HAGB Nedir?

24 dakika

HAGB nedir? Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), CMK 231 uyarınca verilen mahkûmiyetin belli koşullarla açıklanmaması demektir. Genelde 2 yıla kadar hapis ya da adli para cezası için uygulanır; sanığın rızası aranır, zarar giderilirse ve uygun görülürse hüküm “askıda” kalır. Bu süreçte denetim süresi çoğunlukla 5 yıldır; kasıtlı suç işlenmez ve yükümlülüklere uyulursa hüküm hiç açıklanmaz, kayıtlar adli sicile yansımaz.

Bu yazıda şunları netleştireceğiz:

  • HAGB şartları ve denetim süresi kaç yıl?
  • Sabıkaya, memuriyete ve pasaporta etkisi
  • İtiraz/istinaf yolu, “HAGB bozulursa ne olur?”

Sık sorular: “HAGB sicile işler mi, ikinci kez alınır mı, ne zaman silinir?” Hepsini adım adım anlatacağız. Başlayalım: HAGB nedir?

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Tanımı

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kısaca HAGB, Türk Ceza Hukuku'nda önemli bir ceza muhakemesi kurumudur. Mahkeme, sanık hakkında işlediği suçtan dolayı bir mahkumiyet kararı vermesine rağmen, bu hükmün kesinleşmesi ve infaz edilmesi yerine bir süreliğine bekletilmesine karar verir. Yani, mahkeme suçun işlendiğine kanaat getirir, ancak sanığa “daha iyi bir hayat şansı” vermek için cezanın açıklanmasını belirli koşullara bağlı olarak erteler.

HAGB uygulandığında sanık, belirlenen denetim süresi içinde yeni bir suç işlemez ve mahkemenin belirlediği diğer yükümlülüklere uyarsa, hakkındaki mahkumiyet hiçbir zaman kesinleşmemiş sayılır ve sabıka kaydına işlenmez. Böylece kişi toplumda temiz bir sicille yaşamına devam edebilir.

HAGB’nin Amacı ve Felsefesi

HAGB’nin amacı, özellikle birinci defa suç işleyen kişiler için ikinci bir şans vermektir. Bu kurumun temel felsefesi, sanığı topluma yeniden kazandırmak ve ceza infazının olumsuz sonuçlarından uzak tutmaktır. Çünkü klasik ceza yöntemleri bazen bireylerin topluma uyumunu zorlaştırabilir, hatta onları suça daha da itebilir.

HAGB’de amaç, ıslah edici ve önleyici bir yaklaşım sunmaktır. Kişinin sabıkasız kalmasını sağlamak, mesleki ve sosyal hayatını olumsuz şekilde etkilenmekten korumak başlıca hedefler arasındadır. Özellikle gençler ve toplum hayatında aktif rol alan bireyler için HAGB, gelecekteki iş ve eğitim fırsatlarının kapanmamasına katkı sağlar. Ayrıca mağdurun zararının giderilmesi ve suçtan pişman olmuş kişilere tekrar topluma kazandırma şansı vermek, HAGB’nin sosyal boyutunu da güçlendirir.

Mevzuattaki Yeri ve Hukuki Dayanağı

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilk olarak Türk Ceza Kanunu’nda değil, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, sanığa verilen ceza ve suçun türü gibi belirli şartlar oluştuğunda, mahkeme yasal olarak HAGB uygulayabilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan hükümler, HAGB’nin tüm usul ve esaslarını düzenler. Yani HAGB kararı verilmesinin sınırları, hangi suçlarda uygulanamayacağı, sanığın hangi koşullara uyması gerektiği ve denetim süresine ilişkin ayrıntılar tamamen bu kanunda belirtilmiştir.

Sonuç olarak, HAGB Türkiye’de tamamen yasal bir düzenlemedir ve belirli hukuki şartlara bağlıdır. Mahkemeler, HAGB uygularken yalnızca yasal mevzuata dayanır ve kararlarını ona göre verir. Böylece hem sanığın hakkı hem de toplumun çıkarları dengelenmiş olur.

