İşveren Fazla Mesai Ücretini Ödemiyor Ne Yapmalıyım

26 dakika

“İşveren fazla mesai ücretini ödemiyor ne yapmalıyım” diye arıyorsanız, doğru yerdesiniz. Türkiye’de fazla mesai ücreti İş Kanunu ile güvence altında; yine de ödenmemesi sık yaşanır. Peki haklarınız neler, nasıl ispat edilir, nereye başvurulur?

  • Bordro, giriş–çıkış kayıtları ve tanıklarla fazla mesainin ispatı
  • Yazılı talep / ihtarname ile ilk adım
  • Zorunlu arabuluculuk süreci; sonuçsuzsa İş Mahkemesi
  • Ödenmeme halinde haklı fesih ve tazminatlar
  • Ücretin hesabı ve 5 yıllık zamanaşımı

Bu yazıda konuyu sade, adım adım ele alacağız; pratik örnek ve notlarla ilerleyeceğiz. Kafanızdaki “İşveren fazla mesai ücretini ödemiyor ne yapmalıyım” sorusuna net bir yol haritası çıkarıyoruz.

Fazla mesainin tanımı

Fazla mesai nedir sorusunun cevabı, Türkiye’de iş yaşamı için çok önemli bir yer tutar. Fazla mesai, 4857 sayılı İş Kanunu’na göre işçinin haftalık çalışma süresi olan 45 saatin üzerinde yaptığı çalışmadır. Yani bir işçi haftada 45 saatten fazla çalıştırılıyorsa, bu ek saatler fazla mesai (fazla çalışma) olarak adlandırılır. Buradaki 45 saat, haftalık toplam çalışma süresidir ve üzerine çıkan her bir saat için işverenin ek ücret ödemesi gerekir. Çalışanın iş sözleşmesinde farklı bir süre belirlenmemişse, kanunun ön gördüğü haftalık 45 saat esastır. (Kaynaklar: barandogan.av.tr, cottgroup.com, kariyer.net)

Fazla sürelerle çalışma ile fazla mesai farkı

Fazla sürelerle çalışma ile fazla mesai arasındaki fark ise iş hukuku açısından sık sorulan bir konudur. Eğer bir işyerinde haftalık çalışma süresi sözleşmede 45 saatin altında (örneğin 40 saat) olarak belirlendiyse, 40 saati aşan ve 45 saate kadar olan çalışma fazla sürelerle çalışma olarak adlandırılır. Burada, 40-45 saat arası yapılan çalışmalar fazla mesai değil, fazla sürelerle çalışma olur ve bu çalışmalar için yüzde 25 zamlı ücret ödenir. 45 saati aşan her saat ise fazla mesai olup, burada zamlı ücret oranı farklıdır ve işçiye ödemesi artar. Yani;

  • 40-45 saat arası: Fazla sürelerle çalışma (ücret %25 zamlı)
  • 45 saati aşan her saat: Fazla mesai (ücret %50 zamlı)

Bu farkı bilmek, hak kaybı yaşamamak için son derece önemlidir. (Kaynaklar: lebibyalkin.com.tr, ekinlaw.com, vonahukuk.com)

Yasal dayanaklar (İş Kanunu ve ilgili mevzuat)

Fazla mesai ile ilgili yasal düzenlemeler 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca İş Kanunu’na İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği’ne bakmak gerekir. Temel olarak;

  • Haftalık çalışma süresi (kanun madde 63): 45 saat.
  • Fazla mesai sınırı (madde 41): Yılda en fazla 270 saat.
  • Fazla mesaiye başlamak için işçinin onayı zorunlu.
  • Fazla mesai saatinin ücreti, normal saatlik ücretin %50 fazlası.
  • Fazla sürelerle çalışmada ücret, %25 zamlı ödenir.

Tüm bu kurallar mevzuatta ve yönetmeliklerde detaylı şekilde açıklanmıştır. Ayrıca gece çalışması, tehlikeli işler ve bazı istisnai meslekler için ek sınırlamalar bulunur. (Kaynaklar: mevzuat.gov.tr, denet.com.tr, harbiyehukuk.com)

Özetle, fazla mesai hem tanımıyla hem de yasal dayanakları ile iş hayatında bilinmesi gereken temel bir hak konusudur. Haklarınızı bilmek, emeğinizin hakkını almak için çok önemlidir.

