Mirastan Geri Alınamayan Pay Hangi Durumlarda Geçerli Olur
- Mirastan Geri Alınamayan Pay Kavramı
- Saklı Payı Korumaya Yönelik Hukuki Düzenlemeler
- Mirastan Geri Alınamayan Payın Geçerlilik Koşulları
- Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat) ve Saklı Pay
- Mirasta Denkleştirme ve Saklı Payın Korunması
- Mirasla İlgili Diğer Koruyucu Davalar
- Sıkça Sorulan Sorular
- Önemli Hukuki Terimler ve Anahtar Bilgiler
Mirastan geri alınamayan pay, temel olarak kanunun koruduğu saklı paydır. Peki bu hak kimlere tanınır, hangi durumlarda geçerli olur ve nasıl korunur? Türk Medeni Kanunu’na göre mirasbırakan, sadece tasarruf nisabı üzerinde serbesttir; saklı pay ihlal edilirse tenkis davası gündeme gelir.
Geçerli olduğu başlıca durumlar:
- Altsoy (çocuk, torun) saklı paylıdır.
- Anne ve baba belirli oranlarda saklı paylıdır.
- Sağ kalan eşin de saklı pay hakkı vardır.
- Not: Kardeşler saklı paylı mirasçı değildir.
Saklı pay, vasiyet ya da bağışlarla azaltılsa bile tenkisle geri çekilir. Ancak mirasçılıktan çıkarma şartları varsa ya da geçerli bir mirastan feragat sözleşmesi yapılmışsa, koruma kalkabilir.
Kısa not: Tenkis için çoğunlukla 1 yıl ve 10 yıl süreleri uygulanır.
Bu yazıda mirastan geri alınamayan payın tüm şartlarını adım adım ele alacağız.
Mirastan Geri Alınamayan Pay Kavramı
Saklı Pay Nedir?
Saklı pay, miras hukukunda sıkça duyduğumuz, özellikle aileler arasında miras paylaşımında çıkan anlaşmazlıklarda gündeme gelen önemli bir kavramdır. Saklı pay; kanunen korunan, miras bırakan kişinin vasiyet veya bağış yoluyla bile elinden alamayacağı, belirli mirasçılara ait olan miras payıdır. Yani, saklı paylı mirasçıları miras bırakan kişi tamamen miras dışında bırakamaz. Saklı pay hakkı, özellikle çocuklara, anne-babaya ve sağ kalan eşe yasal olarak tanınmıştır.
Saklı pay uygulamasının temel amacı, miras bırakanın, yakın akrabalarını mağdur edecek şekilde mirasın tamamı üzerinde istediği gibi tasarruf yapmasını önlemektir. Örneğin, bir anne ya da baba tüm malvarlığını başka birine vasiyet etse bile, çocuklarının kanunen sahip olduğu saklı pay ellerinden alınamaz. Saklı pay, sadece Türk Medeni Kanunu ile belirlenen oranlarda ve kişiler için geçerlidir.
Yasal Miras Payı ve Saklı Pay Farkı
Yasal miras payı ile saklı pay arasındaki farkı anlamak, miras hukukunun doğru işlemesi açısından çok önemlidir. Yasal miras payı, mirasçının yasa gereği hak ettiği toplam miras oranını ifade eder. Miras paylaşılırken, mirasçıların kim oldukları ve miras oranları kanunda açıkça belirtilmiştir. Eğer bir vasiyet veya miras sözleşmesi yoksa, miras yasal miras paylarına göre bölüştürülür.
Saklı pay ise yasal miras payı içinde, miras bırakanın iradesine bile karşı korunan kısmıdır. Örneğin, yasal miras payı çocuklar için genellikle tüm mirasın eşit bölüşümünü öngörür. Ancak saklı pay oranı çocuklar için, yasal miras payının sadece yarısıdır. Yani bir mirasçı yasal olarak 1/2 hakka sahipken, bu hakkın 1/4’ü saklı paydır ve miras bırakan bunu elinden alamaz. Geri kalan kısım hakkında ise miras bırakan serbestçe tasarrufta bulunabilir.
