Ortak Velayet Nedir?

24 dakika

Ortak Velayet Nedir? Boşanmadan sonra ortak velayet nasıl işler, kimlere verilir, mahkeme hangi ölçütlere bakar? Kısaca, çocuğun eğitimi, sağlığı ve geleceğine ilişkin kararların anne ve baba tarafından birlikte alınmasıdır. Türkiye’de mahkemeler, çocuğun üstün yararı ve ebeveynlerin iş birliği yapabilme kapasitesine göre karar verir.

Bu yazıda:

  • Ortak velayetin tanımı, şartları ve hukuki çerçevesi
  • Anlaşmalı boşanmada protokol, görüş günleri ve iletişim planı
  • Nafaka, masraflar ve pratik örnekler

gibi başlıkları sade biçimde ele alacağız. Sık sorulan “şehir değişikliği, yurt dışı izni, çocuğun görüşünün alınması” gibi konulara da kısa notlar ekleyeceğiz. Yolun başındaysanız, doğru bilgiyle adım atmanız için rehber niteliğinde bir giriş hazırladık: ortak velayet.

Ortak Velayet Nedir?

Ortak velayet, anne ve babanın çocuğun bakım ve yetiştirilmesiyle ilgili tüm sorumlulukları ve yetkileri birlikte paylaştığı bir velayet türüdür. Bu sistemde, çocuğun eğitim, sağlık, barınma gibi önemli kararlarında hem annenin hem de babanın eşit söz hakkı vardır. Özellikle boşanma ya da ayrılık sonrasında da ortak velayet kararı alınabilir ve her iki ebeveyn çocuğun üstün yararını gözeterek hareket etmekle yükümlüdür. Ortak velayet, çocukla ilgili tüm önemli konularda birlikte karar alma prensibine dayanır ve çocuğun her iki ebeveyniyle de düzenli ilişki kurmasını amaçlar.

Ortak Velayetin Hukuki ve Toplumsal Gelişimi

Ortak velayet kavramı, Batı ülkelerinde uzun süredir uygulanırken, Türk hukukuna daha yakın zamanda girmiştir. Başlangıçta Türk Medeni Kanunu’nda ortak velayete açıkça yer verilmemiştir. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları ve toplumsal değişimin etkisiyle, Türk mahkemeleri de son yıllarda ortak velayet uygulamasını benimsemiştir.

Toplumda ortak velayet, anne ve babanın boşanma sonrası da çocuğun hayatında etkin rol almasını sağlar. Bu durum, çocuğun psikososyal gelişimi ve dengeli kişiliği açısından oldukça önemlidir. Türk toplumunda giderek daha fazla tercih edilen ortak velayet, ebeveynlerin iş birliği yapmasının da teşvik edilmesini sağlar.

Velayet ve Ortak Velayetin Karşılaştırılması

Velayet sistemi, genellikle ebeveynlerden birine çocuğun bakım ve eğitimiyle ilgili tüm hak ve sorumlulukların verilmesini içerir. Bu durumda diğer ebeveynin çocuğun hayatındaki etkisi sınırlı olabilir. Oysa ortak velayet, bu hak ve sorumlulukları anne ve babanın paylaşmasını sağlar.

Karşılaştırmak gerekirse:

  • Velayette çocuğun günlük hayatı ve eğitimi için kararları tek bir ebeveyn alır.
  • Ortak velayette ise kararlar beraber alınır ve her iki ebeveyn de çocuğun hayatına etkin şekilde katılır.
  • Klasik velayette iletişim çoğunlukla tek taraflı iken, ortak velayet diyalog ve iş birliği ister.
  • Ortak velayet, çocuğa anne ve babayla sürekli ilişki fırsatı sunar.

Sonuç olarak, ortak velayet; hem hukuki hem de toplumsal olarak ebeveynler arasında iş birliğini ön plana çıkarırken, çocuğun üstün yararının korunmasına da destek olur.

Türk Medeni Kanunu’nda Velayet ve Ortak Velayet Düzenlemesi

Türk Medeni Kanunu’nda velayet kavramı uzun yıllar boyunca temel olarak tek ebeveynde olacak şekilde düzenlenmiştir. Boşanma veya ayrılık sonrası, çocukların velayeti genellikle anneye veya babaya bırakılmıştır. Ancak, ortak velayet kavramı hukuki tartışmalar ve ihtiyaca göre gelişim göstermiştir.

