Eşimin Borçlarından Dolayı Evime Haciz Gelir mi?

27 dakika

Eşimin borçlarından dolayı evime haciz gelir mi? Bu soru, tapuda kimin adı olduğu, aile konutu olup olmadığı, mal rejimi ve borcun türüne göre değişir. Bazı durumlarda haczedilemeyen eşyalar korunur; bazılarında maaş haczi öne çıkar. Peki sizin durumda ne olur?

Bu yazıda:

  • Tapu ve aile konutu şerhinin etkisi
  • Ev mi, kişisel eşyalar mı, ortak eşyalar mı haczedilir?
  • Banka ipoteği, rehin ve istisnalar
  • İcra sürecinde itiraz ve korunma adımları

Adım adım ilerleyerek, aklınızdaki “Eşimin borçlarından dolayı evime haciz gelir mi” sorusunu netleştireceğiz.

Haciz Kavramı ve Temel Hukuki Çerçeve

Haciz Nedir?

Haciz nedir sorusu özellikle borçlu kişiler ve aileleri tarafından sıkça araştırılır. Haciz, bir borcun zamanında ödenmemesi halinde, alacaklının talebiyle borçlunun malvarlığına devlet eliyle el konulması işlemidir. Haciz sayesinde borçluya ait mallar satılarak alacaklının alacağı tahsil edilir. Haciz işlemi icra müdürlüğü tarafından yürütülür ve hukuki bir süreç gerektirir.

Haciz işlemi yalnızca kesinleşmiş bir borç için başlatılabilir. Yani borcun kesin olarak sabit olması gerekir. Ayrıca haciz işlemi başlatılmadan önce borçluya ödeme emri gönderilir. Bu süreçte borçlu borcunu öderse haciz işlemi durdurulur. Ancak borç ödenmezse, icra müdürlüğü borçlunun maaşına, taşınmazına, arabasına ya da üzerindeki kıymetli eşyalara haciz uygulayabilir.

Türk Medeni Kanunu ve İcra-İflas Kanunu'nda Haciz

Türk Medeni Kanunu ve İcra-İflas Kanunu’nda haciz konusu açıkça düzenlenmiştir. İcra-İflas Kanunu’na göre, haciz işlemi icra müdürlüğünün aldığı karar doğrultusunda sadece alacaklının başvurusu ile başlatılır. Hangi malların haczedilebileceği, hangi durumlarda haciz yapılabileceği ve kişinin hangi mallarına dokunulamayacağı detaylı şekilde bu kanunlarda yer alır.

Türk Medeni Kanunu ise özellikle eşler arasındaki mal rejimini ve borçtan dolayı hangi malların haczedilebileceğini belirler. Eğer eşler arasında mal ayrılığı rejimi varsa her eş yalnızca kendi borçlarından sorumludur. Ortak mallar varsa, borç hangi eşe aitse ona ait mallar haczedilebilir. Bu ayrım, haciz sürecinde tarafların hak ve sorumluluklarını doğrudan etkiler.

Kanunlar, borçlunun temel geçim eşyalarını ve bazı zaruri mallarını hacizden korur. Yani borçlunun ve ailesinin insan onuruna yaraşır şekilde yaşamını sürdürebilmesini sağlamak için bazı mallar dokunulmaz kabul edilir.

Haciz ve Evlilik Birliği

Haciz ve evlilik birliği konusu, evli çiftlerde en çok merak edilen hukuki meselelerden biridir. Eşlerden birinin borcu yüzünden diğer eşin mallarına ya da ortak yaşanılan eve haciz gelir mi sorusu sık sık gündeme gelir. Evlilik birliği içinde edinilen mallar “edinilmiş mal” sayılır ve bu mallara haciz gelmesi, borcun kimde olduğuna ve mal rejimine göre değişir.

Eşlerden biri kendi adına borçlandığında, kural olarak sadece kendi malvarlığı haczedilebilir. Ancak ortak borçlar olduğunda, yani eşlerin ikisi de bir borca imza attıysa veya ortak ticari faaliyetlerde bulundularsa, her iki eşin ortak malları da haciz kapsamında olabilir. Ayrıca birlikte kullanılan ev eşyalarında ve konutta durumun farklılık göstereceği unutulmamalıdır.

Haciz işlemi sırasında evlilik birliğinin ekonomik temellerine zarar verilmemesi için kanun bazı koruma hükümleri getirmiştir. Yani borçlu eşin borcu olsa bile diğer eşin kendi adına kayıtlı mallarına, kural olarak, haciz gelmez. Ancak burada istisnalar söz konusu olabileceğinden her durumun kendi içinde ayrıca değerlendirilmesi gerekir.