Özetle, yasal miras payı mirasçının kanundan doğan toplam hakkı iken, saklı pay bunun içinde bizzat kanun koruması altında olan ve miras bırakanın da değiştiremeyeceği minimum miktardır. Bu fark, mirasta adaletin ve aile içi dengeyi sağlamak için çok önemlidir.
Saklı Payı Korumaya Yönelik Hukuki Düzenlemeler
Türk Medeni Kanunu'nda Saklı Pay
Türk Medeni Kanunu'nda saklı pay, miras hukukunda en çok konuşulan konulardan biridir. Saklı pay, ölen kişinin mirası üzerinde belirli yakınlarının korunması için getirilmiş bir güvencedir. Kanunda açıkça belirtilen saklı pay oranları ve saklı pay sahibi mirasçılar, miras bırakanın istediği gibi tasarruf yapmasını kısıtlar. Çünkü miras bırakan vasiyetname veya bağış yoluyla bu payı aşan tasarruflarda bulunamaz. Eğer kişi, saklı payı aşarsa, saklı payı ihlal edilen mirasçılar, kanun sayesinde haklarını talep edebilir.
Saklı Pay Sahipleri Kimlerdir?
Saklı pay sahipleri, Türk Medeni Kanunu’na göre miras bırakanın en yakınlarıdır. Genellikle altsoy (çocuklar, torunlar), anne-baba ve sağ kalan eş saklı pay hakkına sahip olur. Ancak kardeşlerin saklı pay hakkı ise önceki yıllarda kaldırılmıştır. Saklı pay sahibi olmayan mirasçılar ya da uzaktan akrabalar, mirastan dilediği gibi mahrum bırakılabilir. Saklı pay sahipleri, miras bırakanın kendi iradesinin önünde güçlü bir hukuki koruma altındadır.
Saklı Pay Oranları
Saklı pay oranları, kanunda açıkça belirlenmiştir ve miras bırakanın vefatı halinde uygulanır. Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre, bu oranlar mirasçıların yakınlık derecelerine göre değişir. Kanunda üç ana grup vardır: altsoy (çocuk ve torunlar), anne-baba ve sağ kalan eş. Her mirasçı grubu için saklı pay oranları farklı olarak düzenlenmiştir.
Çocuklar ve Torunlar (Alt Soyun Saklı Payı)
Çocuklar ve torunlar için saklı pay, yasal miras paylarının yarısıdır. Yani miras bırakan bir çocuk veya torununu tamamen mirastan mahrum bırakamaz. Örnek vermek gerekirse; ölen kişinin bıraktığı mirasta çocuğunun yasal payı yüzde 50 ise, bunun %25’i kesin olarak o çocuğa bırakılmak zorundadır. Çocuklardan biri hayatta değilse, payı onun altsoyu yani torunlarına geçer. Bu durumda mirasın korunan kısmı yine saklı pay olarak geçerli olur.
Anne, Baba ve Sağ Kalan Eşin Saklı Payı
Anne ve babanın saklı payı, yasal miras paylarının dörtte biri kadardır. Eğer miras bırakanın anne ve babası hayattaysa, bundan daha düşük bir oranla mirastan mahrum bırakılamazlar.
Sağ kalan eşin saklı payı ise miras payının tamamıyla ya da üçte biriyle ölçülür. Eşin saklı pay oranı, annenin, babanın veya çocukların olup olmamasına göre değişir. Eğer hiçbir çocuk yoksa, sağ kalan eşin saklı payı daha fazla olur. Eş hem altsoy hem de anne-babayla mirasçı ise, yasal miras payının üçte biri saklı pay olarak ayrılır. Eş tek başına mirasçı ise, payının tamamı saklı paydır.
Kardeşlerin Saklı Payı (Değişiklikler)
Kardeşlerin saklı payı ile ilgili büyük bir değişiklik olmuştur. 2007’de yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile kardeşler, mirasta saklı pay sahibi olmaktan çıkarılmıştır. Yani bir kişi, kardeşini tamamen mirastan çıkarabilir, onlara herhangi bir saklı pay bırakmak zorunda değildir. Bu değişiklikle birlikte, saklı pay sadece altsoy, anne-baba ve sağ kalan eş için korunmaktadır. Kardeşlere miras hakkı bırakmak tamamen miras bırakanın isteğine bağlıdır.
