Uyuşturucu Kullanan Eşimden Nasıl Boşanırım?
- Uyuşturucu Kullanan Eşten Boşanmanın Hukuki Dayanakları
- Uyuşturucu Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davası Açma Süreci
- Uyuşturucu Bağımlılığının Boşanma Davasında İspatı
- Uyuşturucu Kullanımı ve Çocuklara Etkisi
- Uyuşturucu Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davasında Talepler
- Boşanma Sürecinde Hak ve Yükümlülükler
- Uyuşturucu Bağımlılığı Nedeniyle Boşanma Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Uyuşturucu Kullanan Eşimden Nasıl Boşanırım? Bu zor sorunun yanıtı, doğru hukuki adımları bilmekten geçer. Türkiye’de bu durum çoğu zaman evlilik birliğinin temelinden sarsılması kapsamında boşanma davası ile çözülür. Peki hangi deliller işe yarar, velayet ve nafaka nasıl etkilenir?
Bu rehberde:
- Yasal dayanak ve ispat için gerekli deliller
- Geçici önlemler: 6284 koruma kararı, uzaklaştırma, geçici velayet, tedbir nafakası
- Anlaşmalı/çekişmeli süreç, başvuru adımları ve süreler
- Velayet, nafaka ve tazminatın nasıl belirlendiği
Amacımız, haklarınızı koruyarak süreci güvenle yönetmenize yardımcı olmak ve “Uyuşturucu Kullanan Eşimden Nasıl Boşanırım?” sorusuna net bir başlangıç sunmaktır.
Uyuşturucu Kullanan Eşten Boşanmanın Hukuki Dayanakları
Türk Medeni Kanunu’nda Uyuşturucu Kullanımı
Türk Medeni Kanunu’nda uyuşturucu kullanımı doğrudan bir boşanma sebebi olarak yer almaz. Ancak uyuşturucu madde kullanmak, evlilik birliğini sürdüremeyecek kadar ciddi sorunlara yol açarsa kanunda yer alan bazı boşanma nedenleri üzerinden dava açılabilir. Özellikle Medeni Kanun’un 166. maddesinde belirtilen “evlilik birliğinin temelden sarsılması” ve 163. maddede açıklanan “haysiyetsiz hayat sürme” gibi genel ve özel nedenler ön plana çıkar.
Uyuşturucu kullanan eş, diğer eşin ve hatta çocukların hayatını olumsuz etkileyip, aile düzenini bozar. Bu durum, bağımlılığın sürekli olması halinde daha güçlü şekilde hukuki anlam kazanır ve boşanma davasında önemli delil olarak kabul edilir.
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
Evlilik birliğinin temelden sarsılması, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde düzenlenmiştir. Eğer eşlerden biri, uyuşturucu kullanımı yüzünden aile birliğini zora sokacak davranışlar sergiliyorsa, bu durumda diğer eşin boşanma davası açma hakkı vardır.
Uyuşturucu kullanımı nedeniyle:
- Evde huzur bozulmuşsa,
- Evlilik içerisinde güven ortamı sarsılmışsa,
- Şiddet eğilimi ya da aileye zarar verici davranışlar oluşmuşsa
mahkemeler bu tür olayları “evlilik birliğinin temelden sarsılması” kapsamında değerlendirir. Boşanma davası açarken ise uyuşturucu kullanımı delillerle ispatlanmalıdır. Kanun burada genel çerçeveyi sunduğu için, uyuşturucu kullanımı nedeniyle ortaya çıkan olumsuzluklar detaylı şekilde gerekçe olarak sunulabilir.
Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma
Haysiyetsiz hayat sürme, Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesinde boşanma gerekçesi olarak sayılmıştır. Sürekli ve alışkanlık haline getirilen uyuşturucu kullanımı, toplumca hoş karşılanmayan ve ahlaka aykırı sayılan davranışlardan biridir.
Eş sürekli olarak uyuşturucu kullanıyor, fuhuş veya benzeri toplumun kabul etmediği bir yaşam tarzı sürdürüyor ise diğer eş doğrudan bu maddeye dayanarak boşanma davası açabilir. Burada önemli olan, uyuşturucu kullanımının “bir kez” yapılmış olmasından değil, bu durumun alışkanlık haline gelmiş ve devam ediyor olmasından kaynaklanmasıdır.
