Şirket Ortaklığından Nasıl Çıkılır

32 dakika

Şirket ortaklığından nasıl çıkılır sorusu, birçok limited ve anonim şirket ortağının kafasını kurcalayan bir konu. Limited şirketlerde ortaklığın sonlandırılması, genellikle şirket sözleşmesinde belirtilen şartlara veya mahkeme kararlarına dayalı olarak iki temel yolla gerçekleşebilir. Ortaklık, şirket sözleşmesi aracılığıyla belirli şartlar çerçevesinde sona erdirilebilirken, başka nedenlerle de mahkemeye başvurup ayrılma sağlanabilir.

Türk Ticaret Kanunu bu konuda net düzenlemeler sunmaktadır. Özellikle, haklı sebepler var olduğunda ortakların mahkemeye başvurarak şirketten çıkmalarına izin verilir. Bununla birlikte, hem ayrılırken hem de ortak çıkarılırken, ayrılacak ortağın gerçek değerine uygun bir "ayrılma akçesi" talep edebilmesi önemlidir.

Sonuç olarak, şirket ortaklığından çıkma hem hukuki boyutları hem de mali sonuçları olan bir süreçtir. Bu nedenle, ortak olarak adım atmadan önce süreç hakkında detaylı bilgi almak ve profesyonel danışmanlık hizmeti almak faydalı olabilir.

Türk Ticaret Kanunu'nda Ortaklıktan Çıkma ve Çıkarılma

Türk Ticaret Kanunu'nda ortaklıktan çıkma ve çıkarılma önemli bir yer tutar. TTK’da özellikle limited şirketler için çıkarılma ve çıkma halleri açıkça düzenlenmiştir. Limited şirketlerde ortak, şirket sözleşmesinde belirtilen sebeplerle veya mahkeme kararı ile ortaklıktan çıkabilir ya da çıkarılabilir. Örneğin, TTK 638. madde “haklı sebeplerin” varlığı halinde ortağın, dava açarak şirketten çıkma hakkını tanır. Diğer yandan, TTK 640. madde de şirket sözleşmesinde özel olarak yer alan çıkma ve çıkarılma sebeplerini güvence altına alır. Kanun koyucu burada “usul ekonomisi” ve “eşit işlem ilkesi” kavramlarını gözetir. Yani, uygulamada ortaklar arasında adaletli bir şekilde ayrılma ve şirket bütünlüğünün korunması sağlanır.

Ortaklıktan çıkmak isteyen bir ortak, TTK’ya göre doğrudan şirket müdürlerine yazılı bir beyan vermekle bu hakkını kullanabilir. Ancak bazı durumlarda mahkeme yoluna başvurmak gerekir. Çıkarılma sürecinde ise şirketin genel kurulu ya da mahkeme kararları rol oynar. Özellikle kanunda gösterilmemiş nedenlerle çıkarılmak söz konusu ise, bu ancak mahkeme kararı ile mümkün olur. Sonuç olarak, şirketten ayrılma hakkı hem kanun hükümleriyle hem de şirket sözleşmesiyle şekillenmektedir.

Şirket Sözleşmesi Hükümlerinin Rolü

Şirket sözleşmesi hükümleri, ortaklıktan çıkma ve çıkarılmada anahtar bir rol oynar. Limited şirketlerde, Türk Ticaret Kanunu madde 638 gereği, şirket sözleşmesi ortaklara çıkma hakkı tanıyabilir ve bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. Özellikle sözleşmede açıkça “çıkma halleri” belirtilmişse, ortak bu hükümlere dayanarak kolayca şirketten ayrılabilir. Şirket sözleşmesiyle getirilen düzenlemeler hem ortağın hakkını korur hem de şirketin istikrarını sağlar.

Aynı şekilde, şirketten çıkarılma şartları da şirket sözleşmesinde yer alabilir. Örneğin bir ortağın sözleşmede tanımlanan kurallara uymaması, şirketin düzenini bozması veya yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda çıkarılması şirket sözleşmesiyle mümkün hale gelebilir. Ancak, sözleşmede belli kurallar tanımlı değilse, Türk Ticaret Kanunu hükümleri devreye girer.

Şirket sözleşmesiyle çıkma ve çıkarılma şartlarının açıkça düzenlenmesi, ileride doğabilecek anlaşmazlıkların önüne geçer ve ortaklar arası güveni pekiştirir. Her ortağın hakları ve yükümlülükleri ne kadar net olursa, uygulamada ortaya çıkabilecek sorunlar da o kadar az olur.

Haklı Sebepler ve Mahkeme Yoluyla Çıkma Hakkı

Haklı sebepler ve mahkeme yoluyla çıkma hakkı, şirketten ayrılmak isteyen ortaklar için güvence mekanizması oluşturur. TTK madde 638/2 gereği, önemli ölçüde şirket işleyişinin aksaması ya da ortağın şahsi/ekonomik çıkarlarının zedelenmesi gibi durumlar “haklı sebep” sayılır. Pratikte bu, örneğin ortaklardan birinin aldatılması, kötü niyetli davranışlarla karşılaşılması veya şirketin süreklilik kaybı yaşaması gibi nedenler olabilir.

Bir ortak, haklı sebep olduğunu düşünüyorsa dava yoluyla çıkma hakkını kullanabilir. Dava açma süreci genellikle mahkemeye başvuru ile başlar ve mahkeme olayı objektif olarak değerlendirir. Mahkeme, gerçekten haklı sebep var ise ortağın ayrılmasına karar verir. Eğer ayrılan ortak ayrılma akçesi almaya hak kazanmışsa, mahkemeye bunu da bildirebilir.

