Yaş Küçültme Davası Nasıl Açılır?
- Yaş Küçültme Davası Nedir?
- Yaş Küçültme Davasının Sebepleri
- Yaş Küçültme Davasında Aranan Şartlar
- Türk Medeni Kanunu ve Nüfus Hizmetleri Kanunu
- İlgili Yargıtay Kararları ve Anayasa Mahkemesi Kararları
- Diğer Bağlantılı Kanunlar (Askerlik, Emeklilik Kanunları)
- Yaş Küçültme Davası Nasıl Açılır?
- Yaş Küçültme Davasında Sıkça Sorulan Sorular
- Yaş Küçültme Davasında Delil ve İspat
- Yaş Küçültme Davasının Sonuçları ve Etkileri
- Yaş Küçültme Davası İçin Örnek Dilekçe
- Yaş Küçültme Davasında Uzman Desteğinin Önemi
- Özet ve Sonuç
Yaş küçültme davası, bireylerin kimliklerinde yazan yaşla gerçek yaşları arasında farklılık olduğunda, bu durumu düzeltmek amacıyla açılan bir dava türüdür. Bu tür davalar, özellikle yaşın yanlış kayıt edilmesi durumunda, askerlik, emeklilik veya eğitimle ilgili hak kayıplarını önlemek için başvurulan yasal bir yoldur. Genellikle, yaş düzeltme için Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açılması gerekmektedir.
Davanın açılabilmesi için bireyin, doğumunun hastane dışında gerçekleşmiş olması, fiziki görünümünün talep edilen yaşla uyumlu olması ve aynı yaşta kardeşinin olmaması gibi belirli şartları taşıması gerekmektedir. Ayrıca, dava sürecinde tanık beyanları, kemik yaşı tespiti gibi deliller büyük önem taşır.
Yaş Küçültme Davası Nedir?
Yaş Küçültme Davasının Tanımı
Yaş küçültme davası, kişinin resmi kimlik bilgilerinde yer alan yaşını mahkeme kararı ile daha küçük bir yaşa indirme amacıyla açılan bir hukuk davasıdır. Yaş küçültme davası genellikle doğum tarihi kaydında yapılan hatalar, yanlış bildirim, ya da ihtiyaçlar nedeniyle gündeme gelir. Bu davada amaç, kişinin gerçek doğum tarihinin resmi kayıtlara geçmesini sağlamak ve yanlış yaş bilgisinin düzeltilmesidir.
Türk hukukunda yaş küçültme davası, nüfus kaydındaki doğum tarihini geriye çekmek yani küçültmek için açılır. Mahkeme sürecinde genellikle kemik yaşı ölçümü, sağlık raporları ve tanık beyanları gibi deliller dikkate alınır. Yaş küçültme yalnızca kişinin sürekli mağduriyetine yol açan durumlarda ve yeterli kanıt bulunması halinde mümkün olur. Davanın sonunda, mahkeme uygun bulursa kişinin doğum tarihi nüfus kayıtlarında düzeltilir.
Yaş Küçültme ile Yaş Düzeltme Arasındaki Fark
Yaş küçültme ve yaş düzeltme davaları sıkça birbiriyle karıştırılır. Ancak bu iki dava türü arasında önemli farklılıklar vardır. Yaş küçültme davası, kişinin doğum tarihinin daha geriye, yani daha küçük bir yaşa çekilmesi, bir başka deyişle kişinin olduğundan genç gösterilmesi için açılır.
Yaş düzeltme ise kişinin doğum tarihindeki yanlışlığın hem ileri hem de geri alınması anlamına gelir. Yani yaş düzeltme davaları ile yaş büyütme, yaş küçültme veya yanlış kaydı düzeltme mümkündür. Yaş düzeltme genel tabiri kapsarken, yaş küçültme sadece belirli bir yöne yani küçültme işlemine odaklanır.
Ayrıca yaş küçültme genellikle hastanede doğmamış ve kayıtlardaki yaşında ciddi maddi hata bulunan kişiler için mümkündür. Ancak yaş düzeltme davası ile, yaşın gerçeği yansıtması amacıyla ileri veya geri alınması sağlanabilir.
Sonuç olarak, yaş küçültme davası, doğum tarihi resmi kayıtlardan daha genç gösteriliyorsa ve kişinin gerçek yaşına inmek istiyorsa açılırken, yaş düzeltme davası, yanlış kaydedilmiş her türlü yaşı doğruya çevirmek amacı taşır. Bu iki kavram, hukuki süreç ve gereklilikleri bakımından birbirinden farklıdır.
Yaş Küçültme Davasının Sebepleri
Yaygın Nedenler
Yaş küçültme davasının sebepleri arasında, özellikle yanlış doğum tarihi kaydı, resmî belgelerde hata veya ihtiyaç duyulan özel bir yaş sınırına ulaşma gerekliliği gibi durumlar ön plandadır. Türkiye'de özellikle kırsal bölgelerde geçmişte hastanede doğum yaygın değildi; bu yüzden doğumun nüfusa geç bildirilmesi ya da dikkatsizlikle yanlış yazılan tarihler, kişinin resmî yaşında farklılıklara sebep olmuştur. Ayrıca nüfus memurlarının yanlış kaydı da çok yaygın bir nedendir.
Hukuk sitelerine göre, yaş küçültme davası başvurularının önemli bir kısmı, kişinin gerçek yaşına ulaşmak ve kendi hayat planlamasını doğru yapabilmek amacıyla açılmaktadır. Yani çoğu zaman amaç herhangi bir haksız kazanç sağlamak değil, nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun hâle getirilmesidir.
Evlilik, Askerlik, Eğitim ve Emeklilik İçin Yaş Küçültme
Birçok kişi yaş küçültme davasına genellikle evlenmek, erken askere gitmek, erken emeklilik gibi nedenlerle başvurmaktadır. Özellikle;
- Evlilik yapmak için resmî yaşın yasal sınırdan aşağıya çekilmesi,
- Erkekler için askerlik çağının öne alınması ya da ertelenmesi,
- Eğitim hayatında yaş şartına bağlı olarak sınıfa başlama veya sınava girme gibi hak kayıplarının önlenmesi,
- Emeklilikte, yaş haddinden dolayı erken emeklilik hakkı kazanmak (fakat burada dikkat: sigortalılık başlangıcının sonrasında yapılan yaş değişiklikleri, emeklilik hesabında genellikle dikkate alınmaz, bu konuda SGK ve Yargıtay kararları çok açıktır),
- Sporcu ya da sanat alanında yaş sınırına takılmamak,
gibi amaçlarla yaş küçültme davası açılabilmektedir.