Fazla mesai ücretinin oranı

Fazla mesai ücretinin oranı, İş Kanunu'na göre belirlenmiştir. Normal şartlarda bir işçi haftada 45 saat çalışıyorsa ve bu sürenin üzerinde çalışıyorsa, bu fazla çalışma olarak kabul edilir. Fazla mesai ücreti, normal saatlik ücrete ek olarak %50 zamlı şekilde ödenir. Yani, çalışanın saatlik ücreti ne ise, fazla mesai yaptığı her saat için bu ücretin yarısı kadar ek ücret alır. Örneğin, saatlik ücreti 200 TL olan bir işçi, fazla mesai yaptığında 200 + 100 = 300 TL alır.

Ayrıca, fazla mesai için yapılan ödemeler bordroda ayrı olarak gösterilmelidir. Bu oran, İş Kanunu’nda net olarak düzenlendiği için işverenler tarafından aşağıya çekilemez ya da çalışanın aleyhine değiştirilemez. Fazla sürelerle çalışma ise, haftalık 45 saatin altında fakat iş sözleşmesinde belirtilen haftalık sürenin üzerinde yapılan çalışmayı ifade eder; burada ise saatlik ücret yüzde 25 zamlı ödenir.

Resmi tatiller ve hafta sonu çalışmasının hesaplanması

Resmi tatiller ve hafta sonu çalışması, fazla mesai ücreti hesaplanırken farklı şekilde değerlendirilir. Resmi tatil günlerinde çalışan işçiler, çalıştıkları her saat için normal ücretlerinin iki katını almaya hak kazanır. Bu durum, ulusal bayram ve genel tatillerde de geçerlidir. Örneğin 1 Mayıs, Kurban Bayramı veya Ramazan Bayramı gibi günlerde yapılan çalışmaların ücreti çift olarak ödenir.

Hafta tatilinde (genellikle pazar günü), işçiye 24 saatlik kesintisiz dinlenme hakkı tanınır. Eğer bu dinlenme süresinde işçi çalıştırılırsa, hem normal günlük ücreti hem de ek olarak çalıştığı saatler için fazla mesai ücreti hakkı doğar. Hafta tatilinde yapılan çalışmalarda hem günlük ücret, hem de fazla çalışma oranında zamlı tutar birlikte ödenir.

Bu tür durumlarda işçilerin hak kaybına uğramaması için ücretlerinin doğru şekilde hesaplanması ve ödenmesi zorunludur. İşverenlerin, işçilerin hafta sonu veya resmi tatilde yaptığı çalışmaları ayrıca kayda alması gerekmektedir.

Fazla mesai ücretinin bordroda gösterilmesi

Fazla mesai ücretinin bordroda gösterilmesi yasal bir zorunluluktur ve büyük önem taşır. Bordro, işçinin ücretinin, fazla mesaisinin ve diğer haklarının detaylıca belgelendiği resmî belgedir. Fazla mesai yapılan gün ve saatler, bordroda ayrı bir satırda ve açıklamayla gösterilmelidir. Ayrıca, hesaplanan fazla mesai ücretinin de bordroda açıkça görünmesi gerekir.

Fazla mesai ücretinin bordroda gösterilmemesi, işverenin ileride hukuki sorunlarla karşılaşmasına neden olabilir ve işçiler için hak kaybına yol açabilir. İleride bir uyuşmazlık veya dava durumunda, bordroda fazla mesai ödemesinin yer alması işçi açısından önemli bir ispat oluşturur. Eksik ya da yanlış gösterim, hem idari para cezalarına hem de fazla mesai alacağı davalarında işverenin aleyhine karar çıkmasına neden olabilir.

Bu yüzden, işverenlerin hem işçiyi hem de kendi haklarını koruyabilmek için fazla mesai ücretlerini eksiksiz ve şeffaf şekilde bordroda belirtmeleri gerekir.

İşveren Fazla Mesai Ücretini Ödemezse Ne Olur?

İşverenin yasal yükümlülükleri

İşveren fazla mesai ücreti ödemediğinde, Türk İş Kanunu’na göre önemli yükümlülüklerini yerine getirmemiş olur. Fazla mesai, işçinin haftalık 45 saati aşan çalışması anlamına gelir ve bunun karşılığında yüzde 50 zamlı ücret ödenmelidir. İşverenin yükümlülüğü, fazla mesai yapıldığını kanıtlayan her türlü kayda dayalı olarak ödeme yapmak ve bu ödemeyi bordroda açıkça göstermek zorundadır. İşveren, fazla mesai ödemediği takdirde işçinin ihbarı üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetlenebilir ve çeşitli yaptırımlarla karşılaşabilir.

