Çevre Hukuku

Çevre hukuku, doğal çevreyi korumayı amaçlayan ve hem kamu hem de özel sektör etkinliklerini düzenleyen yasal prensipler, politikalar ve yönetmelikler bütünüdür. Türkiye’de çevre hukuku; hava, su ve toprak kirliliğinin önlenmesi, atık yönetimi, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi konuları kapsar. Bu alanda ulusal ve uluslararası düzeyde birçok yasal düzenleme bulunmaktadır ve bu düzenlemelerin uygulanması, çoğu zaman yerel ve ulusal yönetimlerin işbirliğiyle gerçekleşir. Çevre hukuku, ekolojik dengenin korunmasını sağlamak üzere hükümetler, şirketler ve bireyler arasındaki ilişkileri düzenler.

Çevre Hukukunun Temel Prensipleri

Çevre hukuku, çeşitli temel prensiplere dayanır. Bu prensipler çevrenin korunmasını sağlamak ve olası zararların önüne geçmek için kritik öneme sahiptir. En önemli çevre hukuku prensipleri şunlardır:

  • Önleme Prensibi: Çevresel zararların kaynağında önlenmesi gerektiğini vurgular.
  • Kirlilik Yapan Öder Prensibi: Çevresel zarara neden olanların, oluşan zararın maliyetini karşılaması gerektiğini belirtir.
  • Katılımcı Yönetim Prensibi: Çevresel karar alma süreçlerine halkın ve ilgili tarafların katılımını teşvik eder.
  • Sürdürülebilir Kalkınma Prensibi: Ekonomik kalkınma ile çevre korumanın uyum içinde olması gerektiğini savunur.

Çevre Mevzuatı ve Yönetmelikleri

Türkiye’nin çevre mevzuatı, çevresel etkileri azaltma ve doğal kaynakların korunmasına yönelik bir dizi yasayı içermektedir. Bunlar arasında en bilinenler; Çevre Kanunu, Atık Yönetimi Yönetmeliği ve Hava Kalitesi Koruma Kanunu’dur. Bu yasalar ve yönetmelikler, çevresel standartları belirler ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri minimize etmek için gerekli denetimleri sağlar.

Çevre Hukuku Uygulamaları

Çevre hukuku uygulamaları, çevresel denetimler, cezai işlemler ve çevre koruma politikalarının uygulanması gibi çeşitli alanları kapsar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu konularda ana rol oynayan kurumlardan biridir ve çevresel politikaların geliştirilmesi, uygulanması ve denetlenmesi görevini üstlenir. Özellikle sanayi tesisleri gibi büyük ölçekli projeler için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporları zorunludur ve bu raporlar projelerin çevresel açıdan değerlendirilmesinde büyük bir rol oynar.

Çevre Hukukunda Güncel Gelişmeler

Türkiye ve dünya genelinde çevre hukuku sürekli olarak gelişmektedir. İklim değişikliği, küresel ısınma gibi küresel sorunlar çevre hukukunun daha da önem kazanmasına neden olmuştur. Türkiye, Paris Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalara taraf olarak çevresel taahhütlerde bulunmuştur ve bu doğrultuda ulusal yasalarını ve politikalarını güncellemektedir.

Çevre hukuku, sadece hükümetlerin değil, bireylerin de duyarlılığını ve katılımını gerektiren bir alan olarak önemini korumaktadır. Her birimiz, çevre koruma konusunda bilinçli davranarak ve sürdürülebilir pratikler uygulayarak çevre hukukunun temel amacına katkıda bulunabiliriz. Bu, hem mevcut hem de gelecek nesiller için daha sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrenin korunmasına yardımcı olacaktır.

Çevre Hukuku Hakkındaki İçerikler

Soru

Tarım Arazisinde Yapı Nedeniyle 5403 Sayılı Kanun Kapsamında Ceza ve Tarım Dışı Kullanım Hakkında Hukuki Görüş Talebi

Merhaba, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında tarafımıza yüksek tutarda idari para cezası uygulanmış olup, yapıların yıkılması riski nedeniyle hukuki destek talep ediyoruz. 📍 Durum Özeti: Taşınmaz, Ankara ili, Çubuk ilçesinde yer almakta ve tapuda tarla niteliğiyle kayıtlıdır. Üzerinde konut yapı kooperatifi aracılığıyla inşa edilmiş betonarme yapılar bulunmaktadır. Arazi, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce denetlenmiş ve izinsiz tarım dışı kullanım gerekçesiyle cezai işlem uygulanmıştır. 📩 Tebliğ Edilen Ceza: 26.06.2025 tarihli resmi yazı ile, 5403 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca 971.909,00 TL tutarında idari para cezası tarafımıza tebliğ edilmiştir. Yazıda ayrıca, cezanın tebliğinden itibaren 1 ay içinde 13. veya 14. madde kapsamında Tarım Dışı Kullanım İzni başvurusu yapılması halinde yapıların kullanımına izin verilebileceği belirtilmiştir. --- 📌 Hukuki Danışma Talebimiz: 1. 5403 sayılı Kanun’a göre verilen bu idari para cezasına Sulh Ceza Hakimliği’nde itiraz edilebilir mi? İptal ihtimali nedir? 2. Tarım dışı kullanım izni başvurusu yapılırsa yıkım engellenebilir mi? Bu izin yeterli midir, yoksa ayrıca imar planı ve yapı ruhsatı mı gerekir? 3. Tarım Müdürlüğü’nün izin vermemesi halinde, bu idari kararın iptali için idare mahkemesine dava açılabilir mi? 4. Dava açıldığında yürütmenin durdurulması kararı alma olasılığı nedir? 5. Arazinin eğimli, yokuşlu veya engebeli olması, tarım dışı kullanım izni açısından olumlu ya da olumsuz bir etki yaratır mı? Bu tür fiziksel özellikler, kanunen değerlendirmeye alınır mı? 6. Benzer durumlarda uygulanmış emsal yargı kararları veya izin örnekleri mevcut mudur? Henüz tarım dışı kullanım izni başvurusu yapılmamıştır. Tüm bu süreçte en etkili hukuki yol haritası hakkında danışmak istiyoruz. Teşekkür ederiz.

1
Soru

Orman arazisi

selamün aleyküm ben ergene tekirdağda oturuyorum fakat benim bolu mudurnu dereköyde 114/6 ada parselli yerim var ornan arazisine sıfır buraya fındık ekmeyi düşünüyorum falat ormana sıfır orman yerinden 114/2 ada parselli yerden 1844 metre bir orman arazisinden yer almak ve onun yanindaki 109/38 orman arazisindende 15200 metre bir yerdaha almak istiyorum bana bu işleri yapacak bir ilgilenecek maddi olarak uygun bir avukat arıyorum öneride bulunursanız veya siz üstlenmek isterseniz anlaşırsak size vermek isterim

1
Soru

Taşkın yapı

Taşkın yapı hakkında bilgi alacaktım. 1997'de yapılan bina, arsama 50 cm genişliğinde ve 22 metre uzunluğunda taşkın bir şekilde yapılarak inşa edilmiş. Bu ölçülere göre taşkınlığın taban alanı 11.09 m². Bununla beraber bina 4 kat+bodrumdan oluşmaktadır. Taşkın yapı sahipleri hiçbir şekilde uzlaşmaya varmıyor. Bu süreçte izlemem gereken yol nedir? Tazminat, zararın ve mağdur giderilmesi vb. Haklarım nelerdir?

1
Soru Sor Danışmanlık Talep Et