Gaiplik Nedir?
- Gaiplik Kavramı ve Tanımı
- Gaiplik Şartları ve Hukuki Dayanaklar
- Gaiplik Kararı Alınması Süreci
- Gaiplik İlanı ve İlan Süreci
- Geriye Dönük Etki
- Gaiplik Kararında Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Gaiplik Davasının Açılması
- Görevli ve Yetkili Mahkeme
- Kimler Gaiplik Davası Açabilir?
- Hazine’nin Gaiplik Başvurusu Yetkisi
- Avukat Desteğinin Önemi
- Gaiplik Kararının Sonuçları
- Gaiplikte Yargı Kararları ve Uygulama Örnekleri
Gaiplik nedir sorusunun yanıtı, kaybolan ve kendisinden uzun süre haber alınamayan kişilerin hukuki statüsünü açıklar. Hukukta gaiplik, ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya son haberden sonra uzun zaman geçen kişinin, mahkeme ile ölü sayılmasıdır. Bu durum, miras, evlilik ve malvarlığı işlemlerini doğrudan etkiler.
Bu yazıda şunları adım adım ele alacağız:
- Gaiplik kararı nasıl alınır, şartlar ve süreler
- Gaiplik davası kim açar, hangi belgeler gerekir
- İlan ve bekleme süreci, hakların korunması
- Ölüm karinesi ile farkı
- Miras, evlilik ve nüfus kaydına etkileri
Devamında örneklerle, başvuru yollarıyla ve dikkat edilmesi gerekenlerle “gaiplik nedir” sorusunu sade bir dille açıklayacağız.
Gaiplik Kavramı ve Tanımı
Gaipliğin Hukuki Tanımı
Gaipliğin hukuki tanımı, Türk Medeni Kanunu’nda açıkça yer alır ve bir kişinin uzun süre boyunca yaşayıp yaşamadığı bilinmediğinde mahkeme kararıyla ölü kabul edilmesini ifade eder. Gaiplik, özellikle ölüm tehlikesi içinde kaybolanların ya da kendisinden uzun süre haber alınamayanların durumunda devreye girer. Mahkeme tarafından verilen gaiplik kararı, kişinin öldüğüne dair kesin bilgi bulunmasa bile, bazı hukuki işlemlerin ve miras paylaşımının yapılabilmesini sağlar.
Gaiplik ile İlgili Temel Kavramlar
Gaiplik ile ilgili temel kavramlar arasında, “gaip kişi”, “ölüm karinesi”, “bekleme süresi” ve “gaiplik kararı” öne çıkar. Gaip kişi; kaybolan, nerede olduğu ve hayatta olup olmadığı bilinmeyen kişidir. Ölüm karinesi, belirli şartlarda, kişiden haber alınamaması veya ölüm tehlikesiyle kaybolması halinde, mahkemenin ölümüne karar verebilmesi anlamına gelir. Bekleme süresi; gaiplik talebinde bulunmadan önce geçmesi gereken yasal süredir. Gaiplik kararı ise, mahkemece verilen ve kişinin ölü sayılmasını mümkün kılan hukuki işlemdir. Tüm bu kavramların özellikle miras hukuku, evlilik ve malvarlığı işlemlerinde büyük önemi vardır.
Gaiplik ve Gaip Kişi Arasındaki Fark
Gaiplik ve gaip kişi kavramları çoğu zaman karıştırılır ama aralarında önemli bir fark vardır. Gaiplik, bir hukuki süreçtir ve mahkeme tarafından alınan karar ile gerçekleşir. Yani bir kişinin “gaip” olabilmesi için illa ki mahkeme kararı gereklidir. Gaip kişi ise, kendisinden uzun süre haber alınamayan veya ölüm tehlikesi içinde kaybolan kişiyi ifade eder. Ancak bir kişi yalnızca kayıp olduğunda “gaip” sayılmaz; mahkeme kararı ile “gaip kişi” hukuken ölü kabul edilir. Böylece mal varlığı ve miras dağılımı gibi işlemler mümkün olur. Yani her kayıp kişi gaip kişi değildir, ancak gaip kişi olabilmek için mahkeme kararı ile gaiplik tespit edilmiş olmalıdır.
Gaiplik Şartları ve Hukuki Dayanaklar
Gaiplik Şartları Nelerdir?
