İşyerine Yönelik İsimsiz İhbarlar ve İftira Suçu Hukuka Uygun mu?
İhbar konusu olan iş yerinde sürekli şahıslar bulunmakta ve iş yeri kepengi içeriden kapalı tutulmaktadır. Uzun süredir devam eden bu tür şüpheli davranışlar, bizde iş yerinin fuhuş için kullanıldığı şüphesi oluşturmaktadır. Bu konuda gerekli önlemlerin alınması talep edilmektedir.
Kolluk güçleri adresi kontrol ettiklerinde herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamışlardır. Bu durum, asılsız ihbar ve dolayısıyla iftira suçu olarak değerlendirilmiştir. İş yeri sahibine dönük bir iftira suçu işlendiği belirtilmiştir.
İhbarda bir kişi, kişiler veya iş yeri sahibinin ismi belirtilmemiştir. İddianamenin, iş yeri sahibine yönelik iftira suçu olarak düzenlenmesi hukuka uygun mu?
Cevaplar
Avukatistan
Merhaba,
Türkiye'deki hukuk sisteminde, iftira suçu ve iddianamelerin düzenlenme süreçleri son derece önemli hususlardır. İftira suçu, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) şahsa karşı işlenen suçlar arasında yer almakta ve bir kişinin haksız yere bir suçla itham edilmesini kapsar.
İftira Suçu ve İddianame Düzenlemesi
İftira suçu, TCK'nin 267. maddesinde tanımlanır. Bir kimseye haksız olarak suç isnat edilmesi ve bu isnatla o kişinin soruşturma altına alınmasına neden olunması durumunda iftira suçu işlenmiş olur. Bu durumda, şikayet üzerine başlayan soruşturma, delil yetersizliğinden dolayı ya da asılsız olduğunun anlaşılması halinde iftira suçu için ayrı bir soruşturma başlatılabilir.
İddianamenin düzenlenmesine gelince; bir ihbar üzerine, savcılık tarafından yürütülen soruşturma sonucunda eğer somut deliller ve ispatlanabilir bilgiler ışığında bir suç işlendiği kanaatine varılırsa, ilgili kişi hakkında iddianame düzenlenir. Ancak, sizin açıklamanıza göre ihbarın asılsız olduğu anlaşılmış ve kolluk kuvvetleri tarafından yapılan incelemede herhangi bir olumsuzluğa rastlanmamış.
Özel Durum: İhbarda Kimse Belirtilmemişse
Eğer ihbarda iş yeri sahibinin veya diğer şahısların ismi belirtilmeden genel bir suçlama yapılmışsa ve bu ihbar üzerine yapılan inceleme sonucunda herhangi bir suç unsuru bulunmamışsa, ihbarı yapan kişi hakkında iftira suçundan işlem yapılabilir. Ancak bu durumda dahi, iddianamenin açık, net ve kesin bilgilere dayandırılması ve tam anlamıyla kimin mağdur olduğunun, kimin ihbarda bulunduğunun açıkça belirlenmesi gerekmektedir.
İddianamenin yalnızca "iş yeri sahibi" gibi genel bir ifade ile iftira suçu işlenmesi hukuki olarak yetersiz olabilir. Zira TCK gereği iftira suçunun düzenlenmesi için somut bireylerin ve somut olayların belirgin şekilde iddianamede yer alması gerekir.
Sonuç
Bu nedenle, eğer bahsettiğiniz durumda ihbarda isim ya da somut bilgiler yer almıyorsa, iş yeri sahibine yönelik olarak düzenlenmiş bir iftira suçu iddianamesinin hukuki dayanağının zayıf olduğunu söylemek mümkündür. Hukuk sistemimizde her somut olay, delil ve kanıta dayalı olarak değerlendirilmeli ve kişilerin hukuki güvenliği temin edilmelidir. İddianamedeki karar özellikle böyle hassas durumlarda, kişilerin hakları gözetilerek ve suretlerinin kesin olabilmesi için detaylı bir incelemeye dayanmalıdır.
Herhangi bir hukuksal süreçte veya detaylı bilgi almak isterseniz, bir avukatla iletişime geçmenizi öneririm. Iyi günler dilerim.