılı hale getirilmesi ve her iki taraf için de şeffaf bir şekilde hazırlanması gerekmektedir.
Avukatlık Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu gibi yasal düzenlemeler, vekâlet ücretinin nasıl belirleneceği konusunda belirli kurallar koymuştur. Bu kanunlara göre, dava sonunda haklı çıkan tarafa vekâlet ücretinin hükmedilmesi, yargı kararları arasında yer alması gereken bir uygulamadır. Bu bağlamda, avukat ile müvekkil arasında yapılan sözleşmenin içeriği oldukça önemlidir ve avukatlar bu sözleşmeleri hazırlarken dikkatli olmalıdır.
Vekalet ücreti ile ilgili yasal düzenlemeler, tarafların haklarının korunmasına yönelik olarak detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Ancak, sonuca bağlı vekâlet ücreti anlaşmasının nasıl yapılacağı ve geçerlilik şartları konusunda detaylı bilgiye sahip olmak önemlidir.
Tanımı ve Hukuki Dayanağı
Sonuca bağlı vekâlet ücreti; avukat ile müvekkil arasında, avukatlık hizmeti karşılığı olarak yalnızca işin veya davanın olumlu bir şekilde sonuçlanması halinde ödenecek vekalet ücretini ifade eder. Yani avukat, üstlendiği hukukî iş veya davası başarıya ulaşmadıkça, ücrete hak kazanamaz. Bu tür sözleşmeler, özellikle tazminat, alacak gibi para ile ölçülebilen işlerde daha çok tercih edilir.
Hukuki olarak bu konunun temel dayanakları da bulunmaktadır. Türkiye Barolar Birliği Asgari Ücret Tarifesi ile Avukatlık Kanunu'nda “sonuca bağlı” ibaresinin geçtiği yerler açıkça düzenlenmiştir. Özellikle yapılan anlaşmanın yazılı olması ve Avukatlık Kanunu'nun belirlediği sınırlar çerçevesinde olması gerekir. Aksi halde yapılan sözleşme geçersiz sayılır ya da yasal azami oran dikkate alınır.
Avukatlık Kanunu ve İlgili Mevzuat
Sonuca bağlı vekâlet ücreti, esas olarak Avukatlık Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir. Ayrıca, Türkiye Barolar Birliği’nin yayımladığı asgari ücret tarifeleri ile uygulamada karşılaşılabilecek sınırlar da belirlenmiştir.
Avukatlık Kanunu Madde 164
Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesine göre; avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder. En çok dikkat çeken husus, bu ücreti dava veya hükmolunacak şeyin değeri üzerinden, yüzde 25'i aşmamak koşuluyla belirlenebilmesidir. Ayrıca, avukat ile müvekkil arasında yazılı bir sözleşme yapılması zorunludur.
Aynı maddenin son fıkrasında ise şu hüküm vardır: "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir." Yani, mahkeme sonucu ile ortaya çıkan ve karşı taraftan tahsil edilen bu ücret doğrudan avukata ödenir. Sonuca bağlı anlaşmalarda, bu madde çerçevesinde üst sınır ve avukat-müvekkil sözleşmesinin geçerliliği ön plana çıkar.
Türk Borçlar Kanunu'nda Düzenleme
Türk Borçlar Kanunu’nda vekalet sözleşmeleri genel olarak düzenlenmiştir. Kanunun ilgili maddelerine göre, vekil ancak sözleşmede özel olarak kararlaştırılmışsa veya yerel adet bu yönde ise ücret talep edebilir. Sonuca bağlı ücretler de, tarafların iradesi ve kanunun koruduğu sınırlar içinde olsa geçerli sayılır.
Bunun yanında, Türk Borçlar Kanunu’na göre hukuki yardımda bulunan vekil (avukat), işin sonucuna göre veya işin değeriyle orantılı bir ücret talep edebilmekte, fakat bu hususta Avukatlık Kanunu’ndaki özel hükümler ve sınırlamalar öncelikli uygulanmaktadır.
Hangi Durumlarda Uygulanabilir?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti en çok, konusu para ile ölçülebilen davalarda uygulanır. Özellikle tazminat davaları, alacak davaları, fazla mesai alacağı veya işçi-işveren arasındaki davalar gibi durumlarda tercih edilir. Vatandaşların ve avukatların sıkça karşılaştığı bu tür davalarda, müvekkil avukata ücret ödeme riskine girmeden, dava sonuçlanıp kazanç elde edilirse avukata belirlenen oranda ödeme yapmayı kabul eder.
İdari davalarda, boşanma, velayet gibi manevi değer taşıyan ve sonuçları para ile ölçülemeyen davalarda ise genelde sonuca bağlı vekâlet ücreti uygulamasına izin verilmemektedir. Çünkü bu davalarda davanın parasal sonucu yoktur ya da sonuç doğrudan maddi kazanımla ölçülmemektedir.
Sonuca bağlı vekâlet ücreti konusunda her avukat böyle bir anlaşmaya yanaşmayabilir. Ayrıca; Avukatlık Kanunu’ndaki yüzde 25’lik üst sınır, yazılı sözleşme zorunluluğu ve baro asgari ücret tarifesi gibi yasal düzenlemelere mutlaka dikkat edilmesi gerekir. En doğru ve güncel uygulama için ilinizdeki barodan ya da bir avukattan bilgi almak faydalı olacaktır.
Yasal Sınırlamalar ve Koşullar
Sonuca bağlı vekâlet ücreti anlaşması, Avukatlık Kanunu ve Borçlar Kanunu’na bağlı olarak yapılabilir. Türk hukukunda vekâlet sözleşmesi, tarafların karşılıklı iradeleriyle kurulur ve bu sözleşmelerde özgürlük esastır. Ancak avukatlık hizmetlerinde, sözleşmenin geçerliliği ve vekâlet ücretiyle ilgili bazı yasal sınırlamalar ve koşullar bulunmaktadır.
Öncelikle, vekâlet sözleşmeleri belirli bir şekle tabi değildir, yani yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. Ancak bazı özel durumlarda, özellikle taşınmaz satışı gibi işlemlerde, noter onayı ya da yazılı şekil aranmaktadır. Avukatlık hizmetlerinde ise sözleşmede; yapılacak iş, ücretin miktarı ve ödenme şekli net olarak belirtilmelidir. Çünkü Avukatlık Kanunu’nun 163 ve 164. maddelerine göre, özellikle ücretin belirlenmesiyle ilgili sınırlar çizilmiştir. Bu sınırların dışında yapılan anlaşmalar hukuken geçersiz sayılır ve avukatın disiplin sorumluluğu doğar.