Ortak velayet, Medeni Kanun’un açıkça düzenlediği bir konu olmamakla birlikte son yıllarda uygulamada mahkemeler tarafından tanınmaya başlandı. Özellikle, anne ve babanın boşanma sonrası çocuk üzerindeki hak ve sorumlulukları birlikte paylaşmaları mümkün hale geldi. Bu gelişme çocukların aile bütünlüğünden kopmamasına ve ebeveynler tarafından birlikte yetiştirilmesine olanak sağlamıştır.

Hukuki Temeller ve Mahkeme Kararları

Hukuki temeller açısından ortak velayet öncelikle çocuğun üstün yararı ilkesine dayanır. Türk hukukunda bu ilke mahkemelerin çocukla ilgili her türlü konuda karar vermesinde yol gösterici olur. Ortak velayetin uygulanmasında ise; ebeveynler arasında iletişim, iş birliği isteği ve çocuğun menfaatlerinin korunması ön plandadır.

Mahkemeler, yapılan başvurularda özellikle anne ve babanın ortak velayete uygun davranacağını gösteren delillere ve anlaşmaya dikkat eder. Son dönemde yerel mahkeme kararları ve Yargıtay içtihatlarıyla ortak velayet artık daha fazla uygulanmaktadır. Bu, hukuk sistemimizde önemli bir değişimi de beraberinde getirmiştir.

İlk Ortak Velayet Kararları ve Yargıtay’ın Tutumu

İlk ortak velayet kararı, Türk hukukunda büyük bir yenilik olmuştur. Özellikle 2013 yılında, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına (AİHM) işaret ederek verdiği ortak velayet kapsamında, anne ve babanın anlaşmalı boşanma protokolünde ortak velayete dair istekleri olduğunda bunu kabul etti. Bu karar, sonraki süreçte emsal teşkil etti ve yerel mahkemelerce de uygulanmaya başlandı.

Yargıtay’ın yaklaşımı, çocuğun yararı gözetildiği sürece ortak velayetin Türk hukukunda uygulanabileceği yönündedir. Bu yaklaşım sayesinde günümüzde ortak velayet, hem anlaşmalı hem de çekişmeli boşanma davalarında sık gündeme gelmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve 11 Nolu Protokol

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve ek 11 No’lu Protokol, aile yaşamına ve çocuk haklarına ilişkin güvence getirmektedir. AİHS’nin özel hayat ve aile hayatına saygı hakkını düzenleyen 8. maddesi, ebeveynlerin ve çocukların ilişkilerinin korunması için önemlidir. Ayrıca, 11 No’lu Protokol ile Türkiye’nin yükümlülükleri artmış ve uluslararası kararlar Türk mahkemelerine de rehber olmuştur.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, çocuğun üstün yararı ve ebeveynlerin eşit sorumluluğu ilkeleri doğrultusunda ortak velayetin uygulanmasını teşvik etmektedir. Türk yargısı da, bu uluslararası normları dikkate alarak özellikle son 10 yılda ortak velayete yönelik olumlu bir uygulama geliştirmiştir. Bu sayede hem çocukların ailesiyle bağı kopmamakta hem de ebeveynler aktif şekilde sorumluluk almaktadır.

Ortak Velayetin Şartları ve Uygulanma Koşulları

Ortak Velayet Şartları Nelerdir?

Ortak velayet şartları, çocuğun hayatında hem annenin hem de babanın etkin rol almasını sağlayacak şekilde belirlenmiştir. Özellikle boşanma sonrası süreçte ortak velayet, tarafların karşılıklı olarak yükümlülüklerini ve haklarını nasıl paylaşacaklarını, çocuğun geleceği açısından daha düzenli hale getirir. Ortak velayet talep edebilmek için bazı temel şartların yerine getirilmesi gerekir. Bu şartlar, hem anne babanın tutumunu hem de çocuğun menfaatini gözetir. Şimdi bu şartlara daha yakından bakalım.

