İştirak Nafakası Nedir?
- İştirak Nafakası Nedir?
- Türk Medeni Kanunu'nda İştirak Nafakası
- İştirak Nafakası ile Diğer Nafaka Türlerinin Farkları
- Kimler İştirak Nafakası Alabilir?
- İştirak Nafakası Nasıl Talep Edilir?
- Dava Süreci ve Gerekli Belgeler
- İştirak Nafakası Davasında Yetkili Mahkeme
- Uzlaşmalı (Anlaşmalı) ve Çekişmeli Davalarda İştirak Nafakası
- Babalık Davalarında İştirak Nafakası
- İştirak Nafakasının Miktarının Belirlenmesi
- İştirak Nafakası Nasıl Ödenir?
- İştirak Nafakası Ödenmezse Ne Olur?
- İştirak Nafakasının Sona Ermesi
- Sık Karşılaşılan Sorunlar ve Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
İştirak nafakası nedir diye mi arıyorsunuz? Boşanma sonrası çocuğun bakım, eğitim ve sağlık giderleri için, velayeti olmayan ebeveynin ödediği iştirak nafakası, “kim alır, kim öder, ne kadar olur?” gibi soruları da beraberinde getirir. Tutar; çocuğun ihtiyacı ve ebeveynlerin gelir durumuna göre belirlenir, çoğu zaman TÜFE oranında artışla güncellenir.
Bu yazıda:
- İştirak nafakası nedir, kim alır kim öder
- Hesaplama nasıl yapılır, “ne kadar” sorusuna pratik yanıtlar
- Kaç yaşına kadar ödenir, eğitim sürerse ne olur
- Artırma/azaltma davası ve icra süreçleri
- Gündelik hayattan örnekler ve sık soruların yanıtları
Kafanızdaki “nasıl talep edilir, nereden başlamak gerekir?” sorularını sade bir dille açıklayacağız. Başlamadan önce temel kavram: İştirak nafakası.
İştirak Nafakası Nedir?
İştirak nafakası, boşanma sonrası çocukların bakım ve eğitim masraflarına iki ebeveynin de katılması amacıyla ödenen bir para desteğidir. Velayeti alamayan anne ya da baba, çocuğun her türlü ihtiyacının karşılanabilmesi için, çoğunlukla aylık olarak, velayeti elinde bulunduran tarafa iştirak nafakası öder. Buradaki amaç, çocuğun maddi anlamda mağdur olmamasını sağlamak ve anne-babanın ortak sorumluluğunu devam ettirmektir. Yani iştirak nafakası sadece çocuklar için geçerlidir, velayetin kendisinde olmadığı ebeveynden alınır.
Türk Medeni Kanunu'nda İştirak Nafakası
İştirak nafakasının yasal dayanağı, Türk Medeni Kanunu’nun 182. ve 330. maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Kanunun 182/2. maddesine göre; velayet kendisine verilmeyen anne ya da baba, çocuğun bakımına ve eğitimine maddi gücü oranında katkı sunmak zorundadır. Ayrıca yine TK 330. maddeye göre bu nafaka her ay peşin olarak ödenir ve mahkeme kararı ile belirlenir. Kanunda "çocuğun yaşı, ihtiyaçları, ebeveynlerin ekonomik durumları dikkate alınmak üzere" adaletli bir taksim esas alınır ve hakim nafaka miktarını bu kriterlere göre ayarlar.
İştirak Nafakası ile Diğer Nafaka Türlerinin Farkları
İştirak nafakası, diğer nafaka türlerinden amaç ve taraflar açısından farklılıklar taşır. İştirak nafakası yalnızca çocuk için ödenirken, yoksulluk nafakası boşandıktan sonra yoksulluğa düşen eş için bağlanır. Tedbir nafakası ise daha çok dava süresi boyunca geçici olarak ödenir. Yardım nafakası ise çocuk reşit olduktan ve kendi geçimini sağlama imkanına sahip olamadığında, üstsoy ya da kardeşler tarafından ödenebilir. Kısacası iştirak nafakası çocuğun temel ihtiyaçları içindir, diğerlerinde ise muhatap ya eştir ya da yardım nafakasında olduğu gibi çeşitli yakınlardır.