Mahkemeler, uyuşturucu alışkanlığını ve bunun aileye etkilerini dikkatle inceler. Özellikle çocuklar açısından tehlikeli ortam oluşmuşsa, hakim boşanma nedeniyle velayet ve diğer hususlarda da hassas davranır.
Uyuşturucu kullanan eşten boşanmak isteyen kişilerin haklarını bilmeleri ve hukuki süreçte doğru delilleri sunmaları çok önemlidir. Bu nedenle uzman bir avukattan destek alınması tavsiye edilir.
Uyuşturucu Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davası Açma Süreci
Boşanma Davası Açma Koşulları
Boşanma davası açmak isteyen eşin, öncelikle bazı hukuki şartları yerine getirmiş olması gerekir. Uyuşturucu kullanımı nedeniyle boşanma davası açılacaksa, bu durumun evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede önemli bir sorun olması beklenir. Yani sadece birkaç kez uyuşturucu kullanmak yeterli olmayabilir. Mahkemeler bu tarz davalarda uyuşturucu kullanımının süreklilik gösterip göstermediğine, evlilikte çatışmaya yol açıp açmadığına ve çocuğa olan etkisine dikkat eder.
Boşanma davası açmak için öncelikle davalı eşin uyuşturucu kullandığına dair somut deliller gerekir. Ayrıca evlilik birliği bu nedenle çekilmez hale gelmiş olmalı. Belirli koşullar oluşmazsa mahkeme davayı reddedebilir.
Sürekli ve Alışkanlık Haline Gelmiş Kullanım
Sürekli ve alışkanlık haline gelmiş uyuşturucu kullanımı, mahkemeler için önemli bir kriterdir. Birkaç kez kullanımı mahkeme genellikle boşanma gerekçesi olarak yeterli bulmaz. Ancak eşin, devamlı ve düzenli şekilde uyuşturucu kullandığı ispatlanırsa, bu durum evlilikte güven sorunlarına, ekonomik problemlere ve aile huzurunun bozulmasına yol açar.
Davalı bu alışkanlığından vazgeçmiyor ve aileye zarar veriyorsa, bu durum hem boşanma gerekçesi hem de velayet ve tazminat değerlendirmelerinde dikkate alınır. Uzun süreli ve tekrarlayan kullanımda mahkeme, bu kusuru ağır bir sebep olarak kabul edebilir.
Evliliğin Çekilmez Hale Gelmesi
Evliliğin çekilmez hale gelmesi, boşanma davalarında en çok aranan kriterlerden biridir. Uyuşturucu kullanımı nedeniyle eşler arasında kavgalar çıkıyor, ailede maddi manevi huzursuzluklar oluşuyor, çocuklar etkileniyorsa ve birlikte yaşamın artık imkansız hale geldiği süreç yaşanıyorsa, mahkeme evliliğin çekilmez hale geldiğine karar verebilir.
Mahkemeler burada genellikle tanıkların ifadelerine, polis tutanaklarına, hastane kayıtlarına, çocuğun psikolojisine ve ailenin genel durumuna bakar. Evlilik birliği sırf uyuşturucu alışkanlığı yüzünden sürdürülemiyorsa, bu başlı başına boşanma nedeni olarak görülebilir.
Geçmişteki Kullanıma Dayalı Dava Açılabilir mi?
Geçmişteki uyuşturucu kullanımı nedeniyle de boşanma davası açmak mümkündür. Ancak mahkeme, bu kullanımın halihazırda evliliğe etkisinin devam edip etmediğine bakar. Örneğin, kişi evlenmeden önce uyuşturucu kullanmış ama artık bu alışkanlığı yoksa ve evlilik sırasında hiç kullanmamışsa, genellikle mahkemeler bunu bir boşanma nedeni olarak kabul etmez.
Fakat eğer eşin eskiden başlayan ve evlilik sırasında da devam eden bir uyuşturucu alışkanlığı söz konusuysa veya kişide kalıcı ruhsal ya da fiziksel zararlar oluşmuşsa, boşanma gerekçesi oluşabilir. Burada hak kaybı yaşamamak için zaman aşımı sürelerine dikkat edilmesi önemlidir.
Boşanma Dilekçesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Boşanma dilekçesi hazırlanırken, uyuşturucu kullanımı nedeniyle sona eren evliliğin tüm ayrıntılarıyla açıklanması gerekir. Dilekçede olayların zaman sırasına göre kronolojik şekilde anlatılması, mümkünse kanıtların ve tanıkların açıkça belirtilmesi önemlidir.
