Polis Çevirmesinde Kamera Kaydı Yasal mı?
- Polis çevirmelerinde kamera kaydı nedir?
- Tarihçesi ve yasal tartışmalar
- Toplumda ve medyada yansımalar
- Türk Ceza Kanunu'nda kamera kaydı
- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)
- Anayasa’da özel hayatın gizliliği
- Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu çerçevesi
- 2021 tarihli EGM ses ve görüntü kaydı genelgesi
- Genelgede öne çıkan maddeler
- Danıştay’ın genelgeyi iptali kararı
- Anayasal haklar vs. idari düzenleme çatışması
- Kamera Kaydının Hak ve Özgürlükler Açısından Değerlendirilmesi
- Basın ve ifade özgürlüğü
- Delil toplama ve savunma hakkı
- Toplumsal olaylarda kayıt alma hakkı
- Polisin kamera kaydına müdahalesi yasal mı?
- Vatandaşın hakları ve sınırları
- Polis tarafından kaydın engellenmesi durumunda yapılması gerekenler
- Polis çevirmesinde yaşanan örnek olaylar ve uygulamalar
- Kamuya açık alanda kayıt ve mahremiyet dengesi
- Özel hayatın ihlali iddiası durumunda yaptırımlar
- Yasal kullanım sınırları ve cezalar
- Kaydın paylaşılması ve sosyal medyada yayınlanması
- Polislerin kamera kullanımı ve hukuki altyapı
- Kolluk görevlilerinin kayıtları ve vatandaş hakları
- Gövde kamerası kayıtlarının delil niteliği
- Polis, vatandaştan kamera kaydını kapatmasını isteyebilir mi?
- Polis çevirmesinde kamera kaydı delil olur mu?
- Vatandaşların en çok merak ettiği diğer sorular
- Danıştay ve diğer mahkemelerden güncel kararlar
- Uygulamadaki değişiklikler ve öneriler
- Hukuki haklarınızı nasıl koruyabilirsiniz?
- Olası yasal gelişmeler ve topluma etkisi
Polis çevirmesinde kamera kaydı, vatandaşların hakları ve hukuki düzenlemelerle sıkça gündeme gelmektedir. 2021 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü, polislerin görevlerini ifa ettikleri esnada ses ve görüntü kaydı alınmasını kısıtlayan bir genelge yayınladı. Ancak bu genelge, birçok hukukçu ve vatandaş tarafından Anayasa'ya aykırı kabul edilerek eleştirildi. Danıştay, bu genelgeyi basın ve ifade özgürlüğüne müdahale ettiği gerekçesiyle iptal etti. Özellikle trafikte çevirmelerde, bireylerin olup biteni kayıt altına alma hakkı, hukukun düzgün işleyişi adına önemli bulunuyor. Kamera kaydı konusunda hala kafalar karışık olabilir, bu yüzden konuyla ilgili yapılan hukuki tartışmalara göz atmak faydalı olacaktır.
Polis çevirmelerinde kamera kaydı nedir?
Polis çevirmelerinde kamera kaydı, vatandaşların veya polisin yaptığı yol kontrolleri ve trafik uygulamaları sırasında sesli ve görüntülü olarak kayıt alınması anlamına gelir. Özellikle vatandaşların kendi telefonlarıyla veya kameralarıyla bu tip polis müdahalelerini kayda alması son yıllarda sıkça karşılaşılan bir durum haline gelmiştir. Bu kayıtlarda genellikle polisin kimlik sorma, üst arama ya da aracın incelenmesi gibi uygulamaları yer alır. Polis ise çoğu zaman görev sırasında kendisi de vücut kamerası veya araç içi kamera kullanabilir. Böylece, olayların ispatı veya tartışmalı durumlarda delil oluşturulması amaçlanır.
Tarihçesi ve yasal tartışmalar
Polis çevirmesinde kamera kaydı alma konusu, özellikle akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte Türkiye’de gündeme gelmiştir. Önceleri çok tartışılmayan bu durum, sosyal medya paylaşımlarının artmasıyla daha fazla hukuki ve toplumsal meseleye dönüşmüştür. 2010’lu yıllardan itibaren hem vatandaşların hem de polisin kamera ile kayıt alması haberlerde ve mahkeme kararlarında yer almaya başlamıştır.
Yasal tartışmalar genellikle iki ana başlıkta toplanır: Bireyin kişisel mahremiyeti ve polisin görev esnasındaki gizliliği ile kamuda şeffaflık ve delil toplama hakkı arasındaki denge. 2021 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı genelgeyle tartışmalar yeni bir boyut kazanmıştır. Genelgede vatandaşların polis görevini yaparken kayıt almasının kısıtlanabileceği açıklanmış, bu da hem hukukçular hem de basın kuruluşları tarafından eleştirilmiştir. Sonrasında Danıştay tarafından bu genelgeyle ilgili iptal kararları da gündeme gelmiştir.
Toplumda ve medyada yansımalar
Polis çevirmesinde kamera kaydı meselesi, Türkiye’de toplumun birçok kesiminde ve medyada tartışma yaratmaya devam ediyor. Vatandaşlar, olası hak ihlallerine karşı ellerinde delil bulundurmak istediklerini savunurken, kimi polis memurları ve resmi makamlar ise kayıtların görevlerini yapmalarını zorlaştırdığını öne sürüyor. Özellikle sosyal medyada paylaşılan bazı polis-vatandaş diyalogları zaman zaman viral olmakta ve kamuoyunda geniş yankı bulmaktadır.
Medyanın ilgisi sayesinde bazı olaylar aydınlığa kavuşurken, bazen de kayıtların çarpıtılması veya özel hayatı ihlal ettiği eleştirileri gündeme geliyor. Hukukçular ise genellikle kayıt alma hakkının anayasada düzenlenen hakların bir parçası olduğunu hatırlatıyor, ancak her olayın kendi koşullarında ayrı değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Bu nedenle, polis çevirmesi sırasında kamera kaydı alma konusu, toplumsal hak arayışıyla kişisel gizlilik arasındaki çizgide hassas bir şekilde tartışılmaya devam ediyor.
