Nakit Para Kullanmak Suç mu?

20 dakika

Nakit para kullanmak günümüzde artan dijital ödeme yöntemleri karşısında hala sıkça tercih edilen bir ödeme şeklidir. Ancak bazı ülkelerde belirlenen yasal düzenlemeler, nakit kullanımını sınırlamaktadır. Örneğin, Türkiye'de 2024 yılında getirilen bir düzenlemeye göre, 7.000 TL'yi aşan işlemler bankalar veya finans kurumları aracılığıyla yapılmak zorundadır. Aksi bir durumda, 5.000 TL'ye kadar ceza uygulanabilmektedir. Bu tür düzenlemelerin temel amacı, kayıt dışı ekonomiyi engellemek ve finansal şeffaflığı artırmaktır. Dolayısıyla, nakit para kullanımının suç olup olmadığını belirlemek, ülkelerin spesifik mevzuat ve düzenlemelerine bağlıdır. Yasalara uyulduğu sürece nakit para kullanımı bir suç teşkil etmez.

Türk Hukukunda Nakit Para Kullanımı

Türk hukukunda nakit para kullanımı hâlâ oldukça yaygındır. Günümüzde günlük alışverişlerde, küçük esnaf ödemelerinde, hizmet bedellerinde genellikle nakit ödeme tercih edilmektedir. Ancak, her geçen yıl teknoloji ile birlikte bankacılık işlemleri ve dijital ödemeler artmaktadır. Buna rağmen, Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu'nda, bir borcun nakit ödenmesi konusunda genel bir kısıtlama bulunmamaktadır. Yani, taraflar isterlerse nakit yoluyla ödeme yapabilirler.

Öte yandan, bazı özel mevzuatlarda ve özellikle vergi ile ilgili düzenlemelerde nakit ödemeye bazı sınırlamalar getirilmiştir. Temel amaç, para transferlerini kayıt altına almak ve vergi kaçağını önlemektir. Özellikle ticari işlemlerde, büyük tutarlı ödemelerde nakit kullanımının azaltılması hedeflenmektedir.

Kanunlarda Nakit Ödeme Sınırları

Kanunlarda nakit ödeme ile ilgili sınırlar, esas olarak Vergi Usul Kanunu ve ilgili tebliğlerle belirlenmiştir. Özellikle ticari işlemlerde, belirli bir tutarın üzerindeki ödemelerin nakit yapılması yasaklanmıştır. Bunun amacı hem ekonomik düzeni sağlamak hem de kayıt dışı ekonomiyi önlemektir.

Yakın bir geçmişe kadar 7.000 TL olan bu sınır, zaman zaman güncellenmektedir. Örneğin, şirketler arası alışverişlerde veya serbest meslek erbabı ile yapılan işlemlerde bu limite dikkat etmek zorunludur. Bunun dışında, KOBİ’ler, çiftçiler, esnaf ve sanatkârlara yönelik işlemlerde de belirli limitlere riayet edilmesi gerekmektedir. Yani büyük miktardaki ödemelerde banka, posta çeki ya da finansal kurumlar aracılığı ile ödeme yapılması gerekmektedir.

Hem alıcı hem de satıcı açısından belgelenebilir banka işlemleri önemlidir. Çünkü denetimler sırasında, yapılan büyük nakit ödemeler nedeniyle cezai yaptırımlarla karşılaşmak mümkündür. Özellikle vergi incelemelerinde, sınırı aşan nakit ödemeler tespit edildiğinde hem vergi ziyaı cezası hem de özel usulsüzlük cezası gündeme gelir.

7.000 TL Üstü Nakit Ödeme Yasağı

7.000 TL üstü nakit ödeme yasağı hem iş dünyasını hem de vatandaşları yakından ilgilendiriyor. Vergi Usul Kanunu’na göre, özellikli işlemlerde 7.000 TL ve üzeri ödemelerin tamamının banka, finans kurumu veya posta çeki aracılığıyla yapılması gerekmektedir. Kısaca, 7.000 TL’nin üstü nakit ödemek kanunen yasaktır.

