İş Kazası Nedeniyle Tazminat Nasıl Alınır?
- İş Kazasının Tanımı
- İş Kazası Olarak Değerlendirilen Durumlar
- İş Kazası Türleri
- İşveren ve Çalışanın Yükümlülükleri
- İş Kazası Sonrası Yapılması Gereken İlk Adımlar
- İş Kazası Nedeniyle Talep Edilebilecek Tazminat Türleri
- Tazminat Almanın Hukuki Süreci
- Tazminat Miktarının Hesaplanması
- Dava Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Sıkça Sorulan Sorular
- İş Kazası Tazminatı Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?
- Hangi Belgeler Gereklidir?
- İşverenin Sigortasız İşçi Çalıştırması Durumunda Ne Olur?
- Tazminatı Kimler Talep Edebilir?
- İş Kazasının Bildirilmemesi Sonuçları
- Mahkeme Kararı Sonrası Tazminatın Tahsili
- Örnek Kararlar ve Önemi
- Güncel Mevzuat ve Hak Kaybının Önlenmesi
- Özet ve Sonuç
İş kazası sonucu tazminat almak isteyenler için ilk adım, kazanın Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) bildirilmesidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre, kazanın işyerinde ya da iş nedeniyle meydana gelmesi gerekir. Kazazedelerin, maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunabilmesi için işverenin sorumluluğunu ispatlaması elzemdir.
Tazminat davaları, iş mahkemelerinde açılarak talep edilir. Ölümlü kazalarda yakınlar "destekten yoksun kalma tazminatı" da isteyebilir. Tüm başvuruların kazadan sonra 10 yıl içinde yapılması önem taşır.
Son olarak, tazminat tutarı hesaplanırken işçinin zarar türü ve kazanç kaybı dikkate alınır. İş kazası sonrası izlenmesi gereken süreçler ve hukuki haklar hakkında bilgi sahibi olmak, mağduriyetin giderilmesi için büyük önem taşımaktadır.
İş Kazasının Tanımı
İş kazasının tanımı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre yapılmaktadır. Kısaca, iş kazası; sigortalının çalıştığı işle ilgili olarak, işyerinde veya işyeri dışında yaptığı iş sırasında meydana gelen ve onun bedence veya ruhça zarara uğramasına yol açan olaylara denir. Bu tanım sadece bedensel yaralanmaları değil, ruhsal zararları da kapsar.
İş kazası sadece işyerinde çalışma sırasında yaşanan bir olay değildir. Kanunda belirtilen bazı durumlarda işyeri dışında veya yolculuk esnasında da meydana gelebilir. Örneğin, işverenin görevlendirmesiyle dışarıda yapılan işler de iş kazası kapsamına girer.
İş kazasında tazminat alınabilmesi için, olayın iş kazası olduğunun tespiti ve kaza ile zarar arasında bir neden-sonuç ilişkisinin kurulması gerekir. Ayrıca işverenden tazminat talep edebilmek için, işverenin kusurunun ispatlanması da önemlidir.
İş Kazası Olarak Değerlendirilen Durumlar
İş kazası olarak değerlendirilen durumlar, kanun ve Yargıtay kararları ile açıkça belirlenmiştir. SGK ve iş mahkemeleri, çoğu kez aşağıdaki olayları iş kazası olarak kabul etmektedir:
İşyerinde Meydana Gelen Kazalar
İşyerinde meydana gelen kazalar iş kazası sayılır. Çalışan, işyerinde bulunduğu sürede veya görevini yaparken yaralanırsa, bu doğrudan iş kazasıdır. Bu kazalara; makineye el takılması, yüksekten düşme, elektrik çarpması gibi kazalar örnek verilebilir.
Görev Sırasında İş Dışında Meydana Gelen Kazalar
Çalışanın işveren tarafından işyeri dışına bir görev için gönderilmesi halinde, bu esnada yaşanan kazalar da iş kazası kapsamına girer. Örneğin, bir müşteri ziyareti ya da evrak teslimi için dışarıda olan çalışanın geçirdiği kaza, iş kazasıdır. Burada önemli olan çalışanın işverenin verdiği bir görev üzerine işyeri dışında olmasıdır.
Serviste/Seyahat Halindeyken Yaşanan Kazalar
İşveren tarafından sağlanan servis aracında veya topluca taşınırken yaşanan trafik kazaları da iş kazasıdır. Çünkü çalışan, o anda işverene ait bir menfaat uğruna hareket etmektedir. Sabah işe giderken ya da akşam dönerken serviste meydana gelen kazalar bu kapsamdadır.
Emziren Kadın Çalışanların Kazaları
Kadın çalışanlar, çocuklarına süt vermek için ayrılan zamanlarda işyerinde yaşadıkları kazalarda da iş kazası hükümlerinden yararlanır. Yani süt izni sırasında işyerinde yaşanan bir kaza, tıpkı hizmet sırasında olduğu gibi iş kazası kabul edilir.
İş Kazası Türleri
İş kazası türleri kazanın nasıl meydana geldiğine ve yaralanmanın şiddetine göre çeşitlenir. En sık karşılaşılan iş kazası türleri şunlardır:
- Hafif kazalar: Küçük kesikler, çürükler gibi basit ilk yardımla tedavi edilen olaylar.
- Ciddi yaralanmalar: Kırık, çıkık, ağır yanık ya da uzuv kaybı gibi ciddi durumlar.
- Ölümcül kazalar: Çalışanın hayatını kaybettiği kazalar.
- Sürekli iş göremezliğe neden olan kazalar: Çalışanın iş yapma gücünü tamamen veya kısmen yitirdiği kazalar.
Kazalar ayrıca:
- Fiziksel kazalar (düşme, takılma, makine kazaları),
- Kimyasal kazalar (zehirlenme, yanık),
- Elektrik kazaları gibi de sınıflandırılır.
Her durumda, iş kazası sonucunda çalışanın bedenen ya da ruhen zarara uğraması temel kriterdir. İş kazası geçirildiğinde tazminat hakkı doğar, ancak bununla ilgili süreç ve haklar için profesyonel destek almak faydalı olur.