Türk Ceza Kanunu'nda kamera kaydı
Türk Ceza Kanunu'nda kamera kaydı konusu özellikle özel hayatın gizliliği başlığı altında düzenlenmiştir. TCK'nın 134. maddesi uyarınca, bir kişinin özel hayatına ilişkin ses veya görüntülerin izinsiz olarak kayda alınması suç olarak kabul edilir ve bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, kamuya açık alanlarda yapılan kayıtların genellikle özel hayat kapsamına girmemesidir. Örneğin, bir polis çevirmesinde kamuya açık alanda yapılan görüntü kaydı, özel bir mahremiyet alanı oluşturmadığı için çoğu zaman doğrudan bu madde kapsamında değerlendirilmez.
Yine de, ses ve görüntü kaydının kötüye kullanılması ya da kişisel hakların zarar görmesi halinde Türk Ceza Kanunu devreye girebilir. Özellikle alınan kayıtların başka amaçlarla kullanılması, ifşa edilmesi veya paylaşılması halinde ceza daha da artabilir. [Kaynak: kulacoglu.av.tr/izinsiz-ses-konusma-kaydi]
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), polis çevirmesinde alınan kamera kayıtları için de önemli bir yasal dayanak sunar. KVKK'ya göre, bir kişinin görüntüsü, sesi ya da kimliğini belli edebilecek her türlü kayıt kişisel veri olarak kabul edilir. Burada, açık rıza olmadan kimsenin kişisel verisinin toplanması, işlenmesi ve yayılması yasaktır.
Ancak polis çevirmelerinde genellikle kamu güvenliği ve suçun önlenmesi amacı öne çıktığı için, kamu yararı KVKK'da istisna olarak düzenlenmiştir. Bu durumda, sadece kaydın alınması değil, paylaşılması veya yayılması esasen suç teşkil edebilir. Ayrıca, kaydı paylaşırken kişinin yüzü, plakası veya benzeri ayırt edici unsurların gizlenmesi, kanuni açıdan riski azaltabilir. [Kaynak: sen.av.tr, bianet.org]
Anayasa’da özel hayatın gizliliği
Anayasa’nın 20. maddesine göre herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Bu kapsamda, kişilerin özel hayatına yönelik hukuka aykırı her türlü müdahale yasaklanmıştır. Kamera kaydı açısından, eğer bir kayıt, bireyin mahrem alanında yapılmıyor ve kamusal alanda gerçekleşiyorsa, Anayasa’ya aykırılık iddiası zorlaşmaktadır.
Ancak kamerayla doğrudan bir kişinin yüzüne odaklanmak, özel bir konuşmayı izinsiz kayda almak veya kayıtları toplum önünde rencide edici biçimde paylaşmak özel hayatın gizliliğinin ihlali sayılabilir. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın çeşitli kararlarında, bu tür ihlallerde devletin hem koruma hem de cezalandırma yükümlülüğü olduğu belirtilmiştir. [Kaynak: anayasa.gov.tr, barandogan.av.tr]
Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu çerçevesi
Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu (PVSK), polisin yetki ve görevlerini tanımlar. Polis, kamu düzenini sağlamak, suçları önlemek ve delil toplamak amacıyla kamuya açık alanlarda kayıt yapabilir. PVSK, polise bazı önleyici haklar verse de, keyfi kayıt veya müdahale yetkisi tanımaz.
Vatandaşların polisin görevini ifa ederken kamera kaydı alması temel olarak suç değildir. PVSK’da doğrudan vatandaşa “kayıt çekemezsin” denmez; kaydın alınması sırasında polisin görev yapmasını engellemek ise suç sayılabilir.
Ayrıca polis memurlarının kendi görevlerini kayıt altına alması, özellikle toplumsal olay, trafik çevirmesi gibi noktalarda, yasal delil olarak kullanılabilir. Ancak vatandaş tarafından alınan kaydın polis tarafından zorla sildirilmesi ya da engellenmesi, hukuki ihtilaflara konu olabilir. [Kaynak: mevzuat.gov.tr, sen.av.tr]
Kısacası, mevzuat bir bütün olarak incelendiğinde, polis çevirmesinde kamera kaydı almak yasalarla tamamen yasaklanmamış, ama bazı sınırlar ve hassasiyetler getirilmiştir. Kişilerin hem özel hayatına hem de hak ve özgürlüklerine aykırı durumlar dışında, kamuya açık alanlarda kayıt prensip olarak suç sayılmaz.
2021 tarihli EGM ses ve görüntü kaydı genelgesi
2021 yılında çıkan EGM ses ve görüntü kaydı genelgesi, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) tarafından 27 Nisan 2021’de yayımlandı. Bu genelgenin ana amacı, özellikle toplumsal olaylarda, polislerin görev yaparken vatandaşlar tarafından ses ve görüntü kaydı alınmasının önlenmesi olarak belirtildi. EGM, kayda alınan görüntülerin kişisel veri ve özel hayatın gizliliği kapsamında olduğunu savundu. Genelgede, polislerin “görevini ifa ederken izinsiz şekilde ses ve görüntü kaydı alınmasının ve bu kayıtların sosyal medya ya da benzer platformlarda yayınlanmasının hukuka aykırı olduğu” ileri sürüldü. Özellikle toplumsal olaylarda yaşanan kayıtların kamuoyunda tartışılması sonrası bu genelgeye başvuruldu.
Genelgede öne çıkan maddeler
EGM ses ve görüntü kaydı genelgesinde özellikle şu noktalar öne çıktı:
- Polisin görevini yaparken izinsiz ses ve görüntü kaydı alınması yasaklandı.
- Genelge dayanak olarak Anayasa’nın özel hayatın gizliliğini düzenleyen 20. maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun 134 ve 135. maddeleri ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu (KVKK) gösterdi.
- Kaydın alınması kadar yayılması da suç olarak nitelendirildi.
- Polis, toplumsal olaylarda vatandaşların kayıt almasını engellemeyi ve gerekirse işlem yapmayı esas aldı.