Vekâlet sözleşmesinin geçerliliği için, tarafların tam ehliyete sahip olmaları, sözleşmenin konusu ve amacı hukuka uygun olması gerekir. Avukatın, üstlendiği işte özenli ve dürüst davranma yükümlülüğü de yasal zorunluluktur.
Asgari Ücretin Altında Anlaşma Yasağı
Asgari ücretin altında vekâlet ücretiyle anlaşma yapmak, Avukatlık Kanunu’na göre kesinlikle yasaktır. Türkiye Barolar Birliği tarafından her yıl yayınlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”nde, çeşitli davalarda ve işlemlerde alınabilecek en düşük ücretler belirlenir.
Hiçbir avukat, asgari ücretin altında bir miktar karşılığı dava veya iş kabul edemez ve müvekkiliyle bu şekilde anlaşamaz. Böyle bir durumda, hem avukat için disiplin cezası söz konusu olur hem de yapılan ücret anlaşması tamamen geçersiz sayılır. Sözleşmede belirtilen ücret asgari ücretin altında ise, sözleşme sadece ücret açısından geçersiz olur ve asgari miktar üzerinden tahsil yapılır.
Bunun amacı hem avukatlık mesleğinin onurunu korumak hem de haksız rekabete engel olmaktır. Ayrıca, avukatın ücretsiz iş alması da (bazı istisnai durumlar dışında — mesela yakın akraba veya hayır işleri gibi) kesinlikle yasaktır.
Mahkemenin Kararı ve Yargılama Giderleri
Mahkemenin kararı ve yargılama giderleri, vekâlet ücretiyle yakından ilişkilidir. Bir dava sonunda, mahkeme dava veya işin karara bağlanmasıyla birlikte yargılama giderlerini ve vekâlet ücretini de hüküm altına alır. Yani, davayı kazanan tarafın avukatı için "karşı vekâlet ücreti" olarak karşı taraftan asgari ücret tarifesine göre bir miktar mahkemece belirlenir.
Buradaki esas, yargı mercileri tarafından takdir edilen vekâlet ücretinin davayı kaybeden tarafa yargılama gideri olarak yüklenmesidir. HMK 323. maddeye göre vekâlet ücreti yargılama giderlerinin bir parçası olarak kabul edilir. Mahkeme, kararında bu ücreti açıkça belirtir ve kazanan tarafın avukatı bu tutarı davayı kaybeden taraftan talep edebilir.
Fakat mahkemeler, vekâlet ücretini kararlaştırırken ve taraflara yüklerken daima yürürlükteki “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”ne göre hareket etmek zorundadır. Anlaşılan miktar ya da mahkemenin belirlediği ücret bu miktarın altında ise, asgari tarifeye yükseltilir. Ayrıca, vekâlet ücreti hiçbir şekilde dava değeri veya hükmolunan bedelin %25'ini aşamaz. Fazlası için yapılan anlaşmalar da bu sınırı aşan kısmı bakımından geçersizdir.
Sonuç olarak, mahkemede vekâlet ücretine hükmedilmesi hem avukatın hem de müvekkilin maddi güvenliğini sağlarken, adil yargılama ilkelerinin de bir gereğidir.
Karşı Vekâlet Ücreti ile Farkları
Karşı vekâlet ücreti ile sonuca bağlı vekâlet ücreti arasında önemli farklılıklar vardır. Sonuca bağlı vekâlet ücreti, avukat ile müvekkil arasında yapılan ve alınacak ücretin doğrudan dava sonucuna (yani dava kazanılırsa alınacak bedele) bağlı olduğu anlaşmadır. Bu ücret, yalnızca dava başarıyla sonuçlanırsa ödenir ve taraflar arasında doğrudan bir borç-alacak ilişkisi doğurur.
Karşı vekâlet ücreti ise, davayı kaybeden taraftan davayı kazanan tarafın avukatına, mahkeme kararıyla ödenmesi gereken ücrettir. Yani avukat, bir yandan kendi müvekkilinden kendi ücretini alırken, ayrıca davada haklı çıkan tarafın avukatı olarak davayı kaybeden taraftan da mahkeme aracılığıyla ek bir ücret alabilir.
Burada dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:
- Karşı vekâlet ücreti, yalnızca mahkeme kararıyla doğar ve doğrudan avukata aittir. Müvekkil bu para üzerinde hak iddia edemez.
- Sonuca bağlı vekâlet ücreti ise, baştan taraflar arasında yapılan bir sözleşmeye dayanır.
- Karşı vekâlet ücreti kesinlikle asgari ücretin altında olamaz ve mahkemenin belirlediği standarda göredir.
- Sonuca bağlı vekâlet ücreti ise bazen asgari ücretin çok üzerinde olabilir fakat sınırı, dava ya da hükmolunan bedelin %25’iyle çizilmiştir.
Özetle; sonuca bağlı vekâlet ücreti, bir özel sözleşme ilişkisi doğururken, karşı vekâlet ücreti ise yargılama sonucunda haklı çıkan tarafın avukatına mahkeme hükmüyle verilen ayrı bir ücrettir. Her iki ücret yöntemi de avukatlık mesleğini sürdürenler açısından büyük önem taşır ve sıkça karıştırılsa da hukuki sonuçları farklıdır.
Türkiye’de Güncel Uygulamalar
Türkiye’de idari davalarda güncel uygulamalar özellikle Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri ve İdare Mahkemeleri kararları üzerinden şekilleniyor. Son yıllarda yapılan yasal değişikliklerle birlikte, mahkeme kararlarının uygulanması ve yargı mercilerinin süreçteki rolü daha fazla öne çıkmaya başladı. Mahkeme kararlarının uygulanmasında yaşanan gecikmeler ve sorunlar hem hukukçuların hem de bireylerin gündeminde yer alıyor.
Danıştay'ın resmi sitesinde ve karar arşivlerinde sıkça vurgulanan, özellikle yürütmenin durdurulması kararlarının ve iptal kararlarının derhal uygulanması zorunluluğu var. Bunun yanında, idari işlemlere karşı açılan tam yargı davalarında da hak arama yolları genişledi. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bireysel başvuru yoluyla verdiği ihlal kararları, idari yargıda yeni uygulamaların önünü açıyor.