HAGB Kararının Verilme Şartları

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı, her suç ve her sanık için otomatik olarak uygulanmaz. HAGB kararı verilebilmesi için, kanunen bazı önemli şartların sağlanması gerekir. Bu şartlar, hem işlenen suçun kapsamı hem de sanığın geçmişi ve güncel durumu ile ilgilidir.

Cezanın Süresi ve Türü Şartı

HAGB kararının en temel şartı, verilen cezanın süresi ve türü ile ilgilidir. Türk Ceza Kanunu’na göre, HAGB uygulanabilmesi için sanığa verilen hapis veya adli para cezasının 2 yıl veya daha az olması gerekir. 2 yılı aşan cezalar için HAGB mümkün değildir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları, daha çok hafif ve orta ağırlıktaki suçlar için uygulanmaktadır. Buradaki amaç, sanığı gelecekte suç işlememeye teşvik etmektir.

HAGB Kararı Verilemeyecek Suçlar

HAGB kararı; her tür suç için kullanılmaz. Kanun koyucu toplum güvenliği ve kamu düzenini ilgilendiren bazı önemli suçlarda HAGB kararını özellikle yasaklamıştır.

Terör ve Katalog Suçlar

Terör suçları, HAGB kapsamı dışındadır. Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlarda hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulanmaz. Ayrıca Türk Ceza Kanunu'nda “katalog suçlar” olarak anılan organize suçlar, uyuşturucu ticareti, çocuk istismarı gibi toplumu ciddi şekilde tehdit eden suçlarda da HAGB mümkün değildir.

Disiplin ve İmar Suçları

Disiplin suçu olarak kabul edilen bazı fiiller (örneğin kamu görevlisinin görevinden doğan yükümlülüklerini ihmal etmesi gibi disiplin cezaları gerektiren haller) ile imar suçları (örneğin ruhsatsız yapı yapmak gibi) da HAGB dışındadır. Bu kapsamda, kamu düzenini ve şehirleşmeyi tehdit eden fiiller için mahkemeler hükmün açıklanmasını geri bırakmaz.

Diğer İstisnalar

Bazı suçlar özel kanunlar ya da yargı kararları ile HAGB kapsamı dışında bırakılabilir. Özellikle utanç verici suçlar, kamu güvenliği açısından hassas olan fiiller ve bazı ekonomik suçlarda da istisnalar getirilmiştir. Özellikle düzenli olarak suç işleyenler, örgütlü suçlarda yer alanlar veya çocuklara karşı işlenen belirli suçlar da bu kapsamda HAGB'ye uygun değildir.

Sanığın Durumuna İlişkin Şartlar

HAGB kararının uygulanabilmesi için, yalnızca işlenen suçun niteliği değil, aynı zamanda sanığın kişisel durumu da dikkate alınır. Mahkeme, sanığın geçmişini ve mağdurla olan ilişkisini detaylıca inceler.

Önceden Mahkumiyet

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması gerekir. Yani, sanık geçmişte kasıtlı olarak suç işlemiş ve kesinleşmiş bir mahkumiyet almışsa, HAGB kararı verilemez. Taksirli suçlar (istemeden yapılan suçlar) için ise bu engel yoktur.

Mağdurun Zararının Giderilmesi

Mahkeme, verilen karar öncesinde mağdurun uğradığı zararın veya kamunun uğradığı kaybın tamamen giderilmesini şart koşabilir. Özellikle maddi zarar içeren suçlarda, sanık zararı karşılamadan HAGB kararı çıkması beklenmez.

Suç İşlememe Kanaati

Mahkeme hakiminin, sanığın yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşturması gerekir. Sanığın geçmiş davranışları, topluma kazandırılmaya uygunluğu ve pişmanlığı değerlendirilir. Hakim, sanığın karakterini göz önünde bulundurur.

Daha Önce HAGB Almamış Olmak

Bir kimse, hayatında birden fazla kez HAGB kararı alamaz. Yani, daha önce HAGB almış bir kişiye yeniden HAGB kararı verilmesi mümkün değildir. Bu kural, HAGB'nin sanığa ikinci bir şans vermesi ve bir istismara dönüşmemesi içindir.