Gaiplik şartları, kişinin ölüm tehlikesinde kaybolması ya da uzun süre haber alınamaması durumlarında gündeme gelir. Gaiplik kararı verilebilmesi için, kanunda aranan belli başlı koşulların tamamlanmış olması gerekir. Bu koşullar;
- Ölüm tehlikesinde kaybolma,
- Uzun süre haber alınamama,
- Yasal bekleme sürelerinin dolmasıdır.
Bu maddelerin ayrıntılarına bakalım.
Ölüm Tehlikesinde Kaybolma
Ölüm tehlikesinde kaybolma durumu, bir kişinin örneğin bir uçak kazası, deprem, sel, savaş, büyük bir patlama veya deniz faciası gibi ciddi bir olayda ortadan kaybolmasıdır. Eğer kişinin ölümü kesin olarak tespit edilemiyorsa, bu durumda gaiplik kararı alınabilmesi için ölüm tehlikesinin yaşandığı tarihten itibaren en az 1 yıl geçmesi gerekir. Bu süre, hem mağdurun yakınlarına bir ümit tanır hem de yanlış bir karar alınmasının önüne geçer.
Uzun Süre Haber Alınamama
Uzun süre haber alınamama halinde ise, bir kişi normal hayatına devam ederken, bir anda kaybolur ve ondan hiçbir şekilde haber alınamaz. Eğer bu durum en az 5 yıl sürerse, yani 5 yıldır o kişiden hiçbir iz ya da haber alınamıyorsa, işte o zaman hukuken gaiplik kararı talep edilebilir. Buradaki amaç, yaşayan kişilerin haklarının korunması ve bir belirsizliğe son verilmesidir.
Bekleme Süreleri
Gaiplikte bekleme süreleri çok önemlidir. Ölüm tehlikesinde kaybolma durumunda bekleme süresi 1 yıl, uzun süre haber alınamama halinde ise 5 yıl olarak belirlenmiştir. Süreler dolmadan mahkemeye başvurmak mümkün değildir. Ayrıca, bekleme süresinin başlangıcı, olayın ya da son alınan haberin tarihidir.
Türk Medeni Kanunu’nda Gaiplik
Gaiplik, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) açıkça ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Kanunun ilgili maddelerine göre gaiplik kararı için hangi şartların gerektiği, nasıl bir prosedür izleneceği ve gaiplik kararının hangi sonuçlar doğuracağı belirlenmiştir.
TMK Madde 32-35
- TMK Madde 32, gaiplik kararının alınabileceği halleri düzenler. Buna göre, ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya uzun zamandan beri haber alınamayan birinin ölümü hakkında kuvvetli ihtimal bulunursa, ilgili kişiler mahkemeden gaiplik kararı isteyebilir.
- TMK Madde 33 ise gaiplik için sürelere dikkat çeker. Ölüm tehlikesinden en az 1 yıl veya son haber alınma tarihinden itibaren en az 5 yıl geçmiş olmalıdır.
- TMK Madde 34 ve Madde 35 ise ilanın nasıl yapılacağı, ilanların nasıl sonuçlandırılacağı ve ilan sürecinin ardından mahkemenin gaiplik kararı verip veremeyeceği konularını düzenler.
Mahkeme, bu maddelerdeki tüm koşullar gerçekleşmeden gaiplik kararı veremez. Yani her şey kanunun çizdiği çerçevede yürütülür.
Gaiplik ve Ölüm Karinesi Arasındaki Fark
Gaiplik ile ölüm karinesi sık sık karıştırılır ama aslında önemli farklar vardır. Gaiplik, mahkemenin verdiği bir karardır ve sadece sulh hukuk mahkemesi tarafından verilir. Gaiplikte, belli bir süre geçmesi ve hak sahiplerinin başvuru yapması gerekir. Burada bir belirsizlik ve güçlü bir ihtimal vardır ama kesin ölüm yoktur.
Ölüm karinesi ise, kesin olarak ölümüne gözüyle bakılan kişiler için uygulanır. Örneğin bir depremde enkazda kalan ve kurtarılamayan bir kişi için ya da bir gemi kazasında herkesin öldüğüne kesin gözüyle bakılan durumlarda, mahkemeye gerek kalmadan idari olarak kişinin nüfusa ölü kaydı düşülür. Burada bekleme süresi gibi bir şart yoktur; olayın yaşandığı yerdeki en büyük mülki amir (vali veya kaymakam) nüfus kayıtlarına doğrudan ölüm kaydı işletebilir.