İşveren ve Çalışanın Yükümlülükleri
İşverenin Sorumlulukları
İşverenin sorumlulukları, iş kazası durumunda hem yasal hem de etik olarak oldukça fazladır. İş kazası yaşandığında işverenin yapması gerekenler kanunlarla açık şekilde düzenlenmiştir. Bu kurallar sayesinde işçilerin hakları korunur ve olası mağduriyetlerin önüne geçilir. Özellikle SGK, iş kazalarının zamanında ve doğru şekilde bildirilmesini zorunlu kılmıştır.
SGK'ya İş Kazası Bildirim Zorunluluğu
SGK'ya iş kazası bildirim zorunluluğu, işverenin en önemli yükümlülüklerinden biridir. Türkiye'de meydana gelen bir iş kazası, en geç kazadan sonraki üç iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) yazılı olarak bildirilmelidir. Bu bildirim, işveren tarafından SGK'ya doğrudan veya elektronik ortamda yapılabilir. Eğer işveren bu bildirimi zamanında yapmazsa idari para cezası ile karşılaşabilir. Hatta bazı durumlarda işçiye ödenen tazminatlar için SGK, işverenden rücu yoluyla ödeme talep edebilir.
Kazanın Tutanakla Kayda Alınması
Kazanın tutanakla kayda alınması, ileride doğabilecek anlaşmazlıklarda delil niteliği taşıyan çok önemli bir işlemdir. İş yerinde meydana gelen her türlü iş kazası, olay anında tanıklar, yaralı ve işveren yetkilisi veya iş güvenliği uzmanı tarafından bir olay tutanağı ile kayda alınmalıdır. Bu tutanakta kazanın yeri, zamanı, kazaya karışan ve tanık olan kişilerin kimlikleri, olayın detaylı bir şekilde anlatılması gerekir. Tutanak, iş kazasının araştırılmasında ve hak taleplerinde resmî belge olarak öne çıkar.
İş Sağlığı ve Güvenliği Tedbirleri
İş sağlığı ve güvenliği tedbirleri almak, işverenin sürekli ve en asli görevlerindendir. İşveren, risk analizi yapmalı; iş yerinde olası tehlikeleri önceden tespit etmeli; gerekli koruyucu ekipmanları sağlamalı ve çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri vermelidir. Ayrıca, acil durum planları hazırlanmalı ve düzenli tatbikatlar yapılmalıdır. Bu yükümlülükler, yalnızca iş kazası meydana geldikten sonra değil, öncesinde de uygulanmalıdır. Tedbirlerin yetersizliği, iş kazası durumunda işverenin daha ağır sorumluluklarla karşılaşmasına neden olabilir.
Çalışanın Sorumlulukları
Çalışanın sorumlulukları, işveren kadar önemli olmasa da, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasında kilit öneme sahiptir. Çalışan, kendisine verilen kişisel koruyucu ekipmanları doğru şekilde kullanmalıdır. Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kurallara uymalı ve riskli hareketlerden kaçınmalıdır. İş yerinde herhangi bir tehlikeli durumu veya eksikliği doğrudan amirine veya iş güvenliği yetkilisine bildirmek çalışanın görevlerindendir.
Bir iş kazası meydana geldiğinde de çalışan, mümkünse iş arkadaşlarının veya amirlerinin yardımıyla ilk fırsatta sağlık kuruluşuna ulaşmalı, durumu açık bir şekilde anlatmalı ve olayın resmî olarak kayda geçmesini sağlamalıdır. Ayrıca, olayla ilgili veri ve belgeleri saklamak da çalışanın yükümlülükleri arasında yer alır.
Hem işverenin hem de çalışanın yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesi, iş kazalarının önlenmesinde ve olası tazminat süreçlerinde son derece belirleyici olur.
İş Kazası Sonrası Yapılması Gereken İlk Adımlar
İlk Yardım ve Sağlık Kuruluşuna Başvuru
İş kazası yaşandığında yapılacak ilk şey ilk yardım uygulamak ve hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmaktır. Yaralı kişinin sağlık durumuna göre işyerinde ilkyardım eğitimi almış biri ilk müdahaleyi yapmalıdır. Durum ağırsa hemen 112 Acil servis aranmalı, ambulans gelene kadar kişiye zarar vermeden temel müdahaleler yapılmalıdır. Sağlık raporu almak da ileride yasal süreç için çok önemlidir. Kaza hafif gibi gözükse de mutlaka bir hastaneye gidilmeli ve resmi bir sağlık raporu alınmalıdır. Bu rapor olası tazminat veya sigorta işlemlerinde önemli bir delil oluşturur.
Olayın Belgelendirilmesi ve Tutanak Hazırlanması
İş kazasının hemen ardından kaza ile ilgili detaylar belgelendirilmelidir. İşveren, iş güvenliği uzmanı veya yetkililer tarafından olayın nasıl meydana geldiği, ne zaman ve nerede olduğu gibi bilgiler net bir şekilde tutanak ile kayıt altına alınır. Tutanağa kazazedeler, varsa tanıklar ve işveren ya da temsilcisi imza atar. Tutanak detaylı, eksiksiz ve doğru olmalıdır. Çelişkili veya eksik bilgi, ileride hak kaybına yol açabilir. Ayrıca, hastaneden alınan sağlık raporları da tutanağa eklenmelidir.
Görgü Tanıklarının Belirlenmesi
İş kazası sırasında olay yerinde olan görgü tanıkları çok önemlidir. Kazazedeye en yakın çalışanlar, güvenlik görevlileri ya da olayı gören herkesin isimleri ve iletişim bilgileri alınmalıdır. Tanıklar, ileride mahkemeye başvurulursa olayın nasıl meydana geldiği konusunda açıklama yapabilir. Tanıkların beyanları, iş kazasının gerçekten yaşanıp yaşanmadığını, iş kazasına kimin sebep olduğunu ispatlamada etkili olur. Bu yüzden mümkün olduğu kadar fazla tanık belirlenmeli ve kayıt altına alınmalıdır.