Kısacası, Türk Medeni Kanunu’nda saklı pay düzenlemeleri, ailenin en yakın üyelerinin haklarını güvenceye almak içindir. Herkesin bilmesi gereken en önemli şey, saklı pay sahibinin hakkı ile ilgili bir tasarruf ihlal edildiğinde yargı yoluna başvurma hakkının olduğudur.
Mirastan Geri Alınamayan Payın Geçerlilik Koşulları
Saklı Payın Kanunen Korunması
Saklı payın kanunen korunması, Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenmiştir. Saklı pay, miras bırakanın kendi isteğiyle dahi ortadan kaldıramayacağı, yasal mirasçılara tanınan bir haktır. Yani, bir kişi vasiyetname veya miras sözleşmesi yoluyla mal varlığını istediği kişilere bırakamaz; saklı pay sahibi mirasçıların bu haklarını göz önünde bulundurmak zorundadır. Böylece saklı pay, miras bırakanın tam anlamıyla serbest tasarrufta bulunmasını engelleyerek, altsoy, ana-baba ve sağ kalan eş gibi yakınların korunmasını sağlar.
Saklı paya sahip olan kişiler, kanun sayesinde mirasın belli bir oranını mutlaka alırlar. Miras bırakan, saklı payı aşan kısmında ise dilediği gibi tasarruf edebilir. Bu nedenle, saklı paylı mirasçının hakkı, kanunun sağladığı özel bir koruma altındadır.
Saklı Payı İhlal Eden Tasarruflar
Saklı payı ihlal eden tasarruflar, miras bırakanın vasiyetname veya bağış yoluyla yasal sınırları aşarak yaptığı işlemlerdir. Örneğin, miras bırakan, tüm mallarını bir hayır kurumuna bırakır ve çocuklarına hiçbir şey bırakmazsa, çocuklarının saklı payı ihlal edilmiş olur. Aynı şekilde, sağ kalan eşi veya annesi-babası olması durumunda da onların saklı payları dikkate alınmalıdır.
Bu tür ihlaller genelde haksız pay azaltımı, mirastan mahrum bırakma veya yasal oranların altında miras bırakılması halinde ortaya çıkar. Kanun, saklı payı korumak amacıyla ihlalin önüne geçmek için bazı davalar açılmasına izin verir. Saklı pay ihlali olduğunda, mirasçıların haklarını geri alabilmesi için başvuracağı hukuk yolları mevcuttur.
Tenkis Davası Hakkı
Tenkis davası hakkı, saklı payı ihlal edilen mirasçıların elindeki en güçlü yol olarak bilinir. Bir mirasçı, kendisinin saklı payı ihlal edilmişse, tenkis davası açarak hakkını talep edebilir. Tenkis davası, miras bırakanın yaptığı saklı payı aşan tasarrufların iptalini veya azaltılmasını amaçlar.
Tenkis davası sayesinde, miras bırakanın yaptığı bağışlar, vasiyetler ve diğer işlemler, saklı paya zarar verdiği oranda azaltılır. Böylece saklı paylı mirasçıya hak ettiği asgari miktar sağlanır. Tenkis davası, yalnızca saklı pay sahibi mirasçılar tarafından açılabilir.
Tenkis Davası Açma Süresi
Tenkis davası açma süresi, Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenmiştir ve oldukça önemlidir. Tenkis davasının açılabilmesi için, mirasçı tarafından mirasın açıldığını ve tasarrufun kendisine zarar verdiğini öğrenmesinden itibaren bir yıl içinde dava açılması gerekir. Ancak her durumda, tasarrufun kesinleşmesinden (yani terekenin paylaşımından veya fiilen mirasçının payını kaybetmesinden) itibaren on yıl içinde dava açılmalıdır.
Eğer mirasçı bu süreyi geçirirse, tenkis davası hakkını kaybeder. Bu nedenle zamanı kaçırmamak ve hak kaybı yaşamamak için, mirasın açılması ve saklı payın ihlali hızla araştırılıp bir uzmana danışılması tavsiye edilir.