Mutlaka şu bilgilere yer verilmelidir:
- Eşin uyuşturucu kullanmaya ne zaman başladığı,
- Kullanımın evlilik üzerindeki etkileri,
- Yaşanan olayların kronolojisi,
- Varsa çocuklar üzerindeki olumsuz sonuçlar,
- Tıbbi raporlar, adli kayıtlar, tanık isimleri gibi deliller.
Ayrıca, tüm talepler (velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı vs.) açık ve net şekilde belirtilmelidir. Hatalı veya eksik bilgi verilmesi, dava sürecini uzatabilir ya da olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle hukuki destek almak ve profesyonel bir boşanma avukatı ile çalışmak çoğu zaman avantaj sağlar.
Uyuşturucu Bağımlılığının Boşanma Davasında İspatı
Uyuşturucu kullanan eşten boşanmak isteyen bir kişinin davasında en önemli aşamalardan biri, eşinin uyuşturucu kullandığını ispatlamaktır. Mahkemeler, tarafların iddialarını mutlaka somut ve güçlü delillerle desteklemesini ister. Delil olmadan yapılan iddialar dikkate alınmaz. Bu yüzden uyuşturucu kullanımının davada etkili bir şekilde kanıtlanması, dava sürecinin gidişatını belirleyebilir.
İspat Yöntemleri ve Deliller
Uyuşturucu bağımlılığının ispatı için birkaç farklı delil ve yöntem kullanılabilir. Kesin ve ikna edici deliller, hâkimin kararını kolaylaştırır. Genellikle en sık kullanılan deliller şunlardır:
Tıbbi Raporlar ve Hastane Kayıtları
Tıbbi raporlar ve hastane kayıtları, uyuşturucu kullanımını ispat etmek için en geçerli belgeler arasındadır. Bir kişinin bağımlı olduğunu gösteren psikiyatri raporları, madde kullanım testi sonuçları veya hastanede yapılan tedavi kayıtları mahkemede güçlü delil olur. Özellikle resmi kurumlar tarafından verilen raporlar, belirleyici rol oynar.
Ceza Dosyaları ve Adli Belgeler
Uyuşturucu madde bulundurma, kullanma veya ticaretine dair polis tutanakları, savcılık soruşturmaları ve mahkeme kararları da dava dosyasına delil olarak eklenebilir. Ceza dosyaları, kişinin adli bir soruşturmaya konu olmuşsa, bunun belgeleriyle birlikte mahkemeye sunulması önemlidir. Bu tarz belgeler, iddianın ağırlığını artırır.
Tanık Beyanları
Uyuşturucu bağımlılığının ispatı konusunda tanık ifadeleri de önemli delil olabilir. Aile bireyleri, komşular veya yakın arkadaşlar; davalının madde kullandığına dair gördüklerini, şahit olduklarını mahkemede açıklayabilir. Tanıkların beyanları tek başına her zaman yeterli olmayabilir; fakat diğer delillerle desteklendiğinde etkili olur.
Sosyal Medya ve Diğer Kanıtlar
Sosyal medya paylaşımları, mesajlaşmalar ve fotoğraflar da günümüzde ispat aracı haline gelmiştir. Özellikle uyuşturucu kullanımına dair yapılan paylaşımlar, arkadaş çevresine atılan mesajlar veya fotoğraflar mahkemece dikkate alınabilir. Bunların dışında, otel veya eğlence mekanlarında yapılan harcamaların kayıtları da ek delil sayılabilmektedir.
Mahkemede Delil Toplanması ve Uyuşturucu Testi
Uyuşturucu bağımlılığı iddiası mahkemeye taşındığında, hâkim delil toplama görevini üstlenir. Dava sürecinde tarafların sunduğu belgeler değerlendirilir, gerekirse ek testler ve araştırmalar yapılabilir. Mahkeme, şüpheyi ortadan kaldırmak için farklı delil toplama yollarına başvurabilir.
Uyuşturucu Testi Nasıl Talep Edilir?
Uyuşturucu testi, karşı tarafın uyuşturucu kullanıp kullanmadığının netleşmesinde kritik rol oynar. Test talebi, genellikle davacı veya avukatı tarafından mahkemeden istenir. Mahkemeye, karşının uyuşturucu maddeyi düzenli olarak kullandığı yönünde şüphelerin somutlaştırılması ve talebin açıkça belirtilmesi gerekir. Mahkeme uygun bulursa, kişinin uzman bir kuruluşta test edilmesine karar verir.