Kimler İştirak Nafakası Alabilir?
İştirak nafakasını asıl olarak velayet hakkına sahip olan anne veya baba alabilir. Mahkeme çocuğun velayetini kime verirse, bu kişi iştirak nafakasını talep etme hakkına sahiptir. Bazen, çocuğun velayetinin kayyıma veya bir vasinin atanmasına karar verilirse, kayyım veya vasi de iştirak nafakasını talep edebilir. Bazı durumlarda, reşit olmayan çocuk da nafakayı velayeti kendisine veren tarafa yönlendirilmek üzere talep edebilir. İştirak nafakası, çocuk ergin oluncaya kadar (genellikle 18 yaşını doldurana kadar) ödenir. Eğer çocuk eğitimine devam ediyorsa bu süre uzayabilir. Yani, iştirak nafakasında asıl amaç çocukların mağdur olmamasıdır ve başvuran kişi çocuğun yasal temsilcisi olmalıdır.
İştirak Nafakası Nasıl Talep Edilir?
İştirak nafakası talep etmek isteyen kişi, öncelikle bir nafaka davası açmalıdır. Bu talep çoğu zaman boşanma davası sırasında velayet talebiyle birlikte sunulabilir. Eğer boşanma davası açılmışsa, iştirak nafakası hem dava dilekçesinde hem de karşı dava dilekçesinde ayrı bir istek olarak belirtilebilir. Boşanma tamamlandıktan sonra ise ayrı bir dava ile iştirak nafakası talep edilebilir.
İştirak nafakasında, velayet kendisine bırakılan anne veya baba, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için diğer ebeveyn aleyhine mahkemede bu talebi oluşturur. Dava açmak için bir dilekçe hazırlanmalı, çocuğun hangi giderlerinin karşılanması gerektiği açıkça yazılmalı ve gerekçeler sunulmalıdır.
Dava Süreci ve Gerekli Belgeler
İştirak nafakası davasında izlenecek süreç, boşanma davalarındaki prosedürlere benzer. Öncelikle dava için hazırlanacak dilekçede nafaka isteminin sebepleri, çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları detaylı olarak belirtilmelidir.
Gerekli belgeler şunlardır:
- Nüfus kayıt örneği ve kimlik fotokopisi
- Boşanma davası ile ilgili karar (varsa)
- Çocuğun giderlerini gösteren okul, sağlık ve eğitim masraflarına dair belgeler
- Gelir durumu ve maaş bordrosu gibi mali durum belgeleri
- Tarafların adres ve iletişim bilgileri
Dava açıldıktan sonra mahkeme, dosyayı inceler, gerekli gördüğünde ek belge isteyebilir ve duruşma günü belirler. Taraflar dinlenir ve deliller değerlendirildikten sonra mahkeme iştirak nafakasına karar verir.
İştirak Nafakası Davasında Yetkili Mahkeme
İştirak nafakası davalarında görevli mahkeme genellikle Aile Mahkemesi’dir. Aile Mahkemesi’nin bulunmadığı yerlerde, Asliye Hukuk Mahkemesi Aile Mahkemesi sıfatıyla davalara bakar. Yetkili mahkeme ise genel olarak, nafaka alacaklısı olan çocuğun veya velayet hakkı sahibi ebeveynin yerleşim yeri mahkemesidir.
Nafaka davası ister boşanma ile birlikte, ister boşanmadan sonra ayrı bir dava olarak açılsın, yetkililik için davacının yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesi tercih edilebilir.
Uzlaşmalı (Anlaşmalı) ve Çekişmeli Davalarda İştirak Nafakası
Anlaşmalı boşanmalarda taraflar, iştirak nafakası konusunda aralarında anlaşıp bu hususu bir protokole yazabilir. Hakim, protokolde belirtilen şartlara uygun bulursa protokoldeki nafaka kararlaştırmalıdır. Ancak iştirak nafakası tamamen tarafların anlaşmasına bırakılabilir, fakat hakim kamu yararını göz önünde bulundurarak çocuk lehine değişiklik yapabilir.
