Usulden Red Nedir?

15 dakika

Usulden red nedir? Kısaca, mahkemenin davanın içeriğine girmeden, usule ilişkin eksiklikler nedeniyle davayı reddetmesidir. Peki usulden red hangi hallerde verilir, sonuçları nelerdir, tekrar dava açılabilir mi?

Dayanağı HMK 114-115’teki dava şartlarıdır: görev–yetki, taraf/dava ehliyeti, vekaletname, gider avansı, hukuki yarar, derdestlik ve kesin hüküm gibi şartlar sağlanmamışsa mahkeme “davanın usulden reddi” kararı verir. Bu karar çoğu zaman esasa girilmediği için kesin hüküm oluşturmaz; eksiklik tamamlanınca yeniden dava açılabilir ve karara karşı istinaf mümkündür.

Not: Zamanaşımı kural olarak esasa ilişkindir; bu yüzden zamanaşımı nedeniyle verilen karar genelde “esastan red” olur, usulden değil.

Aşağıda, örneklerle usulden red sürecini adım adım inceleyeceğiz.

Usulden Red Kavramı

Usulden Red Tanımı

Usulden red, bir davada mahkemenin, ortada esas hakkında yani davanın esasına girilmeden, dava şartları veya usuli eksiklikler nedeniyle davayı reddetmesidir. Yani mahkeme davanın içeriğine, haklılık durumuna veya delillerine bakmaz. Usulden red kararı, genellikle davanın açılması için gerekli olan şekli ve temel şartlardan biri eksikse veya bir uygunsuzluk söz konusuysa verilir.

Usulden red kavramı, Türk hukuk sisteminde özellikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) açıkça düzenlenmiştir. Bu tür red kararlarında, davacının davası hiçbir şekilde esasında değerlendirilmez. Yani mahkeme, davacının iddialarının doğru olup olmadığını incelemeden dosyayı kapatmış olur.

Genellikle usulden red kararlarında, davacı eksikliği giderdikten sonra aynı konuda tekrar dava açabilir. Bu sebeple, usulden red kararları, davanın kökten reddinden ziyade, davacının eksiklerini tamamlayarak tekrar önüne gelmesini sağlayan bir işlemdir.

Usulden Red ile Esastan Red Arasındaki Farklar

Usulden red ve esastan red, bir davada mahkemenin verdiği red kararlarının farklı sebeplerine dayanır ve sonuçları farklıdır.

Usulden red, dava şartlarının yerine getirilmemesi veya usulî bir hata bulunması nedeniyle verilen bir karardır. Örneğin, davacı gerekli harcı yatırmamışsa ya da yetkisiz mahkemede dava açmışsa usulden red kararı verilir. Bu durumda mahkeme, davanın esasına girmeden, yani tarafların haklı veya haksız olup olmadığını incelemeden, sadece şekli bir eksiklik nedeniyle davayı reddeder.

Esastan red ise mahkemenin davanın esasına girip, delilleri inceleyip, talepleri değerlendirerek karar vermesidir. Burada mahkeme tarafların iddialarını incelemiş ve karar vermiştir. Esastan redde, davacı davasının haklı olduğunu ispatlayamamıştır ve karar kesinleştiğinde tekrar aynı konuda dava açamaz.

Kısaca:

  • Usulden red: Şekli hata veya eksiklik → Davanın esasına girilmez → Eksiklik giderilirse tekrar dava açılabilir.
  • Esastan red: Mahkeme davanın esasıyla ilgilenir → Deliller, iddialar değerlendirilir → Haklılık incelenir → Aynı konuda tekrar dava açılamaz.

Özetle; usulden red, şekilsel ve dava şartlarına; esastan red ise olayın ve taleplerin içeriğine dayanır. Bu ikisi arasındaki ayrımı bilmek, davaların doğru şekilde ilerlemesi açısından çok önemlidir.

Usulden Red Sebepleri

Usulden red sebepleri, davanın şekil ve usul kurallarına uyulmadan açılması durumunda ortaya çıkar. Mahkeme, esasa girmeden önce bazı temel şartların yerine getirilmiş olup olmadığını kontrol eder. Eğer bu şartlarda bir eksiklik varsa, dava usulden reddedilir. Şimdi bu sebepleri detaylı şekilde inceleyelim.

