Uzaklaştırma Kararı İçin Gerekli Belgeler Nelerdir
“Uzaklaştırma Kararı İçin Gerekli Belgeler Nelerdir” diye mi arıyorsunuz? 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma talebinde belge zorunlu değil; mağdurun beyanı esastır. Ancak bazı evraklar süreci hızlandırır ve güçlendirir. Örneğin: kimlik, kısa ve net bir dilekçe, varsa doktor raporu, karakol tutanağı, mesaj kayıtları, fotoğraflar, tanık beyanı gibi delil niteliğindeki bilgiler.
Not: Belgeniz olmasa da başvurabilirsiniz; acil durumlarda kolluk birimi hemen işlem yapar.
Bu yazıda Aile Mahkemesi, kolluk ve savcılık üzerinden başvuru yollarını; pratik belge listelerini; dilekçede nelerin yazılması gerektiğini ve sık sorulanları adım adım anlatacağız. “Uzaklaştırma Kararı İçin Gerekli Belgeler Nelerdir” sorusunun yanıtını net ve anlaşılır şekilde bulacaksınız.
Uzaklaştırma kararının tanımı
Uzaklaştırma kararı, şiddet ya da şiddet tehdidi altında olan kişilerin korunması amacıyla verilen bir koruyucu ve önleyici tedbir kararıdır. En basit haliyle, şiddet uygulayan kişinin mağdurdan belli bir mesafe uzak durmasını sağlamak için mahkeme veya ilgili makamlarca alınan resmi bir karardır. Özellikle aile içi şiddet durumlarında çokça başvurulur ama sadece aile bireyleriyle sınırlı değildir; eski eş, sevgili veya komşu gibi yakın çevredeki diğer kişiler için de uygulanabilir.
Bu karar sayesinde, şiddet uygulama ihtimali olan kişinin mağdura yaklaşması, onunla iletişim kurması ya da aynı konutu paylaşması geçici olarak yasaklanır. Böylece mağdurun can güvenliği ve huzuru korunmuş olur.
Yasal dayanaklar (6284 sayılı Kanun vs.)
Uzaklaştırma kararının en önemli yasal dayanağı 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'dur. Bu kanun, şiddet gören veya şiddet tehdidi altında olan kadınların, çocukların ve aile bireylerinin korunmasını amaçlar. Kanuna göre, şiddet mağdurları doğrudan kolluk kuvvetlerine, Cumhuriyet Savcısına veya Aile Mahkemesi'ne başvurarak uzaklaştırma kararı alabilir.
6284 sayılı kanun, sadece kadınlara ve çocuklara yönelik değil, şiddet riski olan herkese yönelik koruma sağlar. Şiddet türlerinden bağımsız olarak, psikolojik, fiziksel, ekonomik ya da cinsel şiddete maruz kalan veya bu tehdit altında olan herkes bu kanundan faydalanabilmektedir.
Ek olarak, uzaklaştırma kararının verilmesi için başka kanuni düzenlemeler de bulunmaktadır; fakat uygulamada en çok 6284 sayılı kanunun kullanıldığı görülmektedir.
Hangi durumlarda verilir
Uzaklaştırma kararı, özellikle fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddet, hakaret, tehdit, aşağılama, küçük düşürücü sözler, ısrarlı takip veya mağdurun güvenliğinin tehlikede olduğu her durumda verilebilir. Yani, bir kişi kendisine veya ailesine yönelik bir şiddet tehdidi hissediyorsa, açık bir saldırı olmasına gerek olmadan da bu kararı talep edebilir.
Genellikle şu durumlarda uzaklaştırma kararı verilir:
- Fiziksel veya psikolojik saldırı durumunda
- Cinsel şiddet ya da cinsel taciz tehdidinde
- Ekonomik baskı veya mağduriyette
- Hakaret, aşağılama, küçük düşürme gibi sözlü şiddetlerde
- Takip edilme, sürekli rahatsız edilme gibi hallerde
- Mağdurun hayatına ya da vücut bütünlüğüne bir tehdit varsa
Verilecek karar, mağdurun korunması için hızlı şekilde ve bazen delil aranmadan, yalnızca mağdurun beyanına dayanarak alınabilir. Hem kadınlar hem erkekler, çocuklar, eski eşler veya aile dışından kişiler bu karara başvurabilir. Uygulamada amaç mağdurun güvenliğini en hızlı ve etkili şekilde sağlamaktır.
Uzaklaştırma Kararı Almak İçin Gerekli Şartlar
Kimler başvurabilir
Uzaklaştırma kararı almak için başvurabilecek kişiler, şiddete uğrayan veya şiddet tehlikesi altında olan herkestir. En çok başvuranlar genellikle eşler, eski eşler, nişanlılar, sevgililer veya aynı evde yaşayan aile bireyleridir. Ancak sadece aile içi kişiler değil, evli olmayan çiftler, birlikte yaşamış veya kısa süreli ilişkide bulunmuş kişiler de başvurabilir. Çocuklar, yaşlılar ve engelliler için de uzaklaştırma kararı alınabilir. Ayrıca, mağdurun bir yakını veya avukatı da mağdur adına başvuru yapabilir. Bu durumlarda önemli olan, başvuranın bir tehdit veya şiddet riski altında bulunmasıdır.
