Nafaka Hangi Durumlarda Verilir? Kurallar ve Koşullar

29 dakika

Nafaka hangi durumlarda verilir? Bu soru, özellikle boşanma sürecinde olan veya ailevi sorunlarla karşılaşan birçok kişi tarafından merak edilir. Nafaka, esasen ekonomik olarak zor durumda kalabilecek bireylere veya çocuklara yapılan bir mali destektir. Türk Medeni Kanunu, dört ana nafaka türünü tanımlamıştır: tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası.

Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık süreçlerinde tarafların ve çocukların günlük ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla verilir. Yoksulluk nafakası, boşanma sonrası yoksulluğa düşecek eşe, daha az kusurlu olması şartıyla, diğerinin mali gücü oranında ödenir. İştirak nafakası ise, çocukların bakım ve eğitim masraflarını karşılamak için, velayeti elinde bulundurmayan ebeveyn tarafından ödenir. Yardım nafakası ise, daha geniş bir aile dayanışması kapsamında, akrabalar arasında yoksulluğa düşecek olanlara verilir.

Bu nafaka türlerinin her biri, belirli koşullar ve kurallar altında uygulanır; ancak temel prensip, ekonomik ihtiyaçların ve sosyal dengelerin korunmasıdır. Boşanma veya ayrılık durumunda mahkemeler, tarafların ve çocukların çıkarlarını göz önünde bulundurarak bu nafaka kararlarını verir.

Nafakanın Tanımı

Nafaka, Türk Medeni Kanunu’na göre genel olarak, bir kimsenin geçimini sağlamak için kanun gereği veya mahkeme kararıyla başka birinden almak zorunda olduğu maddi destektir. En yaygın haliyle nafaka, boşanma ya da ayrılık sonrası eşlerden birinin, ekonomik durumu zayıflayan diğer eşe ya da çocuğuna düzenli olarak ödediği paradır. Yani nafaka, kişinin hayatını devam ettirebilmesi ve mağdur olmaması için oluşturulmuş yasa ile güvence altına alınmış bir durumdur.

Nafaka Türleri Nelerdir?

Nafaka türleri Türk Medeni Kanunu'nda açık şekilde düzenlenmiştir ve pratikte dört ana başlık altında toplanır: yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, tedbir nafakası ve yardım nafakası. Her birinin uygulanma sebebi ve şartları farklıdır, kişilerin içinde bulundukları duruma göre farklılık gösterebilir.

Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası, boşanma sonrasında ekonomik olarak zor duruma düşecek olan tarafın talebi üzerine, diğer eşin ödeme gücü oranında, mahkeme kararıyla bağlanan bir nafaka türüdür. Burada önemli olan, nafaka talep edenin kusurunun diğer taraftan daha ağır olmaması ve boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasıdır. Yoksulluk nafakası genellikle ‘süresiz’ olup, belirli şartlar gerçekleşene kadar ödenir.

İştirak Nafakası

İştirak nafakası, boşanma sonrası velayeti kendisine verilmeyen eşin, müşterek çocukların bakım, eğitim ve temel giderlerine katılması amacıyla ödediği paradır. Aslında iştirak nafakası, çocuğun üstün yararını gözetmek ve çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak için düzenlenmiştir. Çocuk ergin olana kadar veya eğitim hayatı bitene kadar sürer.

Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davası devam ederken, tarafların ve varsa çocukların geçimini sağlamak amacıyla dava süreci boyunca ödenen geçici bir nafakadır. Yani, mahkeme kararı kesinleşene kadar taraflardan biri mağdur olmasın diye bağlanır ve dava bitiminde çoğunlukla sona erer ya da yoksulluk/iştirak nafakasına dönüşebilir.

Yardım Nafakası

Yardım nafakası ise, evlilik, boşanma veya çocuk ile ilgili değildir. Yardım nafakası, bir kimsenin, yardımı olmazsa yoksulluğa düşecek olan altsoyu (çocukları), üstsoyu (anne-babası) ya da kardeşlerine sağlaması gereken maddi destektir. Bu durum Türk Medeni Kanunu'nun 364. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Yani, yardım nafakası, aile bireyleri arasındaki yardım yükümlülüğünden doğar.

Nafakanın Hukuki Dayanağı

Nafakanın hukuki dayanağı Türk Medeni Kanunu’dur ve kanunda maddelerle açıkça belirtilmiştir. Özellikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 169, 175, 182 ve 364. maddeleri nafaka türlerinin hangi koşullarda verileceğini, nasıl talep edileceğini ve kimler arasında gerçekleşeceğini düzenler. Örneğin; yoksulluk nafakası için Madde 175, iştirak nafakası için Madde 182, tedbir nafakası için Madde 169 ve yardım nafakası için Madde 364 uygulanır. Bu hükümlerle birlikte, mahkemeler sosyal ve ekonomik dengeyi korumak, mağduriyetleri önlemek ve temel ihtiyaçların karşılanmasını sağlamak amacıyla nafakaya hükmederler.

Bu yasal düzenlemeler sayesinde herkes için adil bir çözüm sunulması hedeflenmiştir. Yani nafaka, sadece vicdani bir mesele değil, aynı zamanda hukuki bir zorunluluktur.