Tenkis Davası Yetkili Mahkemesi
Tenkis davası, miras hukukunda özel olarak belirlenmiş yetkili mahkemelerde görülür. Tenkis davasında yetkili ve görevli mahkeme, miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Eğer miras bırakan yurtdışında vefat ettiyse veya Türkiye’de bir yerleşim yeri yoksa, terekenin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Doğru mahkemede açılan tenkis davası, yasal sürecin hızlı ilerlemesi ve hak kaybının önlenmesi açısından büyük önem taşır. Dava sürecinde profesyonel bir avukattan destek almak, hem prosedürlerin doğru takip edilmesini sağlar hem de hak kaybı riskini azaltır.
Mirasçılıktan Çıkarma (Iskat) ve Saklı Pay
Mirasçılıktan Çıkarma Nedir?
Mirasçılıktan çıkarma, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan bir uygulamadır. Burada muris yani miras bırakan, bazı şartlar gerçekleştiğinde saklı paylı mirasçısını mirastan tamamen veya kısmen mahrum bırakabilir. Mirasçılıktan çıkarma işlemi ile birlikte çıkarılan kişi, yasal olarak mirasçılık hakkını kaybeder. Ancak bu işlem keyfi yapılamaz, belli sebeplerin ve usullerin olması gerekir.
Mirasçılıktan çıkarma sonucunda, çıkarılan mirasçı sanki hiç mirasçı olmamış gibi kabul edilir. Saklı payı korumaya yönelik önlemler olsa da, bazı özel durumlarda bu paydan da mahrum kalınabilir.
Cezai Iskat (Ağır Suç ve Yükümlülük İhlali)
Cezai iskat, diğer bir deyişle cezalandırma amacıyla mirasçılıktan çıkarma işlemidir. Türk Medeni Kanunu'na göre, mirasçı aşağıdaki iki başlıca nedenle cezaen mirastan çıkarılabilir:
- Miras bırakanı veya yakınlarından birini öldürmeye teşebbüs etmek, öldürmek, kötü muamelede bulunmak veya ağır şekilde onurunu kırıcı suçlar işlemek.
- Miras bırakana veya ailesine karşı ağır bir suç işlemiş olmak.
Bu tür cezai iskat, mirasçının saklı pay hakkı da dahil olmak üzere tüm miras hakkını ortadan kaldırır. Eğer böyle bir sebep mevcutsa, muris açıkça hangi eylemden dolayı mirasçıyı çıkardığını belirtmelidir.
Koruyucu Iskat (Borçlu Mirasçılar İçin)
Koruyucu iskat, özellikle mirasçının borçlu olması durumunda gündeme gelir. Eğer mirasçının ağır borçları varsa, muris bu kişiyi mirasçılıktan çıkarabilir. Amaç, mirasçının miras hakkının alacaklılara gitmesini engellemektir.
Koruyucu iskatta, çıkarılan kişinin miras payı doğrudan onun çocuklarına ya da kendi alt soyu varsa onlara geçer. Yani, borçlu kişi mirastan mahrum kalırken bu engel alt soyuna yansımaz. Böylece aile içinde miras korunmuş olur.
Mirasçılıktan Çıkarma Usulleri
Mirasçılıktan çıkarma yani iskat işlemi için belli usullere uyulması gerekir:
- Vasiyetname ile çıkarma
- Miras sözleşmesi ile çıkarma
Çıkarma işleminin geçerli olması için mutlaka usulüne uygun bir belge hazırlanmalı ve çıkarma nedeni açıkça belirtilmelidir.
Vasiyetname İle Çıkarma
Vasiyetname ile mirasçılıktan çıkarma en yaygın yöntemlerden biridir. Miras bırakan, kendi el yazısıyla ya da resmi vasiyetname yoluyla, hangi mirasçısını ve neden çıkardığını açıkça belirtmelidir. Vasiyetnamede cezai ya da koruyucu iskat nedeni net bir şekilde yazılmazsa, mirasçılıktan çıkarma hükümsüz olabilir. Bu yüzden işlemin dikkatlice düzenlenmesi gerekir.
Sözleşme İle Çıkarma
Miras sözleşmesi de bir başka yoldur. Muris, karşılıklı olarak bir mirasçıyla anlaşma yapıp çıkarma işlemini gerçekleştirebilir. Bu yöntem, vasiyetnameye göre daha az tercih edilse de geçerlidir. Fakat sözleşmenin noter huzurunda ve resmi şekilde düzenlenmesi zorunludur.