Mahkeme yoluyla çıkma hakkı genellikle ciddi ve kalıcı anlaşmazlıkların çözümünde başvurulan son çaredir. Haklı sebebin varlığı konusunda mahkeme kanaat getirirse, ortaklıktan çıkma kararı kesinleşir ve çıkarılacak ortağın hakları kanun çerçevesinde korunur.

Sonuç olarak haklı sebepler, şirket içi huzurun ciddi şekilde bozulduğu durumları kapsar ve ortaklara güvenli bir çıkış imkanı sağlar. Bu da hem şirket bütünlüğü hem de ortak haklarının korunması adına önem taşır.

Şirket Sözleşmesine Göre Çıkma Şartları

Limited şirketlerde ortaklıktan çıkma konusu, çoğunlukla şirket sözleşmesinde düzenlenir. Şirket sözleşmesi, bir ortağın hangi şartlarda, nasıl ve hangi usulle çıkabileceğini açık şekilde belirtirse, ortak bu maddelere uymak zorundadır. Örneğin sözleşmede “sağlık nedeni ile çıkış”, “belirli bir işin bitiminde çıkış” veya “belirli bir süre sonra çıkma hakkı” düzenlenmişse, ortak sadece bu hallerde çıkabilir. Şirket sözleşmesinin hiç düzenleme yapmadığı durumlarda ise, genel olarak Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) hükümleri devreye girer. Dolayısıyla, limited şirketlerde çıkmak isteyen bir ortak öncelikle mevcut şirket sözleşmesini dikkatlice incelemelidir.

Belirli Sebeplerle Çıkma Hakkı

Limited şirketlerde şirkette ortağın ayrılması için bazı özel veya objektif sebepler sözleşme ile belirlenebilir. Buna belirli sebeplerle çıkma hakkı denir. Çoğunlukla;

  • Yaş, sağlık, taşınma,
  • Ortakların şirkette aktif olarak çalışmaya devam edememesi,
  • Kanuni değişiklikler veya benzeri özel durumlar, gibi hususlar şirket sözleşmesinde gerekçe olarak gösterilebilir. Sözleşmede bu tür bir hak varsa ortak, herhangi bir dava açmadan yazılı bir başvuru yapıp, ayrılma sürecini başlatabilir.

Haklı Sebebe Dayalı Çıkış Davası

Şirket sözleşmesinde bir çıkma hükmü yoksa ya da ortak şirketten çıkmak istiyor ama sadece haklı sebepler varsa, haklı sebebe dayalı çıkış davası açılması gerekir. Haklı sebep, ortaktaki güven ilişkisini zedeleyecek kadar önemli olaylar olabilir. Örneğin;

  • Diğer ortakların sürekli kötü niyetli davranışları,
  • Haksız şekilde kâr payının verilmemesi,
  • Şirketin faaliyet konusunun köklü şekilde değişmesi, gibi durumlar haklı sebep olarak değerlendirilebilir.

Dava Açma Şartları ve Süreci

Dava açabilmek için öncelikle çıkmak isteyen ortak, haklı sebebin varlığını açıkça ortaya koymalıdır. Dava, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinde açılır. Dava dilekçesinde;

  • Çıkmak isteyen ortağın kim olduğu,
  • Şirketin unvanı,
  • Haklı sebebin ne olduğu açıkça yazmalıdır. Dava sırasında mahkeme, gerçekten haklı bir sebep olup olmadığına bakar ve gerekirse bilirkişi incelemesi de yapar. Mahkeme, çıkma talebini kabul ederse, ortaklık sona erdirilir ve ortak, alacağı ayrılma akçesini talep edebilir.

Diğer Ortakların Katılım Hakkı

Haklı sebeple açılan çıkma davasında, diğer ortaklar iddialara ilişkin mahkemeye görüş sunabilir, delil gösterebilir veya davaya müdahil olarak katılabilirler. Hatta bazı durumlarda, bir ortağın çıkış gerekçesi, şirketin genel işleyişine zarar veriyorsa, diğer ortaklar da şirketteki paylarının korunması için savunma yapma hakkına sahiptir. Mahkeme, diğer ortakların da görüşlerini dikkate alır.

Tüm Ortakların Rızasıyla Çıkma

Limited şirketlerde en pratik yollardan biri de tüm ortakların oy birliği ile çıkma hakkının kullanılmasıdır. Yani bütün ortaklar, ayrılacak ortağın çıkışına yazılı olarak rıza gösterirse, mahkemeye gitmeden ortaklıktan çıkış gerçekleşebilir. Bu durumda, genel kurulda alınan karar ticaret siciline tescil edilir ve süreç resmiyet kazanır.

Çıkma Hakkının Kullanılma Prosedürü

Çıkma hakkı şirket sözleşmesine göre veya haklı sebebe dayanarak kullanılabilir. Sözleşme varsa yazılı başvuru yapmak yeterlidir. Haklı sebeple çıkışta ise ticaret mahkemesine dava açılır. Dava sonrası mahkeme, şirket müdürlerini bilgilendirir, çıkarılacak ortağın payı ve ayrılma akçesi belirlenir. Karar kesinleşince şirket ortaklığı sona erer ve ticaret siciline tescil edilir.

Pay Sahipliğinin Sona Ermesi

Ortaklıktan çıkan veya çıkarılan ortağın pay sahipliği tamamen sona erer. Bu, şirketin ticaret sicili kayıtlarına işlenir ve ayrılan ortak tüm ortaklık haklarını kaybeder. Ancak ayrılan ortak, şirketten ayrılma akçesi veya varsa diğer alacaklarını talep edebilir. Sona eren pay sahipliği ile birlikte, ortak; şirketten doğan hak, sorumluluk ve yükümlülüklerden kurtulur. Böylece limited şirketteki ortaklık sona ermiş olur.