Kişisel Borçlar ve Ortak Borçlar

Kişisel borçlar, evlilikte yalnızca bir eşin kendi adına ve kendi menfaatine yaptığı borçlardır. Mesela, bir eşin evlenmeden önce aldığı kredi ya da yalnızca kendisi için yaptığı bir alışverişten doğan borç, kişisel borç kabul edilir. Bu tür borçların ödenmesinden sadece borcu alan eş sorumludur ve diğer eşin mal varlığı, geliri veya maaşı bu borç yüzünden icra tehdidiyle karşılaşmaz.

Ortak borçlar ise evlilik birliğinin ortak ihtiyaçları için yapılan borçlar olarak karşımıza çıkar. Ev kredisi, aile arabası taksiti, evde oturmak için zorunlu yapılmış harcamalar ya da çocukların eğitimi gibi ortak yaşamı ilgilendiren giderler için yapılan borçlar ortak borç sayılır. Bu borçlardan her iki eş de birlikte, yani müteselsil olarak sorumludur.

Boşanma sonrası ise kişisel borçlar yine sadece borcu olan eşe ait olurken; ortak borçların paylaşımı genellikle evliliğin hangi mal rejimiyle yönetildiğine göre değişir.

Mal Rejimi Türlerine Göre Borç Sorumluluğu

Mal rejimi türlerine göre eşlerin borç sorumluluğu farklıdır. Türkiye’de evlilikte yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Ancak eşler isterlerse mal ayrılığı, mal ortaklığı ya da paylaşmalı mal ayrılığı rejimlerinden birini de noterde ya da evlilik öncesi anlaşarak tercih edebilirler. Her rejimde, borcun niteliği ve malın kime ait olduğu önemlidir.

Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi

Edinilmiş mallara katılma rejimi, 2002’den bu yana Türkiye’de evlilikte “otomatik” olan mal rejimidir. Bu rejimde evlilik süresince elde edilen gelirler ve mal varlıkları “edinilmiş mal” sayılır. Her eş, kendi adına yaptığı borçlardan yine yalnız kendisi sorumludur. Yani bir eşin kredi kartı borcu, icra takibine konu olursa sadece onun maaşı veya malları haczedilir.

Ancak ortak hayatı ilgilendiren işler için (örneğin birlikte çekilen ev kredisi gibi) yapılan ortak borçlardan her iki eş de müteselsil olarak sorumludur. Boşanma halinde, edinilmiş mallara ait borçlar ve alacaklar mal paylaşımı sırasında dikkate alınır. Fakat, sırf eşlerden biri borç yaptı diye diğeri otomatik olarak tüm borçtan sorumlu tutulmaz. Eşin icra borcundan dolayı diğer eşin banka hesabına veya maaşına haciz gelmez.

Mal Ayrılığı Rejimi

Mal ayrılığı rejimi kabul edildiğinde, her eşin mal varlığı ve borcu tamamen ayrıdır. Bu rejimde eşlerin birbirlerinin malları üzerinde herhangi bir hak iddia etmeleri veya eşin borcu nedeniyle diğerinin maaşı veya mallarına haciz gelmesi mümkün değildir. Yani, bir eşin yaptığı herhangi bir borçtan sadece o eş sorumlu olur. Boşanma halinde de herkes kendi borcundan ve malından doğrudan sorumludur. Mal ayrılığı rejimi, özellikle eşlerden birinin riskli ticari işler yapması veya kişisel borç riskini azaltmak isteyenler için tercih edilir.

Mal Ortaklığı ve Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi

Mal ortaklığı rejiminde, her iki eşin sahip olduğu malların tamamı bir ortaklık malı oluşturur. Burada yapılan ortak borçlardan her iki eş de tüm mal varlığı ile sorumludur. Kişisel borçlarda ise, borcu yapan eşin payı üzerinde alacaklılar işlem yapabilir, ancak diğer eşin kişisel malları bu borçtan etkilenmez.

Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde ise, eşler kendi mallarından sorumludur. Ancak evlilik sonrasında ortak yaşam çerçevesinde edinilmiş malların paylaşımı söz konusudur. Yani boşanma durumunda ortak edinilmiş mallar paylaşılır ama borçlar yine borcu yapan eşin sorumluluğunda kalır. Yine, ortak borç varsa eşlerin her ikisi de sorumlu olabilir.