Anne ve Babada İş Birliği Zorunluluğu

Ortak velayet için en önemli şartlardan biri, anne ve baba arasında iş birliği yapabilme zorunluluğudur. Ebeveynlerin günlük yaşantıda, eğitim, sağlık, din gibi çocuğa dair tüm önemli kararları birlikte alabilecek durumda olmaları gerekir. Taraflar arasında ciddi iletişimsizlik, sürekli tartışmalar veya güven eksikliği varsa mahkemeler ortak velayet konusunda tereddüt yaşayabilir. Çünkü çocuğun yararı, anne babanın sağlıklı iletişim kurabilmesinde gizlidir. Eğer ebeveynler birlikte hareket edemiyorsa, ortak velayet genellikle uygulanmaz.

Çocuğun Üstün Yararı İlkesi

Çocuğun üstün yararı ilkesi, tüm velayet davalarının temel taşıdır ve ortak velayette de en çok dikkat edilen noktalardan biridir. Mahkemeler, çocuğun maddi-manevi tüm ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayacak durumu inceler. Anne ve babanın birlikte velayet hakkını kullanması, ancak çocuğun psikolojik, sosyal ve duygusal gelişiminin zarar görmemesiyle mümkün olur. Kısacası, ortak velayet çocuğun güven ortamında büyümesine, sağlıklı ilişkiler kurmasına katkı sağlayacaksa uygulanabilir.

Ebeveynler Arasında Anlaşma ve İsteklilik

Ebeveynler arasında anlaşma ve istekli olma şartı, ortak velayetin pratikte işlemesi için elzemdir. Tarafların ortak velayet konusunda istekli olmaları ve en azından temel hususlarda anlaşmaya varmaları gerekir. Boşanma protokollerinde ortak velayet maddesi açıkça yazılmalı ve tarafların serbest iradesiyle kabul edilmelidir. Kimi zaman taraflardan birinin karşı çıkması halinde ortak velayet mümkün olmaz. Burada önemli olan çocuğun hayatında sürekli çatışmaya sebep olabilecek kararların önüne geçilmesidir.

Çocuğun Görüşünün Alınması

Çocuğun görüşünün alınması da modern hukuk sistemlerinde önem kazanmıştır. Özellikle 8-10 yaş ve üzeri çocuklarda, mahkeme çocuğun hangi ebeveynle daha çok zaman geçirmek istediğini, velayet hakkında ne düşündüğünü sorar. Tabii ki çocuğun beyanı tek başına yeterli değildir, ancak hakimin kararında çocuğun mantıklı, özgür iradeyle verdiği görüş değerlendirilir. Çocuğun duygusal baskı altında olup olmadığı da kontrol edilir. Böylece ortak velayet, çocuğun da kendi yaşamı üzerinde söz sahibi olmasını sağlar.

Hakimin Ortak Velayet Kararında Dikkat Ettiği Hususlar

Hakim, ortak velayetle ilgili karar verirken birçok faktörü titizlikle inceler. Bunların başında ebeveynlerin iş birliği yapma kapasitesi gelir. Hakim, tarafların birbirlerine ve çocuklarına bakış açısına, birlikte hareket edebilme kabiliyetine, samimi bir şekilde çocuğun yararını gözetip gözetmediğine bakar.

Ayrıca çocuğun yaşı, gelişim durumu ve psikolojik hali göz önünde bulundurulur. Hakim, çocukla konuşarak onun isteklerini anlamaya çalışır. Ebeveynler arasında ortak karar alma kültürünün olup olmadığı da önemli bir başka noktadır. Eğitim, sağlık, din, yerleşim gibi temel alanlarda herhangi bir çatışma yaşanıp yaşanmayacağına dikkat edilir.

Mahkeme, ortak velayet kararını her zaman çocuğun menfaati doğrultusunda verir. Eğer taraflar arasında büyük bir uzaklık, iletişim kopukluğu ya da ciddi kişilik çatışmaları varsa ortak velayet uygulanmaz. Sonuçta hakimin görevi, çocuğun huzurlu, dengeli ve güvenli bir ortamda büyümesini sağlamaktır.

Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet

Anlaşmalı boşanmada ortak velayet, son yıllarda çokça tercih edilen bir yöntem haline geldi. Anlaşmalı boşanma davasında, anne ve baba boşanma protokolünde ortak velayet talebini birlikte mahkemeye sunar. Hakim ise, öncelikle çocuğun üstün yararını gözetir ve ebeveynlerin iş birliği yapabilme durumunu değerlendirir. Eğer yaptığı incelemede ortak velayet çocuğun menfaatine uygunsa, hakim bu protokolü onaylar ve karar verir. Ancak anlaşmalı boşanmada ortak velayet kararı alabilmek için, taraflar arasında tam bir uzlaşma olmalıdır. Hakimin kararı ile ortak velayet çocukla ilgili tüm hukuki sonuçları doğurur ve uygulamaya geçer.

Çekişmeli Boşanmada Ortak Velayet

Çekişmeli boşanma davalarında ortak velayet biraz daha karmaşıktır. Çünkü çekişmeli davada eşler arasında anlaşmazlık olduğu için, ortak bir irade ortaya koymak çoğunlukla zordur. Yine de bazı durumlarda, taraflar dava sürecinde uzlaşmaya varıp ortak velayet hususunda anlaşabilirler. Kanunda kesin bir yasak olmamakla birlikte, uygulamada çekişmeli boşanma davalarında ortak velayet kararı daha nadir verilmekte. Hakim çocuğun yararını ve taraflar arasındaki iletişimi değerlendirerek, gerçekten sağlıklı bir ortak ebeveynlik yapısının olup olmadığına dikkat eder. Eğer çocuğun menfaatine olduğu kanaati oluşursa, çekişmeli davada da ortak velayet uygulaması mümkün olabilir.

Ortak Velayet Protokolü Nasıl Hazırlanır?

Ortak velayet protokolü, anlaşmalı boşanma protokolünün önemli bir parçasıdır. Protokol hazırlanırken çiftlerin her detayda uzlaşmış olması gerekir. Protokol, ortak velayeti net şekilde düzenlemeli, çocuğun kimde kalacağı, kişisel ilişkiler, eğitim, sağlık, nafaka, harcama düzeni gibi pek çok konuya yer vermelidir. Protokolde eksiklik olmaması ve açık, anlaşılır bir dil kullanılması çok önemlidir. Ayrıca ortak velayet protokolünde ebeveynlerin hak ve yükümlülükleri de tek tek belirtilmelidir.

Anlaşmada Bulunması Gereken Hususlar

Anlaşmalı boşanmada ortak velayet kararı için hazırlanacak protokolde şu başlıklar açıkça olmalı:

  • Çocuğun velayetinin ortak şekilde kullanılacağı belirtilmeli.
  • Çocuğun hangi ebeveynin yanında fiilen kalacağı ve kişisel ilişki düzenlenmeli.
  • Anne-babanın eğitim, sağlık, dini kararlar gibi önemli konularda birlikte karar vereceği belirtilmeli.
  • İştirak nafakası (çocuk için nafaka, varsa) miktarı ve ödeyecek taraf açıkça yazılmalı.
  • Görüşme günleri ve bayram, tatil gibi özel zamanlar düzenlenmeli.
  • Olası değişiklik veya anlaşmazlık durumlarında izlenecek yol gösterilmeli. Her iki ebeveynin de gönüllü şekilde bu hususlara evet demesi şarttır.

Mahkeme Kararı ve Hukuki Bağlayıcılık

Ortak velayet ancak mahkeme kararıyla kesinleşir ve hukuken bağlayıcı hale gelir. Hakim, tarafların hazırladığı protokolü inceleyerek çocuk açısından bir sakınca olmadığına hükmederse, ortak velayet kararını verir. Bu karar kesinleştikten sonra hem anne hem baba çocuğun eğitimi, sağlığı, dini ve maddi işleri hususunda eşit hak ve sorumluluğa sahip olur. Mahkeme kararı olmadan yapılan anlaşmalar resmiyet ve bağlayıcılık taşımaz. Bu nedenle ortak velayet için mutlaka mahkemeden onay alınmalı, karar kesinleştirilmelidir.