HAGB Kararını Kabul Şartı

Son olarak, sanığın HAGB kararını kabul etmesi gerekir. Mahkeme HAGB şartlarını sağlasa bile, sanık bu infaz biçimini istemezse, mahkeme hükmü açıklamak zorundadır. Sanığın açık rızası şarttır. Sanık, HAGB’yi kabul ederken sürecin sonuçlarını ve yükümlülüklerini bilerek onay vermelidir.

HAGB kararının verilebilmesi için, yukarıda belirtilen tüm koşulların aynı anda sağlanması zorunludur. Bu şartlardan herhangi biri eksikse, HAGB uygulanamaz.

HAGB Kararının Uygulanma Süreci

Mahkeme Süreci ve Değerlendirme Kriterleri

HAGB kararının uygulanma süreci, sanığın mahkemeye çıkmasıyla başlar. Mahkeme, sanığın işlediği suçun HAGB kapsamına girip girmediğini ilk adımda inceler. Mahkeme süreci boyunca hâkim, dosyadaki delilleri, suçun niteliğini ve sanığın geçmişini detaylı şekilde değerlendirir. Sanığın daha önce sabıkası olup olmadığı, suçun ilk defa işlenip işlenmediği gibi noktalar dikkate alınır.

Değerlendirme kriterleri arasında, sanığın suçu tekrar işlemeyeceğine dair bir kanaate ulaşılması çok önemlidir. Mahkeme, mağdurun zararının giderilip giderilmediğine ve sanığın davranışlarına da bakar. Sanık, HAGB kararını kabul ettiğini açıkça belirtmelidir. Ayrıca, HAGB kapsamına girmeyen suçlardan biri işlenmişse hâkim HAGB kararı veremez.

Mahkeme, tüm koşulların oluştuğuna kanaat getirirse "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı verir. Bu karar sonrası ceza hemen uygulanmaz ve denetim süresi başlar.

Sanığın Yükümlülükleri

HAGB kararının verilmesiyle birlikte sanığa bazı yükümlülükler yüklenir. Sanığın yükümlülükleri arasında ilk sırada, belirlenen denetim süresi boyunca yeni bir suç işlememek bulunur. Ayrıca, hâkim isterse sanığın belli yerlere gitmemesi, belli faaliyetlerde bulunmaması ya da sosyal hizmetlerde çalışması gibi ek yükümlülükler de koyabilir.

Sanık, verilen tüm kurallara ve yükümlülüklere eksiksiz uymak zorundadır. Eğer denetim süresi boyunca kurallara aykırı bir davranış olmazsa, HAGB kapsamında hakkındaki hüküm açıklanmaz ve sabıka kaydında görünmez.

Bu süreçte, sanığın hak ve görevlerinden herhangi birini ihlal etmesi halinde ise mahkeme verilen kararın geri alınmasına ve cezanın açıklanmasına karar verebilir. Yani HAGB kararı sanığa ikinci bir şans verir; ancak bu şansın devamı, sanığın yükümlülüklerine eksiksiz uymasına bağlıdır.

Denetim Süresi ve Bu Süredeki Yükümlülükler

Denetim Süresinin Süresi ve Başlangıcı

Denetim süresi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararında verilen cezanın uygulanmadığı ve sanığın belli koşullara tabi tutulduğu bir dönemdir. Denetim süresi genel olarak 5 yıldır. Ancak bu süre, bazı istisnalar dışında değişmez. Denetim süresi mahkemenin HAGB kararını verdiği tarihten itibaren başlar. Yani karar açıklandığı anda denetim süresi de işlemeye başlar.

Çoğu durumda, kişi denetim süresi boyunca herhangi bir suç işlemez ve yükümlülüklerini yerine getirirse, hakkında verilen hüküm açıklanmaz ve dava düşer. Fakat bu süre içinde yeni bir suç işlendiği ya da yükümlülükler ihlal edildiği takdirde, mahkeme hükmü açıklar ve ceza uygulanır.