Bu rakam, toplam borç veya işlem tutarı bakımından dikkate alınır. Yani taksitli alımlarda veya parça parça ödemelerde de toplam tutar 7.000 TL’nin üzerinde ise yine yasa kapsamına girer. Örneğin, bir malın bedeli 8.000 TL ise, ister peşin ister taksitli alınsın banka veya kanunda belirtilen diğer yollarla ödeme zorunluluğu vardır.

Birçok kişi bu yasayı bilmeden ihlal edebiliyor. Vergi denetimlerinde nakit olarak yapılan 7.000 TL üzeri ödemeler tespit edilirse, hem ödeyen hem de tahsil eden kişi veya firma için para cezaları söz konusu olabilir.

Bu nedenle, özellikle yüksek tutarlı alışverişlerde veya ticari işlemlerde mutlaka banka yoluyla ödeme yapılmalı ve dekont gibi belge saklanmalıdır. Böylece hem yasal bir sorun yaşanmaz hem de ileride ispat açısından avantaj sağlanır.

Vergi Usul Kanunu ve Tevsik Zorunluluğu

7.000 TL Üstü Ödemelerde Tevsik Zorunluluğu

7.000 TL üstü ödemelerde tevsik zorunluluğu özellikle işletmeler ve ticaret yapan kişiler için dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Vergi Usul Kanunu’na göre, 7.000 TL ve daha yüksek tutarda yapılan ödemeler kesinlikle banka veya finans kuruluşları aracılığıyla yapılmalıdır. Nakit olarak bu sınırın üzerinde yapılan ödemeler, hem vergi mükellefleri için cezai sorumluluk doğurur hem de işlemlerin geçerliliğini tartışmalı hale getirir.

Bu meblağın altında kalan ödemelerde nakit kullanmak serbesttir ancak 7.000 TL ve üzerindeki ödemeler için dekont, havale veya EFT gibi tevsik edici belgelerin mutlaka olması gerekir. Böylece Maliye, kayıt dışı ekonominin önüne geçmek ve şüpheli işlemleri azaltmak istemektedir.

Hangi İşlemler Tevsik Kapsamında?

Hangi işlemler tevsik kapsamında sorusu en çok merak edilen konulardan biri. Mal ve hizmet alım-satım işlemleri başta olmak üzere, işveren tarafından yapılan ödemeler, kira ödemeleri, peşin veya vadeli satış işlemleri tevsik kapsamına girmektedir. Özellikle iş dünyasında, firmalar arası yapılan her türlü ticari işlem, faturaya bağlanan her ödeme için banka ve benzeri finansal kuruluşların kanıtlayıcı bir belge vermesi zorunludur.

Kısacası; fatura kesilen, alış ve satış ilişkisi barındıran, işçilik, hizmet ve mal transferi olan her işlem için eğer tutar 7.000 TL’yi aşıyor ise tevsik zorunludur. Ev veya araç alım-satımlarında da bu sınırlar aynen geçerlidir.

Taksitli İşlemler ve Toplam Tutar Hesaplaması

Taksitli işlemler ve toplam tutar hesaplaması da Vergi Usul Kanunu’nda detaylıca açıklanmıştır. Eğer bir mal veya hizmet alışverişi taksitle ödenecekse, toplam tutar 7.000 TL’nin üzerindeyse, bu işlem her taksit için ayrı ayrı değil, alışverişin toplamı baz alınarak değerlendirilir.

Örneğin; toplamda 10.000 TL’lik bir eşya alışverişini 5 taksite böldünüz. Her taksit 2.000 TL olsa da, toplam tutar 7.000 TL’yi geçtiği için tüm ödemelerin tevsik kapsamında bankadan geçmesi gerekir. Sözleşmeye bağlı işlemlerde de aynı kural uygulanır.