Yani genelgede kişisel veriler ve mahremiyet kavramları öne çıkarken, toplumsal olaylarda dahi polisin kayıt altına alınmasına engel getirilmek istendi.
Danıştay’ın genelgeyi iptali kararı
EGM genelgesine karşı başta avukatlar, barolar ve insan hakları kuruluşlarından birçok itiraz geldi ve konuyla ilgili olarak Danıştay’a dava açıldı. 2021 ve 2022 yıllarında Danıştay, önce genelgenin yürütmesini durdurdu, ardından da iptal etti. Kararın gerekçesinde öne çıkan başlıklar şunlardı:
- Temel hak ve özgürlükler ancak kanunla sınırlandırılabilir. Bir genelge ile sınır konamaz.
- Haberleşme özgürlüğü, basın hürriyeti, bilgi edinme hakkı, ifade özgürlüğü ve toplumsal olaylarda kayıt alma hakkı Anayasal haklardır.
- Danıştay, EGM’nin genelgesiyle vatandaşların haklarının kısıtlandığına ve polisin kamusal alanda görev yaptığı esnada kayıt alınmasının “özel hayatın gizliliği” kabul edilemeyeceğine hükmetti.
- Sonuç olarak genelge oy birliğiyle iptal edildi ve "Temel hak ve özgürlüklerde kısıtlama ancak kanunla olur" ilkesi gereği idareye müdahale yetkisi verilemeyeceği vurgulandı.
Anayasal haklar vs. idari düzenleme çatışması
EGM genelgesi etrafında yaşanan tartışmaların temelinde anayasal haklarla idari düzenlemenin çatışması vardı. Anayasa’nın birçok maddesi (basın özgürlüğü, özel hayatın gizliliği, ifade hürriyeti, haberleşme özgürlüğü) vatandaşlara çeşitli haklar tanırken, EGM bir “idari düzenleme” olan genelge ile bu hakları sınırlandırmaya çalıştı. Oysa hukukta temel hak ve özgürlükler yalnızca kanunla sınırlandırılabilir, genelgelerle veya alt düzey mevzuatla sınırlandırılamaz. Danıştay da kararında bu çatışmayı vurgulayarak, idarenin anayasal bir hakkı, kendi idari işlem veya genelgesi ile sınırlayamayacağını net şekilde ortaya koydu.
Kısacası, EGM’nin genelgesinin yargı tarafından iptal edilmesinin en önemli nedeni; temel haklara müdahalenin idari bir düzenlemeyle değil ancak kanun yoluyla yapılabileceği ve özellikle toplumsal olaylarda kayıt alma hakkının anayasal ve demokratik bir topluma uygun olduğu sonucuna varılmış olmasıdır.
Kamera Kaydının Hak ve Özgürlükler Açısından Değerlendirilmesi
Basın ve ifade özgürlüğü
Basın ve ifade özgürlüğü, demokratik toplumların temel taşlarından biridir. Polis çevirmesinde kamera kaydı almak, sadece vatandaşların değil, aynı zamanda gazetecilerin de olayları kayıt altına alma hakkının bir parçasıdır. Türk Anayasası’nın 26. ve 28. maddelerine göre herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı ve resimle anlatma ve yayma hakkına sahiptir. Bu kapsamda, “sokakta polis uygulaması kaydedilebilir mi?” ya da “gazeteciler çevirmede video çekebilir mi?” gibi sorular sıkça sorulmaktadır. Özellikle basın mensupları için bu hak, kamunun bilgi edinmesi ve şeffaflığın sağlanması açısından kritik önem taşır.
Son yıllarda yaşanan olaylar ve dava süreçleri (örneğin, büyük toplumsal gösterilerdeki polis müdahaleleri) basın mensuplarının çekim yapmasının sıklıkla engellenmesiyle gündeme gelmiştir. Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmeleri de ifade özgürlüğünü koruma altına almaktadır. Ancak uygulamada polisle gazeteciler arasında yaşanan gerginlikler ve çekimin engellenmesi, bu özgürlüğün sınırının hâlâ tartışmalı olduğunu göstermektedir.
Delil toplama ve savunma hakkı
Delil toplama ve savunma hakkı, bir olayın doğru şekilde ortaya konabilmesi için oldukça önemlidir. Özellikle polis çevirmesinde yaşanan tartışmalı anların kamera ile kaydedilmesi, hem vatandaşların haklarını korumasına hem de muhtemel haksızlıkların yargı önünde ispatlanmasına olanak tanır. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, yargılamada her türlü meşru delilin sunulabilmesi gerekir. Bu nedenle vatandaşların kamera ile delil toplama hakkı, adil yargılanma ilkesiyle desteklenir.
Birçok avukat, “polisin vatandaş üzerinde baskı oluşturduğu anlar” veya “hukuka aykırı işlem iddiası” gibi durumlarda çekilen videoların hem suç duyurusunda hem de hukuki başvurularda önemli bir delil niteliği taşıdığını vurgular. Ancak, delil toplarken kişinin üçüncü kişilerin özel hayatına müdahale etmemesi ve yasal sınırları aşmaması gerekir. Mahkemeler, bu tür görüntüleri genellikle delil olarak kabul etse de, hukuka aykırı şekilde elde edilen kayıtların geçersiz sayılabileceğini de belirtmektedir.
Toplumsal olaylarda kayıt alma hakkı
Toplumsal olaylarda kayıt alma hakkı, toplumun denetleyiciliği ve kamu düzeninin şeffaflığı açısından büyük önem taşır. Kitlesel gösteriler, yürüyüşler veya kamuya açık alanlarda gerçekleşen protesto ve polis müdahalelerinde vatandaşların video ve fotoğraf çekmesi, hem demokratik taleplerin görünür kılınmasını hem de olası hak ihlallerinin belgelenmesini sağlar.