Hukukçuların da sıklıkla vurguladığı gibi, amaç çoğunlukla hak kaybı yaşamamak ya da hakkını kazanamadığı bir alanda adalet sağlamak içindir. Neyin mümkün olup olmadığı ise tamamen davanın açılacağı zaman ve somut duruma göre değişir.
Resmî Kayıtlarda Maddi Hatalar
Resmî kayıtlarda yapılan maddi hatalar yaş küçültme davasının en somut nedenlerinden birini oluşturur. Özellikle;
- Doğumun gününde ya da ayı ve yılı yanlış yazılması,
- Çocuğun doğduğu günden çok sonra nüfusa kaydedilmesi sonucu ortaya çıkan yaş farkı,
- İsim benzerliği veya başka biriyle karışıklık sonucunda yanlış yaş yazılması,
gibi durumlar maddi hata sayılır ve mahkemede düzeltilmesi mümkündür.
Bu tür hatalı kayıtlar çoğu zaman ancak mahkeme kararıyla düzeltilir. Yani, sadece idari işlemle direkt olarak nüfus müdürlüğünde yaş değiştirmek mümkün değildir; mutlaka bir yargı kararı gereklidir. Mahkemeler de bu tip bir madde hatası varsa, bunu ispatlayan belge ve tanıkları dikkate almaktadır.
Sosyal Güvenlik ve Sigortalılıkta Yaş Küçültmenin Rolü
Sosyal güvenlik ve sigortalılık açısından yaş küçültmenin çok özel bir yeri vardır. Eğer kişi sigortalı çalışmaya başlamadan önce yaş küçültmek için mahkeme yoluna gider ve mahkemeden yaşını küçültme kararı alırsa, sigortalılık başlangıcı ve emeklilik hesabında bu yeni yaş dikkate alınabilir.
Ancak, kişi sigortalı olduktan sonra yaş küçültme davası açıp yaşını değiştirirse, sosyal güvenlik sistemi buna izin vermez; sigortalılığın başlangıcında nüfus kayıtlarındaki yaş esas alınır ve mahkeme kararı ile sonraki değişiklik emeklilik yaşında dikkate alınmaz. Bu durum hem SGK’nın resmi mevzuatında hem de Yargıtay kararlarında açıkça düzenlenmiştir.
Bunun dışında, prim ödeme süresi, yaş haddinden dolayı işten çıkarılma, yaşlılık aylığı hesaplamalarında da yaş düzeltmesi önemli olabilir. Ancak yine burada esas kural; sigortalılıktan önce yapılan yaş değişikliklerinin dikkate alınacağıdır.
Not: Sosyal güvenlik açısından yaş küçültme davası düşünülüyorsa, davayı açmadan önce uzman bir avukatla mutlaka görüşmek gerekir.
Kısaca toparlarsak, yaş küçültme davasının altında yatan ana nedenler; gerçek yaşa ulaşmak, hak kaybı yaşamamak, resmî kayıtların gerçeğe uygun hâle gelmesini sağlamak ve sosyal haklar açısından mağduriyetin önüne geçmektir.
Yaş Küçültme Davasında Aranan Şartlar
Hastane veya Sağlık Kuruluşunda Doğmamış Olma Şartı
Yaş küçültme davası açmak isteyen kişiler için en önemli koşullardan biri, hastanede veya bir sağlık kuruluşunda doğmamış olmaktır. Çünkü hastane veya resmi bir sağlık kuruluşunda doğum olduğunda, doğum tarihi ve saatiyle ilgili güvenilir ve değiştirilmesi kolay olmayan kayıtlar tutulur. Eğer doğum resmi bir kurumda kayıtlara geçmişse, mahkeme yaşın düzeltilmesini neredeyse hiç kabul etmez. Bu sebeple, yaş küçültme davası açacak kişinin doğumunun evde ya da resmi kaydı olmayan bir ortamda gerçekleşmiş olması gerekir. Eğer doğum belgesi, hastane, sağlık ocağı veya doğumevinden alınmışsa yaş küçültmek imkansıza yakın hâle gelir.
Fiziki Görünümün Uygunluğu
Yaş küçültme davasında aranan bir diğer önemli şart, kişinin fiziki görünümünün talep edilen yaş ile uyumlu olmasıdır. Yani, mahkemeye başvuran kişinin dışarıdan bakıldığında gösterdiği yaş ile nüfus kayıtlarındaki yaş arasındaki fark dikkat çekici derecede olmalıdır. Mahkeme, başvuran kişinin dış görünüşünü değerlendirirken; boy, kilo, diş yapısı, cilt yapısı gibi fiziksel özellikleri göz önünde bulundurur. Eğer talep edilen yaş, başvuran kişinin görünümüyle uyuşmazsa davanın reddine karar verilebilir.
Kemik Yaşı ve Sağlık Raporu Gerekliliği
Yaş küçültme davasında, kemik yaşı ölçümü ve buna ilişkin tıbbi rapor alınması çok önemli bir delildir. Genellikle el bilek grafisi veya diğer radyolojik yöntemlerle kemik yaşı tespit edilir. Ancak, kemik yaşı incelemesi 25 yaşından küçükler için anlamlı sonuçlar verebilir. 25 yaş üstü kişilerde kemik gelişimi tamamlandığı için, bu yaş üstündekilerde kemik testi tek başına yeterli kabul edilmez ve ek delil aranır. Mahkeme, kemik yaşıyla ilgili sağlık raporunu inceleyerek, kişinin gerçek yaşının kimlikte yazan yaştan farklı olup olmadığına karar verir.
Kardeşlerin Yaş Farkı ve Kayıt Uyumu
Yaş küçültme davasında kardeşler arasındaki yaş farkı da dikkatle incelenir. Mahkeme, aynı aileye mensup kardeşlerin doğum tarihlerini karşılaştırır ve yeni yaşın ailedeki diğer kardeşlerin yaşıyla çelişip çelişmediğine bakar. Mesela, yeni yaşın, sizden küçük gözüken bir kardeşinizden daha küçük olmanızı sağlaması durumunda dava reddedilir. Ayrıca, annelerin doğum yapabilecek yaş aralığı da önem taşır; örneğin, anne kayıtlara göre çok genç yaşta çocuk doğurmuş oluyor görünüyorsa yine yaş küçültme talepleri reddedilir.