Banka Hesabı veya Kredi Kartı Olmayanlar İçin Uygulama

Banka hesabı veya kredi kartı olmayanlar için uygulama ise istisnai bir durumdur. Zorunlu haller dışında, vergi mükelleflerinin banka kullanması beklenir. Ancak banka hizmeti bulunmayan veya sağlık gibi geçerli bir mazereti olan bölgelerde yaşayan mükelleflerin resmi olarak bunu belgelendirmeleri gerekir. Örneğin, bankacılık hizmeti olmayan köy ve beldelerde yaşayanlar için resmi bir belgeyle yetkili makamlara başvurulabilir.

Bu kişiler, nakit ödemelerini belgeleyici ek evrak veya imza karşılığında yapabilir ve bunu Maliye’ye gerekirse sunmakla yükümlüdürler. Ancak sistemin genel işleyişinde 7.000 TL üstü işlemler için banka veya finans kuruluşları ile işlem yapmak temel kural olarak kabul edilmiştir.

Kısaca, 7.000 TL üstü işlemlerde tevsik zorunluluğu herkes için kuraldır ancak istisnai haller resmî olarak belgelenmelidir. Bu konuda detaylı bilgi almak için ilgili vergi dairesiyle iletişime geçmek her zaman iyi bir fikirdir.

Vergi Ceza ve Yaptırımları

Tevsik Zorunluluğuna Uymamanın Cezası

Tevsik zorunluluğu, yani 7.000 TL ve üzeri ödemelerin banka, PTT veya finans kuruluşları üzerinden yapılması gerekliliği, Vergi Usul Kanunu’na göre ciddi bir yükümlülüktür. Tevsik şartına uyulmayan durumlarda hem alıcıya hem de satıcıya ceza uygulanabilir. Bu cezalar, genellikle ödemelerin belgelenmemesinden kaynaklanan usulsüzlük cezalarıdır.

Eğer ödeme banka veya benzeri bir yöntemle yapılmazsa, Vergi Usul Kanunu uyarınca olay usulsüzlük olarak kabul edilir. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın denetimleri sırasında, nakit yapılan ödemeler tespit edilirse, taraflar ayrı ayrı sorumlu olur ve idari para cezası verilir. Ceza uygulamalarında hata payı bırakılmaz; tespit edilen her işlem için mükellefler işlem başına ceza öder.

Ceza Nasıl Hesaplanır?

Ceza hesaplamasında dikkate alınan en önemli unsur, belgeye konu işlem tutarıdır. Vergi Usul Kanunu’nun 355. maddesine göre, her bir usulsüz işlem için özel usulsüzlük cezası uygulanır. Ceza miktarı genellikle işlem tutarının yüzde 5’i oranında belirlenir. Ancak, her yıl güncellenen yeniden değerleme oranına göre, alt ve üst sınırlar değişebilmektedir.

Örneğin; 2024 yılı için bir kişi 7.000 TL üzeri nakit ödeme yaptıysa, hem ödeme yapan hem de alan taraf için 4.400 TL’ye kadar özel usulsüzlük cezası kesilebilir. İşlem tutarı büyüdükçe ceza da artar, en üst sınır yıllık olarak kamu otoritesi tarafından belirlenir. Eğer birden çok işlem varsa, her biri ayrı ayrı değerlendirilir ve toplamda ödenecek ceza miktarı artar.

Nakit Ödeme Belgelendirmenin Önemi

Nakit ödeme belgelendirmek, hem işletmeler hem de bireyler için çok önemlidir. 7.000 TL ve üzerindeki işlemlerde tevsik zorunluluğuna uyulmazsa, hem yüksek cezalara maruz kalınır hem de işlemin yasal geçerliliği sorgulanabilir. Banka dekontu, havale makbuzu veya kredi kartı slipi gibi belgeler, ödemenin doğru şekilde ve yasal çerçevede yapıldığını gösterir.