Ticari Faaliyetlerden Doğan Borçlar

Ticari faaliyetlerden doğan borçlarda eşlerin sorumluluğu, çoğunlukla borca taraf olan kişinin durumuna göre şekillenir. Eşlerden biri kendi adına ticari işletme açarsa ve buradan borçlanırsa, genellikle sadece borçlanan eş sorumludur. Diğer eşin bu borç içine çekilmesi için açık bir kefalet ya da ortaklık (örneğin, şirket ortaklığı veya ortak imza) gereklidir.

Ancak, bazı istisnai durumlarda, özellikle eşlerin şirket ortağı olduğu veya ticari faaliyetlerin ortak yürütüldüğü işlerde, her iki eş de tüzel kişi sıfatıyla sorumlu tutulabilir. Fakat kural olarak eşlerden birinin yaptığı ticari borç, diğer eşin maaşına ya da kişisel mallarına haciz getirmez.

Sonuç olarak; evlilikte borç sorumluluğunda hangi tür mal rejimi seçildiği, borcun kişisel mi ortak mı olduğu ve borca taraf olan kişinin kimliği oldukça önemlidir. Her durumda, eşlerden biri diğerinin tüm bireysel borçlarından otomatik olarak sorumlu olmaz, fakat ortak borçlarda durum değişebilir.

Borçlu Eşin Üzerine Kayıtlı Malvarlığı

Borçlu eşin üzerine kayıtlı malvarlığı haciz işlemlerinde ilk sırada değerlendirilir. Eğer eşlerden herhangi biri kendi adına bir taşınmaz, otomobil, banka hesabı gibi malvarlığına sahipse ve ödeme yükümlülüklerini yerine getiremiyorsa, alacaklı bu mallar üzerine haciz talep edebilir. Türkiye’de uygulanan kanunlara göre, sadece borçlu kişinin adına kayıtlı olan mallar haciz işlemi kapsamında doğrudan değerlendirilir.

Borçlu eşin üzerinde gözüken mallar tespit edilir ve icra müdürlüğü tarafından haciz işlemi başlatılır. Haciz işlemi sonucunda bu mallar, borcun ödenmemesi halinde satışa çıkarılabilir ve elde edilen gelirle alacaklının tahsilatı yapılır. Özellikle otomobiller, evler, arsa veya iş yerleri gibi taşınmazlar bu süreçte öncelikli mallar arasında yer alır. Ancak, bazı eşyalar yasal olarak haczedilemeyecek eşyalar arasında olabilir.

Borçsuz Eşin Üzerine Kayıtlı Mallara Haciz Mümkün mü?

Borçsuz eşin üzerine kayıtlı mallara genel kural olarak haciz konulamaz. Yani eğer borç eşlerden sadece birine aitse ve diğer eşin adına kayıtlı taşınmaz, araç veya başka bir mal varsa, bu mallara haciz uygulanması mümkün değildir. Kanunen her birey kendi adına kayıtlı maldan sorumlu tutulur.

Ancak bazı istisnai durumlar olabilir. Özellikle edinilmiş mallara katılma rejiminde, ortak kullanımda olan bazı malların kime ait olduğu tartışmalı olabilir. Eğer borçtan dolayı yapılan haciz sırasında icra memuru, borçlu eşin mallarını ayırmakta zorluk yaşarsa veya malvarlığının kimde olduğu net değilse, borçsuz eş itirazda bulunup istihkak davası açarak hakkını koruyabilir. Buradaki en önemli konu, borcun kime ait olduğu ve malın gerçekten kim tarafından edinildiğidir.

Ortak Kullanılan Eşyalarda Durum

Ortak kullanılan eşyalar haciz işlemlerinde sıkça tartışma konusu olur. Evlilik birliği içinde edinilen ve evde ortak olarak kullanılan eşyalar kimi zaman borçlu eş adına, kimi zaman borçsuz eş adına ya da iki eşin birden ortak kullanımında olabilir. Bu tür eşyalarda kısmi haciz uygulanabilir.

Örneğin oturma grubu, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi ortak temel yaşam eşyalarının büyük bölümü yasal olarak haczedilemez. Ancak lüks eşya kapsamında değerlendirilebilecek elektronik cihazlar, pahalı sanat eseri, spor ekipmanları gibi eşyalar haczedilebilir. İcra memurları genellikle evdeki eşyaların sahipliğini ve değerini dikkate alarak işlem yapar. Eşlerden birinin hakkının zarar görmemesi için ortak eşyaların durumu iyi analiz edilir.