Yetişkin ve Çocuklar için Denetim Süresinin Farkı

Yetişkinler için denetim süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. Fakat çocuklar için bu süre daha kısadır. Çocuklar hakkında verilen HAGB kararlarında denetim süresi 3 yıldır. Bu fark, çocukların gelişimi ve eğitimi dikkate alınarak onlara daha fazla şans tanımak için getirilmiştir. Yani 18 yaşını doldurmamış kişiler için kanun daha kısa bir denetim süresi öngörmüştür.

Çocuklar, denetim süresi boyunca da devletin eğitici ve yol gösterici programlarına dahil edilebilirler. Yetişkinlerde ise daha çok yükümlülüklerin takibi ve topluma kazandırma esas alınır.

Denetim Süresi Boyunca Getirilen Kısıtlamalar ve Haklar

Denetim süresi boyunca kişiye bazı yükümlülükler ve kısıtlamalar getirilebilir. Mahkeme, sanığın topluma kazandırılması ve suç işlememesinin sağlanması için gerekli gördüğü bir takım tedbirleri de uygulayabilir. Örneğin,

  • Bir kamu kurumunda ücretsiz çalışma (kamuya yararlı bir işte çalışma) kararı verilebilir.
  • Belirli bir eğitim programına katılma zorunluluğu getirilebilir.
  • Alkol veya madde kullanımından uzak durması istenebilir.
  • Belli bir yer veya kişiyle görüşmemesi kararlaştırılabilir.

Bu yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği, denetim birimleri ve ilgili kurumlar tarafından takip edilir.

Bununla birlikte, denetim süresindeki kişi temel anayasal haklarını kullanmaya devam eder. Yani normal hayatına devam edebilir, çalışabilir, eğitim alabilir. HAGB’de verilen denetim süresi, doğrudan bir hapis cezası gibi kişinin özgürlüğünü kısıtlayan bir uygulama değildir. Mesela kişinin seyahat özgürlüğü ya da olağan sosyal hakları genellikle kısıtlanmaz. Fakat yükümlülüklere uymamanın tekrar HAGB’nin bozulması riskine yol açacağı unutulmamalıdır.

Kısaca, denetim süresi hem bir fırsat hem de bir sorumluluktur. Kurallara uyan ve yükümlülüklerini yerine getiren kişi, sürenin sonunda temiz bir sabıka kaydına sahip olma avantajına kavuşur.

HAGB’nin Sonuçları ve Hukuki Etkileri

Cezanın Ortadan Kalkması ve Sabıka Kaydına Etkisi

Cezanın ortadan kalkması ve sabıka kaydına etkisi, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararının en çok merak edilen sonuçlarından biridir. HAGB kararıyla birlikte, sanığın mahkumiyet hükmü açıklanmamış olur ve kişi yasalar önünde suçlu sayılmaz. Bu nedenle, HAGB süreci başarı ile tamamlanırsa, ceza hiçbir şekilde uygulanmaz ve hüküm adli sicil kaydına işlenmez. Yani uygulamada bu kişilerin adli sicil belgelerinde HAGB kararı görünmez.

HAGB, temiz bir sabıka kaydı isteyenler için önemli bir avantaj sunar. Özellikle yeni bir iş başvurusu ya da devlet memurluğu gibi işlemlerde, sabıka kaydı sorgulamalarında HAGB kararı gizli tutulur. Ancak yalnızca savcılık veya mahkeme gibi adli makamlar detaylı sorgulama yaparsa, HAGB kararı görülebilir. Kısacası, toplumda ve özel kurumlarda kişi sabıkasız kabul edilir.

Memuriyet/Kamu Hizmetine Etkisi

Memuriyet ve kamu hizmetine etkisi açısından HAGB kararı oldukça önem taşır. HAGB kararı alan bir kişi, denetim süresi başarıyla tamamlandığında memuriyet başvurularında engel ile karşılaşmaz. Çünkü ortada kesinleşmiş bir mahkumiyet olmadığı için, memurluğa engel teşkil eden bir sabıka oluşmaz.