Mirasçılıktan Çıkarılanın Hakları
Mirasçılıktan çıkarılan bir kişinin bazı hakları hala olabilir. Özellikle çıkarılma işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı veya geçerli bir neden olup olmadığı tartışma konusu olabilir. Bu durumda, mirasçılıktan çıkarılan kişi yargı yoluna başvurabilir.
İptal Davası Açma
Mirasçılıktan çıkarma işlemi hukuka veya usule aykırı ise, çıkarılan mirasçı “iptal davası” açma hakkına sahiptir. Bu dava ile çıkarılmanın geçersiz olduğu ve hakkının iadesi gerektiği savunulabilir. Dava açma süresi ise genellikle miras bırakanın vefatından ve vasiyetnamenin açılmasından sonra başlar. Mahkeme, çıkarma nedeni ve usulünü inceleyerek, iptal kararı verebilir veya çıkarma işlemini onaylayabilir.
Bunun dışında, mirasçılıktan çıkarılan kişi, eğer çıkarılma bir koruyucu iskat ise kendi altsoyunun miras hakkı olup olmadığını da araştırabilir. Kısacası, iskat işlemi kesinlik taşımadığı için yargısal denetime tabidir ve mahkemelerde detaylı olarak incelenir.
Mirasta Denkleştirme ve Saklı Payın Korunması
Denkleştirme (İade) Davası Nedir?
Denkleştirme (iade) davası, miras bırakan hayattayken çocuklarına veya mirasçılarından birine yaptığı bazı kazandırmaların, miras paylaşıldığında herkesin hakkaniyetli bir şekilde hak alabilmesi için hesaba katılmasını sağlayan bir hukuk yoludur. Bu dava ile, mirasçıların arasında eşitlik sağlanır ve bir mirasçıya diğerine göre fazladan bir kazanç verilmesinin önüne geçilmiş olur. Özellikle, sağlığında çocuklarından birine ev, arsa, para gibi mallar veren bir kişinin diğer çocuklarının hakkının korunabilmesi amacıyla bu dava açılabilir.
Denkleştirmenin Kapsamı ve Şartları
Denkleştirmenin kapsamı, miras bırakanın altsoyuna yaptığı bağış ve karşılıksız kazandırmalardır. Yani, anne veya baba çocuklarından birine mal veya para vermişse ve bunun bağış olduğu açıkça belirtilmişse, diğer çocuklar miras paylaşılırken bu kazançların dikkate alınmasını isteyebilirler. Bu tür kazandırmalar, mirasın adaletli paylaşımı için denkleştirmeye girer. Denkleştirme uygulanabilmesi için; verilen mal veya paranın karşılıksız olması, özellikle mirasçılardan birine verilmiş olması ve bağış olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. Eğer miras bırakan bunu özellikle mirasçılar arasında denkleştirme konusu olmasın diye belirtmişse, bu takdirde kazandırma denkleştirmeye tabi tutulmaz.
Altsoya ve Diğer Mirasçılara Yapılan Kazandırmalar
Mirasta en çok denkleştirme konusu yapılan kazandırmalar altsoy yani çocuklar ve torunlara yapılır. Altsoya yapılan bağışlar, miras paylaşımında herkesin eşit şekilde hakkını alabilmesi için hesaba katılır. Bunun dışında, miras bırakan yasal mirasçısı dışında birine mal bırakırsa bu, denkleştirme değil tenkis konusu olur. Ayrıca eşlere veya başka yasal mirasçılara yapılan kazandırmalar için denkleştirme davası açılamaz; denkleştirme için kazancın mutlaka altsoya yapılmış olması şarttır.
Denkleştirmede İspat Yükümlülüğü
Denkleştirme davasında ispat yükümlülüğü, davayı açan kişidedir. Yani, bir mirasçı, kardeşine yapılan bir kazandırmanın denkleştirme kapsamında olduğunu iddia ediyorsa, bu kazandırmayı ve bağışın miras paylaşımında dikkate alınması gerektiğini ispatlamak zorundadır. Mahkemeye sunulacak bağış sözleşmesi, banka dekontu, tanık beyanları gibi belgelerle iddia güçlendirilebilir. İspat edilemeyen bir kazandırmada denkleştirme uygulanamaz.