Limited Şirketlerde Ortak Çıkarılması

Şirket Sözleşmesine Bağlı Çıkarma Sebepleri

Limited şirketlerde ortak çıkarılması, genellikle şirket sözleşmesinde belirlenen çıkarma sebeplerine dayanır. Türk Ticaret Kanunu’na göre, şirket sözleşmesinde açıkça belirtilmiş çıkarma sebepleri bulunabilir. Örneğin, ortağın şirketin ciddi zararına sebep olması, rekabet yasağını ihlal etmesi veya ortaklık ilişkisini çekilmez hale getiren davranışlarda bulunması gibi nedenler önceden sözleşmede yer alabilir. Bu tür hükümler, şirketin işleyişini koruma amacıyla konur ve çıkarma sürecinin daha şeffaf ve öngörülebilir olmasını sağlar. Ortaklar arası ihtilafların kolayca çözümü için sözleşmede ayrıntılı sebep tanımları bulunması önemlidir.

Genel Kurul Kararı ile Çıkarma İşlemleri

Genel kurul, sözleşmede yer alan çıkarma şartları gerçekleşmişse ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar verebilir. Ortak çıkarma kararı, genel kurulda ortakların çoğunluğu ile alınır. Fakat oy hakkı doğrudan ilgilendiriyorsa, çıkarılacak ortak genellikle oylamaya katılamaz. Toplantıya ilişkin davet ve gündem bildirimi usulüne uygun yapılmalıdır. Kararın gerekçesi açıkça belirtmeli ve tutanaklara geçirilmelidir. Alınan karar, şirket müdürleri tarafından çıkarılan ortağa yazılı olarak ve noter kanalıyla bildirilir. Böylece süreç resmiyet kazanır ve taraflar hakkını ararken ellerinde belge olur.

Haklı Sebeple Mahkeme Kararıyla Çıkarma

Bazı durumlarda ortağın ortaklıktan çıkarılması haklı bir sebebe dayanırsa, şirketin veya diğer ortakların başvurusu üzerine mahkeme kararıyla da çıkarılma işlemi gerçekleştirilebilir. Haklı sebep, ortağın şirketin menfaatlerine açıkça aykırı davranışlarda bulunması, şirketin işleyişini engellemesi ya da şirket varlıklarını tehlikeye atacak tutumlar sergilemesi gibi nedenler olabilir. Mahkeme sürecinde, çıkarma gerekçeleri ve olayların ispatı büyük önem taşır. Mahkeme, tarafların savunmalarını dinler ve uygun bulursa ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar verebilir. Karar kesinleştikten sonra, ortaklık sona erer.

Çıkarma İşlemlerinin Ticaret Siciline Tescili

Ortak çıkarma kararı alındıktan ve gerekirse mahkeme kararı kesinleştikten sonra, çıkarma işlemi ticaret siciline tescil edilmelidir. Bu tescil işlemi, kararın yasal olarak geçerli ve üçüncü kişiler tarafından da bilinebilir hale gelmesi için zorunludur. Şirket müdürleri kararı, gerekli belgelerle birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğüne sunar. Tescil gerçekleşince çıkarılan ortağın adı şirket ortaklar listesinde silinir. Böylece şirketin güncel durumu resmiyete kavuşur ve hukuken geçerli olur.

Çıkarılan Ortağın Hakları ve İtiraz Yolları

Çıkarılan ortak, kararın haksız olduğuna inanıyorsa itiraz hakkına sahiptir. Öncelikle genel kurul kararına karşı, alınan kararın iptali için mahkemeye başvurabilir. Ayrıca, ortaklık payının ve varsa ayrılma akçesinin ödenmesini talep edebilir. Şirketin malvarlığındaki payı, şirket değerlemesi yapılarak hesaplanır ve çıkarılan ortağa ödenir. Çıkarılan ortağın şirket defterlerini ve mali belgeleri inceleme hakkı da bulunabilir. Eğer çıkarılma sürecinde usulsüzlük veya hukuka aykırılık olduğu düşünülüyorsa, tüm yargı yolları açıktır ve dava açmak mümkündür. Hak kaybı yaşanmaması için sürelere dikkat edilmelidir.

Anonim Şirketlerde Ortaklıktan Çıkma

Pay Devir Yolu ile Ayrılma

Pay devir yolu ile ayrılma anonim şirketlerde en sık kullanılan ortaklıktan çıkış yöntemidir. Pay sahibi, sahip olduğu hisse senetlerini başka bir ortağa veya üçüncü bir kişiye devrederek şirket ortaklığından kolayca çıkabilir. Anonim şirketlerde hisse devri genellikle kanunen serbest olsa da, şirket ana sözleşmesinde bu devre belirli kısıtlamalar veya onay şartları getirilmiş olabilir.

Bu yöntemde hisse devri için öncelikle yazılı bir devir sözleşmesi düzenlenmeli, eğer nama yazılı pay söz konusuysa pay defterine işlenmesi ve yönetim kurulu tarafından onaylanması gerekir. Borsada işlem gören payların devri ise borsadaki alım-satım yoluyla gerçekleşir ve yönetim kurulu onayına ihtiyaç yoktur.

Pay devri sayesinde hisse sahibi şirketten ayrılır, devralan yeni ortak ise şirketin bir paydaşı olur. Pay devri işlemlerinde dikkat edilmesi gerekenler; şirket ana sözleşmesini incelemek, varsa ön alım hakkı düzenlemelerine uymak ve vergisel yükümlülükleri gözetmektir. Bu yol, pratik ve hızlı bir çıkış için en çok tercih edilen yöntemdir.