Kamera Kayıtlarının ve Diğer Delillerin Toplanması
Birçok iş yerinde kamera sistemi bulunduğu için olay anını kaydeden videolar önemli delil haline gelir. Kaza yaşandığında hemen işveren veya sorumlu kişiden olay anının kamera kayıtlarının saklanması istenmelidir. Kayıtlar silinmeden yedeklenmeli ve gerekiyorsa kolluk kuvvetlerine teslim edilmelidir. Ayrıca, kaza yerindeki makine, ekipman, yaralı kişinin üzerindeki kıyafetler veya kaza ile ilgili başka tüm materyaller usulüne uygun şekilde muhafaza altına alınmalı ve gerekirse fotoğrafla belgelenmelidir. Bu deliller dava sırasında büyük önem taşır.
SGK ve Kolluk Kuvvetlerine Bildirim
İş kazası meydana geldikten sonra SGK’ya bildirim yapılması yasal zorunluluktur. İşveren, kazadan sonra en geç 3 iş günü içinde olayı Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmelidir. Bildirim, iş kazası bildirim formu ile yapılır. Ayrıca, özellikle ölüm veya ağır yaralanmalı kazalarda derhal kolluk kuvvetlerine (polis veya jandarma) de haber verilmelidir. Kolluk kuvvetleri olay yerine gelerek bir tutanak hazırlar. Bu resmi kayıtlar, hem adli hem de idari süreçlerde destekleyici kanıt olur. Zamanında ve eksiksiz bildirim yapılması çalışan ile işverenin hukuki haklarını korur.
Not: Belirtilen adımların hızla ve eksiksiz yapılması, ileride yaşanacak hak kayıplarını önler ve sürecin sağlıklı işlemesini sağlar.
İş Kazası Nedeniyle Talep Edilebilecek Tazminat Türleri
İş kazası geçirildiğinde alınabilecek tazminat türleri hem maddi hem manevi kayıpları kapsar. Tazminat hesaplamalarında işçinin uğradığı zarar, kazanın niteliği, işçinin yaşı ve ekonomik durumu göz önünde bulundurulur. İş kazası tazminatı taleplerinin kapsamı yargı kararları ve mevzuat değişikliklerine göre şekillenir.
Maddi Tazminat
Maddi tazminat, iş kazasında çalışanın uğradığı somut kayıpların karşılanması için talep edilir. Mahkemeler genellikle olayın oluş şekline, işçinin gelirine ve kazadan kaynaklanan zararın büyüklüğüne göre maddi tazminata hükmeder.
Tedavi Giderleri
Tedavi giderleri başlığı altında, iş kazası sonrasında hastanede yatan veya ayakta tedavi gören çalışanın tüm sağlık masrafları yer alır. Burada ilaç, ameliyat, fizik tedavi, tıbbi malzeme ve hastane ücretleri gibi kalemler önemli rol oynar. Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanmayan veya ödenmeyen ek masraflar da işverenden talep edilebilir.
Kazanç Kaybı
Kazanç kaybı, iş kazası nedeniyle çalışanın iş göremez hale gelmesinden veya gelirinin azalmasından kaynaklanır. Eğer çalışan tedavi sürecinde veya sonrasında bir süre çalışamazsa, bu dönemdeki maaşlarından doğan kayıplar işverenden talep edilebilir. Ayrıca kalıcı bir engel söz konusu ise, ileriki dönemdeki toplam kazanç kayıpları da hesaplamaya dahil edilir.
Geçici ve Sürekli İş Göremezlik
Geçici iş göremezlik, işçinin belirli bir süre işini yapamaması durumunda ortaya çıkar. Bu süreçte işveren veya SGK tarafından ödenen rapor parası yetersiz kalırsa, kalan fark için maddi tazminat istenebilir. Sürekli iş göremezlikte ise, işçi mesleğini hiç yapamayacak hale gelmişse veya çalışma kapasitesi kalıcı olarak azalmışsa, hayat boyu uğrayacağı gelir kaybı dikkate alınarak tazminat verilir.
Manevi Tazminat
Manevi tazminat, iş kazası sonucu yaşanan ruhsal acı, elem ve ıstırabın karşılanması için verilir. Kazanın şiddetine, işçinin ruhsal etkilenmesine, sakatlık derecesine veya ölüm gibi ağır sonuçlara göre manevi tazminatın boyutu mahkeme tarafından takdir edilir.
Ağır Bedensel Zarar ve Yaşam Kalitesi Kaybı
Ağır bedensel zarar gören veya yaşam kalitesi kalıcı olarak azalan çalışan, manevi tazminat talebinde bulunabilir. Bu tazminat, sadece sakatlık ve uzuv kaybı gibi durumlarda değil; aynı zamanda hayatın doğal akışını etkileyen, sürekli tedavi ve bakım gerektiren sağlık sorunlarında da uygulanır.
Ölüm Halinde Aileye Manevi Tazminat
İş kazasında çalışanın vefat etmesi durumunda, ölenin ailesi (eş, çocuklar, anne-baba) manevi tazminat talep edebilir. Buradaki amaç, geride kalanların ağır manevi zararlarının bir nebze giderilmesidir. Mahkemeler, tazminat miktarını belirlerken ailenin maddi durumunu, ölen kişi ile yaşayanlar arasındaki bağı ve olayın ciddiyetini dikkate alır.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Destekten yoksun kalma tazminatı, iş kazası sonucu ölen çalışanın hayattayken maddi destek sağladığı yakınlarının mağduriyetini karşılar. Bu tazminat türünde, ölenin hayatta olsaydı ailesine veya bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlayacağı gelir hesaplanır.
Kimler Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Alabilir?
Destekten yoksun kalma tazminatından başta ölenin eşi ve çocukları olmak üzere, bakmakla yükümlü olduğu anne, baba ve diğer yakın akrabalar da yararlanabilir. Ancak burada dikkate alınan en önemli unsur, gerçekten ölen kişiden maddi destek sağlanıp sağlanmadığıdır. Mahkemeler bazen kardeş, nişanlı gibi yakınlara da bu hakkı tanıyabilir.
