Uzaklaştırma Kararı Nasıl Alınır?

34 dakika

Uzaklaştırma kararı almak, aile içi şiddet mağdurlarını koruma altına almayı hedefler. Bu süreçte, 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi" kanunu büyük rol oynar. Eğer bir kişi şiddet görüyorsa veya böyle bir tehdit altındaysa, Aile Mahkemesi'ne başvurarak uzaklaştırma kararı isteme hakkına sahip olur.

Başvuru esnasında mağdurun, herhangi bir delil sunmasına gerek kalmadan beyanları esas alınır. Acil hallerde ise, polis veya jandarma görevlileri geçici bir uzaklaştırma kararı çıkarabilir. Karar genellikle birkaç gün içinde alınır ve bu süreçte mağdurun korunması amacıyla birçok tedbir devreye sokulur.

Bu tür önlemler, şiddet veya tehdit uygulayan kişinin mağdurdan uzak durmasını ve iletişim kurmamasını sağlamak için alınır. Uzaklaştırma kararı ile ilgili sürecin nasıl işlediği ve detaylar hakkında bilgi edinmek, mağdurların korunması için oldukça önemlidir.

Uzaklaştırma Kararı Nedir?

Uzaklaştırma Kararının Tanımı

Uzaklaştırma kararı, özellikle aile içi şiddet ve tehdit durumlarında mağdurun korunması amacıyla verilen bir önlemdir. Uzaklaştırma kararı, şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunan kişinin mağdura yaklaşmasını, iletişime geçmesini, aynı ortamda bulunmasını engelleyen yasal bir tedbirdir. Bu karar genellikle mahkeme veya kolluk kuvvetlerince alınır ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çerçevesinde uygulanır.

Uygulamada, hakim veya yetkili amir tarafından verilen uzaklaştırma kararıyla kişiye belli bir mesafe sınırı getirilir, iletişim kanalları kapatılır ya da ortak yaşam alanı terk ettirilir. Böylece mağdurun güvenliği ve huzuru sağlanır. Eğer karar ihlal edilirse, ihlalde bulunan kişi hakkında cezai yaptırımlar devreye girer.

Uzaklaştırma Kararının Amacı ve Kapsamı

Uzaklaştırma kararının amacı, şiddet mağdurunu korumak ve şiddetin tekrarlanmasını önlemektir. Uzaklaştırma kararı, yalnızca fiziksel şiddet olaylarında değil; psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet durumlarında da uygulanır. Amaç, hem mağdurun can güvenliğini hem de psikolojik huzurunu sağlamaktır.

Kapsam olarak uzaklaştırma kararı;

  • Şiddet uygulayanın mağdura yaklaşmamasını,
  • Ortak yaşanan evden uzaklaştırılmasını,
  • İletişim araçlarıyla rahatsız etmesini engellemeyi,
  • Mağdurun iş yeri, okul gibi özel yaşam alanlarına yaklaşmasını önlemeyi,
  • Çocuk ya da aile fertleriyle ilgili ek koruyucu önlemlerin alınmasını içerebilir.

Bu kararlar geçici veya uzun süreli olarak düzenlenebilir. Kararın kapsamı, mahkemenin veya ilgili makamın belirlediği şartlara göre şekillenir. Mağdurun güvenliğine en uygun çözüm aranır ve gerekirse ek tedbirler alınır. Böylece uzaklaştırma kararı, geniş bir güvenlik ve koruma şemsiyesi sunar.

Yasal Dayanaklar ve İlgili Mevzuat

6284 Sayılı Kanunun Önemi

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, uzaklaştırma kararının temel yasal dayanağıdır. Bu kanun, aile içi şiddeti ve kadına karşı şiddeti önlemeyi, mağdurları korumayı amaçlar. Kanun, şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan kişileri güvence altına almak için hızlı ve etkili önlemler sunar.

6284 sayılı Kanun sayesinde, mağdurun şikayetiyle veya resen başlatılan işlemlerle, hızlıca geçici koruyucu ve önleyici tedbirler alınabilir. Bu kanun sayesinde mahkeme veya diğer yetkili makamlar, şiddet mağdurunun hayatını ve güvenliğini koruyucu adımlar atabilirler. Kanun, sadece kadınları değil, aynı zamanda çocukları ve aile içinde şiddet görebilecek diğer bireyleri de kapsar. Ayrıca, bu kanun kapsamında verilen uzaklaştırma kararları hızlı şekilde uygulanır ve mağdurun korunması birinci öncelik olur.

Uzaklaştırma Kararında Uygulanabilir Tedbirler

Uzaklaştırma kararı alınırken, uygulamada iki tür tedbir öne çıkar: koruyucu tedbirler ve önleyici tedbirler. Bu tedbirler, mağduru korumak için hızlıca hayata geçirilir ve ihtiyaçlara göre düzenlenebilir.

Koruyucu Tedbirler

Koruyucu tedbirler, mağdurun doğrudan korunmasını amaçlayan uygulamalardır. Koruyucu tedbirler kapsamında, mağdur başka bir yere yerleştirilebilir, geçici maddi yardım alabilir veya kimliğinin gizlenmesi sağlanabilir. Devlet, mağdurun yeni bir ikamet adresine taşınmasını ve güvenliğinin artırılmasını da sağlayabilir.

Bu tedbirlerle, şiddet mağduru kişi için hayati risklerin önüne geçilmesi amaçlanır. Ayrıca mağdura, psikolojik, hukuki ve sosyal destekler sağlanabilir. Koruyucu tedbirler, genellikle hâkim tarafından verilir ve mağdurun güvenliğinin ön planda tutulduğu durumlarda çok etkili olur.

Önleyici Tedbirler

Önleyici tedbirler ise şiddet uygulayana yönelik, onun mağdura yaklaşmasını engellemeyi hedefleyen uygulamalardır. Önleyici tedbirlerle, şiddet uygulayan kişinin mağdura yaklaşması, mağdurun bulunduğu eve, okula veya iş yerine gitmesi yasaklanır. Ayrıca şiddet uygulayıcının telefonla araması, mesaj göndermesi veya sosyal medya yoluyla mağdurla iletişim kurması da önlenir.

