Evlilik Sözleşmesi Nedir? Kimler Yapar? Nelere Dikkat Edilmeli?

33 dakika

Evlilik sözleşmesi nedir, nasıl yapılır, kimler yapar? Kısaca söyleyelim: Evlilik sözleşmesi (diğer adıyla mal rejimi sözleşmesi), eşlerin mal varlığının yönetimini ve boşanma durumunda paylaşımını düzenleyen resmi bir belgedir. Türkiye’de evlilikten önce ya da sonra yapılabilir; yapılmazsa yasal rejim “edinilmiş mallara katılma” olur. Geçerlilik için noter şartı aranır.

Bu yazıda şu sorulara net cevaplar bulacaksınız:

  • Kimler yapar? Ayırt etme gücü olan herkes; küçük/kısıtlı ise yasal izinle.
  • Nelere dikkat edilmeli? Noterde yapılması, seçilen mal rejiminin açık yazılması, özel/edinilmiş mal ayrımı, borçların durumu.
  • Kapsam notu: Nafaka ve velayet bu sözleşmenin konusu değildir.

Devamında adım adım “nasıl yapılır” ve örnek maddelerle evlilik sözleşmesi hazırlanırken bilinmesi gerekenleri işleyeceğiz.

Evlilik Sözleşmesi Genel Bilgiler

Evlilik Sözleşmesinin Tanımı

Evlilik sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu’nda “mal rejimi sözleşmesi” olarak da geçen, evli ya da evlenecek çiftlerin birbirleriyle mal varlığı, borç ve alacak gibi ekonomik konularda geleceğe yönelik olarak yaptıkları yazılı anlaşmadır. Evlilik sözleşmesi ile eşler, evlilikleri sırasında ya da ileride boşanma veya ölüm gibi durumlar ortaya çıktığında, mal paylaşımı başta olmak üzere birçok konuda nasıl hareket edileceğini önceden belirleyebilir.

Evlilik sözleşmesinin amacı, tarafların mevcut ya da evlilik sırasında edindikleri mal varlıklarının kimde kalacağı, paylaşım şekli ve benzeri konularda net ve yasal kurallar getirmektir. Evlilikten önce veya sonra yapılabilen bu sözleşme, yalnızca mal paylaşımıyla sınırlı kalmaz; miras, mal yönetimi gibi farklı alanları da içine alabilir. Sözleşme resmi şekilde düzenlenir ve geçerli olabilmesi için Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen kurallara uygun olması gerekir.

Türk Hukukunda Mal Rejimi Türleri

Türk Hukuku’nda evlilik sırasında eşlerin mal varlıkları ile ilgili ilişki ve düzenlemeler “mal rejimi” sistemiyle yürütülür. Evlilik sözleşmesi yapan çiftler, yasa çerçevesinde dört farklı mal rejimi türünden birini seçebilir:

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi

Edinilmiş mallara katılma rejimi, 1 Ocak 2002’den itibaren Türk Medeni Kanunu’nda varsayılan yani “yasal” mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Yani, eşler hiçbir sözleşme yapmazlarsa, otomatik olarak bu sistem geçerlidir. Bu rejimde evlilik sırasında eşlerin elde ettikleri mallar, boşanma veya ölüm halinde “edinilmiş mal” olarak kabul edilir ve eşler bu mallara yarı yarıya katılırlar. Kişisel mallar (evlenmeden önce alınanlar, miras, bağış vs.) ise bu paylaşımın dışında bırakılır.

Mal Ayrılığı Rejimi

Mal ayrılığı rejimi tercih edildiğinde, her eş kendi malının sahibi olur ve diğer eş bu mallar üzerinde hak iddia edemez. Mal ayrılığı rejiminde, evlilik devam ederken eşlerin kazançları, taşınmazları, taşıtları ve diğer malvarlıkları bireysel olarak kalır. Boşanma sonucunda da eşler, kendi adlarına olan mallarını alır, ortak mal paylaşımı yapılmaz.

Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi

Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi, mal ayrılığı ile belirli malların evlilik sona erdiğinde paylaşılmasını birlikte düzenler. Bu rejimde, eşler mal ayrılığı kurallarına tabi olur; ancak evlilik süresince edinilmiş ortak mallar, boşanma veya ölüm sırasında belirli oranlarda paylaşılır. Kısacası, ortak edinilen mallar paylaşılırken, kişisel kazançlar ve mallar ayrık tutulur.

Mal Ortaklığı Rejimi

Mal ortaklığı rejimi ise eşlerin sahip oldukları ve evlilik sırasında birlikte elde ettikleri malların ortak sayılmasını öngörür. Yani, bütün mal varlığı ortak bir havuzda toplanır ve boşanma veya ölüm anında eşler bu havuzdaki malları paylaşır. Mal ortaklığı rejimi, ortaklık dışı bırakılabilecek kişisel mallar dışında tüm malları kapsar ve paylaşımda eşitlik esastır.

Yukarıdaki mal rejimi türlerinden hangisinin geçerli olacağı, çiftlerin noter huzurunda yapacakları evlilik sözleşmesi ile belirlenebilir. Yapılmazsa Türk Medeni Kanunu gereği otomatik olarak edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır.

Evlilik Sözleşmesinin Amacı

Neden Evlilik Sözleşmesi Yapılır?

Neden evlilik sözleşmesi yapılır sorusu, evlenmeyi düşünen çiftlerin aklını sıkça kurcalar. Evlilik sözleşmesi, evlenmeden önce veya evlilik sırasında eşlerin mal varlığı ve ekonomik haklarını netleştirmek amacıyla yapılır. Bu sözleşme ile evlilikte edinilecek malların paylaşımı, borçlardan kimin sorumlu olacağı, kişisel malların durumu gibi konular açıkça belirlenir.

