Bedensel Zarar Tazminatı Nedir?

22 dakika

Bedensel zarar tazminatı, haksız fiil, trafik kazası, iş kazası veya tıbbi hata gibi olaylar sonucu vücut bütünlüğü zedelenen kişinin uğradığı kayıpların karşılanmasını sağlar. Amaç; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücü kaybı ve manevi tazminat gibi kalemleri karşılamaktır.

Genelde şu başlıklar öne çıkar:

  • Tedavi ve iyileştirme giderleri
  • Geçici/kalıcı iş göremezlik ve gelir kaybı
  • Ekonomik geleceğin sarsılması ve bakıcı gideri
  • Manevi tazminat

Hesaplama; maluliyet oranı, kusur oranı, gelir durumu ve gelecekteki tedavi masrafları gibi ölçütlere göre yapılır. Başvuru sürecinde sigorta şirketine başvuru, raporlar ve süreler (ör. zamanaşımı) kritik önemdedir.

Bu yazıda “Bedensel zarar tazminatı nedir”, hangi kalemleri kapsar ve nasıl hesaplanır sorularını adım adım ele alacağız; yani konu tam olarak bedensel zarar tazminatı.

Bedensel Zararın Tanımı ve Kapsamı

Bedensel Zarar Kavramı

Bedensel zarar kavramı, kişinin vücudunda, sağlığında veya organlarında meydana gelen her türlü olumsuz etkilenmeyi ifade eder. Bu kapsamda kemik kırıkları, doku kayıpları, uzuv kayıpları, yanık, iç organ hasarları ya da bir hastalığa yakalanma gibi durumlar bedensel zarar olarak değerlendirilir. Bedensel zarar, sadece fiziksel yaralanmalı olmayabilir. Kişinin hareket kabiliyetinin azalması, günlük yaşamını eskisi gibi sürdürememesi ya da kalıcı sakatlık yaşaması da örnekler arasındadır. Hatta bazı durumlarda psikolojik zararların da bedensel zarar kapsamında değerlendirilmesi mümkündür.

Bedensel Zararın Hukuki Dayanağı

Bedensel zararların hukuki dayanağı, Türk Borçlar Kanunu ve Türk Medeni Kanunu ile belirlenmiştir. Özellikle Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillerle ilgili maddelerinde, başkasına kasten ya da ihmal yoluyla zarar verenin bu zararı karşılamakla yükümlü olduğu açıkça yazılmıştır. Bedensel zarara uğrayan kişiler, bu zararlarının tazminini isteme hakkına kanunlarla sahiptir. Ayrıca, iş kazaları ve trafik kazaları ile ilgili olarak ise özel kanunlar ve mevzuatlar da devreye girmektedir. Bu kanunlarda zarar görenin hakları, tazminatın nasıl hesaplanacağı ve ödeneceği gibi birçok detay düzenlenmiştir.

Bedensel Zarar Kapsamına Giren Durumlar

Bedensel zarar kapsamına giren durumlar oldukça geniştir. Trafik kazası sonucu yaralanma, iş kazası nedeniyle sakatlanma, tıbbi hata sonrası vücut bütünlüğünün bozulması, saldırı veya darp sonucu vücutta herhangi bir fiziksel zarar oluşması bu kapsamdadır. Ayrıca, kalıcı veya geçici felç, uzuv kaybı, görme veya işitme duyusunun kaybı, yanık ya da ciddi doku tahribatı da bedensel zarar kapsamındadır. Sadece büyük ve ciddi zararlar değil, küçük bir yaralanma, hafif bir burkulma ya da geçici bir hareket kısıtlılığı gibi durumlar da bedensel zarar olarak değerlendirilir. Yani kişinin günlük hayatını etkileyen her türlü vücut ve sağlık bozulması hukuken korunur ve tazminat hakkı doğar.

Sonuç olarak, bedensel zarar kavramı ve hukuki kapsamı oldukça geniş olup, kişinin sağlığına gelen her türlü zarar bu çerçevede korunmaktadır. Bu nedenle zarar gören kişilerin haklarını bilmesi ve gerektiğinde yasal yollara başvurabilmesi önemlidir.

