Yargıtay Nedir?
“Yargıtay Nedir?” sorusunu merak edenler için kısa bir cevap: Yargıtay, adli yargı içinde kararların son kez hukuka uygunluk yönünden denetlendiği Temyiz Mahkemesi’dir. Olayı yeniden yargılamaz; dosya üzerinden temyiz incelemesi yapar ve kararları “onama”, “bozma” veya “düzelterek onama” olabilir. Hukuk Daireleri, Ceza Daireleri ile Hukuk Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu üzerinden çalışır; amacı içtihat birliği sağlamaktır.
Bu rehberde şunları netleştireceğiz:
- Yargıtay’ın görevleri ve yapısı
- İstinaf ve temyiz farkı, süreler ve şartlar
- Duruşmalı temyiz nasıl olur, hangi kararlar temyiz edilir?
- Yargıtay’ın verdiği karar türleri ve süreç adımları
Aradığınız tüm temel bilgileri, basit ve anlaşılır şekilde bu yazıda bulacaksınız: Yargıtay Nedir?
Yargıtay'ın Tanımı
Yargıtay, Türkiye'deki adli yargı sisteminin en üstünde yer alan yüksek mahkemedir. Yargıtay, adli yargı alanına giren davalarda ilk derece mahkemelerinin verdiği kararların hukuka uygun olup olmadığını inceleyen ve “temyiz” incelemesi yapan yargı organıdır. Pek çok kişi bu kurumu “Temyiz Mahkemesi” olarak da duymuştur. Yargıtay, ülkemizde hukuki uygulamalar arasında birlik sağlamak, benzer davalarda çelişkili kararları önlemek için kurulmuş en üst adli denetim makamıdır. Türkiye’deki üç ana yüksek yargı organından biridir. Yargıtay'ın kararları, hukuk düzeninde yol gösterici olur ve alt mahkemelere rehberlik eder.
Osmanlı Dönemi'nde Yargıtay'ın Kuruluşu
Osmanlı döneminde Yargıtay’ın temelleri 1837 yılında, II. Mahmud zamanında atılmıştır. O yıllarda üst düzey bir yargı organı olarak “Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye” kurulmuştur. Ancak bugünkü anlamda Yargıtay’ın gerçek kuruluşu, Sultan Abdülaziz döneminde 6 Mart 1868 tarihinde gerçekleşmiştir ve kurumun adı “Divan-ı Ahkâm-ı Adliye” olmuştur. Bu mahkeme, adli davalar üzerinde son sözü söyleyen, kararları denetleyen yüksek bir yargı organı olarak işlemiştir. 1879 yılında çıkarılan Nizamiye Mahkemeleri Kuruluş Kanunu ile kurumun adı “Mahkeme-i Temyiz” olarak değişmiş ve daha sistemli bir yargı gözetimi yapılmaya başlanmıştır. Osmanlı dönemindeki bu reformlar, modern yargı mekanizmasının ilk adımlarıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nde Yargıtay'ın Gelişimi
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra, adli yargı sisteminde büyük değişiklikler yaşanmıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında, 1920’de TBMM Hükümeti tarafından Sivas'ta “Muvakkat Temyiz Heyeti” (Geçici Temyiz Kurulu) kurulmuştur. Daha sonra, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte 1923 yılında çıkarılan yasalarla Sivas’taki geçici kurul kaldırılmış ve 1923’te Eskişehir’de Yargıtay (o zamanın adıyla Mahkeme-i Temyiz) resmen kurulmuştur. 1945 yılında, bugünkü adını almış ve “Yargıtay” olarak anılmaya başlamıştır. Zamanla yapısı, yetkileri ve görev alanları genişletilerek Türkiye Cumhuriyeti’nde yargı birliğinin sağlanmasında kritik bir rol üstlenmiştir. Yargıtay hâlâ hukukun üstünlüğünü koruyan, adaletin doğru şekilde uygulanmasını garantileyen temel yüksek yargı organıdır.