Çekişmeli boşanma davalarında ise, iştirak nafakası talebini taraflardan biri ileri sürer ve hakim, tarafların ekonomik durumu ile çocuğun ihtiyaçlarını dikkate alarak bir miktar tayin eder. Anlaşmaya varılamazsa mahkeme kararı kesinleşince nafaka belirlenir ve ödenmeye başlanır.
Babalık Davalarında İştirak Nafakası
Babalık davası sırasında iştirak nafakası da talep edilebilir. Anne, biyolojik baba olduğuna inandığı kişiye karşı babalık davası açabilir ve aynı dava kapsamında çocuğun ihtiyaçları için iştirak nafakası isteyebilir. Mahkeme, babalığın tespit edilmesiyle birlikte, çocuğun bakım ve giderlerine katılım için babanın iştirak nafakası ödemesine karar verebilir.
Eğer dava olumlu sonuçlanmışsa, nafaka, babalık kararının kesinleştiği tarihten itibaren işler. Dava sürecince geçici tedbir nafakası da bağlanabilir ve dava sonuçlandığında bu nafaka iştirak nafakasına dönüşür. Böylece çocuk, biyolojik babasının da maddi desteğinden faydalanır.
Kısaca, iştirak nafakası talep ve davası sürecinde temel noktalar; doğru gerekçeyle, yeterli belgelerle mahkemeye başvurmak ve davanın ilgili mahkemede açılmasıdır. Özellikle protokol hazırlanması ve dava dilekçesinin eksiksiz olması, sürecin hızlı ve sağlıklı ilerlemesini sağlar.
İştirak Nafakasının Miktarının Belirlenmesi
İştirak Nafakası Hesaplama Kriterleri
İştirak nafakası hesaplama kriterleri, genellikle çocuğun ihtiyaçları ve anne-babanın maddi durumları dikkate alınarak belirlenir. Mahkemeler, çocuğun barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarını ön planda tutar. Ayrıca velayet kimdeyse o kişinin ekonomik durumu da önemlidir. Mahkeme, dosyaya sunulan belgelerden ve tarafların beyanlarından yola çıkarak adil bir nafaka miktarı belirler.
Çocuğun Yaşı, Eğitim ve Sağlık Durumu
Çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumu iştirak nafakası hesaplamasında çok belirleyicidir. Özellikle okul çağındaki çocukların masrafları daha fazla olabileceği için, nafaka miktarı buna göre şekillenir. Ayrıca, çocuğun özel sağlık ihtiyaçları, kronik bir rahatsızlığı olması veya özel bir okula gitmesi gibi durumlar da nafaka miktarını artırır. Mahkemeler bu detayları dikkate alarak, çocuğun en iyi şekilde gelişimini sağlayacak bir tutar belirlemeye çalışır.
Anne ve Babanın Ekonomik Durumu
Anne ve babanın ekonomik durumu, iştirak nafakasının miktarında çok önemli bir etkendir. Mahkeme, nafaka yükümlüsünün gelirini ve giderini, taşınmazlarını, maaş bordrosunu, iş yerindeki durumunu inceler. İştirak nafakası belirlenirken, nafaka ödeyecek kişinin yaşam standartlarını sarsmadan çocuğa katkı sağlaması amaçlanır. Anne veya babanın işsiz ya da asgari ücretli olması da mahkemenin kararını etkileyebilir. Ayrıca nafaka alacak ebeveynin maddi durumu da göz önüne alınır ve karşılıklı adalet gözetilir.
Mahkemenin Takdir Yetkisi ve Yargıtay Kararları
Mahkemenin takdir yetkisi, iştirak nafakası miktarını belirlerken önemli bir rol oynar. Türk Medeni Kanunu’na göre hakim, somut olayın özelliklerine ve tarafların gerçek gelir düzeylerine bakarak karar verir. Yargıtay kararları da uygulamada yol göstericidir. Yargıtay, çocuğun asgari yaşam koşullarının sağlanmasını ve nafaka miktarının çocuğun yaşı ve eğitim durumuna uygun olmasını öngörür. Hakim, her somut olaya özgü olarak nafaka tutarını belirleme hakkına sahiptir ve hem çocuğun çıkarını hem de anayasal adaleti gözetir.