Özellikle farklı maddi varlığa sahip olan çiftler, herhangi bir belirsizlik yaşanmaması ve olası bir ayrılıkta adil bir paylaşım olması için evlilik sözleşmesi yapmayı tercih eder. Mirasçılık haklarının değiştirilmek istenmesi, önceki evliliklerden çocukların korunması veya iş hayatında özel durumları olan kişiler için de evlilik sözleşmesi büyük önem taşır.

Boşanma ve Ölüm Halinde Rolü

Boşanma ve ölüm halinde evlilik sözleşmesi büyük bir kolaylık sağlar. Boşanma durumunda, evlilik sözleşmesi sayesinde mal paylaşımı anlaşmazlığa dönüşmeden hızlıca çözülebilir. Hangi mal kimin olacak, borçlardan kim sorumlu kalacak gibi konular sözleşmeye göre belirlenir. Böylece olası bir tartışma ya da dava süreci yaşanmaz.

Ölüm halinde ise evlilik sözleşmesi, sağ kalan eşin haklarını ve miras paylaşımını düzenler. Eşlerden biri vefat ederse, hangi malların mirasa dahil olacağı, kalan eşin hangi mallarda hak sahibi olacağı gibi detaylar netleşmiş olur. Mirasçılar arasında sorun yaşanmasının önüne geçilmiş olur ve adil bir paylaşım sağlanır.

Evlilik Sırasındaki Ekonomik ve Hukuki Etkiler

Evlilik sırasında ekonomik ve hukuki etkiler, çiftin seçtiği mal rejimine ve evlilik sözleşmesinin içeriğine göre değişir. Evlilik sözleşmesi, eşlerin evlilik dönemindeki maddi ilişkilerinde de belirsizlikleri ortadan kaldırır. Her iki taraf da kendi mal varlığını nasıl yöneteceğini bilir, ortak ya da kişisel harcamalar açıkça belirlenir.

İşletme sahipleri için iş ile ilgili borç ve varlıkların eşinin kişisel mallarına etkisi engellenmiş olur. Böylece eşler hem kişisel hem de aile bütçesi konusunda daha şeffaf ve huzurlu şekilde hareket eder. Ayrıca evlilik süresince bir tarafın ekonomik açıdan mağdur olması söz konusu olursa, sözleşmede belirtilen destekler ya da önlemler devreye girer.

Özetle, evlilik sözleşmesinin amacı, eşler arasında güven, şeffaflık ve adil paylaşımı sağlamaktır. Her iki tarafın da haklarını korur ve evlilik boyunca ya da sonrasında doğabilecek olası anlaşmazlıkları hızlıca çözüme kavuşturur.

Evlilik Sözleşmesini Kimler Yapabilir?

Kimler Evlilik Sözleşmesi Yapmalı?

Evlilik sözleşmesi, özellikle bazı çiftler için çok daha önemli hale gelir. Herkes için zorunlu olmasa da, belirli durumlarda evlilik sözleşmesi yapılması önerilir. Bu sayede ileride oluşabilecek anlaşmazlıklar büyük ölçüde önlenmiş olur. Evlilik sözleşmesi sayesinde çiftler, evlilik süresince ya da sonunda oluşabilecek mal paylaşımı konularında netlik kazanır.

Farklı Gelir Seviyelerine Sahip Çiftler

Farklı gelir seviyelerine sahip çiftler için evlilik sözleşmesi adeta bir güvence sağlar. Bir tarafın geliri diğerinden çok yüksekse, kazançların ve malların yönetimi konusunda anlaşmazlık çıkmaması için açık kurallar koymak büyük avantaj oluşturur. Böylelikle, eşler arasında olası ekonomik dengesizliklerden kaynaklanan tartışmalar ve endişeler büyük ölçüde engellenmiş olur. Özellikle iş sahibi, yüksek maaşlı bir eş ile çalışan veya çalışmayan bir eş söz konusuysa, taraflar kendilerini daha güvende hissederler.

Önceki Evliliklerden Çocukları Olanlar

Önceki evliliklerinden çocukları olan bireyler, mevcut evliliklerinde mal paylaşımı ve miras hakları konusunda ek hassasiyet göstermek ister. Çocukların ilerideki haklarını garanti altına almak için evlilik sözleşmesinde özel maddeler yer alabilir. Böylece, önceki evlilikten olan çocukların mağdur olması önlenir ve olası miras çatışmalarının da önüne geçilmiş olur. Bu grup için sözleşme, hem eşler arasındaki yeni düzenin netleşmesini, hem de çocukların haklarının korunmasını sağlar.

İşletme Sahipleri ve Yabancı Uyruklular

İşletme sahipleri, şirket ortaklığı veya kendi işini yürütenler için evlilik sözleşmesi işlerini korumanın bir yoludur. İşletmenin veya şirketin malvarlığının eşler arası anlaşmazlıklardan etkilenmemesi için özel düzenlemeler yapılabilir. Ayrıca, yabancı uyruklu biriyle evlilik yapanlar için de farklı ülkelerin hukuk sistemleri devreye girebilir. Böyle durumlarda, hangi ülke yasalarının geçerli olacağı ya da mal paylaşımının nasıl yapılacağı netleştirilebilir. Böylece, ileride ortaya çıkabilecek karmaşık hukuki sorunlar önceden çözüme kavuşturulur.