Halka Açık Şirketlerde Ayrılma Hakkı

Halka açık şirketlerde ayrılma hakkı, küçük yatırımcıların önemli kararlara karşı korunmasını sağlar. SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) mevzuatına göre, belirli olağanüstü kararlar alındığında, bu kararlara katılmayan pay sahipleri şirkette kalmak zorunda değildir.

Örneğin; birleşme, bölünme, tür değişikliği, önemli malvarlığı devri gibi kararlar genel kurulda oylamaya sunulur. Kararı kabul etmeyen ortaklar, ayrılma hakkı talep edip paylarının rayiç değeri üzerinden şirkete ya da diğer ortağa devrini isteyebilir. Şirket, ayrılma talebinde bulunan ortağa pay bedelini ödemekle yükümlüdür.

Borsa şirketlerinde bu hak ayrılma hakkı kullanım duyurusu ile başlatılır. Ayrılmak isteyen ortaklar belirlenen süre içinde başvurarak paylarını nakde çevirebilir. Bu süreç küçük yatırımcılar için büyük güvencedir.

Büyük Karar Sonrası Ayrılma Hakkı (Birleşme, Bölünme, Tür Değişikliği, Malvarlığı Devri)

Anonim şirketlerde birleşme, bölünme, tür değiştirme veya önemli malvarlığı devri gibi büyük kararların alınması durumunda, ortaklara kanunen ayrılma hakkı tanınır. Türk Ticaret Kanunu ve SPK düzenlemeleri, bu hakka dair kapsamlı hükümler içerir.

Eğer genel kurulda bu kararlar alınır ve bazı ortaklar buna muhalif kalırsa, ayrılma hakkı kullanarak paylarını şirketin belirleyeceği fiyattan şirkete geri satabilirler. Hakkını kullanmak isteyen ortak, kararın alındığı genel kurulda muhalefet şerhi koymalı ve tutanağa işlenmesini istemelidir.

Ayrılma hakkı sayesinde karara katılmayan ortak, kendi isteğiyle şirketten çıkıp sermayesinin karşılığını alabilir. Bu hak, azınlık pay sahiplerinin büyük değişikliklerden olumsuz etkilenmesini önler ve şirket yönetiminin de sorumlu kararlar almasını teşvik eder.

Anonim Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarma

Çoğunluk Pay Sahibi Olanların Azınlığı Çıkarma Yetkisi

Çoğunluk pay sahibi olanlar, anonim şirketlerde bazı şartlarla azınlık hissedarlarını ortaklıktan çıkarma yetkisine sahip olabilirler. Bu durum, Türk Ticaret Kanunu'nda ve şirket esas sözleşmesinde açıkça belirtilmişse uygulanabilir. Özellikle şirketin sürekliliği, menfaati ya da işleyişinin sekteye uğraması halinde, çoğunluk sahiplerinin azınlığı çıkarma hakkı doğar. Bu uygulama genellikle şirketin birleşme, devralma veya yeniden yapılanma gibi önemli kararlar aldığı durumlarda gündeme gelir.

Çoğunluk pay sahipleri, kötü niyetli azınlık engellemeleriyle karşılaştığında, şirketin karar alma mekanizmasının daha sağlıklı işlemesini sağlamak için bu hakkı kullanabilir. Ancak bu yetkinin kötüye kullanılmaması gerekir. Azınlığın haksız yere ortaklıktan çıkarılması adil olmaz. Burada kanun ve esas sözleşmede yer alan kurallar titizlikle uygulanmalıdır.

Anonim şirketlerde çoğunluğun azınlığı çıkarma yetkisi, azınlık pay sahiplerinin haklarının gözetilmesini de gerektirir. Özellikle azınlığın paylarına adil bir bedel ödenmesi ve kararın şeffaf şekilde alınması önemlidir. Böylece hem şirket düzeni korunur hem de pay sahiplerinin menfaatleri dengelenmiş olur.

Genel Kurul Kararı ve Pay Bedelinin Belirlenmesi

Genel kurul kararı, anonim şirkette ortaklıktan çıkarma işleminin en önemli aşamasıdır. Ortaklıktan çıkarma sürecinin hukuka uygun ve şeffaf yürütülmesi için genel kurulda konu açıkça gündeme alınmalı ve gerekçeleriyle tartışılmalıdır. Çıkarma kararı alınırken, toplantıya katılanların büyük çoğunluğunun oyu gereklidir. Özellikle şirket esas sözleşmesindeki ilgili hükümlere dikkat edilmelidir.

Pay bedelinin belirlenmesi ise azınlık ortağın en önemli hakkıdır. Azınlıktan çıkarılan pay sahibine, sahip olduğu payların gerçek ve objektif bir değeri ödenmelidir. Bu değerin nasıl hesaplanacağı genellikle şirket esas sözleşmesinde veya Türk Ticaret Kanunu’nda tarif edilir. Fakat çoğunlukla uzman bir bağımsız değerleme şirketi tarafından payların değeri tespit edilir. Böylece azınlık ortağın hak kaybı yaşaması önlenir.

Çıkarılacak ortağın pay bedelini kabul etmemesi durumunda, konu mahkemeye taşınabilir. Mahkeme, bedelin objektif ve adil olup olmadığını değerlendirir. Eğer mağduriyet tespit edilirse, pay bedelinin yeniden belirlenmesi sağlanır. Tüm bu süreçlerde, şirketin ve pay sahiplerinin menfaatleri dengelenmeye çalışılır ve adil bir çözüm bulunması hedeflenir.