Bedensel Zarar Nedeniyle Talep Edilebilecek Tazminatlar

Maddi Tazminat Türleri

Bedensel zarar durumunda talep edilebilecek tazminatlar genellikle iki ana başlıkta toplanır: maddi ve manevi tazminatlar. Maddi tazminat türleri, kişinin uğradığı gerçek, ölçülebilir kayıplar üzerinden hesaplanır. Bu tazminatlar hem zarar görenin sağlık harcamalarını hem de zarar sonrası gelir kayıplarını kapsar.

Tedavi ve İyileştirme Giderleri

Tedavi ve iyileştirme giderleri, bedensel zarar sonucunda ortaya çıkan hastane masrafları, ilaç giderleri, ameliyat ücretleri ve fizik tedavi gibi tüm sağlık harcamalarını içerir. Eğer zarar görenin özel tedaviye ihtiyacı varsa ya da devam eden bir bakım gerekiyorsa, bu uzun vadeli harcamalar da tazminat hesabına dahil edilir. Burada önemli olan, tüm giderlerin belgelenebilir olmasıdır.

Geçici İş Göremezlik Tazminatı

Geçici iş göremezlik tazminatı, kişinin kaza veya olay nedeniyle bir süreliğine iş görme yetisini kaybetmesi durumunda devreye girer. Bu tazminat, iyileşme sürecinde kazanç kaybını karşılamak içindir. Yani çalışılamayan günler için zarar görenin alabileceği bir tazminattır. Vakaya göre, iş görememe süresi ve gelir miktarı dikkate alınır.

Sürekli İş Göremezlik Tazminatı

Sürekli iş göremezlik tazminatı, kişinin kalıcı olarak iş yapma gücünün azalması ya da tamamen ortadan kalkması durumunda talep edilir. Bu durumda, zarar görenin aldığı maaş, mesleki durumu ve yaşı gibi unsurlar dikkate alınarak, ömür boyu veya uzun vadeli gelir kaybı hesaplanır.

Kazanç Kaybı

Kazanç kaybı, zarar görenin olaydan önceki gelirine göre uğradığı maddi kaybı telafi etmek için ödenir. Bedensel zarar sonrasında çalışma hayatı olumsuz etkilenirse, kişi hem mevcut kayıplarını hem de gelecekteki potansiyel gelirlerini kaybedebilir. Bu durumda, tazminat miktarı hesaplanırken kişinin mesleği, yetenekleri ve zarar görmeden önceki gelir düzeyi göz önünde bulundurulur.

Ekonomik Gelecek Kaybı

Ekonomik gelecek kaybı, özellikle gençlerde ve meslek hayatının başında olanlarda önem taşır. Kişinin sağlık sorunları nedeniyle gelecekte elde edebileceği yüksek gelir ya da kariyer fırsatlarından mahrum kalması halinde gündeme gelir. Uzun vadede yaşanacak mali kayıplar ve zarar görenin potansiyel başarıları da bu başlığa dahildir.

Manevi Tazminat

Manevi tazminat, bedensel zarar nedeniyle uğranılan duygusal sıkıntı ve psikolojik etkileri karşılamak için ödenir. Maddi tazminat gerçek kayıpları karşılarken, manevi tazminat yaşanan acının ve duygusal yıpranmanın telafisidir.

Psikolojik Acı ve Izdırap Nedeniyle Tazminat

Psikolojik acı ve ıstırap nedeniyle tazminat, kişinin yalnızca fiziksel değil, ruhsal anlamda da zarar görmesi durumunda gündeme gelir. Ağır hastalık, sakatlık ya da kalıcı izler, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Türk hukukunda, bu tür zararlar karşısında hakim hakkaniyete uygun bir manevi tazminat takdir eder.

Yakınların Manevi Tazminat Hakkı

Yakınların manevi tazminat hakkı ise, zarar gören kişinin aile bireylerine tanınan bir tazminat türüdür. Ağır şekilde yaralanan ya da kalıcı sakatlanan biri yakınları için de büyük bir yıkım yaratabilir. Anne, baba, eş ve çocuklar gibi birinci dereceden yakınlar, duydukları elem ve ıstırap için mahkemeden manevi tazminat talep edebilirler. Bu hak, özellikle olayın yarattığı psikolojik travmanın büyüklüğüne göre değerlendirilir.