Denkleştirme Davasında Zamanaşımı
Denkleştirme davası için Türk Medeni Kanunu'nda özel bir zamanaşımı süresi yer almamaktadır. Genellikle mirasın paylaşımından sonra veya paylaşım sırasında ortaya çıkarsa hemen talep edilebilir. Ancak bu hak, kötü niyetli olarak uzun süre kullanılmadan saklanırsa genel zamanaşımı kuralları devreye girebilir. Uygulamada, mirastan doğan diğer talepler gibi 10 yıl içinde açılması tavsiye edilir. Zamanaşımı ile hakkın kaybedilmemesi için mirasçıların vakit kaybetmeden bir avukata başvurmaları faydalı olur.
Mirasla İlgili Diğer Koruyucu Davalar
Ecrimisil Davası ve Geriye Dönük Kira Talebi
Ecrimisil davası ve geriye dönük kira talebi, mirasçılar arasında yaşanan anlaşmazlıklarda sıkça ortaya çıkan konulardan biridir. Miras kalan bir taşınmazda, bazı mirasçıların diğer mirasçıların onayı olmadan taşınmazı tek başına kullanması halinde, diğerlerinin mağduriyeti gündeme gelir. Bu durumda, taşınmazı kullanan mirasçıdan ecrimisil adı verilen tazminat ya da geriye dönük kira talep edilebilir. Ecrimisil, izinsiz kullanımdan dolayı ödenen bir tazminattır ve adeta kullanmayan mirasçıların hakkının korunmasını sağlar.
Ecrimisil talep eden mirasçılar, üç yıllık bir süreyle sınırlı olarak geçmişe dönük haklarını arayabilirler. Bu süre, taşınmazı kullanan mirasçıdan kullanıldığı dönemlere dair rayiç kira bedelleri üzerinden hesaplanır. Ecrimisil davası, genellikle sulh hukuk mahkemelerinde açılır. Davacı, taşınmazı fiilen kullanan kişiye karşı ecrimisil bedelini talep eder ve mahkeme, bilirkişi incelemesiyle taşınmazın değerini ve kira bedelini belirler.
Geriye Dönük Miras Hakkı ve Araştırma Yöntemleri
Geriye dönük miras hakkı ve araştırma yöntemleri, mirastan haksız şekilde pay alamayan veya miras bırakandan habersiz bir şekilde mal paylaşımı yapılan durumlarda gündeme gelir. Özellikle eski yıllarda gerçekleşen ölümler, resmi kayıt eksiklikleri veya gizli işlemler nedeniyle miras hakkının araştırılması gerekebilir.
Miras hakkını geriye dönük korumak için ilk adım, veraset ilamı (mirasçılık belgesi) temin etmektir. Ardından, miras bırakanın tapu, banka, araç veya diğer mal varlıkları araştırılır. Bu konuda Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, bankalar, e-Devlet sistemi gibi resmi kaynaklar kullanılabilir. Ayrıca, yapılmış olan olası haksız paylaşımlar için tenkis veya denkleştirme davaları yoluyla hakların korunması mümkündür. Bu tür araştırmalarda zaman aşımı süreleri göz önüne alınmalıdır. Olağan dava süresi 10 yıl olmakla birlikte, bazen bu süre daha kısa da olabilir.
Mirasçılık Belgesi ve Araştırma
Mirasçılık belgesi, mirasçının mirasçılığını resmi olarak ispatlayan en önemli belgedir. Kısaca, veraset ilamı olarak da anılır. Bir kişinin yasal olarak mirasçı olduğunu kanıtlamasının ilk adımı bu belgeyi almakla başlar. Mirasçılık belgesi olmadan, kişinin miras üzerinde hak iddiası mümkün olmaz.
Bu belge, sulh hukuk mahkemelerinden veya noterlerden alınabilir. Başvuru sırasında genellikle nüfus kayıt örneği, vefat eden kişinin ölüm belgesi ve kimlik bilgileri istenir. e-Devlet sistemi üzerinden de mirasçılık belgesi başvurusu mümkündür. Bu belgeyle birlikte mirasın araştırılması, mal varlığının tespiti ve diğer mirasçılarla olan paylaşım süreci başlatılmış olur.