Hisse Devri ile Ortaklıktan Ayrılma

Diğer Ortaklar veya Üçüncü Kişilere Pay Devri

Hisse devri ile ortaklıktan ayrılma, şirket ortaklarının sıklıkla başvurduğu bir yöntemdir. Özellikle limited ve anonim şirketlerde, bir ortak mevcut payını başka bir ortağa veya dışarıdan bir üçüncü kişiye devrederek şirketten ayrılabilir. Şirket sözleşmesinde aksi bir hüküm yoksa, genellikle pay devrinin öncelikli adresi mevcut ortaklar olur. Bu, mevcut ortaklara ön alım (öncelikli satın alma) hakkı tanımak ve şirket yapısının korunmasını sağlamak için tercih edilir.

Üçüncü kişilere satış yapmak istendiğinde ise şirket sözleşmesinde belirtilen koşullar uygulanır. Bazı şirketlerde yeni ortakların şirkete girmesi için mevcut ortakların onayı gerekebilir. Böylece şirket ortaklık yapısı kontrol altında tutulur. Hisse devri ile ayrılmak isteyen ortaklar için en önemli adım, devir alacak kişiyle karşılıklı anlaşma sağlamaktır.

Devir Sözleşmesi ve Yönetim Onayı

Pay devri süreci, genellikle bir "hisse devir sözleşmesi" hazırlanarak başlar. Bu sözleşmede devredilecek payın miktarı, bedeli, ödeme şekli ve diğer şartlar açıkça yazılır. Hazırlanan devir sözleşmesinin hem mevcut ortak hem de devralacak kişi tarafından imzalanması gerekir.

Limited şirketlerde pay devrinin geçerli olabilmesi için hem noter onaylı bir sözleşme hazırlanmalı hem de genel kurulun devri onaylaması gerekmektedir. Anonim şirketlerde ise genellikle pay senetlerinin arka yüzüne ciro işlemi yapılır ve şirket yönetimine bildirim şartı aranır. Ancak nama yazılı paylarda yönetim kurulu onayı şarttır. Yönetim kurulunun onay vermemesi durumunda hisse devri yapılamaz ve ortaklıktan ayrılmak isteyen kişi ortaklığını sürdürüyor kabul edilir.

Bu onay süreçlerinin takibi, süreç sonunda hisse devrinin ticaret siciline işlenmesiyle tamamlanır. Her adımda, şirket tipine ve sözleşme hükümlerine göre resmi prosedürlerin eksiksiz yerine getirilmesi önemlidir.

Pay Satışında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Pay satışında dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri, şirket sözleşmesinde hisse devrini kısıtlayan ya da özel onay prosedürleri getiren maddelerin olup olmadığıdır. Örneğin, bazı sözleşmelerde ortakların birbirine veya üçüncü kişilere pay satışı yapabilmesi için belirli şartlar aranabilir. Ayrıca, pay devri sonucunda doğabilecek vergi yükümlülükleri de unutulmamalı. Satış bedeline göre Gelir Vergisi veya başka vergiler gündeme gelebilir.

Ayrıca satış sırasında gerçek devir bedelinin alınıp alınmadığı ve taraflar arasında anlaşmazlık çıkmaması da çok önemlidir. Özellikle noter onaylı sözleşmeler, ileride doğabilecek ihtilafların önüne geçmek için güvence sağlar. Payın devriyle birlikte ortaklıktan doğan hak ve sorumluluklar da sona erer. Fakat şirketin geçmiş borçlarından kaynaklanan kimi yükümlülükler için kısa bir süre daha sorumluluk devam edebilir.

Özetle, hisse devri yoluyla ortaklıktan ayrılmak isteyenlerin hem yasal prosedürleri eksiksiz izlemesi hem de ticari ve hukuki riskleri göz önünde bulundurması gerekir. Böylece, sorunsuz bir şekilde şirketten çıkmak mümkün olur.

Ayrılma Akçesinin Hesaplanması ve Ödenmesi

Ayrılma akçesi, şirketten çıkan bir ortağın şirketteki payının parasal karşılığıdır. Ayrılma akçesinin hesaplanması sürecinde genellikle şirketin güncel mali durumu ve ortağın pay oranı esas alınır. Türk Ticaret Kanunu’na ve şirket sözleşmesine göre, ayrılan ortağın payı, şirketin malvarlığının gerçek değeri üzerinden ölçülür. Hesaplama sırasında, şirket borçları, aktif ve pasif tüm kalemler dikkate alınır.

Ayrılma akçesinin ödenme zamanı genellikle şirket sözleşmesinde belirtilir. Eğer sözleşmede bir düzenleme yoksa, ayrılma hakkının kesinleştiği tarihten sonra makul bir süre içinde ödeme yapılır. Çoğunlukla ayrılan ortak ile şirket arasında bedel konusunda anlaşma sağlanamazsa, bedelin belirlenmesini mahkeme yapabilir. Ödeme genellikle nakit olarak yapılır, ancak bazı durumlarda taksitle veya başka bir varlıkla ödeme de mümkündür.

Malvarlığının Dağılımı ve Değerlemesi

Malvarlığının dağılımı, ayrılan ortağın şirketteki hakkı kadar bir değerin kendisine verilmesini içerir. Malvarlığının değerlemesi sırasında şirketin bilanço değeri, piyasadaki güncel değeri veya uzman bir değerleme raporu dikkate alınabilir. Şirketin taşınmazları, makineleri, parası ve alacakları gibi tüm varlıklar ile borçlar bir arada değerlendirilmelidir.