Ancak HAGB denetim süresi devam ederken memuriyete veya kamu hizmetine başvurmak isteyenler için durum değişebilir. Bazı durumlarda kurumlar, denetim süresinin tamamlanmasını bekleyebilir. Özellikle öğretmenlik, polislik ya da askerlik gibi mesleklerde güvenlik soruşturması sırasında HAGB kararı gündeme gelebilir. Fakat yasal olarak mahkumiyet sayılmadığından, ilgili engellemelerin çoğunlukla aşılması mümkündür. Buradaki en önemli nokta, HAGB sürecinin bitmesi ve olumsuz bir durum yaşanmamasıdır.

HAGB Kararı Bozulursa Ne Olur?

HAGB kararı bozulursa ne olur, sorusu sıkça gündeme gelir. Denetim süresi içerisinde kişi, kendisine yüklenen yükümlülüklere uymazsa veya kasten yeni bir suç işlerse, mahkeme HAGB kararını ortadan kaldırır. Bu durumda, önceden açıklanmayan mahkumiyet kararı açıklanır ve kişi o suçtan dolayı mahkum olur.

Mahkumiyet kararının açıklanmasıyla birlikte cezanın infazı gündeme gelir. Yani, kişi hakkında verilen hapis veya adli para cezası uygulanır ve mahkumiyet adli sicil kaydına işlenir. Böylece sabıka kaydı oluşur ve kişi cezai haklardan olumsuz olarak etkilenebilir. Ayrıca bu durum, memuriyet ve kamu hizmeti gibi alanlarda ciddi engellere yol açabilir.

Özetle, HAGB kararı bozulursa kişi tüm hukuki haklarını kaybedebilir ve sanki baştan itibaren suçlu bulunmuş gibi sürecin tüm olumsuzluklarını yaşar. Denetim süresi boyunca kurallara uymak ve yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmek bu nedenle çok önemlidir.

HAGB Kararının Avantajları ve Dezavantajları

Olumlu Sonuçlar

Temiz Sabıka Kaydı

Temiz sabıka kaydı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararının en önemli avantajlarından biridir. HAGB kararında, kişi hakkındaki ceza ertelenir ve denetim süresi başarıyla tamamlanırsa mahkûmiyet hükmü hiç verilmemiş gibi olur. Bu nedenle, kişinin adli sicil kaydında suç gözükmez. Özellikle iş başvuruları, devlet memurluğu, vize başvuruları gibi durumlarda temiz bir sabıka kaydının bulunmasının önemi çok büyüktür. Birçok insan HAGB sayesinde, geçmişte işledikleri bir hata nedeniyle hayat boyu ‘sabıkalı’ damgası yemekten kurtulmakta, toplum hayatına yeniden daha kolay adapte olabilmektedir.

Islah ve Topluma Kazandırma

Islah ve topluma kazandırma kavramı, HAGB uygulamasının temel amaçlarından biridir. HAGB ile, suç işleyen kişinin hemen cezaevine gönderilmesi yerine toplumda kalıp düzene uyum sağlaması, iş ve aile hayatına devam etmesi hedeflenir. Bir kişi denetim süresinde herhangi bir suça karışmaz ve yükümlülüklerini yerine getirirse, topluma kazandırılması kolaylaşır. Toplum dışına itmeden kişiyi düzeltme fırsatı tanınmış olur. Özellikle ilk defa suç işlemiş kişiler için HAGB, tekrar suç işlenmesini önleyici bir rol oynar. Böylece, ceza adalet sistemi hem kişiyi korur hem de toplumsal huzuru destekler.