Yargıtay'ın Temel Görevleri
Yargıtay'ın temel görevleri arasında ilk sırada, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli merciye bırakmadığı kararlar ile hükümlerin son inceleme ve denetimini yapmak yer alır. Yani Yargıtay, mahkemelerin kararlarını inceleyerek, bu kararların hukuka uygun olup olmadığını denetler. Yargıtay'ın esas amacı, tüm vatandaşlar için hukuki kararların birlik içinde uygulanmasını sağlamaktır. Burada verilen kararlar temyiz başvuruları üzerindendir ve olayla ilgili yeni bir delil toplanmaz, sadece mevcut kararın kanunlara uygunluğu kontrol edilir. Ayrıca Yargıtay, dosya incelemesi ile birlikte bazen duruşmalı temyiz de yapabilir.
Kanunlarla Belirlenen Özel Görevler
Yargıtay'a, temel görevlerinin dışında kanunlarla belirlenmiş bazı özel görevler de yüklenmiştir. Bunlar arasında en çok görüleni, Yargıtay üyeleri ve başkanları ya da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı gibi yüksek yargı mensupları hakkındaki suç veya disiplin işlerini yargılamak, özel kanunlarda Yargıtay'ın görevli olduğunun belirtilmesi ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakılacak davalar yer almaktadır. Özellikle önemli kamu personeliyle ilgili bazı davalarda veya özel yasalarda “Yargıtay bakar” şeklinde açık bir hüküm varsa, bu işlerin çözümünde yetkili mahkeme doğrudan Yargıtay'dır.
Hukuki Kararların Denetimi
Hukuki kararların denetimi, Yargıtay'ın en ana görevlerinden biridir ve buna hukukilik denetimi de denir. Yargıtay, temyiz edilen kararın maddi olay incelemesini yapmaz. Yani tekrar delil toplayıp olayları tartışmaz. Sadece mahkemelerin kararlarının hukuka, yasalara ve yargı içtihatlarına uygun olup olmadığına bakar. Eğer bir hata bulursa, kararı bozar veya onar. Yargıtay'ın bu yaptığı inceleme sayesinde hukuk kurallarının doğru uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilmiş olur ve adalete olan güven artar. Ayrıca Yargıtay’ın verdiği bozma kararları, alt mahkemelerin kararlarını doğrudan değiştirmez, sadece hukuka uygun hareket edilmesini sağlar.
Emsal Karar ve İçtihadı Birleştirme Fonksiyonu
Yargıtay'ın önemli fonksiyonlarından biri de emsal karar üretmek ve içtihadı birleştirmektir. Emsal karar, Yargıtay'ın bir konuda verdiği karar ve görüşlerdir. Alt mahkemeler bu kararlara uyarak, uygulamada birlik sağlar. Fakat bazen Yargıtay daireleri arasında aynı konuda farklı kararlar çıkabilir. İşte bu durumda, Yargıtay Büyük Genel Kurulu toplanarak “içtihadı birleştirme kararı” verir. Bu kararlar, benzer konularda kesin ve bağlayıcıdır. Yani tüm mahkemeler aynı konuda aynı şekilde karar vermek zorunda kalır. Bu sayede ülkede hukukun birliği ve öngörülebilirliği korunmuş olur. Özellikle içtihadı birleştirme kararları Resmî Gazete'de yayımlanır ve yürürlüğe girdiği andan itibaren alt mahkemeler için kesinleşir.
Kısacası, Yargıtay kararları sadece bireysel dosyalar için değil, tüm ülke hukuk sistemi için rehber ve yol gösterici özelliktedir.
Yargıtay'ın Yapısı ve Yönetimi
Yargıtay'ın Organları
Yargıtay'ın organları, bu kurumun nasıl yönetildiğini ve işlediğini gösteren en önemli yapısal unsurlardır. Türkiye'nin en yüksek dereceli hukuk mahkemesi olan Yargıtay, kendine özgü bir organizasyon yapısına sahiptir. Bu yapı, kurumun adaletli ve hızlı çalışmasını hedefler.
Birinci Başkanlık Kurulu
Birinci Başkanlık Kurulu, Yargıtay'ın yönetim ve idari işlerinde en üst makamdır. Yargıtay Başkanı başkanlığında toplanır ve daire başkanları ile tam üyelerden oluşur. Bu kurul, Yargıtay'ın genel idare işlerini yürütür, daireler ve üyeler arasında iş dağılımını belirler. Ayrıca disiplin, tayin ve özlük işleriyle ilgili önemli kararları da bu kurul alır.