Değerleme adil bir şekilde yapılmalıdır; çünkü hem çıkan ortak hem de şirkette kalan ortaklar için hakkaniyetli bir paylaşım esastır. Genellikle, şirketin güncel ekonomik durumu ve gelecekteki potansiyeli de hesaba katılır. Eğer bir anlaşmazlık çıkarsa, bilirkişi atanarak şirket malvarlığı yeniden değerlenebilir.

Ortaklıktan Çıkış Sonrası Hak ve Sorumluluklar

Ortaklıktan çıkan bir ortağın hak ve sorumlulukları, ayrılma sürecinin tamamlanmasından sonra netleşir. Öncelikle, ayrılan ortağın şirketten alacağı olan ayrılma akçesini talep hakkı bulunur. Ayrıca, çıkış gerçekleşene kadar olan döneme ait kar payı veya diğer hak edişler de talep edilebilir.

Çıkıştan sonra, ortak artık şirketin borçlarından sorumlu olmaz. Ancak, ayrıldıktan önceki döneme ait doğmuş borçlar için, şirket sözleşmesinde aksi bir hüküm yoksa, belirli bir süre daha sorumluluk devam edebilir. Bu da genellikle ayrılma tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.

Kısacası, ortaklıktan çıkanlar, hem şirket hakkına karşı hem de kalan ortaklara karşı yükümlülüklerini yerine getirmeli, ama ayrıldıktan sonra şirketin yeni faaliyetlerinden ve borçlarından sorumlu olmaz. Bu nedenle belgelerin doğru hazırlanması ve ödemelerin zamanında yapılması oldukça önemlidir.

Yazılı Başvuru ve Bildirim

Ortaklıktan çıkış sürecinin ilk adımı, yazılı başvuru ve bildirim sürecidir. Ortak, öncelikle şirkete yazılı olarak çıkma talebini iletmelidir. Bu talepler genellikle noter kanalıyla veya iadeli taahhütlü mektupla yapılır. Yazılı başvuruda ortak, neden ayrılmak istediğini, hangi haklara sahip olduğunu ve bu taleplerinin dayanaklarını dile getirmelidir. Türk Ticaret Kanunu ve şirket sözleşmesinde özel bildirim yolları varsa bunlara dikkat edilmelidir. Yazılı bildirim şirkete ulaştıktan sonra, şirket tarafından sürecin başlatılması gerekir.

Genel Kurul ve Ticaret Sicili Süreci

Genel kurul, ortaklıktan çıkış başvurusu sonrası sürecin önemli bir parçasıdır. Şirket sözleşmesine veya kanuna göre çıkma talebi genel kurula sunulur. Genel kurul toplantısında, çıkmak isteyen ortağın talepleri görüşülür ve karara bağlanır. Eğer çıkış için diğer ortakların rızası gerekiyorsa, tutanakla rıza alınır. Karar alındıktan sonra şirket yönetimi, karara istinaden ticaret sicil işlemlerine başlar. Çıkış ve pay devri işlemi ticaret siciline tescil ettirilerek resmileştirilir. Sicil kaydı olmadan işlemler tam anlamıyla tamamlanmaz ve resmiyet kazanmaz.

Belgelerin Hazırlanması ve Süreç Takibi

Çıkış sürecinin bir diğer kritik aşaması ise belgelerin doğru hazırlanması ve sürecin titizlikle takip edilmesidir. Noter onaylı başvuru, genel kurul kararları, pay devri sözleşmeleri, hisse bedeli mutabakatı gibi evraklar eksiksiz şekilde hazırlanmalıdır. Gerekli belgeler ticaret siciline sunulmak üzere hazır edilmeli ve sürecin her aşaması belgeyle desteklenmelidir. Belgelerde hata olması, sürecin uzamasına veya başvurunun reddine sebep olabilir. Ayrıca, şirketin mali müşaviri veya hukuk danışmanı tarafından süreç takip edilmeli, ilgili makamlardan tescil işlemleri hakkında bilgi alınmalıdır. Tüm belgelerin bir kopyası, ileride ihtilaf oluşmaması için saklanmalıdır.

Ortaklıktan çıkış sürecinde, her adımda yazılı ve resmi olarak belge düzenlenmesi büyük önem taşır. Bu, hem hakkınızı korur hem de ileride yaşanabilecek hukuki sorunların önüne geçer.

Ortaklıktan Çıkarma ve Çıkmada Haklı Sebeperin Sınırları

Haklı Sebep Nedir?

Haklı sebep, ortaklardan birinin şirketle olan bağını devam ettirmesinin diğer ortaklar veya şirket için artık katlanılamaz hale gelmesi durumudur. Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) haklı sebep, hem ortaklıktan çıkma hem de çıkarma için temel dayanaklardan biridir. Haklı sebep çok geniş bir kavramdır ve somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir. Haklı sebebin varlığı, şirketin devamı veya ortaklığın huzur ve güven ortamı açısından önemli bir gerekliliktir.

Haklı sebep sayesinde, bir ortağın şirketten ayrılmak istemesi veya diğer ortakların bir ortağı çıkarmak istemesi için yeterli bir gerekçe sağlanır. Kanunda özel bir liste yoktur, mahkemeler olayları ve kanıtları değerlendirerek haklı sayılıp sayılmadığına karar verir.

Hangi Davranışlar Haklı Sebep Oluşturur?

