Şehirlere Göre En Çok Açılan Dava Türleri 2024 Listesi

31 dakika

Şehirlere göre en çok açılan dava türleri, 2024 Adalet Bakanlığı verileri baz alınarak incelendiğinde, Türkiye genelinde dava yoğunluğu ve çeşitliliği dikkat çekmektedir. Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan 2024 Adalet İstatistik Raporu'na göre, toplam 11.6 milyon dosya inceleme altına alınmış ve bunların 5.7 milyonu yeni, 5.9 milyonu ise önceki dönemlerden devreden dosyalardan oluşmaktadır. İl bazında, dolandırıcılık ve boşanma davaları en fazla artış gösteren dava türleri arasında yer alıyor. Özellikle dolandırıcılık davalarındaki %41'lik artış, dikkat çekici seviyede. Bazı şehirlerdeyse boşanma, alacak ve vesayet davaları öne çıkmakta. 2024 yılı boyunca, dolandırıcılık davalarında 169 bin dosya açılmış olması, suç türleri içinde bu davaların yaygınlığını göstermektedir. Bu durumun nasıl bir sosyal ve ekonomik arka planı olabileceği üzerine ilginç bir tartışma başlatabilir.

Temel Dava Türleri ve Özellikleri

Temel dava türleri, Türkiye’de hukuk sistemi içinde mevcuttur ve farklı ihtiyaçlara ve uyuşmazlıklara çözüm üretir. Türkiye’de en çok açılan dava türleri incelendiğinde hukuk, ceza ve idari davalar öne çıkar.

Hukuk davaları; boşanma, tazminat, alacak, veraset (miras), iş davaları gibi başlıklarla toplumda en sık karşılaşılan davalardır. Boşanma davaları özellikle Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde oldukça yoğundur. Alacak ve tazminat davaları ise Marmara ile İç Anadolu’da ilk sıralardadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise genellikle tazminat davaları öne çıkmaktadır.

Ceza davaları; hırsızlık, dolandırıcılık, yaralama gibi suçlara ilişkin açılan davaları kapsar. Bu davalar toplumsal olayların ve güvenlik ile ilgili gelişmelerin göstergesi olabilir.

İdari davalar ise kamu kurumları ve vatandaşlar arasında çıkan uyuşmazlıklardan doğar. En çok idari işlem iptali ve vergi uyuşmazlıkları bu gruptadır.

Davaların özelliği, mahkemenin türüne göre değişir. Hukuk davalarında genellikle maddi hak talepleri ön planda olurken, ceza davalarında devletin cezalandırma yetkisi, idari davalarda ise idarenin işlemlerinin denetlenmesi temel amaçtır.

Adalet Bakanlığı 2024 İstatistikleriyle Dava Dağılımı

2024 yılı Adalet Bakanlığı verilerine göre Türkiye genelinde açılan dava türleri çeşitlilik göstermektedir. Yeni açıklanan adalet istatistiklerine göre toplamda 11 milyonun üzerinde dosya işleme alınmıştır. Bu dosyaların önemli bir kısmı bir önceki yıldan devrolurken, yaklaşık 5.7 milyon dosya 2024’te yeni eklenmiştir.

En çok açılan dava türü olarak hukuk davalarında yine boşanma, veraset, alacak ve tazminat davaları öne çıkmaktadır. Hukuk mahkemelerinde boşanma davalarının hem sayı hem sonuçlanma oranında artış dikkat çekiyor. Ayrıca icra-iflas davaları ve iş davalarında yüksek bir yoğunluk söz konusu.

Ceza mahkemelerinde ise hırsızlık ve dolandırıcılık suçları ile ilgili davaların başı çektiği görülüyor. 2024’te dolandırıcılık suçları dosya sayısında yüzde 41’lik bir artış öne çıkmıştır. Hırsızlık davalarının ise sonuçlanma süresinin beklenenden çok daha uzun sürdüğü belirtilmektedir.