Ortak Velayet Kararının Kaldırılması

Ortak velayet kararı daimî değildir. Çocuğun üstün yararı gerektiriyor veya taraflar artık ortak hareket edemiyorsa, ortak velayet kararı mahkeme yoluyla kaldırılabilir. Velayetin kaldırılması ya da değiştirilmesi davası, ilgili aile mahkemesine açılır. Anne, baba veya gerekli durumlarda savcı, çocuğun menfaatini tehlikede görüyorsa bu talepte bulunabilir. Mahkeme gerekli incelemeleri yapar ve şartlar oluşmuşsa, ortak velayeti kaldırarak çocuğun velayetini tek bir ebeveyne verebilir. Bu süreçlerde daima çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığı esas alınır.

Ortak Velayette Hak ve Sorumluluklar

Ebeveynlerin Hakları

Ortak velayet durumunda ebeveynlerin hakları, çocuğun hayatına aktif katılımı gerektirir. Anne ve baba, çocuğun gelişimi, eğitimi, sağlığı gibi temel konularda söz sahibi olurlar. Çocuğun hangi okula gideceğine, hangi sağlık tedavilerini alacağına veya hangi sportif-etkinliklere katılacağına beraber karar verme hakkına sahiptirler.

Çocukla Kişisel İlişki Kurma

Çocukla kişisel ilişki kurma hakkı, ortak velayetin en önemli unsurlarındandır. Ebeveynler, çocuklarıyla düzenli olarak görüşme, vakit geçirme ve birlikte etkinlik yapma hakkına sahiptir. Bu sayede çocuk, hem annesiyle hem babasıyla duygusal temasını koparmadan büyüyebilir. Görüş günleri genellikle mahkeme veya taraflar arasında belirlenir ve çocuğun psikolojik bütünlüğü korunur.

Eğitim, Sağlık ve Dini Kararlara Katılım

Ortak velayetle birlikte ebeveynlerin eğitim, sağlık ve dini kararlara katılım hakkı eşitlenir. Çocuğun okulu seçilirken veya sağlık sorunları olduğunda her iki ebeveynin onayı aranır. Dini eğitim veya inanç tercihlerinde de çocuğun üstün yararı göz önünde bulundurularak, ortak karar alınır. Hiçbir ebeveyn bu konularda diğerinin bilgisi ve rızası olmadan tek başına karar veremez.

Ebeveynlerin Sorumlulukları

Ortak velayetin getirdiği sorumluluklar, haklardan daha da kapsamlıdır. Ebeveynlerin çocukları için birlikte ve uyumlu hareket etmesi gerekir. Çocuğun maddi, manevi tüm ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir ortamda yetişmesi için çaba gösterilmelidir.

Bakım ve Finansal Sorumluluklar

Ortak velayet durumunda anne ve baba, çocuğun bakım ve finansal sorumluluklarını paylaşır. Beslenme, barınma, giyim, okul masrafları gibi temel ihtiyaçlarda iki taraf da yükümlüdür. Bir ebeveyn çocuğun yanında yaşıyor olabilir, diğeri ise nafaka ödeyerek çocuğun ihtiyaçlarına katkı sağlar. Nafaka miktarı genellikle mahkeme tarafından, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belirlenir.

Ortak Karar Alma Zorunluluğu

Çocuğun önemli yaşam kararlarında ortak karar alma zorunluluğu, ortak velayetin temel şartlarından biridir. Taşınma, eğitim değişikliği, sağlık operasyonları gibi büyük değişikliklerde ebeveynler mutlaka birbirleriyle iletişim kurmalı ve çocuklarının iyiliği için uzlaşmalıdır. Tek taraflı alınan kararlar geçerli sayılmaz ve çoğu zaman mahkemeler bu konuda titiz davranır.

Ebeveynler arasındaki sağlıklı iletişim ve işbirliği, hem hakların hem de sorumlulukların eksiksiz yerine getirilmesi için şarttır. Çocuğun güvenli, huzurlu ve sevgili bir ortamda büyüyebilmesi, anne ve babanın birlikte hareket etmesine bağlıdır.

Ortak Velayetin Çocuğa ve Ebeveynlere Faydaları

Ortak velayetin çocuğa ve ebeveynlere sağladığı faydalar oldukça önemlidir. Ortak velayet, çocuğun hem annesiyle hem babasıyla sürekli ve dengeli bir ilişki içinde olmasını sağlar. Bu sayede çocuk kendini daha güvende ve huzurlu hisseder, duygusal gelişimi desteklenir. Her iki ebeveynle temas çocuğun psikolojik sağlığı üzerinde pozitif bir etki yaratır.