Muhtemel Olumsuzluklar

Sosyal ve Hukuki Kısıtlamalar

Sosyal ve hukuki kısıtlamalar, HAGB kararının bazı dezavantajlarını oluşturur. Her ne kadar sabıka kaydında suç görünmese de, kişi denetim süresi boyunca bazı haklardan kısıtlanabilir. Örneğin, kamu görevine atanma, bazı lisans başvuruları veya özel sektör işlerinde, mahkeme belgelerinde HAGB kararı gözükebilir. Ayrıca, ek yükümlülükler (belirli bir yere gitmeme, kamu hizmeti, eğitim programına katılma gibi) getirilebilir. HAGB süresi tamamlanmadan tekrar bir suç işlenirse, ilk ceza da devreye girer ve kişi iki ayrı ceza alabilir. Bu yüzden, HAGB kararı alan kişinin hayatında bir süre belirsizlik ve stres olabilir.

Toplumda Güvensizlik Etkisi

Toplumda güvensizlik etkisi, özellikle mağdurlar ve kamu vicdanı açısından HAGB’nin eleştirilen yönlerinden biridir. Bazı kişiler için, suç işlenmesine rağmen ceza verilmemesi, toplumda adaletin tam sağlanamadığı algısına yol açabilir. Özellikle mağdurlar, failin cezasız kalmasından rahatsız olabilirler. “Bir hata yaptım, ceza almadım” düşüncesi bazen kişiyi veya başkalarını tekrar suç işlemeye teşvik edebilir. Toplumda caydırıcılık etkisinin azaldığı düşünülebilir. Bu nedenle HAGB kararı, hem olumlu hem de tartışmalı yönler barındırmaktadır.

HAGB İle İlgili Yargıtay Kararları ve Uygulamalar

HAGB ve Temyiz/İtiraz Yolu

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) konusunda kanun yolunda son dönemde çok önemli değişiklikler yaşandı. 1 Haziran 2024 öncesinde verilen HAGB kararlarında, sadece itiraz kanun yolu açıktı. Yani, sanık veya katılan taraf 7 gün içinde, kararı veren mahkemenin bir üst mahkemesine itiraz başvurusu yapabiliyordu. Ancak, 1 Haziran 2024 ve sonrasında verilen HAGB kararları için artık istinaf (bölge adliye mahkemesi) ve ardından temyiz (Yargıtay) yolu açıldı. Bu değişiklik birçok hukukçu tarafından, adil yargılanma ve kararların daha iyi denetimi açısından olumlu karşılandı.

Yargıtay ve bölge adliye mahkemeleri, HAGB kararlarının usul ve yasaya uygun şekilde verilip verilmediğini denetleyebiliyor. Özellikle yeni düzenlemelerde, başvuru sürelerine (genellikle 7 gün) uygun hareket edilmesi büyük önem taşıyor. Eğer istinaf ya da temyiz başvurusu kabul edilirse, HAGB kararı kaldırılabilir veya düzeltilmesi için ilk derece mahkemesine geri gönderilebilir.

Yargıtay’ın son kararlarında, denetim süresi içerisinde yeni suç işlenirse HAGB kararının açıklanabileceği; ancak açıklama şartlarının eksik değerlendirilmesi durumunda bu kararların bozulabileceği belirtiliyor.

HAGB Sonrası Tazminat Hakları

HAGB kararı verilen sanık açısından, ilginç bir hukuki durum ortaya çıkar. HAGB, kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü doğurmadığı için, ceza infazı bakımından bir sonuç doğurmaz. Ancak, özellikle tutukluluk durumlarında, sanık HAGB aldıysa genellikle tazminat talebinde bulunamaz. Çünkü kanun koyucuya göre, HAGB ile sanığın aslında beraate yakın bir konumda olduğu, ama kesin beraat olmadığı kabul edilir.

Bazı kaynaklarda, mağdurun ise HAGB kararına rağmen tazminat davası açabileceği vurgulanıyor. Yani HAGB, mağdura maddi veya manevi zarar verdiyse bu kişi genel hükümlere göre tazminat talep edebilir. Ancak, HAGB kararı ne mağduru doğrudan tatmin eder, ne de sanığın lehine kesin bir beraat sayılır. Sonuçta, tazminat hakları açısından HAGB kararı beraatten farklı, mahkumiyetten de farklı bir etki doğurur.