Daireler
Yargıtay'ın en temel organları arasında daireler bulunur. Daireler, gelen dosyaların incelemesini ve kararların verilmesini sağlar. Her daire, farklı alanlardaki davalara bakmakla görevlendirilir. Bu daireler, hem hukuk hem de ceza alanında uzmandır ve iş bölümüne göre ayrılmıştır.
Hukuk Daireleri
Hukuk Daireleri, medeni hukuk, ticaret hukuku, iş hukuku gibi özel dallardaki davalara bakar. Bu dairelerde, alanında tecrübeli yargıçlar görev yapar. Vatandaşlar arasında çıkan borç, tahliye, sözleşme gibi özel hukuk anlaşmazlıklarının temyiz incelemesi, genellikle bu dairelerde görülür.
Ceza Daireleri
Ceza Daireleri, ceza hukuku ile ilgili temyiz başvurularının incelendiği yerlerdir. Cinayet, hırsızlık, dolandırıcılık gibi ceza davalarının en üst temyiz mercii olarak çalışırlar. Ceza Daireleri, verilen cezaların hukuka uygunluğunu ve adaletli olup olmadığını denetler.
Genel Kurullar
Genel Kurullar, Yargıtay’daki dairelerin başkan ve üyelerinden oluşan daha büyük bir topluluğu ifade eder. Karmaşık, içtihat birliği gerektiren veya hukuki görüş ayrılıklarının yaşandığı davalarda, genel kurullarda karar verilir.
Hukuk Genel Kurulu
Hukuk Genel Kurulu, tüm hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinden oluşur. Hukuki görüş ayrılıklarının olduğu veya önemli bir içtihadın birleştirilmesi gereken konularda devreye girer. Alınan kararlar, Türkiye genelinde tüm adli mahkemeler için bağlayıcı emsal teşkil edebilir.
Ceza Genel Kurulu
Ceza Genel Kurulu ise, ceza dairelerinin başkan ve üyelerinden meydana gelir. Ceza davalarında ortaya çıkan görüş ayrılıkları ve önemli hukuki sorunlar burada tartışılır ve sonuca bağlanır. Böylece ceza hukuku uygulamalarında birlik sağlanır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay'ın bir başka önemli organıdır. Bu makam, hukuka aykırı kararların düzeltilmesi için temyiz başvurusu yapmaya, kararların uygulanmasını takip etmeye ve özellikle ağır ceza davalarında adaletin gerçekleşmesini sağlamaya çalışır. Ayrıca, yargılamada toplum yararını gözeterek, kanun yararına bozma isteminde bulunma gibi görevleri vardır.
Yargıtay Üye Sayısı ve Atama Sistemi
Yargıtay üye sayısı, kanunlarla belirlenir ve günün ihtiyaçlarına göre farklılık gösterebilir. Şu anki sistemde, üye sayısı Adalet Bakanlığı’nın teklifi ve Cumhurbaşkanı’nın kararıyla belirlenir. Üyeler ise, birinci sınıf hakim ve savcılar arasından Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından atanır. Atama yapılırken mesleki kıdem, liyakat ve tecrübe gibi önemli ölçütler dikkate alınır. Yargıtay üyeleri, genellikle çok tecrübeli ve saygın hukukçulardan seçilir.
Yargıtay Başkanları ve Görev Süreleri
Yargıtay Başkanı, bütün Yargıtay teşkilatının başıdır ve kurumun en üst temsilcisidir. Yargıtay başkanlığına, mevcut Yargıtay üyeleri arasında yapılan seçimle gelinir. Başkanın görev süresi genellikle 4 yıldır ve tekrar seçilme hakkı vardır. Başkan, hem kurum içi işlerin düzenlenmesinden hem de Yargıtay’ın kamuoyuna karşı temsilinden sorumludur. Başkanın yanında birinci başkan vekilleri ve daire başkanları da önemli yönetim görevleri üstlenir. Yargıtay Başkanları, adalet sistemine yön veren, tecrübeli ve saygın hukukçulardır.
Yargıtay'da Duruşmalı Temyiz ve İşleyiş Süreci
Temyiz Nedir?