Bedensel Zarar Tazminatına Sebep Olan Olaylar

Trafik Kazaları

Trafik kazaları, bedensel zarar tazminatı taleplerinin en sık görüldüğü olaylardandır. Bir kişinin trafik kazasında yaralanması veya sakat kalması, doğrudan tazminat talep hakkını doğurur. Kazaya karışan tarafın kusurlu olması halinde, mağdur kişi hem maddi hem de manevi tazminat isteyebilir. Türkiye’de sigorta şirketleri, zorunlu trafik sigortası kapsamında kazazedeye tedavi ve zarar giderlerini karşılayabiliyor. Ancak kalıcı sakatlık veya iş göremezlik gibi durumlarda ek tazminatlar için mahkemeye başvurmak mümkündür. Trafik kazası sonrası açılacak tazminat davalarında, kazanın oluş şekli, tarafların kusur oranı ve mağdurun uğradığı zarar detaylı şekilde değerlendirilir.

İş Kazaları

İş kazaları, özellikle sanayi sektöründe çalışanlar için büyük risk oluşturur. Bedensel zarar tazminatı açısından iş kazası geçiren işçinin, işverenden ve işverenin sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkı vardır. Türkiye’de iş kazası durumunda öncelikle SGK tarafından sağlık giderleri karşılanır. Ancak, işverenin iş güvenliği önlemlerini almamış olması, işçinin daha fazla zarar görmesine neden olmuşsa, mağdur işçi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. İş kazalarında tazminat hesabı yapılırken, işçinin kazanç kaybı, iş gücü kaybı ve tedavi giderleri dikkate alınır.

Haksız Fiil ve Sözleşmeye Aykırılık

Bedensel zarar tazminatına sebep olan olaylar içinde haksız fiil ve sözleşmeye aykırılık oldukça yaygındır. Haksız fiil, bir kişinin hukuka aykırı şekilde başka bir kişiye zarar vermesidir. Örneğin, birinin başka birine fiziksel şiddet uygulaması haksız fiil sayılır. Bu tür bir olayda zarar görenin hem bedensel hem psikolojik tazminat isteme hakkı vardır. Sözleşmeye aykırılık ise özellikle hizmet veya iş sözleşmelerinde görülebilir. Örneğin, özel bir okulun can güvenliği önlemi almaması sonucu öğrencinin yaralanması halinde de bedensel zarar tazminatı talep edilebilir.

Malpraktis ve Tıbbi Hatalar

Malpraktis, yani tıbbi hata, doktorun ya da sağlık çalışanının mesleki ihmali sonucu hastada bedensel zarara yol açması ile oluşur. Yanlış tedavi, ameliyat sırasında hata veya yanlış ilaç uygulamaları en yaygın malpraktis örneklerindendir. Böyle bir durumda hastanın veya hasta yakınlarının hem maddi hem manevi tazminat talep etme hakkı bulunur. Malpraktis davalarında, tıbbi standartların ihlal edilip edilmediği ve zararın ciddiyeti ayrıntılı olarak değerlendirilir. Sağlık sektöründe bu tür olayların mağduru olan kişiler için tazminat talebi, hak kaybı yaşanmaması adına çok önemlidir.

Yetkili ve Görevli Mahkemeler

Tazminat taleplerinin dayandığı mahkemeler, bedensel zarar davalarında çok önemlidir. Bedensel zarar nedeniyle açılacak tazminat davalarında genellikle Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olur. Eğer iş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle bir tazminat talebi varsa, bu durumda İş Mahkemeleri devreye girer.

Yetkili mahkeme ise çoğunlukla davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ancak, zararın meydana geldiği yerdeki mahkeme de yetkilidir. Örneğin, trafik kazası sonucu bir bedensel zarar oluştuysa, kazanın meydana geldiği yer mahkemesi de sizin davanızı görebilir.

Farklı tipte zararlar veya özel durumlara göre yetki ve görev konusunda istisnalar olabilir. Özellikle sigorta şirketlerine karşı açılan davalarda, zararın meydana geldiği yer ya da sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeler de yetkili olabilir.

Tazminat Davası Açma Şartları

Tazminat davası açabilmek için öncelikle bir bedensel zarar oluşmuş olmalı ve bu zarar başkasının kusurlu veya sorumlu davranışı sonucu meydana gelmiş olmalıdır. Gereken ilk şart, zarar görenin gerçekten bir zararının bulunmasıdır. Bu zarar bir tedavi gideri, iş göremezlik veya gelir kaybı şeklinde olabilir.

İkinci şart, zarara neden olan bir fiil veya olay olmalıdır. Bu da çoğunlukla bir trafik kazası, iş kazası, saldırı gibi belirgin olaylardır. Ayrıca bu fiil ile zarar arasında illiyet bağı (nedensellik bağı) olması gerekir. Yani zarar ile olay doğrudan ilişkili olmalı.