Kısaca, ölüm karinesi acil ve kesin hallerde, gaiplik ise belirsizlik durumlarında kullanılır. Hem kişiler hem de miras ve evlilik gibi medeni haklar açısından bu iki kavram arasındaki fark çok önemlidir.
Not: Gaiplik ve ölüm karinesiyle ilgili güncel bilgilere bazı hukuk bürolarının blog sayfalarından ve Türk Medeni Kanunu'ndan ulaşabilirsiniz. Özellikle www.nvi.gov.tr ve resmi mevzuat sitesinden kanun maddelerini doğrudan görebilirsiniz.
Gaiplik Kararı Alınması Süreci
Gaiplik kararı alınması süreci, bir kişinin uzun süre ortadan kaybolması veya ölüm tehlikesi içinde kaybolmuş olması nedeniyle başlatılır. İlk adımda yakınları, mirasçılar veya ilgili kişiler, kaybolan kişinin son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine gaiplik talebiyle başvurur. Davada, kişinin ne zamandır kayıp olduğu ve bugüne kadar yapılan arama-tarama çalışmaları mahkemeye delilleriyle sunulur.
Mahkeme, gaipliğe karar verebilmek için öncelikle kaybolma tarihinden itibaren yasal bekleme süresinin dolmasını bekler. Ölüm tehlikesinde kaybolma halinde bu süre en az 1 yıl, uzun süredir haber alınamama halinde ise en az 5 yıldır. Mahkeme bu iddiaların doğruluğunu ve gerekli yasal sürenin dolup dolmadığını titizlikle inceler. Karar verildiğinde, gaiplik kararı verilmiş olur ve bu karar nüfus kütüğüne işlenmek üzere bildirilir.
Gaiplik İlanı ve İlan Süreci
Gaiplik ilanı, mahkeme sürecinin olmazsa olmaz aşamalarından biridir. Sulh Hukuk Mahkemesi, başvurunun ardından, kaybolanın yaşama ihtimaline karşı toplumun dikkatini çekmek için en az iki kez ilan verir. Bu ilanlar, gazetede veya uygun bir yerde yayımlanır.
İlk ilan tarihinden itibaren en az 6 ay beklenir. Bu süre zarfında kaybolan kişi veya onunla ilgili bilgiye sahip olanların mahkemeye başvurmaları istenir. İlanlar, kişinin yakınlarına ve kamuoyuna, kayıp kişi hakkında bilgi verilmesini ve eğer sağsa mahkemeye başvurmasını sağlar. İlan süresi dolduktan ve aranan kişi bulunamazsa, mahkeme gaiplik kararı verir.
Geriye Dönük Etki
Gaiplik kararının en önemli özelliklerinden biri de geriye dönük etki göstermesidir. Verilen karar, ileriye yönelik değil, geriye doğru sonuç doğurur. Yani hak ve yükümlülükler, karar tarihinde değil, kişinin kaybolduğu ya da ölüm tehlikesinin gerçekleştiği tarihten itibaren geçerli olur.
Bu özellikle miras açısından son derece önemlidir. Mirasçılar, gaiplik kararıyla birlikte sanki kayıp kişi o tarihte ölmüş gibi hareket ederler. Aynı şekilde evlilik ya da mal hakları gibi durumlarda da, gaipliğin geriye doğru etkisi dikkate alınır.
Gaiplik Kararında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Gaiplik kararı alınırken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. En başta, başvuru için gerekli olan tüm hukuki sürecin doğru işlemesi çok önemlidir. Yasal bekleme sürelerine uyulmalı ve başvuru dilekçeleri, deliller eksiksiz hazırlanmalıdır.
Ayrıca miras ve diğer hak sahiplerinin durumu gözetilmelidir. Gaiplik kararı, kişinin tüm medeni haklarını ortadan kaldıracağı için, bu karar büyük sonuçlar doğurur. Mahkeme ilan ve bekleme sürelerine uymalı, karar kesinleşince derhal nüfus müdürlüğüne bildirilmelidir.
Son olarak, gaip kişi tekrar ortaya çıkarsa veya sağ olduğu kesinleşirse, bazı kararlar iptal edilebilir ve eski duruma dönülebilir. Bu yüzden hem başvuru sahiplerinin hem de mahkemenin her adımda dikkatli olması şarttır.