Ebeveynler açısından ise, ortak velayet yükün ve sorumluluğun paylaşılmasını sağlar. Anne ve baba, çocukla ilgili alınacak her kararda beraber hareket etmeye teşvik edilir. Bu durum, özellikle maddi ve manevi yükün bir ebeveyn üzerinde toplanmasını engeller, ebeveynlerin stres seviyelerini azaltır. Ayrıca, ortak velayet sayesinde çocukla ilgili karar süreçlerinde daha sağlıklı iletişim ve işbirliği gelişmesi mümkündür.

Ortak velayet, toplumda ebeveynlerin çocuk üzerindeki haklarının ve sorumluluklarının eşit olduğu anlayışını güçlendirir. Böylece hem çocukların hem de anne-babaların aile bağları daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale gelir.

Ortak Velayetin Olası Dezavantajları

Ortak velayetin bazı durumlarda pratikte dezavantajları da görülmektedir. Özellikle iletişim eksikliği ve karar uyuşmazlıkları, uygulamada sorunlara yol açabilir. Ayrıca coğrafi mesafe gibi pratik zorluklar da ortak velayetin etkili bir şekilde yürütülmesini engelleyebilir.

Ortak velayet bazen çocuk açısından kafa karışıklığına veya adaptasyon sorunlarına neden olabilir. Ebeveynler arasında ciddi anlaşmazlıklar ve çatışmalar varsa, ortak velayet çocuğun menfaatine olmayabilir. Ayrıca acil ya da ani alınması gereken kararlarda ebeveynler arasında uzlaşma sağlanamazsa, hız kaybı yaşanabilir.

Karar Uyuşmazlığı ve İletişim Eksikliği

Ortak velayet sisteminde, ebeveynler arasında işbirliği ve iletişimin güçlü olması gerekir. Anlaşmazlıkların fazla olduğu, iletişimin yeterli olmadığı durumlarda ortak velayet dezavantaja dönüşebilir. Ebeveynlerin çocuk hakkındaki temel kararlarda (eğitim, sağlık, taşınma gibi) anlaşılamaması, süreci tıkayabilir ve çocuğun güncel ihtiyaçlarını olumsuz etkileyebilir.

İletişim eksikliği olduğunda ebeveynlerden biri çoğu kararı tek başına almak zorunda kalabilir ya da karar almakta gecikmeler yaşanır. Bu da çocuğun hayatında istikrarsızlık ve belirsizlik yaratabilir.

Coğrafi Mesafe ve Pratik Zorluklar

Ortak velayet uygulamasında en büyük pratik sorunlardan biri coğrafi mesafe ve fiziksel uzaklıktır. Anne ve babanın farklı şehirlerde ya da uzak bölgelerde yaşaması, çocuğun iki ev arasında gidip gelmesini zorlaştırır. Görüş günlerinin düzenlenmesi, okula devam ve sosyal hayat gibi konularda ciddi zorluklar çıkabilir.

Çocuğun bir ebeveynden diğerine geçişi sırasında zaman, yol ve ulaşım masrafları ile yorgunluk yaşanabilir. Uzun mesafelerde velayet paylaşımı, çocuğun eğitim hayatı ve günlük rutini üzerinde olumsuz etki gösterebilir.

Ayrıca coğrafi uzaklık, ebeveynlerin karar alırken bir araya gelmelerini ve acil bir durumda hızlı hareket etmelerini zorlaştırır. Bu nedenle ortak velayet çoğu zaman, ebeveynlerin birbirine yakın ikamet ettiği durumlarda daha sağlıklı sonuçlar verir.

Sonuç olarak ortak velayet, avantaj ve dezavantajları dikkatlice değerlendirilerek uygulanmalıdır. Ebeveynler arasında iletişim ve işbirliği yoksa veya mesafeler aşırı fazlaysa, çocuğun üstün yararı için farklı çözümler tercih edilebilir.