Nafaka Hangi Durumlarda Verilir?

Boşanma Sonrasında Nafaka Şartları

Boşanma sonrasında nafaka alınabilmesi için bazı özel şartların oluşması gerekir. Boşanma davasında hakimin karar verirken en çok baktığı noktalar; tarafların mali durumu, evlilik süresi ve boşanma sonrası yaşanacak maddi zorluklardır. Ayrıca kusur durumu ve taraflardan birinin gerçekten nafakaya ihtiyaç duyup duymadığı da göz önüne alınır. Eğer eşlerden biri boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecekse ve diğer eşin de ödeme gücü varsa, nafaka bağlanabilir.

Yoksulluğa Düşme ve Koşulları

Yoksulluğa düşme, boşanmadan sonra taraflardan birinin hayat standardının ciddi şekilde bozulması anlamına gelir. Yani kişi, kendi ihtiyaçlarını ve geçimini asgari düzeyde dahi karşılayamayacaksa yoksulluk nafakası talep etme hakkına sahip olur. Burada önemli olan, ömür boyu lüks değil, insanca yaşama imkanıdır. Mahkemeler, başvuran kişinin çalışıp çalışmadığına, varsa maaşına veya sahip olduğu başka gelire de bakar. Yoksulluğa düşme halinde genellikle nafaka hakkı doğar.

Kusur Durumunun Etkisi

Kusur durumu, nafaka bağlanmasında büyük rol oynar. Eğer yoksulluğa düşecek taraf, tamamen ve ağır şekilde kusurluysa, yani evliliğin bitmesine sebep olan olaylarda başlıca sorumlu ise nafaka hakkı bulunmaz. Ancak kısmen kusurluysa veya hiç kusuru yoksa, nafakaya hak kazanabilir. Ayrıca, karşı taraf da tam kusurlu olsa bile, eğer ödeme gücü varsa yine nafaka ödemek zorunda kalabilir.

Boşanma Süreci Devam Ederken Nafaka

Boşanma süreci devam ederken, yani karar kesinleşmeden önce de taraflardan biri için tedbir nafakası talep edilebilir. Tedbir nafakası, mahkeme tarafından hemen uygulanır, dava süresince ödenir. Böylece boşanma gerçekleşmeden önce evden ayrılan, çocukların veya eşin maddi zorluk çekmesinin önüne geçilmiş olur. Davanın sonuçlanmasıyla tedbir nafakası sona erer ve gerekirse başka bir nafaka türüne dönüşür.

Kadının veya Erkeğin Maddi Durumu

Kadının veya erkeğin maddi durumu nafaka miktarının belirlenmesinde doğrudan etkilidir. Nafaka talebinde bulunan eşin maddi olarak gerçekten yardıma muhtaç olması gerekir. Diğer tarafta ise nafaka ödeyecek kişinin de bu ödemeyi karşılayacak gücü olmalı. Hakim, maaş, gelir, malvarlığı ve yaşam standartlarını inceleyerek adil bir miktara karar verir. Artık günümüzde sadece kadınlar değil, eşit şartlarda maddi zorluk yaşayan erkekler de nafaka talep edebilmektedir.

Boşanmada Kusur ve Nafaka İlişkisi

Boşanmadaki kusur durumu ve nafaka talebi sıkça karıştırılır. Tamamıyla kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez çünkü evliliğin bitmesine sebep olmuştur. Ama kusur oranı azsa veya eşit ise, nafaka alınabilir. Nafaka ödeyecek eşin kusurlu olması ise onu ödeme yükümlülüğünden kurtarmaz. Yani, kimin boşanmaya sebep olduğundan çok, kimin yoksulluğa düşeceği önemlidir.

Nafaka Talep Edilemeyen Durumlar

Tüm şartlar uygun olsa dahi bazı durumlarda nafaka talebi reddedilebilir. Hakim burada hem başvuran kişinin hem de ödeyecek tarafın ekonomik ve sosyal durumunu detaylıca inceler.

Malvarlığı ve Gelir Durumu

Nafaka isteyen kişinin önemli ölçüde malvarlığı veya düzenli bir geliri varsa ve asgari yaşamını sürdürebilecek düzeydeyse nafaka talebi kabul edilmez. Yani kendi kazancı ile geçimi mümkünse, nafaka almak hakkı bulunmaz.

Yeniden Evlenme ve Birlikte Yaşama

Yeniden evlenen kişi, yoksulluk nafakası hakkını kaybeder. Ayrıca fiilen evlenmeden, evli gibi birlikte yaşamak, yani ortak hayat kurmak da nafaka hakkını sona erdirir. Mahkemeler bu durumda, gerçek evlilik olmasa da, bir arada yaşama durumunu nafakadan mahrum kalma sebebi olarak kabul eder.

Çalışmaya Başlama

Nafaka alan kişi iş bulur ve düzenli maaş elde ederse, artık yoksulluğu ortadan kalkmış sayılır. Bunu tespit eden mahkeme, talep üzerine nafakayı kaldırabilir. Yani çalışmaya başlama, nafaka hakkını ortadan kaldırır.