Nafaka Artırımı ve Azaltımı Davaları
Nafaka artırımı ve azaltımı davaları, iştirak nafakası bağlandıktan sonra tarafların ekonomik şartlarının değişmesiyle gündeme gelir. Örneğin, nafaka ödeyen kişi işten çıkarsa veya gelirinde ciddi bir azalma olursa, mahkemeden iştirak nafakasının azaltılmasını talep edebilir. Tam tersi şekilde, çocuğun eğitim masrafları artarsa ya da nafaka alan tarafın gelirinde bir azalma olursa, nafaka artırımı için dava açılabilir. Bu davalarda değişen koşullar belgeyle ispatlanmalıdır. Mahkeme, her iki tarafın yeni ekonomik durumunu yeniden değerlendirir ve ona göre karar verir. Böylece nafaka miktarı her zaman çocuğun güncel ihtiyaçlarına ve tarafların maddi durumuna uygun şekilde düzenlenebilir.
İştirak Nafakası Nasıl Ödenir?
İştirak nafakası, boşanma sonrası çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkı sağlamak için ödenir. İştirak nafakası her ay peşin olarak ödenir. Genellikle mahkeme kararında belirlenen tutar, nafaka yükümlüsüne (çoğunlukla baba) aittir ve aylık olarak velayet hakkı olan ebeveyne ödenir. Ödeme şekli, tarafların anlaşmasına bağlı olarak elden, banka hesabına havale şeklinde ya da icra müdürlüğü aracılığıyla olabilir. Eğer nafaka borcu icra takibine konu edilmemişse, doğrudan karşı tarafa ödeme mümkündür. Ancak icra takibine başlandığında ödemeler genellikle icra hesabına yapılır ve alacaklı ebeveyn buradan tahsil eder.
Nafakanın düzgün ve zamanında ödenmesi, ileride herhangi bir yasal sorunla karşılaşmamak açısından önemlidir. Mahkeme kararı gereğince nafaka irat (yani aylık gelir) şeklinde ödenir ve toplu ödeme mümkün değildir. Ayrıca nafakanın her ayın belirli bir günü peşin olarak ödenmesi gerekir. Ödeme gecikirse birikmiş borçlar ileride sorun çıkartabilir.
İştirak Nafakası Ödenmezse Ne Olur?
İştirak nafakası ödenmezse, alacaklı olan taraf, icra müdürlüğü aracılığıyla tahsilat işlemi başlatabilir. Bu durumda nafaka yükümlüsüne bir ödeme emri gönderilir. Eğer borçlu bu emre rağmen ödeme yapmazsa, çocuğun velayetini elinde bulunduran ebeveyn icra takibiyle birlikte bir dizi yasal hakka sahip olur.
En ciddi sonuçlardan biri, nafaka borçlusunun tazyik hapsi ile karşılaşmasıdır. Bu uygulama ile hukuk, çocuğun hakkı olan nafakanın alınmasını güvence altına alır. Ayrıca ödenmeyen nafaka borçları için borçlunun maaşı veya banka hesapları üzerine haciz işlemi de uygulanabilir.
Nafakanın ödenmemesi halinde doğan yasal sonuçlar özetle şunlardır:
- İcra takibi başlatılması
- Maaş ve mal varlığı haczi
- Tazyik hapsi istemiyle icra ceza mahkemesine şikayet
- Borcun ödenmemesi halinde hapis cezası
İcra Takibi ve Tazyik Hapsi
İcra takibi, nafaka borcunun tahsili için başvurulan ilk yoldur. Nafaka alacaklısı, icra müdürlüğüne başvurarak nafaka borçlusu hakkında ilamlı icra takibi başlatabilir. Bu aşamada nafaka yükümlüsüne ödeme emri tebliğ edilir ve 7 günlük süre tanınır. Süre sonunda da ödeme yapılmazsa, borçluya karşı malvarlığı haczi işlemlerine geçilir.