Temyiz, Yargıtay'da sıkça karşılaşılan ve çok önemli olan bir hukuki terimdir. Temyiz, bir mahkeme kararının, yasal olarak daha üst bir mahkemeye, özellikle de Yargıtay'a taşınarak tekrar incelenmesi talebine verilen isimdir. Temyiz sayesinde, yerel mahkemelerin verdikleri kararların hatalı ya da hukuka aykırı olup olmadığını Yargıtay denetler. Böylece hem adalet hem de ülke genelinde hukuk birliği sağlanır. Özellikle ceza ve hukuk davalarında verilen nihai kararlar, temyiz yoluyla Yargıtay'a götürülebilir ve bir üst denetimden geçer.
Duruşmalı Temyiz Süreci
Duruşmalı temyiz süreci, klasik dosya üzerinden incelemeden farklıdır. Yargıtay’da bazı temyiz incelemeleri, tarafların ve avukatlarının hazır bulunabileceği duruşmalı oturumlarla yapılır. Özellikle yüksek miktarlı bazı davalarda, taraflar Yargıtay’dan bir duruşma günü talep edebilirler. Böylece dosya, sadece evrak üzerinden değil, tarafların sözlü olarak savunma yapabilecekleri, açıklamada bulunabilecekleri bir ortamda görüşülür. Duruşmada Yargıtay üyeleri hem dosya üzerinden hem de tarafların beyanlarıyla kararlarını oluşturmaya gayret eder. Bu süreç davacılar ve davalılar için ek bir hak anlamına gelir.
Yargıtay'da Duruşma Talebi ve Şartları
Yargıtay’da duruşma talebi için, belirli şartların oluşması gerekir. Öncelikle, dosyanın niteliğine göre duruşma yapılmasına izin verilen hukuk davalarında ve belirli sınırların üzerindeki parasal davalarda bu hak kullanılabilir. Herkes her temyiz dosyasında duruşma isteyemez; bunun için davanın türüne ve ihtilafın değerine göre kanunda net sınırlar bulunur. Duruşmalı temyiz talebinde bulunmak için, dilekçede açıkça “duruşma yapılmasını istiyorum” şeklinde bir talep yer almalıdır. Ayrıca, bazı davalarda bu talebin sadece süresi içinde yapılması değil, belirli bir teminata bağlanması da gerekebilir. Yargıtay, gelen talepleri öncelikle şekil yönünden inceler ve uygun görürse ilgili daireden bir duruşma günü belirler.
Dosya İnceleme Süresi ve İşleyişi
Yargıtay’da dosya inceleme süresi, davanın türüne, yoğunluğa ve işleyişe göre değişmektedir. Dosya Yargıtay’a ulaştığında önce kayda alınır ve ilgili daireye gönderilir. Dairenin iş yüküne göre dosyanın sıraya alınması bazen birkaç ayı bulabilir. Özellikle duruşmalı temyiz istenmiş dosyalarda, duruşma günü için ayrıca bir bekleme süresi doğar. Duruşma günü sonrası ise, dosya üyeler arasında değerlendirilip, en sonunda karar verilir. Bu karar onama, bozma veya kısmen onama-kısmen bozma şeklinde olabilir. Dosya inceleme süresi belirli bir yasal sınırda tutulmaya çalışılsa da, dönemsel iş yoğunluğu nedeniyle pratikte süreler uzayabilir. Taraflar, dosya sorgulama sistemlerinden gelişmeleri takip edebilir. Böylece hem süreçle ilgili bilgi alınır hem de adaletin gecikmeden sağlanıp sağlanmadığı kontrol edilebilir.
Onama Kararı
Yargıtay'ın karar türleri içinde en çok karşılaşılanlardan biri onama kararıdır. Yargıtay onama kararı verdiğinde, alt mahkemenin verdiği kararın hukuka uygun olduğunu kabul etmiş olur. Yani, temyize başvuran taraf başka bir şekilde karar çıkmasını istemiş olsa da, Yargıtay burada “Mahkemenin verdiği karar doğrudur,” der ve dosya kapanır. Bu durumda verilen karar kesinleşir, dava dosyası tekrar incelenmek üzere alt mahkemeye geri dönmez. Cezai bir karar söz konusuysa, cezanın infazı süreci başlar. Hukuk davalarında ise, karar artık bağlayıcı hâle gelir ve taraflar için yeni başvuru yolu büyük oranda kapanır. Böylece onama kararı ile birlikte süreç tamamlanır ve adli süreç sona erer.