Dikkat çeken bir diğer husus ise; idari yargıda “karar düzeltme” yolunun bazen yargılamanın uzamasına neden olmasıdır. Bu noktada karar veren ve inceleyen kurumların aynı olması eleştiri konusu olmaktadır. Uygulamada, iptal kararının genel etkiye sahip olması ve idarenin bu kararlara en kısa sürede uyması gerektiği vurgulanıyor.
Güncel örneklerde özellikle:
- Kamu personeli alımlarında yapılan sözlü sınavların yargı denetimine tabi tutulması
- Öğrenci ve personel atamalarında yapılan idari işlemlerin iptali
- Belediyelerin gerçekleştirdiği imar planı değişikliklerine yapılan itirazlar
- Kamulaştırmalarda hakkaniyete uygun bedel tespiti davaları
gibi konular hem mahkeme kararlarında hem de hukuk sitelerinde öne çıkıyor.
Danıştay ve Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme
Danıştay ve Yargıtay kararları, idari davaların güncel uygulamalarında emsal teşkil ediyor. Özellikle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen kararlar, alt mahkemeler için yol gösterici oluyor ve idarenin tavrını önemli ölçüde etkiliyor. Son dönemlerde öne çıkan bazı kararlar şunlardır:
- Danıştay, sözlü sınava giren bir zabıt katibi adayının başarısız sayılması işleminin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir. Gerekçe olarak da sınavların objektif kriterlere uygun şekilde yapılmaması gösterilmiştir.
- KHK ile görevden alınan kamu personelinin iadesi konusunda Danıştay’ın ısrarla idari işlemlerin gerekçeli olması ve yargı denetimine açılması gereğine vurgu yaptığı güncel kararlar mevcuttur.
- İmar ve çevreyle ilgili işlemlerde ise, hukuka aykırı olarak onaylanan imar planı ya da ruhsatın iptali yönünde kararların hız kazandığı görülmektedir.
- Yargıtay, idari işlemlerden kaynaklanan tazminat davalarında, idarenin kusursuz sorumluluğunu vurgulamaktadır. Özellikle kamu hizmetinin kötü işlemesi nedeniyle zarar görenin haklarının korunmasına yönelik önemli içtihatlar söz konusudur.
Bu kararlar, idari yargıda hukukun üstünlüğünü, kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin korunduğunu ve idarenin hesap verebilirliğinin güçlendiğini göstermektedir. Ayrıca, mahkeme kararlarının geciktirilmeden uygulanması, vatandaşların devlet karşısında hakkını arama yollarının açık tutulması bakımından öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Danıştay ve Yargıtay kararları ışığında idari yargı uygulamalarında; şeffaflık, hesap verebilirlik ve temel haklara saygı ilkeleri güçlenmiştir. Bu da idari davalarda adil yargılama ve etkili hukuk yollarının sağlanmasına katkı sunmaktadır.
Vekâlet Ücreti Türleri ve Kavramları
Vekâlet ücreti türleri ve kavramları, hukuk dünyasında sıkça karşılaşılan önemli bir konudur. Özellikle avukat ve müvekkil arasındaki ilişkilerde, vekâlet ücretinin ne şekilde ve hangi esaslara göre belirleneceği kafa karıştırıcı olabilir. Bu konuyu detaylıca anlamak için öncelikle vekâlet ücretinin farklı türlerine göz atmak gerekir. Türkiye’de vekâlet ücretleri, genellikle akdi vekâlet ücreti, kanuni vekâlet ücreti olarak ayrılır. Ayrıca, vekâlet ücretinin maktu ve nispi şekilde belirlenmesi gibi kavramlar da sıklıkla gündeme gelir. Son olarak, karşı vekâlet ücreti de dava süreçlerinde önemli bir yere sahiptir.
Akdi Vekâlet Ücreti
Akdi vekâlet ücreti, avukat ile müvekkili arasında yapılan sözleşmeyle serbestçe belirlenen bir ücrettir. Vekâlet ücreti türleri içinde en esnek olanıdır ve taraflar arasında istenilen tutarda kararlaştırılabilir. Özellikle özel hukuk davalarında, avukat ile müvekkil, yapılan işin türüne ve dava dosyasının büyüklüğüne göre akdi vekâlet ücretini kendi aralarında anlaşarak belirlerler. Ancak, belirlenen akdi vekâlet ücreti, Türkiye Barolar Birliği’nin yayımladığı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi altında olamaz. Akdi vekâlet ücreti, avukatın işin başında aldığı, yaptığı işin karşılığı olan ve tarafların özgür iradesiyle ortaya çıkan bir bedeldir. Örnek olarak, bir avukat bir boşanma davası için müvekkilinden 30.000 TL vekâlet ücreti talep edebilir. Bu tutar dava konusu ve müvekkil ile yapılan anlaşmaya göre değişir.
Kanuni Vekâlet Ücreti
Kanuni vekâlet ücreti, mahkeme tarafından, açılan dava sonunda haklı çıkan taraf lehine ve diğer tarafın aleyhine hükmedilen vekâlet ücretidir. Bu ücret, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesaplanır ve yargılamanın bir gideri olarak görülür. Vekâlet ücreti türleri arasında kanuni vekâlet ücreti, hem davacı hem de davalı lehine hükmedilebilir; yani her iki taraf da davada haklı çıkarsa, lehlerine kanuni vekâlet ücreti talep edebilirler. Kanuni vekâlet ücreti çoğunlukla mahkemelerin karar kısmında açıkça belirtilir ve müvekkile değil, doğrudan avukata aittir. Bu ücret devletin ve yargının, avukatlık mesleğini koruma ve herkesin avukatla temsil edilmesini teşvik etmek için getirdiği bir uygulamadır.
Maktu ve Nispi Vekâlet Ücretleri
Maktu ve nispi vekâlet ücretleri, vekâlet ücreti türleri arasında hesaplama yöntemine göre ayrılır. Maktu vekâlet ücreti, dava konusunun para ile ölçülemediği veya konusu “belirsiz” olan davalarda sabit bir tutar olarak belirlenir. Örneğin bir nafaka davası ya da bir boşanma davasında, kesin bir para miktarı olmadığından avukatlık asgari ücret tarifesiyle sabit bir miktar maktu vekâlet ücreti uygulanır.