En ciddi yaptırım ise tazyik hapsidir. Eğer nafakanın ödenmesi için yapılan icra takibi ve diğer yollar sonuç vermezse, alacaklı taraf icra ceza mahkemesine başvurarak borçlunun “tazyik hapsi” ile cezalandırılmasını isteyebilir. Tazyik hapsi, borç ödeninceye kadar uygulanır ve borç ödendiğinde ceza sona erdirilir. Tazyik hapsi üç aya kadar devam edebilir ve başka bir cezaya çevrilemez, ertelenemez. Amaç, borçluyu nafaka borcunu ödemeye zorlamaktır.
Ayrıca, tazyik hapsi borç ödenmezse birden fazla defa da uygulanabilir. Ancak borç ödendiği anda kişi serbest bırakılır.
Zamanaşımı ve İcra Süreçlerinde Önemli Noktalar
İştirak nafakasına ilişkin alacaklarda genel zamanaşımı süresi on yıldır. Yani, mahkeme kararı ile hükmedilen nafakalar için, her bir nafaka taksitinde alacak hakkı on yıl boyunca kullanılabilir. Bu süre, nafaka alacağı doğduğu andan itibaren işletilir. Örneğin, 2015 yılında ödenmemiş bir nafaka için, 2025 yılına kadar icra takibi başlatılabilir.
Geriye dönük olarak birikmiş iştirak nafakası alacakları için de bu on yıllık zamanaşımı uygulanır. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, geriye dönük talepler için zamanaşımı süresinin her bir ay ve yıl için ayrı ayrı işlediğidir. Ayrıca, icra takibi sürecinde usulüne uygun başvurular yapılmazsa hak kayıpları yaşanabilir. Bu yüzden süreçte bir avukat desteği almak, zamanaşımı ve icra takibi gibi hassas konularda mağduriyet yaşanmaması için önerilir.
Sonuç olarak, iştirak nafakasının düzenli ve zamanında ödenmesi hem çocuğun hakları hem de yükümlünün yasal sorunlarla karşılaşmaması için büyük önem taşır.
İştirak Nafakasının Sona Ermesi
Hangi Hallerde İştirak Nafakası Sona Erer?
İştirak nafakasının sona ermesi, hem nafaka alan hem de ödeyen taraflar açısından önemli bir konudur. İştirak nafakası belirli şartlarda kendiliğinden veya mahkeme kararıyla sona erebilir. Türk Medeni Kanunu'na göre nafakanın sona ermesi için bazı durumların gerçekleşmesi gerekir.
Çocuğun Reşit Olması
Çocuğun reşit olması iştirak nafakasının sona erme sebeplerinin başında gelir. Türkiye’de yasal reşitlik yaşı 18’dir. Çocuk 18 yaşını doldurduğunda, başka bir karar almaya gerek kalmaksızın nafaka yükümlülüğü sona erer. Ancak, bazı özel durumlarda bu süre uzayabilir. Mesela çocuk eğitim hayatına devam ediyorsa nafaka yükümlülüğü sürebilir.
Çocuğun Gelir Elde Etmesi veya Evlenmesi
Çocuğun kendi geçimini sağlayacak düzeyde gelir elde etmesi, iştirak nafakasının sona ermesine yol açar. Çocuk bir işe girip düzenli maaş almaya başlarsa, mahkemeye başvurarak nafakanın kesilmesini talep etmek mümkündür. Aynı şekilde, çocuğun evlenmesi de nafaka hakkını ortadan kaldırır. Çünkü evlilikle birlikte çocuğun himayesi ve ekonomik sorumluluğu yasal olarak sona erer.