Bunların yanında, şiddet uygulayan kişinin silah taşıması yasaklanabilir, gerekiyorsa mevcut silahlarına el konulabilir. Alkol veya uyuşturucu kullanımı varsa, tedaviye yönlendirilmesi de bir önleyici tedbirdir. Önleyici tedbirler sadece hâkim değil, bazı durumlarda mülki amir veya kolluk amiri tarafından da alınabilir.

Bu tedbirler sayesinde, mağdurun huzuru ve hayatı koruma altına alınmakta, aynı zamanda şiddet uygulayanın cezasız kalmasının önüne geçilmektedir.

Uzaklaştırma Kararının Şartları

Hangi Durumlarda Uzaklaştırma Kararı Alınabilir?

Uzaklaştırma kararı, şiddet tehdidi, şiddet ya da taciz gibi durumlarda mağdurun korunması amacıyla verilir. Özellikle aile içi şiddet, eski eşten gelen tehditler veya partnerden kaynaklı riskli durumlarda bu karara başvurulabilir. 6284 sayılı Kanun kapsamında fiziksel, psikolojik, ekonomik veya cinsel şiddet riski taşıyan her durumda mahkemeye veya kolluk kuvvetlerine başvuru mümkündür.

Uygulamada, eşlerden birinin diğerini tehdit etmesi, hakaret etmesi veya darp etmesi sıkça rastlanan başvuru nedenleridir. Ayrıca, nişanlılardan, eski eşten ya da ev içindeki diğer bireylerden gelebilecek herhangi bir şiddet ihtimali varsa, mağdur koruma talebinde bulunabilir. Çocuklar veya yaşlılar gibi korunması gereken hassas gruplar için de uzaklaştırma kararı alınabilir.

Delil ve Beyan Şartı

Uzaklaştırma kararında delil ve beyan şartı oldukça önemlidir. 6284 sayılı Kanun’a göre mağdurun korunabilmesi için, şiddet veya şiddet tehdidinin gerçekleştiğine dair kesin kanıtlar sunulması gerekmeyebilir. Yani, uzaklaştırma kararı alınırken hem mağdurun beyanına hem de mevcut bulgulara bakılır.

Beyanın Yeterliliği

Beyanın yeterliliği, bu süreçte çok kritiktir. Mağdurun şikâyeti ve olayla ilgili anlattıkları genellikle uzaklaştırma kararının alınması açısından yeterli olur. Yani, “biri bana şiddet uyguladı” demeniz durumunda, ilk etapta başka delil sunma zorunluluğu yoktur. Özellikle acil durumda, hâkim veya mülki idare amiri sadece mağdurun beyanını dikkate alarak geçici koruma sağlayabilir.

Bu kolaylık, şiddete uğrayan kişilerin süreçte daha hızlı korunabilmesine yardımcı olur. Ancak, beyanda bulunan kişinin anlatımı açık, net ve tutarlı olmalıdır. Eğer beyan yetersiz ve tutarsızsa, başvurunun reddedilme ihtimali de doğar.

Delil Zorunluluğu Var mı?

Uzaklaştırma kararı için mutlaka yazılı ya da görsel bir delil sunmanıza gerek yoktur. 6284 sayılı Kanun, mağdurun korunmasını öncelikli tutar ve ağır delil yükümlülüğü aranmaz. Kamera görüntüsü, tanık ifadesi, doktor raporu gibi destekleyici belgeler ilerleyen aşamalarda elbette önemli olabilir. Fakat uzaklaştırma kararının ilk aşamasında, hâkim çoğunlukla mağdurun beyanına dayanarak kararı verir.

Bunun sebebi, koruma önleminin süratle alınması ihtiyacıdır. Ancak süreç ilerledikçe, iddialar araştırılır ve gerekirse delil toplanabilir. Kısacası, uzaklaştırma kararı almak için başvuruda önce beyanınız öne çıkar, delil ise isteğe bağlı ve imkân dâhilinde eklenebilir.

Uzaklaştırma Kararı Başvurusu

Başvuru Nereye ve Nasıl Yapılır?

Uzaklaştırma kararı almak isteyen kişiler, öncelikle başvurunun nereye ve nasıl yapılacağını merak ediyor. Uzaklaştırma kararı için başvuru hem adli hem de idari makamlara yapılabilir. Türkiye’de 6284 sayılı Kanuna göre, aile mahkemesine başvurulabileceği gibi, ilgili karakollara, jandarmaya veya kaymakamlığa da başvuru yapılabilir. Başvuru yapmak için şiddet mağduru olmanız ya da şiddet tehdidiyle karşı karşıya olmanız yeterlidir. Başvuru sırasında bir avukat olması zorunlu değildir, kişi kendisi de bizzat başvuruda bulunabilir.

Aile Mahkemesine Başvuru

Aile mahkemesine başvuru, genellikle koruma tedbiri amacıyla yapılan en yaygın başvuru yöntemidir. Şiddet mağduru kişi ya da vekili, bulunduğu yerdeki aile mahkemesine giderek bir dilekçe ile başvurusunu yapar. Aile mahkemeleri hafta içi her gün açıktır ve başvurular hızlı bir şekilde alınır. Başvuruda herhangi bir harç veya ücret talep edilmez. Eğer bulunduğunuz yerde aile mahkemesi yoksa, asliye hukuk mahkemeleri bu konuda görevlidir.

Başvuru sırasında kimlik bilgileriniz ve olayla ilgili kısa bir özet dilekçede yer almalıdır. Ayrıca bazı yerlerde mahkeme önlerindeki bürolarda örnek dilekçeler de kişilere yardımcı olmak için hazır bulunur. Mahkeme, talepleri hızlıca değerlendirip kararını genellikle aynı gün içinde verebilir.

Kolluk Kuvvetleri ve Diğer Merciler

Uzaklaştırma kararı için bir diğer başvuru yöntemi de kolluk kuvvetleri yani polis merkezi, jandarma karakolu ya da ilgili kamu kurumlarıdır. Şiddet mağduru kişi en yakın polis merkezine veya jandarma karakoluna başvurarak uzaklaştırma talebini sözlü veya yazılı olarak bildirebilir. Kolluk görevlileri durumu derhal değerlendirir ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde geçici koruma tedbirleri alabilir. Ayrıca kaymakamlığa bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları veya Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nden (ŞÖNİM) de destek alınabilir.

Kolluk kuvvetleri sınırlı süreli uzaklaştırma kararı verip, dosyayı hemen aile mahkemesine ileterek tedbirin devamını sağlayabilir. Şiddet mağduru kişi, başvurusunu 24 saat boyunca yapabilir; yani gün ve saat sınırlaması yoktur.