Haklı sebep oluşturabilecek davranışlar, genellikle şirkete veya ortaklara zarar veren ya da şirketin amaçlarına ulaşmasını ciddi şekilde engelleyen hareketlerdir. Sık karşılaşılan haklı sebepler şunlardır:

  • Şirket malvarlığının kötüye kullanılması: Bir ortağın şirket malvarlığını kişisel çıkarı için kullanması,
  • Güven ilişkisinin bozulması: Ortaklar arasında temel güvenin ortadan kalkması,
  • Sürekli anlaşmazlık ve çekişme yaşanması: Şirket kararlarının alınmasını imkansız hale getiren çekişmeler,
  • Ortağın yükümlülüklerini yerine getirmemesi: Taahhüt edilen sermaye payının ödenmemesi veya sürekli ihmal edilmesi,
  • Şirket itibarının zedelenmesi: Şirket adına yapılan uygunsuz eylemler ya da toplumda güven kaybı yaratacak davranışlar,
  • Ağır ve tekrarlanan sözlü veya fiili saldırılar: Diğer ortaklara veya yöneticilere yönelik hakaret, tehdit gibi olaylar.

Haklı sebep mutlaka somut olaylara dayanmalı, kişisel anlaşmazlık olarak kalmamalıdır.

Kararın Yargısal Denetimi

Haklı sebebe dayalı çıkma veya çıkarma kararları mahkemelerce titizlikle incelenir. Özellikle limited şirketlerde ve anonim şirketlerde, ortaklıktan çıkarılmak veya çıkmak için açılan davalarda haklı sebebin gerçekten var olup olmadığı yargı yoluyla değerlendirilir.

Mahkemeler, öncelikle tarafların iddialarını, şirketin genel durumunu, ortaklar arasındaki ilişkileri ve olayların şirketin işleyişine olan etkilerini göz önünde bulundurur. Eğer iddia edilen gerekçeler gerçekten şirket faaliyetlerini ciddi şekilde engelliyorsa ya da diğer ortakların haklarını zedeliyorsa kararda haklı sebep olarak kabul edilebilir.

Yargısal denetim sürecinde;

  • Tarafların beyanları,
  • Şirket içi tutanaklar,
  • Tanık ifadeleri ve yazılı belgeler,
  • Şirketin mali ve idari durumu

gibi hususlar dikkate alınır. Sonuçta mahkeme, objektif ve adil bir değerlendirme yaparak çıkma veya çıkarma talebini kabul ya da reddeder. Böylece, keyfi ve haksız şekilde bir ortağın ortaklıktan ayrılması ya da çıkarılması engellenmiş olur.

Sık Sorulan Sorular ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Çıkma Çıkarma Davalarında Süreler

Çıkma çıkarma davalarında süreler konusu Türk Ticaret Kanunu’nda ve uygulamada çok önemlidir. Ortaklıktan çıkmak isteyen ya da çıkarılan bir ortak, haklarını kaybetmemek için yasal süreleri mutlaka takip etmelidir. Özellikle, çıkarılma kararına karşı yapılacak itirazlarda ticaret mahkemesine başvuru için çoğu zaman kararın tebliğinden itibaren belirli bir süre öngörülmektedir. Bu süreler genellikle 1 ay ile 3 ay arasında değişebilir. Ayrıca bazı işlemler için genel kurul kararının kesinleşmesinden itibaren hareket etmek gerekir. Davaların zamanında açılması, usul eksikliği nedeniyle hak kaybı yaşamamak bakımından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle özellikle dava açma ve itiraz sürelerini kaçırmamak için hukuki danışmanlık almak önerilir.

Tarafsızlık ve Eşitlik İlkesi

Tarafsızlık ve eşitlik ilkesi, hem şirket ortakları arasındaki ilişkilerde hem de ortaklıktan çıkma veya çıkarılma süreçlerinde vazgeçilmezdir. Şirket yönetimi, çıkmak isteyen veya çıkarılan ortağa diğer ortaklara tanıdığı hakları tanımakla yükümlüdür. Ayrımcılık yapılamaz; örneğin, bir ortaktan yazılı başvuru istenirken diğerinden istenmiyorsa bu durum eşitlik ilkesine aykırıdır. Mahkemeler de bu tür davalarda tarafsız ve adil yargılama yapar, tarafların iddia ve savunmalarını dikkate almak zorundadır. Eşit muamele kuralı, ortaklıktan ayrılan veya çıkarılan kişinin hak ettiği kıdem, bedel ve diğer menfaatlerin tam olarak korunmasını gerektirir. Ortaklıktan çıkarılma işlemlerinde özellikle azınlık ortakların haklarının çiğnenmemesine dikkat edilmelidir.

Sözleşme Hazırlığında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Sözleşme hazırlığında dikkat edilmesi gerekenler arasında en başta ortaklıktan çıkma ve çıkarılma koşullarının açık ve detaylı biçimde düzenlenmesi gelir. Şirket ana sözleşmesinde, çıkma ve çıkarılma prosedürünün nasıl işletileceği, haklı sebeplerin neler olduğu, pay devri ve ayrılma akçesi gibi maddeler açıkça belirtilmelidir. Belirsiz ifadeler, ileride taraflar arasında anlaşmazlığa yol açabilir. Sözleşmede süreler, bildirim şekli, hangi durumlarda mahkemeye başvurulabileceği gibi detaylara da yer verilmelidir. Her ortağın hak ve yükümlülükleri tam olarak anlaşılmalıdır. Ayrıca, sözleşme hazırlanırken bir hukukçudan profesyonel destek almak ileride ortaya çıkabilecek davaların önüne geçilmesi açısından oldukça faydalıdır.