Şiddet türleri (fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel vs.)
Uzaklaştırma kararı sadece fiziksel şiddet için değil, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet dahil olmak üzere birçok farklı şiddet türü için alınabilir. Fiziksel şiddet, dayak, itme veya yaralanma gibi durumları kapsar. Psikolojik şiddet ise tehdit, hakaret, aşağılama ya da baskı gibi duygusal zararları içerir. Ekonomik şiddet, parasal kısıtlamalar, mağdurun çalışma hayatının engellenmesi veya temel ihtiyaçlarının karşılanmaması durumlarını kapsar. Cinsel şiddet ise rızası dışında cinsel ilişkiye zorlama, taciz veya benzeri davranışlardır. Tüm bu şiddet türleri, tek başına veya birlikte var olduğunda uzaklaştırma kararı için yeterlidir.
Tehdit ve risk durumları
Uzaklaştırma kararı verilebilmesi için illa ki olay yaşanması gerekmez, tehdit ve risk durumları da yeterli olabilir. Örneğin, mağdurun sürekli ölümle tehdit edilmesi, şiddet görebileceğini hissetmesi veya yakın bir zamanda şiddet yaşanmış olması yeterlidir. Risk değerlendirilirken, önceki şiddet olayları, failin davranışları ve mağdurun beyanları dikkate alınır. Özellikle çocuğu, yaşlıyı veya savunmasız birini korumak için en küçük bir tehdit bile önemli kabul edilir.
Mağdurun beyanının önemi
Uzaklaştırma kararı alınmasında mağdurun beyanı en önemli etkenlerden biridir. Türk hukukunda ve 6284 sayılı Kanun'da, mağdurun anlatımı başvuru için yeterli görülmektedir. Başvuru sırasında geniş kapsamlı delil sunulması şart değildir. Mağdurun başından geçenleri açıkça anlatması, yaşanan tehdit ve şiddeti bildirmesi genellikle koruma tedbirinin verilmesi için yeterlidir. Hakim, mağdurun beyanını esas alır ve hızlıca koruma kararı verebilir. Bu sayede mağdurun hakları korunur ve can güvenliği sağlanmış olur.
Başvuru yapılabilecek merciler (Aile Mahkemesi, polis, jandarma, savcılık)
Uzaklaştırma kararı başvurusu için en yaygın ve tercih edilen mercii Aile Mahkemesi’dir. Şiddete uğrayan ya da şiddet tehdidi altında olan kişi, ikamet ettiği veya olayın gerçekleştiği yerdeki Aile Mahkemesi’ne bir dilekçe ile başvurabilir. Burada mesai saatleri dışında veya acil durumlarda nöbetçi aile mahkemesine başvuru yapmak mümkündür.
Aile Mahkemesi dışında, polis veya jandarma karakollarına giderek de başvuru yapılabilir. Özellikle acil ve tehlikeli durumlarda, mağdurun korunması daha hızlı sağlanır. Kolluk kuvvetleri mağdurun ifadesini alır ve başvuruyu kayıt altına alır. Ayrıca, Cumhuriyet savcılığına da başvurmak mümkündür. Savcılık, dilekçeyi ya da başvuruyu aile mahkemesine iletir ve gerekli işlemleri başlatır.
Kısacası, kişi;
- Aile Mahkemesi
- Polis merkezi
- Jandarma karakolu
- Cumhuriyet Başsavcılığı
gibi mercilere başvurarak uzaklaştırma kararı talebini başlatabilir.
Başvuru adımlarının sıralanışı
Uzaklaştırma kararı almak için izlenmesi gereken adımlar oldukça nettir. İlk adım, şiddet gören veya tehdit altında olan kişinin, yukarıda bahsedilen makamlardan birine başvuru yapmasıdır. Başvuru sırasında yaşanan olaylar ayrıntılı bir şekilde anlatılır. Eğer varsa deliller (darpa raporu, mesaj, fotoğraf, tanık vs.) sunulur.
Başvurunun adım adım süreci şöyle özetlenebilir:
- Şiddet mağduru, Aile Mahkemesi, polis, jandarma veya savcılığa başvurur.
- Bir dilekçe hazırlanır ve olaya dair bilgiler verilir.
- Başvuru sırasında mağdurun kimlik bilgileri ve gerekli diğer evraklar sunulur.
- Yetkili makam, başvuruyu hızlıca alır ve kayıt altına alır.
- Başvuru mahkemeye iletilirse, mahkeme en kısa sürede tedbir kararını değerlendirir.
Özellikle acil durumlarda kolluk kuvvetlerine yapılan başvurularda, olay derhal işleme alınır ve mağdur hemen koruma altına alınabilir.
Sürecin işleyişi ve değerlendirilmesi
Uzaklaştırma kararı sürecinin işleyişi oldukça hızlıdır, çünkü esas amaç mağdurun bir an önce korunmasını sağlamaktır. Başvuru yapıldıktan sonra, Aile Mahkemesi, başvuruyu en kısa sürede inceler. Gerekliyse, mağdurun ifadesini tekrar alır ve dosyada sunulan deliller ışığında değerlendirme yapar.