Dilekçe Hazırlama ve Örneği

Uzaklaştırma kararı başvurusu için önemli adımlardan biri de doğru bir dilekçe hazırlamaktır. Dilekçenin açık ve anlaşılır olması gereklidir. Hazırlanacak dilekçe mahkemeye, kolluk kuvvetlerine veya ŞÖNİM’e sunulabilir. İnternette de örnek dilekçeler bulunabilir, ancak en etkili dilekçenin sizin durumunuza uygun olması önemlidir.

Dilekçede Yer Alması Gereken Bilgiler

Uzaklaştırma kararı dilekçesinde bazı temel bilgilerin mutlaka bulunması gerekir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Başvuranın adı, soyadı, T.C. kimlik numarası ve iletişim bilgileri
  • Karşı tarafın adı, soyadı ve biliniyorsa adresi
  • Olayın tarihi, yeri ve nasıl gerçekleştiği hakkında açık özet
  • Şiddet iddiası veya tehdidin kısa anlatımı
  • Talep edilen koruyucu ve/veya önleyici tedbirler
  • Başvuranın imzası ve tarihi

Dilekçede gereksiz ayrıntılardan kaçınıp, net şekilde yaşananları anlatmak başvurunun daha hızlı sonuçlanmasını sağlar. Eğer başvuru sırasında ek belge veya delil varsa, bunlar da dilekçe ekine konulmalıdır.

Sıkça Yapılan Hatalar

Uzaklaştırma dilekçesi hazırlarken sıkça yapılan bazı hatalar şunlardır:

  • Duygusal ve uzun anlatımlar: Olay detaylarının gereksiz yere uzatılması
  • Karalı ya da okunaksız yazılması
  • Kimlik ve iletişim bilgilerinin eksik olması
  • Olay tarihleri ve yerlerinin belirsiz bırakılması
  • Olayın anlatılmaması veya çok genel tutmak
  • Talebin açık şekilde yazılmaması

Bu tür hatalar başvurunun uzamasına ya da olumsuz sonuçlanmasına neden olabilir. O yüzden dilekçenin kısa, açık ve eksiksiz bilgilerle yazılmasına dikkat edilmelidir.

Başvurunun hızlı işleme girmesi için bir avukattan da destek alınabilir. Ancak Türkiye’de avukatsız da özgürce başvuru yapmak mümkündür. Özellikle kadın destek hatları ve ALO 183 hattı da başvurularda yol gösterici olabilir.

Uzaklaştırma Kararı Alma ve Karar Süreci

Kararın Verilme Süresi

Uzaklaştırma kararı alınmasında kararın verilme süresi oldukça kısadır. 6284 sayılı Kanun çerçevesinde, şiddet veya tehdit söz konusu olduğunda, mahkemeler veya yetkili makamlar en geç 24 saat içinde karar vermeye çalışır. Özellikle acil durumlarda başvuran kişi hemen koruma altına alınmak istenir. Mahkemeler duruşmasız ve dosya üzerinden inceleme yaparak hızlıca karar verir. Başvuru yapılan aile mahkemesi ya da diğer yetkili makamlar, gecikmenin ciddi mağduriyet doğuracağı durumlarda aynı gün içinde de uzaklaştırma kararı verebilir. Bu yüzden başvurunun aciliyeti ve tehlikenin derecesi süreci doğrudan etkiler.

Geçici ve Kesin Karar Farkı

Uzaklaştırma kararları geçici karar ve kesin karar olmak üzere ikiye ayrılır. Geçici karar, şiddet tehlikesinin derhal önlenmesi için hızlıca verilen ve duruşma yapılmadan çıkan karardır. Geçici uzaklaştırma genellikle ihtiyati tedbir olarak uygulanır.

Kesin karar ise mahkeme sürecinin tamamlanıp, tarafların dinlenmesi ve delillerin değerlendirilmesinden sonra verilir. Burada mahkeme olayın tüm yönlerini inceler. Ancak günlük uygulamada, şiddet mağdurlarının güvenliği için çoğunlukla önce geçici karar alınır, ardından esas inceleme tamamlandıkça karar kesinleşir. Geçici kararlar genellikle 1, 2 veya 6 ay gibi sürelerle sınırlı olur, gerekli görülürse uzatılabilir veya mahkeme kararıyla kaldırılabilir.

Hangi Merciler Karar Verebilir?

Uzaklaştırma kararlarında karar verebilecek merciler kanun ile açık olarak belirlenmiştir. Aile mahkemesi hakimi başta olmak üzere, bazı durumlarda mülki amir (vali, kaymakam) veya kolluk amirleri de uzaklaştırma kararı verebilir. Özellikle acil müdahale gereken durumlarda, hemen başvurulan kolluk kuvvetleri (polis, jandarma) de yetkilidir.

Hakim, Mülki Amir, Kolluk Amirinin Yetkisi

  • Hakim: En geniş ve esas yetki aile mahkemesi hakiminindir. Hakim, hem geçici hem de kesin uzaklaştırma kararını verebilir, koruyucu ve önleyici tedbirleri belirler. Hakimin verdiği karar daha detaylı delil incelemesine dayanır.
  • Mülki Amir (Vali, Kaymakam): Şiddet mağdurlarının gecikmeksizin korunması gerektiğinde, özellikle tatil günlerinde veya mahkemelerin açık olmadığı durumlarda, mülki amir de kısa süreli geçici uzaklaştırma kararı verebilir. Bu karar daha sonra hakimin onayına sunulur.
  • Kolluk Amiri (Polis Merkezi Amiri, Jandarma Karakol Komutanı): Ani müdahale gerektiren acil durumlarda, kolluk amiri 6284 sayılı kanunun verdiği yetkiyle koruyucu ve önleyici bazı tedbirleri derhal uygulayabilir. Ancak verdiği uzaklaştırma kararı yalnızca belirli süre için geçerlidir ve mülki amire veya hakime bildirilmek zorundadır.

Sonuç olarak, uzaklaştırma kararı başta aile mahkemesi hakimi, ardından mülki amir ve kolluk amirleri tarafından aciliyet durumuna göre hızlıca alınabilmektedir. Bu sistemin amacı mağduru en hızlı şekilde korumaktır.

Uzaklaştırma Kararının Süresi ve Uzatılması

Karar Süresi Ne Kadardır?