Bozma Kararı
Yargıtay'ın görevlerinden biri de bozma kararı vermektir. Yargıtay, dosya üzerindeki incelemesinde mahkeme kararında hukuka aykırı bulduğu noktalar olduğunda, o kararı bozar. Yani mahkemenin verdiği kararın usul ve esas bakımından yanlış olduğuna karar verir. Bozma kararı ile dosya, kararı vermiş olan ilk derece veya bölge adliye mahkemesine geri gönderilir. Mahkeme, bozmaya uyarak yeni bir karar verir veya gerekçeleriyle bozma kararına direnebilir. Direnme olursa, dosya Yargıtay Genel Kurulu’na kadar gidebilir. Bozma kararı verilince önceki mahkeme kararı ortadan kalkar ve yeniden yargılama yapılması gerekir. Bu nedenle bozma kararı, olayda yeni bir başlangıç yapar ve sonuçları temelden değiştirir.
Düzeltme ve Red Kararı
Yargıtay’ın temyiz incelemesi sonrası verdiği kararlara karşı bazı hallerde “karar düzeltme” yoluna gidilebilir. Karar düzeltme, Yargıtay tarafından verilen kararların açıkça yanlış olduğu, önemli bir maddi veya hukuki hatanın bulunduğu ileri sürülüyorsa taraflarca istenebilir. Yargıtay talebi yerinde görmezse “red kararı” verir ve karar kesinleşir. Eğer Yargıtay yapılan başvurunun haklı olduğunu tespit ederse, verdiği önceki kararı düzelterek yeni bir karar verir. Fakat genelde karar düzeltme yolu istisnaidir ve yargılamanın son aşamasıdır. Red kararı verilirse, artık başka bir olağan kanun yolu kalmaz ve karar kesinleşir.
Emsal Kararın Uygulamaya Etkisi
Yargıtay’ın emsal kararları, Türk hukukunda önemli bir yer tutar. Emsal karar, aynı konuda daha önce verilmiş ve benzer davalarda örnek olarak gösterilebilecek kararlardır. Yargıtay’ın verdiği emsal kararlar, alt mahkemeler için doğrudan bağlayıcı olmasa da büyük ölçüde yol göstericidir. Bu kararlarla, mahkemeler benzer ihtilaflarda aynı doğrultuda hüküm vermeye çalışır ve hukuki birliği sağlar. Ayrıca, özellikle içtihatların birleşmesi kararları ile Yargıtay, tüm mahkemeler için bağlayıcı bir rehber niteliği taşır. Emsal kararlar uygulamayı standartlaştırır, öngörülebilir bir hukuk düzeni kurar ve vatandaşların haklarını koruma konusunda güvence sağlar. Bu nedenle bir davanın benzer emsal kararlarla desteklenmesi, dava sonucunu ciddi şekilde etkileyebilir.
Başvuru Şartları ve Gereken Belgeler
Yargıtay'a başvuru süreci için, temyiz edilecek kararın kesin olmaması ve kanunda belirtilen süre içinde başvuru yapılması gerekir. Başvuru şartları arasında en temel olanı, istinaf mahkemesinin kararına karşı temyiz yolunun açık olmasıdır. Temyiz dilekçesi, kararı veren mahkemeye sunulmalıdır. Hukuk veya ceza davası olsun, temyiz dilekçesi mutlaka usulüne uygun şekilde hazırlanmalıdır.
Gereken belgeler genellikle şunlardır:
- Temyiz dilekçesi (gerekçeler detaylı yazılmalı)
- Kimlik fotokopisi veya vekaletname (avukat aracılığıyla başvuru yapılacaksa)
- Kararın aslı veya onaylı örneği (bazı durumlarda istenir)
- Harç dekontu (temyiz harcı yatırıldığına dair belge)
Bazı davalarda ek belge istenebilir. Temyiz dilekçesinde, hangi kararın neden yanlış olduğu, başvuranın kimlik ve iletişim bilgileri de açıkça yazılmalıdır.