Önceki Yaş Değişikliklerinin Olmaması
Kişinin daha önce yaş değiştirme işlemi yapmamış olması gerekir. Eğer bir sefer yaş küçültme ya da büyütme işlemi yapılmışsa, ikinci bir düzeltmenin yapılması çok daha zorlaşır ve çoğu durumlarda mahkeme bu tür talepleri kabul etmez. Bir başka deyişle, kişinin kimlikteki yaşında daha önceden bir düzeltme yapılmamış olması aranır.
Tanık ve Diğer Delillerin Önemi
Mahkeme, yaş küçültme davasında tanık beyanlarına ve diğer delillere de büyük önem verir. Davacı, doğumu ve yaşını bilen aile büyükleri veya mahalle sakinlerinden tanık gösterebilir. Aynı zamanda, doğum zamanı ile ilgili varsa eski okul kayıtları, aşı kartı, noter belgeleri ve nüfus kayıt örnekleri gibi yazılı deliller de mahkemeye sunulabilir. Bu deliller başvurucu lehine güçlü birer kanıt sayılır.
Haklı Nedene Dayanma Zorunluluğu
Son olarak, yaş küçültme davasında haklı bir neden gösterilmesi gerekir. Yani, sadece "kimlikte yanlış yazmışlar" demek yeterli olmaz; başvurunun temelinde gerçekten yaşamı etkileyen, mantıklı ve mahkemeyi ikna edebilecek bir gerekçe bulunmalıdır. Örneğin, kişinin geç kaydedilmesi, resmi kayıtlarda bariz hata olması veya fiziki ve tıbbi bulguların yaş uyumsuzluğuna işaret etmesi gibi durumlar haklı gerekçe sayılır. Mahkeme, başvuruyu ancak bu tür güçlü nedenlerle kabul eder.
Kısacası, yaş küçültme davası açabilmek için yukarıda sayılan tüm şartların birlikte sağlanması gerekmekte ve mahkeme her şartı detaylıca incelemektedir.
Türk Medeni Kanunu ve Nüfus Hizmetleri Kanunu
Yaş küçültme davası açmak isteyen kişilerin öncelikle Türk Medeni Kanunu ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'na uygun hareket etmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu’na göre, herkesin gerçek yaşının resmi kayıtlara doğru olarak yansıması esastır. Ancak bazı durumlarda, doğum tarihi ile ilgili nüfus kayıtlarında hata ya da eksiklik olabilir. Bu gibi durumda, kişi ya da yasal temsilcisi mahkemeye başvurarak yaşının düzeltilmesini talep edebilir.
En güncel düzenleme ise 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yer almaktadır. Bu kanunun 35. maddesine göre, ‘kesinleşmiş mahkeme kararı olmadıkça nüfus kayıtlarının hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtlarda anlamını değiştiren hiçbir işlem yapılamaz.’ Yani, yaş küçültmek veya büyütmek isteyen biri, mutlaka mahkemeye başvurmak zorundadır. Ayrıca, yaş düzeltme ve küçültme davalarının asliye hukuk mahkemesinde, cumhuriyet savcısı ve nüfus müdürlüğü temsilcisi huzurunda görülmesi gereklidir. Bu düzenlemeler, resmi nüfus bilgilerinin sağlıklı ve güvenilir tutulmasını hedefler.
İlgili Yargıtay Kararları ve Anayasa Mahkemesi Kararları
Yaş küçültme davasında Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi içtihatları, uygulamaya yön vermektedir. Yargıtay birçok kararında; yaş değişikliği talebinde bulunan kişinin, talebini güçlü ve inandırıcı delillerle desteklemesi gerektiğini vurgular. Özellikle kardeşler arasında makul yaş farkı olması, kemik yaşı raporunun alınması gibi detaylara dikkat edilmesi gerektiği kararlarda yer alır.
Bir diğer önemli husus da, uzun süre “yaş düzeltme davası sadece bir defa açılır” ilkesi olmuştur. Ancak, son Anayasa Mahkemesi kararları bu konuya esneklik getirmiştir. Artık olağanüstü bir durum ve yeni delil çıkması halinde ikinci bir yaş düzeltme davası da açılabilir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi bazı kararlarında, mahkemelerin yaş küçültme davası taleplerinde kişilik haklarını ve adil yargılanma hakkını gözetmesi gerektiğine dikkat çekmektedir.
Yargıtay’ın son kararları ise, genellikle maddi hata yapılmadıkça, özellikle kemik yaşı raporlarına ve diğer resmi belgelere ciddi şekilde önem verilmesi gerektiği yönündedir. Ayrıca, kardeşler arasında en az 180 günlük yaş farkı bulunması zorunluluğu da Yargıtay’ın yerleşik kararları arasında yer almaktadır.
Diğer Bağlantılı Kanunlar (Askerlik, Emeklilik Kanunları)
Yaş küçültme davası, Askerlik Kanunu ve Emeklilik Kanunları ile de doğrudan bağlantılıdır. Askerlik çağına geldikten sonra yapılan yaş değişiklikleri, askerlik açısından bir sonuç doğurmaz. Türk Silahlı Kuvvetleri bu tür değişiklikleri dikkate almaz. Yani, nüfus kaydında yaş küçültüldüyse bile, askerlik yaşı ilk kayda göre hesaplanır.
Emeklilik ve sosyal güvenlik haklarında da durum benzerdir. Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) uygulamalarında, sigortalı olarak çalışmaya başlandığı tarihteki yaş esas alınır. Sonradan yapılan yaş küçültme veya büyütme işlemleri ile emeklilik yaşı geri alınamaz ya da ileri götürülemez. Yani, mahkeme kararıyla yaşınızı değiştirseniz dahi SGK ve emeklilik açısından ilk kayıt dikkate alınacaktır.
Kısacası, yaş küçültme davası açmak hukuken mümkündür ancak, askerlik ve emeklilikteki tüm hak ve yükümlülükler başvuru sırasındaki resmi kayıtlara göre yürütülür. Bu durum, hem kanun hem de Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla netleşmiştir. Tüm bu sebeplerle, yaş küçültme davalarının sadece özel ve istisnai durumlarda, ciddi deliller sunularak açılması gerekir.
Yaş Küçültme Davası Nasıl Açılır?
Yaş küçültme davası, Türkiye'de sıkça gündeme gelen ve belirli şartlar altında açılabilen hukuki bir süreçtir. Pek çok kişi, yanlış kaydedilen yaşın düzeltilmesi için bu davayı açmak ister. Aşağıda yaş küçültme davası süreci, yetkili mahkeme ve dava açmanın adım adım ayrıntıları yer alıyor. 2024 yılı itibariyle uygulama değişmezken, süreçler güncel ve pratiğe en uygun şekilde anlatılmıştır.