Uzaklaştırma kararı süresi, genellikle kesin bir süreyle belirlenir. 6284 sayılı Kanuna göre uzaklaştırma kararı ilk etapta en fazla 6 ay süreyle verilebilmektedir. Ancak, uygulamada bu süre çoğu zaman daha kısa tutulur ve genellikle 1 ay, 2 ay veya 3 ay gibi sürelerle başlayabilir. Kararı veren hakim, durumun ağırlığına ve mağdurun korunma ihtiyacına göre süreyi belirler.

Karar süresi tamamlandığında, karar kendiliğinden sona erer. Yani otomatik olarak geçersiz olur ve karar verilen kişi eski haklarına tekrar sahip olur. Ancak mağdurun talebiyle ve özel hallerde süre dolmadan ikinci bir işlem yapılabilir.

Ayrıca, geçici olarak verilen uzaklaştırma kararlarının, dava süresi boyunca tekrar incelenip uzatılması ya da sonlandırılması mümkündür. Geçici tedbir niteliğindeki kararlar, dava sonuçlanana kadar da devam edebilir.

Kararın Uzatılması ve Sonlandırılması

Uzaklaştırma kararının uzatılması için, mağdur veya başvuru sahibi tekrar adliyeye veya kolluk kuvvetlerine başvurarak uzatma talebinde bulunabilir. Genellikle sürenin dolmasına yakın bir tarihte, “Tedbir süresi sona eriyor, tekrar uzatılmasını istiyorum” şeklinde bir dilekçeyle başvuru yapılır. Hakim, başvuruyu inceledikten sonra, olayların devam ettiğini tespit ederse, uzaklaştırma kararını yine en fazla 6 aya kadar uzatabilir.

Kararın uzatılabilmesi için mağdurun halen risk altında olması veya şiddet tehlikesinin devam etmesi aranır. Bazen yeni bir olay olmasa bile mağdurun endişeleri dikkate alınabilir.

Uzaklaştırma kararının sonlandırılması ise hem tarafların talebiyle hem de hakim tarafından resen yapılabilir. Özellikle mağdur, "Artık korunma ihtiyacım kalmadı" diyerek başvurursa, uzaklaştırma kararı kaldırılabilir. Ya da şiddet riski ortadan kalktıysa, hakim tedbirin sonlandırılmasına karar verebilir.

Önemli bir nokta, uzaklaştırma kararının keyfi şekilde uzatılamayacağıdır. Mahkeme, gerçekten korunma ihtiyacının devam ettiğine kanaat getirmelidir. Aksi halde, kararın kaldırılmasına hükmeder.

Kısacası, uzaklaştırma kararı süreli bir koruma sağlar; gerekli durumlarda tekrar uzatılabilir ve korunma ihtiyacı ortadan kalkarsa sonlandırılabilir.

Uzaklaştırma Kararının Kapsamı

Uzaklaştırma kararı, sadece bir kişiyi belirli bir yerden uzaklaştırmak anlamına gelmez. Bu karar, mağduru korumak için farklı yasaklar ve önlemleri bir arada içerebilir. 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen uzaklaştırma kararı, sadece fiziksel temasın engellenmesiyle sınırlı değildir. Mahkeme veya yetkili makam tarafından alınan uzaklaştırma kararının çeşidine göre, başvurulan kişi çeşitli yasaklamalara ve tedbirlere tabi tutulur.

Yaklaşmama Yasağı

Yaklaşmama yasağı, uzaklaştırma kararının en temel ve en bilineni olarak karşımıza çıkar. Yaklaşmama yasağı ile, şiddet uygulayan veya tehdit eden kişinin, mağdura veya mağdurun bulunduğu ev, iş yeri, okul gibi yerlere belirli bir mesafeden (genellikle 100 metre gibi) fazla yaklaşması kesin olarak engellenir. Bu yasağın amacı, mağdurun güvenliğini ve huzurunu korumaktır. Eğer bu mesafe ihlal edilirse, şikayet üzerine hızla kolluk kuvvetleri devreye girer. Yaklaşmama yasağı, çevredeki ortak alanları da kapsayabilir.

Evden Uzaklaştırma

Evden uzaklaştırma kararı, şiddet uygulayan kişinin ortak konuttan veya bulunduğu evden derhal ve geçici olarak uzaklaştırılması anlamına gelir. Bu tedbir, aile içi şiddette sıkça başvurulan bir çözümdür. Karar alındıktan sonra, ilgili kişi hiçbir gerekçeyle eve giremez ve mağdurun ikamet ettiği bölgeye yaklaşamaz. Evden uzaklaştırma kararı en çok eşler arasındaki anlaşmazlıklarda uygulanır. Çoğu zaman, doğrudan polis veya jandarma tarafından yerine getirilir. Mağdurun güvenliği ve huzuru ilk plandadır.

Haberleşme/İletişim Yasağı

Haberleşme ve iletişim yasağı, şiddet uygulayan kişinin, telefon, mesaj, sosyal medya, e-posta gibi hiçbir iletişim aracıyla mağduru rahatsız etmemesini sağlar. Özellikle günümüzde dijital iletişim yolları arttığı için, bu konuda sıkı tedbirler alınmaktadır. Karara uymayan kişi, savcılığa şikayet edilebilir ve yaptırımlarla karşılaşabilir. Haberleşme yasağı, geçici olsa da, mağdurun psikolojik olarak rahatlamasını sağlamaktadır. Sosyal medya mesajları da bu kapsam dahilindedir.

Silah Teslimi/Alkol ve Madde Yasağı

Uzaklaştırma kararının kapsamına zaman zaman silah teslimi ve alkol/madde kullanma yasağı da eklenebilir. Eğer şiddet uygulayan kişinin yanında ruhsatlı bir silahı varsa, kanun gereği silahını yetkililere teslim etmesi zorunludur. Ayrıca, şiddet olaylarının çoğu alkollü veya madde etkisi altında gerçekleştiği için, bu kişilerin alkollü ya da uyuşturucu etkisi altında mağdura veya eve yaklaşması kesin olarak yasaklanır. Madde ve alkol yasağı, hem mağdurun hem de toplumun güvenliği açısından büyük önem taşır.