Evlilik Sözleşmesi Yapma Ehliyeti ve Usulü

Evlilik sözleşmesi yapabilmek için bazı yasal şartlar ve usuller vardır. Herkes evlilik sözleşmesi yapamaz. Kişilerin bu konuda ehliyeti ve serbest iradesi olması gerekir. Yani; taraflar, sözleşmeyi kendi özgür rızaları ile ve anlayarak imzalamalıdır. Ayrıca, bazı özel durumlarda yasal temsilci gerekliliği de ortaya çıkabilir.

Ayırt Etme Gücü ve Rıza

Evlilik sözleşmesi yapacak kişilerin ayırt etme gücüne sahip olması şarttır. Yani kişinin akıl sağlığının yerinde olması, yaşı ve hukuki ehliyeti olmalıdır. Ayrıca, sözleşmeye rızanın tam ve serbest bir şekilde verilmesi gerekir. Baskı veya tehdit altında yapılan sözleşmeler daha sonra geçersiz sayılabilir. Eşlerin her ikisi de sözleşmenin içeriğini anlamalı ve gönüllü olarak imzaladığına emin olmalıdır.

Yasal Temsilciliğin Gerekli Olduğu Haller

Bazı durumlarda, özellikle reşit olmayanlar veya kısıtlılar için yasal temsilcinin onayı gerekmektedir. Örneğin; yaşı küçük olan biri ancak yasal temsilcisinin (veli ya da vasi) izni ile evlilik sözleşmesi yapabilir. Aynı şekilde, mahkeme kararı ile kısıtlanan kişiler de böyle bir sözleşmeyi tek başına yapamaz. Bu gibi durumlarda, hem hak kayıplarının hem de ileride yaşanacak olumsuzlukların önüne geçmek için mutlaka resmî prosedürlere uyulmalıdır.

Evlilik sözleşmesinin usulüne uygun yapılması, ileride geçersiz sayılmasının veya iptalinin önüne geçer. Bu yüzden, sözleşmenin hazırlanışı sırasında profesyonel destek almak ve hukuki şartlara dikkat etmek büyük önem taşır.

Evlilikten Önce Evlilik Sözleşmesi

Evlilikten önce evlilik sözleşmesi yapmak isteyen çiftler, nikâhtan önce bu işlemi gerçekleştirebilirler. Evlilikten önce yapılan evlilik sözleşmesi, çiftlerin mal rejimi seçimini ve mal paylaşımı kurallarını belirlemelerini sağlar. Çiftler evlilik başvurusunda bulunmadan önce veya nikâh başvurusuyla birlikte bir notere giderek bu sözleşmeyi hazırlatabilirler. Noterde yapılan evlilik sözleşmesi, her iki tarafın rızasıyla imzalanır ve noter tarafından onaylanır. Bu şekilde sözleşme, resmi ve geçerli hale gelir. Sözleşmede, çiftin seçeceği mal rejimi (örneğin, mal ayrılığı ya da edinilmiş mallara katılma) açıkça belirtilmelidir.

Evlilikten önce yapılan sözleşme ile çiftler evlilik birliğine başlamadan mal paylaşımı, borçlar ve mülkiyet haklarını net şekilde düzenlemiş olurlar. Böylece evlilik sırasında ya da sonrasında yaşanabilecek anlaşmazlıkların çoğu önceden önlenmiş olur. Ayrıca, sözleşme nikâh işlemlerinin tamamlanmasından itibaren geçerli olur ve resmiyet kazanır.

Evlilik Sırasında Sözleşme Yapılması

Evlilik sırasında sözleşme yapılması da mümkündür. Evli olan çiftler, istedikleri herhangi bir zamanda evlilik sözleşmesi düzenleyebilir veya mevcut mal rejimini değiştirmek için notere başvurabilirler. Burada önemli olan, her iki eşin de rızasının olması ve sözleşmenin noter huzurunda düzenlenmesidir. Çiftlerin birlikte noterde bulunması gerekir ve sözleşme hazırlanıp imzalandıktan sonra resmiyet kazanır.

Evlilik sırasında yapılan sözleşme, yeni bir mal rejimi seçimi anlamına gelir. Ancak, sözleşme yalnızca imzalandığı tarihten sonraki malları kapsar. Önceki döneme ait edinilmiş mallar ise, eski mal rejimine göre hesaplanır. Çiftlerden birinin baskı altında olması, ayırt etme gücünün olmaması veya rızasının bulunmaması durumunda, sözleşmenin geçersiz sayılması durumu oluşabilir. Ayrıca evlilik sırasında yapılan sözleşmeler için herhangi bir süre sınırlaması yoktur; çiftler herhangi bir vakitte bu işlemi yapabilirler.

Süre Sınırlaması ve Geçerlilik Başlangıcı

Evlilik sözleşmesinin geçerlilik başlangıcı oldukça önemlidir. Evlilikten önce yapılan sözleşmeler, nikâh işlemi tamamlanınca ve evlilik resmi olarak başladıktan sonra yürürlüğe girer. Evlilik sırasında yapılan sözleşmeler ise, noter onayı ile imzalandığı an itibariyle geçerlilik kazanır.

Evlilik sözleşmesi yapmak için bir süre kısıtlaması bulunmaz. Yani çiftler diledikleri zaman evlilik sözleşmesi düzenleyebilir veya mevcut sözleşmelerini güncelleyebilirler. Ancak geçerlilik konusu karıştırılmamalıdır: Sözleşme, sadece yapıldığı andan itibaren etkili olur ve geçmişteki mal varlığı için otomatik bir değişiklik sağlamaz. Evlilik sözleşmesinin geçerli ve resmi olabilmesi için, mutlaka noter huzurunda düzenlenmesi şarttır. Noter dışındaki anlaşmalar yasal geçerlilik kazanmaz ve ileride sorun yaşanmasına neden olabilir.