Ücrete dahildir savunması ve Yargıtay kararları

Birçok işveren iş sözleşmelerinde "ücretin içine fazla mesai de dahildir" şeklinde maddeler koymaktadır. Ancak Yargıtay’ın son yıllardaki kararları, bu savunmanın her durumda geçerli olmadığını gösteriyor. Yargıtay, özellikle işçinin çok fazla ve sürekli olarak fazla mesai yaptığı durumlarda, “ücrete dahildir” ibaresinin geçerli sayılmayacağını belirtmektedir. Çünkü fazla mesainin ölçüsüz, olağanüstü boyutlarda olması halinde, bu ücretin yan hak olarak anlaşılması mümkün değildir. Yani, sadece iş sözleşmesinde böyle bir madde yer alıyor diye işvereni tüm fazla mesai ödemelerinden muaf tutmak yasal değildir.

İşverenin cezai ve idari sorumluluğu

Fazla mesai ücreti ödemeyen işvereni önemli cezai ve idari yaptırımlar bekler. Öncelikle, iş müfettişlerinin yaptığı denetimler sonucu, eksik ödeme yapan işverene idari para cezası uygulanabilir. Ayrıca, ödenmeyen fazla mesai ücretinin faiziyle birlikte işçiye ödenmesine karar verilebilir. Sürekli veya kasıtlı olarak fazla mesai ücretini ödemeyen işveren, işçinin şikayetiyle mahkeme karşısında da sorumlu tutulur. İlgili iş yerinin işyeri sicilinin bozulması, kamu ihalelerinden men gibi çeşitli sonuçları da olabilir. Kısacası, fazla mesai ücreti ödememek işveren için ciddi bir hukuki ve mali risk anlamına gelir.

Fazla Mesai Ücretinin İspatı Nasıl Yapılır?

Bordro ve puantaj kayıtlarının önemi

Bordro ve puantaj kayıtlarının önemi, fazla mesai ücreti talebinde en temel kanıtlar arasında yer almasından kaynaklanır. Bordro, çalışanın ücretinin ve varsa fazla mesai ödemesinin dökümünü içerir. İşçiler, fazla mesai ücreti almadıklarını iddia ettiklerinde genellikle ilk başvurulan belgeler bordrolar olur. Puantaj kayıtları ise, çalışanın hangi tarihlerde ve saatlerde iş yerinde bulunduğunu gösteren çizelgelerdir. Özellikle büyük işyerlerinde kartla giriş-çıkış yapılan sistemlerde puantajlar, fazla çalışmanın net bir biçimde ortaya konmasını sağlar.

Mahkemeler, düzenli tutulmuş puantaj kayıtlarını ve işverenin hazırladığı bordroları delil olarak dikkate alır. Ancak, bordroda çalışanın fazla mesai aldığına dair bir ibare veya imza varsa, bunun gerçekten ödenip ödenmediğine de ayrıca bakılır. Bordroda fazla mesai ödemesi gözükse bile, işçinin bunu gerçekten alıp almadığı hususu da önemli bir ayrıntıdır. Bu nedenle bordro ve puantaj kayıtlarının hatasız ve eksiksiz tutulması, işçi ve işveren haklarının korunması açısından büyük önem taşır.

Tanık beyanı ile ispat

Tanık beyanı ile ispat, fazla mesai ücretinin ödenmemesi halinde başvurulan en yaygın yollardan biridir. Eğer iş yerinde bordro, puantaj ve diğer kayıtlar bulunmuyorsa ya da bunlar fazla mesaiyi göstermiyorsa, tanık anlatımları devreye girer. Yargıtay uygulamasında, özellikle kendisi de aynı işyerinde çalışan veya çalışmış olan işçilerin tanıklığı değerli görülüyor.

Ancak, sadece tanık anlatımlarına dayanılarak karar verilebilmesi için anlatımların açık, net ve birbiriyle uyumlu olması gerekir. Ayrıca, tanıkların işçiyle aynı dönemde çalışmış olması ve olaylara bizzat tanıklık etmiş olması gerekir. Mahkeme, tanık ifadeleriyle birlikte diğer kanıtları da inceler ve sonuçta dürüst, objektif ve güvenilir beyanlara daha çok değer verir. Tanık gösterirken iş arkadaşları, aynı bölümde çalışanlar veya hatta amir konumundaki kişiler tercih edilebilir.