İdari yargıda; vergi davaları, idari işlem iptal davaları ve kamu kurumlarıyla yaşanan diğer uyuşmazlıklar yoğun şekilde görülmektedir. Vergi yargısında ise karara bağlanan dosya sayısının önemli ölçüde arttığı dikkat çekmektedir.

Yıllara Göre Karşılaştırmalı İstatistikler

Yıllara göre karşılaştırmalı istatistikler, dava türlerindeki değişimleri analiz etmek için önemlidir. Son yıllarda özellikle boşanma davaları ve tazminat davalarında belirgin bir artış yaşanıyor. 2023 ve 2024 verileri incelendiğinde, boşanma ve alacak davalarının bazı bölgelerde rekor seviyelere ulaştığı görülüyor.

Ceza davalarında ise özellikle ekonomik kriz dönemlerinde dolandırıcılık ve hırsızlık gibi suçların artışı istatistiklere yansıyor. 2024’te dolandırıcılık suçları, bir önceki yıla kıyasla dosya bazında en fazla artış gösteren tür oldu.

İdari davalar ise kamu kurumlarının işlem hacmiyle paralellik gösteriyor. Özellikle vergi davalarında 2024 yılında hem açılan dosya sayısı, hem de sonuçlanan dava oranlarında yükselme meydana geldi.

Tüm bu istatistikler, toplumun hangi alanlarda daha fazla hak arayışında bulunduğunu ve adli sistemin hangi noktalarda daha fazla yük altında olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda, mahkemelerde görülen en çok dava türleri ve iş yükü, toplumdaki sosyal ve ekonomik gelişmelerle beraber şekillenmeye devam edecek.

İstanbul'da En Çok Açılan Davalar

İstanbul'da en çok açılan dava türleri özellikle gayrimenkul, ticaret ve aile hukuku alanlarında yoğunlaşmaktadır. Özellikle boşanma davaları, büyükşehir olmanın getirdiği nüfus yoğunluğu ile birlikte artış göstermektedir. Bunun yanı sıra alacak davaları, şirketler arası ticari uyuşmazlıklar ve veraset (miras) davaları da İstanbul'da öne çıkar. Ayrıca büyük şirketlerin ve holdinglerin merkezi olması nedeniyle ticari davalar ve özellikle menfi tespit, istirdat ve haksız rekabet davaları da sayıca fazladır. Gayrimenkul konusunda ise tapu iptal ve tescil davaları, ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) ve kira uyuşmazlıklarına dayalı davalar ön plana çıkar. Ek olarak, İstanbul gibi megakentte idari iş ve işlemlerden kaynaklı olarak idare mahkemelerinde de çok sayıda dava açılmaktadır.

Ankara'da En Çok Açılan Davalar

Ankara’da en çok açılan davalar arasında veraset davaları ve alacak davaları ilk sıralarda yer almaktadır. Türkiye'nin başkenti olan Ankara, bürokrasi ve kamu kurumlarının merkezi olması nedeniyle çeşitli idari davalar açısından da öne çıkar. Ayrıca, şehirde çok sayıda kamu çalışanı bulunduğu için idareyle ilgili atama, tayin, disiplin gibi konularda da idari davalar yoğun şekilde açılır. Aile Mahkemelerinde ise özellikle boşanma ve nafaka davaları dikkat çekerken, gayrimenkul ve tapu ile ilgili sorunlar da önemli bir yer tutmaktadır. Ticari faaliyetlerde ikinci sırada olması nedeniyle çeşitli şirketler arası ticari davalarda Ankara’da başı çekmektedir.

İzmir'de En Çok Açılan Davalar

İzmir’de en çok açılan dava türleri başında boşanma davaları gelir. Son yıllarda özellikle İzmir’de aile mahkemelerine yapılan başvurularda ciddi bir artış gözlemlenmektedir. Bunun yanında malvarlığına karşı suçlar ve buna bağlı olarak görülen ceza davaları oldukça fazladır. İzmir’de de veraset davaları, paylaşım ve mirasla ilgili anlaşmazlıklar çok görülmektedir. Ayrıca, Ege Bölgesinde gayrimenkul yatırımının ve yazlık sayısının yüksek olması nedeniyle tapu davaları, ortaklığın giderilmesi ve kira davaları öne çıkan konular arasında yer alır. Ticari davalar ise İzmir’in ekonomik canlılığına bağlı şekilde kayda değerdir.

