Anlaşmalı Boşanma Duruşmasına Eşlerden Biri Gelmezse Ne Olur?

Anlaşmalı boşanma duruşmasına eşlerden biri gelmezse ne olur?” sorusu çok sık soruluyor. Anlaşmalı boşanma duruşması tarafların bizzat katılımını ister; yalnızca avukatın gitmesi genelde yetmez. Peki gelinmeyince ne olur, mahkeme ne karar verir?

Kısaca olası durumlar:

  • Duruşma ertelenebilir (mazeret varsa).
  • Anlaşmalı boşanma kararı verilemez; süreç çekişmeli boşanmaya dönebilir.
  • Hiç kimse gelmezse dosya işlemden kaldırma riski doğar.
  • Bazı hallerde dava reddedilebilir.

“Eşlerden biri gelmezse ne olur?”, “Sadece avukat gitse yeter mi?”, “Çekişmeliye dönüşür mü?” gibi soruların hepsini, mazeret, erteleme, redd ve hak kaybı risklerini adım adım anlatacağız. Devamında, anlaşmalı boşanma duruşması sürecini netleştireceğiz.

Anlaşmalı Boşanma Duruşmasının Özellikleri

Anlaşmalı boşanmanın yasal temeli

Anlaşmalı boşanmanın yasal temeli, Türk Medeni Kanunu 166/3 maddesine dayanır. Bu maddeye göre, evlilik en az bir yıl sürmüş olmalı ve eşler birlikte mahkemeye başvurmalıdır. Ayrıca, anlaşmalı boşanmak isteyen çiftlerin mahkemede bizzat hazır olması ve boşanma ile ilgili mutabakata vardıklarını açık şekilde beyan etmeleri gerekir.

Yasal temel sayesinde anlaşmalı boşanma, hızlı ve kolay bir yol olarak kullanılır. Buradaki esas amaç, gereksiz çatışmaları ve uzun yargı süreçlerini önlemektir. Eşler hem boşanmanın mali sonuçlarında hem de varsa çocukların geleceğinde anlaşmış olmalıdır. Mahkeme de bu anlaşmayı uygun bulursa, kısa sürede boşanma kararı verir.

Anlaşmalı boşanmanın şartları

Anlaşmalı boşanmanın şartları açıkça belirlenmiştir. Öncelikle evlilik en az bir yıl sürmelidir. Bu süreden önce anlaşmalı boşanma mümkün değildir. İkinci önemli şart, her iki eşin de mahkemeye birlikte başvurması veya birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesidir.

Diğer şart ise, yan yana ve aynı anda hâkimin huzurunda boşanmak istediklerini söylemeleridir. Mahkeme, tarafların iradelerini serbestçe ve baskı olmadan açıkladıklarından emin olmak ister. Ayrıca, eşler arasındaki anlaşmanın maddelerinde; nafaka, tazminat, mal paylaşımı ve çocukların velayeti gibi hususlarda da hemfikir olunmalıdır.

Her iki eş de mahkeme salonunda olmalı ve bu kararın gerçekten ortak bir iradeyle verildiğini göstermelidir. Bazen mahkeme, protokoldeki maddeleri uygunsuz veya yetersiz bulursa, taraflardan düzeltme ya da ek bilgi de isteyebilir.

Protokol ve anlaşma maddeleri

Anlaşmalı boşanma protokolü, çiftlerin nasıl ayrılacaklarını ve boşanmanın sonuçlarını düzenleyen bir belge olarak hazırlanır. Protokolün olmazsa olmaz maddeleri arasında nafaka, tazminat, velayet, kişisel ilişki biçimi ve mal paylaşımı gibi konular yer alır. Her iki taraf da bu maddelerde kesin mutabakata varmalıdır.

  • Velayet: Eğer çocuk varsa, kimin yanında kalacağı açıkça yazılır.
  • Nafaka: Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası gibi ödemeler belirlenir.
  • Mal paylaşımı: Ortak mallar ve malların kimde kalacağı açıklanır.
  • Tazminat: Manevi veya maddi tazminat talepleri detaylandırılır.
  • Kişisel ilişki: Çocukla görüşme saatleri ve günleri açıkça düzenlenir.

Protokol, her iki tarafça imzalanmalı ve hâkime sunulmalıdır. Mahkeme, protokolün kanuna aykırı ya da adaletsiz olup olmadığını inceler. Kabul edilirse, bu protokol mahkeme kararıyla birlikte kesinleşir. Protokolde eksik veya tarafları korumayan bir husus varsa, mahkeme kabul etmeyebilir ve düzenlemesi istenebilir.