Dijital ve fiziksel kanıtlar (kart giriş-çıkış, kamera, e-posta)

Dijital ve fiziksel kanıtlar da fazla mesai ücretinin ispatında çok önemlidir. Özellikle kart giriş-çıkış kayıtları, çalışanın işyerinde hangi saatlerde bulunduğunu kesin olarak gösterir. Eğer iş yeri turnikeli sistem, parmak izi okuyucu veya akıllı kart uygulaması kullanıyorsa, giriş ve çıkış saatleri net biçimde kayıtlı olur. Bu kayıtlar fazla mesainin süresini, sıklığını ve toplam miktarını ortaya çıkarmada mahkemelerin elini güçlendirir.

Kamera kayıtları da, işçinin işyerinde fiilen bulunduğunu gösteren en etkili kanıtlardan biridir. Bazı davalarda, kamera kayıtları incelenerek işçinin işyerine geliş-gidiş saatleri belirlenebiliyor. Ayrıca elektronik ortamda yapılan yazışmalar, e-postalar ve işyeri içi mesajlaşmalar da fazla mesai ispatı için kullanılabiliyor. Özellikle işveren tarafından gönderilen, fazla mesaiye çağrıldığınızı ya da yapılan çalışmaların onaylandığını gösteren e-postalar çok kıymetli olabilir.

Tüm bu dijital ve fiziksel kanıtlar, mahkemede sunulduklarında fazla mesaiye dair iddiaları büyük ölçüde güçlendirir. Ancak, kanıtların gerçekliği ve bütünlüğü şüpheye yer bırakmamalıdır. İşçi veya işveren, bu tür delilleri zamanında toplamalı ve mahkemeye sunmalıdır.

Fazla Mesai Ücretinin Ödenmemesi Durumunda Yapılması Gerekenler

İşverene yazılı başvuru

Fazla mesai ücreti ödenmezse, ilk adımda işverene yazılı başvuru yapmak önemlidir. Yazılı başvuru, işçi ile işveren arasında resmi bir iletişim sağlar. Bu başvuruda, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini ve ne kadar alacağın talep edildiği açıkça belirtilmelidir. İşyeri bünyesinde insan kaynaklarına, muhasebe departmanına veya doğrudan amire başvuru yapılabilir. Yazılı olması, ileride yaşanacak hukuki süreçlerde kanıt niteliği taşır.

İhtarname, e-posta veya noter yoluyla bildirim

Yazılı başvurudan sonuç alınamazsa sıradaki adım, işverene daha resmi yollardan bildirim yapmaktır. Genellikle ihtarname çekmek yani noter üzerinden resmi bir uyarı göndermek etkili bir yöntemdir. Böylece işverenin eline ulaşan resmi bir belge oluşturulmuş olur. Alternatif olarak, e-posta veya iadeli taahhütlü posta ile de bildirim yapılabilir. Bildirimin içeriğinde ödenmeyen fazla mesai ücretleri, talep edilen ücretler ve yasal hakların kaydedildiği açıkça yazılmalıdır. Noter veya posta yolu ile yapılan bildirimler ileride açılacak davalarda güçlü bir delil olarak kullanılır.

Arabuluculuk süreci

Fazla mesai ücreti gibi işçi alacaklarında, doğrudan mahkemeye başvuru yapılamaz. Mutlaka önce arabuluculuk sürecinin başlatılması şarttır. Arabuluculuk aşamasında, taraflar bir araya gelerek kendi aralarında anlaşmaya çalışır. Bu sürecin başlaması için adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına başvuruda bulunmak gerekir. Arabuluculuk görüşmeleri sırasında hem işçi hem de işveren iddialarını ve taleplerini anlatır. Genellikle bu süreç en fazla 4 hafta sürer.

Arabuluculuğun zorunlu olması

Türkiye’de işçilik alacaklarında arabuluculuk 2018 yılından beri zorunludur. Yani, işçi ile işveren arasında fazla mesai ücreti ödenmemesi gibi bir anlaşmazlık varsa ilk olarak arabulucuya gitmek zorunludur. Arabuluculuk yapılmadan açılan davalar, usulden reddedilir. Eğer arabuluculuk süreci sonunda anlaşma sağlanamazsa, taraflara “anlaşmazlık son tutanağı” verilir ve iş mahkemesine başvurulabilir.

İş mahkemesinde dava açma süreci

Arabuluculuk başarısız olursa, işçi iş mahkemesinde dava açabilir. Davanın açılabilmesi için arabuluculukta verilen tutanak mahkemeye sunulur. Dava dilekçesi hazırlanırken açık ve net şekilde fazla mesai ücreti alacaklarının neler olduğu, ne kadar süreyle çalışıldığı, ödeme yapılmadığı belirtilmelidir. Gerekli belgeler ve kanıtlar da mahkemeye sunulmalıdır.