Temyiz Edilebilen ve Edilemeyen Kararlar
Yargıtay'a temyiz edilebilen kararlar, esas olarak istinaf mahkemelerinin bazı kararlarıdır. Ancak istisnalar vardır. En belirgin kural, miktar ve değer olarak belirlenen sınırın üzerindeki kararların temyiz edilebileceğidir. Eğer dava konusu miktar güncel sınırın (2025 için 544.000 TL) altında kalıyorsa, temyiz yolu kapalıdır.
Temyiz edilemeyen kararlar ise:
- Yasal olarak kesin olduğu belirtilen kararlar (örneğin, bazı çekişmesiz yargı işleri)
- Kesin hüküm niteliğinde olan kararlar
- Değeri veya miktarı kanundaki sınırın altında kalan davalar
- Kira alacağı, iş mahkemelerinde işe iade davaları gibi bazı özel davalar
- Çoğu ara kararlar
Ceza yargılamasında ise, örneğin beş yıl veya daha az hapis cezalarında temyiz mümkün değildir.
Temyiz Sınırları ve İstisnalar
Yargıtay'a temyiz sınırları her yıl güncellenir. 2025 yılı için hukuk davalarında temyiz limiti 544.000 TL’dir. Yani istinaf mahkemelerinden verilen ve miktarı bu sınırı aşan kararlar temyiz edilebilir. Tespit davalarında ise, sınır genellikle alacağın tamamı üzerinden değerlendirilir.
İstisnalar ise kanunda özel olarak belirtilmiştir. Bazı davalarda, miktara bakılmaksızın temyiz hakkı tanınabilir. Örneğin, Aile mahkemesi kararları, bazı iş davaları veya tapu iptal davalarında sınır uygulanmaz. Ceza davalarında ise, 5 yıl ve üzeri hapis cezaları temyize tabi olurken, altındaki cezalar için temyiz yolu kapalıdır.
Kısaca, her davanın türüne ve kararın niteliğine göre temyiz hakları ve sınırları değişebilir. Her yıl yayımlanan yeni rakamlar takip edilmelidir.
Başvuru Süresi
Yargıtay'a başvuru süresi çok önemlidir. Hukuk ve ceza davalarında temyiz başvurusu için kural olarak, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta (14 gün) içinde başvuru yapılmalıdır. Bu süre içinde bir temyiz dilekçesi ile kararı veren mahkemeye başvurulmazsa temyiz hakkı kaybedilir.
Ceza davalarında ise, istinaf mahkemesinin kararının açıklandığı veya tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde temyiz başvurusu yapılmalıdır. Ancak bazı özel davalarda ve konularda farklı süreler olabileceği için ilgili yasal düzenleme mutlaka kontrol edilmelidir.
Süre hafta olarak belirlendiğinden, tatil gününe denk gelen sürelerde ilk iş günü başvuru yapılabilir. Süreyi kaçırmamak için gerekçeli kararın tebliğ tarihi dikkatle not edilmelidir.
Yargıtay ve Danıştay Arasındaki Farklar
Yargıtay ve Danıştay, Türkiye'deki en yüksek mahkemeler arasında yer alır; ancak görev alanları ve baktıkları davalar açısından önemli farklara sahiptir. Yargıtay, adli yargı alanında en yüksek temyiz merciidir. Yani, hukuk ve ceza mahkemelerinin verdiği kararlar üzerinden yapılan temyiz başvurularını inceler ve son kararı verir. Özetle, adaletle ilgili tüm davaları, yani bireyler arasındaki özel hukuk ve ceza davalarını Yargıtay incelemektedir.
Danıştay ise idari yargı alanında en yüksek mahkemedir. Kısaca, idarenin yani devlet kurumlarının, vatandaşlara veya kurumlara karşı yaptığı işlemler ve aldığı kararlarla ilgili davalara bakar. Danıştay, idare ile kişiler veya kurumlar arasındaki uyuşmazlıklarda son karar verici mercidir.
Ayrıca, Danıştay’ın bazı idari görevleri de vardır; örneğin bazı devlet kurumlarının düzenlemelerinde görüş bildirmek veya yönetmelikleri incelemek gibi. Buna karşılık Yargıtay’ın temel işlevi yalnızca yargısaldır ve adli yargı kararlarının hukuka uygun olup olmadığını denetler.