Çocuk ile Görüşme Düzenlemeleri

Çocuk ile görüşme düzenlemeleri, uzaklaştırma kararının kapsamının en hassas noktalarından biridir. Karar, bazen velayet hakkı sahipleriyle çocuk arasındaki görüşmeleri de sınırlayabilir ya da belirli kurallara bağlayabilir. Amaç hem çocuğun psikolojisini korumak hem de mağdurun güvenliğini sağlamaktır. Çoğu zaman görüşmeler sosyal hizmet uzmanı eşliğinde veya gözetimli şekilde yapılır. Bu düzenleme, çocuklar üzerinden mağdura baskı yapılmasının ve olası yeni şiddet vakalarının önüne geçmek için uygulanır.

Uzaklaştırma kararında bu kapsamların tek başına veya birlikte uygulanması mümkündür. Mağdurun durumu, olayın şekli ve riskler göz önüne alınarak kapsam belirlenir.

Uzaklaştırma Kararı İhlali ve Cezai Sonuçlar

İhlal Durumunda Yapılacaklar

Uzaklaştırma kararı ihlali, yani karara rağmen karşı tarafın yasaklanan davranışları tekrar yapması halinde yapılacaklar oldukça nettir. Uzaklaştırma kararı ihlal edildiğinde, mağdur mutlaka en hızlı şekilde kolluk kuvvetlerine (polis, jandarma) veya savcılığa başvurmalıdır. İhlalin ispatı için, mümkünse olaya ilişkin delil (mesaj kaydı, kamera görüntüsü, tanık beyanı) sunmak faydalı olur.

Kolluk kuvvetlerine yapılan bildirim sonrası, şahsın kararı ihlal edip etmediği hemen incelenir. Genellikle ihlal tutanağı düzenlenir ve bu tutanak doğrudan dosyaya eklenir. Böylece, uzaklaştırma kararına uyulmaması resmi kayıtlara geçmiş olur. Sonrasında, bu durum ilgili aile mahkemesine veya savcılığa bildirilir. Mahkeme veya savcılık, ihlal durumunun tekrarına ve niteliğine göre ilgili yaptırımları devreye sokar.

Kimse, "Bir defalık oldu, önemli değil..." dememelidir. Çünkü uzaklaştırma kararında en küçük bir ihlal bile ciddi sonuçlar doğurabilir. Ayrıca, mağdur korunmadığını hissederse şikayetini yenilemekten çekinmemelidir.

Tazyik/Zorlama Hapsi

Tazyik hapsi veya bir diğer adıyla zorlama hapsi, uzaklaştırma kararının ihlali sonucu uygulanan en önemli cezalardan biridir. Eğer karar tebligatına rağmen yasaklarına uymayan kişi olursa, mahkeme veya savcılık tarafından hakkında zorlama hapsi kararı verilebilir.

Tazyik hapsinin süresi esas olarak 3 günden 10 güne kadar verilebilir; ancak ihlalin tekrarlanması halinde, bu süre 15 günden 30 güne kadar çıkabilir ve toplamda bir yıl ile sınırlıdır. Burada en önemli noktalardan biri, tazyik/zorlama hapsi adli bir ceza değildir, disiplin cezası niteliğindedir ve sabıka kaydında gözükmez. Ancak kişinin özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlar ve caydırıcıdır.

Zorlama hapsi, kişiye tebligat yapılan günün ardından derhal veya kısa bir süre içinde uygulanır. Kişi bu hapis cezasına uymadığında veya tekrar kararları ihlal ettiğinde, süreler birleştirilebilir; bu yüzden tekrarlanan ihlaller durumunda daha uzun süreler cezaevinde kalmak mümkündür.

Son olarak, hem mağdurun hem de koruyucu tedbir kararını uygulayanların süreci dikkatli takip etmesi gerekir. Her ihlalin, sonunda mutlaka bir yaptırımı olacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle uzaklaştırma kararı ciddiye alınmalı ve tüm taraflarca kurallara uyulmalıdır.

İtiraz Süresi ve Usulü

İtiraz süresi ve usulü en çok merak edilen konuların başında gelir. Uzaklaştırma kararına karşı itiraz etmek isteyen kişiler, bu hakkını kararın tebliğ veya tefhim edildiği (kişiye bildirildiği) andan itibaren iki hafta (14 gün) içinde kullanmak zorundadır. Belgelerden de anlaşılacağı gibi, süre tebliğden sonra işlemeye başlar ve bu süre içinde başvuru yapılmazsa karar kesinleşir.

İtirazın usulüne bakarsak; uzaklaştırma kararına itiraz dilekçesi genellikle kararı veren Aile Mahkemesi’ne sunulur. Eğer karar kolluk amiri veya mülki idare amiri tarafından verilmişse de yine Aile Mahkemesi yetkilidir. Dilekçede, hangi karara ve hangi gerekçelerle itiraz edildiği açıkça yazılmalı, varsa ilgili delil ve dayanaklar da eklenmelidir. İtiraz dilekçesinin hukuki bilgiye uygun hazırlanması çok önemlidir, bu nedenle bir avukattan yardım almak faydalı olur.

İtiraz Sonrası Süreç

İtiraz sonrası süreç, yapılan başvurunun mahkemece incelemesiyle ilerler. Aile Mahkemesi, dilekçeyi aldıktan sonra dosyayı evrak üzerinde yani duruşma yapmadan inceleyebilir. Ancak mahkemenin uygun görmesi hâlinde başvuruyu değerlendirmek üzere tarafları duruşmaya çağırıp dinleyebilir.

Mahkeme, bu inceleme sonucunda ya uzaklaştırma kararının devamına, değişmesine ya da kaldırılmasına karar verir. Yani itiraz başvurusu sonunda karar kaldırılabileceği gibi, kararda bir değişiklik de yapılabilir. Mahkemenin vereceği karar kesindir ve itiraz yolu kapalıdır. Açıklamak gerekirse, başvuru reddedilirse tekrar itiraz etmek mümkün değildir; ancak yeni bir gelişme olduğunda yeniden başvuru yapılabilir.

Haksız Yere Uzaklaştırma Kararı Alınırsa Ne Yapılır?

Haksız yere uzaklaştırma kararı alınması, özellikle hukukta önemli bir mağduriyet sebebidir. Bu durumda yapılacak ilk iş, itiraz hakkını zaman geçirmeksizin kullanmaktır. Yukarıda belirtildiği gibi, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Aile Mahkemesi'ne gerekçeleriyle birlikte bir itiraz dilekçesi vermek gerekir. Eğer kanıta dayalı şekilde, iddiaların gerçeği yansıtmadığını veya olayın yanlış aktarıldığını gösterebilirseniz, mahkeme kararı iptal edebilir.