Haysiyetsiz Yaşam Sürme

Nafaka alacaklısının toplum ahlakına aykırı davranışlarda bulunması da (haysiyetsiz hayat yaşama gibi) yine nafaka hakkının sona ermesine neden olabilir. Bu tip hallerde, mahkeme karar verirken sosyal çevreden ve tanıklardan da bilgi alabilir.

Nafaka Alacaklısının veya Borçlusunun Ölümü

Nafaka, hem alacaklının hem de nafaka ödeyenin hayatı ile sınırlıdır. Eğer nafaka alan kişi vefat ederse, nafaka ödemesi hemen durur ve mirasçılara geçmez. Aynı şekilde, nafaka ödeyen taraf ölürse, onun mirasçılarından da nafaka talep edilemez. Bu nedenle nafaka ödemesi, taraflardan birinin ölümünde otomatik olarak sona erer.

Yoksulluk Nafakası Kimlere Verilir?

Yoksulluk nafakası, boşanma sonucu maddi olarak yoksulluğa düşecek olan eşe verilir. Türk Medeni Kanunu’na göre, kusuru ağır olmayan ve boşanma nedeniyle yaşam standardı ciddi şekilde kötüleşen taraf, diğer eşten nafaka talep edebilir. Yani, boşanma sonrası kendi hayatını maddi olarak idame ettiremeyecek olan eş yoksulluk nafakası hakkına sahiptir. Çoğunlukla kadınlara bağlandığı düşünülse de, erkekler de yoksulluk nafakası talep edebilir. Burada önemli olan, nafaka isteyenin ağır kusurlu olmaması ve gerçekten yoksul duruma düşmesidir.

Yoksulluk Nafakası Talep Yöntemleri

Yoksulluk nafakası almak için iki yol vardır: boşanma davası sırasında talep etmek veya boşanma kararı kesinleştikten sonra ayrı bir dava açmak.

Boşanma Davasında Talep

Yoksulluk nafakası, boşanma davası devam ederken talep edilebilir. Bunu yapmak için davacı veya davalı, mahkemeye bu isteğini açıkça belirtmelidir. Dava dilekçesinde “yoksulluk nafakası talebim vardır” şeklinde bir ifade yazılması yeterlidir. Mahkeme, boşanma kararıyla birlikte nafaka miktarı ve süresi hakkında da karar verir. Eğer, boşanma davası sırasında bu talep unutulursa, ayrı bir dava açma şansı vardır.

Boşanma Sonrası Ayrı Dava ile Talep

Boşanma kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası talebi için ayrı bir dava açılabilir. Ancak bu davanın, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren en geç bir yıl içinde açılması gerekir. Bu sürenin kaçırılması durumunda, nafaka hakkı düşer. Yani, boşandıktan sonra maddi durum ciddi şekilde kötüleşirse, mağdur eş bir yıl içinde mahkemeye başvurarak yoksulluk nafakası isteyebilir.

Anlaşmalı Boşanmada Yoksulluk Nafakası

Anlaşmalı boşanmada, taraflar nafaka konusunda kendi aralarında bir karar alıp protokole yazarlar. Mahkemeye sunulan anlaşma protokolünde yoksulluk nafakası alınacaksa, miktarı ve ödeme şekli burada belirtilir. Hakim, bu protokolü uygun bulduğu takdirde karara bağlar. Yani anlaşmalı boşanmada da tarafların üzerinde anlaştığı şekilde yoksulluk nafakası bağlanabilir. Kimi durumlarda, nafakadan tümüyle feragat etmek veya hiç talep etmemek de mümkündür. Ancak sonradan pişman olup tekrar nafaka istenmesi genellikle mümkün değildir.

Yoksulluk Nafakası Hangi Hallerde Sonlanır?

Yoksulluk nafakası, bazı özel durumlar gerçekleştiğinde otomatik olarak veya mahkeme kararıyla sona erer.

Yeniden Evlenme

Yoksulluk nafakası alan kişi yeniden evlendiğinde nafaka otomatik olarak sona erer. Yeniden resmi nikah yapılmasıyla birlikte, eski eşin nafaka ödeme yükümlülüğü biter. Dini nikah veya birlikte yaşama ise bu durumu değiştirmez; sadece resmi evlilik nafakanın bitmesine yol açar.

Ölüm

Nafaka alan ya da nafaka ödeyen eşin ölümü halinde yoksulluk nafakası sona erer. Yani ölümle birlikte bu hak ve borç ortadan kalkar. Nafaka mirasçılara geçmez ve ödenmez.

Haysiyetsiz Yaşam

Nafaka alan kişi haysiyetsiz hayat sürme olarak adlandırılan toplumca kabul edilemez bir yaşam tarzına girerse, nafaka ödeyen kişi mahkemeye başvurabilir. Mahkeme, bu durumu uygun görürse nafakanın kaldırılmasına karar verebilir. Hangi davranışların haysiyetsiz yaşam sayılacağı ise olayın özelliklerine göre değerlendirilir.