Sonuç olarak, Yargıtay ile Danıştay arasındaki en temel fark, baktıkları dava türü ve yargı alanlarıdır. Yargıtay adli, Danıştay ise idari yargı işlerine bakar.
Yargıtay ve Sayıştay Arasındaki Farklar
Yargıtay ve Sayıştay birbirinden oldukça farklı kuruluşlardır. Yargıtay, yukarıda belirtildiği gibi, adli yargıdaki en yüksek temyiz merciidir ve bireyler arasındaki davalara bakar.
Sayıştay ise esas olarak bir mahkeme olmakla birlikte, yargı gücünü kullanmayan, daha çok devletin mali işlemlerini ve kamu harcamalarını denetleyen bir kurumdur. Sayıştay davası, genellikle devlet kurumlarının bütçe ve mali işlemleriyle ilgilidir; burada yapılan denetim sonucunda çıkan mali sorumluluklar ve hesaplar yargılanır.
En önemli farklardan biri, Yargıtay’ın tüm vatandaşlar ve kurumlar arasındaki adli davalara bakması, Sayıştay’ın ise yalnızca kamu kurumlarıyla ilgili mali işlemleri incelemesidir. Ayrıca, Sayıştay’ın kararları TBMM adına verilir ve genellikle mali ve idari denetim raporu niteliğindedir. Yani Sayıştay mahkemeleri millete değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına karar verir.
Kısacası, Yargıtay adaleti sağlarken, Sayıştay mali denetim ve şeffaflığı sağlamakla görevlidir. Görev alanları, baktıkları dava türleri ve verdikleri kararların kapsamı bakımından birbirlerinden ayrılırlar.
Yargıtay'ın Toplumsal ve Hukuki Önemi
Hukuk Birliği ve Adaletin Sağlanmasındaki Rolü
Hukuk birliği, herhangi bir ülkede adaletin eşit ve tarafsız şekilde uygulanmasının temel taşıdır. Yargıtay, Türkiye'de bu birliği sağlamada en önemli kurumdur. Yargıtay'ın verdiği kararlar, alt mahkemeler için bağlayıcı nitelik taşır. Bu şekilde, benzer olaylarda farklı kararlar çıkmasının önüne geçilir.
Yargıtay, içtihadı birleştirme kararlarıyla da hukuki uygulamaların tek standart haline gelmesini sağlar. Özellikle bazı konularda değişen uygulamalar veya farklı yorumlar varsa, Yargıtay'ın verdiği nihai karar ile herkes için geçerli bir kriter oluşturulur. Böylece vatandaşların hukuk önünde eşitliği korunmuş olur ve adalet sistemi istikrarlı çalışır. Adaletin sağlanmasında Yargıtay'ın rolü, hak arayan herkes için güvenli bir liman oluşturur. Hatalı kararlara karşı son denetim noktası olmasıyla, yargılamalarda adaletin gerçekleşmesine katkı sunar.
Toplumdaki Etkisi ve Güveni
Toplumda adalet sisteminin işlerliği, vatandaşların devlete olan güvenini doğrudan etkiler. Yargıtay, doğru ve adil kararlar vererek toplumda adalet duygusunun güçlenmesini sağlar. Yargıtay’ın bağımsız ve tarafsız olması, halk arasında adaletin her koşulda sağlanacağına yönelik güçlü bir inanç oluşturur.
Aynı zamanda, Yargıtay'ın kararları gündelik yaşamda da büyük etkiler yaratır. İnsanlar bir uyuşmazlık yaşadığında veya başlarına bir adli olay geldiğinde, son noktada hakkaniyete uygun bir karar verileceğine inanmak ister. Yargıtay’ın toplumdaki prestiji, hukuka olan bağlılığı arttırır ve sosyal barışı destekler.
Sonuçta, Yargıtay'ın varlığı, bireylere hakkını koruyabilecekleri bir üst merci olduğunu gösterir. Bu da hem ülke genelinde huzur hem de hukuk düzeninde tutarlılık sağlar. Güven duyulan bir yüksek mahkemenin olması, adaletin herkes için ulaşılabilir olduğuna dair toplumsal bir rahatlık hissi oluşturur.