Bu detaylara dikkat ederek hazırlanan bir protokol, hem evlilik sürecinin sağlıklı bitmesini hem de ileride çıkabilecek anlaşmazlıkların önlenmesini sağlar.

Duruşmaya Katılım Zorunluluğu

Tarafların bizzat katılımı şartı

Duruşmaya katılım, anlaşmalı boşanmanın en önemli koşullarından biridir. Türk Medeni Kanunu’na göre, eşlerin boşanma duruşmasına bizzat gelmeleri mecburidir. Bu, tarafların gerçekten boşanmak isteyip istemediğini mahkemenin gözlemleyebilmesi için gereklidir. Hakim, eşlerin iradesinden emin olmak ister. Yani eşler birlikte duruşma salonunda hazır bulunmazsa mahkeme anlaşmalı boşanma kararını veremez. Yani eşlerin kişisel beyanı mahkemede bizzat dinlenmelidir. Eşlerden biri bile gelmezse, süreç durur ve anlaşmalı boşanma gerçekleşmez.

Avukatla temsil yeterli mi?

Anlaşmalı boşanma davalarında yalnızca avukat ile temsil edilmek tek başına yeterli değildir. Yani, “avukatım gitsin, ben katılmasam da olur” gibi bir durum söz konusu olamaz. Çünkü anlaşmalı boşanmada esas olan, eşlerin hakime birebir kendi iradesiyle onay verdiğini göstermesidir. Avukatlar, duruşmada müvekkillerinin yanında bulunabilir ve hukuki destek sağlayabilirler. Ancak eşlerin şahsen duruşmada bulunup protokolü kabul ettiğini açıkça beyan etmesi şarttır. Özetle, sadece avukatla boşanma mümkün değildir.

Katılım olmadan anlaşmalı boşanma mümkün mü?

Mahkemeye katılım olmadan anlaşmalı boşanma yapılamaz. Eşlerin iki taraflı ve özgür iradeleriyle boşanmak istediklerini göstermek zorunda oldukları için, mahkeme duruşmasına bizzat katılmak zorunludur. Yani, boşanma protokolü yazılı olarak sunulsa bile, taraflar salonda bulunmadıkça hakim anlaşmayı kabul etmez. Bu konudaki en küçük bir eksiklik bile davanın reddine ya da duruşmanın başka bir tarihe ertelenmesine yol açabilir. Sonuç olarak anlaşmalı boşanma yoluyla evlilik sona erdirilecekse, mutlaka iki eşin de duruşmada hazır bulunması gerektiğini unutmamak önemlidir.

Eşlerden Birinin Duruşmaya Gelmemesi Durumunda Yaşanacaklar

Hiçbirinin gelmemesi durumu

Eşlerden hiçbiri anlaşmalı boşanma duruşmasına gelmezse, mahkeme hemen boşanma kararı vermez. Çünkü anlaşmalı boşanma davalarında, her iki eşin de mahkeme huzurunda bizzat hazır bulunmaları şarttır. Hakim her iki eşin de gerçekten boşanmak isteyip istemediğini yüz yüze anlamak ister. Hiç kimsenin gelmemesi süreci otomatik olarak durdurur.

Dosyanın işlemden kaldırılması

Dosyanın işlemden kaldırılması, anlaşmalı boşanma davalarında en çok karşılaşılan durumlardan biridir. Eğer ilk duruşmaya hiçbir eş katılmazsa hakim, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verebilir. İşlemden kaldırılan dosya, bir süre pasif olur ve takip edilmez. Eşler bu durumda dosyayı 3 ay içinde tekrar işleme koyma talebinde bulunmazsa, dava düşer.

Davanın reddi ihtimali

Hiç kimsenin gelmediği bir duruşmada, anlaşmalı boşanmanın en temel şartı olan “tarafların duruşmaya bizzat katılması” sağlanamadığı için hakim davayı reddedebilir. Özellikle uzun süre ilgilenilmez ve işlemden kaldırılmış dosya da tekrar işleme alınmazsa, mahkeme kesin olarak davayı reddeder. Bu durumda boşanma davası baştan açılmak zorunda kalır.