Gaiplik Davasının Açılması
Gaiplik davası açmak isteyenler öncelikle bir dilekçe hazırlar. Bu dilekçede, kaybolan kişinin kimliği, kaybolma tarihi, olayın detayları ve “gaiplik” isteminin nedeni açıkça yazılır. Dava, gaiplik kararını vermeye yetkili Sulh Hukuk Mahkemesi’ne sunulur.
Dilekçede ayrıca kaybolan kişinin neden ölmüş olabileceğine dair bilgiler ve varsa deliller eklenir. Mahkemeye başvurutulduktan sonra ilan süreci başlar ve gerekli bekleme süreleri gözetilir.
Dava için avukat yardımı alınabilir fakat zorunlu değildir. Yine de hukuki prosedür ve delil sunumunda yanlışlık yapmamak için avukat desteği işleri kolaylaştırır.
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Gaiplik davalarında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Dava, hakkında gaiplik kararı istenen kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesine açılır.
Eğer kaybolan kişinin Türkiye’de hiç yerleşim yeri olmamışsa, nüfusa kayıtlı olduğu yer mahkemesi yetkilidir. Böyle bir kayıt da yoksa, anne veya babasının kayıtlı olduğu yer mahkemesi yetkili kabul edilir.
Ancak istisnai bir durum olarak; gaibin mirası devlete geçiyorsa, yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olabilir.
Kimler Gaiplik Davası Açabilir?
Gaiplik davası, hakları ölüme bağlı olan kişiler tarafından açılabilir. Bu kişiler şunlardır:
- Gaiplik kararı verilmesi istenen kişinin eşi
- Yasal mirasçıları ve atanmış mirasçılar
- Belirli mal vasiyeti alacaklıları
- Alacaklılar
- Vasiyeti yerine getirme görevlisi ve sınırlı ayni hak sahibi olan kişiler
Ek olarak Hazine de belirli şartlarda gaiplik başvurusu yapabilir.
Hazine’nin Gaiplik Başvurusu Yetkisi
Hazine, Türk Medeni Kanunu’nun 588. maddesine göre bazı durumlarda gaiplik davası açmakla yükümlüdür. Özellikle, kaybolan kişinin malvarlığı veya miras payı uzun süre resmen yönetilmişse veya belirli bir süre geçmişse Hazine harekete geçebilir.
Hazine’nin bu başvuru hakkı, mirasın devlete kalması veya mirasçıların belli olmaması durumlarında devreye girer.
Gaiplik davası “hasımsız” yani doğrudan mahkemeye karşı açılır. Dava karşı tarafa yöneltilmez; Hazine veya başka kişiler taleplerini sunar, kararı mahkeme verir.
Avukat Desteğinin Önemi
Gaiplik davası, hukuki ve teknik detaylar içeren özel bir dava çeşididir. Avukat desteği almak dava sürecinin doğru yönetilmesi, eksik bilgi ve evrakla zaman kaybının önlenmesi açısından çok önemlidir.
Özellikle ilan ve delil aşamalarında bir hata yapılmaması için alanında uzman bir avukatla hareket edilmesi tavsiye edilir. Avukatlar sürecin her adımında rehberlik sağlayarak hak kaybını önlerler.
Gaiplik davası avukatsız da açılabilir. Ancak hukuki danışmanlık almak, işlerin daha hızlı ve hatasız ilerlemesini sağlar.
Kısacası, gaiplik davası karmaşık ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Avukat desteğiyle hareket etmek davanın başarılı sonuçlanmasını kolaylaştırır.
Gaiplik Kararının Sonuçları
Kişiliğin Sona Ermesi
Kişiliğin sona ermesi, gaiplik kararı ile doğrudan ilgilidir. Gaiplik kararı alındığında, mahkeme tarafından kişinin artık hayatta olmadığı varsayılır ve bu karar ile kişinin hukuki kişiliği son bulur. Yani kişi, artık hukuken yok sayılır. Ancak bu, gerçek bir ölüm kararı değildir. Fakat sonuçları itibariyle kişinin tüm hak ve yükümlülükleri sona erer. Bu kararın ardından kişi artık mirasçı olamaz, davacı ya da davalı olamaz, tapu işlemlerinde adından söz edilemez. Bu yüzden gaiplik kararı, aile ve miras hukukunda çok önemli bir noktada yer alır.