Cenaze ve Diğer Masraflar
Cenaze ve diğer masraflar iş kazası sonrası ortaya çıkan ek maliyetleri kapsar. Cenaze giderleri, defin masrafları, mezar yapımı ve taziye gibi zorunlu harcamalar bu kapsamda tazminat olarak istenebilir. Ayrıca, ölümden sonra yapılan başkaca zorunlu harcamalar (vasiyet, veraset, yasal giderler gibi) da işverenden veya sorumlulardan talep edilebilir.
İş kazasından sonra maddi-manevi haklarınızı bilmek ve dayanaklarını doğru seçmek çok önemlidir. Mağduriyetlerin giderilmesinde avukat desteği almak süreci kolaylaştırır. Haklarınızı zamanında aramak için gerekli tüm belgeleri eksiksiz toplamanızı öneririz.
Tazminat Almanın Hukuki Süreci
İş Kazası Tespiti Davası
İş kazası tespiti davası, çalışanların başına gelen olayın gerçekten iş kazası olup olmadığının mahkemece belirlenmesi amacıyla açılır. Birçok durumda, işveren iş kazasını SGK'ya bildirmez ya da olayın iş kazası sayılmadığını iddia edebilir. Bu durumda, işçi veya hak sahipleri öncelikle iş kazası tespit davası açmalıdır. İş kazası tespiti mahkemeden alınan kararla kesinleşir. Bu karar, daha sonra açılacak tazminat davalarında da temel alınır. Ayrıca, SGK'nın sunmuş olduğu bazı yardımlardan da yararlanabilmek için bu tespit oldukça önemlidir.
Tazminat davası Açma Şartları
Tazminat davası açmak için bazı şartlar vardır. Öncelikle yaşanan olayın iş kazası olarak değerlendirilmesi gerekir. İşçinin zarar görmesi veya ölmesi halinde işverenin kusuru olması aranır, ancak bazı hallerde tam kusur olmasa bile tazminat talep edilebilir. Kaza ile zarar arasında nedensellik bağı olması, yani kazanın doğrudan zararı doğurmuş olması şarttır. Ayrıca olayın süresi içinde ilgili kurumlara bildirilmiş olması, delillerin düzgün toplanması ve kazanın kanıtlanabilir olması gerekir.
Hangi Mahkemeye Başvurulur?
İş kazasıyla ilgili açılacak tazminat davalarında yetkili ve görevli mahkeme iş mahkemeleridir. İş mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemesi iş mahkemesi sıfatıyla davalara bakar. Davacı, kazanın meydana geldiği yerdeki veya davalının (işverenin) bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilir. Bu, davanın hızlı ve adil şekilde sonuçlanması için büyük kolaylık sağlar.
Zamanaşımı Süresi
İş kazası nedeniyle tazminat davası açmak için belli bir süre vardır. Zamanaşımı süresi genellikle 10 yıldır. Ancak ölüm gibi durumlarda veya olayın iş kazası olduğu daha sonra anlaşılırsa, bu süre değişebilir. İş kazasının işçi tarafından veya yakınları tarafından öğrenildiği tarihten itibaren süre işlemeye başlar. Zamanaşımı süresinin geçirilmesi halinde tazminat alma hakkı tamamen ortadan kalkar, bu yüzden sürelere dikkat etmek çok önemlidir.
Sorumlu Kişiler: Asıl ve Alt İşveren (Taşeron) Sorumluluğu
Tazminat davasında asıl işverenin yanında, eğer taşeron firma varsa alt işveren de sorumlu olabilir. Kanuna göre, ana işveren ile taşeron birlikte sorumluluk taşır ve işçinin zararının giderilmesinde birlikte yükümlü olurlar. Yani işçi, ister asıl işverene ister alt işverene karşı talepte bulunabilir. Bu durum özellikle büyük inşaatlar veya fabrika gibi çoklu işveren bulunan işyerlerinde önem kazanır.
Rücu ve Kaçınılmazlık Halleri
Rücu hakkı, yani geri alma veya başkasından talep etme hakkı, kazanın oluşmasında kusurlu olan taraflara yönelik işlenir. Örneğin SGK, iş kazası sonucu işçiye yaptığı harcamaları, kusurlu olan işverenden geri isteyebilir. Bunun dışında kaçınılmazlık hali çok önemlidir. Eğer iş kazası tamamen öngörülemeyen ve önlenemeyen bir olaydan kaynaklanıyorsa, işverenin sorumluluğu sınırlanabilir veya hiç olmayabilir. Fakat bu durum istisnadır ve ispatı zordur.
İş kazası ve tazminat sürecinde hukuki süreçler karmaşık olabilir. Bu yüzden uzman bir avukattan hukuki destek almak hak kayıplarını önlemek için önemlidir.
Tazminat Miktarının Hesaplanması
İş kazası sonrası tazminatın miktarı, birçok farklı faktöre bağlı olarak değişiyor. Her olayda yaşanan kayıplar ve maddi/manevi zararlar ayrı ayrı değerlendirilir. Tazminat hesabı yapılırken kanunlar, Yargıtay kararları ve güncel uygulamalar dikkate alınır.
Maddi Tazminat Hesaplama Kriterleri
Maddi tazminat; işçinin uğradığı zararları telafi etmeye yöneliktir. Hesaplanırken işçinin gelir durumu, iş göremezlik oranı ve iş hayatından kaynaklı kayıplar göz önüne alınır. Özellikle brüt maaş ve sigorta durumu en önemli kriterlerdendir. Ayrıca iş kazası sonucu işçinin maluliyet oranı ve yaşına göre tazminat tutarı değişir.
İşçinin Ücreti ve Sigorta Durumu
İşçinin ücreti, maddi tazminat hesabının en temel noktasıdır. Tazminat hesabı yapılırken;
- Son brüt maaşı,
- Ek ödemeler (prim, yol, yemek ve sosyal yardımlar),
- Sigortadaki kayıtlı maaşı dikkate alınır.
Eğer işçi sigortasız çalışıyorsa, gerçek maaşının tanık beyanları veya banka kayıtları ile ispatlanması önem kazanır. Tazminat miktarı, genellikle işçinin SGK’da görünen ücreti üzerinden hesaplanır; ancak gerçek maaş daha yüksekse bunun ispatı halinde tazminat da artacaktır.