Evliliğin Devamında ve Boşanma Sonrasında Borçlar

Evliliğin devamında edinilen borçlar ile boşanma sonrası kalan borçlar arasında büyük farklar vardır. Evlilik devam ederken alınan borçlar genellikle mal rejimine göre değerlendirilir. Eğer borç ortaklaşa alınmışsa ya da aile birliği için kullanılmışsa, iki eş de bu borçtan sorumlu olabilir.

Boşanma sonrasında ise borçlar genellikle boşanma protokolüne göre veya mahkeme kararına göre paylaştırılır. Ancak mahkeme kararı kesinleşmeden ya da eşler arasında bir anlaşma olmadan önce, haciz takibi yine borçlu olan eşin adına yapılır. Boşanma ile birlikte mal paylaşımı gerçekleşmediği sürece, malvarlığı üzerindeki haciz riski devam edebilir. Bu nedenle, boşanma sürecinde borçların durumunu netleştirmek çok önemlidir.

Evlenmeden Önceki Borçlar ve Etkileri

Evlenmeden önceki borçlar tamamen borçlu olan eşi ilgilendirir. Yani eşlerden biri evlilikten bağımsız olarak bir borç üstlenmişse, bu borçtan dolayı sadece kendisi sorumlu olur. Diğer eşin adına kayıtlı malvarlıklarına bu borç nedeniyle haciz uygulanmaz.

Ancak, evlendikten sonra edinilen malların kime ait olduğu, hangi mal rejiminin uygulandığı ve haciz işleminin neye yönelik olduğu önemlidir. Evlenmeden önceki borçlar, evlilik sırasında edinilen malları doğrudan etkilemez. Fakat, borçlu eşin evlilik sonrası edindiği ve kendi adına tescil ettirdiği mallar, eski borçlardan dolayı haczedilebilir. Özetle; evlilik öncesi borçlar sadece borçlu eşi ve onun kişisel malvarlığını etkiler, diğer eşin mal ve hakları güvence altındadır.

Haciz Sürecinin Başlangıcı ve Ödeme Emri

Haciz süreci, genellikle alacaklının icra müdürlüğüne başvurusu ile başlar. İcra Takibi başlatıldığında, borçluya mutlaka bir ödeme emri gönderilir. Bu ödeme emrinde, borçluya borcunu yasal süresi içinde ödemesi veya itiraz etmesi gerektiği bildirilir. Genellikle borçluya ödeme emri tebliğinden itibaren 7 gün içinde borcunu ödemesi ya da borca itiraz etmesi için süre verilir.

Ödeme emrinin borçluya ulaşmasından sonra bu süre başlar. Borçlu, borcunu öderse dosya kapanır. Ancak borcunu ödemez ve itiraz da etmezse, alacaklı icra müdürlüğüne başvurarak haciz isteğinde bulunabilir. Bu aşamadan sonra borçlunun maaşına, malvarlığına veya evindeki eşyalara haciz işlemi uygulanabilir.

Önemli: Eğer borçlu ödeme emrine itiraz etmek istiyorsa mutlaka yasal süreden önce icra müdürlüğüne başvurmalıdır. Aksi takdirde haciz süreci işleme alınır.

Eve Haciz Gelirse Hangi Eşyalar Haczedilebilir?

Eve haciz gelirse, icra memurları borçluya ait olan haczedilebilir malları inceleyip tutanağa geçirir. Ancak bazı eşyaların haczedilmesi mümkün değildir. İcra memurları, evdeki malları ve eşyaları temel yaşam eşyası mı yoksa lüks eşya mı olduklarına göre değerlendirir. Temel ihtiyaç malzemeleri, kişinin asgari hayat standardını sürdürebilmesi için zorunlu olan eşyalardır ve haczedilemez.

Bununla birlikte, ikinci bir ürün veya lüks tüketim olarak kabul edilen eşyalar haczedilebilir. Örneğin; bir evde birden fazla televizyon veya gereksiz görülen pahalı süs eşyaları varsa bunlar haczedilebilir.

Para, kıymetli evrak, altın ve benzeri değerli eşyalar, evde bulunan antika ve koleksiyon ürünleri ise doğrudan hacze konu olabilir.

Temel Yaşam Eşyaları ve Lüks Eşyalar

Temel yaşam eşyaları, borçlu ve ailesinin günlük yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu olan eşyalardır. Bunlar arasında;

  • Bir adet buzdolabı
  • Bir adet çamaşır makinesi
  • Bir adet televizyon
  • Bir adet ocak veya fırın
  • Yatak, yorgan, masa, sandalye ve halı
  • Giyim eşyaları

sayılabilir. Evin ihtiyaç fazlası olan lüks eşyalar ise haczedilebilir. Örneğin, bir evde iki buzdolabı varsa, ikincisi lüks sayılır ve haczedilebilir. Yine, değerli tablolar, pırlanta, antika ya da yüksek değerli elektronik cihazlar da lüks eşya kapsamında hacze konu olabilir.