Yargı kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, toplumsal olaylarda kayıt almanın hem ifade hem de bilgi edinme hakkı kapsamında korunması gerektiğini savunmaktadır. Fakat pratikte polisin bu çekimleri engellemek istemesi veya kayıt alan vatandaşlara müdahale edilmesi hâlâ sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Toplumun bu hakkı, bireysel özgürlüklerle kamusal çıkarların dengesinde değerlendirilmelidir. Kısacası, toplumsal olay ve polis müdahalelerinde yapılan kayıtlar, çoğu zaman hukuki başvurularda, haberlerde veya toplumsal hafızada önemli rol oynar ve demokrasinin sağlıklı işlemesi için vazgeçilmezdir.
Polisin kamera kaydına müdahalesi yasal mı?
Polis çevirmelerinde kamera kaydı alınması konusu uzun süredir tartışmalı bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle 2021’de Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM) yayımladığı “Ses ve Görüntü Kaydı Alınması” genelgesiyle birlikte “polis görüntüsünün kayda alınmasının yasaklanması” gündeme gelmişti. Ancak bu genelgeye karşı yapılan itirazlar sonucu Danıştay, genelgenin ilgili bölümünü iptal ederek vatandaşa kamusal alanda kayıt alma hakkı tanıdı.
Bu sebeple, hukuka uygun şekilde, yani kamuya açık bir alanda ve özele müdahale etmeden çekim yapmak genellikle yasal kabul ediliyor. Polisin, “yasa gereği” sadece özel hayatı ihlal söz konusu olduğunda, örneğin vatandaşın sürekli ve yakın çekimle taciz edilmesi ya da kişisel mahremiyetinin ihlali halinde müdahale hakkı olabilir. Ancak toplumsal fayda veya olası hukuksuzluklara karşı delil toplama amacıyla kayıt alınması, yargı kararları çerçevesinde genelde yasaldır.
Kısacası, polisin sadece kamu düzeni ve kişisel hakların ihlali gibi açık bir gerekçesi yoksa kamera kaydına müdahale etmesi hukuka aykırı sayılır ve vatandaşın haberleşme ve ifade özgürlüğü önceliklidir.
Vatandaşın hakları ve sınırları
Polis çevirmesinde vatandaşın kamusal alanda kamera kaydı yapma hakkı vardır. Çünkü polis trafik çevirmesi, kontrol veya herhangi bir kamu hizmeti sırasında görevini ifa etmekte ve bu durum “kamuya açık” bir faaliyet olarak kabul edilmektedir. Bu sayede vatandaş;
- Olayda yaşananların somut şekilde kayda geçirilmesi,
- Hukuk dışı bir işlem veya kötü muamele iddiası varsa, delil oluşturulabilmesi için,
- Basına veya sosyal medyaya bilgi aktarabilmek amacıyla görüntü alabilir.
Ancak bu hakkın da sınırları bulunuyor. Özellikle kişisel verilerin ifşası, yakın çekimlerle polisin üstünü, aile üyelerini veya başkalarını tespit edilebilecek şekilde kaydetmek, sesli-görsel taciz, küfür veya hakaret içerikleri, TCK 134 ve 135 çerçevesinde suç olabilir. Yani amaç delil toplama, şeffaflık ve toplumsal fayda ise hak var; kişisel taciz ve mahremiyet ihlali varsa hak sınırı aşılır.
Polis tarafından kaydın engellenmesi durumunda yapılması gerekenler
Polis çevirmesinde kaydın engellenmesi halinde vatandaşa düşen, öncelikle soğukkanlı kalmaktır. Polise haklarını bildiğinizi kibarca ifade edin ve şu noktalara dikkat edin:
- “Kamuya açık alandayım, özel bir alanı kayda almıyorum ve herhangi bir şahsın özel hayatına müdahale etmiyorum.”
- “Bu kaydı kendi güvenliğim ve detayların doğru kayda geçmesi amacıyla alıyorum.”
- Eğer polis kaydı zorla engeller, kamerayı kapatmanızı ister veya fiziksel müdahale olursa, olabildiğince sakin şekilde kimlik bilgilerini ve yaptıkları işlemi not edin.
- Olay sonrası ilgili karakola, savcılığa ya da CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) üzerinden şikâyette bulunabilirsiniz.
Unutmayın: Tartışmaya veya fiziksel karşılık vermeye girmek hak kaybı doğurabilir, hukuki zemini tercih edin.
Polis çevirmesinde yaşanan örnek olaylar ve uygulamalar
Polis çevirmelerinde kamera kaydı ile ilgili birçok gerçek örnek yaşanmıştır. Özellikle motosiklet sürücülerinin kask kamerası kayıtları, toplumsal olaylarda gazetecilerin ve vatandaşların çektikleri videolar farklı şekillerde gündeme gelmiş, kimi zaman polis kaydı engellemeye ‘çalışmış’ kimi zaman ise kayıtlar sayesinde haksız uygulamalar ortaya çıkmıştır.
Birçok örnekte, polislerin ‘kapat, sil, burada çekemezsin’ yaklaşımı Danıştay’ın son kararları sonrasında hukuka uygun olmadığı için yargıdan dönmektedir. Ayrıca toplumsal olaylarda veya çevirmelerde vatandaşların çektiği görüntüler; sonradan hem idari şikayetlerde hem de mahkemelerde delil değeri taşımıştır.
Bazı sürücüler, kayıt yapınca polisin daha kibar davrandığını, prosedüre daha fazla dikkat ettiğini de belirtmişlerdir. Ancak, nadir de olsa, polisin kayıta fiziksel müdahalede bulunduğu veya cihazı geçici olarak el koyduğu olaylar da yaşanmaktadır. Bu gibi durumlarda genellikle görevli polise karşı, kayıt hakkının ihlal edildiği ve görev süresinin dışında hareket edildiği gerekçesiyle yasal işlem başlatılmıştır.
Polis çevirmelerinde kamera kaydı almak, Danıştay ve üst mahkemelerin güncel kararları neticesinde vatandaş lehine, orantılı ve amaca uygun şekilde kullanmak şartıyla temel bir hak haline gelmiştir.