Davanın açılması ve süreçteki prosedürler

Dava açıldıktan sonra süreç; karşılıklı dilekçelerin verilmesini, duruşma gününün belirlenmesini ve gerekirse bilirkişi incelemesini kapsar. Tanık dinleme, bordro ve puantaj kayıtlarının kontrolü gibi aşamalar da olur. Mahkeme, tüm delilleri topladıktan sonra karar verir. Eğer haklı bulunursa işçiye ödenmeyen fazla mesai ücreti, faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilebilir.

Dava süresi ve maliyeti

Fazla mesai alacaklarına ilişkin davalar genellikle 4 ay ile 1,5 yıl arasında sonuçlanabilir. Ancak işin karmaşıklığına veya işverenin itirazlarına göre bu süre uzayabilir. Davayı açarken peşin harç, bilirkişi ücretleri gibi bazı masraflar ödenir. Kazanılması halinde çoğu zaman bu giderler de işverene yüklenir. Avukatla çalışmak ise başka bir ücret gerektirebilir. İşçi, dava sürecinde ekonomik açıdan zorlanmamak için, adli yardım talebinde de bulunabilir.

Fazla mesai ücreti ödenmemesi durumunda hak kaybı yaşamamak için sürelere ve resmi prosedürlere dikkat etmek çok önemlidir!

Ücretin Ödenmemesi Halinde İşçinin Hakları

Haklı nedenle fesih hakkı

Haklı nedenle fesih hakkı, işçi için büyük bir güvencedir. Eğer işveren, ücret ve fazla mesai ücretini zamanında ödemezse, işçi İş Kanunu'na göre iş sözleşmesini hemen feshedebilir. Çünkü maaş, bir çalışanın en temel hakkıdır. İşveren bu hakkı sürekli veya kasıtlı olarak ihlal ederse, işçinin beklemesi gerekmez. Haklı nedenle fesih yapıldığında, işçi işten kendi isteğiyle ayrılmış olsa bile yasal alacaklarını talep edebilir. Bu tür fesihlerde, genellikle yazılı bildirim yapılması önerilir.

Kıdem ve ihbar tazminatı talepleri

Kıdem ve ihbar tazminatı talepleri, ücretin ödenmemesi durumunda işçinin başvurabileceği önemli haklardandır. İşçi, haklı nedenle fesih yaptığında kıdem tazminatı talep edebilir. Kıdem tazminatı alabilmek için genellikle en az bir yıl çalışmış olmak gerekir. Eğer ihbar süresi tanınmadan iş sözleşmesi feshedilmişse, işçi ayrıca ihbar tazminatı da isteyebilir. Özellikle işverenin geçerli bir sebep göstermemesi ve ödemeleri geciktirmesi, bu tazminatları almada işçinin elini güçlendirir.

Diğer işçilik alacakları (yıllık izin, ücret, fazla mesai vb.)

Diğer işçilik alacakları arasında yıllık ücretli izin, maaşın ödenmeyen kısmı, fazla mesai gibi birçok hak bulunur. İşçi işten ayrılırken geçmiş dönemlere ait yıllık izin ücretlerini, ödenmemiş maaşları ve ücretli fazla mesai alacaklarını isteyebilir. Bunlar bazen unutulabiliyor veya göz ardı ediliyor, fakat işçi tüm haklarını toplu şekilde mahkemeden veya arabuluculuk yoluyla talep edebilir. Yasalar işçiyi bu alacaklar konusunda korur.

İşten ayrılmadan dava açma imkanı

İşten ayrılmadan dava açma imkanı, işçiye sunulan önemli bir avantajdır. Eğer çalışan hem işine devam etmek hem de alacaklarını talep etmek isterse, işten ayrılmasına gerek olmadan fazla mesai, maaş, yıllık izin gibi hakları için dava açabilir. Bu sayede işini kaybetme riski olmadan haklarını yasal yolla arayabilir. Ancak bu sürecin işverenle olan ilişkileri etkileyebileceği unutulmamalı. Dava açarken bordro, puantaj ve yazışmalar gibi delillerin dosyaya eklenmesi önemlidir.