Mesleki ve Kişisel Eşyaların Durumu

Mesleki eşyalar, borçlunun kendi işiyle doğrudan ilişkili ve mesleğini devam ettirmesi için gereken eşyalardır. Örneğin; terzinin dikiş makinesi, marangozun testere ve el aletleri, avukatın bilgisayarı mesleki eşya olarak değerlendirilir ve genellikle haczedilemez.

Kişisel eşyalar ise borçlunun ve ailesinin şahsi kullanımı için zorunlu olan kıyafet, takı (düğün yüzüğü gibi zaruri takılar hariç), çocukların oyuncakları gibi eşyalardır ve bunların haczedilmesi yasal olarak mümkün değildir.

Fakat kişisel kullanım için olmayan, maddi değeri yüksek takılar veya aksesuarlar lüks sayılabilir ve hacze konu olabilir.

Haciz Gelmeden Önce Yapılacaklar

Haciz gelmeden önce borçlu olan kişinin bazı hak ve imkanları vardır. Öncelikle, ödeme emrinin tebliğinden sonra, borçlu borcunu ödeyerek haczi kesin şekilde önleyebilir. İsterse borcun yapılandırılması için alacaklı ile iletişime geçebilir. Borç için taksitlendirme talep etmek, uzlaşmak ya da icra müdürlüğüne itiraz hakkını kullanmak da diğer seçeneklerdir.

Borçlu, hacze konu olabilecek değerli mallar için önceden belgeleriyle bu malların kendisine ait olmadığını kanıtlamak için hazırlık yapabilir. Haciz gelmeden önce aile bireylerinin ve üçüncü kişilerin malları için fatura, demirbaş belgesi ve noter belgelerini hazırda bulundurmak faydalı olur.

Ayrıca, borçlu itiraz etmek istiyorsa, yasal süreyi kaçırmadan itiraz dilekçesini sunmalıdır. İtiraz edildiğinde haciz işlemi durur ve konu mahkemeye taşınır.

Haczedilecek Malın İspatı ve İstihkak Davası

Bazen haciz sırasında, alınacak malın kime ait olduğu konusunda tartışma ortaya çıkabilir. Eğer haczedilen eşyanın borçluya değil de aile bireylerinden birine veya üçüncü bir kişiye ait olduğu iddia edilirse, bu kişi istihkak iddiasında bulunabilir.

İstihkak talebinin yapılması durumunda öncelikle icra müdürlüğü bunu tutanağa geçirir. Eğer itiraz olursa, malların gerçekten üçüncü kişiye ait olup olmadığının belirlenmesi için istihkak davası açılması gerekir.

Bu dava, genellikle hacizden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesine açılır. Davada, malın kime ait olduğu fatura, alım belgesi, şahit veya diğer resmi belgelerle ispatlanır. Mahkeme, inceleme sonucunda malın kime ait olduğuna karar verir. Eğer üçüncü kişinin haklı olduğu tespit edilirse, haciz kaldırılır ve eşya teslim edilir.

Özetle, istihkak davası haciz sırasında en sık başvurulan yasal yol olup, malın gerçek sahibini korumak amacıyla düzenlenmiştir. Bu dava sırasında kanıt sunmak, fatura veya belge ile ispat yükümlülüğü çok önemlidir.

Hacze Karşı Yapılabilecek Hukuki İtirazlar

Haciz işlemi başlatıldığında, borçlu ve ilgililer için hukuki itiraz hakkı bulunmaktadır. Hacze karşı yapılacak hukuki itirazlar, genellikle tebligat sonrası yasal süreler içinde gerçekleştirilmelidir. Haciz işleminin haksız olduğunu ya da borcun ödenmiş olduğunu düşünüyorsanız, ilk olarak icra müdürlüğüne yazılı itirazda bulunabilirsiniz.

Borçlu olmadığınızı veya haczedilecek malların size ait olmadığını iddia ediyorsanız, istihkak davası açma hakkınız vardır. Borçlu, ödeme emrine itiraz için genellikle 7 gün içinde icra müdürlüğüne başvurmak zorundadır. Ayrıca usulüne uygun yapılmayan tebligatlar, yanlış kişiye haciz işlemi gibi durumlar da itiraz sebebi olabilir.