İtirazınız reddedilirse, imkanınız varsa yeni deliller toplayabilir ve durum değiştiyse tekrar başvuruda bulunabilirsiniz. Haksız alınan uzaklaştırma kararlarının kaldırılması için mutlaka hukuki destek almak faydalıdır. Özellikle avukattan profesyonel bir yardım alınırsa süreç daha sağlıklı ilerler.

Unutmamalıdır ki, haksız alınan kararlar için tazminat davası açmak da mümkündür. Bu gibi durumlarda, uğranılan zararlar için ayrıca hukuk mahkemelerine başvuru hakkı vardır. Kısacası, hakkınızı aramaktan çekinmeyin ve yasal süreçleri dikkatli izleyin.

Sorgulama ve Sicil Kaydı

Uzaklaştırma Kararı Sicile İşler mi?

Uzaklaştırma kararı ile ilgili en çok sorulan sorulardan biri, bu kararın kişinin adli sicil kaydına işlenip işlenmediğidir. Uzaklaştırma kararı, adli mahkeme kararı olduğu için çoğu kişi bu kararın sabıka kaydına yansıyacağını düşünür. Ancak uygulamada durum farklıdır.

Uzaklaştırma kararı doğrudan adli sicil kaydına (sabıka kaydı) işlenmez. Yani birine uzaklaştırma kararı verilmesi, o kişinin sabıkalı olduğu anlamına gelmez ve sabıka kaydı sorgulaması yaptığınızda bu karar görünmez. Ancak, bazı istisnai durumlarda (örneğin kararın ihlali sonucu verilen zorlama hapsi gibi cezalarda) mahkumiyet oluşursa, bu cezalar adli sicil kaydına yansıyabilir.

Ayrıca uzaklaştırma kararı, genellikle UYAP gibi yargı sistemlerinde tarafların ve ilgili kurumların görebileceği şekilde kaydedilir. Kamuya açık olmayan bu bilgiler, genellikle sadece resmi makamlar, kolluk kuvvetleri ve yargı organları tarafından görüntülenebilir.

E-devlet/Adliye & UYAP Üzerinden Sorgulama

Uzaklaştırma kararının sorgulanması için birkaç farklı yol bulunur. Bunların başında e-devlet platformu ve adliye ile UYAP sistemleri gelir.

Uzaklaştırma kararı verilmiş bir kişi ya da karardan etkilenen taraf, kararın detaylarını e-devlet sistemi üzerinden doğrudan sorgulayamaz. Şu an için e-devlet’te sabıka kaydı veya adli sicil kaydı sorgulandığında uzaklaştırma kararı bilgisi çıkmaz. Ancak, e-devlet’te yargı dosyaları veya mahkeme dosya sorgulama kısımlarında, taraf olduğunuz davalar ve tedbir kararları listelenebilir. Buradan dosya numarası ya da mahkeme bilgisi girerek, davanız hakkında genel bilgi edinebilirsiniz. Ama spesifik olarak uzaklaştırma kararının tarihi, süresi veya detaylarını görmek için genellikle mahkeme veya kolluk birimlerinden bilgi almak gerekir.

Adliyeye giderek veya avukatınız aracılığıyla ilgili mahkeme kaleminden uzaklaştırma kararı ve dosyanızla ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz. Ayrıca, Avukatlar için veya gerekli izinlerle UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) Vatandaş Portalı üzerinden de işlem yapılabilmekte. Buradan dosya numarasıyla sorgulama yapılabilir ve uzaklaştırma kararı, süresi, kapsamı gibi detaylara ulaşılabilir.

Özetle, uzaklaştırma kararı e-devlet üzerinden sabıka kaydı şeklinde görüntülenmez. UYAP gibi yargı sistemlerinde taraflar detaylı bilgiye ulaşabilir. Herhangi bir şüphede veya bilgi ihtiyacında doğrudan adliyeden veya avukatınız aracılığıyla bilgi almanız en sağlıklısı olur.

Uzaklaştırma Kararının Boşanma Davasına Etkisi

Uzaklaştırma kararı, evlilik birliği içinde yaşanan şiddet, tehdit, hakaret gibi durumlarda verilen ve tarafların birinin diğerine yaklaşmasını ve iletişim kurmasını engelleyen hukuki bir tedbirdir. Pek çok kişi, uzaklaştırma kararının devam eden veya açılacak bir boşanma davasına nasıl etki edeceğini merak etmektedir.

Uzaklaştırma kararının boşanma davası üzerindeki etkileri için yapılan güncel araştırmalarda, hukuki kaynaklar ve avukatların internet sitelerinde şu noktalara vurgu yapılıyor: Uzaklaştırma kararı, doğrudan otomatik şekilde boşanma davasının sonucunu belirlemez. Ancak, mahkemeye sunulduğunda, yaşanan olayların ciddiyetini ortaya koyar ve delil niteliği taşır.

Boşanma davasında, özellikle evlilik birliğinin temelinden sarsılması veya şiddetli geçimsizlik gibi nedenlerle açılan davalarda uzaklaştırma kararı, şiddetin veya huzursuzluğun kabul edildiğini gösterir. Mahkemeler, uzaklaştırma kararı ile birlikte sunulan delilleri dikkate alarak kusur oranlarını belirler. Örneğin, fiziksel şiddet iddiasıyla alınan uzaklaştırma kararı, bunu yapan kişinin, boşanmada "kusurlu taraf" olduğunu gösteren bir delil olarak kabul edilir.

Uzaklaştırma kararı, aynı zamanda maddi ve manevi tazminat taleplerine, velayet ve nafaka belirlemelerine de etki edebilir. Şiddet gören tarafın mağduriyeti, bu tür kararlarla daha açık şekilde kanıtlanmış olur. Böylece, mağdur lehine daha yüksek tazminata, çocukların velayetinin mağdura bırakılması gibi sonuçlara yol açabilir.

Sonuç olarak, uzaklaştırma kararı tek başına boşanmayı sağlamak için yeterli değildir. Ancak boşanma davasının her aşamasında önemli bir kanıt ve karar aşamasında etki unsuru olarak değerlendirilir. Boşanma sürecinde hak kaybı yaşamamak için, alınan uzaklaştırma kararının dava dosyasına mutlaka eklenmesi tavsiye edilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Polis Uzaklaştırma Kararı Verebilir mi?