Fazla Mesai Ücretinde Zamanaşımı

Zamanaşımı süresi ve başlangıcı

Fazla mesai ücreti için zamanaşımı süresi, işçi ile işveren arasındaki en önemli konulardan biridir. Zamanaşımı, işçinin fazla mesaiye ilişkin alacaklarını talep edebileceği süreyle ilgilidir. Bu süre geçtiğinde, işçi fazla mesai ücreti için artık yasal bir talepte bulunamaz.

Fazla mesai ücreti zamanaşımı süresi, 4857 sayılı İş Kanunu’na göre 5 yıldır. Yani fazla mesai yapılan bir tarihten itibaren 5 yıl boyunca bu alacağınızı talep edebilirsiniz. Bu sürenin başlangıcı ise genellikle fazla mesainin yapıldığı tarihten itibaren başlar. Eğer iş ilişkisi devam ediyorsa, işten ayrıldıktan sonra da kalan alacaklarınız için yine 5 yıl içinde dava açmanız gerekir.

Zamanaşımı süresi dolduktan sonra, işçi yasal yollara başvursa bile mahkeme talepleri reddeder. Bu nedenle fazla mesai ücreti için hak kaybı yaşamamanız açısından, fazla mesai yaptığınız ve karşılığını alamadığınız tarihi doğru tespit etmelisiniz.

Özetle, fazla mesai ücreti için dava açma veya talepte bulunma hakkınızı kaybetmemek için, 5 yıllık zamanaşımı süresini göz önünde bulundurmanız şarttır. 5 yılın sonunda, ödenmemiş fazla mesai alacaklarınızı yasal olarak alamazsınız. Bu yüzden, fazla mesai ücretiyle ilgili haklarınızı zamanında takip etmek oldukça önemlidir.

Resmi Kurumlara Şikayet ve Başvuru Kanalları

Alo 170

Alo 170, fazla mesai ücreti gibi işçi haklarıyla ilgili sorunlar için en sık kullanılan şikayet hattıdır. Alo 170, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından işletilen bir danışma ve ihbar hattıdır. Çalışanlar, fazla mesai ücretinin ödenmemesi gibi tüm işçi hak ihlallerini, hafta içi ve hafta sonu 7/24 arayarak ücretsiz bir şekilde bildirebilirler.

Alo 170’e yapılan şikayetler gizli tutulur, işverenin haberi olmadan sürecin başlatılması mümkündür. Alo 170’e başvurduktan sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı veya ilgili kurum gerekli incelemeyi yapar ve şikayetçiyle iletişime geçer. Telefonla yapılan görüşmelerde başvuru süreci, evraklar ve çözüm yolları hakkında bilgilendirme de verilir.

İŞKUR

Fazla mesai ücretinin ödenmemesi durumunda başvurulabilecek kurumlardan biri de İŞKUR’dur (Türkiye İş Kurumu). İŞKUR, şikayetleri genellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli şekilde değerlendirir. İŞKUR’a şahsen giderek dilekçe ile başvuru yapılabileceği gibi e-Devlet üzerinden online olarak da şikayet oluşturmak mümkündür.

İŞKUR başvurularında çalışılan kurum, mesai saatleri, ödenmeyen ücretler gibi bilgiler detaylı olarak sunulmalıdır. İŞKUR, başvuruyu aldıktan sonra işyerinde denetim yapılabilir ve işveren gereken yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde idari ceza uygulayabilir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, fazla mesai alacakları konusunda en yetkili kamu kurumudur. Bakanlık, doğrudan veya yukarıda belirtilen kanallar (Alo 170-İŞKUR) aracılığıyla yapılan şikayetleri değerlendirir. Ayrıca Bakanlık il müdürlüklerinde de yüz yüze başvuru alınır.

Başvurular incelenirken işyerlerinde müfettiş görevlendirilebilir, denetim yapılır ve fazla mesai ödemeleriyle ilgili işverenlerden açıklama istenebilir. Çalışma Bakanlığı’na yapılan şikayetler neticesinde, hem çalışanın hakkı korunur hem de işverenler yasalar çerçevesinde uyarılır ya da ceza alabilir.

Arabuluculuk Bürosu

Fazla mesai ücreti konusunda işçi ve işveren anlaşmazlıklarında, iş mahkemelerinde dava açmadan önce Arabuluculuk Bürosu’na başvurmak zorunludur. 2018 yılından bu yana işçi alacakları için öncelikle arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açılamamaktadır.

Arabuluculuk Bürosu’na başvuru yaparak, tarafların anlaşma sağlama fırsatı doğar. Burada ücret, çalışma saatleri gibi alacaklar için uzlaşmaya varılırsa süreç hızla sonuçlanır. Eğer anlaşma sağlanamazsa, belgelerle birlikte iş mahkemesine dava açılabilir. Arabuluculuk başvurusu ücretsiz olup süreci hem hızlı hem de pratik şekilde ilerletir.