Dava Açma Yetkisi ve Kimler Açabilir?
Yaş küçültme davası açma yetkisine sahip olan kişiler genellikle bizzat yaşını küçültmek isteyenlerdir. Reşit olmayan veya kendi başına işlem yapamayacak durumda olan çocuklar için ise, anne veya baba ya da yasal vasi davayı açabilir. Ayrıca vefat eden biri hakkında mirasçıları da, bazı istisnai hallerde, yaş düzeltme davası açabilirler. En yaygın olarak bireyin kendisinin veya yasal temsilcisinin başvurusu gereklidir.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Yaş küçültme davası için görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi'dir. Yetkili mahkeme ise, genellikle kişinin nüfus kaydının bulunduğu yer mahkemesidir. Ancak kişinin yerleşim yerindeki asliye hukuk mahkemesinde de dava açılabilir. Yani, ya kişinin ikametgah adresinin ya da nüfus kaydının bulunduğu yerde süreç başlatılabilir. Hatalı mahkemeye başvurulursa, dosya yetkili mahkemeye gönderilir.
Dava Açma Süreci Adım Adım
Yaş küçültme davası açarken adım adım izlenmesi gereken bazı önemli yollar vardır:
Dava Dilekçesi Hazırlama
İlk adım, ayrıntılı ve gerekçeli bir dava dilekçesi hazırlamaktır. Dilekçede neden yaşın küçültülmek istendiği, hangi kaydın değişmesini talep ettiğiniz açıkça yazılmalıdır. Hatalı kaydın düzeltilmesi için delillerle birlikte detaylı gerekçe sunmak mahkemenin ikna olmasında çok önemlidir. Ayrıca, dilekçede talep net bir biçimde ve hukuki dayanaklarıyla ifade edilmelidir.
Gerekli Belgeler ve Evraklar
Dava dilekçesine ek olarak bazı belgelerin ve evrakların tamamlanması gerekir. Bunlar şunları içerebilir:
- Nüfus kayıt örneği
- Hastanede doğulmamışsa ilgili belgeler
- Varsa doğum tutanakları
- Okul, aşı kartı ve eski kimlik fotokopileri
- Sağlık raporları ve kemik yaşını gösteren tıbbi raporlar
- Gerekirse tanık listesi
Ayrıca, yanlış kayda neden olan belge ya da bilgi varsa bunlar da başvuruya eklenmelidir.
Dava Harcı ve Maliyetler
Dava açılırken dava harcı ve diğer yasal giderler ödenmek zorundadır. 2024 yılı itibariyle bu harçlar güncellenebilir ancak genel olarak maktu bir harç tutarı ve dosya masrafları alınır. Harçlar, mahkemeye başvuru sırasında ödenir. Eğer avukat ile çalışılıyorsa, avukatlık ücreti de ayrıca belirlenir ve ek maliyet oluşturur.
Dava Sürecinde İzlenen Yol
Dava açıldıktan sonra mahkeme birtakım adımları izler ve yaş küçültme talebinizin haklı olup olmadığına karar verir:
Bilirkişi Raporu ve Kemik Yaşı Ölçümü
Mahkeme, yaş küçültme davasında genellikle kemik yaşı tespiti ister. Bu amaçla başvurucu bir devlet hastanesine veya adli tıp kurumuna yönlendirilir. Uzmanlar, röntgen ve çeşitli tıbbi incelemelerle fiziksel olarak kişinin yaşını belirler ve tespitlerini bir bilirkişi raporuna döker. Raporun sonucu davada çok etkili olur.
Tanık Dinlenmesi
Mahkeme, dava ile ilgili bilgisi olan tanıkların dinlenmesine de karar verebilir. Tanıklar, davacının gerçek doğum tarihi, gelişimi ya da toplumsal bilgileri hakkında açıklamalarda bulunurlar. Tanık anlatımları, özellikle eski yerleşmelerde nüfus kaydında yapılan maddi hataların ispatında öne çıkar.
Mahkeme Kararı ve Sonrası
Tüm deliller toplandıktan sonra mahkeme, davanın kabulüne veya reddine karar verir. Eğer yaş küçültme talebiniz kabul edilirse, en kısa sürede nüfus müdürlüğüne bildirilir ve nüfus kaydınızda gerekli değişiklik yapılır. Mahkeme kararı, resmi olarak kesinleşmeden önce taraflara tebliğ edilir.
Karara İtiraz Yolları ve İstinaf
Mahkeme kararına karşı, karardan itibaren iki hafta içinde üst mahkemeye, yani istinaf mahkemesine itiraz etme hakkınız vardır. İstinaf mahkemesi süreci, kararın yeniden incelenmesini sağlar. Eğer istinaf da sonucu değiştirmezse, karar kesinleşir. Kesinleşen mahkeme kararı ise tüm resmi kurumlarda geçerlilik kazanır.
Bu süreçte avukat desteği almak, işlemlerin doğru yürütülmesi açısından büyük avantaj sağlar. Her adımda dikkatli ve titiz hareket etmek, davanın olumlu sonuçlanmasının anahtarıdır.
Yaş Küçültme Davasında Sıkça Sorulan Sorular
Kaç Yaşına Kadar Küçültme Davası Açılabilir?
Kaç yaşına kadar yaş küçültme davası açılabilir konusu, sıklıkla merak edilmektedir. Yaş küçültme davaları, kişinin nüfus kaydındaki yaşını geriye çekmek için açılır ve genellikle çocukluk veya gençlik dönemlerinde başvurulur. Ancak Türk hukukunda yaş küçültme davası için kesin bir üst yaş sınırı yoktur. Yine de, 18 yaşını doldurduktan sonra yaş küçültme talepleri genellikle daha sıkı şekilde incelenir. Çünkü yetişkinlikten sonra yaş değişikliği, hukuken ciddi sonuçlar doğurabilir. Özellikle askerlik, evlilik veya emeklilik gibi özel durumlar için başvuran kişilerde bu süreç daha detaylı değerlendirilir.
Aynı Kişi Tekrar Yaş Küçültme Davası Açabilir mi?