Diğer Büyükşehirlerde Dava Dağılımı

Diğer büyükşehirlerde açılan davalar şehirlerin ekonomik ve sosyal yapısına göre çeşitlilik göstermektedir. Örneğin Bursa, Antalya, Adana, Gaziantep ve Konya gibi şehirlerde de boşanma davaları ve alacak davaları yaygın olarak açılır. Özellikle sanayinin ve ticaretin merkezi olan şehirlerde ticari davalar, organize sanayi bölgelerinin bulunduğu bölgelerde ise işçi-işveren uyuşmazlıkları mahkemelere taşınır. Miras ve verasetle ilgili davalar, özellikle aile işlerinin yoğun olduğu büyükşehirlerde yine öne çıkmaktadır. Ayrıca idari iş ve işlemlerden kaynaklanan davalar da büyükşehirlerin ortak sorunlarından biridir.

Anadolu Şehirlerinde Öne Çıkan Dava Türleri

Anadolu şehirlerinde öne çıkan dava türleri daha çok veraset (miras) davaları, tazminat davaları ve alacak davaları etrafında şekillenmektedir. Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre bu bölgelerde yaşayanlar genellikle mal paylaşımı ve miras konusunda mahkemelerin yolunu tutmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise özellikle tazminat ve boşanma davaları dikkat çeker. Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu alanlarda ise tarla ve arazi ile ilgili tapu davaları, sınır tespiti ve ortaklığın giderilmesi davaları sıkça görülür.

Şehirler ve Yıllara Göre Eğilimler

Şehirler ve yıllara göre dava türleri eğilimlerine bakıldığında, ülke genelinde bir dönem veraset davalarının ciddi bir artış gösterdiği, ardından özellikle büyük şehirlerde boşanma davalarının belirginleştiği görülüyor. 2020 sonrası, pandemiyle birlikte aile içi anlaşmazlıklar ve boşanma davaları önemli ölçüde arttı. Ayrıca, ekonomik dalgalanmalar dönemlerinde ticari alacak ve işçi-işveren uyuşmazlıklarından kaynaklanan dava sayısında da artışlar yaşandı. Bölgesel yoğunlaşmada Marmara ve İç Anadolu’da alacak ve ticari davalar, Ege ve Akdeniz'de ise daha çok boşanma ve miras davaları öne çıkıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise tazminat davaları sayıca üst sıralara tırmandı. Yıllar ilerledikçe, şehirleşme ve teknolojinin etkisiyle özellikle büyükşehirlerde daha karmaşık ticari ve idari davaların ortaya çıkması bekleniyor.

Başlıca Dava Türleri ve Artış Gösteren Başlıklar

Başlıca dava türleri denildiğinde, Türkiye'de gündemde olan ve dosya sayısı hızla artan mahkeme konuları 2024 ve 2025 yıllarında ciddi bir değişim gösteriyor. Dolandırıcılık, icra-iflas, tazminat, boşanma ve özellikle kira uyuşmazlığı davaları son dönemde büyük artış yaşadı. Adalet Bakanlığı raporlarına göre, bu başlıklar yargı sisteminin en yoğun iş yükünü oluşturuyor. Bölgesel olarak da farklılıklar göze çarpıyor: Marmara ve İç Anadolu'da alacak ve icra davaları, Ege ve Akdeniz'de ise boşanma ve tazminat davaları öne çıkıyor. Son iki yılın dikkat çeken gelişmelerinden biri de arabuluculuk kapsamındaki davalar ve kira anlaşmazlıklarının dosya sayısında büyük artış olmasıdır. Bu durumda hem mevzuat değişiklikleri hem de ekonomik dalgalanmalar rol oynamaktadır.