Genel Dava Şartı Eksiklikleri

Genel dava şartları, bir davanın açılabilmesi ve yürütülebilmesi için olmazsa olmaz kurallardır. Bu şartlar olmadan mahkeme davayı inceleyemez. Eğer bu şartlardan biri eksikse, mahkeme öncelikle davanın bu eksik yönünden dolayı usulden reddine karar verir.

Dava Şartı (HMK m.114) Nedir?

Dava şartı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinde düzenlenmiştir. Dava şartları, davanın görülebilmesi ve karara bağlanabilmesi için bulunması gereken yasal şartlardır. Örneğin, tarafların ehliyeti, mahkemenin görevli ve yetkili olması, yargı yolunun uygun olması gibi başlıklar bunlara örnektir. Bu şartlar sağlanmazsa, davanın esasına girilmeden usulden red kararı verilir.

Taraf Ehliyeti Eksikliği

Taraf ehliyeti, davada davacı ve davalı tarafların hukuken işlem yapabilme ve davada bulunabilme ehliyetidir. Örneğin, bir çocuk kendi başına dava açamaz. Eğer davada taraf ehliyeti yoksa ya da eksikse, mahkeme bu sebeple davayı usulden reddeder. Tarafların hukuken geçerli şekilde hareket edebilmesi gerekir.

Vekaletname Eksikliği

Vekaletname, bir avukatın müvekkilini temsil edebilmesi için gerekli yetki belgesidir. Bir davada avukat vekaletnamesi yoksa veya eksikse, mahkeme tarafından eksikliğin tamamlanması için süre verilir. Verilen sürede vekaletname sunulmazsa, dava usulden reddedilir. Bu nedenle vekaletname sunmak oldukça önemlidir.

Gider Avansı ve Harç Eksikliği

Davalarda harç ve gider avansı yatırmak lazımdır. Harç yatırılmazsa ya da gider avansı ödenmezse mahkeme, eksikliğin tamamlanması için uygun süre verir. Süre içinde harç veya gider avansı yatırılmazsa, dava usulden reddedilir. Bu durum, davacı için büyük kayıplara sebep olabilir.

Yetkisiz veya Görevsiz Mahkeme

Davaların doğru ve ilgili mahkemede açılması gerekir. Eğer dava, yetkisiz veya görevli olmayan bir mahkemede açılmışsa davanın reddi söz konusu olur. Mahkeme, yetkisiz veya görevsiz ise bu konuda öncelikle karar verir ve yine usulden red kararı verir.

Yargı Yolunun Caiz Olmaması

Her olay, her uyuşmazlık mutlaka mahkemeye taşınamaz. Bazen belirli bir uyuşmazlık için farklı yollar (örneğin idari makamlar veya hakemler) öngörülmüş olabilir. Eğer açılan davada yargı yolu uygun değilse, mahkeme usulden red kararı verir.

Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler

Bazı davalar için yasalarda belirtilen belirli süreler vardır. Bu süreler geçtikten sonra dava açılamaz. Hak düşürücü süre veya zamanaşımı dolmuşsa, mahkeme davayı usulden reddeder. Özellikle hak düşürücü sürelerin aşılması halinde mahkeme esasa bile giremez.

Belgelerde Eksiklik veya Hatalı Dava Dilekçesi

Bir davanın açılması için hazırlanması gereken dilekçede ve ek belgelerde önemli eksiklikler veya hatalar olursa, mahkeme bu eksikleri tamamlaması için dava sahibine süre tanır. Belirlenen sürede eksiklikler giderilmez veya hatalı dilekçe düzeltilmezse, mahkeme davayı usulden reddeder. Bu yüzden dava dilekçesi eksiksiz ve tam hazırlanmalıdır.

Davada Ehil Kişilerin Bulunmaması

Her davada tarafların ve varsa temsilcilerinin hukuken davada taraf olma ehliyetine sahip olması gerekir. Eğer taraflardan biri ehil değilse, yani mahkemede bulunma veya işlem yapma yetkisi yoksa dava usulden reddedilir.

Husumet (Doğru Davalı/Davacı Olmaması)

Dava, doğru kişiye veya kuruma karşı açılmalı; davacı ve davalı sıfatı doğru şekilde belirlenmelidir. Yanlış kişiye ya da kurumlara karşı dava açılırsa mahkeme aktif / pasif husumet yokluğu nedeniyle davayı usulden reddeder.