Bu süreçte önemli olan mağdurun beyanıdır. 6284 sayılı Kanun gereği, kesin ve somut delil aranmaksızın sadece mağdurun beyanı çoğu zaman yeterli olur. Mahkeme ya da ilgili makam, geçici veya kalıcı uzaklaştırma kararı vererek, şiddet uygulayan kişiye resmi bildirimde bulunur.
Verilen karar, polis ve jandarma tarafından uygulanır. Karar aynı zamanda mağdura ve şiddet uygulayan kişiye tebliğ edilir. Tedbir süresi başlar ve mağdurun güvenliği sağlanmış olur. Gerektiğinde başvuru sahibi, karar süresinin uzatılmasını veya yeni önlem alınmasını da talep edebilir.
Tüm süreçte amaç, mağdurun can ve mal güvenliğini hızlıca koruma altına almaktır. Bu nedenle başvurudan karara kadar olan süre genellikle çok kısa tutulur ve aciliyet arz eden durumlar öne alınır.
Uzaklaştırma Kararı İçin Gerekli Belgeler
Kimlik belgesi
Kimlik belgesi, uzaklaştırma kararı başvurusu yapacak kişi için en temel belgedir. Kimlik belgesi genellikle nüfus cüzdanı, ehliyet veya pasaport olabilir. Başvurunun geçerli ve resmi olarak işleme alınabilmesi için başvuran kişinin kimlik bilgilerinin doğrulanması şarttır. Eğer mağdurun yanında kimliği yoksa, çoğu mercide T.C. kimlik numarasını söylemesi de yeterli olabiliyor.
Olayı anlatan dilekçe
Olayı anlatan dilekçe, uzaklaştırma kararı için başvuru sürecinin en önemli adımlarından biridir. Dilekçede mağdurun yaşadığı şiddetin ayrıntılı şekilde anlatılması gerekir. Kimin, ne zaman, nerede, nasıl bir şiddet uyguladığı açıkça yazılmalıdır. Kişi, yaşadığı olayları ve olayların üzerindeki etkisini kendi kelimeleriyle anlatmalıdır. Kısa ve net ifadeler kullanmak başvurunun hızlı sonuçlanmasına yardımcı olur.
Şiddet uygulayan kişinin bilgileri
Şiddet uygulayan kişinin kimlik, adres ve mümkünse iletişim bilgileri, uzaklaştırma kararı başvurusunda çok önemlidir. Bu bilgiler; başvurunun işleme alınabilmesi ve mahkemenin doğru kişiye ulaşabilmesi için gereklidir. Eğer kişi hakkında tam adres ya da kimlik bilgisine sahip değilseniz, bilinen en güncel bilgileri paylaşmak başvurunun hızlanmasını sağlar.
Olayın detayları ve varsa deliller (tanık beyanı, darp raporu, mesaj, fotoğraf vs.)
Olayın detayları ve elinizde mevcut olan deliller, başvurunun değerlendirilmesinde oldukça etkilidir. Delil olarak;
- Tanık beyanları (olaya şahit olan kişiler yazılı veya sözlü anlatım sunabilir),
- Darp raporu (bir sağlık kuruluşundan alınan rapor),
- Mesajlar (telefon, sosyal medya uygulamaları üzerinden gelen tehdit ya da hakaret içeren yazışmalar),
- Fotoğraflar (fiziksel zarar veya yaralanmaları gösteren görüntüler)
gibi belgeler kabul edilir. Delil sunmak mecburi olmamakla birlikte, başvurunun ciddiyetini ve yaşanan şiddetin boyutunu göstermede faydalı olur.
Mağdurun talep ettiği tedbirler
Mağdurun talep ettiği tedbirler dilekçede net şekilde belirtilmelidir. Örneğin; şiddet uygulayan kişinin eve, iş yerine yaklaşmaması, iletişim kurmaması, ortak konuttan uzaklaştırılması gibi talepler ayrı ayrı yazılmalıdır. Talep edilen tedbirlerin açıkça yazılması, mahkemenin ihtiyaca göre koruma kararları vermesini kolaylaştırır. Mağdur gerek görüyorsa, psikolojik destek veya geçici maddi yardım gibi diğer haklarını da dilekçesinde talep edebilir.
Ek belgeler (gerektiğinde psikolojik rapor, polis tutanağı, vs.)
Ek belgeler başvurunun gücünü artırır ama zorunlu değildir. Gerektiğinde;
- Psikolojik rapor (psikolojik zarar gördüğüne dair sağlık raporu),
- Polis tutanağı (olayla ilgili daha önce kolluğa yapılan başvurular),
- Savcılığa yapılan suç duyuruları veya
- Önceki mahkeme kararları
da dosyaya eklenebilir. Ne kadar fazla belge sunulursa başvurunun değerlendirilmesi o kadar sağlam temellere dayanır. Belgelerin eksik olması başvurunun reddedilmesi anlamına gelmez; ancak, mevcut belgeler karar sürecini etkileyebilir.
Uzaklaştırma Kararı Teminat ve Tedbir Türleri
Uzaklaştırma kararı alan kişiler için farklı teminat ve tedbir türleri uygulanabiliyor. Bunlar, mağdurun güvenliğini sağlamak ve şiddeti önlemek amacıyla iki ana başlıkta toplanır: Koruyucu tedbirler ve önleyici tedbirler. Her iki tedbir de, kişinin fiziksel ve psikolojik olarak korunması için oldukça önemlidir.