Polis uzaklaştırma kararı verebilir mi, bu konuda çok araştırma yapılır. Özellikle şiddet olaylarının ortaya çıkmasından hemen sonra, mağdurun güvenliği için acil tedbir almak gerekir. 6284 sayılı Kanuna göre, polis ve jandarma (yani kolluk kuvvetleri), geçici uzaklaştırma kararı verebilir. Ancak bu kararlarda süre sınırlıdır; genellikle ilk 24 saat için alınır ve en fazla 48 saate kadar geçerlidir. Bu sürenin sonunda kararın devamı için dosya hemen hâkime gönderilir. Yani polis, şiddet durumunda ilk müdahalede koruma sağlayabilir; ancak kalıcı uzaklaştırma için mahkeme kararı gerekir.

Evden Uzaklaştırma Kararı Bitince Ne Olur?

Evden uzaklaştırma kararı bitince ne olacağı kişilerin en çok merak ettiği konulardan biridir. Uzaklaştırma kararının süresi sona erdiğinde, karar otomatik olarak sona erer ve kişi, mahkeme veya ilgili makamdan yeni bir talimat alınmamışsa eve dönebilir, iletişim kurabilir. Fakat mağdur taraf yeni bir başvuru ile sürenin uzatılmasını isteyebilir. Eğer kararın bitiminde taraflar hâlâ birlikte yaşamak istemiyorsa, yeni bir sorun yaşanırsa tekrar koruma talep edilmesi mümkündür. Ayrıca, kararın sona erdiği mağdura mutlaka bildirilmelidir ki güvenlik açısından önlem alabilsin.

Uzaklaştırma Kararı Karşı Tarafa Nasıl Bildirilir?

Uzaklaştırma kararı karşı tarafa nasıl bildirilir sorusu da çokça sorulur. Uzaklaştırma kararı çıktığında, bu kararın mutlaka hem mağdura hem de hakkında karar verilen kişiye tebliğ edilmesi gerekir. Tebliğ işlemi genellikle polis veya jandarma tarafından bizzat ilgili kişiye yapılır. Eğer ilgili kişi bulunamazsa kararın tebliği için diğer resmi yollar kullanılır. Uzaklaştırma kararının bildirimi yazılı olur ve kararın gereği anlatılır. Bildirim olmadan kararın uygulanması mümkün değildir. Çünkü karardan haberdar olmayan kişinin yükümlülüklerini yerine getirememe durumu oluşabilir.

Uzaklaştırma Kararı Varken Çocuğu Görme Sorunu

Uzaklaştırma kararı varken çocuğu görme sorunu yaşanabilir. Çünkü uzaklaştırma kararı genellikle çocuk ile kişisel temasın da sınırlandırılmasını veya tamamen yasaklanmasını kapsayabilir. Ancak bazı durumlarda mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek, kontrollü şekilde, güvenli ortamlarda, gözetim altında görüşmeler yapılmasına izin verebilir. Eğer uzaklaştırma kararında çocukla görüşmeye dair özel bir hüküm yoksa, mağdur taraf veya karşı taraf tekrar mahkemeye başvurarak bu konuda düzenleme yapılmasını isteyebilir. Kısacası, uzaklaştırma kararı varken tüm iletişim ve görüşme konuları mahkeme kararına bağlı olarak şekillenir ve mağdurun güvenliği önde tutulur.

Uzman ve STK Desteği

Avukat ve Hukuki Destek Alma Yolları

Avukat ve hukuki destek alma yolları uzaklaştırma kararı sürecinde çok önemlidir. Uzaklaştırma kararı almak veya bu kararlara itiraz etmek isteyen kişiler, bir avukata danışarak en doğru adımları atabilirler. Özellikle Aile Mahkemesi'nde görülen bu tür davalarda, bir avukatla çalışmak hak kaybını önlemede büyük avantaj sağlar.

Avukat bulmak için çevrenizdeki Baro Adli Yardım Büroları'na başvurabilirsiniz. Şehirlerde bulunan barolar genellikle ücretsiz ön görüşme hizmeti sunar. Ayrıca Türkiye Barolar Birliği'nin resmi internet sitesi üzerinden de yaşadığınız bölgedeki avukatlara ulaşabilirsiniz. Bunun yanında adliyelerde yer alan hukuk danışma hattı veya adli yardım bürosu gibi birimlere doğrudan gidip bilgi alabilirsiniz.

Ücretsiz veya düşük ücretli hukuki destek sunan sivil toplum kuruluşları (STK) da mevcuttur. Kadın hakları alanında faaliyet gösteren Mor Çatı, Kadın Dayanışma Vakfı gibi dernekler, özellikle aile içi şiddet mağdurlarına ücretsiz hukuki danışmanlık sağlarlar. Bu tür kuruluşlardan randevu alabilir veya telefonla destek isteyebilirsiniz.

Ekonomik Durumu Yetersiz Olanlar İçin Yardım Kanalları

Ekonomik durumu yetersiz olanlar için yardım kanalları çok önemlidir. Maddi gücü olmayanlar, adli yardım talebinde bulunarak ücretsiz hukuki destek ve dava açma hakkından yararlanabilirler. Adli yardım başvurusu için ikamet ettiğiniz ilin Barosu'na gidip gerekli belgelerle başvuru yapabilirsiniz. Bu başvuruda gelir durumunuzu ve neden yardıma ihtiyacınız olduğunu gösteren evrakların sunulması gerekir.

Bazı belediyeler sosyal yardımlar kapsamında hukuki destek hizmeti de verir. Özellikle büyükşehir belediyeleri, kadın danışma merkezleri veya ücretsiz hukuki danışma merkezleri ile uzmandan yardım alma imkanı sağlar. Bu merkezlere başvurduğunuzda, uzaklaştırma kararı konusunda hem pratik hem de hukuki bilgiler edinebilirsiniz.

Ayrıca kadın konukevleri, sosyal hizmet merkezleri gibi devlet kurumlarında da rehberlik ve destek hizmetleri bulunur. Şiddet mağdurları veya uzaklaştırma kararı almak isteyenler bu merkezlere başvurarak, hem psikolojik hem hukuki destek alabilirler. Son olarak, ALO 183 Sosyal Destek Hattı üzerinden de hızlıca bilgi ve rehberlik desteği alınabilir.