HAGB Kararında Hukuki Süreçler ve Sonuçlar

HAGB kararları, ceza adaletinde onarıcı adalet anlayışının bir sonucu olarak ortaya çıkar ve sanığa bir fırsat daha verilmesi anlamına gelir. HAGB kararı ile mahkûmiyet hükmü açıklanmaz ve 5 yıl denetim süresi başlar (çocuklarda bu süre 3 yıldır). Bu süre içinde kasıtlı suç işlenmez ve yükümlülüklere uyulursa, dava hiçbir ceza ya da mahkumiyet sonucu doğurmadan düşer.

HAGB kararları, normal bir mahkumiyet kararının doğurduğu sonuçları doğurmaz. Sanık hakkında adli sicile kayıt işlemi yapılmaz, kamu hizmetlerinden yasaklanma gibi hükümler uygulanmaz. Ancak, denetim süresinde kurala aykırı davranılırsa, mahkeme HAGB kararını kaldırıp asıl cezayı açıklayabilir. Bu takdirde, sanık hakkında tüm hukuki sonuçlar (infaz, sabıka vb.) kendiliğinden ortaya çıkar.

Yargıtay’ın güncel uygulamalarında da belirtildiği gibi, HAGB kararları ancak kesinleştiği andan itibaren denetim süresini başlatır ve sonrasında yaşanacak gelişmelere göre ister olumlu ister olumsuz sonuçlar doğurabilir. Çoğu durumda, HAGB kurumu sanığın topluma kazandırılması için bir şans olarak değerlendirilir. Ancak, bu süreçte usul hatası yapılırsa, Yargıtay’dan dönen çok sayıda karar da bulunmaktadır.

HAGB’nin Diğer Hukuki Kavramlarla İlişkisi

Denetimli Serbestlik ile İlişkisi

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ile denetimli serbestlik kavramları, çoğu zaman karıştırılsa da, aslında farklı hukuki sonuçlar doğurur. HAGB uygulandığında, sanık hakkında verilen hüküm belli bir süre açıklanmaz ve bir denetim süresi başlar. Bu süreçte sanığın bazı şartlara uyması istenir. Ancak bu, doğrudan denetimli serbestlik uygulaması değildir.

Denetimli serbestlik, bir kişinin cezasının tamamını cezaevinde çekmek yerine, toplum içinde kontrollü olarak infaz edilmesine olanak tanır. Yani mahkum mahkeme kararıyla dışarıda, belirli kurallara bağlı olarak cezasını tamamlar. HAGB’de ise ceza henüz infaza koyulmamış olur; aslında kişi hakkında verilen karar, belirli şartlara uyduğu müddetçe hiçbir zaman infaz edilmeyebilir.

HAGB ve denetimli serbestlik arasındaki temel fark; HAGB’de cezanın açıklanmasının ertelenmesi ve şarta bağlanması, denetimli serbestlikte ise cezanın infazının farklı bir biçimde topluma entegre edilerek yerine getirilmesidir. Yani HAGB uygulanan biri, cezaevinde kalmazken üzerine bazı yükümlülükler verilse de bunlar doğrudan cezayı çekme anlamına gelmez. Eğer HAGB süreci başarıyla tamamlanırsa, kişi hiç ceza almamış sayılır. Denetimli serbestlikte ise bir ceza vardır ve bu ceza, hapiste olmadan çekilir.

Zararın Karşılanması ve Uzlaşma ile Bağlantı

HAGB uygulamasında, özellikle suçtan zarar gören bir kişi varsa, zararın karşılanması çok önemli bir şarttır. Mahkeme genellikle HAGB kararı verebilmek için, failin mağdura verdiği zararı gidermesini ya da telafi etmesini ister. Bu, mağdurun haklarının korunması için gereklidir ve HAGB’nin ön koşullarındandır.