Maluliyet Oranı ve Uzman Raporu
Maluliyet oranı, işçinin iş kazası sonrası hangi ölçüde çalışamaz hale geldiğini gösterir. Bu oran, hastanelerden alınan sağlık kurulu raporu ve mahkemeye sunulan adli tıp raporu ile belirlenir. Uzman raporunda;
- Sürekli veya geçici iş göremezlik oranı,
- Mesleki faaliyet yetisinin kaybı, yer alır. Maluliyet oranı yükseldikçe tazminat bedeli de artar. Özellikle %10 ve üzeri işgücü kaybı ciddi tazminatlar doğurabilir.
Yaş, Meslek Grubu ve Ekonomik Gelecek Kayıpları
Tazminat hesabında işçinin yaşı, meslek grubu ve gelecekte elde edebileceği gelir de dikkate alınır. Yaşı küçük olan ve uzun yıllar çalışabilecek durumda olan işçiler için tazminat daha yüksek olur. Ayrıca işçinin mesleği, uzmanlığı ve işinde ilerleme potansiyeli tahmini olarak hesaplamaya dahil edilir. Ekonomik gelecek kaybı tespiti yapılırken Yargıtay'ın öngördüğü aktüerya (matematiksel hesaplar) yöntemi sıkça kullanılır.
Manevi Tazminatın Belirlenmesi
Manevi tazminat, kazadan sonra işçinin yaşadığı ruhsal sıkıntı, acı ve elem gibi ispatı zor kayıplar içindir. Burada önemli olan;
- Sakatlık düzeyi,
- Kalıcı izler ve psikolojik sorunlar,
- İşçinin yaşadığı sosyal kayıplar,
- Olayın ağırlığıdır.
Manevi tazminat miktarı, tamamen hâkimin takdirine bırakılır. Ancak Yargıtay kararları, benzer kazalarda ödenen manevi tazminat bedelleri bu takdirde yol gösterici olur. Çok ağır bedensel zarar ve hayat standardında büyük gerileme varsa, manevi tazminat miktarı da artar. Kimi zaman birkaç asgari ücret tutarında, kimi zaman ise daha yüklü paralar olabilir.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesabı
Destekten yoksun kalma tazminatı, bir işçinin iş kazasında hayatını kaybetmesi durumunda yakınlarına ödenir. Burada esas alınan kriterler;
- Vefat edenin yaşı ve gelir durumu,
- Geride kalan eş, çocuk, anne baba sayısı ve yaşları,
- Destek alma süreleri (örneğin çocuklar 18, ihtiyaç varsa 25 yaşa kadar; eş için ömür boyu gibi),
- Aile üyelerinin kazadan önce gerçekten destek alıp almadıklarıdır.
Hesaplama yine aktüeryal yöntemle ve mahkeme bilirkişilerinin görüşüyle yapılır. Destekten yoksun kalma tazminatında da yüksek maaş, genç yaş, çok sayıda bakmakla yükümlü kişi varsa tazminat miktarı artar. Hesaplama sırasında Yargıtay'ın benimsediği güncel yöntemler ve Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınır.
Kısacası, tazminat miktarının adil ve doğru belirlenmesi için hem maddi hem de manevi kriterler birlikte detaylıca gözden geçirilir. Özellikle uzman raporları ve mahkemece yapılan aktüeryal incelemeler bu süreçte belirleyici rol oynar.
Dava Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Belgelerin Doğru ve Zamanında Toplanması
Belgelerin doğru ve zamanında toplanması, iş kazası nedeniyle açılacak davalarda en kritik adımlardan biridir. Davanın seyrinde mağdur çalışanın ve ailesinin haklarını koruyabilmesi için kazayla ilgili tüm delillerin eksiksiz şekilde hazırlanması gerekir.
Öncelikle, iş kazası tespit tutanağı, ilk yardım ve hastane kayıtları, işyeri kazaya ilişkin belgeler, varsa servis güzergahı evrakları, personel listeleri ve SGK kazaya dair bildirim raporları mutlaka toplanmalıdır. Olay anında varsa çekilen fotoğraflar veya kamera görüntüleri de önemli birer delil olur.
Bu belgelerin eksiksiz olarak dava dosyasına eklenmesi, hak kaybının önüne geçer ve yargılamada elinizi güçlendirir. Aksi halde, mahkeme yeterli belge görmezse hak kaybı yaşanabilir.
SGK'nın Sorumluluğunun Sınırlanması
SGK'nın sorumluluğunun sınırlanması konusu iş kazası davalarında sıkça gündeme gelir. Sosyal Güvenlik Kurumu; iş kazasının bildirilmesi sonrası mağdur işçiye geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri sağlar. Ancak, SGK sadece bu ödemelerle yükümlüdür. İşverenin sorumluluğu ise hem SGK'nın karşıladığı masrafları kapsar, hem de ek olarak maddi ve manevi tazminat taleplerini içerir.
Yani, SGK'nın yaptığı ödemeler dışında kalan tüm zararların tazmini için işverene karşı ayrıca dava açılması gerekir. Mahkeme, işverenden istenecek tazminatta SGK tarafından karşılanan kısmı düşürerek hesaplama yapar. Dolayısıyla SGK'nın sorumluluğu yasal sınırlarla belirlenir, geri kalanı işverene aittir.
Tanık Beyanları ve Teknik Raporlar
Tanık beyanları ve teknik raporlar iş kazası davalarında büyük önem taşır. Kazaya doğrudan ya da dolaylı şahit olan kişilerin mahkemede vereceği detaylı ifadeler, olayın oluş şeklini aydınlatır.
Ayrıca, uzmanlardan alınacak iş güvenliği ve mühendislik teknik raporları, kazanın nasıl meydana geldiği, hangi güvenlik önlemlerinin alınmadığı ve kazada kimin ne kadar kusurlu olduğu konularına açıklık getirir. Mahkemeler genellikle bu teknik raporlarla birlikte tanık beyanlarını da göz önünde bulundurarak karar verir.