Koruyucu tedbirler
Koruyucu tedbirler, şiddete uğrayan veya tehdit altında olan kişinin temel ihtiyaçlarını ve güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Bu tedbirler, mağdurun sosyal ve ekonomik olarak desteklenmesini de kapsamaktadır.
Barınma
Barınma tedbiri, kişinin güvenli bir yerde kalmasını sağlayan önemli bir koruyucu tedbirdir. Şiddete uğrayan ya da tehdit altında olan mağdur, kadın sığınma evleri gibi güvenli mekanlarda kalabilir. Böylece şiddet uygulayan kişinin ulaşması engellenir ve mağdurun huzurlu bir ortamda yaşaması sağlanır.
Psikososyal destek
Psikososyal destek, mağdurun yaşadığı travmanın etkilerini azaltmak için verilir. Sosyal hizmet uzmanları tarafından sağlanan bu destekle, kişi hem psikolojik açıdan güçlenir hem de sosyal olarak kendini daha güvende hisseder. Gerekli durumlarda danışmanlık ve rehberlik hizmeti de sunulur.
Geçici maddi yardım
Geçici maddi yardım ise, ekonomik desteğe ihtiyacı olan mağdurlara devlet tarafından sunulan bir imkandır. Şiddet mağduru kendisi ve varsa çocuklarının günlük ihtiyaçlarını karşılamada zorluk çekiyorsa, bu yardımla temel giderler için geçici çözüm sağlanır.
Önleyici tedbirler
Önleyici tedbirler, şiddet uygulayan kişiyi belirli davranışlardan ve eylemlerden men etmeyi amaçlar. Bu tedbirler, mağduru korumak için uygulanan yasal yasaklardır ve çoğu zaman cezai sonuç doğurur.
Yaklaşmama yasağı
Yaklaşmama yasağı, şiddet uygulayan kişinin belirli bir mesafeden daha fazla mağdura yaklaşmasını engelleyen bir tedbirdir. Genellikle mağdurun evi, işyeri veya sıkça bulunduğu yerlere yaklaşması yasaklanır. Bu sayede mağdur, kendini daha güvende hisseder.
İletişim kurma yasağı
İletişim kurma yasağı, şiddet uygulayan kişinin mağdura telefon, mesaj, sosyal medya ve diğer iletişim yollarıyla ulaşmasını yasaklar. Böylece taciz, tehdit veya rahatsız edici durumların önüne geçilmiş olur.
Ortak konuttan uzaklaştırma
Ortak konuttan uzaklaştırma, evli ya da birlikte yaşayan çiftlerde sıkça uygulanan bir önleyici tedbirdir. Şiddet uygulayan kişi, ortak konuttan çıkarılır ve mağdurun aynı evde kalmasının önü açılır. Bu durumda, mağdurun huzuru ve can güvenliği önceliklidir.
Eşyaya zarar verme yasağı
Eşyaya zarar verme yasağı, şiddet uygulayan kişinin mağdura ait eşyalara, eve ya da taşınmazlara zarar vermesini engellemektedir. Mağdurun evinden, arabasından veya özel eşyalarından uzak durması yasal olarak zorunlu hale gelir, böylece maddi zararların önüne geçilmiş olur.
Kısacası, uzaklaştırma kararında belirlenen teminat ve tedbir türleri, mağdurun fiziksel ve psikolojik sağlığını korumak için çok önemli adımlardır. Hem koruyucu hem de önleyici tedbirler, hukuken mağduru güçlü bir şekilde koruma altına alır.
Kararın Alınmasından Sonra Yaşananlar
Uzaklaştırma kararının süresi ve uzatılması
Uzaklaştırma kararının süresi, genellikle mahkeme tarafından belirlenir. Bu süre çoğu zaman 30 gün olarak başlar. Ancak, durumun gereklerine göre hakim tarafından daha kısa ya da daha uzun olabilir. Süre dolduğunda, mağdurun talebiyle mahkemeden kararın uzatılması da mümkündür. Uzatma talebinin karar bitmeden önce yapılması gerekir. Mahkeme, yeni bir inceleme yaparak kararı bir veya birkaç kez uzatabilir. Her uzatma işlemi için, mağdurun tekrar dilekçe sunması önemlidir. Eğer risk devam ediyorsa, uzaklaştırma kararı bitmeden yeni bir başvuru yapmak en güvenlisidir.
Uygulamada dikkat edilmesi gerekenler
Uygulamada uzaklaştırma kararı verildiğinde, şiddet uygulayan kişinin bu karara uyup uymadığı yakından takip edilmelidir. Kararın ihlal edilmesi halinde mağdur, hemen polis, jandarma veya mahkemeye başvurmalıdır. Delil toplamak (mesaj, şahit, kamera kaydı gibi) ve her ihlali belgelemek çok önemlidir. Ayrıca tarafların aynı ortamda bulunmamasına özen gösterilmelidir. Kararın hangi adresi kapsadığı, şiddet uygulayanın mağdura nasıl yaklaşamayacağı açıkça belirlenmelidir. Çocuk teslimi veya işle ilgili zorunlu karşılaşmalarda önceden yetkililere bilgi vermek yararlı olur. Kararın uygulanması sırasında, ilgili kolluk kuvvetlerinin de sürekli bilgilendirilmesi gerekir.