Davacı Tarafından Duruşmaya Katılmama

Davacı, kendisine tebliğ edilen duruşma gününe mazeretsiz olarak katılmaz ve avukatı da mahkemede bulunmazsa, mahkeme dosyayı işlemden kaldırır. Davacı, süresi içinde yeniden başvurmazsa veya davayı takip etmez ise dava usulden reddedilmiş sayılır.

Usulden red sebepleri oldukça çeşitlidir ve davanın başından itibaren dikkatle takip edilmesi gerekir. Bu kurallara dikkat edilmezse dava başlamadan bitebilir!

Usulden Red Kararının Hukuki Sonuçları

Kesin Hüküm Etkisi

Usulden red kararı, mahkemenin esasa girmeden yani davanın içeriğini incelemeden verdiği bir karardır. Bu tür kararların kesin hüküm etkisi yoktur. Yani, mahkeme yalnızca şekli eksikliklerden dolayı davayı reddettiğinde, aynı konuda yeniden dava açılmasının önünde engel yoktur. Usulden red kararı esastan incelenmediği için, bu karar bir daha aynı konuda, aynı taraflar arasında dava açılamayacağı anlamına gelmez. Ancak bazı istisnai durumlarda, özellikle aynı eksikliğin devam etmesi halinde yine usulden red verilmesi mümkündür.

Yeniden Dava Açılabilir Mi?

Usulden red kararı verilen durumlarda, davacı aynı konuda eksikliklerini giderdikten sonra tekrar dava açabilir. Yani usulden ret, davanın tamamen sonlandığı anlamına gelmez. Yeniden dava açmak mümkündür. Fakat davacı, mahkemenin gösterdiği eksiklikleri tamamlamadan ya da usule uygun şekilde dava açmadan tekrar aynı sonucu yaşar.

Hangi Şartlarda Açılır?

Yeniden dava açabilmek için, öncelikle mahkemenin kararında belirttiği tüm usuli eksiklikler giderilmeli. Bu eksiklikler genellikle örneğin; gider avansının yatırılması, yetkili ya da görevli mahkemede dava açılması, doğru taraf gösterilmesi veya eksik belgelerin tamamlanması gibi durumlardır. Özellikle dava şartı eksiklikleri tamamlandığında, davacı yeniden ve aynı konuda dava açabilir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli husus, zamanaşımı süresinin dolup dolmadığıdır. Eğer zamanaşımı geçmişse, hak kaybı yaşanabilir.

60 Günlük Ek Süre ve Zamanaşımı Etkisi

Usulden red halinde davacı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesine göre 60 günlük ek süreye sahiptir. Özellikle zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile, usulden red kararının kesinleşmesinden itibaren davacıya 60 gün ek süre tanınır. Bu süre içinde aynı konuda ve eksiklikleri tamamlayarak yeniden dava açılırsa, esas dava açılmış gibi işlem görür ve zamanaşımı engellenmiş olur. 60 günlük ek süre ancak aynı hukuki sebepten dolayı ve aynı taraflar arasında açılan davalarda geçerlidir.

Davanın Zamanaşımına Etkisi

Usulden red kararı verilen bir davada, davanın zamanaşımı süresi açısından bazı avantajlar sağlanmıştır. Dava açılır açılmaz, zamanaşımı süresi kesilir. Fakat dava usulden reddedilirse ve davacı 60 günlük ek sürede tekrar dava açarsa, zamanaşımı yeniden başlamaz; ilk davanın açıldığı tarih esas alınır. Böylece davacı zamanaşımına uğramadan hakkını koruyabilir. Ancak bu imkandan yararlanabilmek için usulden red kararının kesinleşmesinden itibaren 60 gün içinde yeni davayı açmak şarttır.

Özetle, usulden red kararı esasa etkili olmadığı gibi, eksiklikler tamamlanırsa yeniden dava açmaya ve davanın zamanaşımından kurtulmaya imkân tanır. Bu yönüyle davacılar için önemli bir güvence sağlar.