Kamuya açık alanda kayıt ve mahremiyet dengesi
Kamuya açık alanda polis çevirmesinde kamera kaydı yapmak, sıklıkla gündeme gelen ve tartışılan bir konudur. Kamuya açık alanlarda kayıt alınması genel olarak serbesttir. Çünkü toplu ve kamusal olaylarda ya da trafikte gerçekleşen polis uygulamalarında kamu yararı söz konusu olur. Fakat burada kritik olan, kaydın içeriği ve kişinin özel hayatına müdahale edip etmediğidir.
Mahremiyet ise, kişilerin gizli kalmasını istediği özel alanlarının ve bilgilerinin koruma altında olmasıdır. Yani, bir kişinin evinde ya da özel bir anında çekim yapmak ile açık bir yolda, kamusal bir ortamda yapılan çekimler hukuken farklı değerlendirilir.
Yasalara göre (TCK 134 ve Anayasa m.20), açık alanlarda kayıt almak, kayda alınan kişilerin özel hayatlarına müdahale edilmediği sürece genellikle suç sayılmaz. Ancak, kayda alınan görüntünün mahrem bir duruma ilişkin olması (örneğin, kişinin özel bir sıkıntısı, sağlık durumu veya utanç verici bir hâli) halinde, bu durum “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçu kapsamında değerlendirilebilir. Bu dengenin iyi kurulması gerekmektedir. Sokakta yapılan bir polis uygulaması çoğu zaman kamu denetimine açıktır; ama yine de her kayıtta kişilerin rızasına, duruma ve kişilik haklarına dikkat edilmelidir.
Özel hayatın ihlali iddiası durumunda yaptırımlar
Özel hayatın gizliliği ihlali Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesi uyarınca suçtur. Bir kişinin rızası olmadan, onun özel yaşamına ilişkin ses veya görüntü kaydının alınması ve/veya yayınlanması halinde genellikle şu cezalarla karşılaşılır:
- Suç tespit edilirse, fail hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilir.
- Eğer ihlal edilen özel hayat “bilişim sistemleri” yoluyla (örneğin video internete yüklendiğinde) olursa ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis olabilir.
- Eğer kayıtların ifşa edilmesi (başkalarına gönderilmesi ya da sosyal medya gibi ortamlarda paylaşılması) söz konusu ise, ayrıca verilecek ceza bir kat artırılır.
Bu suçun ceza olarak para cezasına çevrilmesi sanılanın aksine çoğu durumda mümkün değildir. Ayrıca, mağdur olan kişi hukuken şikâyette bulunabilir ve tazminat davası açma hakkına da sahiptir.
Yasal kullanım sınırları ve cezalar
Kamera kaydı yapmanın sınırları, özellikle kişisel verilerin korunması ve özel hayatın gizliliği açısından çizilmiştir. Polis çevirmesinde kamera ile kayıt alınacaksa:
- Kayıt kamuya açık alanda, görevli polisin görevini icra ederken alınmalı, özel hayatına müdahale edilmemelidir.
- Kişisel bilgilerin (TC kimlik, adres, özel belge) görünür şekilde paylaşılması ilave suç oluşturabilir.
- İzinsiz yapılan kayıtlar ve bu kayıtların yayılması cezai yaptırıma tabidir. Kayıt hukuka aykırı ise, TCK 134 ve KVKK hükümleri gereğince cezai işlem uygulanabilir.
- Kişinin kaydının aldığı ortamda özel bir alan sayılabilecek bir durum (örneğin aracın içinin detaylı görüntülenmesi, kişisel verilerin açık ortaya konulması) varsa, yine ceza söz konusu olur.
Yasal sınırlar aşıldığı takdirde uygulanacak cezalar:
- Kişisel verilerin izinsiz işlenmesi ve yayılması: 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası (TCK 136)
- Özel hayatın gizliliğinin ihlali: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis (artırımlı durumlarda 5 yıla kadar çıkabilir)
Kaydın paylaşılması ve sosyal medyada yayınlanması
Polis çevirmesinde alınan kaydın sosyal medyada paylaşılması durumunda ayrı bir hassasiyet gösterilmelidir. Çünkü, bir videoyu veya fotoğrafı sosyal mecralarda yayınlamak, yalnızca kaydı almakla kalmaz, başkalarına yaymak anlamına gelir ve “ifşa” suçu oluşabilir.
- Eğer video ya da fotoğraf kişisel veriler içeriyorsa ve ilgili kişinin açık rızası yoksa, KVKK ve TCK 136 uyarınca suç ortaya çıkar.
- Polisin ya da vatandaşın net kimlik bilgilerinin, plakalarının ya da yüzlerinin açıkça ifşa edilmesi halinde dava konusu olabilir.
- Kişiler, kendilerine ait bu tür video ya da fotoğrafların kaldırılması için ilgili sosyal medya platformuna ve adli makamlara başvurabilirler.
- Hukuka aykırı bir şekilde yapılan paylaşımın kaldırılması için hem KVKK’ya hem de doğrudan mahkemeye başvurmak mümkündür.
Sonuç olarak, polis çevirmesinde kamera kaydı yapmak bazı koşullarda yasal olsa da; kaydın içeriği, niteliği ve yayılma şekli çok dikkatle değerlendirilmelidir. Bilinçli hareket etmek ve hem yasal hem de vicdani sorumlulukları gözetmek gerekir.
Polislerin kamera kullanımı ve hukuki altyapı
Polislerin kamera kullanımı, özellikle kolluk görevlileri tarafından taşınan gövde kameraları, Türkiye’de son yıllarda daha sık uygulanmaya başlandı. Bu kameralar, polisin görev sırasında yaptığı işlemleri kaydetmesini sağlar ve işe şeffaflık katmayı hedefler. Türkiye’de hukuki altyapı ise, genel olarak Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve ikincil mevzuatlarla şekillenir. Emniyet Genel Müdürlüğü, çeşitli genelgelerle polislerin kamera kullanımına dair usul ve esasları belirler. Ancak kameraların kullanılmasının, vatandaşa daima açıklanması ve KVKK sınırları gözetilerek işlemlerin yürütülmesi gereklidir.