Uzlaşma, ceza yargılamasında sanık ile mağdurun anlaşarak şikayeti ortadan kaldırdığı alternatift bir yöntemdir. Bazı suç tiplerinde, uzlaşma sağlanırsa davaya devam edilmez ve sanık hakkında hüküm kurulmaz. HAGB ile uzlaşma arasındaki ilişki ise, bazı davalarda uzlaşma olmadığı takdirde HAGB uygulanabilmesidir. Yani önce uzlaşmaya gidilir, uzlaşma olmazsa mahkeme HAGB şartlarını değerlendirir.

HAGB’nin zarar giderme ve uzlaşma ile bağlantısı şöyle özetlenebilir:

  • HAGB kararı için çoğu zaman mağdurun zararının giderilmesi veya tazmini gerekir.
  • Uzlaşmanın mümkün olduğu suçlarda öncelikle bu yol denenir, sonuç alınamazsa HAGB gündeme gelebilir.
  • Zararın karşılanması, mağdur açısından adalet duygusunu güçlendirirken; HAGB sayesinde fail de topluma kazandırılarak bir şans daha elde etmiş olur.

Kısacası, hem zarar tazmini hem uzlaşma kavramları, HAGB’nin uygulanmasında temel unsurlardan biridir ve mahkemeler bu hususları dikkatle gözetir.

Profesyonel Hukuki Destek Önemi

Avukatla Sürecin Takibi

Avukatla sürecin takibi, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması yani HAGB’de çok önemlidir. Çünkü HAGB kararları teknik ve karmaşık süreçler içerir. Avukat, sanığın haklarını bilmesini, başvuru sürecinin doğru şekilde ilerlemesini ve mahkemeye sunulacak savunmanın güçlü olmasını sağlar.

HAGB başvurularında bir avukat ile çalışmak, özellikle cezai yükümlülükler, mahkeme süreleri, başvuru ve itiraz haklarının kaçırılmaması açısından ciddi avantaj sağlar. Avukat, mahkeme sürecinde eksiksiz ve zamanında bilgilendirir. Hangi aşamada hangi belgelerin sunulması gerektiğini belirtir. Ayrıca, HAGB kararı sırasında çıkabilecek riskler veya beklenmedik sonuçlar konusunda da bilgilendirme yapar.

Mahkemenin kararı sonrası denetim süresi içinde de avukat desteği, yükümlülüklerden birinin ihlali halinde neler yapılabileceği ya da hakkın nasıl korunacağı konusunda başvuru yolları hakkında rehberlik eder. Kısacası, uzman bir hukukçu ile süreci yürütmek hem sürecin hızlanmasına hem de hakkın kaybedilmemesine yardımcı olur.

Bilgilendirme ve Hak Kayıplarının Önlenmesi

Bilgilendirme ve hak kayıplarının önlenmesi, hukukta en fazla dikkat edilmesi gereken konulardan biridir. Hukuki süreçlerde, özellikle HAGB’de, çoğu zaman kişiler haklarını tam olarak bilmedikleri için mağdur olabiliyorlar. Avukat aracılığıyla alınan detaylı bilgilendirme sayesinde, sürecin her aşamasında karşılaşabilecek hak ve yükümlülükleri öğrenmek mümkündür.

Avukat, hem mahkeme evraklarının zamanında teslim edilmesini sağlar hem de HAGB’nin hangi durumlarda ve nasıl kullanılabileceği hakkında rehberlik eder. Ayrıca, verilen karar sonrası herhangi bir nedenle HAGB’nin bozulması halinde nasıl bir yol izleneceği, itiraz hakkı veya başka bir dava açma hakkı gibi detaylı konularda bilgi verir.

Birçok kişi, örneğin HAGB’nin kamu görevlerine etkisi, sabıka kaydındaki görünümü veya HAGB süresince sosyal haklarına getirilen kısıtlamaları bilmediği için sonradan mağduriyet yaşayabilir. İşte bu yüzden, süreci bir avukat yardımıyla takip etmek, maddi ve manevi kayıpların önüne geçmeye yardımcı olur. Bilgi eksikliği, bazen telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle HAGB süreci de dahil, her hukuki durumda profesyonel destek almak akıllıca bir adım olur.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur
Soru Sor Danışmanlık Talep Et