Uyuşturucu Testi Türleri ve Geçerlilik Süreleri
Mahkemece uygulanabilen başlıca uyuşturucu testleri; kan testi, idrar testi ve saç teli analizidir. Kan testleri genellikle kısa süreli kullanımı tespit eder. İdrar testleri maddeyi kanda görülmeyen süre kadar daha uzun gösterebilir. En geniş sürelere bakan ise saç teli testidir ve aylar öncesine kadar kullanım tespit edilebilir. Hangi testin uygulanacağına, olayın durumuna ve mahkemenin takdirine göre karar verilir.
Uyuşturucu testleri arasında en uzun süreli sonuç veren testin saç teli testi olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, uyuşturucu kullanımının geçmişte mi, yoksa halen devam ettiğini göstermek için kullanılacak test türü büyük önem taşır. Mahkeme, tarafsız ve güvenilir bir kurumun raporunu esas alır.
Unutulmamalıdır ki, her türlü delil ve test sonucu, hakim tarafından diğer delillerle birlikte değerlendirilerek karar verilir. Bu nedenle delil toplama sürecinin titizlikle yönetilmesi hem boşanma davaları hem de çocukların hakları için kritik önemdedir.
Uyuşturucu Kullanımı ve Çocuklara Etkisi
Uyuşturucu kullanımı hem aile içinde huzuru bozar hem de çocukların sağlıklı gelişimini ciddi bir şekilde etkileyebilir. Özellikle boşanma davalarında, uyuşturucu kullanan eşin çocuklarla olan ilişkisi ve çocukların velayeti büyük önem taşır. Mahkemeler bu tür durumlarda her zaman çocuğun üstün yararını gözetir ve kararlarını buna göre verir. Bir ebeveynin uyuşturucuya bağımlı olması, çocuğun güvenli ortamda büyümesini tehlikeye atabilir. Bu nedenle, uyuşturucu kullanımı ile ilgili durumlar velayet davalarında titizlikle incelenir.
Velayet Hakkı ve Uyuşturucu Kullanımı
Velayet hakkı söz konusu olduğunda, uyuşturucu kullanımı çok belirleyici bir faktör olur. Mahkemeler, çocuğun fiziki ve psikolojik gelişimini etkileyebilecek bir ortam olup olmadığını araştırır. Uyuşturucu kullanan ebeveynin çocuğa bakıp bakamayacağı, çocuğun güvenliğini sağlayıp sağlayamayacağı mahkeme tarafından incelenir. Eğer uyuşturucu kullanımı bağımlılık düzeyinde ise ve uzman raporları ile bu durum kanıtlanırsa, mahkeme velayeti diğer ebeveyne verebilir. Çünkü temel amaç, çocuğun güvenli ve sağlıklı bir ortamda yetişmesidir.
Velayet Davasında Uyuşturucu Testinin Önemi
Velayet davalarında uyuşturucu testi bazen hayati öneme sahip olabilir. Taraflardan biri diğer ebeveynin uyuşturucu kullandığını iddia ettiğinde, genellikle mahkemeden test yapılmasını talep eder. Uyuşturucu testinin sonucu, velayet kararının verilmesinde doğrudan etkili olabilir. Eğer test sonuçları pozitif çıkarsa, bu ebeveyn çocuğun velayetini alma konusunda büyük bir dezavantaja düşer. Testin geçerlilik süresi, türü ve uzmanlarca hazırlanmış raporlar da mahkemede dikkate alınır. Bu nedenle, uyuşturucu testi velayet davasında güçlü bir delil olarak öne çıkar.
Uyuşturucu Kullanan Ebeveynin Velayet Hakkı
Uyuşturucu kullanan bir ebeveynin velayet hakkı genellikle ciddi şekilde sorgulanır. Eğer kullanım alışkanlık haline gelmişse ve bağımlılık seviyesinde ise, mahkeme bu ebeveynin çocuğun sağlıklı gelişimine zarar vereceğini düşünerek genellikle velayeti diğer tarafa bırakır. Ancak bazen bağımlılık tedavisi görüp, aktif şekilde uyuşturucu kullanmayan ebeveynler için mahkeme kontrollü görüş hakkı tanıyabilir. Amaç yine de çocuğun menfaatlerinin olabildiğince korunmasıdır. Velayette esas kriter her zaman çocuğun güvenliği ve sağlığı olur.