Fazla mesai alacaklarıyla ilgili farklı kurumlara başvuru yapmanın işçinin hak arama sürecini hızlandırdığı unutulmamalıdır. Hangi kurumdan başlanırsa başlansın, hakkınızı aramaktan çekinmeyin!

Sıkça Sorulan Sorular

Fazla mesai ücretini alamıyorum, nereye başvurmalıyım?

Fazla mesai ücretini alamıyorsanız, ilk olarak işverene yazılı başvuru yapmanız önemlidir. Yazılı şekilde hakkınızı talep etmeniz, ilerde işiniz kolaylaştırır. Eğer işveren ödeme yapmazsa, arabulucuya başvurmanız gerekir. 2018’den bu yana arabuluculuk iş davalarında zorunludur. Arabuluculukta bir sonuç alınamazsa, iş mahkemesine dava açabilirsiniz. Ayrıca ALO 170 hattını arayarak veya İŞKUR, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gibi resmi kurumlara şikayet edebilirsiniz. Bu yolların hepsi ücretsizdir ve haklarınızı korumanızda etkili olacaktır.

Fazla mesai ödemesi yapılmazsa işverenin cezası nedir?

Fazla mesai ödemesi yapılmazsa işveren hem idari para cezası hem de hukuki sorumluluklarla karşılaşır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı veya iş müfettişleri tarafından yapılan denetimlerde işverenlere idari para cezası uygulanabilir. Ayrıca mahkemede dava açılır ve işverenin hukuka aykırı davrandığı tespit edilirse, fazla mesai alacağının yanı sıra faiziyle birlikte ödeme yükümlülüğü doğar. Tazminat hakkı gibi sonuçlar da olabilir. İşveren, fazla mesaiyi ödememeye devam ederse, işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir ve işçilik alacaklarını tamamen talep edebilir.

Geriye dönük fazla mesai talep süresi ne kadardır?

Geriye dönük fazla mesai alacakları için zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre, alacağın doğduğu yıldan itibaren başlar. Örneğin 2020 yılında ödenmeyen fazla mesaiyi 2025’e kadar talep edebilirsiniz. 5 yılı aşan fazla mesai talepleri zamanaşımına uğrar ve mahkemelerde kabul edilmez. Bu nedenle, elinizdeki belgelerle birlikte haklarınızı zamanında aramanız büyük önem taşır.

Kimler fazla mesai davası açabilir?

Fazla mesai davası açabilmek için işçi statüsünde çalışmak gerekir. İş Kanunu’na tabi olan işçiler, ister tam zamanlı, ister yarı zamanlı veya belirli süreli sözleşmeyle çalışsınlar, fazla mesai ücreti talep edebilirler. Ancak üst düzey yöneticiler, işveren vekilleri ve bazı özel statüdeki kişiler için fazla mesai hakkı olmayabilir. Dava açmak isteyen işçinin, fazla mesai yaptığına dair belge, bordro, tanık beyanı ve dijital kayıtlar gibi delilleri sunması gerekir. Kısacası, işçi olarak çalışan ve haklı bir gerekçeyle fazla mesai ücretini alamayan herkes, süreyi geçirmeden dava açabilir.

Fazla Mesai Alacak Davalarında İpuçları ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Belgelerin önemi

Fazla mesai alacak davalarında belgelerin önemi çok büyüktür. Bordro, puantaj, kart giriş-çıkış kayıtları, işyerinde kullanılan sistem çıktıları gibi tüm evraklar, fazla mesai yaptığınızı kanıtlamada yardımcı olur. İşveren çoğu zaman bu kayıtları saklamakla zorunludur. Davalarda genellikle bordro üzerinde fazla mesai ödendiğine dair bir işaret varsa işçi bu ödemeyi almış kabul edilir. Ancak, bordroda fazla mesai ücreti düşük gösteriliyorsa veya hiç yazılmamışsa, işçi lehine tanık ve diğer delillere başvurulabilir. Kendi tuttuğunuz günlük kayıtlar, e-postalar ya da işyeri içi mesajlaşmalar da delil olarak sunulabilir. Belgeleri saklamak ve düzenli olarak toplamak, hak kaybı yaşamanızı önler.