Ortak Velayette Özel Durumlar

Nafaka ve Ekonomik Paylaşım

Nafaka ve ekonomik paylaşım, ortak velayet süreçlerinde sıklıkla kafaları karıştıran bir konudur. Ortak velayet olsa bile, çocuğun bakımı ve gelişimi için gerekli maddi destek sağlanmalıdır. Bu noktada nafaka, genellikle çocuğun kimin yanında kaldığına ve ekonomik olanaklara göre belirlenir. Ebeveynler, ortak velayet kapsamında masrafları paylaşabilirler. Yani, çocuğun okul, sağlık ve gündelik ihtiyaçlarının karşılanmasında iki taraf da sorumluluk alır. Ancak, ekonomik durumu daha iyi olan tarafın daha fazla katkı yapması da mahkeme tarafından uygun görülebilir.

Ortak velayet halinde dahi, aile mahkemesi çoğunlukla bir tarafın diğerine “iştirak nafakası” ödemesini kararlaştırır. Çünkü velayet ortak olsa bile, çocuğun yaşadığı ev genellikle bellidir ve masrafların çoğu orada gerçekleşir. Ayrıca çocukla ilgili ek masraflar (kurslar, sağlık giderleri vb.) çoğunlukla paylaşılır.

Görüş Günleri ve Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi

Görüş günleri ve kişisel ilişkinin düzenlenmesi, ortak velayette en hassas noktalardan biridir. Ortak velayet, iki ebeveynin de çocukla yakın ilişki kurmasını hedefler. Bu nedenle, çocuk ilk olarak kimin yanında yaşayacaksa, diğer ebeveynle de düzenli ve sağlıklı bir şekilde görüşme imkanı sağlanır.

Mahkeme kararında ya da ebeveynler arasında yapılan ortak velayet protokolünde, hafta içi ve hafta sonu günleri, bayramlar, resmi tatiller ve yaz tatili gibi özel dönemlerde çocuğun kimde kalacağı net bir şekilde belirtilmelidir. Ebeveynler anlaşamazsa, hakim bu düzenlemeyi çocuğun faydasına uygun bir şekilde yapar.

Ortak velayette amaç, çocuğun hem annesiyle hem de babasıyla bağını koruması ve duygusal anlamda destek almasıdır. Bu nedenle, görüş günlerinin yazılı şekilde belirlenmesi ve uygulanması büyük önem taşır.

Anne veya Baba Yeniden Evlenirse Ne Olur?

Anne veya baba yeniden evlenirse, ortak velayet kararı doğrudan sona ermez. Ancak çocuğun hayatında önemli değişiklikler meydana gelebilir. Yeni evlilik, çocuğun yaşam düzenini, alışkanlıklarını ve psikolojisini etkileyebilir. Böyle durumlarda çocuğun üstün yararı gözetilerek velayet düzenlemesi tekrar gözden geçirilebilir.

Taraflardan biri evlenip farklı bir şehre taşınırsa, ortak velayet fiilen zora girebilir. Bu durumda hakimin müdahalesi gerekebilir. Hakim, gerekli bulursa ortak velayeti kaldırabilir veya görüş günlerinde değişiklik yapabilir. Esas amaç, çocuğun zarar görmemesidir.

Ebeveynler yeniden evlendiğinde, yeni eşin çocuğa yaklaşımı da önemlidir. Eğer çocuk yeni aile yapısına uyum sağlayamazsa ve bu durum ciddi sıkıntılara yol açıyorsa, mahkemeden velayet düzenlemesinin değiştirilmesini talep etmek mümkündür.

Evlilik Dışı Çocuklarda Velayet Durumu

Evlilik dışı doğan çocuklarda velayet ilk etapta anneye aittir. Ancak, Türk hukukunda baba da çocuğun velayetini talep edebilir ve mahkeme uygun görürse ortak velayet kararı verebilir. Bunun için anne ve babanın ortak velayet konusunda anlaşması, çocuğun menfaatinin bu yönde olması gerekir.

Evlilik dışı çocuklarda velayet düzenlemeleri genellikle annenin lehinedir; fakat babanın da çocuğu tanıması, onunla ilgilenmesi halinde ortak velayet verilmesi günümüzde mahkemeler tarafından kabul görmeye başlamıştır. Burada da önemli olan çocuğun psikolojik ve fiziksel gelişimidir.