Boşanma Davaları

Boşanma davaları Türkiye'de en sık açılan dava türlerinden biridir ve 2024 yılı itibarıyla dosya sayısı artış göstermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında boşanma oranı bir önceki yıla göre artmış ve özellikle evliliğin ilk 5 yılı içinde gerçekleşen boşanmalarda ciddi bir artış kaydedilmiştir. En çok açılan boşanma davası tipleri "anlaşmalı boşanma" ve "çekişmeli boşanma" olarak ayrılmaktadır. Çekişmeli boşanmalarda; nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi konular sıklıkla dava sürecini uzatmaktadır. Boşanma davalarında ortalama sonuçlanma süresi 1-3 yıl arasında değişiyor ve istinaf başvuruları süreçleri uzatabiliyor. Ayrıca, boşanma sürecine bağlı olarak tazminat ve nafaka davalarında da artış görülmekte. Son yasa değişiklikleri ve hak arama bilincinin yükselmesiyle birlikte, boşanma davalarının hem sayısı hem de karmaşıklığı giderek artıyor.

Ceza Davaları

2024 yılı itibarıyla ceza davaları farklı türleriyle yoğun şekilde görülmeye devam etmekte. Türkiye'de en sık karşılaşılan ceza davalarının başında hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu suçları ve ağır cezaya tabi suçlar yer alıyor. Özellikle geçen yıl ve bu yıl, sosyal medya, dijital platformlar ile bağlantılı suçlarda da artış kaydedildi.

Hırsızlık Davaları

Hırsızlık davaları son yıllarda ciddi bir artış sergiledi. 2024 Adalet İstatistikleri Raporu’na göre, hırsızlık suçu dosya sayısında %41 oranında artış oldu ve hırsızlık davalarının karara bağlanma süresi ortalama 10 yıla kadar uzayabiliyor. Bu durumun başlıca nedenleri arasında ekonomik problemler, işsizlik ve kentleşme gösterilebilir.

Dolandırıcılık ve Dolandırıcılıkla Mücadele Davaları

Dolandırıcılık davaları, Türkiye’de 2024’te yaşanan en hızlı artış gösteren dava türlerinden biri oldu. Özellikle internet ve telefon üzerinden yapılan dolandırıcılık olaylarıyla birlikte 169 bin dosyaya ulaşıldı. Dolandırıcılıkla mücadele davalarında yeni yasal düzenlemeler, mağdurun korunması, tazminat taleplerinin karşılanması ve etkin soruşturma gibi hususlar ön plana çıkıyor. Vatandaşların bilinçlenmesi için kamu spotları artırılırken, şikayet süreçleri de hızlandırıldı.

İcra ve İflas Davaları

İcra ve iflas davaları ülkemizde iş dünyasının ve bireylerin ekonomik sıkıntıları arttıkça daha fazla gündeme gelmektedir. 2024 yılında özellikle yüksek kredi faizleri, artan maliyetler ve borçların ödenememesi nedeniyle icra ve iflas davalarında önemli bir yükseliş yaşanmıştır. Konkordato ilan eden şirket sayısındaki artış da icra-iflas mahkemelerindeki dosya birikimini artıran ana faktörlerden biridir. Hem tüzel kişiler hem de bireyler arasında borç-alacak ilişkileri ve haciz işlemleri ile ilgili davalar rekor kırmaktadır.

Tazminat Davaları

Tazminat davaları 2024 yılında en fazla açılan dava başlıkları arasında yer alıyor. Maddi tazminat (ör. trafik kazası, iş kazası, sözleşme ihlali) ve manevi tazminat (ör. kişilik haklarının ihlali, boşanma sonrası manevi tazminat gibi) davaları öne çıkıyor. Ayrıca işçi-işveren ilişkilerinden doğan kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatları ile birlikte deprem, doğal afet veya başka toplumsal olaylara bağlı tazminat başvurularında da belirgin bir artış vardır.