Hacze karşı en sık yapılan itirazlar şunlardır:

  • Borcun ödenmiş olması
  • Borcun zamanaşımına uğraması
  • Malların üçüncü bir kişiye veya borçsuz eşe ait olması
  • Haciz işlemi sırasında prosedüre uyulmaması

Tüm bu itirazlar için elinizde delil olması ve itirazınızı zamanında yapmanız çok önemlidir. Aksi takdirde haciz işlemleri devam eder.

Haczin Kaldırılması İçin Başvuru Yöntemleri

Haczin kaldırılması için bazı başvuru yolları mevcuttur. Öncelikle, borcun tamamı ödenirse haciz işlemi kendiliğinden sona erer ve haciz kaldırılır. Eğer borçlu olmadığınızı veya malın size ait olmadığını ispat edebiliyorsanız, icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını talep edebilirsiniz.

Aşağıdaki adımlar çok sık tercih edilir:

  • İcra mahkemesine başvuru: Haksız veya hatalı haciz işlemi için başvuru yapılabilir.
  • İstihkak iddiası: Malların size ait olmadığını kanıtlamak için kullanılabilir.
  • Menfi tespit davası: Borcun size ait olmadığını ileri sürmek için açılabilir.

Yine, haczedilen eşya ve malların borçluya ait olmadığının açıklanabilmesi için istihkak davası açmak, en etkili yöntemlerdendir. Süreci hızlandırmak ve mağdur olmamak için bir avukattan destek almak yararlı olacaktır.

Borcun Taksitlendirilmesi ve Uzlaşma Seçenekleri

Borcun tamamını ödemekte zorluk yaşıyorsanız, taksitlendirme talep edebilirsiniz. Borcu taksitlendirme ve uzlaşma seçenekleri, genellikle alacaklı ile iyi niyetli bir iletişim kurarak başlar. Alacaklıya teklif sunup taksit planı oluşturabilirsiniz. İcra dosyasına taksitli ödeme talebini iletmek için yazılı başvuru gerekmektedir.

Uzlaşma görüşmeleri sonunda ödeme planı yapılabilir ve bu plan çerçevesinde ödemeler düzenli olarak yapılırsa haciz işlemleri durur. Ayrıca, bazı durumlarda maaşın belirli bir kısmına haciz koyulması ve geri kalan gelirle borcun ödenmesi de mümkündür.

Tüm bu seçeneklerde amaç, ödeme süreci kolaylaştırmak ve ev eşyalarının, temel ihtiyaçların haczedilmesini önlemektir. Borçlu-alacaklı uzlaşması, taraflar arasında güveni güçlendirir ve uzun vadeli borç sorunlarının önüne geçer.

Her durumda, haciz tehdidiyle karşılaşıldığında uzlaşma ve taksit seçenekleriyle ilgili bir avukata danışmak, işlemlerin doğru ve etkili ilerlemesini sağlar.

Sıkça Sorulan Sorular

Eşimin Vergi veya SGK Prim Borcu Nedeniyle Evime Haciz Gelir mi?

Eşimin vergi borcu ya da SGK prim borcu nedeniyle evime haciz gelip gelmeyeceği konusu çok merak ediliyor. Vergi veya SGK gibi kamu borçları borçlu olan kişinin adına kayıtlı mallara haciz işlemi uygulanabilir. Eğer borçlu olan eş, ev veya evdeki eşyaların sahibi ise haciz işlemi mümkün olur.

Ancak borçsuz olan eşin, yani borcu olmayan tarafın üzerine kayıtlı mallar için haciz gelmesi genellikle mümkün değildir. Fakat bazı durumlarda, malların aile bütçesinden alındığı iddia edilirse veya fiilen borçlu eşin kullandığı ispatlanırsa tartışmalar çıkabilir. Ama genelde "herkes kendi borcundan sorumludur" ilkesi vardır.

Evdeki temel yaşam eşyaları kanunen haczedilemez. Ancak lüks görülen eşyalar ya da borçlu eşin adına kayıtlı olan mal varlığı tehlikededir. Eşlerden biri vergi veya SGK borcuna sahipse, ev öncelikle borçlu olan kişinin mallarından sorumludur.

Eşimin Kefil Olduğu Borçlar Bana Haciz Riski Oluşturur mu?

Eşimin kefil olduğu borçlar nedeniyle bana haciz gelir mi diye endişelenenler çok fazla. Kefalet, tamamen şahsi bir işlemdir. Yani kefil olan kişi borçtan doğrudan kendisi sorumludur, diğer eşin üzerinde mal varsa o borçtan dolayı haczedilemez.