Uzaklaştırma kararının kapsamı ve sınırları
Uzaklaştırma kararının kapsamı, mahkemenin verdiği tedbir kararlarında açıkça belirtilir. Genellikle şiddet uygulayan kişi, mağdurun bulunduğu eve, okula ya da işe yaklaşamaz. Bazen elektronik iletişim araçları ile de iletişim kurulamaz. Karar sadece adı geçen mağdur ve fail arasında geçerlidir; başkalarını kapsamaz. Ayrıca uzaklaştırma kararı, sadece belirtilen süreler içinde ve mahkeme kararında belirtilen yerler için geçerlidir. Yeni bir tehlike oluşursa ya da başka kişiler tehdit altına girerse, tekrar başvuru yapılabilir. Karar, ülke çapında güvenlik güçleri tarafından tanınır ve uygulanmak zorundadır. Ancak uluslararası geçerliliği yoktur, başka bir ülkeye gidildiğinde otomatikman geçersiz olabilir. Bu sınırların bilinmesi, hem mağdur hem de uygulayıcılar için çok önemlidir.
Uzaklaştırma Kararına İtiraz Süreci
İtiraz hakkı ve süresi
Uzaklaştırma kararına itiraz hakkı, taraflara yasal olarak tanınmış önemli bir haktır. Uzaklaştırma kararı verildiğinde, buna karşı taraflar 2 hafta yani 15 gün içinde itiraz edebilir. Bu süre kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, sürenin dolmasından sonra yapılan itirazların işleme alınmayacağıdır. Ayrıca, hem mağdur hem de uzaklaştırılan kişi bu itiraz hakkını kullanabilir.
İtirazın nasıl yapılacağı
İtirazın nasıl yapılacağı konusu da oldukça önemlidir. Uzaklaştırma kararına itiraz etmek isteyen kişi, kararı veren aile mahkemesine başvurur. Bu işlem için bir dilekçe hazırlanır ve itiraz gerekçeleri açık bir şekilde dilekçede anlatılır. Dilekçede olayın detayları, oluş şekli, varsa yanlışlıklar veya yeni belgeler açıkça yazılır. İtiraz, Mahkemeye bizzat gidilerek yapılabileceği gibi, bir avukat aracılığıyla veya posta yoluyla da yapılabilir.
İtiraz dilekçesi hazırlarken, kararın numarası, tarafların bilgileri, kararın içeriği ve neden itiraz edildiği mutlaka detaylı şekilde yazılmalıdır. Gerekiyorsa yeni belgeler veya tanık ifadeleri de dilekçeye eklenmelidir.
İtirazın değerlendirilmesi
Uzaklaştırma kararı itiraz sürecinde, mahkeme bu dilekçeyi inceledikten sonra karar verir. Mahkeme öncelikle delilleri, başvuru dilekçesini ve karşı tarafın beyanını gözden geçirir. Genellikle dosya üzerinden karar verilir, yani ekstra bir duruşma yapılmaz. Ancak, mahkeme gerek görürse tarafları dinleyebilir. İtiraz eden kişinin ileri sürdüğü gerekçeler ve yeni sunulan deliller özellikle önem taşır.
Mahkeme durumu değerlendirip başvuruyu kabul veya reddedebilir. Eğer itiraz kabul edilirse, uzaklaştırma kararı kaldırılır veya değiştirilir. Eğer reddedilirse, eski karar geçerliliğini korur. Burada unutulmaması gereken; mahkemenin kararını genellikle kısa süre içinde, pratik olarak bir hafta-10 gün gibi bir sürede açıklaması beklenir.
İtiraz süreci konusunda doğru ve dikkatli bir başvuru süreci, hak kaybının önlenmesi için büyük önem taşır. Uzaklaştırma kararına itiraz etmeyi planlayanların sürelere ve belgelerin eksiksiz olmasına çok dikkat etmeleri gerekir.
Uzaklaştırma Kararının İhlali ve Sonuçları
İhlal durumunda uygulanabilecek yaptırımlar
Uzaklaştırma kararının ihlali, çok ciddi sonuçları olan bir durumdur. Uzaklaştırma kararına rağmen mağdura yaklaşmak, iletişim kurmak veya yasaklanan diğer fiilleri tekrar etmek, yasal yaptırım ile karşılaşmaya neden olur. Özellikle 6284 sayılı Kanun’a göre, koruyucu ve önleyici tedbirlerin ihlali halinde, şiddet uygulayana mahkeme tarafından uyarı verilir. Ancak uyarıya rağmen tekrarlanırsa, daha ağır yaptırımlar devreye girer.
Yaptırımlar arasında en sık uygulananlar arasında tazyik hapsi vardır. Ayrıca şiddet uygulayanın tekrar mahkemeye çağrılması, kamu hizmetlerinden men edilmesi, gerekirse cezai soruşturma başlatılması gibi adımlar da atılabilir.