Nispi vekâlet ücreti ise dava konusu bir para veya para ile ölçülebilir başka bir değer olduğunda, bu değer üzerinden yüzde belirlenerek hesaplanır. Örneğin bir tazminat davasında, kazanılan miktar üzerinden belirli bir oran - genellikle %15 ile %25 arasında - nispi vekâlet ücreti olarak belirlenir. Nispi vekâlet ücreti hesabında, talep edilen ya da hükme bağlanan para tutarı önemlidir.
Karşı Vekâlet Ücreti
Karşı vekâlet ücreti, mahkemede davayı kaybeden tarafın, kazanan tarafın avukatına ödemek zorunda olduğu bir ücrettir. Bu durum, vekâlet ücreti türleri ve kavramları konusunda özellikle dava sürecinde çok önemlidir. Karşı vekâlet ücreti, mahkemece hüküm altında açıkça belirtilir. Kazanan tarafın avukatı, bu ücreti kaybeden taraftan talep edebilir ve bu ücret, yalnızca avukata aittir; müvekkil bu tutarı avukata vermek zorunda değildir. Yargılamanın “masraf” kalemlerinden biri olarak görülen karşı vekâlet ücreti, avukatın emeğinin hukuken korunması amacıyla düzenlenmiştir.
Bu başlıkların tamamı, hukuki süreçlerle ilgili olarak vekâlet ücreti türleri ve kavramlarını hızlı ve kolay anlaşılır bir şekilde öğrenmek isteyenler için temel bir rehber niteliğindedir.
Sözleşme Hazırlarken Bilinmesi Gerekenler
Sözleşme hazırlarken bilinmesi gerekenler avukat-müvekkil ilişkisini şekillendiren temel taşlardır. Avukat-müvekkil sözleşmesinin yazılı olması zorunlu olmasa da, özellikle ücret ve taraf yükümlülüklerinin açıkça belirtilmesi ileride yaşanabilecek anlaşmazlıkların önüne geçer. Sözleşmede tarafların kimliği, davanın veya işin konusunun net şekilde belirtilmesi, ücretin hangi koşullarda ödeneceğinin ve ne zaman hak edileceğinin açıklanması önemlidir. Her iki tarafın hak ve borçları mümkün olduğunca ayrıntılı ve somut olmalıdır.
Sözleşme hazırlanırken avukatın yerine getireceği yükümlülüklerin yanı sıra müvekkilin de gizlilik, dosya teslimi, masrafların karşılanması gibi sorumlulukları belirtilmelidir. Taraflar arasında güven esas olup, sözleşmede şeffaflık ve karşılıklı güveni zedeleyecek ifadelerden kaçınılmalıdır. Ayrıca kontratta iptal koşulları, fesih durumunda hangi yükümlülüklerin doğacağı gibi hükümler de yer almalıdır. Sözleşmede bulunacak bir eksiklik ya da belirsizlik ileride ciddi hukuki sorunlara yol açabilir.
Yasalara uygun bir sözleşmenin hazırlanması için örnek avukat-müvekkil sözleşmeleri incelenmeli, mümkünse baronun veya TBB'nin güncel tavsiyelerinden yararlanılmalıdır. Son olarak, farklı alanlardaki davalar için özgül düzenlemeler gerektirebilecek noktalar mutlaka dikkate alınmalıdır. Her durum için "hazır şablon" kullanmak yerine, somut ilişkiye ve ihtiyaca göre özel şartlar eklenmelidir.
Ücretin Belirliliği ve Geçerliliği
Ücretin belirliliği ve geçerliliği, avukat-müvekkil sözleşmelerinde en çok dikkat edilen unsur olarak öne çıkar. Avukatlık ücreti, taraflar arasında yazılı olarak kararlaştırılabilir ve bu ücretin açıkça belirtilmesi sözleşmeyi şeffaf ve anlaşılır kılar. Avukatlık Kanunu'na göre belirlenen asgari ücret tarifesinden az olmamak kaydıyla ücret serbestçe kararlaştırılabilir; ancak üst sınırlar ve oransal limitler (örneğin davanın değerinin yüzde 25’i) dikkate alınmalıdır.
Sözleşmede açıkça belirtilmemiş ücretler, yargısal bir uyuşmazlıkta genellikle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre değerlendirilir. Eğer taraflar farklı bir ücrette anlaştıysa, bunun yazılı ve imzalı olması geçerliliği için şarttır. Ücretin geçerliliği, hem tarafların özgür iradesiyle belirlenmiş olmasına hem de kanuna aykırılık içermemesine bağlıdır. Ücret belirlenirken, avukatın başarısına göre ödül tarzı (prim, bonus veya yüzde şeklinde) ücretler sınırlı olarak uygulanabilir. Yasalara aykırı oranlar belirlenirse, bu tür hükümler geçersiz olup, kanuni asgari tarife uygulanır.
Ayrıca, avukata yapılacak ödemenin ne zaman gerçekleşeceği (örn. işin başlamasıyla mı yoksa sonucun alınmasıyla mı) sözleşmede net şekilde açıklanmalıdır. Aynı şekilde masraflar ve ek ücretler de mutlaka belirtilmelidir. Ücretin beliri olması hem avukatı hem de müvekkili ileride anlaşmazlıklardan koruyacak temel bir kuraldır.
Sonuca Bağlı Anlaşmada Taraf Hakları ve Yükümlülükleri
Sonuca bağlı anlaşmada taraf hakları ve yükümlülükleri, özellikle davanın kazanılması veya olumlu bir sonuç alınması halinde devreye girer. Sonuca bağlı avukatlık sözleşmesinde taraflar, avukatın alacağı ücreti işin sonucuna bağlar. Burada önemli olan, tarafların haklarının ve yükümlülüklerinin ayrıntılı şekilde belirtilmesidir.
Avukat, dosyanın takibini özenle ve müvekkilin menfaatlerini gözeterek yapmakla yükümlüdür. Sonuç alınamazsa ya da dava kaybedilirse, genellikle yalnızca yapılan masrafların tahsili gündeme gelebilir. Ancak dava kazanılırsa, sözleşmede belirlenen oranda (kanunen en çok dava değerinin %25’i) bir ücret avukatın hakkı olur. Avukatın görevini gereği gibi yerine getirmemesi durumunda ise müvekkil zarar tazmini veya sözleşmenin feshi haklarına sahip olabilir.