Bu nedenle tanıkların doğru seçilmesi ve teknik raporların uzman kişilerden alınması, davanın lehine sonuçlanmasını kolaylaştırır. Özellikle teknik konularda bağımsız uzman görüşleri, ispat yükünü hafifletir.
Davanın Seyri ve Sonuçlanma Süresi
Davanın seyri ve sonuçlanma süresi, iş kazası davalarında tarafların en çok merak ettiği konulardan biridir. Davanın süresi, olayın niteliği, toplanan delillerin durumu ve mahkemelerin yoğunluğuna göre değişkenlik gösterir.
Basit iş kazası dosyalarında ortalama süre 1 ila 2 yıl arasında seyreder. Fakat, eksik belge, tanık ifadesinin gecikmesi veya teknik raporların uzun sürmesinden dolayı bu süre uzayabilir.
Davanın takibi sırasında belgelerin zamanında sunulması, avukata düzenli bilgi verilmesi ve mahkeme tarafından istenen evrakların geciktirilmemesi sürecin hızlanmasını sağlar. Mahkemenin kararından sonra istinaf ve temyiz süreçleri de işin içine girdiğinde, kesin sonuca ulaşmak biraz daha zaman alabilir. Hak kaybı yaşamamak için davayı başından itibaren dikkatle takip etmek gerekir.
Sıkça Sorulan Sorular
İş Kazası Tazminatı Ne Kadar Sürede Sonuçlanır?
İş kazası tazminatı ne kadar sürede sonuçlanır sorusu kaza sonrası en çok merak edilen konulardan biridir. Tazminat davasının sonuçlanma süresi, davanın gidişatına, mahkemenin yoğunluğuna ve dosyanın karmaşıklığına göre değişir. Ortalama olarak bir iş kazası tazminat davası 1 ila 2 yıl arasında sürebilir. Ancak, kanıtların eksiksiz sunulması ve süreçte hatasız ilerlenmesi tazminatın daha kısa sürede alınmasını sağlayabilir. Ayrıca bazı hallerde istinaf ve temyiz gibi üst mahkemelere başvuru yapıldığı için bu süre uzayabilir.
Hangi Belgeler Gereklidir?
Hangi belgelerin gerekli olduğu konusu kazanın ispatı açısından çok önemlidir. İş kazasında genel olarak şu belgeler gerekir:
- Olay anına ait kaza tutanağı,
- Sağlık raporu,
- Tanık ifadeleri,
- SGK’ya yapılan bildirimler,
- Kamera kayıtları gibi deliller,
- İşçinin nüfus cüzdanı,
- Maluliyet varsa buna ilişkin sağlık kurulu raporu.
Belgeler eksiksiz ve açık olursa iş kazası tazminat sürecinde hak kaybı yaşanmaz.
İşverenin Sigortasız İşçi Çalıştırması Durumunda Ne Olur?
İşverenin sigortasız işçi çalıştırması durumunda da iş kazası geçiren işçinin hakları korunur. Bu durumda:
- İşçinin sigortasız olması, tazminat alma hakkını engellemez,
- Yargı süreçlerinde iş kazasının tanıklar ve diğer belge ve delillerle ispatlanması gerekir,
- SGK’ya yapılan bildirimde geçmişe dönük sigorta primi de işveren tarafından ödenir,
- İşveren hem idari ceza alır hem de işçiye tazminat ödemek zorunda kalabilir.
Bu yüzden sigortasız işçi de kaza geçirdiğinde mutlaka hakkını aramalıdır.
Tazminatı Kimler Talep Edebilir?
Tazminatı kimlerin talep edebileceği sorusu kazanın niteliğine bağlı olarak değişebilir. Eğer kazadan dolayı işçi yaralanmışsa bizzat işçi kendisi tazminat hakkına sahiptir. İşçinin hayatını kaybetmesi halinde ise;
- Eşi,
- Çocukları,
- Anne ve babası,
- Bakmakla yükümlü olduğu diğer yakınları, destekten yoksun kalma tazminatı ve diğer haklarını talep edebilir.
Hak sahipleri, maddi ve manevi tazminat için ayrı ayrı başvuruda bulunabilir.
İş Kazasının Bildirilmemesi Sonuçları
İş kazasının bildirilmemesi hem işçi hem de işveren açısından büyük sorunlara yol açar. İşverenin kazayı SGK’ya bildirmemesi halinde idari para cezası uygulanır. Ayrıca işçinin ileride hak talebi zora girebilir, kazayı ispatlaması güçleşir. Kazanın bildirilmemesi hak kaybına ve tazminatın reddedilmesine sebep olabilir. Bu nedenle iş kazası olduktan sonra olay derhal SGK ve kolluk kuvvetlerine bildirilmelidir.
Mahkeme Kararı Sonrası Tazminatın Tahsili
Mahkeme kararı sonrası tazminatın tahsili için karşı tarafın gönüllü olarak ödemesi beklenir. Ödeme yapılmazsa icra takibi başlatılabilir. Karar kesinleştiğinde işçi veya yakınları icra müdürlüğüne başvurup tazminatın faiziyle birlikte tahsilini sağlayabilir. Tazminatın ödenememesi durumunda ise işverenin banka hesaplarına, taşınmazlarına ya da gelirlerine haciz uygulanabilir. Hak kaybı yaşanmaması için süreç dikkatle takip edilmelidir.
Örnek Kararlar ve Önemi
Örnek iş kazası Yargıtay kararları, iş kazası davalarının nasıl değerlendirileceğini anlamak açısından çok önemlidir. Özellikle Yargıtay’ın farklı olaylar karşısında verdiği kararlar, hem işverenlerin hem de çalışanların haklarını ve yükümlülüklerini somutlaştırır. Son yıllarda Yargıtay’ın iş kazası ile ilgili bazı kararlarında şu konular öne çıkmıştır:
- İşyerinde geçirilen kalp krizi ya da beyin kanaması gibi sağlık sorunlarından kaynaklı kazalarda, olay işyerinde gerçekleştiyse çoğunlukla iş kazası olarak kabul edilmiştir (kaynak: barandogan.av.tr, firtinaosgb.com.tr).