Davacı, mahkemeye başvurduğunda zararının ve zarara yol açan olgunun kanıtlarını sunmakla yükümlüdür. Belgeler, raporlar, tanık ifadeleri bu süreçte büyük önem taşır. Ayrıca, davanın zamanaşımı süresi içinde açılması gerekir. Zamanaşımı süresi dolduktan sonra tazminat talep etmek genellikle mümkün olmaz.

Arabuluculuk Şartı ve Başvuru Yolları

Bedensel zarar tazminatı ile ilgili bazı davalarda arabuluculuk şartı bulunur. 2018 yılından itibaren maddi ve manevi tazminat içeren bazı iş kazası ve trafik kazası gibi olaylarda dava açmadan önce mutlaka arabulucuya başvurmak gerekmektedir.

Arabuluculuk aşamasında zarar gören ile sorumlu veya sigorta şirketi arasında anlaşmaya varılmaya çalışılır. Anlaşma olursa dava açmaya gerek kalmaz. Eğer arabuluculukta uzlaşma sağlanamazsa, bu durumda kişinin elinde arabuluculuk son tutanağı ile birlikte dava açma hakkı doğar.

Başvuru için önce arabuluculuk bürosuna gidilir, ardından başvuru formu doldurulur ve süreç başlatılır. Arabuluculuk süresi kısa sürer, genellikle bir ay içerisinde sonuçlanır. Hiç uzlaşma olmazsa, dava açmak içi mahkemeye başvuru yapılır.

Bu yolları eksiksiz izlemek, hem hakkınızı güvence altına almanızı hem de sürecin daha hızlı ve sağlıklı ilerlemesini sağlar.

Tazminat Miktarının Belirlenmesi

Tazminat miktarının belirlenmesi, bedensel zarar durumunda çok dikkatli yapılması gereken bir süreçtir. Hakim, öncelikle zararın büyüklüğünü ve mağdurun uğradığı gelir kaybını göz önünde bulundurur. Yani, kişinin olaydan önceki hayat standardı, yaşı, mesleği, geliri ve olaydan sonraki durumuna bakılır. Özellikle, tazminat miktarı belirlenirken mağdurun kazanç düzeyi, maluliyet oranı, iyileşme süresi ve tedavi masrafları hesaplamada öne çıkar. Tazminat, mağdurun uğradığı gerçek kaybı karşılayacak ve haksız zenginleşmeye yol açmayacak şekilde tespit edilir.

Belgelenmesi Gereken Giderler

Belgelenmesi gereken giderler, tazminatın doğru şekilde hesaplanması için çok önemlidir. Burada özellikle tedavi masrafları, hastane ve ilaç faturaları, rehabilitasyon, yol ve bakım giderleri, evde veya profesyonel bakım ihtiyacına yönelik harcamalar açıkça belgelenmelidir. İlgili sağlık raporları, tedaviye ilişkin fatura ve fişler, iş göremezlik raporları da dosyada bulunmalıdır. Hakim ya da sigorta şirketleri, ancak belgelenen giderleri dikkate alacak ve tazminat hesabına katacaktır. Bu nedenle, mağdur ne kadar çok kanıt sunarsa hakkını alması o kadar kolay olur.

Hakimin Araştırma Yükümlülüğü

Hakimin araştırma yükümlülüğü, bedensel zarar tazminatı davalarında ayrı bir yere sahiptir. Hakim, dosya içindeki belgelerle yetinmeyip zararın kapsamını ve tazminat miktarını doğru olarak tespit etmekle sorumludur. Gerekirse bilirkişi incelemesi yapılır, gerekirse uzman doktorlardan rapor alınır. Ayrıca, iş kaybı, ileride oluşacak zararlar, mağdurun yaşam kalitesi gibi hususlar da ayrıntılı olarak araştırılır. Tüm bu araştırmalar, mağdurun hak ettiği tazminatı eksiksiz almasını amaçlar.