Tazyik hapsi ve cezai sonuçlar
Tazyik hapsi, uzaklaştırma kararına uymayan kişiler için uygulanan bir yaptırımdır ve genellikle zorlama hapsi olarak da bilinir. Bu durumda, şiddet faili 3 günden 10 güne kadar, ihlalin devamı halinde ise her seferinde 15 günden 30 güne kadar hapis cezası alabilir. Toplamda tazyik hapsi 6 ayı geçemez.
Tazyik hapsine ek olarak, aynı davranışın tekrar etmesi durumunda veya başka suçlar işlenmişse, cezai soruşturma da başlatılabilir. Hakaret, tehdit, yaralama gibi fiiller işlendiğinde Türk Ceza Kanunu’na göre ayrı bir ceza davası açılır. Bu durumda hem uzaklaştırma kararının ihlalinden hem de işlenen suçtan dolayı kişi sorumlu tutulur.
Polis ve mahkemeye başvuru yolları
Uzaklaştırma kararının ihlali halinde hemen en yakın polis karakoluna veya jandarmaya başvurmak gerekir. Emniyet güçleri, ihlali tespit ettiklerinde derhal tutanak hazırlar ve ilgili mahkemeye bilgi verirler. Mağdurun veya tanıkların başvurusu üzerine güvenlik görevlileri gelen ihbarı acil olarak değerlendirir.
Ayrıca mağdur, doğrudan aile mahkemesine veya savcılığa başvurarak şikayetçi olabilir. Şikayet sırasında, yaşanan ihlalin tüm detayları, varsa deliller (mesaj, kamera kaydı, tanık ifadesi) mutlaka sunulmalıdır. Bu süreçte ücretsiz avukat veya baro destekleri de talep edilebilir.
Sonuç olarak, uzaklaştırma kararının ihlali hem idari hem de cezai yaptırımlarla karşılanır ve mağdurun korunması için devlet tüm imkanlarıyla sürece dahil olur. Uzaklaştırma kararının ihlali halinde hızlı ve etkili başvurular, tekrar şiddetin önlenmesinde anahtar rol oynar.
Uzaklaştırma Kararının Diğer Hukuki Davalara Etkisi
Boşanma davalarında rolü
Boşanma davalarında uzaklaştırma kararı oldukça etkili bir rol oynar. Mahkemeler, eşler arasında şiddet veya tehdit iddiaları olduğunda uzaklaştırma kararı verilmişse durumu dikkate alır. Özellikle 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen uzaklaştırma kararı, mahkemeye başvuruda delil olarak sunulabilir. Hakim, bu kararı gördüğünde evlilik birliğinin sarsıldığını ve taraflar arasında ciddi bir güven sorunu olduğunu değerlendirebilir. Bu nedenle boşanma davasının gerekçesinin güçlenmesine katkı sağlar. Ayrıca, şiddet mağduru olan tarafın haklarının korunmasında da uzaklaştırma kararı etkili olur.
Velayet ve çocuk görüşme düzenlemeleri
Velayet ve çocuk görüşme düzenlemelerinde uzaklaştırma kararı doğrudan etkili olabilir. Eğer çocuklarına veya diğer ebeveyne karşı şiddet uyguladığı iddia edilen birine uzaklaştırma kararı verilmişse, mahkeme çocuğun üstün yararını korumak için velayet kararını gözden geçirir. Çocuğun güvenliğini sağlamak için görüşme günleri ve saatleri sınırlandırılabilir. Bazı durumlarda, görüşmenin nezaretçi eşliğinde yapılması veya görüş hakkının tamamen kaldırılması bile mümkündür. Hakim, çocuğun psikolojisini ve güvenliğini korumak için uzaklaştırma kararını rehber olarak kullanır.
Sicil ve resmi kayıtlara etkisi
Uzaklaştırma kararı, genellikle adli sicile işlenmez, çünkü bu karar ceza değil, koruyucu bir tedbirdir. Ancak mahkeme kararlarının takip ve denetimi için resmi kayıtlarda yer alabilir. Özellikle taraflardan biri aynı veya benzer olaylarla tekrar başvuru yaparsa, önceki uzaklaştırma kararları bu kayıtlardan kontrol edilir. Ayrıca, ciddi ihlal durumlarında uzaklaştırma kararının ihlali tespit edilirse, bu kez adli sicil kaydına geçebilecek cezai işlemler gündeme gelebilir. Resmi kayıtlarda görünmesi, benzer olaylarda mağdurun korunmasına ve tekrar başvuruların daha kolay değerlendirilmesine yardımcı olur.
Uzaklaştırma Kararı Başvurusu İçin Dilekçe Örneği ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Dilekçede bulunması gereken bilgiler
Uzaklaştırma kararı almak isteyen kişiler için dilekçe hazırlamak, sürecin önemli bir adımıdır. Dilekçede bulunması gereken bilgiler doğru ve eksiksiz şekilde yazılmalıdır. Öncelikle başvurucunun adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adresi ve iletişim bilgileri mutlaka yer almalıdır. Ayrıca şiddet uygulayan kişinin (failin) adı, soyadı, biliniyorsa adresi ve kimlik bilgileri de eklenmelidir.