Yoksulluğun Ortadan Kalkması

Nafaka alan kişinin yoksulluğu ortadan kalkarsa, yani düzenli bir işi veya gelir kaynağı oluşursa, nafaka ödeyen kişi nafakanın kaldırılması için mahkemeye başvuru yapabilir. Mahkeme, yoksulluk durumu bittiğine karar verirse nafakanın kesilmesine hükmeder. Böylece nafaka geçici bir destek haline dönüşür ve ömür boyu sürecek bir mecburiyet olmaz.

Tedbir Nafakası

Tedbir Nafakası Nedir?

Tedbir nafakası, boşanma davası açıldığında veya ayrılık davası sırasında, mahkemenin tarafların maddi durumunu ve mağduriyetini önlemek amacıyla verdiği geçici bir nafaka türüdür. Özellikle boşanma süreci boyunca, eşlerden birinin veya çocukların maddi olarak zarara uğramaması için gerekli görülür. Türk Medeni Kanunu’na göre, tedbir nafakası sayesinde maddi destek ihtiyacı olan eş ya da çocuklar bu süreçte mağdur olmaz. Tedbir nafakası, dava sonuçlanana kadar devam eden bir önlem niteliğindedir.

Hangi Durumlarda Tedbir Nafakası Alınabilir?

Tedbir nafakası, özellikle boşanma veya ayrılık davası açıldıktan sonra talep edilebilir. Boşanma davası sırasında taraflardan biri, maddi anlamda mağdur olma riski taşıyorsa mahkemeden tedbir nafakası talep edebilir. Çocuklar için de mahkeme, çocuğun bakım ve eğitimi için gerekli olduğunu düşünürse talep olmadan da tedbir nafakasına hükmedebilir. Özellikle eşlerden birinin çalışma imkanı yoksa, geçici süreyle geçimini sağlayamıyorsa ya da çocukların ihtiyaçları aksayacaksa, bu durumlarda tedbir nafakası istenir. Tedbir nafakası talebi, dava dilekçesinde ya da ayrı bir dilekçeyle mahkemeye sunulabilir. Mahkeme ise somut duruma göre bir miktar belirler.

Tedbir Nafakası Ne Zaman Sona Erer?

Tedbir nafakası genellikle boşanma veya ayrılık davasının sonuçlanmasıyla beraber sona erer. Mahkeme kararıyla davanın bitmesiyle birlikte, artık tedbir nafakası yerine yoksulluk nafakası ya da iştirak nafakası gibi kalıcı nafaka türlerine geçilebilir. Eğer eşler barışırsa ya da dava geri çekilirse tedbir nafakası da son bulur. Ayrıca, çocuklar için verilen tedbir nafakaları da mahkemenin nihai kararından sonra iştirak nafakasına dönüşebilir. Yani tedbir nafakası, sadece dava sürecini kapsayan geçici bir destektir; davanın sonuyla birlikte sona ermesi gerekir.

İştirak Nafakası (Çocuk İçin Nafaka)

İştirak Nafakası Nedir?

İştirak nafakası, çocukların boşanma sonrası hayatlarında mağdur olmamaları için getirilen bir nafaka türüdür. İştirak nafakası ile amaçlanan, velayeti kendisine bırakılmayan anne veya babanın, çocuğun bakım, eğitim, sağlık gibi giderlerine maddi katkıda bulunmasını sağlamaktır. Yani iştirak nafakası, çocuğun tüm zorunlu ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için verilir. Türk Medeni Kanunu’nun 329. maddesine göre, ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadır. Bu nafaka doğrudan çocuğun hakkı olarak kabul edilir ve ömür boyu değil, çocuğun belirli bir yaşa gelmesine kadar devam eder.

Kim Tarafından ve Ne Zaman İstenebilir?

İştirak nafakası genellikle çocuğun velayetini alan ebeveyn tarafından diğer ebeveynden talep edilir. Boşanma davası sırasında veya sonrasında başlatılabilir. Eğer boşanma davası açılmamışsa, velayet sahibi bakımından ayrıca bir dava ile iştirak nafakası istenebilir. Ayrıca, çocuğa atanmış olan kayyım veya vasi de çocuğun menfaatine olacak şekilde nafaka talep edebilir. Bazen 18 yaşını doldurmamış fakat fiilen ihtiyacı devam eden çocuk da reşit olduğunda bizzat kendisi dava açabilir. Kısacası; fiili olarak çocuğa bakan ebeveyn, kayyım ve vasi iştirak nafakası talep hakkına sahiptir.

İştirak nafakası, boşanma davasıyla birlikte veya ilerleyen zamanda ayrıca bir dava yoluyla talep edilebilir ve bu talepler kesinlikle çocuğun menfaatine göre değerlendirilir.

İştirak Nafakası Ne Zamana Kadar Devam Eder?

İştirak nafakası genel olarak çocuğun reşit olmasına, yani 18 yaşını doldurmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğunda (yani 18 yaşına geldiğinde) nafaka kendiliğinden sona erer. Ancak çocuk eğitimine devam ediyorsa ve bu ihtiyaçları devam ediyorsa, üniversite gibi eğitim durumlarında nafaka mahkeme kararıyla uzatılabilir. Bunun dışında, çocuk erginlikten önce evlenirse veya mahkeme kararıyla ergin kılınırsa nafaka da kendiliğinden sona erer. Kısacası, iştirak nafakası kural olarak 18 yaş veya özel durumlarda eğitim hayatı bitene kadar sürer.