Ayrıca, fatura veya sözleşme gibi belgelerle birlikte yapılan ödemenin doğru kanaldan geçtiği kanıtlanırsa, ileride oluşabilecek anlaşmazlık ya da denetimlerde sorun yaşanmaz. Özellikle vergi incelemelerinde, uygun belge sunamayanların işlemleri kabul edilmeyip, yapılan ödemeler gizli gelir veya kaçak olarak kayıtlara alınabilir. Bu da hem maddi kayıp hem de itibarsızlık riskine yol açar.

Özetle, belgelendirme hem cezalardan korunmak hem de ticari faaliyetleri güvenli şekilde yürütmek için temel bir kuraldır.

Tefecilik ve Nakit Para Arasındaki Fark

Tefecilik Suçu Nedir?

Tefecilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nda açıkça tanımlanmıştır. Tefecilik, bir kişinin kazanç elde etmek amacıyla başkasına borç para verip, karşılığında yüksek oranlarda faiz talep etmesiyle oluşur. Buradaki anahtar nokta, verilen paradan haksız bir kazanç sağlanmasıdır. Normal bir borç para verme işlemi ile tefecilik arasındaki en net fark, faiz oranlarının fahiş olması ve bunun sistematik biçimde yapılmasıdır. Yani sıradan nakit para verme fiili suç değildir, ancak bu iş kazanç sağlamak, başkalarını mağdur edecek şekilde sürekli yapılırsa tefecilik ortaya çıkar.

Nakit Para İle Yapılan Tefecilik (TCK 241)

Nakit para ile yapılan tefecilik, doğrudan Türk Ceza Kanunu’nun 241. maddesi kapsamında değerlendirilir. Bu maddeye göre, “kazanç elde etme amacıyla başkasına ödünç para vermek” tefecilik suçu sayılır. Yani birisi sürekli olarak nakit para verip karşılığında yüksek faiz alıyorsa, bu hareketi kanunun belirlediği tefecilik suçu kapsamına girer. TCK 241 ile devlet, özellikle düşük gelirli ve çaresiz kişilerin sömürülmesinin önüne geçmeyi hedefler. Sadece bir defaya mahsus borç para vermek değil, bunu alışkanlık haline getirip kazanç için sürekli nakit dağıtmak tefecilik suçu oluşturur.

Tefecilikte Cezai Sorumluluklar

Tefecilikte cezai sorumluluk, suça katılan herkes için geçerlidir. Sadece parayı veren değil, bu işte aracı olan, anlaşmalara imza atan, organize eden herkes tefecilik suçundan sorumlu tutulur. Ayrıca tefeciliğin organize şekilde yapılması, cezayı daha da artırır. Tefecilikte yasal sınırları aşan ödeme şekilleri, yanında sahte belgeler veya gizli anlaşmalar varsa, sorumluluklar genellikle daha da büyür. Türk hukukunda, faaliyetin ticari olup olmaması, neden ve ne kadar yapıldığı da dikkate alınır.

Ceza Miktarları ve Yargılama Usulü

Ceza miktarları, TCK 241’e göre belirlenir. Suçun basit işlenişi durumunda, genellikle iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası öngörülür. Eğer tefecilik örgütlü olarak yapılırsa veya mağdurların çokluğu söz konusuysa, ceza miktarları artar. Yargılama ise ağır ceza mahkemelerinde yapılır. Şüpheli veya sanık, ifadesi alındıktan sonra, suçun durumuna ve delil durumuna göre tutuklanabilir veya serbest bırakılabilir. Yargılama sürecinde genellikle banka kayıtları, para transferleri ve tanık ifadeleri önemli rol oynar.

Ceza Ertelemesi ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Tefecilik suçunda ceza ertelemesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) uygulamaları sınırlıdır. Mahkeme, sanığın suçtan pişmanlık duyması, başka bir kasıt veya benzeri suça karışmaması gibi durumları dikkate alabilir. Ancak tefecilik genellikle mağdurun ekonomik hayatını doğrudan etkilediği için, hafifletici tedbirler seyrek uygulanır. Büyük çaplı ve tekrar eden tefecilikte, genellikle ceza ertelenmez ve cezanın açıklanması geri bırakılmaz. Yine de her dava kendi özelinde değerlendirilmektedir.