Müvekkil ise, gerekli evrakları zamanında teslim etmek, süreçle ilgili bilgi vermek ve sözleşmede belirtilen masrafları karşılamakla yükümlüdür. Ayrıca, iş erken sona ererse veya davadan vazgeçilirse, taraflar arasında ücrete ilişkin açık bir hüküm yoksa, yalnızca avukatın sunduğu hizmetin karşılığı ödenir. Taraflar arasında oluşabilecek anlaşmazlıklarda sözleşmedeki açık hükümler ve mevzuat hükümleri dikkate alınır.
Sonuca bağlı avukatlık sözleşmesi hazırlanırken mutlaka kazanan ve kaybeden duruma özel şartlar, masraflar ve fesih halleri nesnel olarak yazıya dökülmelidir. Böylece hem avukat hem de müvekkil, hak ve borçlarından tam olarak haberdar olur, gereksiz sürprizlerle karşılaşmazlar.
Avantajlar
Müvekkil Açısından
Müvekkil açısından sonuca bağlı vekâlet ücreti modelinin en büyük avantajı, dava kazanılmadan avukatına toplu bir ücret ödemek zorunda olmamasıdır. Bu durum, özellikle maddi durumu kısıtlı kişilerin hukuki haklarını aramasını kolaylaştırır. Müvekkil, davaya başlarken ödeme baskısı hissetmez, yalnızca sonuç elde edilirse bir ödeme yapacağı için finansal risk minimuma iner.
Bu yöntemle, müvekkil davayı kazanamazsa genellikle avukata ücret ödemek zorunda kalmaz (yine de sözleşmeyi incelemek gerekir). Bu da dava açmaya karar verenler için güven verici bir unsurdur. Ayrıca, müvekkil ile avukat arasında çıkar birliği oluşur; çünkü ikisi de sürecin olumlu tamamlanmasında ortak paydada buluşur. Müvekkil böylece, avukatının dava sürecini özenli şekilde takip edeceğini bilir.
Sonuç olarak, “kaybetme korkusu ile masraf” endişesi ortadan kalkar ve kişiler haklarını aramaktan çekinmez.
Avukat Açısından
Avukat açısından sonuca bağlı vekâlet ücreti uygulaması, dava kazanıldığı takdirde “başarı primi” niteliği taşır. Eğer dava olumlu sonuçlanırsa, alınan ücret genellikle standart bir avukatlık ücretine göre daha yüksek olabilir. Bu nedenle avukat, müvekkilinin haklılığına ve davanın olumlu sonuçlanma ihtimaline güvenerek hareket eder.
Bu modelde, özellikle potansiyeli yüksek davalar avukatlar için cazip hale gelir. Avukat, sonucuna güvendiği vakalarda daha fazla emek ve zaman harcamak konusunda motive olur. Ayrıca müvekkil memnuniyetini artırıp, referans edinme ve itibar kazanma imkânı da sağlar.
Bazı davalarda anlaşılan “kazançtan yüzde” payı sayesinde, avukat doğrudan sonucun büyüklüğüne bağlı olarak yüksek gelir elde edebilir. Özellikle tazminat veya alacak davalarında bu durum önemli avantaj sağlar.
Yani avukat, davanın kazanılması halinde üstün bir maddi ödül elde etme şansına sahip olur ve başarıya dayalı çalışmanın motivasyonu yükselir.
Sık Sorulan Sorular ve Yanıtlar
Sonuca Bağlı Vekâlet Ücreti Ne Kadar Olabilir?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti, yani avukatın dava sonucuna göre alacağı ücret, Türk hukukunda en çok merak edilen konulardan biridir. Avukatlık Kanunu'na göre bu ücret, davanın veya hükmolunacak şeyin değerinin yüzde 25’ini geçemez. Yani bir dava sonunda size 100.000 TL ödenirse, avukata ödenecek azami vekâlet ücreti 25.000 TL olabilir. Bu sınırın üstünde yapılan anlaşmalar, kanunen en fazla yüzde 25’e kadar geçerli kabul edilir.
Ayrıca Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) her yıl güncelleniyor ve asgari ücret belirleniyor. Örneğin, 2025 yılı için belirlenen en düşük aylık avukatlık ücreti bazı davalarda 25.000 TL’dir. Dava türüne göre maktu (sabit) ücretler de bulunabilir. Sonuca bağlı sözleşme yapılacaksa, avukatla bu oranın nasıl uygulanacağı ve asgari ücretin üzerindeki detaylar mutlaka yazılı bir sözleşmeyle belirlenmelidir.
Unutmayın ki, her avukat ve dava için ücret değişebilir. Bu nedenle en sağlıklı bilgi, avukatınızdan yazılı olarak alınmalıdır.
Dava Kaybedilirse Avukat Ücreti Ne Olur?
Dava kaybedilirse avukat ücreti konusu hem müvekkiller hem de dava açanlar için oldukça önemli bir noktadır. Davayı kaybeden kişi, karşı tarafın avukatlık ücretini (karşı vekalet ücreti olarak bilinir) ödemek zorunda kalabilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken iki farklı ücret var:
- Akdi vekalet ücreti: Kendi avukatınıza ödemek üzere dava başında ya da süreçte anlaştığınız ücrettir. 👉 Davayı kaybetseniz de, genellikle bu ücreti avukatınıza ödersiniz. Çünkü bu bir hizmet sözleşmesidir.
- Karşı vekalet ücreti: Davayı kaybeden taraf, mahkeme tarafından belirlenen oranda karşı tarafın avukatına da ayrıca ücret ödemekle yükümlü olur.
Mahkemeler genellikle asgari ücret tarifesine göre karşı vekalet ücretine hükmeder. Bu ücretin ödenmemesi halinde ise icra takibi başlatılabilir. Avukatınızla yaptığınız sözleşmede “sonuca bağlı ödeme” varsa ve siz kaybederseniz, bazı durumlarda ücret ödemeyebilirsiniz; fakat bu çok istisnai ve yazılı sözleşme gerektiren bir durumdur.
Avukat Ücretinden Feragat Mümkün mü?
Avukat ücretinden feragat, yani avukat ya da müvekkilin bu ücretten vazgeçip geçemeyeceği sıkça kafaları karıştıran bir meseledir. Genel kural, avukata ait olan vekalet ücretinden asil (müvekkil) feragat edemez. Yani, mahkeme tarafından hükmedilmiş bir vekâlet ücretini sadece avukat kendi iradesiyle feragat edebilir.