İştirak Nafakasında Değişiklik ve Sona Erme

İştirak nafakası bazı durumlarda mahkeme kararıyla artırılabilir, azaltılabilir veya tamamen kaldırılabilir. Eğer çocuğun ihtiyaçlarında, nafaka ödeyenin veya alanın ekonomik durumunda önemli değişiklikler olursa, taraflar mahkemeye başvurup nafaka miktarında güncelleme talep edebilirler.

Ayrıca nafaka;

  • Çocuğun 18 yaşına gelmesiyle (ergin olması),
  • Çocuğun evlenmesi veya mahkeme kararıyla ergin sayılması,
  • Çocuğun ölmesi,
  • Nafaka borçlusunun ölmesi

gibi durumlarda kendiliğinden sona erer. Öğrenciliğin devamı veya özel gereksinimler gibi hallerde nafaka mahkeme kararıyla uzatılabiliyor. Böylece iştirak nafakası, çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu dönemde güvence olur.

Not: Detaylı güncel bilgiler için akademikhukuk.org/cocuk-icin-nafaka-istirak-nafakasi ve benzeri kaynaklara göz atabilirsiniz.

Yardım Nafakası

Yardım Nafakası Kimlere Verilir?

Yardım nafakası, hukukumuzda ekonomik açıdan zor durumda olan, kendini geçindiremeyen ve bakıma muhtaç kişilere verilen bir nafaka türüdür. Bu nafaka türü sadece boşanan eşleri değil, geniş bir aile çevresini ilgilendirir.

Yardım nafakası genellikle;

  • Altsoy ve üstsoy arasındaki kişiler (anne, baba, çocuk, torun gibi),
  • Kardeşler arasında,
  • Yasal olarak birbirine bakmak zorunda olanlar arasında gündeme gelir.

Örneğin, çocuklar maddi olarak zor durumdaki anne veya babalarına yardım nafakası verebilir. Ya da kardeşi çalışamayacak halde olan bir kişi, ona yardım nafakası ödemekle yükümlü olabilir. Yani sadece boşanmadan dolayı değil, aile bağı olan ve yardıma muhtaç herkese yardım nafakası verilebilir.

Yardım Nafakası Şartları

Yardım nafakası talep edilebilmesi için bazı hukuki koşulların oluşmuş olması gerekir. Kanunda belirli şartlar aranmaktadır. Yardım nafakası;

  • Yardım isteyen kişinin gerçek anlamda muhtaç olması,
  • Nafaka yükümlüsünün, yani karşı tarafın ekonomik olarak bu yardımı yapabilecek durumda olması,
  • Taraflar arasında kanunen bakmakla yükümlü olma ilişkisi bulunması şartına bağlıdır.

Örneğin, yardıma muhtaç olan kişinin kendi geçimini sağlayacak gelir ve malvarlığının olmaması gerekir. Nafaka talep edilen kişinin de bu yardım nafakasını ödeyebilecek ekonomik gücünün olması gerekmektedir. Taraflar arasında çocuk-ebeveyn veya kardeşlik gibi kan bağı olması da şarttır.

Mahkeme, yardım nafakası kararında tarafların geliri, yaşam koşulları, yaş, sağlık durumu ve bakmakla yükümlü oldukları kişileri dikkate alarak karar verir. Şartlar oluşmadığında veya muhtaçlık ortadan kalktığında yardım nafakası sona erebilir.

Hakimin Değerlendirdiği Hususlar

Hakimin değerlendirdiği hususlar nafaka miktarını belirlemede büyük önem taşır. Hakim, nafaka talebini incelerken öncelikle tarafların maddi durumunu dikkate alır. Tarafların gelir belgeleri, maaş bordroları, mal varlıkları, ev ve araç gibi taşınmazlarının olup olmadığı araştırılır. Ayrıca nafaka talebinde bulunanın geçim durumu ve ihtiyaçları, çocukların yaşı, eğitim masrafları, sağlık giderleri gibi unsurlar dikkatli şekilde değerlendirilir.

Nafaka belirlenirken tarafların kusur durumu net olarak etkili değildir. Asıl öncelik, yoksulluğa düşme tehlikesi ve nafaka ödenecek kişinin mevcut yaşam koşullarının en azından boşanmadan önceki standartlarına yakın tutulmasıdır. Hakim, hakkaniyet ilkesine de mutlaka dikkat eder ve gereğinde bilirkişiden rapor talep edebilir.

Tarafların Sosyal ve Ekonomik Durumu

Tarafların sosyal ve ekonomik durumu nafaka miktarının en önemli belirleyicisidir. Mahkeme, nafaka isteyenin ve karşı tarafın geliri, sahip oldukları gayrimenkul, taşınabilir mal varlıkları ve genel yaşam standartlarını göz önünde bulundurur. Eğer nafaka borçlusu yüksek gelirli biri ise ödeyeceği nafaka daha fazla olabilir. Benzer şekilde nafaka alacaklısı kişinin hiçbir geliri yoksa ya da asgari gelir düzeyindeyse, daha fazla nafaka alma ihtimali yükselir.