Nüfus Kütüğüne Tescil
Nüfus kütüğüne tescil, gaiplik kararının resmi olarak kayıtlara geçirilmesidir. Mahkemeden çıkan gaiplik kararı, ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilir ve kişinin kaydına "gaip" olduğuna dair şerh düşülür. Böylece, nüfus kayıtlarında kişi ölü gibi görünür ve resmi işlemlerde de kişi yokmuş gibi işlem yapılır. Bu aşamadaki kayıt, hem miras işlemleri hem de devlet nezdindeki diğer prosedürler için gereklidir. Gaiplik kararının nüfus kütüğüne tescili olmadan miras veya mal paylaşımı yapılamaz.
Gaiplik ve Miras Hukuku
Gaiplik kararı miras hukukunu doğrudan etkiler. Çünkü kişi gaip ilan edildiğinde, yasal mirasçıları onun terekesinin paylaşımı için talepte bulunabilir.
Mirasçılık Belgesi ve Güvence
Mirasçılık belgesi, gaiplik kararı sonrası alınabilen bir belgedir. Mahkeme gaiplik kararı verdikten sonra, mirasçılar sulh hukuk mahkemesine başvurarak mirasçılık belgesi ister. Bu belge olmadan miras paylaşımı yapılamaz. Ayrıca, mirasın hemen paylaşılması genellikle mümkün olmaz; miras genellikle beş yıl süreyle mirasçılara "güvence" altında geçici olarak verilir. Bu sürede asıl amaç, kişinin geri dönme ihtimaline karşı mirasın tamamen el değişmemesini sağlamaktır.
Mirasın Devleti Geçmesi
Mirasın devlete geçmesi ise, gaip olan kişinin mirasçıları bulunmadığında veya hakkı olan kimse çıkmadığında söz konusu olur. Böyle bir durumda, gaiplik kararı ile kişinin tüm mal varlığı devlete intikal eder. Devlet, bu terekenin yönetiminden ve korunmasından sorumludur. Mirasçı olmadığı açıkça anlaşıldıktan sonra devlet, malların sahibi olur.
Gaiplik Kararının Evlilik Üzerindeki Etkisi
Gaiplik kararının evlilik üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Gaipliği verilen kişinin eşi, gaiplik kararı ile birlikte artık resmi olarak dul sayılır. Bu durum, eşin yeniden evlenmesinin yolunu açar. Çünkü gaiplik kararı ile birlikte evlilik, kendiliğinden sona erer. Ancak kişi sağ olarak dönerse, evlilik bazı şartlarla yeniden geçerli olabilir. Eşin psikolojik ve hukuki durumu da bu karar ile netlik kazanır.
Taşınmaz ve Diğer Mal Haklarındaki Sonuçlar
Taşınmaz ve diğer mal haklarında da gaiplik kararı önemli sonuçlar doğurur. Gaip ilan edilen kişinin adına kayıtlı ev, arsa, araba gibi taşınır veya taşınmaz mallar mirasçılara geçebilir. Yine de bu malların tasarrufu bir süre güvence amaçlı sınırlandırılabilir. Mirasçılar, usually beş yıl boyunca malı satamaz veya başkalarına devredemezler. Ancak mahkemeden gerekli onay alınırsa, istisnai olarak bazı işlemler yapılabilir. Sonunda ise kişinin sağ olarak dönmemesi halinde, malların tasarrufu tamamen serbest hale gelir.
Gaiplikte Yargı Kararları ve Uygulama Örnekleri
Yargıtay Kararları
Yargıtay kararları, gaiplik davalarında hem vatandaşlara hem de hukukçulara yol gösterir. Yargıtay, gaiplik konusunda birçok önemli karar vermiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, gaiplik için aranan şartların eksiksiz olarak ortaya konulmasına dikkat çeker. Özellikle "kaybolan kişinin ölüm tehlikesiyle karşılaşmış olması veya uzun süre haber alınamaması" kriteri sıklıkla incelenir. Mesela, depremde kaybolan bir kişinin gaipliği hakkında Yargıtay, depremden sonra uzun süre haber alınamamasını yeterli bulmuştur. Ayrıca, bekleme sürelerinin dolup dolmadığı konusunda da Yargıtay kararları uygulamada belirleyicidir.