Tapu İptali ve Tescil Davaları

Tapu iptali ve tescil davaları özellikle son yıllarda kentsel dönüşüm, miras ve muvazaa iddiaları, vekaletin kötüye kullanılması nedeniyle büyük artış göstermiştir. 2024’te de en çok açılan davalar arasında yer alır. Tapu kaydının yanlış veya hileli yapılmasına karşılık açılan bu davalarda dosya sayısındaki artış ve mahkemelerin iş yükü giderek büyümekte. Son Yargıtay kararları da bu alanda emsal niteliğinde birçok yeni uygulamayı beraberinde getirdi.

Uyuşturucu Suçları Davaları

Uyuşturucu suçları davaları da 2024'te ciddi oranda artış gösteren ceza davalarındandır. Uyuşturucu ticareti yapanlar için 10 yıldan 30 yıla kadar, kullanma suçu için ise 2 yıldan 7.5 yıla kadar değişen cezalar gündemdedir. Uyuşturucu bulundurma, kullanma ve ticareti kapsamında çok sayıda dava mahkemelerde görülmektedir. Emniyet raporlarına ve yargı istatistiklerine göre, dosya sayısındaki artış toplumun bu konuda daha bilinçli olmasının da etkili olduğunu gösteriyor.

Arabuluculuk Kapsamındaki Davalar

Arabuluculuk kapsamındaki davalar 2024 yılı itibarıyla hem çeşit hem de başvuru sayısı bakımından çok hızlı yükseldi. İşçi-işveren alacak ve tazminatları, ticari uyuşmazlıklar, tüketici davaları ve özellikle son değişiklikle birlikte kira uyuşmazlıkları, ortaklığın giderilmesi ve taşınmaz paylaşımı davaları dava açmadan önce arabulucuya başvuru şartı kapsamına girmiştir. Bu değişiklikler, mahkemelerin iş yükünü hafifletmeyi ve tarafların daha hızlı çözüme ulaşmasını hedefliyor.

Kira Uyuşmazlıkları Davaları

Kira uyuşmazlıkları davaları 2024’ün en çok artan dava başlıklarından biri oldu. Özellikle konut kiralarındaki %25 artış sınırının kaldırılması ve piyasa koşullarının değişmesiyle, kiracı ve ev sahipleri arasında çok sayıda kira tespit, uyarlama ve tahliye davası açıldı. Kiraların fahiş şekilde yükselmesi, mahkemelerde kira davalarının dosya sayısında patlama yaşanmasına neden oldu. Kanuna göre artık bu tür davalarda önce arabuluculuğa başvurma zorunluluğu getirilmiştir.

Yukarıda öne çıkan başlıca dava türleri ve artış gösteren alanlar, Türkiye’nin 2024 yılı adalet gündemini ve yargıdaki en güncel sorunları yansıtmaktadır.

Ortalama Karar Süreleri ile Şehir Karşılaştırmaları

Ortalama karar süreleri, Türkiye genelinde dava türlerine göre önemli farklılıklar gösteriyor. Özellikle büyük şehirlerde mahkemelerin iş yükü daha fazla olduğundan, davalar genellikle daha uzun sürebiliyor. Adalet Bakanlığı'nın 2024 yılına ait raporlarında, örneğin vergi mahkemelerinde davaların ortalama karara bağlanma süresi Türkiye genelinde 139 gün civarında. Ancak İstanbul, Ankara gibi kentlerde bu süre bazen 6 ayı geçebiliyor.

Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'nin 2024 faaliyet raporunda ise sınır dışı edilme işlemleri gibi bazı davalarda ortalama bitirilme süresi 81 gün iken, daha karmaşık davalarda bu süre 150 gün ve üzerine çıkabiliyor. Bu veriler gösteriyor ki, şehirler arasında ciddi bir fark var. Gelişmiş adli altyapıya ve personele sahip illerde süreler kısalırken, daha kalabalık ve yoğun kentlerde ortalama karar süresi uzayabiliyor.

Ek olarak, idari davalarda karara bağlanma için öngörülen azami süre genellikle 6 ay. Fakat yüksek iş yükü ve dosya fazlalığına sahip illerde pratikte bu süre aşılabiliyor. Diğer yandan, bazı şehirlerde dosya sirkülasyonu daha hızlı olduğu için vatandaşlar davalarının daha kısa sürede sonuçlanmasını sağlayabiliyor. Yani, bulunduğunuz il veya ilçenin yoğunluğu, davaların sonuçlanma süresi üzerinde doğrudan etkili.