Çocuğun Üstün Yararı İlkesi
Çocuğun üstün yararı ilkesi Türkiye’de aile hukukunun en temel prensiplerinden biridir. Boşanma ve velayet davalarında karar alınırken, çocuğun fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal açıdan en sağlıklı şekilde gelişebileceği ortam göz önünde bulundurulur. Uyuşturucu kullanımı söz konusuysa ve bu durum çocuğu olumsuz etkiliyorsa, mahkeme mutlaka çocuk lehine kararlar alır. Hangi ebeveyn çocuğun üstün yararını daha iyi sağlayacaksa, velayet ona verilir. Ayrıca çocuğun düzeninin bozulmaması, eğitim ve sağlık imkanlarının devamlılığı da dikkate alınır. Kısacası, çocuğun mutluluğu ve esenliği her şeyden önce gelir.
Uyuşturucu Kullanımı Nedeniyle Boşanma Davasında Talepler
Nafaka ve Tazminat Talepleri
Nafaka ve tazminat talepleri, uyuşturucu kullanımı nedeniyle açılan boşanma davalarında en çok merak edilen konulardan biridir. Uyuşturucu kullanan eşten boşanmak isteyen taraf, mahkemeden hem maddi hem de manevi tazminat talep edebilir. Ayrıca, ekonomik ihtiyaç varsa yoksulluk nafakası da talep edilebilir.
Nafaka taleplerinde, mahkeme başvurucunun gelir durumunu ve mağduriyetini dikkate alır. Örneğin, uyuşturucu bağımlısı olan eşin işsiz kalması veya aileyi maddi olarak zor durumda bırakması halinde, diğer eş lehine nafaka bağlanması daha kolay olabiliyor.
Maddi ve manevi tazminat talebinde ise, eşinin uyuşturucu bağımlısı olması nedeniyle haklı nedenlerle boşanma davası açan kişi, bu durumdan zarar gördüğünü ispatlayarak, tazminat da isteyebilir. Mahkeme, mağdur olan tarafın yaşadığı psikolojik olumsuzlukları ve toplumda uğradığı itibarsızlaşmayı göz önünde bulundurur.
Tüm bu taleplerin mahkemeye sunulabilmesi için, davacı tarafın mağduriyetini somut delillerle ortaya koyması gerekir.
Mal Paylaşımı Talepleri
Mal paylaşımı talepleri, uyuşturucu kullanımı yüzünden açılan boşanma davalarında da önemlidir. Evlilik süresince edinilen malların paylaşımında, uyuşturucu kullanan eşin kusurlu olup olmamasının etkisi büyüktür.
Türk Medeni Kanunu'na göre, evlilik sırasında edinilen mallar "edinilmiş mallar" olarak kabul edilir ve eşler arasında eşit şekilde paylaştırılır. Ancak, uyuşturucu bağımlısı eşin, ortak malları satması, aile bütçesini kötüye kullanması veya malları kayba uğratması gibi durumlarda, diğer eş bu zararın tazminini talep edebilir.
Mal paylaşımı davası açılırken, hangi malın ne şekilde edinildiği, borçların durumu ve malların mevcut hali göz önünde bulundurulur. Uyuşturucu kullanımı nedeniyle aile mallarının eritildiğini iddia eden eş, bu durumu mahkemede belgeleyebilirse daha haklı bir sonuca ulaşabilir.
Sonuç olarak, uyuşturucu kullanımı nedeniyle açılan boşanma davalarında nafaka, tazminat ve mal paylaşımı talepleri dikkatli ve delillerle birlikte hazırlanmalıdır. Mahkemeler, hem maddi kayıpları hem de psikolojik zararları titizlikle inceleyerek karar verir.
Boşanma Sürecinde Hak ve Yükümlülükler
Dava Masrafları ve Avukat Ücretleri
Boşanma sürecinde dava masrafları ve avukat ücretleri çiftler için önemli bir konudur. Boşanma davası açarken mahkeme harçları, gider avansları, posta masrafları ve tanık ücretleri gibi kalemler ödenmektedir. 2024 yılında boşanma davası açma harcı ve giderleri sürekli değişmektedir, bu yüzden güncel tutarlara Türkiye Adalet Bakanlığı’nın resmi sitesinden ulaşabilirsiniz.