Bu durumda da nafaka, görüş günleri, eğitim ve sağlık gibi hususlar açık bir şekilde protokole veya mahkeme kararına yansıtılır. Çocuk, her iki ebeveynin de sevgisini ve ilgisini hissederek sağlıklı gelişebilir.

Ortak velayetle ilgili tüm özel durumlarda, çocuğun üstün yararı her zaman en ön planda tutulur. Ebeveynler anlaşmazlığa düşerse, aile mahkemesi rehberliğinde çözüm aranır.

Ortak Velayetle İlgili Mahkeme ve Yargıtay Kararları

Yerel Mahkeme ve Yargıtay Uygulamaları

Ortak velayet Türkiye’de özellikle son yıllarda daha çok konuşulmaya ve uygulanmaya başlandı. Yerel mahkemeler, anne ve babanın çocuk üzerinde ortak sorumluluk almasını destekleyen kararlar vermeye yöneldi. Özellikle kısa süre öncesine kadar velayetin sadece bir ebeveynde toplandığı geleneksel bakış açısından uzaklaşılıyor. Mahkemeler artık, anne ve babanın çocuğun hayatına aktif katılımını sağlayan ortak velayet kararları almaya daha sıcak bakıyor.

Yargıtay ise bu gelişmede büyük rol oynuyor. Özellikle 2016’dan sonra, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” doğrultusunda ortak velayetin Türkiye’de de uygulanabileceği yönünde kararlar verdi. Artık Yargıtay; anne ve baba arasında ciddi bir çatışma ya da çocuğun güvenliğini tehlikeye atacak bir durum yoksa, ortak velayet taleplerini olumlu değerlendirebiliyor. Yani, ebeveynler anlaşırsa ve çocuğun menfaati gözetiliyorsa, ortak velayet için engel bulunmuyor.

Somut olarak, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi birçok dosyada ortak velayet yönünde karar verdi ve bu uygulama yerel mahkemeler için de yol gösterici oldu. Artık yerel mahkemeler, anlaşmalı boşanmalarda ve ebeveynlerin iş birliğine uygun olduğunu düşündüklerinde velayet hakkının ortak şekilde kullanılmasını kabul ediyor. Bu şekilde, çocuğun iki ebeveyniyle bağının güçlü kalması amaçlanıyor.

Kaldırılma veya Değiştirilme Süreçleri

Ortak velayet verildikten sonra her zaman devam edeceği anlamına gelmiyor. Hayatta bazı değişiklikler olursa veya ebeveynler arasında ciddi anlaşmazlıklar çıkarsa, mahkemeler ortak velayet kararını değiştirebilir veya tamamen kaldırabilir.

Kaldırılma veya değiştirilme süreci çoğunlukla şu şekilde işler: Eğer anne ya da baba, ortak velayetin çocuğun yararına olmadığını düşünüyorsa veya diğer ebeveynle iş birliği artık mümkün olmuyorsa, aile mahkemesine başvurabilir. Mahkeme başvuruyu değerlendirirken, özellikle çocuğun psikolojisi ve gelişimi üzerindeki etkileri inceler. Bir ebeveynin çocuğa zarar verdiği tespit edilirse, madde bağımlılığı durumu ortaya çıkarsa ya da ciddi bir güvenlik problemi varsa, mahkeme ortak velayeti kolaylıkla kaldırabilir.

Bunun yanında, ebeveynlerden birinin yurt dışına taşınması veya önemli bir sağlık problemi yaşaması kısa süre içinde ortak velayetin değiştirilmesini gerektirebilir. Mahkemeler her durumda çocuğun üstün yararı ilkesini ön planda tutar. Sonuç olarak, ortak velayet devam eder ya da kalkar; karar tamamen çocuğun geleceğine ve huzuruna göre alınır.

Bu konularda değişiklik veya kaldırma davası açmak için uzman bir aile hukuku avukatından destek almak faydalı olur. Çünkü mahkemeye sunulacak delillerin ve taleplerin doğru hazırlanması çok önemlidir.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur

İlginizi Çekebilir

Soru Sor Danışmanlık Talep Et