Varsayımsal Kazanç Kayıpları

Varsayımsal kazanç kayıpları, mağdurun başına olay gelmeseydi ileride elde edeceği kazançların kaybını ifade eder. Özellikle genç yaştaki kişilerde veya gelir artışı beklenen meslek sahiplerinde bu kaybın tespiti önemlidir. Mahkeme, mağdurun eğitim durumu, mesleki ilerlemesi ve olası terfi imkanlarını inceler. Genellikle istatistiki veriler ve sektörel ortalamalar dikkate alınıp varsayımsal bir kazanç hesabı yapılır. Bu sayede, mağdurun gerçek kaybı daha adil şekilde tespit edilir.

İleriye Dönük Tedavi ve Maluliyet Oranları

İleriye dönük tedavi ve maluliyet oranları bedensel zarar davalarında büyük önem taşır. Eğer mağdurun durumu kalıcıysa, yaşam boyu devam edecek sağlık harcamaları ve bakım ihtiyaçları göz önüne alınır. Maluliyet oranı, resmi sağlık kurulu raporları ile belirlenir. Bu oran, mağdurun çalışma gücünü ne kadar kaybettiğini gösterir ve tazminatın hesaplanmasında doğrudan etkilidir. Ayrıca, tedavi sürecinde ileride ortaya çıkabilecek ek ihtiyaçlar için de tazminata ek bir pay öngörülür.

Tazminatın İndirim Sebepleri

Tazminatın indirim sebepleri, hem mağduru hem de tazminat ödeyecek tarafı koruma amacı taşır. Hakim, belirli durumlarda tazminat miktarında indirime gidebilir. Özellikle zarar gören kişinin kusuru veya olayda payı varsa, tazminat buna göre azaltılır.

Zarar Görenin Kusuru

Zarar görenin kusuru, özellikle trafik ve iş kazalarında sıkça gündeme gelir. Mağdur, olayın oluşumunda kısmen ya da tamamen kusurluysa, hak ettiği tazminat buna göre indirilir. Örneğin, kurallara aykırı davranmak, dikkatsizlik veya güvenlik önlemlerini almamak kusurlu kabul edilir. Hakim, bu kusur oranını uzman bilirkişilerden rapor alarak belirler ve tazminattan düşer.

Rıza ve Etki Faktörleri

Rıza ve etki faktörleri ise mağdurun zararın oluşmasında bilerek ve isteyerek rol oynayıp oynamadığını ortaya koyar. Eğer mağdur, zarara sebep olan duruma açıkça rıza göstermişse ya da kendi isteğiyle risk almışsa tazminat miktarı indirilir veya tamamen ortadan kalkar. Ayrıca, olayın meydana gelmesinde dış etkiler, üçüncü kişilerin kusuru veya beklenmeyen gelişmeler varsa, bunlar da hakim tarafından dikkate alınır. Böylece tazminat adaletli ve hakkaniyetli bir şekilde belirlenir.

Bedensel Zarar Tazminatında Zamanaşımı Kuralları

Zamanaşımının Başlangıcı

Zamanaşımının başlangıcı, bedensel zarar nedeniyle tazminat davası açacak kişiler için çok önemlidir. Türk Borçlar Kanunu’na göre, zararın ve tazminat sorumlusunun öğrenildiği tarihten itibaren zamanaşımı süresi başlar. Yani bir kişi trafik kazasında veya iş kazasında yaralandıysa, olayın gerçekleştiği günü değil, zararın boyutunun ve kimin sorumlu olduğunun anlaşıldığı günü esas alır.

Bedensel zararlar bazen olay anında tam olarak ortaya çıkmayabilir. Örneğin, bir kaza sonrası asıl sağlık sorunu ya da iş göremezlik raporu olaydan birkaç hafta sonra belli olabilir. Bu tip durumlarda zamanaşımı, mağdurun tüm zararını ve sorumluyu kesin olarak öğrendiği tarihte işlemeye başlar.

Yargıtay kararlarında da açıkça vurgulandığı gibi, zararın öğrenilmesi ve sorumlu kişinin tespiti en önemli noktadır. Kimi durumlarda mağdur, tıbbi rapor veya uzman görüşü ile zarar boyutunu ve ileride doğabilecek kayıplarını netleştirince zamanaşımı süresi burada başlar.

Zamanaşımı Süresi ve İstisnalar

Bedensel zarar tazminatı taleplerinde genel zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nda 2 yıl ve her hâlükârda 10 yıldır. Yani mağdur, zararı ve kimden talep edeceğini öğrendiği andan itibaren 2 yıl içinde tazminat davası açmalıdır. Ancak olay tarihinden itibaren 10 yıl geçerse artık hiçbir şekilde tazminat istenemez. Bu süreler, trafik kazaları veya iş kazalarındaki tazminat talepleri için de aynıdır.