Buna ek olarak, davadan feragat edilmesi veya taraflar arasında sulh yapılması durumunda, karşı vekalet ücretinin işleyişi değişebilir. Eğer avukat sulh protokolüne katılır ve kendi adını yazarak ücretinden vazgeçtiğini açıkça belirtirse, bu geçerli olur. Ancak müvekkil “ben bu ücretten vazgeçiyorum” diyemez; çünkü bu hak doğrudan avukata aittir.
Davadan vazgeçildiğinde ya da anlaşmazlık sulh yoluyla bittiğinde avukatlık ücreti konusu mutlaka dikkatli şekilde değerlendirilmelidir. Aksi takdirde ileride hak kaybı veya gereksiz ödeme ihtimali doğabilir.
2024-2025 Türkiye Barolar Birliği Asgari Ücret Tarifesi
2024-2025 Türkiye Barolar Birliği Asgari Ücret Tarifesi güncellenerek Resmi Gazete'de yayımlandı ve avukatlık hizmetlerinde uygulanacak en düşük ücretler belirlendi. Avukatlık asgari ücret tarifesi, her yıl olduğu gibi 2024 ve 2025 yılı için de farklı alanlara göre ayrı ayrı rakamlarla açıklandı.
2024-2025 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde önemli artırımlar yapıldı. Örneğin, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen davalarda avukatlık ücreti 18.000 TL, Sulh Ceza Hakimliği davalarında ise 13.500 TL olarak tespit edildi. Anonim şirketlerde bulundurulması zorunlu sözleşmeli avukatların alacağı asgari aylık ücret 32.000 TL’ye çıkarken; özel kişi ve tüzel kişilerin sözleşmeli avukatlarına ödeyecekleri aylık ücret 25.000 TL olarak güncellendi.
Ceza davalarında, icra işlemlerinde ve diğer farklı hukuk alanlarında ücretler de ayrı ayrı belirlendi. Sözleşmelerde ya da protokollerde daha yüksek bir ücret kararlaştırılmamışsa, avukata en az bu tarifede belirtilen fiyatlar ödeniyor. Bu ücretler ayrıca her yıl Adalet Bakanlığı tarafından güncellenmekte.
Avukatlık ücreti genellikle KDV hariç hesaplanır, yani üzerine ayrıca %20 KDV eklenir. Özellikle dava türüne ve işin niteliğine göre asgari ücretler değişiklik göstermektedir. Avukata iş verirken mutlaka güncel tarifeyi sormak ve ücretlerin detaylarını incelemek faydalı olur.
İlgili güncel tarifeye Barolar Birliği’nin resmi internet sitesinden veya barolardan ulaşmak mümkündür.
Noter Vekâletname Ücretleri ve Dikkat Edilecekler
2025 yılı için noter vekâletname ücretleri de güncellendi. Noterde vekâletname işlemleri yapılırken alınan ücret, düzenlenen vekâletnamenin türüne ve kapsamına göre değişiklik gösteriyor.
Örneğin 2025 yılının başında güncel rakamlara göre:
- Genel vekâletname ücreti ortalama 900-1.000 TL,
- Avukat vekâletnamesi ücreti ise ortalama 950-1.180 TL arasında değişiyor.
- Araç alım-satım vekâletnamesi için istenen ücretler genellikle 1.200 TL ile 1.400 TL arasında,
- Tapu işlemlerine özel vekâletnamelerde bu rakam 1.500 TL’ye kadar çıkabiliyor. Fakat bu ücretler her noterde küçük miktarlarda farklılık gösterebilir. Ayrıca düzenlenen vekâletnamenin sayfa sayısı, işlem süresi ve ek istenen hizmetler de fiyatı etkiler.
Noter vekâletname ücretlerine ek olarak damga vergisi, harçlar ve kimi zaman bazı küçük masraflar da eklenebilir. Dolayısıyla toplam maliyeti öğrenmek için önceden noterden bilgi almak faydalı olur.
Dikkat edilecek en önemli nokta, vekâletnameyi verirken yetkilerinizin kapsamını ve süresini açıkça belirtmektir. Vekâletname, avukata ya da başka bir kişiye sınırlı veya geniş kapsamlı olabilir ve ileride uygulamada sorun yaşamamak için, içeriğinin tam olarak anlaşılması ve gerekirse avukatınıza danışılması son derece önemlidir.
Son olarak, noter vekâletname ücretleri her yıl yenilendiğinden, mutlaka en güncel bilgiyle işlem yapmak gerekir. Noterlerin resmi internet sitelerindeki duyurular ve Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü sayfası, güncel tarife ve detaylar için kontrol edilebilir.
Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
Sonuca bağlı vekâlet ücreti anlaşmalarında uygulamada birçok sorun ortaya çıkabilmektedir. Özellikle, avukat ile müvekkil arasında yapılan vekalet ücreti sözleşmelerinin açık ve anlaşılır olmaması, taraflar arasında uyuşmazlıklara neden olabiliyor. En sık yapılan hatalardan biri, anlaşmanın tamamen sonuca endeksli olarak yapılmasıdır. Oysa ki Avukatlık Kanunu gereği “herhangi bir sonuç alınamaması halinde hiç ücret ödenmeyeceğine” dair hükümler geçersizdir.
Uygulamada bir diğer sorun ise ücretin tespitinde yaşanır. Taraflar, sıklıkla asgari ücretin altında veya çok üzerinde ücret belirleyebiliyor. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin altında yapılan anlaşmalar da geçersiz sayılır. Aynı zamanda, % oran ile yapılan anlaşmalarda oran sınırının aşılması, ileride anlaşmanın iptaline neden olabilmektedir.
Başka bir problem de, sözleşmelerde ödemenin ne zaman yapılacağı, ödeme planı ve sonucun kesinleşme aşaması gibi detayların net olarak belirtilmemesidir. Bu tür belirsizlikler, avukatla müvekkil arasında hak kaybına ya da süre kaybına yol açabiliyor.
Kimi zaman da, avukatın üstlendiği işteki başarıya göre ek bir ücret belirlenirken; işin tamamının ya da sadece bir kısmının başarıya bağlanıp bağlanmadığı net olarak tanımlanmadığından, ileride ciddi anlaşmazlıklarla karşılaşılabiliyor. Özellikle “dava kazanılırsa ücret ödenir” şeklindeki genel ifadeler, hem avukat hem müvekkil açısından risk yaratmakta.