İş Ortaklıklarının Sonlandırılması

Karşılıklı Anlaşma ile Fesih

İş ortaklıklarının sonlandırılması konusuna gelince, en yaygın yol karşılıklı anlaşma ile fesihtir. Ortaklar arasında güvene dayalı bir ilişki varsa ve işler planlandığı gibi gitmiyorsa, iki taraf da ayrılmak için anlaşma sağlayabilir. Burada esas olan, tüm ortakların fesih konusunda tamamen anlaşmış olmasıdır. Taraflar fesih şartlarını açıkça belirlemeli ve mümkünse bir fesih protokolü hazırlamalıdır.

Karşılıklı anlaşmaya dayalı fesihte, genellikle ortaklıktaki payların devri, varsa malvarlığının paylaşımı, çalışanların durumu gibi detaylar konuşulur. Ayrıca, geçmişten gelen borçlar veya alacaklarla ilgili düzenlemeler de bu anlaşmada yer alır. Fesih protokolünde hak ve yükümlülüklerin net biçimde belirlenmesi, sonradan çıkabilecek ihtilafların önüne geçer. Anlaşmadan sonra alınan kararlar, genellikle noter onayıyla veya imzalı bir belgeyle resmileştirilir.

Sözleşme Şartları ve Ticaret Siciline Bildirim

Sözleşme şartları, iş ortaklığının sona erdirilmesinde oldukça önemlidir. Çünkü çoğu iş ortaklığının sözleşmesinde fesih usulü ayrıntılı olarak yer alır. Özellikle fesih bildiriminin şekli, resmi makamların bilgilendirilmesi, varlık ve borçların hangi yöntemle paylaşılacağı gibi hükümler ortaklık sözleşmesinde önceden belirlenmişse, bu kurallara eksiksiz uyulması gerekir.

Fesih kararı alındıktan sonra, kanunen yapılması gereken en önemli işlem Ticaret Siciline bildirimdir. Ortaklık sona ererken, bu durumun resmi olarak tescil edilmesi şarttır. Bildirim genellikle şirket temsilcileri ya da ortaklar tarafından ticaret sicili müdürlüğüne yapılır. Başvuru sırasında fesih protokolü, genel kurul kararı (varsa), imza sirküleri ve diğer ilgili belgeler sunulur. Tescil işlemi tamamlandığında, ortaklık resmen sona ermiş kabul edilir ve sicilden silinir. Böylece, ortaklıkla ilgili tüm hukuki bağlar sona erer ve taraflar tamamen bağımsız şekilde yollarına devam edebilirler.

İş ortaklığının feshi ve ticaret siciline bildirim süreci, resmi bir prosedür gerektirdiğinden belge işlemlerinde dikkatli olmakta fayda vardır. Özellikle sürecin gecikmemesi ve hak kaybı yaşanmaması için uzman bir danışmandan destek almak önerilir.

Sonuç ve Öneriler

Hukuki Danışmanlık Almanın Önemi

Hukuki danışmanlık almanın önemi, şirket ortaklığından çıkma ve çıkarılma süreçlerinde açıkça ortaya çıkar. İş hayatında şirket ortaklıklarının sona ermesi her zaman karmaşık ve hassas bir süreçtir. Özellikle Türk Ticaret Kanunu, şirket sözleşmeleri ve mahkeme kararları gibi birçok hukuki detay devreye girer.

Hukuki danışman ile çalışmak, hem hak kayıplarının önüne geçer hem de süreçlerin usulüne uygun ilerlemesini sağlar. Avukat rehberliğinde atılan adımlar, taraflar arasında olası bir anlaşmazlık çıkmasını minimuma indirir. Ayrıca hukuki destek, mahkemeye taşınan konularda sürecin hızlı ve doğru bir şekilde sonuçlanmasını kolaylaştırır.

Ortaklıktan çıkış veya çıkarma adımlarında, özellikle haklı sebep oluşturan durumlarda bir hukukçu ile görüşmek, ne zaman hangi yasal hakkın ve yolun kullanılacağını doğru tespit etmek açısından hayatidir. Şirketin geleceği ve bireysel haklar için doğru hukuki yol haritası çizmek büyük avantaj sağlar.

Belgelerin Saklanması ve Süreç Takibi

Belgelerin saklanması ve süreç takibi, şirket ortaklığından çıkış sürecinin sağlıklı ilerlemesi için olmazsa olmaz iki önemli adımdır. Ortaklıktan çıkma veya çıkarma taleplerinde ilk yapılan başvurulardan mahkeme kararlarına kadar her türlü belge eksiksiz bir şekilde dosyalanmalıdır. Bu evraklar arasında yazılı başvurular, genel kurul kararları, noter tasdikli sözleşmeler, ticaret sicili tescil belgeleri ve varsa dava dilekçeleri yer alır.

Belgelerin düzgün saklanması, ileride doğabilecek herhangi bir ihtilaf veya denetim sırasında elinizi güçlendirir. Ayrıca, ortaklıktan çıkış veya çıkarma işlemlerinin ticaret sicilinde tescil edilip edilmediğinin ve işlemlerin yasal takvime uygun ilerleyip ilerlemediğinin sürekli olarak takip edilmesi önemlidir.

Tüm pay sahiplerinin haklarının korunabilmesi ve sürecin yasal zeminde tamamlanabilmesi için her adımın kayıt altına alınması gerekir. Belgelerin düzenli arşivlenmesi ve süreç takibi yapılması, hem muhasebe hem de hukuki açıdan ileride doğabilecek sorunların önüne geçer.

Son olarak, hukuki danışman yardımıyla bu belgelerin doğruluğu ve güncelliği titizlikle kontrol edilmeli, her işlem sonrasında bir kopya dosyada muhafaza edilmelidir. Böylece şirketin ve ortaklarının hakları güvence altına alınmış olur.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur

İlginizi Çekebilir

Soru Sor Danışmanlık Talep Et