Tarafların Ölümleri veya Mahkeme Kararı
Nafaka alan veya nafaka ödeyen taraflardan herhangi birinin ölmesi durumunda, iştirak nafakası otomatik olarak sona erer. Ölüm, bu tür davalarda kesin sona erme sebebidir. Ayrıca, bazı durumlarda mahkeme kararı ile nafakanın kaldırılması da mümkündür. Eğer çocuğun artık desteklenmeye ihtiyacı yoksa veya tarafların ekonomik durumu ciddi değişikliğe uğradıysa, mahkemeye müracaat ederek nafakanın sona ermesi talep edilebilir.
Eğitim Hayatının Devamı Durumunda Nafaka
Çocuğun eğitim hayatı devam ediyorsa, bu durumda reşit olsa bile nafaka yükümlülüğü sürebilir. Türk Medeni Kanunu’nda bu konuda net bir yaş sınırı yoktur. Genellikle üniversite eğitimi devam eden bir çocuk için nafaka, mezuniyetine kadar ödenmeye devam eder. Ancak bu süreçte taraflardan biri mahkemeye başvurarak, çocuğun gelir elde ettiğini ya da eğitime devam etmediğini kanıtlarsa, mahkeme nafakayı sona erdirme kararı verebilir.
Eğitim sürecinin uzaması veya çocuğun eğitimini ciddi şekilde ihmal etmesi ise nafaka hakkını etkileyebilir. Yani çocuk eğitimini sürdürdüğünü belgelemeli, aksi halde nafakasının kesilme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Mahkemeler bu durumları tek tek değerlendirir ve her vaka için ayrı karar verebilir.
Sık Karşılaşılan Sorunlar ve Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
Sosyo-Ekonomik Durumun Değişmesi
Sosyo-ekonomik durumun değişmesi, iştirak nafakasında çok sık karşılaşılan bir durumdur. Nafaka yükümlüsünün gelirinin azalması, işsiz kalması veya maddi durumunun bozulması halinde nafaka miktarının düşürülmesi talep edilebilir. Buna karşılık, çocuğun veya velayeti elinde bulunduran ebeveynin giderlerinde artış olduysa, nafaka artırımı için de dava açılması mümkündür.
Türk Medeni Kanunu'na göre nafaka miktarı belirlenirken hem çocuğun ihtiyaçları hem de ebeveynlerin mali gücü dikkate alınır. Bu yüzden özellikle ekonomik şartların hızla değiştiği günümüzde, nafaka artırımı ya da azaltımı davası açmanın oldukça yaygın olduğu görülür. Mahkemeler, tarafların yeni ekonomik durumlarını detaylı şekilde araştırır, gelir belgeleri, maaş bordrosu, işsizlik belgesi gibi evrakları ister. Bu belgeler nafakanın yeni miktarında belirleyici olur.
Çocuğun Üstün Yararı İlkesi
Çocuğun üstün yararı ilkesi, iştirak nafakasıyla ilgili bütün kararlarda ön plandadır. Her türlü anlaşmazlıkta, mahkemeler öncelikle çocuğun maddi ve manevi ihtiyaçlarını gözetir. Bu ilke gereği, sadece ebeveynlerin maddi durumu değil, aynı zamanda çocuğun yaşı, eğitim süreci, sağlık durumu gibi faktörler de değerlendirilir.
Çocuğun refahı ve geleceği, mahkemenin karar alma sürecinde en önemli faktördür. Çocuğun eğitimine, sağlığına ve genel gelişimine zarar vermeyecek şekilde Nafaka miktarı belirlenir. Ayrıca çocuğun ihtiyaçları zamanla değişebileceği için, kararlar esnek tutulabilir ve gerektiğinde nafaka miktarı yeniden düzenlenebilir.
İştirak Nafakasında Feragat Mümkün mü?
İştirak nafakasında feragat çoğu zaman merak edilen bir konudur. Türk hukukunda, iştirak nafakası doğrudan çocuğun hakkı olduğu için, velayeti elinde bulunduran ebeveyn bu hakkı kendi isteğiyle feragat edemez. Yani, annenin ya da babanın "nafaakadan vazgeçiyorum" demesi hukuken geçerli değildir.