Son olarak, vekâlet ücretinin tahsili konusunda yaşanan gecikmeler, sözleşmelere ilişkin Yargıtay'ın farklı içtihatlarına göre çeşitli mağduriyetlere sebep olabiliyor. Tüm bu sorunların temelinde, yeterince açık ve kanuni sınırlara uygun sözleşme düzenlenmemesi yatmaktadır.
Geçersiz Anlaşmalar ve Sonuçları
Geçersiz sonuca bağlı vekâlet ücreti anlaşmaları, hem avukat hem de müvekkil açısından ciddi hukuki sonuçlar doğurabilir. Özellikle, Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesine aykırı olarak düzenlenen sözleşmeler geçersizdir ve bu durumda taraflar aralarında belirlenen hükümlere dayanamazlar.
Kanuna göre, avukata yalnızca davanın olumlu sonuçlanması halinde ücret ödeneceğini veya işi kaybederse hiçbir ücret ödenmeyeceğini öngören hükümler kesinkes hükümsüzdür. Yani, tamamen sonuca endeksli vekâlet ücreti anlaşmaları geçersiz sayılır. Bu tür bir durumda, müvekkil ile avukat arasında yapılmış olan sözleşme, baştan sona yok hükmünde olur ve devreye Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi girer.
Geçersiz bir vekâlet ücreti anlaşmasında, avukat isterse tarifeye göre ücret talep edebilir, müvekkil ise fazla yapılan ödemelerin iadesini isteyebilir. Ayrıca, anlaşmanın geçersiz olması durumunda, avukatın işten kaynaklı yaptığı harcamaların talep edilmesiyle ilgili olarak genel hükümler uygulanır.
Bu tür geçersiz sözleşmeler, taraflar arasında güven kaybının yanı sıra, mahkemeye taşınırsa gereksiz vakit ve maddi kayba neden olabilir. Ayrıca, barolar ya da disiplin kurulları tarafından avukat hakkında işlem başlatılmasına da yol açabilmektedir.
Sonuç olarak, vekâlet ücreti sözleşmelerinin geçerli ve açık bir şekilde hazırlanması büyük önem taşır. Aksi takdirde, her iki taraf da ciddi hak kayıpları ve hukuki sorunlarla karşılaşabilir. Hazırlanan sözleşmelerin, yasal düzenlemelere uygun ve tarafların haklarını koruyacak şekilde yazılması önerilir.
Sonuç ve Değerlendirme
Uygulamada Sonuca Bağlı Vekâlet Ücreti
Uygulamada sonuca bağlı vekâlet ücreti, özellikle hukuki uyuşmazlıklar ve dava süreçlerinde önemli bir yere sahiptir. Sonuca bağlı vekâlet ücreti genellikle “başarıya endeksli ücret” olarak da bilinir. Avukat ve müvekkil arasında yapılan bu anlaşmada, avukat davayı kazandığı takdirde belirli bir yüzde veya rakam üzerinden ücret alma hakkına sahip olur. Yani davanın sonucuna göre ücretlendirme yapılır.
Bu uygulamada, avukat ile müvekkil arasında detaylı bir sözleşme hazırlanması çok önemlidir. Türkiye Barolar Birliği ve mevcut yasal mevzuatlar çerçevesinde, başarıya bağlı vekâlet ücreti bazı sınırlandırmalara tabidir. Özellikle cezai davalarda veya bazı kamusal davalarda, sonuca bağlı vekâlet ücreti uygulaması mümkün değildir. En çok tazminat davalarında veya ticari alacak davalarında tercih edilmektedir.
Sonuca bağlı vekâlet ücreti, genellikle avukatlık asgari ücret tarifesinin üzerinde bir orana denk gelebilir. Çünkü avukat riski üstlenir ve yalnızca davanın olumlu şekilde sonuçlanması halinde gelir elde eder. Müvekkil açısından ise, ödemeler genellikle dava sonunda, olumlu sonuç alınınca yapılır. Ancak, bu tür anlaşmalarda müvekkilin dikkatli olması ve şartları netleştirmesi faydalıdır.
Yasal Haklarınız İçin Öneriler
Yasal haklarınız için öneriler kısmında, öncelikle avukatınızla açık ve net bir iletişim kurmanız gerektiğini bilmelisiniz. Vekâlet sözleşmesi yaparken size sunulan tüm belgeleri dikkatli bir şekilde okuyun ve anlamadığınız noktalar olursa sormaktan çekinmeyin. Özellikle sonuca bağlı vekâlet ücreti gibi özel durumlarda, sözleşmede yer alan tüm koşullar (yüzde oranı, ödeme zamanı, hangi hallerde ücret doğacağı vb.) açıkça yazılı olmalıdır.
Yasal haklarınızı korumak için Barolar Birliği'nin veya Adalet Bakanlığı'nın yayınladığı mevzuatları takip edebilirsiniz. Her zaman yazılı ve resmi belgelerle hareket edin. Sözlü anlaşmalardan veya kafanızda soru işareti bırakan tekliflerden kaçının.
Bir avukat ile çalışmaya başladığınızda, hem hak ettiğiniz yasal hizmeti almak hem de ileride doğabilecek olası sorunlardan korunmak için sözleşme ve işleyiş hakkında bilgi sahibi olun. Hukuki süreciniz hakkında düzenli olarak bilgi alın, dava sürecini takip edin. Yasal haklarınızı koruyacak belge ve kanıtları iyi muhafaza edin.
Kısacası, yasal haklarınızı bilmek, korumak ve hak ettiğiniz şekilde temsil edilmek için araştırma yapmayı, okuduğunuz sözleşmeleri dikkatlice gözden geçirmeyi ve uzman görüşü almayı ihmal etmeyin. 👩⚖️ Haklarınızı ancak bu şekilde en üst düzeyde koruyabilirsiniz.
Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?
Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.
Lütfen unutmayın;
- Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
- Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Sıkça Sorulan Sorular
Sonuca bağlı vekâlet ücreti nedir?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti, avukatın, dava sonunda müvekkil lehine bir sonuç elde edilirse ücreti tahsil etmesini sağlayan bir ödeme türüdür. Bu ücret yapısı, müvekkilin finansal riskini azaltırken avukatı elde edilecek başarıya daha fazla odaklandırır.