Mahkemenin Dava Şartlarını İncelemesi

Mahkemenin dava şartlarını incelemesi, usulden red kararı verilebilmesi için en önemli süreçlerden biridir. Mahkeme, bir davada öncelikle dava açma hakkına sahip olunup olunmadığını, gerekli belgelerin ve başvuruların tamamlanıp tamamlanmadığını denetler. Bu inceleme, davanın açılmasından hüküm verilmesine kadar her aşamada yapılabilir. Dava şartlarındaki eksiklikler mahkeme tarafından tespit edilirse ve eksiklik giderilemiyorsa, usulden reddedilmesine karar verilir.

Resen İnceleme Yükümlülüğü

Resen inceleme yükümlülüğü, mahkemenin tarafların istemine bakmaksızın dava şartlarını kendiliğinden incelemesi anlamına gelir. Yani mahkeme, bir taraf belirtmese bile dava şartlarının varlığını her aşamada denetler. Özellikle taraf ehliyeti, usule uygun vekâletname, harç ve gider avansının yatırılması gibi temel unsurlar re’sen kontrol edilir. Eğer mahkeme bu şartlarda eksiklik tespit ederse ve bu eksiklik giderilebilecek bir durumsa, önce tamamlatılmasına imkan verir.

Eksikliğin Giderilmesi için Süre Verilmesi

Eksikliğin giderilmesi için süre verilmesi, davacı veya davalı taraf için önemli bir şanstır. Mahkeme, dava şartlarındaki bir eksikliği fark ettiğinde çoğu durumda doğrudan usulden red kararı vermez. Önce ilgili tarafa belirli bir süre tanır ve bu süre içinde eksikliğin giderilmesini ister (örneğin eksik vekâletnamenin sunulması, eksik harcın tamamlanması gibi). Eğer tanınan bu sürede eksiklik tamamlanmazsa, dosya üzerinde inceleme yapılır ve davanın usulden reddine karar verilebilir. Bu durum hem adil yargılanma açısından önemlidir hem de hatalı işlemlerin telafisi için bir imkan sunar.

Red Kararına Karşı Kanun Yolları

Red kararına karşı kanun yolları, usulden red verilen bir davada tekrar gözden geçirme hakkı tanır. Hukuk yargılamasında usulden red kararları nihai karar niteliği taşıdığı için bu kararlara karşı istinaf ile çoğu zaman da temyiz yolu açıktır. Red kararının tebliğinden itibaren genellikle iki hafta içinde istinaf başvurusu yapılabilir.

İstinaf ve Temyiz

İstinaf, usulden red kararlarına karşı başvurulabilecek ilk kanun yoludur. İstinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesi’ne yapılır ve mahkeme, dosyayı hem şekil hem de esas yönünden tekrar değerlendirir. Eğer istinaf yolu kapanmışsa veya istinaf mahkemesinin kararından sonra kanunda belirlenen şartlar varsa temyiz yoluna da başvurulabilir. Temyiz süresi genel olarak istinaf sonucunun tebliğinden başlar ve Yargıtay esas hakkındaki denetimi yapar. Ancak bazen miktar yönünden veya benzer teknik nedenlerle temyiz yolu kapalı olabilir.

Usulden Redde Vekalet Ücreti

Usulden redde vekalet ücreti konusunda, avukatlık ücreti hesaplama şekli önemlidir. Dava eğer belli bir miktar üzerinden açıldıysa ve usul eksikliğinden reddedildiyse, karşı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilir. Bu ücret, genellikle dava dilekçesinde talep edilen miktarı ve ilgili avukatlık asgari ücret tarifesini geçmemek üzere belirlenir. Kimi zaman ise maktu (sabit) vekalet ücreti uygulanır. Ancak mahkeme ‘eksiklik’ sonrasında usulden reddederse, asıl talepten değil, ortaya çıkan eksiklik nedeniyle ortaya çıkan zarardan dolayı bir ücret hesaplanır.

Özetle, usulden red kararında da masrafların ve avukatlık ücretinin kim tarafından ödeneceği önemlidir. Özellikle yüksek miktarlı davalarda vekalet ücreti ciddi bir tutara ulaşabilir. Tüm hesaplamalar için Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınır ve yürürlükteki tarifeye göre karar verilir.