Mahkemeler, bu tür anlaşmaları genellikle onaylamaz çünkü burada asıl amaç çocuğun menfaatinin korunmasıdır. Çocuğun maddi geleceği için devlet tarafından sağlanan bir koruma mekanizması devreye girer. Ancak bazı istisnai durumlarda, çocuğun gerekli tüm maddi ihtiyaçları başka yollarla karşılanıyorsa ve bu durum belgelenirse, mahkeme uygun görebilir. Yine de bu çok nadirdir, genel kural olarak feragat mümkün değildir.
Yardım Nafakası ile İştirak Nafakası Arasındaki İlişki
Yardım nafakası ile iştirak nafakası aslında birbirinden farklıdır ama zaman zaman karıştırılabilir. İştirak nafakası, boşanma veya ayrılık sonrası çocuğun bakım ve eğitim giderleri için ödenen bir nafaka türüdür. Yardım nafakası ise, yasal olarak bakmakla yükümlü olunan diğer akrabalara ödenebilir.
İştirak nafakası sadece çocuk için geçerlidir ve boşanma sonrası ebeveynlerden birinin, çocuğun yetişmesi için diğerine ödediği bir destektir. Yardım nafakası ise örneğin, yetişkin kardeşe ya da anne-babaya da ödenebilir, çocuk nafakasından farklıdır.
Her iki nafaka türünün amaçları farklıdır: İştirak nafakası çocuğun yaşam standardının devamını sağlayacak desteği, yardım nafakası ise muhtaç olan yakınlara yardım amacı taşır. Mahkeme, durumun özelliğine göre bu iki nafakayı ayırır ve ona göre karar verir. Özellikle iştirak nafakası, çocuğun haklarını korumada çok daha sıkı kurallara bağlıdır.
Yargıtay Kararlarında İştirak Nafakası Kriterleri
Yargıtay kararlarında iştirak nafakası ile ilgili olarak çocuğun ihtiyaçları ve ebeveynlerin ekonomik durumu en önemli kriterler olarak öne çıkıyor. Yargıtay, özellikle 2024 yılında verdiği kararlarda, nafaka miktarının tespitinde çocuğun yaşına, eğitimine ve genel yaşam standartlarına dikkat ederek karar veriyor. Ayrıca TMK 330/1. maddeye göre, nafaka miktarının belirlenmesinde sadece çocuğun temel ihtiyaçları değil; barınma, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi ek harcamaların da dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
2024’te çıkan bazı Yargıtay kararlarında da, nafaka borçlusunun ödeme gücü zorlanmadan, ama aynı zamanda çocuğun refah seviyesinin de korunacak şekilde nafakanın belirlenmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Eğer nafaka ödeyen ebeveynin gelir durumunda bir artış veya azalma meydana gelirse, bu yeni durumun da mahkeme tarafından yeniden değerlendirilmesi isteniyor.
Yargıtay, çocuğun fiilen yanında kalan tarafa nafaka ödenmesi gerektiğini de vurguluyor. Yani velayet sahibi olmayan, çocuğa fiilen bakmayan kişi nafaka alamaz. Buna ilişkin kararlar arasında son yıllarda önemli örnekler bulunuyor. Yani nafaka ödeyen tarafın gelirindeki ani değişiklikler ya da çocuğun ihtiyaçlarının beklenmedik şekilde artması halinde yeniden hesaplama yapılabileceğine dair Yargıtay’ın yeni içtihatları dikkat çekiyor.
Mahkemelerin Uygulama Farklılıkları
Mahkemelerin iştirak nafakası konusunda uygulamaları zaman zaman farklılık gösterebiliyor. Bazı aile mahkemeleri, nafaka miktarını belirlerken daha çok ortalama gelir ve genel ihtiyaçlar üzerinden, bazen de bölgesel sosyo-ekonomik durumları göz önünde bulunduruyor. Örneğin büyük şehirlerde nafaka miktarı kırsal bölgelere göre daha yüksek olabiliyor.