Mirasçılık belgesiyle mirasçı, bankalarda bulunan paraları, tapudaki gayrımenkulleri veya resmî kayıtlardaki diğer malları sorgulayabilir. Ayrıca, başka mirasçılarla birlikte miras taksim işlemlerine ve gerekirse diğer koruyucu davaların açılmasına da zemin hazırlar. Mirasçılar arasında anlaşmazlık durumunda ise mahkemeye başvurmak ve yasal hakları korumak mümkündür.
Sıkça Sorulan Sorular
Saklı Payın Devredilmesi veya Vazgeçilmesi
Saklı payın devredilmesi veya bu haktan vazgeçilmesi konusu oldukça merak ediliyor. Türk Medeni Kanunu’na göre, saklı pay mirasçıları bu haklarından henüz miras bırakan hayattayken önceden vazgeçemezler. Yani, mirasçı bir belgeye imza atıp saklı pay hakkından feragat edemez. Ancak, miras hakkından feragat sözleşmesi yapılması mümkündür ve bu sözleşmenin noter huzurunda düzenlenmesi gerekir. Bu tip bir feragat, ileride saklı pay isteme hakkını ortadan kaldırır.
Saklı pay, kanun tarafından özellikle korunan bir haktır ve miras bırakanın da bu payı ortadan kaldıracak şekilde tasarruf yapması genellikle geçersizdir. Eğer mirasçı, saklı payını almak istemiyorsa, mirasın açılmasından sonra açıkça ya da zımnen bu haktan vazgeçebilir. Ama bu bir hak kaybı olur ve bir daha saklı pay talep edilemez.
Mirasçılıktan Çıkarma Şartları ve İptali
Mirasçılıktan çıkarma, yani mirasçının saklı paydan da mahrum bırakılması çok ciddi şartlara bağlıdır. Miras bırakana karşı ağır bir suç işlenmesi ya da kendisine karşı aile yükümlülüklerinin ciddi biçimde ihlal edilmesi gerekir. Hiçbir gerekçe olmaksızın mirasçılıktan çıkarma mümkün değildir.
Çıkarma işlemi genellikle vasiyetname ile yapılır. Ancak çıkarılan mirasçı, çıkarma sebebinin gerçek olmadığını veya hukuka uygun olmadığını düşünürse, mahkemede iptal davası açabilir. Mahkeme, çıkarma işleminin haklı olup olmadığına bakar ve gerekirse çıkarma işlemini iptal edebilir. Yani her çıkarılan mirasçı, mutlaka tüm haklarını sonsuza kadar kaybetmiş olmaz.
Yargıtay Kararlarında Saklı Pay Uygulamaları
Yargıtay’ın kararları saklı pay uygulamalarında yol göstericidir. Yargıtay, saklı payı koruma konusunda çok titiz davranır. Örneğin, miras bırakanın yaptığı bağışlar veya diğer mirasçılar lehine yaptığı işlemler saklı payı azaltıyorsa, Yargıtay bu tür işlemlerde genellikle tenkis davası yoluyla saklı payı koruma yönünde karar verir.
Yine, Yargıtay saklı payın sadece şeklen değil, esasen de korunmasını ister. Yani, miras bırakan bir kısmı vasiyetnameyle başka birine bıraksa da, saklı payın altına düşen her durumda müdahale edilir. Özellikle, mirasçılıktan çıkarma veya bağış yaparak saklı payın ortadan kaldırılması Yargıtay’ın sıkça karar verdiği ve iptal ettiği uygulamalardır.
Mirastan Pay Alamayan Ne Yapmalı?
Mirastan pay alamayan bir kişinin ilk olarak saklı payı olup olmadığını kontrol etmesi gerekir. Eğer saklı payı varsa ve buna rağmen mirasdan dışlandıysa, tenkis davası açabilir. Noterden alınan mirasçılık belgesiyle hakkınızı ortaya koyabilirsiniz.