Sonuca bağlı vekâlet ücreti hesaplama yöntemleri nelerdir?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti, genellikle dava sonucunda elde edilen tazminat ya da kazanç üzerinden belirli bir yüzde alınarak hesaplanır. Bu oran, avukat ve müvekkil arasındaki sözleşmede net bir şekilde belirtilmelidir.
Sonuca bağlı vekâlet ücreti ile sabit vekâlet ücreti arasındaki farklar nelerdir?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti, müvekkil lehine bir sonuç elde edilirse ödenir, sabit vekâlet ücreti ise avukatın hizmeti karşılığında önceden belirlenmiş ve dava sonucuna bakılmaksızın ödenecek bir meblağdır. Sabit ücret, daha öngörülebilir maliyet sağlar, ancak sonuca bağlı ücret, finansal riski azaltır.
Sonuca bağlı vekâlet ücreti anlaşmazlıkları nasıl çözülür?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti anlaşmazlıkları, genellikle sözleşme şartları doğrultusunda değerlendirilir. Taraflar arasında bir uzlaşma sağlanamazsa, konu mahkemeye taşınabilir. Anlaşmazlıkların önlenmesi için net, yazılı bir sözleşme yapılması önemlidir.
Sonuca bağlı vekâlet ücreti avantajları nelerdir?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti, müvekkilin davayı kazanması durumunda ücret ödeme yükümlülüğünü doğurur. Bu, müvekkil için finansal riski azaltır ve avukata da dava sonucuna daha fazla odaklanma motivasyonu sağlar.
Sonuca bağlı vekâlet ücreti dezavantajları nelerdir?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti, avukatın kazanç elde etmesi için dava sonucunun müvekkil lehine olmasını gerektirir. Eğer dava kaybedilirse, avukat hizmetlerinin karşılığını alamaz. Bu durum, avukatların bazı tür davaları kabul etme konusunda tereddütlü olmalarına neden olabilir.
Sonuca bağlı vekâlet ücreti anlaşması nasıl yapılır?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti anlaşması, avukat ve müvekkil arasında yazılı bir sözleşme ile yapılmalıdır. Sözleşme, ücretin miktarını, ödeme koşullarını ve tarafların diğer yükümlülüklerini açıkça belirtmelidir. Tarafların karşılıklı rızasıyla imzalanan bu sözleşme, hukuki bir belge niteliği taşır.
Sonuca bağlı vekâlet ücreti nasıl belirlenir?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti, avukat ve müvekkil arasında yapılan sözleşmede belirlenir. Ücret, davanın konusu, kapsamı ve zorluğuna göre değişiklik gösterebilir. Sözleşme, ödenecek ücretin başarıya bağlı olduğunu ve nasıl hesaplanacağını açıkça belirtmelidir.
Sonuca bağlı vekâlet ücretleri Türkiyede yasal mı?
Evet, sonuca bağlı vekâlet ücretleri Türkiyede yasaldır. Ancak, bu tür bir ödeme yapısı yalnızca hukuki düzenlemeler çerçevesinde ve belirli durumlarda kullanılabilir. Özellikle, ceza davalarında bu ücret yapısı uygulanamaz.
Hangi davalarda sonuca bağlı vekâlet ücreti kullanılamaz?
Sonuca bağlı vekâlet ücreti ceza davalarında kullanılamaz. Bu tür davalarda, avukatın ücreti dava sonucuna bağlı olarak belirlenemez. Ayrıca, bazı etik ve yasal kısıtlamalar nedeniyle her tür davada bu yapı uygun olmayabilir.
İlginizi Çekebilir
-
Genel Vekaletname ile Avukat Neler Yapabilir?
Genel vekaletname ile bir avukat, müvekkili adına pek çok hukuki işlem yapabilir. Bu makalede avukatın hangi yetkilere sahip olduğu inceleniyor.
-
Avukatın Tahsil Ettiği Parayı Müvekkiline Vermemesi
Avukatın tahsil ettiği paranın müvekkiline verilmeme durumları, hukuki yaptırımları ve çözüm önerilerini ele alıyoruz. Haklarınızı öğrenin, mağdur olmayın!
-
Avukatın Hesap Verme Yükümlülüğü: Mesleki Sorumluluklar ve Etik Kurallar
Avukatın hesap verme yükümlülüğü hakkında her detailı kullanışlı, anlaşılır bir dilde açıklayan bu makaleyi kaçırmayın.
-
Avukatın Defter Tutma Yükümlülüğü: Yasal Zorunluluklar ve Etkileri
Avukatların yasal düzenlemelere uygun şekilde defter tutma yükümlülükleri hakkında ayrıntılı bilgi sunan bu makaleyi okuyun.
-
Avukatın Özen Yükümlülüğü: Mesleki Etik ve Sarf Edilmesi Gereken Çaba
Avukatın özen yükümlülüğü, mesleki etik ve müvekkil için sarf edilmesi gereken çabayı ele alıyor. Etik kurallara uyum ve sorumluluklar hakkında bilgi edinin!
-
Hukuki Süreçlerde Avukatla Temsil Edilme Zorunluluğu
Avukat temsili gerekliliği hakkında merak edilenleri ele alan bu yazı, hukuki sürecinizi anlamanıza yardımcı olacak bilgiler içermektedir.
-
Yeni Mezun Avukatlar İçin Kariyer İpuçları
Yeni mezun avukatlar için kariyer ipuçları, mentorluk, staj, uzmanlaşma ve iş bulma stratejileriyle başarıyı artırmanın yollarını keşfedin.
-
Avukatların Reklam Yapması Neden Yasaktır?
Avukatların reklam yapması, meslek itibarını koruma amacı taşır. Reklam yasağı, kamu menfaati ve etik değerlere bağlıdır.
-
Avukatlar İçin Websitesi Neden Önemlidir?
Avukatlar için web sitesi, dijital görünürlüğü artırır, müvekkillerle etkili iletişim sağlar ve profesyonellik sunar. Hukukta rekabet avantajı için şart!
-
Avukatlık Masraflarını Karşılayamıyorsam Ne Yapmalıyım?
Avukatlık masraflarını karşılayamıyorsanız adli yardım, ödeme planı ve alternatif çözümlerle hukuki destek almanın yollarını keşfedin.