Evlilik birliği içindeyken bir eşin kefil olduğu borç için, diğer eşin adına kayıtlı ev, araba veya başka bir malvarlığına haciz işlemi yapılmaz. Fakat eşler arasında malların paylaşımı ya da ortak mülkiyet varsa ve borcun aile yararına yapıldığı iddia edilirse, bazı istisnai durumlar olabilir. Ama genel kural, her eş kendi kefil olduğu borçtan yalnızca kendi malıyla sorumludur.

Eşlerin Birbirine İcra Takibi Yapması Mümkün mü?

Eşlerin birbirine icra takibi yapıp yapamayacağı özellikle boşanma veya ayrılık dönemlerinde gündeme geliyor. Kanuna göre, eşler birbirine icra takibi başlatabilir. Örneğin nafaka ödenmezse ya da borç-alacak ilişkisi varsa bu mümkündür.

Özellikle boşanma sonrasında ödenmeyen nafaka veya mal paylaşımından doğan borçlar için eşler arasında icra işlemi yapılabilir. Fakat evlilik devam ediyorsa ve borcun aile giderlerinden kaynaklandığı ispatlanırsa, bazı koruyucu hükümler devreye girebilir. Fakat temel prensip, eşlerin birbirine karşı icra yoluna başvurmasının mümkün olduğudur.

Hangi Borçlardan Dolayı Ortak Mallara Haciz Gelebilir?

Ortak mallara haciz gelmesi için borcun hangi türden olduğu çok önemli. Evlilikte ortak edinilmiş mallar varsa, aile borcundan kaynaklanan, yani evin geçimi için yapılan ortak borçlar bu mallardan tahsil edilebilir.

Ayrıca miras kalan ortak mallar veya edinilmiş mallara katılma rejiminde olan mallar da bazı borçlardan dolayı tehlikeye girebilir. Ortak borçlar (örneğin birlikte alınan kredi, aileye yönelik borçlar), borçlu eşin malları ile birlikte ortak malları da etkileyebilir.

Kişisel borçlar ise genellikle sadece borçlu eşin mallarından tahsil edilir. Yani ortak mallara haciz gelmesi için borcun ortak yapılmış olması veya aile yararına kullanılmış bir borç olması gereklidir. Tabii özel durumlar ve mahkeme kararına göre istisnalar çıkabilir, bu yüzden her olay kendi içinde değerlendirilir.

Uzman Tavsiyeleri ve Öneriler

Evlilik Sözleşmesi ve Mali Haklar

Evlilik sözleşmesi, eşlerin evlilik birliği içinde ve sonrasında sahip olacakları mali haklar ve yükümlülükleri belirleyen yazılı bir anlaşmadır. Bugün birçok çift, olası anlaşmazlıkları veya beklenmedik borç sorunlarını önlemek amacıyla bu sözleşmeleri tercih ediyor. Evlilik sözleşmesi sayesinde, mal paylaşımı, borç sorumluluğu ve kişisel tasarruflar konusunda net kurallar getirilebilir.

Özellikle borç alma, mal paylaşımı ve boşanma durumunda sorun yaşamak istemeyenler için evlilik sözleşmesi yapmak büyük kolaylık sağlar. Kişisel mallar, edinilmiş mallar ve ortak mallar açıkça belirtilirse, bir eşin borcundan dolayı diğer eşin malvarlığı güvenceye alınabilir. Avukata danışarak hazırlanan sözleşmeler, olası hak kayıplarını önler ve çiftlerin ileride yaşayabileceği haciz gibi sıkıntılara karşı bir kalkan oluşturur.

Borçlanma Öncesinde Dikkat Edilecekler

Borçlanma kararı vermeden önce, eşlerin karşılıklı olarak mevcut mali durumlarını konuşmaları ve şeffaf olmaları çok önemlidir. Borçlanmak, sadece borçlanan kişiyi değil, bazen de aile birliğini etkileyebilir. Özellikle ticari faaliyetlerde bulunan kişilerin, üzerlerine kayıtlı malvarlığı ve gelirlerine göre borçlanmaları daha bilinçli olur.

Eşlerin, borç alınacak kurum veya kişiler hakkında yeterince araştırma yapması ve sözleşmeleri dikkatli okuması gerekir. Kefil olunup olunmayacağı, borcun türü, ödeme koşulları ve olası gecikme durumunda neler yaşanacağı iyice öğrenilmelidir. Ayrıca, ortak mal varlığına sahip çiftler için, borçlandıkları tutarın ileride eve veya ortak mallara haciz getirme ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır.