Kısacası, evlilik sözleşmesi yapmak için belirli bir zaman dilimi yoktur; ancak sözleşmenin hangi malları kapsayacağı ve ne zaman geçerli olacağı konularına dikkat edilmelidir. Bu yüzden, çiftlerin evlilik öncesi ya da sonrası noter süreciyle tüm adımları doğru ve eksiksiz şekilde tamamlamaları gerekir.

Evlilik Sözleşmesinin İçeriği ve Maddeleri

Mal Paylaşımı

Mal paylaşımı, evlilik sözleşmesinin en önemli maddeleri arasında yer alır. Evlilik sözleşmesinde mal paylaşımı nasıl yapılacağı açıkça belirlenebilir. Çiftler, sahip oldukları ve evlilik sırasında edinecekleri malların kime ait olacağı, boşanma ya da ölüm gibi durumlarda malların nasıl paylaşılacağı konularını bu bölümde detaylandırır. Bu sayede, ileride yaşanabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilmiş olur. Edinilmiş mallar, kişisel mallar ve ortak mallar sözleşmede tanımlanarak, paylaşım esasları net olarak ortaya konur.

Nafaka ve Velayet Konuları

Evlilik sözleşmesi hazırlanırken, nafaka ve velayet konuları da dikkatle ele alınır. Boşanma durumunda eşlerden birinin diğerine vereceği nafaka miktarı ve süresi, çocukların velayeti ve çocuklarla ilgili diğer mali yükümlülükler sözleşmenin bu bölümünde açıklanabilir. Türk hukukunda velayetle ilgili kararların hâkim tarafından verilmesi gereklidir. Ancak evlilik sözleşmesinde tarafların ortak görüşleri yazılı hale getirildiğinde, ileride çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne geçilebilir. Nafaka türü (yoksulluk, iştirak nafakası gibi) ve ödeme şartları maddeler halinde eklenebilir.

Miras Hakları

Evlilik sözleşmesinin miras haklarıyla ilgili maddeleri, çiftlerin birbirlerine mirasçı olup olmayacaklarını ve hangi oranda miras alacaklarını belirler. Türk Medeni Kanunu’na göre yasal mirasçılık devam eder. Fakat taraflar, ek olarak özel taleplerini de sözleşmeye ekleyebilir. Bu şekilde, özellikle önceki evliliklerden çocukları olan çiftler için miras paylaşımında adil bir yol izlenebilir. Yasal çerçeveler dışına çıkmamak şartıyla, mirastan feragat ya da miras hakkının korunması gibi özel hükümler evlilik sözleşmesinde yer alabilir.

Mal Yönetimi ve Tasarruf Hakkı

Mal yönetimi ve tasarruf hakkı, evlilik sırasında edinilen malların kim tarafından yönetileceği ve mallar üzerinde kimlerin söz hakkına sahip olacağı konularını kapsar. Özellikle eşlerden birinin iş insanı ya da girişimci olması durumunda, mal varlıklarının yönetimi büyük önem taşır. Evlilik sözleşmesiyle, malların alım-satımı, kiralanması veya başkasına devri gibi işlemlerde eşlerin onay gerekip gerekmediği gibi detaylar net olarak belirlenir. Böylece taraflar, birlikte ya da ayrı ayrı mal yönetimi konusunda karşılaşabilecekleri sorunları önceden çözmüş olur.

Gayrimenkul ve Taşınmazların Durumu

Gayrimenkul ve taşınmazların durumu, evlilik sözleşmesi kapsamında ayrı bir madde olarak düzenlenebilir. Evlilik öncesi ve sonrası alınan daire, arsa, dükkan gibi taşınmazların kime ait olacağı, nasıl yönetileceği ve boşanma halinde paylaşımı detaylandırılır. Özellikle değerli taşınmazlar veya aileden kalma mallar söz konusuysa, bu maddeler çiftler için büyük önem taşır. Sözleşmede, taşınmazların kiraya verilmesi, satılması veya ipotek ettirilmesi konularında her iki tarafın hakları açıkça belirtilir. Bu sayede, taşınmazlarla ilgili tüm anlaşmazlıklar baştan önlenmiş olur.

Evlilik Sözleşmesinin Hazırlanışı

Noterde Sözleşme Düzenleme Süreci

Noterde evlilik sözleşmesi hazırlama süreci, Türkiye'de bu sözleşmenin geçerli sayılması için en çok tercih edilen ve zorunlu olan yollardan biridir. Noter, tarafların kimliklerini kontrol eder ve evlilik sözleşmesinin okunup onaylandığından emin olur. Öncelikle çiftler, anlaşmaya vardıkları mal rejimiyle ilgili hükümleri içeren taslağı hazırlar. Ardından bu taslakla beraber, noterliğe birlikte gidilir. Noter, sözleşmenin yasalara uygunluğunu inceler, taraflara detaylı bilgi verir ve iki tarafın da rızasının olup olmadığını sorar. Her iki taraf da sözleşmeyi okuduktan sonra imzalar ve noter sözleşmeyi resmileştirir. Noterde yapılan evlilik sözleşmeleri, resmi bir belge niteliği taşır ve hukuken bağlayıcıdır.

Evlendirme Memuru ve Konsolosluklarda Düzenleme

Evlilik sözleşmesi, sadece noterde değil, evlenme sırasında evlendirme memurunun huzurunda da yapılabilir. Nikah töreni esnasında taraflar, daha önceden hazırladıkları veya memur tarafından hazırda bulunan sözleşme örneğiyle birlikte beyanlarını verir ve imzalarını atar. Bu yol genellikle daha pratik görülmektedir, ancak tarafların ayrıntılı bir mal rejimi belirlemek istemesi durumunda noter yolu önerilir.

Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları ise, bulundukları ülkedeki Türk konsolosluklarında da evlilik sözleşmesi düzenleyebilir. Konsolosluklarda yapılan sözleşmeler, Türkiye’deki noter işlemleriyle eşdeğerdir ve Türkiye'de geçerli olur. Konsolosluklarda genellikle önceden randevu almak, gerekli belgeleri eksiksiz götürmek ve her iki tarafın şahsen başvurması gerekir.

Gerekli Belgeler ve Bilgiler

Evlilik sözleşmesinin hazırlanabilmesi için bazı temel belgeler gerekmektedir. Çiftlerin geçerli kimlik belgeleri (nüfus cüzdanı, yeni kimlik kartı veya pasaport) mutlaka yanında olmalıdır. Evli değil, henüz evlenmemiş çiftler için de nüfus kayıt örneği istenebilir. Tarafların açık adres bilgileri, TC kimlik numaraları ve evlilik sözleşmesinin konusu olacak mal rejimiyle ilgili bilgileri de gereklidir.

Ayrıca, bazı noterler veya konsolosluklar, çiftlerden fotoğraf veya evlenme ehliyet belgesi de isteyebilir. Sözleşmeye özel hüküm eklemek isteyenler, bunları önceden yazılı olarak hazırlamalıdır. Eğer evlilik sırasında sözleşme düzenlenecekse, nikah işlemleri sırasında evlendirme memuruna verilecek belgeler arasında evlilik sözleşmesi de hazır bulunmalıdır.

Hukukçu ve Avukat Desteği

Evlilik sözleşmesi hazırlarken bir hukukçudan ya da avukattan danışmanlık almak çok önemlidir. Özellikle mal paylaşımı, nafaka, miras hakları veya çocukların geleceği gibi konularda profesyonel destek alınması, ileride yaşanabilecek anlaşmazlıkların önüne geçebilir. Her çiftin maddi durumuna ve özel gereksinimlerine göre özel şartlar hazırlanacağı için, bir avukatla çalışmak, hakların korunması açısından büyük avantaj sağlar.

Avukatlar, sözleşmenin yasalara uygun olup olmadığını kontrol eder, çiftleri hakları konusunda bilgilendirir ve maddelerin açık, net ve anlaşılır olmasına dikkat eder. Ayrıca, noter ya da konsolosluk işlemlerinde de süreci kolaylaştırmak için rehberlik ederler. Her ne kadar noterler hukuki kontrol yapsa da, özellikle karmaşık mal varlıkları veya özel maddeler olduğunda bir avukat desteği tavsiye edilir.

Evlilik Sözleşmesinin Geçerlilik Şartları

Noter ve Resmi Onay Zorunluluğu

Noter ve resmi onay zorunluluğu, evlilik sözleşmesinin kanunen geçerli olabilmesi için en temel şartlardan biridir. Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik sözleşmesi ancak noter huzurunda düzenlenip onaylandığında geçerli olur. Yani tarafların kendi aralarında yaptıkları el yazısı ya da yazılı bir anlaşma kesinlikle kabul edilmez. Noterde yapılan bu işlemde, hem anlaşmanın içeriği resmi şekilde kayıt altına alınır hem de tarafların iradeleri tespit edilir. Evlilik öncesinde veya sonrasında bu işlem için noterliklere başvurmak yeterlidir.
Eğer yurtdışında yapılacaksa, Türk konsolosluklarında da sözleşme düzenlenebilir.

Tarafların Ortak Rızası ve İmza

Tarafların ortak rızası ve imzası, evlilik sözleşmesinin en temel taşlarındandır. Bir evlilik sözleşmesinin geçerli olabilmesi için iki eşin de isteyerek ve özgür iradeleriyle anlaşmaya imza atmaları şarttır. Hiçbir şekilde zorlama, baskı veya yanıltma olmamalıdır. Her iki taraf sözleşmenin tüm maddelerini okuyup anlayarak onaylamalıdır. Noterde yapılan işlemlerde de hem kadının hem de erkeğin bizzat bulunması ve imza atması zorunludur.
Bu imza atılırken, tarafların tam bir irade beyanında bulunması gereklidir. Eksik ya da tek taraflı imzalanan belgeler geçerli sayılmaz.

Kanuna Uygun Mal Rejimi Seçimi

Kanuna uygun mal rejimi seçimi, evlilik sözleşmesinin geçerlilik şartlarından biridir ve Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen dört mal rejiminden birinin seçilmesi gerekir. Bu rejimler şunlardır: edinilmiş mallara katılma, mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı. Taraflar bu rejimlerden birini özgürce seçebilir ve bunu evlilik sözleşmesine yazdırabilir.
Kanunda belirtilmeyen veya yasal sınırlar dışında bir mal rejimi kararlaştırılırsa, bu sözleşme geçersiz sayılır. Yani evlilik sözleşmesinde yaratıcı veya aşırı farklı bir mal paylaşım modeli seçilemez, seçimler her zaman Türk hukukuna uygun olmalıdır.

Ayırt Etme Gücüne Sahip Olma

Ayırt etme gücüne sahip olma, evlilik sözleşmesinin hem yapılması hem de geçerliliği için gerekli bir diğer önemli şarttır. Ayırt etme gücü, kişinin kendi davranışlarının hukuki sonuçlarını anlayabilecek yaşta ve zihinsel yeterlilikte olması demektir. Yani sözleşme yapan eşlerin akıl sağlığının yerinde, yaşlarının da yasal sınırda olması gerekiyor.
Eğer taraflardan biri küçük yaşta veya akıl sağlığı açısından yetersizse, sözleşme geçersiz olur. Ayrıca ayırt etme gücüne sahip olmayanlar ancak yasal temsilcilerinin izniyle bu tür bir sözleşme yapabilir. Böylece sözleşmenin ileride tartışmaya ve iptale açık olması önlenmiş olur.