- Yüksekten düşme, makinadan kaynaklanan yaralanmalar gibi net kazalarda, eğer işveren iş sağlığı ve güvenliği kurallarına tam uymadıysa, genellikle işverene yüksek oranda kusur yüklenmiştir.
- Görevli olarak işyeri dışında bulunan bir çalışanın kaza geçirmesi durumunda dahi, Yargıtay bu tür olayları çoğunlukla iş kazası olarak değerlendirmektedir (Kaynak: denktas.av.tr).
- Çalışanın dikkatsizliğinin olduğu bazı durumlarda ise Yargıtay, işverenin gerekli önlemleri almamış olmasını daha ağır kusur olarak görmektedir (kaynak: kararmatik.com).
- Bir diğer örnek Yargıtay kararında, işçinin %37 oranında iş göremezlik ve %40 kusur oranı varken, çalışana 40.000 TL manevi tazminat verilmiştir. (kararmatik.com)
- Ölümlü iş kazalarıyla ilgili örneklerde, işverenler hem maddi hem de manevi tazminattan sorumlu tutulmakta ve SGK kusur raporları ile uzman bilirkişi raporları çok önemlidir.
Bu kararlar, tarafların davalarda nasıl bir yol izlemesi gerektiği ve mahkemelerin hangi delillere önem verdiği konusunda yol göstericidir. Özellikle güncel Yargıtay kararlarına dayanmak, hak kaybı yaşanmaması için büyük avantaj sağlar.
Güncel Mevzuat ve Hak Kaybının Önlenmesi
İş kazası konusunda güncel mevzuat, çalışanların haklarını korumak ve işverenlere ciddi yükümlülükler getirmek açısından büyük önem taşır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, bu konuda temel yasal düzenlemeleri oluşturur.
- Çalışanlar, bir iş kazası yaşadıklarında en kısa sürede işverene ve SGK’ya yazılı veya elektronik ortamda bildirim yapmak zorundadır. (sgk.gov.tr, cottgroup.com)
- İşverenin kazanın ardından rapor düzenlemesi, olayı tutanak altına alması ve tüm delilleri toplaması gerekir. Örneğin kamera kayıtları, tanık ifadeleri, olay yeri raporları eksiksiz sunulmalıdır.
- Mevzuata göre işveren, işyerindeki riskleri değerlendirmek, çalışanlarını eğitmek ve koruyucu ekipman sağlamak zorundadır. İş sağlığı ve güvenliğine dair tedbirlerin alınmaması durumunda, yaşanacak kazadan doğrudan sorumlu tutulur (kaynak: tankisipartners.com, sgk.gov.tr).
- Hak kaybı yaşamamak için çalışanlar, kazayı SGK’ya 3 iş günü içinde, işveren ise kazayı öğrendiği tarihten en geç 3 iş günü içinde bildirmek zorundadır. Geç bildirimin maddi cezaları bulunmaktadır.
- Açılan tazminat davalarında arabuluculuk şartı aranmaz, doğrudan dava açma hakkı vardır. Ancak, başvuru ve delil toplama sürecini atlayanlar zaman aşımı nedeniyle hak kaybına uğrayabilirler.
Sonuç olarak, iş kazası yaşandığında, mevzuata tam uymak, gerekli bildirimleri yapmak ve güncel Yargıtay kararları ışığında hareket etmek hem işçi hem de işveren için oldukça önemlidir. Aksi takdirde, hak kaybı yaşanma riski oldukça yüksektir. Mevzuat ve yargı kararlarını takip ederek haklarınızı koruyabilirsiniz.
Özet ve Sonuç
Hakların Korunması İçin Öneriler
Hakların korunması için iş kazası yaşayanların yapması gerekenler oldukça önemlidir. Öncelikle iş kazası geçirir geçirmez olay ile ilgili tüm belgeleri toplamak gerekir. Bu belgeler, kazanın nasıl ve nerede yaşandığına dair tutanaklar, sağlık raporları, görgü tanıklarının ifadeleri ve varsa kamera kayıtlarıdır. Belgeler ne kadar eksiksizse hak arama yolunda o kadar güçlü bir adım atılmış olur.
Hakların korunması için bir diğer önemli adım, kazanın sosyal güvenlik kurumuna ve gerekli makamlara süresi içinde bildirilmesidir. Sigortasız çalışanlar bile gerekirse mahkeme yoluyla haklarını arayabilir. İş kazası sonrasında avukat desteği almak, süreci güvenli ve doğru yürütmek için önerilir. Ayrıca hak kaybı yaşamamak için yasal süreleri kaçırmamak gerekir. Her zaman yazılı başvurular yapmak ve resmi evrakların birer örneğini saklamak da büyük önem taşır. Bu şekilde hem hukuki olarak haklarınızı korumuş olursunuz hem de tazminat taleplerinizi daha kolay ispat edebilirsiniz.
Destek Alınabilecek Kurum ve Avukatlar
İş kazası yaşayan kişilerin destek alabileceği çok sayıda kurum ve profesyonel bulunmaktadır. İlk başvurulacak yer genellikle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) olur. SGK, iş kazasının incelenmesi, tedavi giderlerinin karşılanması ve tazminat sürecinin başlatılması gibi konularda yardımcı olur.
Ayrıca, işçi sendikaları gibi meslek kuruluşları ücretsiz danışmanlık hizmeti sunabilir. İş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet gösteren dernekler, hem bilgilendirme hem de rehberlik hizmetleriyle öne çıkar. Eğer süreçte bir hak kaybı yaşandığı düşünülüyorsa veya karşı tarafla anlaşma sağlanamıyorsa, bir iş hukuku avukatından profesyonel destek almak akıllıca olur. Avukatlar, dava sürecini baştan sona sizin adınıza takip ederek hukuki haklarınızın tam anlamıyla korunmasını sağlar.
Kısacası, haklarınızı korumak ve kayıp yaşamamak için tüm süreci bilinçli ve dikkatli yönetmek, gerekli kurumlara başvurmak ve gerekirse avukattan destek almak en iyi yöntemdir.
Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?
Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.
Lütfen unutmayın;
- Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
- Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Sıkça Sorulan Sorular
Hastanede geçirilen süre tazminata etkiler mi?