Ayrıca her mahkemenin çocuğun özel ihtiyaçlarını değerlendirmesi de farklı olabiliyor. Kimi hâkimler sadece temel ihtiyaçlara odaklanırken, kimi hâkimler çocuğun kurs, özel eğitim, sağlık gibi ek gereksinimlerini de hesaba katıyor. Bu yüzden aynı gelir seviyesine sahip iki ailenin iştirak nafakası farklı olabiliyor.
Bir diğer farklılık ise tarafların ekonomik belgeleri sunma biçimleri ve bu belgelerin mahkemece değerlendirilme şekli. Kimi mahkemeler talep edilen belgeleri detaylıca incelerken, bazı mahkemeler daha yüzeysel kalabiliyor. Zamanaşımı ve geriye dönük nafaka taleplerinde de uygulamada birlik olmadığını görmekteyiz.
Son olarak, nafaka artırımı veya azaltımı davası açıldığında bazı mahkemeler mevcut ekonomik koşullara hızlıca uyum sağlarken, kimilerinde ise süreç daha yavaş ilerleyebiliyor. Bu yüzden benzer nafaka davalarında sonuçlar değişkenlik gösterebiliyor. Her durumda, Yargıtay’ın emsal kararları mahkemeler için yol gösterici olmaya devam ediyor.
Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?
Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.
Lütfen unutmayın;
- Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
- Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
İlginizi Çekebilir
-
Çocukların Velayeti Çekişmeli Boşanmada Kimde Kalır?
Çekişmeli boşanmada çocuk velayeti kimde kalır? Kriterler, çocuğun üstün yararı, Yargıtay kararları, kişisel ilişki, nafaka, ortak velayet ve süreç rehber
-
Biyolojik Baba Olmadığı Anlaşılan Kişinin Anneye Tazminat ve Dolandırıcılık Davası Hakkı
DNA testiyle biyolojik baba olmadığı anlaşılan kişinin anneye karşı dava hakları: soybağının reddi, maddi-manevi tazminat, dolandırıcılık ceza davası, TMK.
-
İsim Soyisim Değişikliği Nasıl Yapılır?
İsim soyisim değişikliği nasıl yapılır? Nüfus müdürlüğü veya mahkeme yoluyla başvuru sürecini, gerekli belgeleri ve şartları öğrenin.
-
Aldatma Delili Nasıl Toplanır?
Aldatma delili toplama yöntemleri nelerdir? Tanık beyanları, telefon kayıtları ve fotoğraflar gibi unsurlarla aldatmanın ispatı hakkında bilgi edinin.
-
Eşinin Telefonunu Karıştırmak Suç mu?
Eşinizin telefonunu karıştırmanın hukuki sonuçları nelerdir? İzinli veya izinsiz durumlar nasıl değerlendirilir? Bu ve benzeri soruların yanıtlarını bu yazımızda bulabilirsiniz.
-
Psikolojik Şiddet Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Psikolojik şiddet nedeniyle boşanma davasının nasıl açılabileceğini, sürecin işleyişini ve hukuksal haklarınızı bu makalede detaylı olarak anlatıyoruz.
-
Çocuğu Olmayan Kadınlar Nafaka Alabilir Mi?
Çocuğu olmayan bir kadının nafaka alıp alamayacağı konusunu detaylı bir şekilde inceliyoruz. Türk Medeni Kanunu perspektifinden bir bakış.
-
Erkeklerin Nafaka Ödeme Sorumluluğunu Kaldıran Durumlar
Erkeklerin nafaka ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldıran durumları açıklayan bir yazı. Bilinmesi gerekenler ve hukuki süreçler burada!
-
Bir Erkeğin İki Farklı Kadına Nafaka Ödeme Durumu
Erkek, aynı anda iki farklı kadına nafaka ödeyebilir mi? İlgili yasaları, süreci ve gereklilikleri detaylarıyla inceliyoruz. Bilinçli kararlar için bilgi sahibi olun.
-
Nafaka Ödemekte Zorluk Çekiyorum: Ne Yapmalıyım?
Nafaka ödemekte zorluk mu çekiyorsunuz? Bu yazıda nafaka ödeme zorlukları ve çözüm önerileri üzerine farklı yaklaşımları inceleyeceğiz.