Uzayan Davalar: Hırsızlık ve Dolandırıcılık Davalarında Bekleme

Uzayan davalar dendiğinde, özellikle son yıllarda hırsızlık ve dolandırıcılık davaları öne çıkıyor. 2024 yılı Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de dolandırıcılık ve hırsızlık davalarında dosya sayısındaki patlama, sonuçlanma sürelerine de olumsuz yansıdı. Özellikle 2024 ve 2025 yıllarında hırsızlık ve dolandırıcılık davalarının karara bağlanma süresi ortalama 10 yıla kadar uzayabiliyor.

TGRT Haber ve T24'te yer alan son haberlere göre, hırsızlık davaları için yaklaşık 10 yıl, dolandırıcılık davaları için ise yine 8 ila 10 yıla kadar süren bekleme süreleri kaydediliyor. Bu kadar uzayan dosya süreleri, hem mağdurlar hem de sanıklar üzerinde ciddi bir yıpranma etkisi yaratıyor.

Adli istatistiklerde en kısa sürede karara bağlanan ceza dosyaları çoğunlukla uyuşturucu imal ve ticareti suçlarına ait olup, bunlarda ortalama karar süresi 215 gün civarında seyrediyor. Buna karşın, hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarındaki dosya birikimi, mahkemelerin bu tür davaları çok daha geç karara bağlamasına sebep oluyor. Sıkça yaşanan ertelemeler, zamanaşımı riskini bile gündeme getirebiliyor. İşte bu yüzden, hırsızlık ve dolandırıcılık davaları kategorisinde “bekleme” ifadesi artık neredeyse sistemin doğal bir parçası olmuş durumda.

Hızla Sonuçlanan Davalar: Boşanma ve Arabuluculukta Zaman Analizi

Hızla sonuçlanan davalar kategorisinde ise, özellikle boşanma davaları ve arabuluculuk süreçleri dikkat çekiyor. 2024 ve 2025 yıllarında yürürlüğe giren adli düzenlemeler ve arabuluculuk uygulamalarının yaygınlaşması, bu tür davalarda karar süreçlerinin hızlanmasını sağladı.

Anlaşmalı boşanma davalarında, gerekçeli karar yazımı dâhil ortalama 15-30 gün gibi kısa sürelerde karar alınabiliyor. Eğer taraflar çekişmeli biçimde boşanıyorsa, süreç biraz daha uzayabiliyor; ancak arabuluculuk sayesinde taraflar çoğu zaman birkaç ay içinde anlaşmaya varıyor ve mahkeme kararını hızlıca verebiliyor.

Arabuluculuk süreci ortalamada 3 haftadan 6 haftaya kadar tamamlanabiliyor ve bu süreçte hem zamanaşımı süreleri hem de hak düşürücü süreler işlemiyor. Arabuluculukta tarafların anlaşmaya varması ile dosyanın mahkemeye taşınmadan kapanması sağlanıyor, böylece hem zamandan hem de stresten tasarruf edilmiş oluyor. Temyiz süresi dâhil bile olsa, boşanma ve arabuluculuk davalarında ortalama karar verme süresi genellikle birkaç ayı geçmiyor.

Bu hızlı süreç, özellikle çekişmeli davalardaki uzun bekleme sürecine kıyasla vatandaşlar açısından büyük kolaylık anlamına geliyor ve Türk yargı sisteminde modernleşme için olumlu bir örnek teşkil ediyor.

Kısacası; hırsızlık ve dolandırıcılık davalarında uzun beklemeler yaşanırken, boşanma ve arabuluculuk davalarında süreçler oldukça hızlanmış görünüyor. Her iki uçta da “karar süresi”, davanın türüne ve yoğunluğuna göre belirgin bir farklılık gösteriyor.