Aynı kişi tekrar yaş küçültme davası açabilir mi sorusu da çok gelir. Kişi, daha önce yaş küçültme davası açmış ve yaşını değiştirmişse, bu işlemin tekrarı genellikle mümkün değildir. Mevzuatta bir kişinin birden fazla kez yaş küçültme davası açamayacağına dair açık hükümler vardır. Eğer daha önce yaş değişikliği yapılmışsa ve bu mahkeme kararı ile kesinleşmişse, tekrar dava açılması ancak çok ciddi ve yeni bir delil ortaya çıkarsa olabilir. Yani, üst üste yaş küçültme başvurusu yapılması hâlinde mahkemeler bu konuda çok daha katı davranır.
E-Devlet Üzerinden Yaş Küçültme Mümkün mü?
E-Devlet üzerinden yaş küçültme işlemi yapılabilir mi sorusuna net bir cevap vermek gerekir. Şu an için e-Devlet üzerinden doğrudan yaş küçültme davası açmak veya işlem başlatmak mümkün değildir. Bu tür değişiklikler adli bir süreç gerektirir ve sadece mahkeme kararıyla gerçekleştirilebilir. E-Devlet sisteminde sadece mevcut nüfus bilgileri görülebilir, ancak değiştirme yetkisi yoktur. Yaş küçültme başvurusunda bulunmak için ilgili Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılması gerekir.
Yaş Küçültme Davası Ne Kadar Sürer?
Yaş küçültme davası ne kadar sürer sorusu, davaya başlamak isteyen herkesin ortak endişesidir. Yaş küçültme davalarının süresi, başvurulan mahkemenin iş yoğunluğuna ve dava konusuna göre değişebilir. Genel olarak, dava süreci 3 aydan 1 yıla kadar uzayabilir. Süreci uzatan ana faktörler arasında kemik yaşı ölçümü için sağlık raporlarının alınması, tanık dinlenmesi ve gerekli belgelerin temin edilmesi gibi unsurlar yer alır. Ayrıca, dava sırasında herhangi bir eksiklik çıkarsa veya ek araştırma gerekirse, süre daha da uzayabilir.
Dava Ücreti Ve Avukatlık Masrafı Ne Kadar?
Dava ücreti ve avukatlık masrafı yaş küçültme davası açacak kişiler için önemli bir detaydır. 2025 yılı itibariyle yaş küçültme davası için ödenmesi gereken harç miktarları yıllık olarak değişebilir. Dava harcı, mahkemeye dilekçe verilirken ödenmektedir ve ortalama olarak birkaç yüz TL civarında olabilir. Avukatla çalışmak isterseniz, avukatlık ücretleri ise baroların taban fiyat tarifesine göre değişmekle birlikte, genellikle 5.000 TL ile 15.000 TL arasında değişebilir. Masraflar, davanın seyrine ve detaya göre artabilir. Zorunlu olmasa da, hukuki hata yapılmaması için avukat desteği tavsiye edilir.
Not: Ücret ve süreler yıldan yıla değişebilir, güncel bilgiler için mahkeme veya bir avukattan destek almak en doğrusudur.
Yaş Küçültme Davasında Delil ve İspat
Tanık Beyanlarının Önemi
Tanık beyanları, yaş küçültme davasında en önemli deliller arasında yer alır. Mahkemeye sunulan tanıklar, davacının gerçek yaşını bildiklerini ve bu bilgiyi nasıl edindiklerini anlatır. Genellikle aile bireyleri, yakın akrabalar veya davacının doğumuna şahit olmuş köy sakinleri tanık olarak çağrılır. Tanıkların ifadeleriyle resmî kayıtlardaki hata veya gerçeğe aykırılık ispatlanmaya çalışılır. Mahkeme, tanıkların ifadelerini değerlendirirken, beyanların tutarlılığına ve güvenilirliğine özellikle dikkat eder.
Kemik Yaşı ve Tıbbi Raporlar
Kemik yaşı ve tıbbi raporlar, yaş küçültme davasında bilimsel delil olarak öne çıkar. Davacının kemik gelişimi, röntgen veya MR gibi yöntemlerle tespit edilir ve uzman raporuyla yaş tahmini yapılır. Özellikle hastanede doğmamış ve doğum tarihi net olarak bilinmeyen kişiler için kemik yaşı raporu çok değerli bir kanıt olur. Ancak mahkemeler genellikle tek başına kemik yaşı raporuna değil, diğer delillerle de desteklenmiş olmasına bakar. Hakim, sunulan tıbbi raporların güncel ve güvenilir sağlık kuruluşlarından alınmasını ister.
Okul ve Aşı Kartı, Diğer Belgeler
Okul ve aşı kartı belgeleri, kişinin eğitim hayatına başlama tarihi ve çocukluk yıllarında aldığı aşıların tarihleri üzerinden yaşının tespit edilmesine yardımcı olur. Özellikle okul kayıt defterindeki ilk kayıt tarihi ile aşı kartlarındaki bilgiler yaş konusunda ciddi ipucu sağlar. Nüfus kaydında hata olduğunu iddia edenler için bu tür belgeler, mahkemede başvurulan ek delillerin başında gelir. Böylelikle mahkemeye doğum tarihi ile ilgili farklı kaynaklardan ispat sunulmuş olur.
Resmî Doğum ve Nüfus Kayıtları
Resmî doğum ve nüfus kayıtları ise davanın temelini oluşturan en resmi belgelerdendir. Nüfus kayıt örneği, doğum belgesi ve aile kütüğü gibi evraklar mahkemeye sunulur. Eğer nüfus kayıtlarında maddi bir hata veya eksiklik varsa, bu belgelerle desteklenir ve gerçek yaşın tespiti için dayanak sağlanır. Mahkeme, sunulan diğer delillerle karşılaştırmalı analiz yaparak kişinin gerçek yaşına ulaşmaya çalışır. Özellikle, daha önce herhangi bir yaş düzeltme işlemi yapılmamışsa, resmî kayıtlardaki değişiklik talepleri daha titiz bir şekilde incelenir.
Yaş küçültme davasında davacının elindeki delillerin çeşitliliği ve doğruluğu, mahkemenin kararını doğrudan etkiler. Bu nedenle, her delil türü ayrı ayrı değerlendirilir ve hepsinin birbiriyle tutarlı olması beklenir.
Yaş Küçültme Davasının Sonuçları ve Etkileri
Askerlik Üzerindeki Etkiler
Yaş küçültme davası askerlik üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Türkiye’de askerlik için belirli bir yaşa gelmek gerekir ve nüfus kaydındaki doğum yılı bu hesaplamada esas alınır. Eğer bir kişi yaşını küçültürse, askerlik yaşı da geriye çekilebilir. Bu durumda, kişi beklenenden daha erken veya daha geç askere alınabilir. Özellikle yaşını küçültenler genelde daha geç askerlik hizmeti yapmak isterler. Ancak askerliğin ertelenmesi veya öne alınması konusunda kesin bir sonuç elde edebilmek için mahkeme kararı ve bu kararın nüfusa işlenmesi şarttır.