Kısacası, borçlanma öncesinde ekonomik durumun gerçekçi bir şekilde değerlendirilmesi, gelecekte karşılaşılacak risklerin azaltılması anlamına gelir.

Boşanma Sürecinde Borçların Paylaşımı

Boşanma süreci, sadece duygusal değil, aynı zamanda ciddi mali kararları da içerir. Eşlerin boşanması halinde, mal rejimine göre edinilmiş malların ve borçların nasıl paylaşılacağı önem kazanır. Edinilmiş mallara katılma rejimi varsa, evlilik boyunca edinilen borçlar ve mallar çoğunlukla ortak kabul edilir. Fakat kişisel borçlar, genellikle ilgili eşin üzerine kalır.

Boşanma davası sırasında, hangi borçların ortak, hangilerinin kişisel sayılacağı ve kimin ne kadar borçtan sorumlu olacağı iyi değerlendirilmeli ve gerekiyorsa profesyonel bir hukukçudan destek alınmalıdır. Çünkü yanlış veya eksik bilgiler, sürecin uzamasına ve ek maddi kayıplara yol açabilir. Boşanma sonrası eşlerin borçlarına ilişkin yapılacak anlaşmalar da resmi olarak belgelendirilmelidir.

Bu süreçte dikkatli davranmak, borçlar nedeniyle kişisel malvarlığının tehlikeye girmesinin önüne geçilmesine yardımcı olur. Hak kaybı yaşanmaması için uzman desteği almak, her zaman en güvenli yol olacaktır.

Sonuç

Hangi Durumlarda Eve Haciz Gelmez?

Hangi durumlarda eve haciz gelmez sorusu, özellikle borçlu olan veya eşi borçlu olan kişilerin en çok merak ettiği konulardan biridir. Özellikle aile birliğinin devamı ve temel yaşam hakkı açısından bazı eşyalar ve durumlar koruma altına alınmıştır. Türk İcra ve İflas Kanunu’na göre, evdeki temel yaşam eşyaları (örneğin bir adet buzdolabı, yatak, oturma grubu, çamaşır makinesi gibi) haczedilemez. Bunlar yaşam için zorunlu olan araçlardır. Ayrıca borçlu olmayan eşin adına kayıtlı olan mallara, genellikle diğer eşin borcundan ötürü haciz gelmez. Yani borca taraf olmayan eşin kendi adına tapulu evine veya arabasına, borçlu eş yüzünden haciz konulması mümkün değildir.

Bunun yanında evlenmeden önceki borçlar ve evlilikten sonra edinilen malların kime ait olduğu da önemlidir. Eğer borç, yalnızca bir eşin adına ise ve haczedilmek istenen eşya diğer eşin şahsi malıysa, bu durumda da haciz uygulanamaz. Ortak kullanılan eşyalar için ise ispat yükümlülüğü oluşabilir. Son olarak, kişi borcun varlığını kabul etmiyor ya da yanlışlık olduğunu düşünüyorsa, ödeme emrine itiraz ederek, haciz işleminin başlamasını geciktirebilir ya da engelleyebilir.

Hukuki Yardım Almanın Önemi

Hukuki yardım almanın önemi haciz sürecinde ve öncesinde büyük rol oynar. Hatalı haciz işlemleri, mağduriyete ve geri dönüşü zor sorunlara yol açabilir. Alanında uzman bir avukat, hem haciz işleminin yasalara uygun şekilde ilerlemesini sağlar, hem de kişinin haklarını etkili biçimde korur. Özellikle mal paylaşımı, eşlerin borç sorumluluğu, istihkak davası açılması ve itiraz sürecinde profesyonel destek almak çoğu zaman en doğru yol olur.

Avukatlar, borçlu ve borçsuz eşin haklarını tam anlamıyla bilir ve olası bir mağduriyetin önüne geçer. Ayrıca hukuki destek sayesinde, hangi malın haczedilemeyeceği, hacizden nasıl korunulacağı veya yanlış yapılan bir işlemin nasıl düzeltileceği konusunda net bilgi alınır. Böylece zamandan ve maddi kayıptan tasarruf edilir, aile ve kişisel huzur korunur. Unutmayın, hukuki haklarınızı bilmek ve gerektiğinde bir uzmana danışmak, her zaman en güvenli yoldur!

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur
Soru Sor Danışmanlık Talep Et