Evlilik Sözleşmesinin Geçersizliği ve İptali

Yanıltma, Aldatma, Baskı Durumları

Yanıltma, aldatma ve baskı durumları evlilik sözleşmesinin en hassas noktalarındandır. Evlilik sözleşmesi hazırlanırken taraflardan biri yanıltılmışsa, kandırılmışsa veya baskı altında sözleşmeye imza atmışsa bu sözleşme geçersiz sayılabilir. Yani, taraflardan biri gerçek iradesini özgürce kullanamazsa, bu sözleşme iptale açık hale gelir. Birçok çift, özellikle ekonomik ya da aile baskısı hissedince “mecburum” diye düşünerek evlilik sözleşmesine imza atabiliyor. Ancak Türk Medeni Kanunu’na göre, irade bozukluğu olduğu ortaya çıkarsa sözleşme sona erdirilebilir. Eşlerden biri sözleşmeyi kandırılarak ya da korkutularak imzalamışsa, bu durumu ispatlayıp iptal davası açabilir.

Kanuna Aykırı Maddeler

Kanuna aykırı maddeler, evlilik sözleşmesini geçersiz kılan önemli sebeplerden biridir. Evlilik sözleşmesinin içeriği, Türk Medeni Kanunu ve genel hukuk kuralları ile uyumlu olmalıdır. Kanunlara aykırı, ahlaka uygun olmayan veya kişilik haklarını zedeleyen maddeler içeren sözleşmeler tamamen ya da kısmen geçersiz kabul edilir. Örneğin; bir eşin tamamen maldan mahrum bırakılması ya da yasal paylaşım hakkının engellenmesi gibi hükümler kabul edilmez. Her iki tarafın da temel hakları korunmak zorundadır. Ayrıca nafaka, velayet veya miras gibi konularda yasal sınırların dışına çıkan hükümler de geçersizlik sebebidir.

Geçersiz Sayılma ve İptal Süreci

Geçersiz sayılma ve iptal süreci, ilgili tarafın mahkemeye başvurmasıyla başlar. Eğer evlilik sözleşmesinde bir eksiklik, hukuka aykırılık veya irade bozukluğu bulunursa, taraflardan biri veya mirasçılar, sözleşmenin iptali için dava açabilir. İptal davası açarken nedenlerin ve delillerin açıkça sunulması gerekir. Mahkeme, delilleri inceleyerek sözleşmenin tamamını veya bir kısmını geçersiz sayabilir. Sözleşmenin yalnızca bir kısmı geçersizse, diğer maddeler geçerli kalmaya devam edebilir. Özellikle yanıltma ve baskı durumlarında, iptal süresi olayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içinde işleme alınmalıdır.

Geçersizliğin Sonuçları

Geçersizliğin sonuçları taraflar açısından önemli hak ve yükümlülükler doğurur. Bir evlilik sözleşmesi geçersiz sayıldığında, sözleşmede yer alan mal paylaşımı, mal yönetimi ya da diğer maddeler hiç yapılmamış gibi kabul edilir. Bu durumda, evlilikte yasal mal rejimi yani “edinilmiş mallara katılma rejimi” otomatik olarak devreye girer. Yani, sözleşmede yazan hükümler değil, kanunun öngördüğü kurallar uygulanmaya başlar. Ayrıca geçersiz ilan edilen sözleşmeden dolayı taraflardan biri zarar görmüşse, kusuru olan taraftan tazminat talebi de gündeme gelebilir. Her iki tarafın da hukuki güvenliğinin korunabilmesi için tarafların sözleşmeden kaynaklanan haklarını ve yükümlülüklerini iyi bilmesi gerekir.

Evlilik Sözleşmesinin Feshi ve Değiştirilmesi

Tarafların Ortak Rızası ile Fesih

Tarafların ortak rızası ile fesih konusu, evlilik sözleşmesinin en pratik ve hızlı bitirilme yoludur. Evlilik sözleşmesini yapan eşler, aralarındaki anlaşmayı karşılıklı bir şekilde ve aynı anda sonlandırmak isterlerse, bu mümkün olur. Her iki tarafın da isteği ve serbest iradesiyle yazılı biçimde fesih işlemi yapılmalıdır.

Bu işlem genellikle noterde gerçekleşir. Eşler birlikte notere giderek, sözleşmeyi sona erdirmek istediklerini belirtirler. Noter, iki tarafın imzası ve rızası alındıktan sonra evlilik sözleşmesinin feshedildiğine dair bir belge düzenler. Fesih için kimsenin zorlaması olmamalı, burada özgür irade çok önemlidir. Böylece, o andan itibaren seçilmiş olan mal rejimi geçersiz olur ve taraflar Türk Medeni Kanunu’na göre yasal mal rejimine dönerler.

Mahkeme Kararı ile Sona Erdirme

Mahkeme kararı ile sona erdirme ise daha çok tek taraflı fesih taleplerinde ve anlaşmazlık durumlarında gündeme gelir. Eğer eşlerden biri sözleşmenin feshedilmesini istemiyor ya da iki taraf arasında ciddi bir uyuşmazlık varsa, iş mahkemeye kalır.

Bu durumda, fesih isteyen taraf aile mahkemesine başvurur. Mahkeme, başvuruyu değerlendirirken iki tarafı da dinler ve sözleşmenin sona erdirilmesinin haklı olup olmadığını inceler. Hakim, özellikle eşlerden birinin baskı, tehdit veya hile yoluyla imza attığına karar verirse, sözleşmeyi iptal edebilir.