Avukat ücretleri ise avukatın tecrübesine, davanın zorluğuna ve bulunduğunuz ile göre farklılık gösterir. Barolar Birliği her yıl asgari ücret tarifesi yayınlar. Ancak çoğu avukat, bu taban fiyatların üzerinde ücret isteyebilir. Kendi avukatınızı ararken mutlaka açıkça ücret bilgisi alın ve sözleşme imzalayın. Dava sonunda, kusuru bulunan taraf haksız çıkarsa karşı tarafın avukat masraflarını da ödeyebilir.
Boşanma Davası Süresi
Boşanma davası süresi, dosyanın içeriğine ve yerel mahkemenin yoğunluğuna göre değişiklik gösterir. Uyuşturucudan dolayı açılan boşanma davaları, delillerin toplanması ve bilirkişi incelemeleri gibi durumlar nedeniyle çekişmeli boşanma davası sürecini uzatabilir.
Ortalama olarak çekişmeli boşanma davaları 1 yıldan fazla sürebilir. Her yeni delil, tanık veya bilirkişi raporu eklenmesi, davanın uzamasına neden olur. Anlaşmalı boşanmalarda ise eşler her konuda anlaşırsa, dava 1-2 ay içinde sonuçlanabilir. Ancak uyuşturucu kullanımı gibi ağır iddialarda çekişmelilik yüksek olduğu için davalar 2 yıla kadar uzayabiliyor.
Boşanmada Elverişli Emsal Yargıtay Kararları
Boşanma sürecinde hak ararken ve dava açarken Yargıtay'ın verdiği kararlar büyük önem taşır. Özellikle uyuşturucu kullanımı nedeniyle açılan davalarda Yargıtay kararları, mahkemelerin elini güçlendirir. Yargıtay, sürekli ve alışkanlık haline getirilen uyuşturucu kullanımını evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve haysiyetsiz yaşam olarak değerlendirmektedir.
Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin verdiği emsal bir karar, uyuşturucu kullanan eşin evlilik birliğinde güvenilmez bir ortam oluşturduğuna ve diğer eşin dava açma hakkını doğurduğuna hükmetmiştir. Bu tür kararlar, davanın sonuçlanmasında hâkime yol gösterir ve benzer olaylarda öngörü sağlar.
Boşanma sürecinde haklarınızı korumak için size uygun olan Yargıtay kararlarını avukatınızla paylaşmanız, davanızı güçlendirecek önemli bir adımdır.
Uyuşturucu Bağımlılığı Nedeniyle Boşanma Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
Çocukla Kişisel İlişki Kurulması
Çocukla kişisel ilişki kurulması, uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle boşanma sonrası en hassas konulardan biridir. Boşanma davalarında mahkemeler, öncelikle çocuğun üstün yararını gözetir. Eğer bir ebeveynin uyuşturucu bağımlısı olduğu tespit edilirse, onun çocukla ilişkisi genellikle kısıtlanır veya denetimli şekilde sağlanır. Mahkeme, çocuk ile ebeveyn arasında görüşler düzenlerken, çocuğun psikolojik ve fiziksel güvenliğini dikkate alır.
Uyuşturucu kullanan ebeveynle çocuk arasında kişisel ilişki kurulacaksa çoğu zaman gözetmen eşliğinde, belirli süre ve yerlerde bu buluşmalar gerçekleşir. Mahkeme, süreç içinde ebeveynin iyileşmesini yakından takip edebilir ve gerekirse çocuğun güvenliği için ilişkiyi tamamen kesebilir. Burada amaç, çocuğun travma yaşamasını ve sağlığının tehlikeye girmesini önlemektir.
Anne veya baba bağımlılıktan kurtulduğunu belgeleyebilirse, ilerleyen dönemde mahkeme gözetimi altında çocukla ilişki kurulmasına daha fazla izin verebilir. Ancak, önemli olan bu süreçte uzman görüşleri ve sosyal hizmet raporlarıdır.
Tedavi ve Rehabilitasyon Yaklaşımı
Tedavi ve rehabilitasyon yaklaşımı, uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle boşanan kişiler için oldukça önemlidir. Hem kişinin kendi hayatına devam edebilmesi hem de ailesiyle olan ilişkilerini düzeltebilmesi için profesyonel bir destek şarttır. Boşanma sonrasında psikolojik sorunlar, stres ve sosyal hayattan kopma gibi durumlar bağımlılığın artmasına sebep olabilir.