Kolluk görevlilerinin kayıtları ve vatandaş hakları
Kolluk görevlilerinin yaptığı kamera kayıtlarında, vatandaşların hakları oldukça önemlidir. Kamera kaydının alındığı anda, ilgili kişiye mümkünse kayıt yapıldığı belirtilmelidir. Vatandaş, kayıttan doğrudan etkileniyorsa, kayıtların ne amaçla kullanılacağı ve ne kadar süreyle saklanacağı hakkında bilgilendirilmeye de hak kazanır. Kişisel veriler kapsamında, gereksiz ve orantısız kayıt alınamaz. Kayıt altına alınan görüntü ve seslerin, görev dışında ve kişisel amaçlarla kullanılması kesinlikle yasaktır. Vatandaşlar, hak ihlali olduğunu düşündüklerinde, ilgili mercilere şikayet başvurusunda bulunabilirler.
Gövde kamerası kayıtlarının delil niteliği
Gövde kamerası kayıtları, adli ve idari soruşturmalarda önemli bir delil kaynağı olarak kabul edilir. Mahkemeler, polislerin olay anındaki tutumunu ve iddiaların doğruluğunu gövde kamerası kayıtları sayesinde değerlendirebilir. Kayıtların keşfedilmemesi, silinmesi veya kasıtlı olarak kapatılması ise şüphe doğurur ve polisin lehine delil olma ihtimalini azaltabilir. Delil olarak kullanılabilmeleri için kayıtların kesintisiz alınmış, üzerinde oynanmamış ve yasal usule uygun saklanmış olması gerekir. Son yıllarda ülkede yaşanan olaylar üzerine, gövde kamerası kayıtlarına dayalı önemli mahkeme kararları alınmıştır ve bu da kolluk görevlilerinin sorumluluğunu artırmıştır. Gövde kameraları, hem polislerin hem de vatandaşların haklarının korunmasında önemli rol oynar.
Polis, vatandaştan kamera kaydını kapatmasını isteyebilir mi?
Polis çevirmesinde kamera kaydı alma hakkı vatandaşlar arasında en çok merak edilen ve yanlış bilinen konulardan biridir. Son yıllarda Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan ve polisin kamera kaydı alınmasını engelleyebileceğine dair genelge çok tartışıldı. Ancak Danıştay'ın 2024 yılı kararına göre, polisin kamuya açık alanda görevini yaparken vatandaşların görüntü ve ses kaydı almasını engellemesi hukuka aykırıdır ve bu genelge iptal edilmiştir.
Yani, polis görevi başındayken sizden telefon, kamera veya aksiyon kameranızı kapatmanızı isteme yetkisine sahip değildir. Özellikle kamuya açık alanlarda polis çevirmesinde gerçekleşen uygulamalar sırasında kayıt almak serbesttir. Ancak, kayıt alırken polisin görevini engelleyecek bir davranışta bulunmamak gerekir.
Bazı özel durumlarda, örneğin gizlilik gerektiren soruşturma veya özel bir şahsi durum varsa, polis açıklama yapabilir; fakat genel olarak kamera kaydının kapatılması istenemez. Güncel mahkeme kararları da bu görüşü desteklemektedir.
Polis çevirmesinde kamera kaydı delil olur mu?
Polis çevirmesinde yapılan kamera kayıtlarının delil niteliği taşıyıp taşımadığı da sıkça soruluyor. Türk Ceza Kanunu’na ve yargı uygulamalarına göre, kamuya açık yerde ve başkasının özel alanını ihlal etmeyecek şekilde alınan kayıtlar genellikle mahkemelerde delil olarak kabul edilmektedir.
Ancak, kaydın "hukuka uygun" elde edilmesi esastır. Gizli yapılan ve özel hayatı açıkça ihlal eden kamera kayıtları hukuka aykırı delil sayılabilir ve mahkemede dikkate alınmayabilir. Fakat polisi, kamu görevini yaparken kaydetmek çoğu zaman hukuka uygundur.
Özetle, polis çevirmesinde alınan görüntü veya ses kayıtları, görevli polisin hukuka aykırı işlem yaptığı iddialarında ya da bir haksızlık yaşandığında yargıya sunulabilir ve delil olarak kullanılabilir. Delil olarak geçerliliği için kaydın düzenli, ilgili ve manipüle edilmemiş olması önemlidir.
Vatandaşların en çok merak ettiği diğer sorular
Polis çevirmesi sırasında vatandaşların aklında birçok soru oluyor. İşte en çok sorulanlar ve kısa yanıtları:
-
Polis tarafından kamera kaydı almak suç mu?
Hayır. Kamuya açık alanda, görevli polisi kaydetmek suç değildir. Ancak kayıt özel bir hayatı ihlal ediyorsa ya da görevli polisin açıkça kişisel alanındaysa farklı yorumlanabilir. -
Polis kameramı veya telefonumu zorla alabilir mi?
Genellikle hayır. Ancak ciddi bir suç şüphesi varsa, savcılık kararıyla inceleme yapılabilir. -
Polis çevirmesinde kaydın paylaşılması suç mu?
Görüntülerin sosyal medyada paylaşılması kişisel veri içerebilir ve hakaret, ifşa gibi durumlar oluşursa sorun yaratabilir. Bu nedenle dikkatli ve sorumlu davranmak önemlidir. -
Polis çevirmesinde neden kayıt almak faydalı olabilir?
Her iki tarafın da hakkını koruyacak, ileride olası bir haksızlık ya da yanlış anlaşılmada yargıya başvurulduğunda ispat kolaylığı sağlar. -
Polis kimlik sormadan üst araması yapabilir mi?
Genel olarak hayır, öncelikle kimlik sorulmalı ve neden arama yapılacağına dair gerekçe sunulmalıdır.
Bu konuda daha fazla soru ve cevaba Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi "Sıkça Sorulan Sorular" sayfasından ulaşılabilir. Kısacası, kamera kaydı almak vatandaşın temel hakkıdır, ancak kişisel veriler ve özel hayat hassasiyetlerine dikkat etmek gerekmektedir.