Sadece birinin gelmemesi

Anlaşmalı boşanma davalarında sadece bir eş duruşmaya gelirse, dava yine beklenen şekilde sonuçlanmaz. Her iki tarafın birlikte gelmesi zorunluluğu bulunur. Tek taraflı katılım, protokolün ve anlaşmanın birlikte kabul edilmesini imkansız kılar.

de bizzat bulunma yükümlülüğü

Eşlerden sadece biri mahkemeye gelirse, asıl olan bizzat bulunma yükümlülüğüdür. Yani iki tarafın da mahkeme salonunda hazır olması gerekir. Bir tarafın gelmemesi, anlaşmanın tam anlamıyla karşılıklı olup olmadığını ortaya çıkarmayı engeller. Hakim her iki tarafı da dinlemek ister.

Davanın çekişmeliye dönmesi ihtimali

Eğer taraflardan biri ısrarlı şekilde gelmez veya katılmazsa, başvuruda anlaşmalı boşanma istenmiş olsa bile dava çekişmeliye dönüşebilir. Bu durumda boşanma için “kusur” aranmaya başlanır ve süreç uzar. Anlaşmalıdan çekişmeliye dönmek hem daha masraflı hem de psikolojik olarak daha zorlu bir süreçtir.

Yeni duruşma tarihi belirlenmesi

Bazen mahkemeler, tek tarafın katıldığı ilk duruşmadan sonra, anlaşmalı boşanmanın şansını kaybetmemesi için yeni bir duruşma tarihi belirleyebilir. Bu yeni tarihte her iki taraf yine gelmezse, artık dava düşer veya reddedilir. Hakim taraflara son bir fırsat tanıyabilir, ama bu tamamen mahkemenin takdirindedir.

Gelmeyen tarafa ilişkin hak ve yükümlülükler

Anlaşmalı boşanma davasına gelmeyen tarafın bazı hakları ve yükümlülükleri devam eder. Gerekli sürelere ve mahkeme talimatlarına dikkat etmek gerekir.

Ceza veya yaptırım uygulanır mı?

Sadece anlaşmalı boşanma davalarında duruşmaya gelmeyen tarafa doğrudan para cezası ya da başka bir yasal yaptırım uygulanmaz. Ancak, sürecin uzaması ciddi bir hak kaybına yol açabilir. Taraflardan biri sürekli gelmezse, boşanma davası tamamen düşebilir. Davanın çekişmeliye dönmesi ise ek masraf ve zaman kaybı anlamına gelir.

Yeniden başvuru hakkı

Gelmediği için davası düşen eşlerin, yeniden başvuru hakkı vardır. Ancak her şey baştan başlar. Yeniden dilekçe vermek ve mahkemeye gitmek gerekir. İlk kez başvurmuş gibi işlemler yürütülür ve bekleme süresi tekrar başlar. Yeniden başvuru yapmak için özel bir engel yoktur, fakat zaman ve maliyet açısından dezavantaj yaşanabilir.

Kısacası, anlaşmalı boşanma için her iki tarafın da mahkemede hazır bulunması oldukça kritiktir. Bu şart sağlanmazsa, davanın çekişmeliye dönme veya tamamen düşme riski her zaman vardır.

Duruşmaya Katılmamanın Sonuçları

Boşanma sürecinin uzaması

Boşanma sürecinin uzaması, eşlerden birinin ya da her ikisinin duruşmaya katılmaması durumunda sıkça karşılaşılan bir sonuçtur. Anlaşmalı boşanmanın amacı, tarafların kısa sürede, uzlaşarak ve mahkeme sürecini hızlandırarak evliliği sona erdirmesidir. Ancak duruşmaya katılmama halinde, mahkeme boşanma işlemini ileri bir tarihe erteleyebilir veya davayı işlemden kaldırabilir. Böylece, çiftlerin tekrar başvuru yapması gerekir ve anlaşmalı boşanmanın hızlı olma avantajı kaybolur. Özellikle iki taraf da katılmazsa, süreç aylarca uzayabilir ve tekrar benzer süreçleri başlatmak gerekebilir.

Protokole uyulmaması halinde süreç

Protokole uyulmaması halinde süreç, anlaşmalı boşanmanın en önemli koşulunun ihlali anlamına gelir. Tarafların mahkemeye sunduğu protokol, mal paylaşımı, nafaka, çocukların velayeti gibi konularda karşılıklı mutabakat içerir. Eğer taraflardan biri protokol hükümlerine uymak istemez veya duruşma sırasında kararından vazgeçerse, hakim boşanma kararını vermez. Bu durumda taraflara, ya protokolü yeniden düzenlemeleri ya da çekişmeli boşanmaya geçmeleri için yeni bir yol açılır. Bu ise sürecin uzamasına ve tekrar baştan işlemlerin yapılmasına neden olur.