Vergi İncelemeleri ve Tefecilik

Vergi incelemeleri, tefecilikle mücadelede önemli bir araçtır. Özellikle yüksek miktarda nakit transferleri, banka hareketleri ve beyan edilmeyen gelirler, Maliye Bakanlığı tarafından incelenir. Tefecilikten kaynaklanan kazanç, hiçbir şekilde resmen beyan edilemez. Eğer şüpheli işlemler tespit edilirse, vergi kaçakçılığı gibi ek suçlardan da işlemler başlatılır. Vergi müfettişleri, özellikle sıradışı nakit akışlarına ve kaynağı açıklanamayan gelir kalemlerine dikkat ederek, tefecilik şüphesini ortaya çıkarabilir.

Tefecilik, Yağma ve Diğer Suçlar Arasındaki Farklar

Tefecilik, yağma ve diğer suçlardan farklıdır. Yağmada, fiziksel şiddet, tehdit ve zorla alma unsuru vardır. Tefecilikte ise, görünüşte rızayla yapılan ama aslında maddi baskı sonucu borçlanma yer alır. Yani tefecilikte borç para talebi ve geri ödemesi yasal görünür, ancak koşullar mağdur için fahiştir ve çaresizlikten kaynaklanır. Dolandırıcılıktan farklı olarak tefecilikte, karşı tarafın gerçek bir borcu olur; ancak faizi yasadışıdır. Fakat yağma veya tehdit söz konusuysa, tefecilikle birlikte başka suçlar da işlenmiş olur ve yargı bu suçları ayrı ayrı değerlendirir.

Tefecilik ile sıradan bir borç ilişkisi, yağma veya dolandırıcılık gibi suçlar arasındaki bu farkları bilmek, hem yasal sorumluluktan hem de hak kaybından kaçınmak için önemlidir.

Özel Durumlar

Yabancılarla Yapılan Tahsilat ve İşlemler

Yabancılarla yapılan tahsilat ve işlemler konusu, özellikle turizm bölgelerinde sık sık karşımıza çıkıyor. Vergi mevzuatında, yabancı uyruklu kişilerle yapılan alışverişlerde veya hizmet alımlarında da genel kurallar geçerli. Yani 7.000 TL üzerindeki ödemeler için banka, kredi kartı veya benzeri yöntemlerle işlem yapılması gerekiyor. Nakit ödeme yapmak istenirse, bu durumda da aynı sınır gözetiliyor ve yasa dışı bir yöntem seçilmiş sayılabiliyor.

Yabancı müşterilerin bazen yalnızca nakit ödemeyi seçtiği durumlarda, işlemin mutlaka belgeyle kayıt altına alınması önemli. Burada özellikle, alınan paranın kayıtlara geçirilmesi ve fatura ya da fiş kesilmesi zorunlu. Nakit ödemede sınırın üstüne çıkılırsa, bu işlem Vergi Usul Kanunu’na aykırı hale gelebiliyor ve cezai işlemle karşılaşılabiliyor.

Bazı özel durumlarda, örneğin diplomatik istisnalarda veya uluslararası anlaşmalara tabi satışlarda, farklı kurallar uygulanabiliyor. Ama bunun dışında, yabancıyla yapılan işlem de olsa Türkiye’deki mevzuat aynen geçerli.

Pasaport ile Yapılan İşlemler ve Tevsik

Pasaport ile yapılan işlemler genellikle yabancılarla gerçekleştirilen alışverişlerde gündeme geliyor. Özellikle dövizle veya yabancı para ile yapılan satışlarda satıcılar, müşterinin kimliğini doğrulamak için pasaport bilgisi alıyor. Burada da dikkat edilmesi gereken en önemli konu, 7.000 TL’yi aşan nakit ödemelerde mevzuata uygun hareket etmek.