Mahkeme, yaş küçültme talebini kabul ederse, askerlik şubesi kişinin yeni yaşına göre işlem yapar. Ancak bazen, yaş küçültme kararı sadece nüfusa işlenmeden önce alınan işlemleri etkilemez; yani geçmişte askerlik yapılmışsa bu değişiklik geriye dönük uygulanmaz.
Emeklilik ve Sosyal Güvenlikte Yaş Küçültme
Yaş küçültme davası, özellikle emeklilik hakkı ve sosyal güvenlik ödemeleri açısından büyük öneme sahiptir. Türkiye’de emekli olabilmek için belirli bir yaşa ulaşmak gerekir. Bu nedenle nüfusta daha genç bir yaşa sahip olmak, emeklilik tarihini geciktirebilir. Yani yaşınız mahkeme kararıyla küçültülürse, daha uzun süre çalışmak ve prim ödemek zorunda kalabilirsiniz.
Aynı şekilde, sosyal güvenlikten yararlanma şartlarında yaş faktörü çok belirleyici olduğu için, yaş küçültme taleplerinde genellikle emeklilik sürecinde geriye dönük hak kazanılamaz. SGK, nüfus kayıtlarındaki yaş esas alınarak işlem yapar, ancak bu yaş küçültme veya düzeltme davalarının kesinleşmesinden sonra uygulanır. Yani mahkeme kararı öncesi kazanılmış haklar korunmaz.
Ceza Yargılaması ve Hukuki Sorumlulukta Etki
Yaş küçültme davalarının sonuçları ceza hukuku açısından da ciddi etkiler doğurabilir. Türk Ceza Kanunu’na göre yaş, ceza ehliyeti ve sorumluluk için temel bir kriterdir. Eğer bir kişinin mahkeme kararıyla yaşı küçültülürse, bazı suçlardan dolayı ceza indirimi almak mümkün olabilir ya da çocuk mahkemesinde yargılanma hakları doğabilir.
Ancak, bu noktada önemli bir detay vardır: Yargıtay kararlarına göre, yaş küçültme davası ile elde edilen yeni yaş, ceza soruşturması veya kovuşturmasının başlamasından sonrası için geçerli sayılmayabilir. Yani işlenen bir suç veya gerçekleşen bir olayda, kişinin suç tarihindeki resmi yaşı esas alınır; dava sonrasında yaşta yapılan değişiklikler, olayın işlendiği dönemdeki cezai sorumluluğu doğrudan değiştirmez.
Bu nedenle, yaş küçültme davası Ceza Hukuku’nda her zaman otomatik olarak indirim veya avantaj sağlamaz. Özellikle yargılamalarda, kişinin gerçek yaşı kadar, resmi kayıtlardaki yaşı da dikkate alınır ve her dosya özelinde ayrı değerlendirme yapılır.
Yaş Küçültme Davası İçin Örnek Dilekçe
Dilekçe Yapısı ve Dikkat Edilecek Hususlar
Yaş küçültme davası için örnek dilekçe hazırlarken, dilekçenin doğru ve eksiksiz bir şekilde düzenlenmiş olması büyük önem taşır. Dilekçede öncelikle mahkemenin adı (örn. “X Asliye Hukuk Mahkemesi’ne”) başlık kısmına yazılır. Ardından davacıya ait kimlik ve iletişim bilgileri eksiksiz olarak belirtilmelidir.
Dilekçede olayın özeti kısmında, yaş küçültme talebinin sebebi açık ve anlaşılır bir şekilde anlatılmalıdır. Mahkemeye sunulan talebin nedenleri ve dayanılan mevzuat maddeleri kısa ama net şekilde belirtilmelidir. Bu bölümde doğum tarihiyle ilgili hatanın nasıl ortaya çıktığı, nerede ve ne zaman doğumun gerçekleştiği, varsa hastane dışında doğumun yapıldığının özellikle vurgulanması gerekmektedir.
Dilekçede açıkça talep kısmı yer almalıdır; burada, nüfus kayıtlarındaki doğum tarihinin hangi tarihe çekilmesinin istendiği net olarak yazılır. Son olarak, ekler kısmı düzenlenir. Burada kimlik fotokopisi, eğitim veya sağlık raporları, tanık listesi ve diğer belgeler eklenir. Dilekçenin sonuna ise imza atılır.
Dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar şunlardır:
- Dilekçedeki tüm bilgiler kesin ve doğrulanabilir olmalıdır.
- Yazım hatalarından ve eksik bilgilerden kaçınılmalıdır.
- Mahkemeye sunulacak deliller (sağlık raporu, tanık listesi vb.) açıkça belirtilmelidir.
- Hakim tarafından kolay anlaşılacak, düzgün, sade ve kısa cümleler kullanılmalıdır.
- Talep edilen yeni doğum tarihi açıkça ve tereddütsüz yazılmalıdır.
Kişiye Göre Dilekçede Değişen Noktalar
Yaş küçültme davasında örnek dilekçe hazırlarken, davacının durumuna göre bazı detaylar değişiklik gösterebilir. Eğer başvuran kişi eğitimi, askerliği veya emekliliği için yaş küçültme talep ediyorsa, bu hususlar dilekçede mutlaka belirtilmelidir.
Örneğin, askerlik çağına gelmiş bir kişi dilekçesinde, mevcut doğum tarihi nedeniyle askerliklerde sorun yaşadığını ve yaşının düzeltilmesini talep ettiğini gerekçeleriyle anlatabilir. Emeklilik için başvuranlar ise, mevcut yaş nedeniyle eksik prim günlerinden veya yasal hak kayıplarından dolayı yaş düzeltmesi istediklerini açıklamalıdırlar.
Kişinin doğum yeri de dilekçe içeriğini etkiler. Bir sağlık kuruluşunda doğmamışsa, bu durumun özellikle vurgulanması gereklidir. Eğer kişi daha önce başka bir yaş düzeltme davası açmış ise ve bu dava reddedilmişse, bu bilgi de dilekçede mutlaka yer almalıdır.