Tarafların uzlaşamaması

Tarafların uzlaşamaması, anlaşmalı boşanmanın temelini sarsar. Mahkemeye başvurudan önce ya da duruşmada taraflar arasında fikir ayrılıkları oluşursa, anlaşmalı boşanma olanağı ortadan kalkar. Özellikle duruşmaya gelmeyen taraf, hem uzlaşma iradesini tam olarak ortaya koymaz hem de mahkemenin boşanma kararı vermesini engeller. Bu durumda mahkeme, genellikle davayı reddeder veya çekişmeli boşanma olarak devam etmesini önerir. Sonuç olarak taraflar arasındaki çatışmalar ve anlaşmazlıklar, sürecin uzamasına ve daha fazla yasal işlem yapılmasına sebep olur. Eşlerin uzlaşmaması hem maddi hem de manevi açıdan yıpratıcı olabilir.

Çekişmeli Boşanmaya Geçiş

Anlaşmalı boşanmadan çekişmeliye geçiş nasıl olur?

Anlaşmalı boşanmadan çekişmeli boşanmaya geçiş, taraflardan birinin anlaşmaya uymaması veya duruşmada bizzat bulunmaması durumunda ortaya çıkabilir. Özellikle anlaşmalı boşanma duruşmasında tarafların iradelerini tamamen kendi istekleriyle açıkladıklarından emin olmak gerekir. Ancak taraflardan biri duruşmaya gelmez ya da protokolde yazılan maddelerden vazgeçerse, mahkeme anlaşmalı boşanmayı kabul etmez.

Çekişmeli boşanmaya geçiş bazen, tarafların protokoldeki bazı maddelerde ya da nafaka, tazminat, velayet gibi hassas konularda uzlaşamaması yüzünden olur. Bu durumda anlaşmalı boşanma şartları ortadan kalkar. Boşanma davası, çekişmeli olarak devam eder ve süreç uzar.

Çekişmeli davaya dönüşte izlenecek yol

Çekişmeli boşanmaya dönüşte izlenecek yol, ilk olarak mahkeme tarafından belirlenir. Taraflardan biri gelmez ya da karşılıklı anlaşma sağlanamazsa, hakim dosyada anlaşmalı boşanma şartlarının oluşmadığına karar verir. Bu noktadan sonra dava çekişmeliye döner.

Çekişmeli boşanma sürecinde, taraflar ayrı ayrı boşanmak için taleplerini, olaylarını ve iddialarını yazılı şekilde mahkemeye sunar. Yani yeni bir dilekçe verilir. Her iki taraf da iddialarını ispatlamak için delillerini mahkemeye sunmak zorundadır. Artık protokole bağlı kalmadan, herkes kendi haklarını ve çıkarlarını savunmaya başlar.

Dilekçe ve delil sunma süreleri

Dilekçe ve delil sunma süreleri, çekişmeli boşanma sürecinde oldukça önemlidir. Taraflar, anlaşmalı boşanma gerçekleşmezse, mahkemenin belirleyeceği süre içinde "cevap dilekçesi", "delil listesi" ve varsa ek taleplerini vermelidir. Genellikle ilk duruşmadan sonra 2 hafta veya 1 ay gibi süreler tanınır.

Bu süreler içinde sunulmayan delil ve talepler, ilerleyen aşamalarda dikkate alınmaz. Her iki taraf da, ellerindeki belgeleri, tanık isimlerini ve diğer delillere ilişkin bilgileri açıkça bildirmelidir. Dilekçede belirtilemeyen konular, davanın ilerleyen aşamalarında sorun yaratabilir.

Kısacası, çekişmeli boşanmaya geçildiğinde, işin resmiyeti ve ciddiyeti artar. Taraflar, yasal haklarını kaybetmemek için bu süreleri kaçırmamalı ve belgelerini eksiksiz şekilde mahkemeye sunmalıdır. Bu süreçte avukat desteği almak da hak kaybı yaşamamak adına çok önemlidir.