Gaiplik kararları ile ilgili Yargıtay, genellikle yerel mahkemelerin verdiği kararların gerekçelerinde maddi delillere dayanmasını ister. Resmî kayıtlar, tanık ifadeleri ve olayın oluş şekli dosya içerisinde mutlaka bulunmalıdır. Eğer bir kişi savaş, afet veya kazada kaybolmuşsa, Yargıtay ilgili kararında bu olayın gerçekten ölüm tehlikesi içerip içermediğine de bakar.
Uygulamada Gaiplik Örnekleri
Uygulamada gaiplik örnekleri en çok büyük çaplı kazalar ve doğal afetler sonrasında görülür. Özellikle sel, deprem, çığ gibi afetlerde insanların izine bir daha ulaşılamıyorsa, yakınları belirli sürelerin sonunda gaiplik davası açabilir. Trajik olaylarda, kaybolan kişiden çok uzun süre haber alınamıyorsa, hukuki olarak bu kişinin ölü sayılması için gaiplik kararı mahkemeden istenir.
Kaybolmalar sadece afetler ya da kazalarla sınırlı değildir. Bazen bir kişi kaybolur ve ailesi uzun süre haber alamaz. Herhangi bir suça karışması, kaçırılması veya bilinmeyen bir nedenden dolayı ortadan kaybolması durumunda da, belli süreler beklenerek gaiplik talep edilebilir.
Uçak/Gemi Kazası, Afetler, Kayıplar
Uçak ve gemi kazaları gaiplik uygulamasına en net örneklerdendir. Bir yolcu uçağının düştüğü veya bir geminin battığı olaylarda, olayın ardından bazı yolcuların cesedine ulaşılamazsa, ölüm tehlikesinde kaybolma şartı gerçekleşmiş sayılır. Yakınları mahkemeye başvurarak gaiplik kararı isteyebilir. Burada TMK’daki bekleme süresi genellikle bir yıl olarak uygulanır.
Deprem gibi doğal afetlerde ise durum biraz daha farklı ilerler. Eğer afette birçok kişi kaybolmuş ve aramalara rağmen bulunamamışsa, afet tarihi esas alınarak bekleme süresi başlar. Süre dolduktan sonra mahkemeler genellikle talebi kabul eder.
Uzun süre haber alınamayan kişilerde, örneğin kimseyle iletişim kurmadan ve iz bırakmadan ortadan kaybolursa, bekleme süresi beş yıl olarak dikkate alınır. Bu kişiler için gaipliğe mahkeme karar verir ve bu karar nüfusa işlenir. Böylece kayıp kişinin mirası paylaşılabilir, aile içerisindeki hukuki belirsizlikler sona erer.
Bu tür yargı kararları ve uygulama örnekleri, tüm vatandaşlar için hem yol gösterici hem de mevzuatın nasıl işlediğini gösteren iyi örneklerdir.
Gaiplik Kararının İptali
Gaiplik kararının iptali, oldukça önemli bir hukuki süreçtir. Gaiplik kararı verilen bir kişinin sonradan sağ olarak ortaya çıkması halinde veya ölümünün kesin olarak tespit edilmesi durumunda, söz konusu gaiplik kararının kaldırılması mümkündür. Bu durumda, ilgili kişi veya yakınları, Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak gaiplik kararının iptalini talep edebilirler.
Mahkeme, yapılan başvuru sonrası gaiplik kararını kaldırır ve bu karar nüfus müdürlüğüne bildirilerek kişinin kimlik kaydı eski haline getirilir. Çok önemli bir nokta, gaiplik kararının iptali mahkeme kararıyla olur ve otomatik olarak gerçekleşmez. Ayrıca, gaiplik kararından doğan hakları (örneğin miras paylaşımı) etkileyen konular için de iptal başvurusu sonrası ayrı hukuki süreçler gündeme gelebilir. Hak sahipleri, ellerine geçen malları veya hakları iade etmek zorunda kalabilir. Özellikle miras dağılımı yapıldıysa, mirasçılar malları aynen iade etmekle, bunun mümkün olmaması durumunda ise değerini ödemekle yükümlü olurlar.
Gaiplik kararının iptali ile ilgili süreçler her zaman hukuki inceleme gerektirir ve avukat desteği almak çoğunlukla yararlı olur.
Gaibin Sonradan Ortaya Çıkması Durumu
Gaiplik kararına rağmen gaip kişi sonradan ortaya çıkarsa, bazı karmaşık hukukî sonuçlarla karşılaşılır. Gaiplik nedeniyle sona eren evlilik ve miras ilişkileri tekrar gözden geçirilir.