Avukat desteği ve hukuki danışmanlık

Fazla mesai alacak davalarında avukat desteği almak her zaman büyük avantaj sağlar. İşçi haklarını bilen bir avukat, yasal yolları doğru şekilde kullanır. İşten ayrılmadan önce nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini ve hangi belgelerin toplanması gerektiğini konusunda yol gösterir. Ayrıca dava açma, arabulucuya başvurma ve gerektiğinde itiraz süreleri gibi yasal süreçlerde atlanmaması gereken noktaları hatırlatır. İşverenin “ücrete dahildir” savunması, kanunda açık olan hükümler ve Yargıtay kararları konusunda size rehberlik eder. Hatalı, eksik veya geç yapılan başvuruların sonuçsuz kalmaması için profesyonel danışmanlık çok önemli.

Tanık seçimi ve ifadelerin önemi

Fazla mesai davasında tanık beyanları çoğu zaman belirleyici olabilir. Tanık olarak seçilecek kişiler, sizinle birlikte çalışan, işyerinde bulunan ve fazla mesaiye birebir tanık olan kişiler olmalıdır. Bu kişilerin işverene bağlı olmaması, davanın gücünü artırır. Tanıkların verdikleri ifadeler kesin ve tutarlı olmalı; fazla mesainin süresi, sıklığı, hangi saatlerde yapıldığı gibi konular net şekilde açıklanmalıdır. Tanık ifadeleri ile sizin iddianız ve topladığınız belgeler birbiriyle uyumlu olursa, davanın lehinize sonuçlanma ihtimali çok yükselir. Tanık ifadelerinde çelişki olmamasına dikkat edilmeli ve tanıklar gerekirse dava öncesinde bilgilendirilmelidir.

Not: Fazla mesai alacak davalarıyla ilgili her adımda belge, hukuki danışmanlık ve tanık konularını göz önünde bulundurmanız, süreçte hak kaybı yaşamanızı engeller.

Sonuç ve Öneriler

Hak kaybı yaşamamak için yapılması gerekenler

Hak kaybı yaşamamak için fazla mesai ile ilgili haklarınızı iyi bilmek çok önemlidir. Öncelikle, fazla mesai yaptığınız günleri ve saatleri mutlaka kayıt altına almalısınız. Bordro, puantaj ya da kart giriş çıkış kayıtlarınızın birer kopyasını saklamak ileride doğabilecek uyuşmazlıklarda işinize yarar.

Fazla mesai yaptığınız halde ücretiniz ödenmiyorsa, işverene yazılı başvuru yapmak atılacak ilk adım olmalıdır. E-posta ya da noter kanalıyla yapılan başvurular ileride delil teşkil eder. Gerektiğinde arabuluculuk yoluna gitmek veya iş mahkemesine başvurmak için elinizde yazılı kanıtlar bulunması önemlidir.

Ayrıca, zaman aşımı süresini unutmayın. Fazla mesai alacaklarınız için hak kaybı yaşamamak adına kanundaki zamanaşımı süresi içinde harekete geçmelisiniz. Güncel olarak bu süre, iş sözleşmesinin sona erdiği yıl dikkate alınarak belirlenir.

Çalışırken ya da işten ayrıldıktan sonra haklarınız için başvuru yapabileceğinizi unutmayın. İlgili kayıtların ve belgelerin düzenli saklanması, gelecekte olabilecek mağduriyetlerin önlenmesinde size büyük avantaj sağlar.

Hukuki destek önerisi

Fazla mesai alacakları konusunda karşılaşabileceğiniz karmaşık prosedürlerde bir avukat ya da uzman bir hukuki danışmandan destek almak sizin için işleri oldukça kolaylaştıracaktır. Avukatlar, belgelerinizin tam olup olmadığını kontrol eder, başvuruları nasıl ve ne zaman yapmanız gerektiği konusunda yol gösterir.

Arabuluculuk veya dava süreci gibi hukuki işlemlerde uzman bir avukatla ilerlemek, sürecin daha hızlı ve etkili bir şekilde sonuca ulaşmasını sağlar. Yargı kararlarının güncel takibi, gerekli delillerin sunulması ya da savunmaların hazırlanmasında hukuki destek büyük önem taşır.

Unutmayın, yanlış bir adım hak kaybına yol açabilir. Bu nedenle en ufak bir tereddütte alanında deneyimli iş hukuku avukatlarından ya da ilgili işçi sendikalarından mutlaka hukuki destek almanız önerilir. Haklarınızı tam ve zamanında almak, hayat kaliteniz ve emeğinizin karşılığını almak için önemlidir.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur
Soru Sor Danışmanlık Talep Et