Ayrıca, sözleşme hükümlerinin artık uygulanamaz durumda olması ya da taraflardan birinin ciddi şekilde mağdur olması da mahkemenin fesih yönünde karar vermesine sebep olabilir. Yani mahkeme kararı olmadan tek taraflı olarak evlilik sözleşmesi feshedilemez.

Sözleşme Değişikliği

Sözleşme değişikliği, tarafların mevcut evlilik sözleşmelerindeki bazı maddelerde değişiklik yapmak istemesi halinde gündeme gelir. Zamanla eşlerin ekonomik ve sosyal koşulları değişebilir. Bu durumda, tamamen yeni bir sözleşme yapmak zorunda değiller. Mevcut sözleşmeye ek protokol veya değişiklik maddeleri eklenebilir.

Değişiklikler için de tıpkı sözleşmenin ilk yapılışındaki gibi, iki tarafın da açık rızası ve imzası gerekir. Noterde yapılması şarttır. Böylece değişiklikler yasal olarak da geçerli olur. Değişiklikler yalnızca üzerinde uzlaşılmış ve yazılı hale getirilmiş hükümler için geçerli olur. Sözleşmenin tamamı değil, sadece değişiklik yapılan maddeler yenilenmiş olur.

Sözleşme değişikliği ile ilgili olarak, tarafların ileride doğacak herhangi bir hak kaybı veya anlaşmazlık yaşamamaları için bu işlemi bir avukat eşliğinde yapmaları önerilir. Çünkü yanlış ya da eksik bir değişiklik ileride büyük hukuki sorunlara yol açabilir.

Evlilik Sözleşmesi Yapılmazsa Ne Olur?

Yasal Mal Rejiminin Uygulanması

Evlilik sözleşmesi yapılmadığında, Türk Medeni Kanunu’na göre otomatik olarak yasal mal rejimi uygulanır. Yani çiftler ayrı bir tercih belirtmezse, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olur. Edinilmiş mallara katılma rejimi kısaca, evlilik süresince eşlerin edindiği malların paylaşılmasını esas alır. Bu rejimde, evlilik boyunca elde edilen maaş, birikim, taşınmaz gibi değerler ortak kabul edilir. Ancak, evlilikten önce sahip olunan mallar ya da miras veya bağış yoluyla edinilenler kişisel mal olarak kalır.

Yasal mal rejimiyle ilgili önemli bir detay, çiftlerin hiçbir belge veya işlem yapmasına gerek olmamasıdır. Bu sistem otomatik olarak işler. Eşlerden biri sözleşmesiz evlenirse, ayrılma veya ölüm halinde, tüm edinilmiş mallar eşit şekilde paylaşılır.

Mal Paylaşımı Sürecinde Otomatik Uygulamalar

Mal paylaşımı süreci sözleşme yoksa kanunun belirlediği kurallara göre gerçekleşir. Bu durumda mahkeme ya da taraflar, çoğunlukla mal paylaşımı için ek bir anlaşma yapmaya ihtiyaç duymazlar. Çünkü edinilmiş mallara katılma rejimi, mal rejimi tasfiyesi döneminde devreye girer. Evlilik sona erdiğinde, taraflar evlilik sırasında kazanılan malları önce kişisel ve edinilmiş mallar olarak ayırır. Kişisel mallar paylaşıma girmez, yalnızca edinilmiş mallar paylaşılır.

Örneğin, bir eşin evlilikten önceki aracı veya annesinden kalan evi, onun kişisel malı olur ve ortak paylaşılmaz. Ama evlilik sırasında alınan ev, biriktirilen para ya da alınan araba genellikle her iki eşin hakkıdır. Bu paylaşımın adil ve hukuki olarak yapılması için mahkeme kararı gerekebilir. Sonuç olarak, evlilik sözleşmesi yoksa mal paylaşımı tamamen yasal düzene tabi olarak gerçekleşir ve eşler arasında herhangi bir özel durum için esneklik az olur.

Evlilik Sözleşmesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Maddelerin Açık ve Net Olması

Maddelerin açık ve net olması, evlilik sözleşmesinin en önemli noktalarından biridir. Sözleşmede kullanılacak her maddenin, taraflar arasında yanlış anlaşılmaya yol açmayacak şekilde anlaşılır ve ayrıntılı bir dille yazılması gerekir. Belirsiz, yoruma açık veya eksik ifadeler, ileride istenmeyen anlaşmazlıkların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Özellikle mal paylaşımı, nafaka, miras hakları gibi kritik konular sade ve net olarak belirtilmelidir. Böylece hem evlilik sürecinde hem de olası bir boşanma durumunda taraflar haklarını daha kolay savunabilirler.

Eşlerin Hak ve Sorumluluklarının Belirlenmesi

Eşlerin hak ve sorumluluklarının belirlenmesi, evlilik sözleşmesinin sağlıklı işlemesi açısından önemli bir adımdır. Kim hangi mala sahip olacak? Gelir ve borçlar nasıl paylaşılacak? Sözleşmede eşlerin hangi konularda yükümlülükleri olduğu, hangi haklara sahip olduğu açıkça yer almalıdır. Bu sayede taraflar hem evlilik boyunca hem de evlilik sona ererse hangi sorumlulukları üstleneceğini önceden bilir. Özellikle ortak yatırımlar, taşınmaz alımı ya da çocukların bakımı gibi konular ayrıntılı şekilde yazılmalıdır.

