Müştekilerin Beyanları İle Başlatılan Soruşturmanın Hukuki Durumu
Soruşturma, müştekilerin beyanlarıyla başlatılıyor. Müştekiler, bir şahsın, Osman olduğunu belirtiyorlar, sürekli olarak iş yerleri hakkında ihbarlarda bulunduğu beyan ediyorlar. İhbarlar, kadın ticareti, uyuşturucu ticareti, FETÖ ve kumar oynatma gibi konular üzerine olduğunu belirtiyorlar. Polis de bu beyanları Cumhuriyet Savcısına bildiriyor. Cumhuriyet Savcısının talimatı üzerine, bahsi geçen Osman'ın ifadesi alınarak soruşturmaya başlanıyor. Daha sonra iddianame hazırlanıyor. Ancak; dosyada müştekilerin beyanlarındaki kadın ve uyuşturucu ticareti, FETÖ, kumar oynatma konularına dair bir bulgu olmadığı açıkça görülüyor. İhbarlar iş yerlerinden kaynaklanan gürültü ve iş yeri kepenklerinin kapalı tutularak içerisinde şahısların bulunmasından duyulan şüpheler üzerine yapıldığı görülüyor. Bu durumda, var olmayan şüpheli konuları içerdiği görülen müştekilerin beyanları üzerinden başlatılan soruşturma hukuka aykırı olabilir mi?
Cevaplar
Avukatistan
Merhaba,
Bu durumda tam olarak incelememiz gereken başlıca konu, müştekilerin iş yerleri hakkında doğru olmayan suçlama içerikleri ile başlatılan soruşturmanın hukuki geçerliliği ve yasallığı üzerinedir. Türk Ceza Kanunu ve ilgili mevzuata göre, bir soruşturmanın başlatılması için yeterli delil ve somut bilgi bulunması gerekir.
Hukuki Olarak Soruşturma ve İhbar Süreci
İhbar ve Beyan: İhbar, bir suçun işlendiği yönünde yetkili makamlara yapılan bildirimdir. İhbarda bulunan kişi, gördüğü, duyduğu veya şüphelendiği bir suç hakkında bilgi verir. Suç duyurusunda bulunan (müşteki) ise suçtan doğrudan zarar gördüğünü iddia eden kişidir.
Soruşturmanın Başlatılması: Cumhuriyet savcısının, ihbar ve suç duyurusunu değerlendirerek soruşturma başlatması, somut deliller ve yapılacak ön inceleme sonucunda belirlenir. Bir ihbarın asılsız veya yanıltıcı olup olmadığını tespit etmek savcılık makamının görevidir.
Asılsız İhbar ve Suç Duyurusu: Eğer ihbar veya suç duyurusu asılsız çıkarsa, bu durumda ihbarda bulunan veya müşteki hakkında suç işlemek amacıyla asılsız beyanda bulunma suçu (Türk Ceza Kanunu madde 267) kapsamında işlem yapılabileceğini göz önünde bulundurulmalıdır.
İncelenmesi Gereken Hususlar
Deliller ve İddiaların Değerlendirilmesi: İddianamenin hazırlanmasında, müştekilerin beyanlarında geçen ve asılsız olduğu belirlenen suçlamalar (kadın satıcılığı, uyuşturucu satıcılığı, fetö, kumar oynatma) yer alıyor ise, bu durum ciddi bir hukuki probleme işaret edebilir.
Hukuka Uygunluk İlkesi: İşlemiş olabileceği iddia edilen suçlarla ilgili yeterli ve sağlam delil olmaksızın bir kişi hakkında soruşturma yürütülmesi, hukuka uygunluk ilkesine aykırıdır.
Sonuç olarak, müştekilerin asılsız beyanları üzerinden başlatılan ve somut delil ile desteklenmeyen soruşturmanın hukuka aykırı olabilme ihtimali bulunmaktadır. Cumhuriyet savcısının, soruşturmayı yürütürken tüm delilleri dikkatlice değerlendirmesi ve soruşturmanın her aşamasında hukuki prosedürlere titizlikle uyulması gerekmektedir. Eğer ihbarlar asılsız ise bu durumda müştekiler hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması da söz konusu olabilir.
Bu tip durumlarla ilgili daha detaylı bilgi ve hukuki destek için doğrudan bir avukatla görüşmenizi tavsiye ederim.