Ek olarak, yeni bir işe girme, işten ayrılma, asgari ücrette güncelleme, ekonomik kriz veya enflasyon gibi faktörler de sosyal ve ekonomik durumun önemli parçalarıdır. Hakim, tüm bunları dikkate alarak adil bir karar vermeye çalışır. Çoğu zaman nafaka miktarı, maaşın yüzde 15 ile 25’i aralığında belirlenir ama kesin bir oran yoktur; karar kişiseldir.

Nafaka Artırımı ve Azaltılması

Nafaka artırımı ve azaltılması tarafların maddi durumlarında meydana gelen ciddi değişiklikler veya enflasyon nedeniyle istenebilir. Mesela, nafaka alan tarafın giderleri arttıysa veya çocuk büyüyüp eğitim, sağlık girderleri fazlalaştıysa nafaka artırım davası açılabilir. Ayrıca nafaka ödeyenin geliri önemli ölçüde artarsa da artırım talep edilebilir.

Nafaka azaltılması ise, örneğin nafaka alan tarafın bir gelire kavuşması, maddi durumunun iyiye gitmesi ya da nafaka ödeyenin işten ayrılması, ağır hastalanması, gelirinin ciddi oranda düşmesi gibi hallerde gündeme gelebilir. Her iki durumda da mahkemeye başvurmak ve durumu kanıtlayıcı belgeler sunmak gerekir. Hakim, sosyal ve ekonomik koşulların değişimine göre nafaka miktarında yeniden değerlendirme yapar.

Nafakanın Yıllık Olarak Güncellenmesi

Nafakanın yıllık olarak güncellenmesi genellikle TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) ya da ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) oranında yapılır. Yani nafaka miktarı her yıl enflasyon oranına göre otomatik olarak arttırılır. Mahkeme kararında yıllık artış oranı açıkça yer alıyorsa, yeni bir dava açmaya gerek kalmadan nafaka her yıl otomatik olarak güncellenir.

Eğer artış oranı kararda belirtilmemişse ya da güncel oranlar nafaka alacaklısının ihtiyacını karşılamıyorsa, taraflar nafaka artırım davası açabilirler. Özellikle 2025 yılı için örnek verecek olursak, Haziran 2025 itibarıyla Tüketici Fiyat Endeksi ortalaması yüzde 44,54 olarak açıklanmıştır ve nafaka artışı genellikle bu veriye göre hesaplanır. Yani 5000 TL nafaka, %44,54 TÜFE artışı ile 7227 TL’ye çıkar.

Kısaca, nafaka miktarının yıldan yıla güncellenebilmesi hem alacaklı hem de borçlu için hayatın şartlarına daha uygun ve adil bir çözüm getirir.

Nafakanın Kaldırılması veya Sona Ermesi

Nafakanın Kaldırılma Sebepleri

Nafakanın kaldırılması, bazı özel durumlarda mahkeme kararıyla mümkündür. Nafakanın kaldırılma sebepleri arasında en başta alacaklının maddi durumunun iyileşmesi gelir. Yani nafaka alan kişinin artık yoksulluk durumunda olmaması, düzenli bir gelir elde etmesi veya ciddi bir malvarlığına sahip olması hâlinde nafakanın kaldırılması gündeme gelir. Ayrıca, nafaka yükümlüsünün maddi durumunun bozulması da bir diğer önemli sebep olabilir. Örneğin, nafaka ödeyen kişi ciddi sağlık sorunları yaşarsa ve geliri asgari düzeye inerse bu durumda nafakanın kaldırılması ya da azaltılması talep edilebilir. Son olarak, alacaklı tarafın evlenmesi, başkasıyla fiilen evli gibi yaşaması veya ahlaka aykırı bir yaşayış sürdürmesi de nafakanın kaldırılmasında etkili olur.

Nafakanın Sona Erdiği Haller

Nafaka, kanunda belirtilen bazı özel hâller gerçekleştiğinde kendiliğinden sona erebilir. Nafakanın sona erdiği haller genel olarak yeniden evlenme, taraflardan birinin ölümü ve alacaklının haysiyetsiz yaşam sürmesi gibi durumlar olarak öne çıkar. Bunların detayları aşağıda daha açıklayıcı şekilde anlatılacaktır.

Alacaklının Yeniden Evlenmesi

Alacaklı olan kişi, yani nafaka alan kadın veya erkek yeniden evlendiği takdirde nafaka hakkı otomatik olarak sona erer. Çünkü nafakanın en temel amacı eski eşin yoksulluğa düşmesini engellemektir. Yeniden evlenme ile birlikte bu ihtiyaç ortadan kalkmış sayılır. Sadece resmi nikahlı evlilik değil, Mahkeme kişinin evliymiş gibi başkasıyla fiilen yaşadığını tespit ederse de nafaka kendiliğinden sona erer.