Dilekçede olayın ayrıntılı anlatımı çok önemlidir. Olayın ne zaman, nerede ve nasıl yaşandığı, yaşanan şiddetin türü (fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel vs.) detaylı şekilde yazılmalıdır. Mevcutsa delillerin (darptan sonra alınan rapor, mesajlar, fotoğraflar, tanık isimleri vb.) liste halinde eklenmesi başvurunun değerlendirilmesini kolaylaştırır.
Son olarak, başvurucu hangi koruyucu ya da önleyici tedbirleri talep ettiğini (örneğin yaklaşmama, uzaklaştırma, iletişim yasağı gibi) açıkça belirtmeli ve olaydan dolayı yaşadığı risk veya tehditleri de kısaca özetlemelidir.
Dilekçe hazırlanırken yapılan yaygın hatalar
Dilekçe hazırlarken yapılan yaygın hatalar başvurunun olumsuz değerlendirilmesine veya eksik işleme alınmasına neden olabilir. En çok karşılaşılan hata, olayların yetersiz ve yüzeysel anlatılmasıdır; yaşanan şiddetin tam olarak açıklanmaması, önemli detayların veya olay sırasının atlanması kararı etkileyebilir.
Bir diğer yaygın hata, şiddet uygulayan kişinin bilgi ve iletişim detaylarının eksik yazılmasıdır. Failin adı, soyadı ya da bilinen diğer bilgiler net olarak belirtilmezse yetkililer kişiyi tespit etmekte zorluk çekebilirler.
Dilekçede istenen tedbirler açıkça belirtilmezse başvuru sonrasında eksik veya istenmeyen bir önlem uygulanabilir. Ayrıca, delil olarak sunulabilecek belgelerin (örneğin hastane raporu, mesajlar, fotoğraflar) unutulması ya da dilekçeye eklenmemesi başvurunun dayanağını zayıflatır.
Bazı kişiler kendi iletişim bilgilerini eksik yazarak süreçte geri dönüş alamayabiliyor ya da mahkemeden çağrı gelmiyor. Son olarak, dilekçenin imzalanmaması veya tarihi atlanması da resmi işlemlerde sorun oluşturabiliyor.
Bu nedenle başvuru öncesi örnek bir dilekçe üzerinden veya bir uzmandan yardım alınarak başvuru hazırlanması faydalı olur. Böylece adli süreç daha hızlı ve etkili ilerler.
Ek Bilgiler ve Pratik Tavsiyeler
Uzaklaştırma kararının e-Devlet’te sorgulanması ve takip edilmesi
Uzaklaştırma kararı alan kişiler ve ilgili taraflar, bu kararın güncel durumunu merak edebilir. Uzaklaştırma kararının e-Devlet’te sorgulanması oldukça kolaydır. Bunun için e-Devlet sistemine T.C. kimlik numarası ve şifresi ile giriş yapmak gerekir. Ardından arama kısmına “6284 uzaklaştırma kararı” veya “mahkeme kararları” gibi ifadeler yazılarak ilgili bölüm bulunabilir.
Bazı mahkeme kararları doğrudan listelenirken, bazıları için “uygulanan koruma tedbiri” olarak detaylı bilgi gösterilir. E-Devlet üzerinden kararın süresi, kapsamı ve uygulanma durumu takip edilebilir. Ancak, tüm mahkeme kararlarının burada yer almayabileceği ve bazı bilgilerin gizlilik nedeniyle görüntülenmeyebileceği unutulmamalıdır. Güncel bilgi için doğrudan ilgili aile mahkemesi kaleminden de bilgi alınabilir.
Avukat desteği ve ücretsiz hukuki yardım imkanları
Uzaklaştırma kararı başvurusu yaparken veya sonrasında avukat desteği almak çok yararlıdır. Herkesin avukata erişimi olmayabilir fakat devlete başvurarak ücretsiz avukat talep edilebilir. Eğer başvuru sahibinin maddi durumu iyi değilse, Adliye’de bulunan Baro Adli Yardım Bürosu’na ya da Kadın Dayanışma Merkezlerine başvurulabilir.
Devlet, özellikle aile içi şiddet mağdurlarına öncelik vererek ücretsiz avukat görevlendirebilir. Bu hizmetten yararlanmak için gelir durumunu gösteren belgeler hazırlanmalı ve başvuru sırasında sunulmalıdır. Ayrıca, bazı büyükşehirlerin kadın danışma merkezlerinde de hukuki danışmanlık ücretsiz olarak sunulmaktadır.
Psikolojik ve sosyal destek başvuru yolları
Uzaklaştırma kararı alındıktan sonra, mağdurun yaşadığı sürecin yaralarını sarması için psikolojik ve sosyal destek almak çok önemlidir. Devlet bu konuda çeşitli destekler sunar. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri’ne başvurarak psikolojik danışmanlık talebinde bulunulabilir. Ayrıca, ŞÖNİM (Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi) uygulamaları Türkiye genelinde yaygındır ve mağdurlara hem psikolojik hem de sosyal destek sağlamaktadır.
Belediyelerin kadın merkezi, aile danışma merkezi gibi birimleri de ücretsiz olarak psikolog ve sosyal hizmet uzmanı desteği sunmaktadır. Alo 183 Sosyal Destek Hattı veya Alo 144 Sosyal Yardım Hattı aranarak da başvuru adımları hakkında bilgi alınabilir. Dileyenler, sivil toplum kuruluşları ve derneklerden de anonim ya da yüz yüze psikolojik destek alabilir. Tüm bu adımlar, uzaklaştırma kararı sonrası yeni bir hayat kurarken kişinin yalnız olmadığını hissetmesini sağlar.