Pasaportla yapılan işlemler, kayıt sistemine doğru şekilde girilmek zorunda. Ödemede nakit kullanılması gerekiyorsa, işlemin belgeyle tevsik edilmesi ve ilgili belgede pasaport bilgilerinin yer alması büyük bir avantaj sağlar. Bu sayede, hem müşteri kimliği kayda alınır hem de işlemin yasa dışı olmadığını ispatlamak kolaylaşır.

Unutulmamalı ki, pasaport ile işlem yapılması tevsik zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Her durumda, yasal sınırların üzerindeki nakit ödemelerin banka veya benzeri kurumlar aracılığıyla yapılması gerekiyor. Eğer işyeri bu kurala uymazsa, vergi incelemesinde ciddi cezalarla karşılaşılabilir. Özellikle yüksek meblağlı satışlarda veya yabancılara yapılan alışverişlerde mevzuata tam uyum göstermek, ileride yaşanabilecek sorunları önler.

Kapsam Dışındaki İşlemler

Kimler Tevsik Zorunluluğu Dışında?

Kimler tevsik zorunluluğu dışında merak edenler için öncelikle şunu bilmek gerekir: Vergi Usul Kanunu’na göre tevsik zorunluluğu, yani banka veya finans kurumu aracılığıyla ödeme yapma zorunluluğu, herkesi kapsamaz. Özellikle gerçek kişiler kendi aralarındaki bazı işlemlerde tevsik kapsamına girmezler.

Örneğin, ticari, zirai ya da mesleki bir faaliyette bulunmayan kişiler günlük hayatta birbirlerine borç verirken, arkadaşına para gönderirken veya aile içi para alışverişi yaparken tevsik zorunluluğu yoktur. Aynı şekilde, tamamen şahsi ihtiyaçlar için yapılan para transferlerinde, karşılıklı mal veya hizmet alışverişi yoksa, bu işlemler de kapsam dışındadır.

Ayrıca kamu kuruluşları ve bazı özel kuruluşlar da belirli işlemler için tevsik kapsamına alınmamıştır. Örneğin, kamu kurumlarından alınan burslar, sosyal yardımlar veya maaş ödemeleri tevsik zorunluluğu dışında kalabilir. Burada ana kriter; işlemin ticaretle ya da vergiye tabi bir faaliyetle ilgili olup olmadığıdır.

Kendi Aralarındaki İşlemler ve İstisnalar

Kendi aralarındaki işlemler ve istisnalar konusu, tevsik zorunluluğu tartışılırken sıkça gündeme gelir. Buradaki en temel nokta, aynı tüzel kişilik bünyesindeki şubelere yapılan ödemeler, grup şirketleri arasındaki dahili transferler gibi işlemler için genelde tevsik aranmaz. Ancak burada dikkatli olmak lazım; örneğin ayrı tüzel kişiliğe sahip grup şirketlerinin kendi aralarındaki bazı işlemleri ise kapsam dahilindedir.

Bir diğer önemli istisna ise aile bireyleri arasındaki para transferlerinde görülür. Anne-baba ve çocuk gibi yakın akrabalar arasında ticari amaç taşımayan parasal yardımlar genellikle tevsikten muaftır. Aynı şekilde, miras kalan paraların paylaşılması gibi durumlarda da tevsik zorunluluğu yoktur.

Bunun yanında devlet tarafından yapılan sosyal yardımlar, burslar veya ödüller yine istisna kapsamında değerlendirilir. Yani devletin bireye ödediği paralarda bir tevsik zorunluluğu aranmaz. Evde yapılan küçük çaplı el işlerinin satışı, komşuya yapılan küçük kredi yardımları gibi gündelik işlemler de yine bu kapsamda sayılır.

Sonuç olarak tevsik zorunluluğu özellikle ticari faaliyetlerde, yüksek miktarlı işlemlerde ve vergi kaçakçılığının önüne geçmek için getirilmiştir. Şahsi, küçük çaplı ve aile içi işlemler çoğunlukla tevsik zorunluluğu dışında tutulur. Özellikle büyük miktarda ticari faaliyetin olmadığı, belge gerektirmeyen özel durumlarda mevzuat esnek davranır. Yine de her zaman son mevzuatı güncel olarak takip etmekte yarar vardır.