Ekonomik zorluk yaşayanlar için sunduğumuz bu imkanlar sayesinde, uzaklaştırma kararı sürecinde kimse yalnız bırakılmaz. Yardım alma kanallarını değerlendirmekten çekinmeyin!

Özet ve Sonuç

Özet ve sonuç başlığı altında, uzaklaştırma kararı ile ilgili tüm önemli noktaları sade ve pratik bir dille toparlayalım.

Uzaklaştırma kararı, özellikle aile içi şiddet ve tehdit barındıran durumlarda mağdurları korumak için uygulanan, hukuki bir güvence sağlar. Bu kararın alınmasını kolaylaştıran 6284 sayılı Kanun, şiddet mağdurlarına koruyucu ve önleyici tedbirler sunarak yaşamlarının güvenliğini ön planda tutar. Uzaklaştırma kararları, kanıt zorunluluğu olmadan sadece beyan ile de verilebilir, bu da mağdurların hızlı şekilde korunabilmesine imkan tanır.

Başvuru işlemleri oldukça basit tutulmuştur. Kişiler, adliyede aile mahkemesine, kolluk kuvvetlerine ya da kaymakamlıklara başvuru yapabilir. Dilekçede mağduriyeti net şekilde anlatmak ve iletişim bilgilerini eksiksiz vermek önemlidir.

Kararın kapsamı; yaklaşmama, evden uzaklaştırma, iletişim kurmama, silah teslim etme gibi çeşitli kısıtlamaları içerebilir. Süresi ise genellikle 6 ay olmakla birlikte, gerekli hallerde uzatılabilir ya da kaldırılabilir. Uzaklaştırma kararına uymayanlar için ise tazyik hapsi gibi caydırıcı cezalar öngörülmüştür.

Karara karşı haksızlık olduğunu düşünenler ise belirli sürelerde itiraz etme hakkına sahiptir. Yasal süreçler, her iki tarafın haklarını korumayı amaçlamaktadır.

E-devlet, adliye ve UYAP üzerinden sorgulama yapılabilir. Ayrıca ekonomik durumu iyi olmayanlar barolar ve STK’lar yoluyla ücretsiz destek alabilir.

Sonuç olarak; uzaklaştırma kararı, şiddet mağdurlarının güvenliğini sağlamada çok etkili bir araçtır. Kişiler yaşadıkları tehdidin büyümesini beklemeden en yakın kuruma başvurarak bu haklarını rahatlıkla kullanabilirler. Haklarınızı bilin, çekinmeden harekete geçin. Unutmayın; bu karar sizi ve sevdiklerinizi korumak içindir.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur

Sıkça Sorulan Sorular

Uzaklaştırma kararı kaç gün içinde sonuçlanır?

Merak ettiğiniz bir konuya değinelim: Uzaklaştırma kararı kaç gün içinde sonuçlanır? Bu süre, başvurunun yapıldığı mahkemenin yoğunluğuna ve başvurunun aciliyet durumuna göre değişebilir. Ancak genel olarak, acil durumlar için verilen geçici uzaklaştırma kararları, başvurudan çok kısa bir süre sonra, bazen birkaç saat içinde bile sonuçlanabilmektedir. Daha kapsamlı bir inceleme gerektiren başvurular ise birkaç gün veya hafta sürebilir. Bu nedenle, durumun aciliyetine bağlı olarak, mahkemeden mümkün olan en kısa sürede sonuç alınması için başvurunuzu yaparken durumu açıkça belirtmek önemlidir.

Uzaklaştırma ihlali ne zaman suç teşkil eder?

Uzaklaştırma kararının ihlali, uygulanan karara aykırı davranılması olarak tanımlanır ve bu durum cezai sorumluluk doğurur. Kararın ihlali, kararda belirtilen koşulların açıkça çiğnenmesi durumunda, yani karşı tarafın uzaklaştırılması gereken kişiye yaklaşması, iletişim kurması veya tehdit etmesi gibi durumlarda suç teşkil eder. Bu tür bir ihlalin belgelenmesi durumunda, hemen polise haber verilmesi ve hukuki sürecin başlatılması önemlidir.

Uzaklaştırma kararı olmadan şiddet durumunda ne yapılmalı?

Şiddet durumunda, öncelikle güvenli bir yere gitmek ve polise haber vermek önemlidir. Polis, olaya müdahale edebilir ve gerektiğinde geçici koruma kararı verebilir. Ayrıca, en yakın Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı kuruluşlar veya kadın sığınma evleri de destek sağlayabilir. Bu ilk adımlar sonrasında güvenlik önlemleri ve uzun vadeli çözümler için hukuki yardım almak önemlidir.

Uzaklaştırma kararı almak için delil gerekir mi?

Evet, uzaklaştırma kararı alabilmek için mağdurun şiddet, tehdit veya ciddi rahatsızlık durumlarına maruz kaldığını ispatlayacak delillere ihtiyacı vardır. Bu deliller arasında tanık ifadeleri, medikal raporlar, ses kayıtları, mesajlar veya herhangi bir şekilde tehlikeli durumu kanıtlayacak belgeler yer alabilir. Delillerin sağlanması, mahkemeye olayın ciddiyetini ve kararın gerekliliğini anlatma konusunda yardımcı olacaktır.

Uzaklaştırma kararı nasıl kaldırılır?

Bir uzaklaştırma kararının kaldırılması için, kararın alındığı mahkemeye başvurulması gerekir. Bu başvurunun, kararın gerekçeleri ortadan kalktığını gösteren deliller ve açıklamalarla desteklenmesi önemlidir. Mahkeme, sunulan yeni delil ve bilgileri dikkate alarak, kararı gözden geçirecek ve kaldırılıp kaldırılmayacağına karar verecektir.

Uzaklaştırma başvurusu yaparken avukat gerekli mi?

Uzaklaştırma başvurusu yaparken avukat tutmak zorunlu değildir; ancak, hukuki süreçler konusunda rehberlik ve destek almak için bir avukattan yardım almak faydalı olabilir. Avukatınız, gerekli belgelerin hazırlanması, delillerin toplanması ve mahkemede temsil gibi konularda size rehberlik edebilir.

İlginizi Çekebilir

Soru Sor Danışmanlık Talep Et