Çocuklar adına açılan davalarda ise dilekçede, davayı kimin (veli veya vasi) açtığı açıkça belirtilmelidir. Ayrıca, tanıkların kim olacağı, kemik yaşı tespitinin gerekip gerekmediği de yine başvuranın durumuna ve yaş küçültme gerekçesine göre detaylandırılmalıdır.
Her dilekçede, kişiye özel maddi ve hukuki gerekçelerin net olarak açıklanması, başvurunun olumlu sonuçlanma şansını artırır. Unutulmamalı ki, her yaş küçültme davası kişinin kendine özgü koşullarına göre özel olarak şekillenir ve dilekçeler de buna göre düzenlenmelidir.
Yaş Küçültme Davasında Uzman Desteğinin Önemi
Yaş küçültme davası, kişinin resmi kayıtlardaki doğum tarihinin mahkeme kararıyla düzeltilmesini içeren hassas ve karmaşık bir hukuki süreçtir. Bu nedenle, hem hukuki hem de tıbbi anlamda uzman desteği almak çok büyük önem taşır. Özellikle kemik yaşı tespiti, fiziki görünümün değerlendirilmesi ve diğer delillerin mahkemeye sunulmasında uzmanların hazırlayacağı bilimsel raporlar sürecin temel taşlarını oluşturur.
Birçok kaynaktan da görülebileceği gibi (örn. delilavukatlik.com, alideniz.av.tr), mahkeme, yaşın değiştirilmesinde sadece iddialara değil, sunulan somut ve bilimsel kanıtlara bakar. Bu nedenle, alanında uzman bir doktorun ve deneyimli bir avukatın desteği sayesinde dosyada hiçbir eksiklik bırakılmamış olur. Eksik ya da hatalı belgeler, hak kaybı yaşanmasına yol açabilir.
Aynı şekilde, mahkemede sunulan tanıkların beyanlarının doğru bir şekilde alınması ve gerektiğinde çapraz sorguya hazırlanması için de uzmanlık gerekir. Tüm bu süreçlerde yanlış veya eksik işlem yapmak, dava sonucunun olumsuz olmasına neden olabilir. Sonuç olarak, yaş küçültme davalarında uzman desteği, mahkeme kararının istenilen şekilde çıkması için kritik bir rol oynar.
Birden Fazla Dava Açmak Mümkün mü?
Birçok kişinin merak ettiği konulardan biri de aynı kişi adına birden fazla yaş küçültme davası açılıp açılamayacağıdır. Bu konu, yıllar içinde değişen yasal düzenlemelere ve Anayasa Mahkemesi kararlarına tabidir. Geçmişte Nüfus Hizmetleri Kanunu, yaş düzeltme davasının bir defa açılmasını öngörüyordu. Ancak, yapılan yasal değişiklikler ve Yüksek Mahkeme kararları ile günümüzde haklı bir neden ortaya çıkarsa yeniden yaş küçültme davası açmak mümkündür (bkz. Gökhan Sarı, gizemuzunlaw.com).
Yani daha önce bir kez yaş küçültme davası açıp olumlu sonuç almış bir kişinin, yine sağlam deliller ve ciddi bir gerekçe sunması halinde tekrar dava açması yasal olarak engellenmez. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, mahkeme bu durumda önceki kararı inceleyecek, yeni iddianın haklı ve geçerli bir nedene dayandığına bakacaktır. Keyfi veya dayanaksız talepler kolayca reddedilecektir.
Bu nedenle, birden fazla yaş düzeltme davası açmak isteyenlerin kesinlikle alanında deneyimli bir avukat veya hukukçu eşliğinde hareket etmesi ve dosyasını çok sağlam belgelerle desteklemesi gerekir.
Hukuki Danışmanlık ve Avukatın Rolü
Yaş küçültme davasında hukuki danışmanlık hizmeti ve avukat desteği almak, sürecin başarıyla ilerleyebilmesi için olmazsa olmazdır. Çünkü bu tarz davalarda hem mevzuat bilgisi hem de uygulama deneyimi büyük avantaj sağlar. Avukatlar, dava dilekçesinin hazırlanmasından, gerekli evrakların toplanmasına ve mahkeme önünde savunma yapılmasına kadar tüm aşamalarda müvekkiline rehberlik eder.
Özellikle dava konusunda bir avukatla çalışmak;
- Delillerin toplanması ve mahkemeye doğru şekilde sunulmasını,
- Gerekli sağlık raporlarının ve bilirkişi görüşlerinin alınmasını,
- Tanık beyanlarının etkili şekilde hazırlanmasını,
- Sürecin hak kaybı yaşanmadan tamamlanmasını sağlar.
Ayrıca, yaş küçültme davalarında yapılan küçük bir hata bile hak kaybı, davanın reddedilmesi veya kararın iptali sonuçlarına yol açabilir. Uzman bir avukatın rehberliğinde açılan davalar ise çok daha kısa sürede, sorunsuz bir şekilde ve lehte sonuçlanma olasılığıyla ilerler. Birçok hukuk bürosunun (ör. Mihci Hukuk, Goymen Avukatlık) yaptığı gibi, avukatlar müvekkilinin haklarını en iyi şekilde savunur, zamandan ve masraftan tasarruf sağlar.
Sonuç olarak, yaş küçültme davası açmayı düşünen herkesin bir avukata başvurması ve profesyonel hukuki danışmanlık desteği alması önerilir. Bu şekilde hem haklar korunur hem de başvuru süreci güvenle yönetilir.
Özet ve Sonuç
Yaş küçültme davası, Türkiye’de sıkça karşılaşılan bir hukuki süreçtir ve resmi kayıtlardaki yanlışlıkların düzeltilmesi için başvurulan önemli bir yöntemdir. Kişinin doğum tarihiyle ilgili maddi hata, yanlış beyan veya çeşitli sosyal ihtiyaçlar sebebiyle yaş küçültme davası gündeme gelebilir. Yaş küçültme hem kişinin özel hayatında hem de sosyal haklarında belirleyici etkiler oluşturur. Bu nedenle süreç oldukça titiz yürütülmeli, deliller tam ve doğru sunulmalıdır.
Farklı kaynaklarda da belirtildiği gibi, yaş küçültme davasında istenilen şartlar arasında sağlık raporu, kemik yaşı tespiti, resmi kayıtların karşılaştırılması ve tanık beyanları önemli yer tutmaktadır. Bu davalar çoğunlukla, vatandaşın askerlik, emeklilik, evlilik gibi haklarını kullanabilmesi ya da resmi kayıtların düzeltilmesi amacıyla açılmaktadır. Ancak başvurularda hukuki kriterlerin eksiksiz yerine getirilmesi, davanın olumlu sonuçlanmasında oldukça kritiktir.