Danıştay ve diğer mahkemelerden güncel kararlar
Son yıllarda, Danıştay başta olmak üzere Türkiye’deki yüksek yargı organlarının polis çevirmelerinde kamera kaydıyla ilgili önemli ve güncel kararları bulunmaktadır. Özellikle 2024 ve 2025 yıllarında, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 2021 yılında çıkardığı ve polislerin görev sırasında ses ve görüntü kaydı alınmasını yasaklayan genelgeye karşı açılan davalar sonucu çok sayıda kritik karar alınmıştır.
Danıştay 10. Dairesi, 2024 ve 2025’te yayımlanan kararlarında, vatandaşların ve gazetecilerin kamusal alanda, özellikle polis müdahalesi sırasında ses ve görüntü kaydı almasının engellenemeyeceğini vurgulamıştır. Genelgeyle getirilen yasakların anayasal olarak güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüyle çeliştiğine dikkat çekilmiştir. İlgili genelge defalarca iptal edilmiştir. Danıştay’ın son kararları, “polisin müdahalesi sırasında kaydı engellemek hukuka uygun değildir” diyerek, vatandaş lehine bir tutum sergilemiştir.
Aynı zamanda bireysel başvurular neticesinde de Danıştay, polis çevirmelerinde kayda müdahale edilmesinin hukuka uygun olmadığına karar vererek, polisin görevini ifa ettiği sırada bir vatandaşın kamera ile kayıt yapmasının doğal bir hak olduğuna dikkat çekmiştir. Diğer bazı idare ve ceza mahkemeleri de benzer şekilde, kayda müdahale veya bu sebeple idari-cezai işlem uygulanmasının hukuka uygun olmadığına hükmetmiştir.
Uygulamadaki değişiklikler ve öneriler
Bu mahkeme kararlarının ardından, polis çevirmelerinde uygulamalar ciddi anlamda değişmiştir. 2024-2025 yıllarında, çevirmelerde kamera kaydı alınmasına ilişkin polisin “kaydı kapatın” veya “kayıt almak yasak” gibi uyarılarının hukuki dayanağı artık ortadan kalktı. Uygulamada, vatandaşlar yol çevirmelerinde veya herhangi bir kamuya açık müdahalede, kural olarak ses ve görüntü kaydı alabilir hale geldi. Polisler ise artık doğrudan kaydı engellemeye çalıştıklarında, bu durumun hukuka aykırı olduğu açık şekilde bilinmektedir.
Bu yeni dönemde, uygulamadaki en temel değişiklik, vatandaşların haklarını daha bilinçli savunmaları ve polisin de buna uygun vaziyet almasıdır. Hukukçuların önerisine göre, vatandaşlar kayda alırken; polisin güvenliğini veya operasyonunu engellemeyecek şekilde hareket etmeli, kışkırtıcı ve provoke edici davranışlardan kaçınmalı. Herhangi bir engelleme veya tehdit durumunda ise, yukarıda belirtilen güncel Danıştay kararlarını polis memuruna hatırlatmak mümkündür.
Önerilerden bazıları şunlardır:
- Kayıt aldığınızı polise şeffaf şekilde belirtin, gizlice kayıt yapmayın.
- Tartışma ortamı büyürse, sakin kalın ve olayı hukuki zemine taşıyın.
- Kayıtlarınızı kişisel arşivinizde saklayın, kamuoyuna açık paylaşım yapacaksanız kişisel haklara ve özel hayatın gizliliğine saygı gösterin.
Unutulmamalıdır ki, 2024-2025 yargı kararları, kamuya açık alanlarda polisin görevini ifa ederken kayıt yapmanın hukuka uygun olduğu yönündedir ve bu durum ülkemizde önemli bir özgürlük alanı sağlamaktadır.
Hukuki haklarınızı nasıl koruyabilirsiniz?
Hukuki haklarınızı korumak için polis çevirmelerinde kamera kaydı alırken bazı temel noktalara dikkat etmelisiniz. Kamusal alanda, yani herkesin görebildiği bir yerde yapılan bir polis çevirmesinde çekim yapmak genel olarak hukuka uygundur. Ancak, özel hayatın gizliliği kapsamına giren bir alan (örneğin özellikle kişisel bilgilere açıkça odaklanan kayıtlar, ev ortamı gibi mahrem bölgeler) kayıtta olmamalıdır.
Danıştay’ın 2024’te iptal ettiği EGM genelgesi sonrası, polisin görevini yaparken kamera kaydı almanız anayasal bir haktır. Polisin “Kamerayı kapat” talebini yerine getirmek zorunda değilsiniz, zira güncel yargı kararları bu tarz bir engellemeyi hukuka aykırı buluyor.
Ayrıca, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve TCK 134-135. maddeleri gereği; kaydı üçüncü şahıslara yayarken, görüntüdeki bireylerin yüzlerini gizlemek gibi önlemler almanız önerilir. Aksi takdirde, kayıtların paylaşımında hukuki sorumluluğunuz doğabilir. Kamerayı saklı tutmak, gizlice kayıt yapmak ise çoğu zaman delil olarak kabul edilmez ve suç teşkil edebilir.
Problemlerle karşılaştığınızda;
- Polisin kayıt almanızı engellemesi halinde, olayı kayıtlara geçirerek, baroya veya savcılığa şikâyette bulunabilirsiniz.
- Hukuki danışmanlık almak ve bir avukata başvurmak, haklarınızı etkili biçimde korumanıza yardımcı olur.
Olası yasal gelişmeler ve topluma etkisi
Polis çevirmesinde kamera kaydı konusu, son dönemde yargı ve toplumsal tartışmalarla sürekli şekil değiştiriyor. Danıştay’ın EGM genelgesini iptal kararı, toplumsal olaylarda ve bireysel denetimlerde vatandaşın görüntü alma hürriyetinin geniş yorumlanmasına yol açtı.
Gelecekte yapılacak olası yasal değişiklikler, hem toplumun bilgi edinme hakkı hem de kişisel mahremiyetin korunması arasında daha dengeli bir çözüm arayışına girebilir. Dijitalleşmenin artmasıyla birlikte polislerin vücut kamerası uygulamalarının ve bu verilerin saklanmasında yeni düzenlemeler gündeme gelebilir.