Uygulamada Sık Karşılaşılan Usulden Red Örnekleri

Hukuki Yarar Yokluğu

Hukuki yarar yokluğu uygulamada en çok karşılaşılan usulden red nedenlerinden biridir. Bir davanın açılabilmesi için davacının mahkemeden talep ettiği sonucun kendisine gerçek anlamda bir hukuki fayda sağlaması gerekir. Eğer davacının dava açmasında bir yararı olmadığı, başka bir mahkeme kararıyla veya idari işlemle bu hakkı zaten elde edebileceği ya da korunmaya değer bir menfaatinin bulunmadığı anlaşılırsa, mahkeme davayı usulden reddeder. Örneğin; şeklî olarak mevcut olmayan, ifa zamanı gelmemiş bir alacak için açılan dava, ortada bir hak kaybı veya korunmaya değer bir menfaat olmadığından usulden reddedilir. Yargıtay ve doktrinde de; hukuki yarar dava şartı olarak değerlendirilir ve eksikliği halinde davanın esasına geçilmez.

Daha Önce Açılan veya Devam Eden Dava

Dava açılırken, aynı konuda ve aynı taraflar arasında daha önce başka bir dava açılmış ve henüz sonuçlanmamışsa buna derdestlik denir. Derdestlik halinde mahkeme, yeni açılan davayı usulden reddeder. Aynı şekilde, aynı konu daha önce kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile karara bağlanmışsa, bu durumda da davanın yeniden görülmesi usul açısından mümkün değildir ve dava yine usulden reddedilir. Yani hukuki güvenlik ve tutarlılık sağlanmış olur, aynı uyuşmazlık hakkında birden fazla karar verilmesinin önüne geçilir.

Eksik Gider Avansı Durumu

Eksik gider avansı uygulamada usulden red kararlarına sıkça yol açar. HMK m. 120’ye göre, dava açılırken mahkeme tarafından belirlenen gider avansı tam olarak yatırılmaz veya verilen kesin süre içinde eksiklik tamamlanmazsa dava usulden reddedilir. Yargıtay’ın da yerleşik kararlarında, gider avansının yatırılmaması veya eksik bırakılması durumunda mahkemelerin davanın esasına girmeden davayı reddetmesi gerektiği belirtilmektedir. Yani, yargılamanın devam edebilmesi için gider avansı mutlaka zamanında ve tam olarak yatırılmalı.

Yanlış Davalıya Dava Açılması

Yanlış kişiye yani davada hasım olarak gösterilmesi gereken doğru kişi yerine yanlış kişiye karşı dava açılırsa, husumet yokluğu durumu ortaya çıkar. Mahkeme, doğru kişiye karşı dava açılıp açılmadığını re’sen kontrol eder. Eğer yanlış davalıya dava açıldığı tespit edilirse ve bu eksiklik düzeltilmezse, dava usulden reddedilir. Yani, davacı dava dilekçesinde gösterdiği kişinin doğru hasım olmadığını anlayınca, süre verilirse bu eksikliği giderebilir. Ancak, eksiklik tamamlanmazsa mahkeme davayı esasına girmeden usulden kesin olarak reddeder.

Yargıtay Kararlarında Usulden Red

Yargıtay kararlarında usulden red örneklerine sık şekilde rastlanır. Özellikle yukarıda bahsedilen hukuki yarar yokluğu, derdestlik, husumet yokluğu, eksik gider avansı gibi durumlar Yargıtay tarafından usulden red gerekçeleri olarak onaylanmakta veya yerel mahkeme kararları bu yönden bozulmaktadır. Örneğin; Yargıtay Hukuk Daireleri birçok içtihadında, depo edilen gider avansının belirlenen sürede tamamlanmaması nedeniyle davanın usulden reddinin doğru olduğuna karar vermiştir. Yine yanlış davalıya karşı açılan davalarda, eğer doğru kişiyle taraf değişikliği yapılmazsa davanın tekrar edilebilirliğine ve zamanaşımı açısından da içtihatlar geliştirilmiştir.

Özetle, usulden red kararları uygulamada genellikle hukuki yarar yokluğu, aynı konuda daha önce açılmış veya devam eden bir dava olması, eksik gider avansı yatırılması ve doğru davalıya karşı dava açılmaması gibi sebeplerle verilmektedir. Yargıtay kararları da bu noktada yerel mahkemelere yol göstermektedir.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur
Soru Sor Danışmanlık Talep Et