Sonuç ve Sıkça Sorulan Sorular

Nakit Para Kullanmak Hangi Durumda Suçtur?

Nakit para kullanmak, Türkiye’de genel olarak suç değildir. Ancak, kanunlarda belirtilen sınırların üzerinde nakit ödemenin yapılması veya ödemelerin belge ile tevsik edilmemesi bazı durumlarda suç veya idari para cezası gerektirebilir. Özellikle 7.000 TL’yi aşan ticari işlemler nakit olarak ödendiğinde ve bankacılık sistemi kullanılmadığında Vergi Usul Kanunu’na aykırılık oluşur. Bu da idari ceza yaptırımlarına yol açar.

Nakit para kullanımı, tefecilik (TCK 241) gibi suçların işlenmesi amacıyla yapılıyorsa veya kayıt dışı finansal işlem söz konusuysa durum ceza kanunu kapsamında da değerlendirilir. Tefecilik, yüksek faizle borç para verme işi olduğunda nakit paranın kaynağı ve kullanımı suç unsuruna dönüşür. Kişisel alışverişlerde, arkadaşlar arası küçük borçlarda ise nakit ödeme suç oluşturmaz.

Sık Sorulan Sorular ve Yanıtlar

Nakit para ile ilgili en çok sorulan sorular şunlardır:

  • 7.000 TL üstü nakit ödeme neden yasak?

    • Çünkü devlet, yüksek tutarlı işlemlerin kayıtdışılığını ve vergi kaçağını önlemek istiyor. Banka üzerinden yapılan işlemler kayıt altında tutuluyor.
  • Kendi aramızda borç verirken nakit sınırı var mı?

    • Ticari olmayan, aile içi veya arkadaşlar arası işlemlerde tevsik zorunluluğu bulunmaz. Ama büyük meblağlar için dikkatli olmak faydalı olur.
  • 7.000 TL’yi parça parça, aynı kişiye nakit ödeyebilir miyim?

    • Toplamda aynı işlem veya sözleşmeye dayalı bir ödeme ise parçalara bölmek tevsik zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Toplam tutar dikkate alınır.
  • Cezası ne kadar?

    • Usule aykırı ödemenin veya kabulün her biri için %5 oranında özel usulsüzlük cezası alınır. Bu cezanın alt ve üst sınırları da vardır.
  • Kredi kartı veya banka hesabı olmayanlar ne yapacak?

    • Banka veya PTT kanalıyla işlemlerini yapabilirler. Banka hesabı olmayan şahıslar da havale, EFT veya gişe işlemi ile ödeme yapabilir.
  • Tefecilik ile nakit para vermek aynı mı?

    • Hayır. Tefecilikte yasadışı faiz işletiliyor ve kanuna göre suç. Sadece borç vermek ise suç değildir.

Güncel Yasal Mevzuat Takibi

Nakit para kullanımı ve tevsik zorunluluğu ile ilgili mevzuat devamlı güncellenebilir. Özellikle limitlerde artış, ödeme araçlarında değişiklik veya tefsik dışında tutulan işlemler sık sık değişmektedir.

Bu nedenle Gelir İdaresi Başkanlığı, Maliye Bakanlığı gibi resmi kurumların duyurularını ve yayımlanan tebliğleri düzenli olarak takip etmek önemlidir. Ayrıca, konu ile ilgili güncel yasal değişiklikler için meslek mensuplarının (muhasebeci, mali müşavir, avukat) görüşlerinin alınması da tavsiye edilir.

Unutmamak gerekir ki mevzuatın takibi sadece büyük işletmeler için değil, küçük esnaf ve bireyler için de gereklidir. Böylece, yasalara uygun hareket ederek hem cezalarla karşılaşmazsınız hem de güvenli ticaret yapabilirsiniz.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur
Soru Sor Danışmanlık Talep Et