Yasal Dayanaklar ve Uygulama

Türk Medeni Kanunu ve uygulama örnekleri

Türk Medeni Kanunu, anlaşmalı boşanmanın yasal zeminini sağlayan en temel kaynaktır. Özellikle TMK’nın 166/3. maddesi, anlaşmalı boşanmanın şartlarını açıkça belirtir. Kanun, evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşler birlikte başvuru yaparsa ve boşanma konularında tamamen anlaşmışlarsa mahkemenin bu anlaşmayı onaylayabileceğini düzenler.

Uygulamada mahkemeler, tarafların hazırladıkları anlaşma protokolünü inceler ve gerekirse bazı maddelerde değişiklik yapılmasını isteyebilir. Hakim, eşlerin iradelerinin özgür olup olmadığını, protokolün kamu düzenine ve temel değerlere uygun olup olmadığını kontrol eder. Örneğin, çocukların velayeti veya nafaka gibi konularda anlaşma eksik veya hukuka aykırıysa hakim müdahale edebilir.

HMK 150 ve dosyanın işlemden kaldırılması

Anlaşmalı boşanma davasında, taraflardan biri veya her ikisi duruşmaya gelmezse ya da dosyaya ilgisiz kalırlarsa, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 150. madde devreye girer. Bu maddeye göre, davacı taraf uzun süre duruşmaya gelmezse ya da işlem yapmazsa, mahkeme davayı işlemden kaldırabilir.

İşlemden kaldırılan dava, 3 ay içinde yenilenmezse tamamen düşer ve tekrar baştan açılması gerekir. Bu yüzden, anlaşmalı boşanma süreci başlatıldıktan sonra tarafların mahkeme gününe mutlaka uyması ve gerekli işlemleri zamanında yapması büyük önem taşır.

Mahkeme hakiminin takdir yetkisi

Boşanma sürecinde mahkeme hakimi geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Özellikle anlaşmalı boşanmada, taraflar her ne kadar kendi aralarında anlaşmış olsalar da, son kararı veren ve anlaşmayı onaylayan kişi hakimin kendisidir. Hakim, çocukların haklarını gözetir, verilen nafaka ve mal paylaşımı kararlarının adil olup olmadığını değerlendirir.

Bazen tarafların sunduğu protokollerde eksiklikler görülebilir. Bu durumda hakim, protokolün düzeltilmesini talep eder veya bazı maddeleri kabul etmeyebilir. Ayrıca, eşlerin boşanma iradesinin özgür ve bilinçli olup olmadığını bizzat sorgular. Kısacası, hakimin denetim ve müdahale yetkisi, adaletin sağlanmasında kilit rol oynar.

Pratik Tavsiyeler ve Sık Yapılan Hatalar

Mahkeme gününe uyum sağlama

Mahkeme gününe uyum sağlama, anlaşmalı boşanma sürecinin hızlı ilerlemesi için çok önemlidir. Mahkeme tarafından belirlenen gün ve saatte, tarafların mutlaka hazır bulunması gerekir. Çünkü anlaşmalı boşanmada hakim, her iki eşin de bizzat mahkemeye gelip beyan vermesini koşul olarak arar. Mahkeme gününü kaçırırsanız işler uzar ve yeni bir tarih almak zorunda kalabilirsiniz. Mahkemeden önce e-devlet üzerinden ya da avukatınızdan duruşma gününü teyit ederek hazırlık yapmalısınız. Kendinize kolaylık olsun diye duruşma tarihini takviminize kaydetmeyi unutmayın.

Mazeret bildirme

Mazeret bildirme, duruşmaya katılamayacak durumdaysanız oldukça önem taşır. Valid bir nedeniniz varsa ve bunu belgeleyebiliyorsanız, mahkemeye mazeret dilekçesi sunmalısınız. Ancak unutulmamalıdır ki anlaşmalı boşanma davalarında tarafların “bizzat” hazır olması yasal şarttır. Çok geçerli ve belgelendirilebilir bir engeliniz olmadıkça, yalnızca mazeret bildirmek genellikle süreci çözmez; yeni bir gün alınmasını sağlayabilir ama anlaşmalı boşanma gerçekleşmez. Mazeretinizi mümkün olduğunca erken bildirin ve ilgili evrakları eklemeyi ihmal etmeyin.