Alacaklının Ölümü

Nafaka alacaklısının ölümü halinde, nafaka ödemesi de otomatik olarak biter. Yani nafaka, mirasçılara ya da çocuklara otomatik şekilde geçmez. Ölüm, süresiz ya da süreli fark etmeksizin tüm nafaka türlerinde sona erme sebebidir. Aynı şekilde nafaka borçlusunun ölümü ile de nafaka borcu sona erer.

Haysiyetsiz Yaşam Sürülmesi

Haysiyetsiz yaşam sürülmesi, nafaka alan kişinin Türk toplumunun ahlak anlayışına aykırı hareketlerde bulunması anlamına gelir. Örneğin, sürekli ve açıkça ahlaka aykırı bir hayat tarzı benimsemek nafakanın kaldırılması için yeterlidir. Bu durumu nafaka ödeyen taraf mahkemede ispatladığında mahkeme, nafakayı sona erdirebilir.

Nafakanın Kaldırılması İçin Dava

Nafakanın kaldırılması için öncelikle mahkemeye başvurmak gerekir. Nafakanın kaldırılması için dava açılırken, nafaka alacaklısının yukarıda sayılan durumlarda olduğu gösterilmelidir. Davacı, nafakanın artık gereksiz olduğuna dair belgeler ve ispatlar sunar. Örneğin, alacaklının yeniden evlendiğine dair evlenme cüzdanı, çalıştığına dair SGK kaydı ya da malvarlığına dair tapu gibi belgeler ibraz edilebilir. Mahkeme tarafların sosyal ve ekonomik durumunu inceleyerek, nafakanın kaldırılması gerektiğine kanaat getirirse, nafaka ödemeleri sona erdirilir. Aksi takdirde nafaka ödemesi devam eder.

Nafakanın kaldırılması için açılacak davada zamanaşımı süresi yoktur. Her zaman açılabilir ve mahkeme süreci kısa veya uzun sürebilir. Bu nedenle yeni bir hayata başlamak isteyenler ya da nafaka ödemekte zorlananlar için hukuki yol her zaman açıktır.

Nafakanın Ödenmemesi Durumu ve Yasal Haklar

İcra Takibi ve Tazyik Hapsi

Nafakanın ödenmemesi halinde, alacaklı taraf icra takibi başlatabilir. Mahkemenin nafaka hakkındaki kararına uymayan borçluya karşı önce ilamlı icra takibi yapılır. İcraya verilen nafakada borçluya ödeme emri gönderilir. Borçlu, bu ödeme emrine rağmen nafaka borcunu ödemezse tazyik hapsi gündeme gelir.

Tazyik hapsi, nafaka borcunu ödemeyen kişinin belirli bir süreyle (en fazla üç ay) hapis cezası almasıdır. Bu ceza, yalnızca nafaka ödenene kadar uygulanabilir. Tazyik hapsi, nafaka borcunun ödenmesini sağlamak ve borçlunun üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla uygulanır. Tazyik hapsinden kurtulmanın yolu sadece nafaka borcunun ödenmesidir.

Mahkeme Kararına İtiraz Yolları

Mahkeme tarafından verilen nafaka kararına karşı taraflar itiraz hakkına sahiptir. Kararın tebliğ edilmesinden itibaren belirli bir süre içerisinde üst mahkemeye başvurularak istinaf ya da temyiz yoluna gidilebilir.

Eğer nafaka miktarı çok yüksek veya haksız olduğuna inanılıyorsa, gerekçelerle birlikte üst mahkemeye başvuru yapılmalıdır. Üst mahkeme, dosyayı inceleyerek nafaka kararının uygun olup olmadığına karar verir. Böylece hem nafaka yükümlüsü hem de alacaklısı yasal yollardan hakkını arayabilir.

Ek olarak, icra takibi sürecinde ödeme emrine veya icra işlemlerine ilişkin de icra mahkemesine şikayet ve itiraz yapılabilmektedir. Böyle bir durumda sürelere dikkat etmek ve gerekirse bir avukattan yardım almak önemlidir.

Nafakanın Gerçekleşmemesi Durumunda Yapılacaklar

Nafakanın ödenmemesi durumunda izlenmesi gereken bazı yollar vardır:

  1. İcra takibi başlatmak: Mahkeme kararına aykırı şekilde nafaka ödemeyen borçlu için icra müdürlüğüne başvurulur ve ilamlı icra takibi başlatılır.
  2. Tazyik hapsi talep etmek: İcra takibine rağmen borcun ödenmemesi halinde aile mahkemesine başvurularak tazyik hapsi talep edilir.
  3. Yasal faiz talep etmek: Alacaklı, nafaka borcu ödenmeyen dönemler için yasal faiz de talep edebilir.
  4. Mahkeme kararına itiraz etmek: Haksız veya yüksek miktardaki nafaka için üst mahkemeye başvurulabilir.
  5. Sürekli takip: Her ay ödenmeyen nafakalarda tekrar icra takibi ve yasal yollar kullanılabilir.

Nafaka alacağınız için, haklarınızı eksiksiz kullanmak ve hızlı hareket etmek avantaj sağlar. Gerektiğinde bir avukata danışmak, işlemleri daha kolay yürütmek için faydalı olacaktır.