Ayrıca, miras bırakanın yaptığı haksız veya adaletsiz tasarrufların iptali için de hukuki yollara başvurmak mümkün. Gerektiğinde mahkemeye başvurarak hem saklı payınızı hem de başka haklarınızı savunabilirsiniz. Kolektif mirasda ise diğer mirasçıların da katkısıyla hakkınızı aramanız daha etkili olur. Böyle bir durumda deneyimli bir avukattan destek almak işleri kolaylaştırır.
Mirastan pay alamadığınıza inanıyorsanız, acele etmeden maarifetli bir avukata danışmak ve süreleri kaçırmamak en iyisi olur. Zira hak düşürücü süreler geçtikten sonra elinizden bir şey gelmeyebilir.
Önemli Hukuki Terimler ve Anahtar Bilgiler
Saklı Pay
Saklı pay, miras bırakanın ölümünden sonra yasal mirasçılarının haklarının korunması amacıyla kanunen belirlenmiş miras payıdır. Saklı pay sayesinde, bazı mirasçılar miras bırakanın vasiyet veya bağış gibi işlemleriyle mirastan tamamen mahrum bırakılmazlar. Özellikle çocuklar, anne-baba ve sağ kalan eş saklı pay sahibi olarak korunur. Türk Medeni Kanunu’nda bu oranlar açıkça belirtilmiştir. Saklı payın amacı, ailenin geçiminin ve miras hakkının güvence altına alınmasıdır.
Tenkis Davası
Tenkis davası, miras bırakanın ölmeden önce yaptığı bağışlar, vasiyetler veya başka işlemlerle saklı pay sahiplerinin haklarını ihlal etmesine karşı açılır. Saklı payı aşan tasarruflar için saklı pay sahibi mirasçılar, tenkis davası açarak miras paylarının eski haline getirilmesini talep edebilirler. Tenkis davası, genellikle mirasçılar arasında hakkaniyeti sağlamak ve yasal korumayı uygulamak için kullanılır.
Denkleştirme
Denkleştirme, kanuni mirasçılar arasında geçmişte yapılan bağış ve hibelerin, miras paylaşılırken göz önüne alınması işlemidir. Eğer miras bırakan yaşarken bazı çocuklarına önemli malvarlığı vermişse, bu değerler miras paylaşımında hesaba katılarak adil bir paylaştırma yapılır. Denkleştirme sayesinde kan bağı olan mirasçılar arasında denge kurulur ve haksızlıkların önüne geçilir.
Iskat (Çıkarma)
Iskat veya mirasçılıktan çıkarma, miras bırakanın belirli kanuni sebeplerle bir mirasçısını mirastan mahrum bırakma işlemidir. Mirasçılıktan çıkarma, ancak yasal şartlara bağlıdır; örneğin, mirasçı miras bırakana veya yakınlarına ağır bir suç işlemişse ya da aile yükümlülüklerini önemli ölçüde ihlal etmişse uygulanabilir. Iskat işlemi çoğunlukla vasiyetnameyle yapılır ve çıkarılan mirasçının saklı payı da elinden alınabilir.
Zamanaşımı
Zamanaşımı, mirastan kaynaklanan bazı hakların kullanılabileceği sürenin kanunen sınırlandırılmasıdır. Tenkis davası, denkleştirme davası veya diğer miras davalarında zamanaşımı sürelerine dikkat edilmesi gerekir. Örneğin, tenkis davası için genellikle mirasçının ihlalden haberdar olduğu tarihten itibaren 1 yıl içinde ve her halde 10 yıl içinde dava açılması gerekir. Zamanaşımı süresi dolduğunda haklar kaybolabilir.
Mirasçılık Belgesi
Mirasçılık belgesi, diğer adıyla veraset ilamı, miras bırakanın vefatından sonra kimlerin mirasçı olduğunu ve hangi oranda pay alacaklarını gösteren resmi belgedir. Mirasçılık belgesi, sulh hukuk mahkemesinden veya noterden alınabilir. Özellikle tapu işlemleri, banka hesaplarının devri veya başka resmi işlemler için bu belge gereklidir. Miras paylaşımı ve diğer tüm yasal işlemlerde ilk adım olarak alınan önemli bir evraktır.
Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?
Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.
Lütfen unutmayın;
- Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
- Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.