Profesyonel Danışmanlık ve Hukuki Destek

Profesyonel danışmanlık ve hukuki destek almak, evlilik sözleşmesi hazırlarken atlanmaması gereken bir konudur. Birçok çift, hukuki terim ve detaylar konusunda yeterli bilgiye sahip olmayabilir. Bu yüzden bir avukat veya aile hukuku konusunda uzman bir hukukçudan destek almak, hak kaybı yaşamamak için idealdir. Avukatlar, çiftlerin ihtiyaçlarına göre sözleşme maddelerini hukuka uygun, koruyucu şekilde düzenleyebilir. Ayrıca sözleşmenin geçersiz sayılmaması için gerekli hukuki prosedürlerin de doğru uygulanmasını sağlar.

Sözleşmenin Sayfa Sayısı, Dil ve Noter Masrafları

Sözleşmenin sayfa sayısı, dili ve noter masrafları da pratikte dikkat edilmesi gereken detaylardandır. Sözleşmenin dili, tarafların anladığı şekilde olmalı ve yasal gerekliliklere uygun Türkçe hazırlanmalıdır. Maddeler gereksiz uzun tutulmamalı, her konu ayrı ve anlaşılır bir biçimde kaleme alınmalıdır. Sözleşmenin uzunluğu, noter masraflarını doğrudan etkileyebilir; zira noterler sayfa başına ücret talep eder. Ayrıca noter işlemleri için kimlik, adres bilgileri ve varsa diğer ek belgeler eksiksiz hazırlanmalıdır. Böylece süreçte zaman kaybı ve ek masraf çıkarmazsınız.

Tüm bu detaylara dikkat ederek hazırlanan evlilik sözleşmeleri, hem hak kaybı yaşamanızı engeller hem de karşılıklı güveni artırır.

Evlilik Sözleşmesi ile İlgili Sık Sorulan Sorular

Zorunluluk ve Uygulanabilirlik

Zorunluluk ve uygulanabilirlik, evlilik sözleşmesi düşünen çiftler tarafından en çok merak edilen konuların başında gelir. Türkiye’de evlilik sözleşmesi yapmak zorunlu değildir. Yasal olarak çiftler isterlerse sözleşme yapabilir, istemezlerse yapmazlar. Çoğu çift sözleşme yapmadığında, Türk Medeni Kanunu’na göre edinilmiş mallara katılma rejimi otomatik olarak uygulanır.

Uygulanabilirlik konusunda ise, evlilik sözleşmesi noter onayıyla hazırlandığında ve tarafların rızasıyla düzenlendiğinde geçerlilik kazanır. Sözleşme içeriği kanuna aykırı olmazsa ve iki taraf da imzalarsa, bu belge mahkemelerde ve resmi işlemlerde kullanılabilir.

Uluslararası Evlilikler ve Yabancı Uyruklular İçin Süreç

Uluslararası evlilikler ve yabancı uyruklular için süreç bazen kafa karıştırıcı olabilir. Çiftlerden biri ya da ikisi yabancı uyrukluysa, bağlı oldukları ülkelerin hukuk kuralları da devreye girebilir. Evlilik sözleşmesinin hangi ülkenin yasalarına göre hazırlanacağı, tarafların uyruğu ve yerleşim yerlerine göre değişir.

Genellikle, Türkiye’de yapılan evlilik sözleşmeleri Türk Medeni Kanunu’na göre hazırlanır. Ancak, çiftlerden biri yabancı ise ve başka bir ülke hukukunu seçmek istiyorsa, bu da mümkündür. Ayrıca çiftler, evlenmeden önce veya evlilik sırasında noter, konsolosluk veya evlendirme memuru aracılığıyla evlilik sözleşmelerini yapabilirler. Bazı ülkelerde ise sözleşmenin o ülkenin dilinde hazırlanması gerekebilir.

Evlilik Sözleşmesinin Aile İçi İlişkilere Etkisi

Evlilik sözleşmesinin aile içi ilişkilere etkisi her çift için farklı olabilir. Bazı çiftler evlilik sözleşmesinin sevgiyi olumsuz etkileyeceği düşüncesine kapılabilir. Ancak, evlilik sözleşmesi, iki tarafın da haklarını, sorumluluklarını baştan belirleyerek daha sağlıklı bir iletişim ortamı yaratabilir.

Çiftler arasında olası anlaşmazlıkların önüne geçmek, her iki tarafın mal varlığı üzerindeki haklarını korumak için şeffaflık sağlar. Genellikle sözleşme yapan çiftler maddi konularda daha az tartışma yaşar. Fakat bazı ailelerde, özellikle geleneksel yapıya sahip olanlarda, bu sözleşmeye karşı önyargı olabilir. Yine de, açık iletişimle bu bariyerler kolayca aşılabilir.

Evlilik Sözleşmesi Sonrası Mal Paylaşımı

Evlilik sözleşmesi sonrası mal paylaşımı, hazırlanmış sözleşmenin detaylarına göre şekillenir. Sözleşmede belirlenen mal rejimi (mal ayrılığı, mal ortaklığı, edinilmiş mallara katılma vb.) esas alınarak, evlilik içinde edinilen malların paylaşımı yapılır.

Eğ̆er sözleşmede mal ayrılığı seçilmişse, herkes kendi adına olan malları alır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde ise, evlilik süresince elde edilen mallar ortak kabul edilir ve taraflar arasında eşit şekilde paylaşılır. Mal ortaklığı rejiminde ise, neredeyse tüm malvarlığı ortak mal olarak değerlendirilir.

Boşanma, ölüm ya da evliliğin sona erdiği diğer durumlarda, sözleşmede yer alan maddeler doğrultusunda her iki tarafın hakları koruma altına alınır. Bu nedenle, evlilik sözleşmesi, olası anlaşmazlıklarda yol gösterici bir belge olur.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur
Soru Sor Danışmanlık Talep Et