Bununla birlikte, bazı istisnalar da vardır. Ceza gerektiren bir fiil varsa yani bedensel zarar aynı zamanda bir suç oluşturuyorsa, ceza zamanaşımı daha uzun ise bu süre uygulanır. Örneğin, bir kişinin kasten yaralanmasına neden olan bir olayda ceza zamanaşımı 15 yıl ise, tazminat talebi de bu sürede zaman aşımına uğrar. Bu mağdur için avantaj sağlar.

Çocuklar veya uzun süre hastanede kalanlar için de zaman aşımı istisnaları gündeme gelebilir. Özellikle mağdurun tam ehliyetli olmadığı veya fiil ehliyetinden yoksun olduğu durumlarda zamanaşımı süresi durabilir ve mağdur lehine korunur.

Zamanaşımı süreleri, dava açılması veya arabuluculuk başvurusu gibi işlemlerle kesilebilir. Bu da mağdurun hakkını kaybetmemesi için dikkat etmesi gereken başka bir noktadır. Bedensel zarar tazminatında zamanaşımını kaçırmamak için hukuki destek almak oldukça önemlidir.

Bedensel Zarar ve Ölüm Halinde Özel Durumlar

Ölüm Halinde Talep Edilebilecek Tazminatlar

Ölüm, bedensel zarar tazminatında en ağır sonuçlardan biridir. Ölüm meydana geldiğinde, ölen kişinin yakınları çeşitli tazminat haklarına sahip olabilir. Türk Borçlar Kanunu’na göre, ölüm sonucu ortaya çıkan zararların karşılanması için hem maddi hem manevi tazminat istenebilir. Burada önemli olan, ölenin geride bıraktığı kişiler için hangi zararların doğrudan karşılanabileceğidir. Özellikle cenaze ve tedavi giderleri ile destekten yoksun kalma zararları, en temel tazminat kalemlerindendir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Destekten yoksun kalma tazminatı, ölüm sonucu, ölenin yaşamı boyunca maddi destek sağladığı kişilere ödenen bir tazminat türüdür. Bu tazminat için ölenin yakınları (eş, çocuk, anne, baba gibi) mahkemeye başvurabilirler. Burada asıl amaç, ölenin hayatta olması halinde sağlayacağı ekonomik katkının kaybını telafi etmektir.

Destekten yoksun kalma tazminatı hesabında;

  • Ölenin yaşı ve geliri
  • Destek olunan kişinin yaşı ve beklenti süresi
  • Aralarındaki yakınlık derecesi

dikkate alınır. Özellikle küçük yaşta çocuklar ve yaşlı anne-babalar için bu destek daha hassas biçimde hesaplanır. Tazminatın süresi, destek gören kişinin destek ihtiyacı bitene kadar devam eder. Yani çocuklar için reşit oluncaya kadar, eş için ise ömür boyu olabilir.

Cenaze ve Tedavi Giderleri

Cenaze ve tedavi giderleri, ölümden önce ve sonra ortaya çıkan zorunlu masraflardır. Ölüm hali genellikle ani kazalar, iş kazaları ya da tıbbi hatalar sonucu oluşabilir ve bu tür durumlarda öncelikli olarak cenaze ve tedavi masraflarının tazmini talep edilebilir.

Tedavi giderleri, ölmeden önce yapılan hastane, ilaç, müdahale ve bakım masraflarını kapsar. Cenaze giderleri ise defin, mezar, ilçe ve şehir dışına nakil, dini vecibelerin yerine getirilmesi gibi tüm masrafları içerir.

Bu giderlerin belgelenmesi önemlidir. Çünkü tazminat talebinde bulunan kişiler, bu masrafları fatura, ulaşım fişi, hastane raporu gibi belgelerle ispatlamalıdır.

Talep Hakkı ve Mirasçılık

Talep hakkı ve mirasçılık konusu, ölüm halinde kimin ve ne kadar tazminat alabileceğini belirler. Genel olarak ölenin desteğinden yoksun kalanlar (eş, çocuk, anne, baba gibi) destekten yoksun kalma tazminatı için doğrudan talep hakkına sahiptir.