- Evlilik açısından: Eşlerden biri hakkında gaiplik kararı verilip evlilik sona ermişse ve sonradan gaip kişi geri dönmüşse, eski eşin yeni bir evliliği varsa, eski evlilik haliyle devam etmez. Evlilik yeniden kurulmak isteniyorsa, tekrar resmi nikah gerekir.
- Miras açısından: Gaip olan kişinin miras bıraktığı mallar, mirasçılara dağıtıldıysa ve gaip kişi sağ olarak dönerse, gaip, mallarının aynen geri verilmesini isteyebilir. Ancak mallar el değiştirdiyse ve aynen geri verilemiyorsa, o zaman değeri ödenir. Özellikle mirasçılar veya hak sahipleri, iyi niyetli olsalar bile malları iade yükümlülüğü altındadır.
- Taşınmaz veya diğer haklar geri alınabilir. Ancak işlem zorluğu yaşandığında mahkeme, çözüm yolları sunar.
Gaipliğin kaldırılması, kişinin bütün medeni haklarını geri kazanmasını sağlar. Gaiplik kararının kaldırılmasından sonra kişi, yine tam hak ehliyetine sahip olur, nüfus kayıtlarında sağ olarak gözükür. Bu süreçte karşılaşılacak sorunlarda mutlaka hukuki danışmanlık alınmalıdır. Özellikle miras davalarında, mal paylaşımının iadesi veya zararın tazmini gibi detaylar uzmanlık gerektirir.
Gaipliğe dair ortaya çıkan her durumda mahkeme kararı şarttır ve bu süreçte profesyonel destek almak hataların önüne geçer.
Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?
Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.
Lütfen unutmayın;
- Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
- Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
İlginizi Çekebilir
-
İşyerini Mesken Olarak Kullanabilir miyim?
İşyerinizi mesken olarak kullanabilir misiniz? İşyeri ve konut arasındaki farklar, izin süreçleri ve hukuki şartları öğrenin!
-
Özel Mülküme İstediğimi Almama Hakkım Var Mı?
Özel mülk sahibi olarak, mülkünüze müdahale edilmesine karşı hangi haklara sahipsiniz? Mülkiyet hakları ve yasalar hakkında kapsamlı bilgi edinin!
-
Yaş Küçültme Davası Nasıl Açılır?
Yaş küçültme davası nasıl açılır? Mahkeme süreci, gerekli belgeler ve şartlar hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşın. Yaşınızı hukuken düzeltin!
-
İsim Soyisim Değişikliği Nasıl Yapılır?
İsim soyisim değişikliği nasıl yapılır? Nüfus müdürlüğü veya mahkeme yoluyla başvuru sürecini, gerekli belgeleri ve şartları öğrenin.
-
Noterlerin Hukuki Sorumluluğu ve Tazminat Davası
Noterlerin hukuki sorumlulukları, görevlerini yerine getirirken yaptıkları hatalar nedeniyle karşılaşabilecekleri tazminat davaları hakkında bilgi edinin.
-
Yurt Dışında Boşanma: Türkiye’de Tanıma ve Tenfiz İşlemleri
Yurt dışında alınan boşanma kararlarının Türkiye'de tanınması ve tenfizi, uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde inceleniyor.
-
Şufa (Önalım) Hakkı Davası
Şufa hakkı davası ve gayrimenkul satışlarındaki rolü, Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay kararlarıyla açıklanıyor.
-
Evcil Hayvan Sahiplerinin Hukuki Sorumlulukları Nelerdir?
Evcil hayvan sahiplerinin hukuki sorumlulukları; bakım, yasal yükümlülükler ve çevreye etkileriyle ilgili önemli bilgileri öğrenin. Sorumluluklarınızı keşfedin!
-
Sokak Hayvanı Saldırılarında Sorumluluk Kime Ait?
Sokak hayvanı saldırıları ve yasal süreçler: Hukuki boyutları, yerel yönetimlerin rolleri ve mağdur hakları ele alınıyor.
-
Cinsiyet Değişikliğinde Hukuki Süreç
Cinsiyet değişikliği sürecinde hukuki adımlar ve gereksinimler hakkında bilgi edinin; başvurulardan yasal haklara kadar detaylar.