Yaş Küçültmede İzlenecek Yol Haritası
Yaş küçültmede izlenecek yol haritası, hatasız ve hızlı sonuç almak isteyenler için büyük önem taşır. İşte takip edilmesi gereken adımlar:
- Durum Değerlendirmesi: Öncelikle kişinin yaşının neden ve ne kadar küçültülmek istendiği net olarak belirlenmelidir. Kayıtlardaki hata, resmi evraklarda tutarsızlık veya özel bir sebep varsa bu açıkça ortaya konmalı.
- Delilleri Toplama: Sağlık raporu alımı (kemik yaşı tespiti yapılacak hastaneler), mevcut nüfus kayıtları, okul kayıtları, aşı kartları ve gerekirse tanık beyanları hazırlanmalı.
- Dilekçe Hazırlama: Her somut delil ve gerekçeyle birlikte açık, net ve resmi dilde bir dava dilekçesi yazılmalı.
- Görevli Mahkemeye Başvuru: Yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine, kişinin kendisi ya da vekili (avukat) aracılığıyla başvurulmalı.
- Mahkeme Süreci: Mahkeme, delilleri inceler, bilirkişi raporu ve tanık ifadelerini dinler. Gerekirse yeni tıbbi analizler talep edebilir.
- Karar ve Sonrası: Mahkeme kararına göre nüfus kaydında yaş değişikliği yapılır. Karardan memnun kalınmazsa istinaf yolu mümkün.
- Uzman Desteği: Süreç karmaşık olabileceğinden deneyimli bir avukattan hukuki destek almak, olası hak ve süreç kayıplarını engeller.
Bu adımlar net ve titizlikle takip edildiğinde, yaş küçültme davasında istenilen sonuca ulaşmak çok daha kolay olacaktır. Unutmayın, yanlış ya da eksik bilgiyle dava açmak hem zaman kaybına hem de hakkınızın zedelenmesine yol açabilir. Eğer kafa karışıklığı yaşıyorsanız bir hukukçuya başvurmak sizin için en doğru adım olacaktır.
Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?
Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.
Lütfen unutmayın;
- Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
- Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Sıkça Sorulan Sorular
Yaş küçültme davası için hangi belgeler gereklidir?
Yaş küçültme davası açarken, öncelikle nüfus kayıt örneği ve doğum tarihini doğrulayan belgeler sunulmalıdır. Ayrıca, mahkemeye başvururken kimlik fotokopisi ve varsa doktor raporları da eklenmelidir.
Hangi hallerde yaş küçültme davası açılabilir?
Yaş küçültme davası, nüfus kaydındaki doğum tarihinin yanlış olduğunu kanıtlayan durumlarda açılabilir. Genellikle doğum kaydının hatalı olması ya da doğumun geç bildirilmesi gibi durumlar söz konusudur.
Yaş küçültme davasında yetkili mahkeme neresidir?
Yaş küçültme davasında yetkili mahkeme, davacının ikamet ettiği yerin Asliye Hukuk Mahkemesidir. İkamet edilen il ya da ilçedeki mahkemeye başvurulmalıdır.
Yaş küçültme davası için avukat tutmak gerekli midir?
Yaş küçültme davası kişisel bir mesele olduğundan avukat tutmak zorunlu değildir ancak hukuki süreçlerin daha hızlı ve doğru bir şekilde ilerlemesi için avukatla çalışmak faydalı olabilir.
Yaş küçültme davası süreci ne kadar sürer?
Yaş küçültme davasının süresi, dosyanın karmaşıklığına ve mahkemenin iş yüküne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genellikle birkaç ay ile bir yıl arasında sonuçlanabileceği öngörülmektedir.
Hangi durumlarda yaş küçültme davası reddedilir?
Yaş küçültme davası, sunulan delillerin yetersiz bulunması ya da evraklardaki çelişkilerin giderilememesi durumunda reddedilebilir. Mahkeme, yaşın değiştirilmesine inandırıcı bir sebep bulamazsa, davacı aleyhine bir karar verilebilir.
Mahkeme yaş küçültme kararı verdikten sonra süreç nasıl işler?
Mahkeme yaş küçültme kararı verdikten sonra, karar kesinleşir ve ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilir. Nüfus müdürlüğü, karar doğrultusunda kimlik bilgilerini günceller.
Yaş küçültme için tıbbi rapor gerekli midir?
Yaş küçültme davasında, doğum tarihinin yanlış olduğuna dair tıbbi raporlar davayı destekleyici nitelikte olabilir. Özellikle doğum tarihini etkileyen sağlıkla ilgili bir hata söz konusuysa, doktor raporu almak önemlidir.
Yaş küçültme davası masrafları nelerdir?
Yaş küçültme davası açmanın masrafları arasında mahkeme harçları, gerekirse bilirkişi ve avukat ücretleri yer alabilir. Masraflar davanın karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir.
Yaş küçültme davası sonucunda hangi belgeler yenilenir?
Yaş küçültme davası sonucunda kimlik kartı ve nüfus cüzdanı gibi resmi belgeler yenilenir. Ayrıca eğitim ve diğer yasal belgeler de yeni doğum tarihine göre güncellenmelidir.
İlginizi Çekebilir
-
İsim Soyisim Değişikliği Nasıl Yapılır?
İsim soyisim değişikliği nasıl yapılır? Nüfus müdürlüğü veya mahkeme yoluyla başvuru sürecini, gerekli belgeleri ve şartları öğrenin.
-
Noterlerin Hukuki Sorumluluğu ve Tazminat Davası
Noterlerin hukuki sorumlulukları, görevlerini yerine getirirken yaptıkları hatalar nedeniyle karşılaşabilecekleri tazminat davaları hakkında bilgi edinin.
-
Yurt Dışında Boşanma: Türkiye’de Tanıma ve Tenfiz İşlemleri
Yurt dışında alınan boşanma kararlarının Türkiye'de tanınması ve tenfizi, uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde inceleniyor.
-
Şufa (Önalım) Hakkı Davası
Şufa hakkı davası ve gayrimenkul satışlarındaki rolü, Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay kararlarıyla açıklanıyor.
-
Evcil Hayvan Sahiplerinin Hukuki Sorumlulukları Nelerdir?
Evcil hayvan sahiplerinin hukuki yükümlülükleri, zararlar ve cezai sorumluluklar hakkında bilgi edinin. Hayvan hakları ve yasal düzenlemeler açıklandı.