Sıkça Sorulan Sorular
Başvuru için avukata ihtiyacım var mı?
Uzaklaştırma kararı almak için genellikle avukatla çalışmanız önerilir. Avukat, sürecin hukuki detaylarını anlamanıza ve gerektiğinde mahkemede temsil edilmenize yardımcı olur. Ancak bazı durumlarda, özellikle maddi imkansızlıklar içindeyseniz, baro tarafından sağlanan ücretsiz avukat desteğinden yararlanabilirsiniz.
Başvurum reddedilirse ne yapabilirim?
Eğer ilk başvurunuz reddedilirse, karara itiraz edebilir veya durumu daha ayrıntılı anlatan yeni bir başvuruda bulunabilirsiniz. Avukatınız, başvurunuzun güçlendirilmesi için gerekli stratejileri size sunacaktır.
Uzaklaştırma kararı ne kadar süreyle geçerlidir?
Uzaklaştırma kararı, genellikle mahkeme tarafından belirlenen bir süreye sahiptir. Bu süre, duruma ve mahkemenin kararlarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Standart süreler genellikle birkaç haftadan birkaç aya kadar uzanabilir. Ancak durumun tekrarı veya şiddetin devam etme ihtimali gibi faktörlere bağlı olarak bu süre uzatılabilir.
Uzaklaştırma kararı aldığımızda ne tür güvenlik önlemleri alınır?
Uzaklaştırma kararı aldığınızda, ilgili kişinin belirli bir mesafe dâhilinde size yaklaşmasını engelleyen hukuki tedbirler devreye girer. Emniyet güçleri, kararın uygulanmasını sağlamak için gerekli adımları atar. Ayrıca, durumun aciliyetine bağlı olarak koruma talebinde bulunma ve alarm sistemleri gibi ek güvenlik önlemleri de alınabilir.
Uzaklaştırma kararı alma süreci ne kadar sürer?
Bu süreç, başvurunun yapıldığı yer ve kararın aciliyetine bağlı olarak değişebilir. Genellikle, uzaklaştırma kararı almak birkaç gün ile birkaç hafta arasında sürebilir. Acil durumlarda ise geçici tedbir kararları çok daha hızlı alınabilir.
Kararla ilgili itiraz süreci nasıl işler?
Uzaklaştırma kararına itiraz etmek istiyorsanız, kararın size tebliğ edildiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde mahkemeye itiraz dilekçesi sunmanız gerekmekte. Bu süreçte, bir avukatla çalışmak, itirazınızın doğru ve etkin bir şekilde sunulmasına yardımcı olacaktır.
İlginizi Çekebilir
-
Cinsiyet Değişikliğinde Hukuki Süreç
Cinsiyet değişikliği sürecinde hukuki adımlar ve gereksinimler hakkında bilgi edinin; başvurulardan yasal haklara kadar detaylar.
-
Evlenen Kadın, Eşinin Soyadını Kullanmak Zorunda Mıdır?
Evliliğin ardından kadınların soyadı değişikliği zorunluluğunu açıklayan bu makale, Türkiye Medeni Kanunu ve seçenekleri ele alıyor.
-
Kürtaj için eş rızası gerekir mi?
Kürtaj için eş rızası şart mı? Türkiye'deki yasal düzenlemelerle, evli kadınların kürtaj yaptırabilmesi için eş izni gereklidir.
-
Geliri Olmayan Kişiye Velayet Verilebilir Mi?
Velayetin kimlere verileceği, gelirsiz ebeveynlerin durumu ve velayet davalarında mahkemenin yaklaşımı hakkında kapsamlı bir rehber.
-
Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davası
Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açma süreci, gerekli belgeler ve mahkeme aşamaları hakkında detaylı bilgilendirme.
-
Mehir Alacağı Davası Nedir ve Nasıl Açılır?
Mehir alacağı davası ve açma süreci hakkında temel bilgiler; Türkiye hukukunda mehirin yeri, dava işlemleri ve avukatın önemi.
-
Eşler Birbirinden Habersiz Kredi Çekebilir Mi?
Evli eşler habersiz kredi çekebilir mi? Eş rızası, eş izni, muvafakatname; aile konutu, mal rejimi; ihtiyaç, konut kredilerinde Yargıtay ve hukuki sonuçlar
-
Boşanırken Borçlar Ortak Mıdır?
Boşanırken borçlar ortak mı? Evlilikte borç, mal rejimi, edinilmiş mallara katılma; borç paylaşımı, kredi, kredi kartı, konut kredisi borcu kimde kalır?...
-
Boşanma Davasını Kim Açarsa Avantajlı Olur?
Boşanma davasını kimin açtığının avantajları ve stratejik planlama hakkında bilmek istediğiniz her şey, bu rehberde!
-
Evlilik İptali Nasıl Yapılır?
Evlilik iptali nasıl yapılır? Evlilik iptali şartları, sebepleri ve süreci hakkında geniş bilgiler edinin, hukuki adımları aşama aşama keşfedin.