Avukat desteğinin önemi

Avukat desteğinin önemi, anlaşmalı boşanma sürecinde oldukça fazladır. Bir avukat, protokolün eksiksiz ve hatasız düzenlenmesini sağlar, hak kaybı yaşamanızı engeller. Ayrıca mahkeme sürecinde size rehberlik eder ve olası hatalara karşı sizi uyarır. Avukatınız yoksa, belge hazırlama ya da süreç takibinde hata yapma ihtimaliniz artar. Özellikle nafaka, mal paylaşımı ve çocukların velayetiyle ilgili maddelerde anlamadığınız bir detay varsa, bir avukatla ilerlemeniz faydalı olur. Bu, sürecin sorunsuz ve daha hızlı tamamlanmasını sağlar.

Avukatsız da davaya katılabilirsiniz, ancak işin uzmanından yardım almak uzun vadede avantaj sağlar. Hak kaybı ve işlemlerin uzamasını önlemek için avukat desteği tavsiye edilir.

Anlaşmalı Boşanma Duruşmasında Sık Sorulan Hukuki Terimler

Protokol

Protokol, anlaşmalı boşanma davalarında en önemli belgelerdendir. Protokol, eşlerin boşanmaya ilişkin tüm anlaşma maddelerini yazılı hale getirdiği belgedir. Burada, mal paylaşımı, nafaka, velayet, tazminat gibi tüm konular detaylıca yer alır. Mahkeme, protokoldeki maddelerin her iki taraf için de uygun olup olmadığını kontrol eder. Taraflar, protokol maddelerini duruşma sırasında hakim huzurunda kabul ettiklerini açıkça belirtmelidir. Bu belge olmadan anlaşmalı boşanma gerçekleşmez.

Nafaka

Nafaka, boşanma sonrası eşlerden birinin, diğerine ya da ortak çocuklara maddi destek sağlamasıdır. Anlaşmalı boşanma sırasında nafaka miktarı protokolde açıkça yazılmalıdır. Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası gibi türleri vardır. Yoksulluk nafakası eş için, iştirak nafakası ise çocukların bakım ve eğitim giderleri içindir. Hakim, protokoldeki nafaka miktarının adil olup olmadığına bakar ve şartları uygun bulmazsa değişiklik isteyebilir.

Tazminat

Tazminat, boşanma sürecinde maddi veya manevi zarar gören eşe, diğer eş tarafından ödenen paradır. Anlaşmalı boşanma protokolünde tazminat olup olmayacağı, miktarı ve ödeme şekli açıkça belirtilmelidir. Özellikle şiddet, aldatma gibi durumlarda manevi tazminat talep edilebilir. Maddi tazminat ise, eşlerden birinin boşanma sonucu uğradığı ekonomik zararı giderme amaçlıdır. Hakim, tazminat konusunu da denetler ve hakkaniyetli bir karar verir.

Mal paylaşımı

Mal paylaşımı, evlilik birliği içinde edinilen malların eşler arasında nasıl bölüşüleceğini ifade eder. Anlaşmalı boşanma protokolünde, ev, araba, banka hesapları gibi tüm ortak malların paylaşım şekli ayrıntılı ve net bir şekilde yer almalıdır. Taraflar aralarında anlaşarak mal paylaşımını istedikleri gibi düzenleyebilir. Ancak paylaşımın yasalara uygun olması gerekir. Eğer mal paylaşımı açıkça yazılmazsa, ileride ek davalar açılması gerekebilir ve süreç uzayabilir.

Velayet

Velayet, boşanma sonrası ortak çocukların bakım ve gözetimini kimin üstleneceğini belirler. Anlaşmalı boşanmada, çocukların velayetinin anneye mi babaya mı verileceği ve görüşme saatleri gibi detaylar protokolde net bir şekilde açıklanır. Ayrıca, çocuğun eğitimi, sağlık giderleri ve diğer hakları da bu bölümde düzenlenir. Hakim, çocuğun üstün yararı ilkesine göre karar verir ve protokolü bu açıdan inceler.

İrade beyanı

İrade beyanı, tarafların boşanmak istediklerine dair açık ve net ifadeleridir. Anlaşmalı boşanma davasında, eşlerin özgür iradeleriyle ve baskı altında kalmadan boşanmayı istediği hakim önünde beyan edilir. Hakim, taraflara “Gerçekten boşanmak istiyor musunuz?” diye sorar ve her ikisinin de bağımsız olarak bu isteği dile getirmesini bekler. Eğer irade beyanı tam olmazsa ya da bir taraf şüpheye düşerse anlaşmalı boşanma kabul edilmez.

Soru Sor Danışmanlık Talep Et