Bağımlılıkla mücadelede en etkili yol, bir uzmandan destek almaktır. Türkiye’de pek çok devlet hastanesi ve özel kuruluş bağımlılık tedavisi sunar. Tedavi süreci hem ilaç hem de psikolojik destek içerir. Kişinin durumuna göre yatılı tedavi ya da ayakta tedavi şekli uygulanabilir. Ayrıca, hastanın sosyal hayata uyum sağlaması için rehabilitasyon programları da çok önemlidir.
Aile veya yakın çevrenin desteği, kişinin tedaviye uyumu açısından büyük rol oynar. Boşanma sonrası yeni bir yaşam düzeni kurmak zor olabilir. Ancak sürdürülen bir tedavi ve çevre desteği, yeniden ayağa kalkmayı sağlar. Özellikle çocuk ile iletişimin sağlıklı yürümesi için, bağımlılıktan arınmış ve psikolojik olarak dengede bir ebeveyn olmak çocuk açısından da çok önemlidir.
Uyuşturucu bağımlılığı sonrası hem kendi sağlığınız için hem de çocuklarınızla ilişkinizi sürdürebilmek için tedaviyi ihmal etmemeniz gerekir. Unutmayın, profesyonel yardım almak ve sürece inanmak, hayata yeniden başlamak için en doğru adım olacaktır.
Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?
Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.
Lütfen unutmayın;
- Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
- Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
İlginizi Çekebilir
-
Çocukların Velayeti Çekişmeli Boşanmada Kimde Kalır?
Çekişmeli boşanmada çocuk velayeti kimde kalır? Kriterler, çocuğun üstün yararı, Yargıtay kararları, kişisel ilişki, nafaka, ortak velayet ve süreç rehber
-
Biyolojik Baba Olmadığı Anlaşılan Kişinin Anneye Tazminat ve Dolandırıcılık Davası Hakkı
DNA testiyle biyolojik baba olmadığı anlaşılan kişinin anneye karşı dava hakları: soybağının reddi, maddi-manevi tazminat, dolandırıcılık ceza davası, TMK.
-
İsim Soyisim Değişikliği Nasıl Yapılır?
İsim soyisim değişikliği nasıl yapılır? Nüfus müdürlüğü veya mahkeme yoluyla başvuru sürecini, gerekli belgeleri ve şartları öğrenin.
-
Aldatma Delili Nasıl Toplanır?
Aldatma delili toplama yöntemleri nelerdir? Tanık beyanları, telefon kayıtları ve fotoğraflar gibi unsurlarla aldatmanın ispatı hakkında bilgi edinin.
-
Eşinin Telefonunu Karıştırmak Suç mu?
Eşinizin telefonunu karıştırmanın hukuki sonuçları nelerdir? İzinli veya izinsiz durumlar nasıl değerlendirilir? Bu ve benzeri soruların yanıtlarını bu yazımızda bulabilirsiniz.
-
Psikolojik Şiddet Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Psikolojik şiddet nedeniyle boşanma davasının nasıl açılabileceğini, sürecin işleyişini ve hukuksal haklarınızı bu makalede detaylı olarak anlatıyoruz.
-
Çocuğu Olmayan Kadınlar Nafaka Alabilir Mi?
Çocuğu olmayan bir kadının nafaka alıp alamayacağı konusunu detaylı bir şekilde inceliyoruz. Türk Medeni Kanunu perspektifinden bir bakış.
-
TC Vatandaşı Olmayan Bir Eşten Nasıl Boşanılır?
TC vatandaşı olmayan bir eşten boşanmayı düşünüyorsanız, ayrıntılı ve pratik bilgilerle hazırlanan bu makaleyi inceleyin.
-
Erkeklerin Nafaka Ödeme Sorumluluğunu Kaldıran Durumlar
Erkeklerin nafaka ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldıran durumları açıklayan bir yazı. Bilinmesi gerekenler ve hukuki süreçler burada!
-
Bir Erkeğin İki Farklı Kadına Nafaka Ödeme Durumu
Erkek, aynı anda iki farklı kadına nafaka ödeyebilir mi? İlgili yasaları, süreci ve gereklilikleri detaylarıyla inceliyoruz. Bilinçli kararlar için bilgi sahibi olun.