Ayrıca ölüm halinde ölenin tüm mirasçıları, onun yaşarken sahip olabileceği şahsi haklara (örneğin yaralanma sonucu doğan tazminat alacakları) miras yoluyla sahip olabilir. Yani ölümden sonra açılacak tazminat davalarında, mirasçılar bu hakları kullanabilir.

Mirasçılık durumunda;

  • Resmî mirasçılık belgesi
  • Veraset ilamı
  • Akrabalık ve yakınlık derecesi

mahkemeye sunulmalıdır. Böylece talep edilen tazminatın kimlere ve ne kadar ödeneceği net şekilde belirlenir.

Sonuç olarak, ölüm halinde tazminat hakları sadece ölenin değil, geride bıraktıklarının ekonomik ve sosyal güvenliğini koruma amacı taşır. Bu süreçler karmaşık olabilse de, hak sahipleri tüm delilleri doğru şekilde hazırlayarak hak ettikleri tazminatı alabilirler.

Bedensel Zarar Tazminatında Sık Karşılaşılan Sorular ve Problemler

Sigorta ve Tazminat İlişkisi

Sigorta ve tazminat ilişkisi, bedensel zarara uğrayan kişiler için oldukça kafa karıştırıcı olabiliyor. Özellikle trafik kazalarında, iş kazalarında ya da tıbbi hatalarda zarar gören taraf “Sigortadan tazminat alınca, dava açabilir miyim?” sorusunu çok soruyor. Yasalara göre, zarar gören kişi öncelikle sigorta şirketine başvurarak poliçe kapsamında teminat altına alınan zararlarını isteyebilir.

Burada önemli bir nokta, alınan tazminat miktarının gerçek zararı karşılamaması durumunda mağdurun doğrudan zarar verene ya da sigorta şirketine ek dava açma hakkının bulunmasıdır. Ancak mağdurun çifte tazminat alması mümkün değildir. Özetle, sigorta ödemesi yapılsa bile eğer zarar tam karşılanmadıysa kalan tutar için ayrıca tazminat talep edilebilir.

Malvarlığı ve Ekonomik Gelecek Koruması

Malvarlığı ve ekonomik gelecek koruması, bedensel zarar tazminatının en önemli amaçlarından biridir. Kazalar veya beklenmedik olaylar sonrası kişinin geliri azalabilir, iş gücü kaybı yaşanabilir ya da kalıcı engelli kalınabilir. Bu gibi durumlarda, kişinin geçim kaynağı tehlikeye girdiği için tazminat yoluyla ekonomik gelecek korunmaya çalışılır.

Mahkemeler bu konuda, mağdurun yaşı, mesleği, kazanç durumu, maluliyet oranı gibi pek çok unsuru dikkate alır. Hatta zarar gören kişinin ileride elde edebileceği muhtemel gelirler de hesaba katılır. Böylece alınacak tazminat ile hem şu anki kayıplar hem de gelecekte oluşması muhtemel maddi zararlar telafi edilmeye çalışılır. Özellikle genç ve aktif çalışma hayatı olan kişilerde bu toplama tazminatlar yüksek çıkabilir.

Bedensel Zararın Sigorta Kapsamında Değerlendirilmesi

Bedensel zararların sigorta kapsamında değerlendirilmesi, olaya ve mevcut poliçeye göre değişiklik gösterebilir. En çok rastlanan örnekler arasında zorunlu trafik sigortası, iş kazalarında işverenin sorumluluk sigortası ve özel sağlık sigortaları yer alır. Örneğin trafik kazalarında, hem zorunlu trafik sigortası hem de kasko bedensel zararları belli sınırlar dahilinde karşılar.

Ancak poliçede yer alan kapsam dışı durumlara çok dikkat etmek gerekir. Bazı sigorta poliçeleri, belirli riskleri (alkollü araç kullanmak, kasıtlı hareketler gibi) teminat dışı bırakabilir. Ayrıca sigorta ödemesinin üst sınırı poliçede belirlenmiştir, zararın bundan fazla olması halinde kalan kısmı zarar veren şahıstan direkt olarak talep edilebilir.

Tüm bu süreçte, mağdurun elindeki belgeler, raporlar ve poliçe detayları önem taşır. Bir hak kaybı olmaması için uzman bir avukattan ya da sigorta danışmanından destek almak faydalı olur. Böylece bedensel zararların sigorta kapsamı olup olmadığı ve nasıl tazmin edileceği net bir şekilde belirlenir.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur
Soru Sor Danışmanlık Talep Et