Toplumsal olarak:
- Vatandaşın hak arama bilinci ve polisin hesap verebilirliğinin artması bekleniyor.
- Medya ve sosyal ağlarda yayılan kayıtlar, toplumsal olayların şeffaflığını sağlayabilir.
- Ancak, kontrolsüz paylaşım mahremiyet sorunlarını ve yanlış algı oluşumunu da beraberinde getirebilir.
Dolayısıyla, yasal düzenlemelerin sade ve anlaşılır olması, hem güvenlik güçlerinin hem de toplumun menfaatlerinin dengede tutulmasını sağlayacaktır. Yeni düzenlemelerle birlikte, günlük hayatımızı etkileyen haklarımız konusunda daha bilinçli ve dikkatli olmamız gerekecek.
Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?
Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.
Lütfen unutmayın;
- Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
- Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Sıkça Sorulan Sorular
Polis çevirmesi sırasında kamera kaydı yapılabilir mi?
Polis çevirmesi sırasında video kaydı yapmak genel olarak yasaldır. Ancak, bu tür kayıtların diğer kişilerin özel hayatını ihlal etmemesi ve kamu düzenine zarar vermemesi gerekir.
Polis çevirmelerinde video çekmenin yasal haklar nelerdir?
Video çekmek, Türkiyede anayasal bir hak olan ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir. Ancak, bu hakkın kamu düzenine aykırı şekilde kullanılmaması önemlidir.
Polisin kamera kaydına müdahale etmesi mümkün mü?
Polis, kaydın kamu düzenini veya güvenliğini tehdit ettiğini düşünürse müdahale edebilir. Ancak, keyfi müdahaleler hukuka aykırıdır.
Polis çevirmesinde kamera kaydının sınırları nelerdir?
Kamera kaydı, çevirmeyi yürüten polis memurlarının görevlerini engellemeyecek ve yasaları ihlal etmeyecek şekilde yapılmalıdır.
Polis çevirmesinde ses kaydı yasal mı?
Evet, ses kaydı da genellikle yasaldır. Ancak kayıt sırasında diğer bireylerin özel hayatlarının korunmasına özen gösterilmelidir.
Polis çevirmesi sırasında görüntü kaydı neden önemli?
Görüntü kaydı, olası hukuksuzlukları belgelemek ve kişisel hak ihlallerinin önüne geçmek açısından önemli bir araçtır.
Kamerayla kayıt yaparken polis memuruna bilgi verilmesi gerekir mi?
Kayıt yaparken polis memuruna bilgi vermek zorunlu değildir, ancak iletişimi kolaylaştırabilir ve yanlış anlamaların önüne geçebilir.
Polis memuruna kamerayla kaydettiğimi söylemek zorunda mıyım?
Hayır, kamerayla kaydettiğinizi belirtmek zorunda değilsiniz. Ancak açık iletişim, anlaşmazlıkları azaltabilir.
Kamerayla yapılan kayıtlar delil olarak kabul edilir mi?
Evet, yasal sınırlar içinde yapılan kayıtlar mahkemelerde delil olarak kabul edilebilir.
Polis çevirmelerinde insan hakları açısından kamera kaydı yapmanın önemi nedir?
Kamera kaydı, insan haklarının korunması ve adaletin sağlanması için önemli bir mekanizma görevi görebilir. Bu sayede kolluk kuvvetlerinin eylemleri daha şeffaf hale gelir.
İlginizi Çekebilir
-
Trafik Kazası Sonrası Karşı Taraf Kimlik ve Ruhsat Vermiyorsa Ne Yapmalı
Trafik kazası sonrası karşı taraf kimlik ve ruhsat vermezse, ne yapmalısınız? Olay yerinde tutanak tutmak, polis çağırmak ve kaçan sürücünün plakasını almak kritik adımlar!
-
Ehliyetsiz Araç Kullanmanın Cezası 2025
2025'te ehliyetsiz araç kullanmanın cezası 40.000 TL'ye kadar çıkıyor. Detaylar, güncellemeler ve yaptırımlar için yazıyı okuyun.
-
Halkı Galeyana Getirme Suçu ve Cezası Nedir?
Halkı galeyana getirme suçu nedir? Cezası ne? Bu makalede halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden eylemler ve sonuçları hakkında bilgi edinin.
-
VPN Kullanmak Suç mu?
VPN kullanmak Türkiye'de yasaldır ama yasadışı işlemler için kullanmak suç sayılmaktadır. VPN'in yasal durumu hakkında her şeyi keşfedin.
-
Okuldaki Aramalar Yasal Mı?
Okulda yapılan aramalar yasal mı? Öğrenci hakları, hukuki durumlar ve öğretmenlerin arama yetkileri hakkında bilgilere ulaşın.
-
Hakim Sanığı Dinlemeden Ceza Verebilir mi?
Hakim, sanığı dinlemeden ceza verebilir mi? Ceza hukuku çerçevesinde bu durumun yasal arka planını ve yaşanan sorunları ele alıyoruz. Detaylar için tıklayın!
-
Biber Gazı Taşımak Yasak Mı?
Biber gazı taşımak Türkiye'de nasıl yasal? Yasal durumunu, cezasını ve meşru savunma açısından kullanımını öğrenin. 2024 güncel bilgilerle tüm detaylar burada!
-
Garaj Girişine Park Etme Cezası
Garaj girişine park etmenin yasakları ve cezaları hakkında bilmeniz gerekenler. Park cezası, yaptırımlar ve yasal süreçler hakkında detaylı bilgi.
-
Trafikte Önümü Kesen Birine Çarparsam Ne Ceza Alırım?
Trafikte önünüzü kesen birine çarparsanız, ceza miktarı birçok faktöre bağlıdır. Taksirle yaralama veya ağır yaralanma, hapis cezasıyla sonuçlanabilir.
-
Dolandırıcılık Suçu ve Cezası
Dolandırıcılık suçu ve cezası hakkında detaylı bilgiler. Basit ve nitelikli dolandırıcılığın tanımı, TCK kapsamındaki yaptırımlar ve örnekler.