Evet, hastanede geçirilen süre, özellikle maddi tazminatın hesaplanmasında önemli bir faktördür. Tedavi sürecindeki giderler, çalışılamayan günler ve olası kalıcı zararlar gibi unsurlar tazminat miktarını doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, hastane kayıtları ve doktor raporları tazminat davasında kritik belgeler arasında yer alır.
İş kazası sonrası ne kadar sürede dava açılabilir?
İş kazası sonrasında dava açma süreci, birçok kişinin kafasını karıştırır. Genel olarak, Türkiye'de iş kazası sonucu tazminat davası açmak için kaza tarihinden itibaren 2 yıl içinde harekete geçmek gerekir. Ancak, bu süreçte sağlık durumunun netleşmesi ve kaza ile ilgili tüm bilgi ve belgelerin toplanması önemlidir. Yani, acele etmek yerine, doğru adımları atmak daha faydalıdır.
İş kazası tazminatı alma şartları nelerdir?
İş kazası tazminatı alabilmenin bazı önemli şartları vardır. Kazanın iş yerinde veya işverenin sorumluluğu altında gerçekleşmiş olması, kazanın iş ile doğrudan ilişkili olması ve mağdurların işveren tarafından sigortalatılmış olması gibi. Aynı zamanda, olayın kazadan kaynaklandığının ispatlanması ve kazanın işverenin ihmali sonucu gerçekleştiğinin kanıtlanması gerekebilir.
Maddi ve manevi tazminat arasındaki fark nedir?
Maddi tazminat, kazadan doğrudan etkilenen ve maddi zarara uğrayan kurbanların veya ailelerinin uğradığı somut kayıplar için ödenir. Bu, hastane masrafları, tedavi giderleri, çalışamama nedeniyle kaybedilen gelir gibi kalemleri içerir. Manevi tazminat ise, kazadan etkilenen kişinin yaşadığı fiziksel ve psikolojik acı, ızdırap ya da hayat kalitesindeki düşüş gibi somut olmayan zararlar için verilir. Kısacası, maddi tazminat somut kayıplarınızı, manevi tazminat ise duygusal ve psikolojik zararlarınızı telafi eder.
Tazminat miktarı nasıl hesaplanır?
Tazminat miktarının hesaplanması, iş kazası durumunda en çok merak edilen konulardan biridir. Maddi tazminat, genellikle kazazedelerin uğradıkları zararı karşılamak için hesaplanır ve bu, kazanılan ortalama gelir, mesleğe göre değişiklik gösteren risk faktörleri ve kaza sonucu oluşan sağlık sorunlarının ciddiyeti gibi faktörlere bağlıdır. Manevi tazminat ise, yaşanan acı ve sıkıntının bir ölçüsü olarak kabul edilir ve genellikle mahkeme tarafından somut olmayan zararların büyüklüğü dikkate alınarak belirlenir.
Avukatsız tazminat davası açılabilir mi?
Evet, teknik olarak avukatsız bir tazminat davası açmak mümkündür; ancak, iş kazaları ve tazminat davaları genellikle karmaşık hukuki süreçler içerir. Bu nedenle, haklarınızı en iyi şekilde koruyabilmek ve olası en yüksek tazminatı alabilmek için bir avukat ile çalışmanız tavsiye edilir. Avukatsız dava açmak, sürecin teknik zorlukları nedeniyle hak kayıplarına yol açabilir.
İlginizi Çekebilir
-
Biyolojik Baba Olmadığı Anlaşılan Kişinin Anneye Tazminat ve Dolandırıcılık Davası Hakkı
DNA testiyle biyolojik baba olmadığı anlaşılan kişinin anneye karşı dava hakları: soybağının reddi, maddi-manevi tazminat, dolandırıcılık ceza davası, TMK.
-
Patronum Tarafından Darp Edildim Ne Yapabilirim?
Patronum tarafından darp edildim, ne yapmalıyım? Hızla hukuki süreç başlatın, savcılığa başvurun. Haklarınızı öğrenin, tazminat talep edin!
-
İşveren Maaş Ödemezse Ne Yapabililirim?
Maaşını alamayan işçiler, işverenine ihtarname gönderip yasal haklarını kullanabilir. Haklarınızı öğrenmek için rehberimize göz atın!
-
Cumhurbaşkanına Hakaret Nedeniyle İşten Atıldım, Ne Yapmalıyım?
Cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle işten atıldıysanız, haklarınızı öğrenin. Tazminat, itiraz süreci ve yasal adımlar hakkında bilgi edinin.
-
Çalıştığım Yerde Hakkımı Alamıyorum Ne Yapabilirim?
Çalıştığım yerde hakkımı alamıyorum? Çözüm yolları, ihtarname örnekleri ve iş mahkemesi süreçleri ile haklarınızı nasıl koruyabilirsiniz?
-
Trafik Kazasında Karşı Tarafın Sigortası Yoksa Ne Olur?
Trafik kazasında karşı tarafın sigortası yoksa, tüm masraflar sizin sorumluluğunuzda olur. Hakkınızı aramak için yol ve süreçleri öğrenin.
-
Maaşın Yatmaması Durumunda İşçilerin Hakları ve Çözüm Yolları
Maaşınız yatmadıysa ne yapmalısınız? İş hukuku açısından haklarınız, başvurmanız gereken merciler ve çözümler hakkında detaylı bilgi alın.
-
Lüks Restoranda Gıda Zehirlenmesi Sonrası Tazminat ve Haklarınız
Lüks restoranda gıda zehirlenmesi sonrası şikayet süreci, tazminat talepleri ve yasal sonuçlar hakkında bilgilendirici bir rehber.
-
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Nedir ve Nasıl Hesaplanır?
Destekten yoksun kalma tazminatı, bir kişinin vefatı sonrası, destek sağladığı bireyler için ödenen tazminat türünü açıklar ve yasal süreçleri ele alır.
-
Kalp Krizi İş Kazası Sayılır mı?
Kalp krizi iş kazası olarak sayılır mı? İş Hukuku kapsamında kalp krizinin iş kazası olarak değerlendirilme süreçlerini bu yazımızda ele alıyoruz.