Nafaka Almanın ve Vermenin Sıkça Sorulan Boyutları

Nafaka almanın ve vermenin en çok merak edilen konuları arasında, nafaka miktarının nasıl belirleneceği, nafaka hakkına kimlerin sahip olabileceği ve nafaka yükümlülüğünün hangi şartlarda sona ereceği yer alıyor. Özellikle boşanma davalarında yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası hakkında çok fazla soru soruluyor.

Nafaka miktarı belirlenirken, mahkemeler her iki tarafın da ekonomik ve sosyal durumunu inceler. Örneğin, bir kişinin geliri, ek gelirleri, yaşam standartları ve mevcut borçları bu hesaplamalarda önemli rol oynar. Hakim, nafaka ödeyecek tarafın iş durumu ve maaşı ile, nafaka alacak kişinin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurur. Ayrıca çocuk var ise, çocuğun ihtiyaçları da ayrı olarak değerlendirilir.

Sıkça karşılaşılan soruları şöyle özetleyebiliriz:

  • "Boşanma sonrası kimler nafaka alabilir?": Boşanma nedeniyle ekonomik anlamda yoksulluğa düşecek ve diğer tarafın daha ağır kusuru olmayan eş, yoksulluk nafakası alabilir.
  • "Nafaka ne kadar süreyle ödenir?": Süre, genellikle mahkemenin kararına ve tarafların durumuna göre değişir. Yoksulluk nafakası, alacaklı tekrar evlenene, ölünceye ya da yoksulluk hali sona erene kadar devam edebilir.
  • "Erkek nafaka alabilir mi?": Evet, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan erkek de nafaka talep edebilir. Mahkemede bu durum ispatlanırsa nafaka ödenmesine karar verilir.
  • "Çocuğu olmayan kadın nafaka alabilir mi?": Evlilik süresine ve maddi duruma bağlı olarak çocuk olmasa da kadın yoksulluk nafakası alabilir.
  • "Erkek hangi durumlarda nafaka ödemez?": Karşı tarafın malvarlığının veya düzenli bir gelirinin olması, alacaklının yeniden evlenmesi gibi durumlarda nafaka ödemesi kaldırılabilir.

Nafakanın kaldırılması, azaltılması veya artırılması için ise ekonomik durumlarda değişiklik olması yeterlidir. Taraflar bu durumda mahkemeye başvurabilir ve yeni bir değerlendirme yapılmasını talep edebilir. Bu konuda Yargıtay uygulamaları da oldukça yol göstericidir.

Yargıtay Kararları ve Uygulama Örnekleri

Nafaka konusunda Yargıtay kararları, yerel mahkemeler için yol gösterici ve emsal niteliğindedir. Uygulamada en çok öne çıkan noktalar; nafaka miktarının belirlenmesi, nafakanın kaldırılması ve artırılmasına dair esaslardır.

Öncelikle nafaka miktarı belirlenirken, Yargıtay'ın yerleşik içtihadına göre tarafların gelir durumu titizlikle araştırılır. Örneğin Yargıtay, sadece tek bir tarafa yüksek miktarda nafaka yüklenemeyeceğini, nafaka miktarının hakkaniyete uygun belirlenmesi gerektiğini sıkça vurgular.

Kısa süreli evliliklerde nafaka konusunda da Yargıtay, evlilik süresinin çok kısa olması durumunda yoksulluk nafakası taleplerinin hakkaniyet gereğince daha düşük miktarlarda kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Ayrıca, yine Yargıtay kararlarında evlilik boyunca çalışmayan ancak ardından düzenli gelir elde eden eşlere yönelik nafakanın kaldırılması yönünde çok sayıda karar bulunmaktadır.

Çocuk için verilen iştirak nafakasında ise Yargıtay, çocuğun yaşı, eğitim giderleri ve reel piyasa koşullarını dikkate almakta; yalnızca velayet alacaklısının beyanına göre değil, somut veriler ışığında miktar belirlemektedir.

Bazı örnek Yargıtay uygulamaları şunlardır:

  • Mahkeme, gelir araştırması yapılmadan karar vermiş ise Yargıtay bu kararı bozmakta ve yeniden araştırma yapılmasını istemektedir.
  • Taraflar arasında yapılan protokol ile nafaka miktarı kesinleşmiş dahi olsa, nafaka alacaklısının ekonomik olarak zor duruma düşmesi halinde nafaka artırımı yapılabileceğine hükmedilmiştir.
  • Yoksulluk durumunun ortadan kalkması ya da yeniden evlenme halinde nafakanın kaldırılması konusundaki kararlar ise artık standart bir uygulama haline gelmiş durumda.

Kısacası, Yargıtay'ın verdiği kararlar ve içtihatlar, hem nafaka alacaklısı hem de borçlusu açısından yol gösterici olmaya devam etmektedir. Tarafların durumunda değişiklikler olması halinde, güncel Yargıtay kararları mutlaka dikkate alınmalıdır.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur

İlginizi Çekebilir

Soru Sor Danışmanlık Talep Et