Ekonomik Dalgalanmalar ve Boşanma/İcra Davalarındaki Artış

Ekonomik dalgalanmalar ve krizler, 2024’te özellikle boşanma ve icra davalarında önemli bir artışa neden oldu. Birçok kaynağa göre ekonomik istikrarsızlık, aile içinde huzursuzluğa yol açıyor ve maddi sıkıntılar evlilikleri yıpratıyor. Türkiye’de 2024 yılında yaşanan yüksek enflasyon, işsizlik ve alım gücündeki ciddi düşüş, vatandaşların borçlarını ödemesini zorlaştırdı. Bu durum hem boşanma hem de icra davalarında gözle görülür bir artışa yol açtı.

Ekonomik kriz dönemlerinde boşanma davaları en çok maddi geçimsizlik ve ekonomik şiddet gerekçesiyle açılıyor. Evdeki bütçenin yetersizliği, iş kayıpları, artan kiralar ve hayat pahalılığı aile içi huzursuzluğu artırıyor. Eşler arasındaki ekonomik gerginlikler, boşanma oranlarını doğrudan etkiliyor. Ayrıca nafaka ve mal paylaşımı konuları, davaların süresini ve karmaşıklığını artırdı.

Öte yandan, ekonomik dalgalanmalar icra takiplerinin de yükselmesine sebep oldu. Kredi, kredi kartı ve fatura ödemelerinde zorluk yaşayan binlerce kişi hukuki süreçlerle karşı karşıya kaldı. İcra dairelerine başvurularda belirgin bir artışın olduğu resmi raporlara da yansıdı. Yani 2024'te ekonomi yalnızca piyasaları değil, hukuk sisteminin iş yükünü de önemli oranda etkiledi.

Kentsel ve Kırsal Bölgelerde Dava Tipleri Farkları

2024’te kentsel ve kırsal bölgelerde görülen dava tiplerinde belirgin farklar ortaya çıktı. Kentlerde daha çok iş, aile, kira ve tüketici davaları öne çıkarken, kırsal bölgelerde ise tarımsal uyuşmazlıklar, arazi paylaşımı ve miras konuları daha fazla gündemdeydi.

Kentsel alanlarda, hızlı nüfus artışı, göç ve ekonomik hareketlilik nedeniyle kira ve gayrimenkul kaynaklı davalarda artış görüldü. Özellikle büyük şehirlerde, yüksek kiralar ve eve erişim sıkıntısı nedeniyle kira uyarlama ve tahliye davaları öne geçti. Ayrıca, iş hayatındaki yoğun rekabet ve işten çıkarmalar, iş davalarını artırdı.

Kırsalda ise ikonik olarak toprak, sınır ve miras davaları ön planda yer aldı. Tarım arazilerinin paylaşımı, ortak kullanım hakları ve babadan/dededen kalan miras konuları, kırsal bölgelerde mahkemeleri en çok meşgul eden dosyalardı. Kırsal bölgelerde göç nedeniyle azalan nüfus ve tarımın ekonomik olarak eskisi kadar cazip olmaması da bazı yeni dava tiplerinin ortaya çıkmasına neden oldu.

Yani, bölgesel farklılıklar dava türlerine de yansıdı. Kentlerde ekonomik kaynaklı, kırsalda ise daha çok ailevi ve tarımsal kökenli hukuki sıkıntılar çoğaldı.

Uyuşturucu ve Dolandırıcılık Davalarının Artış Nedenleri

2024 yılında uyuşturucu ve dolandırıcılık davalarında ciddi bir artış yaşandı. Özellikle dolandırıcılık, resmi kaynaklara göre yıl içinde en hızlı artan suç türlerinden biri oldu. Birçok uzmana göre bunun temel sebepleri arasında ekonomik zorluklar, işsizlik ve toplumda yaşanan güvensizlik öne çıkıyor.

Dolandırıcılık suçlarında artışın başlıca nedeni, ekonomik sıkışıklık içinde kolay yoldan para kazanma arzusunun yayılması ve dijital yöntemlerle suç işlemenin kolaylaşmasıdır. Banka ve kredi kartı dolandırıcılığı, internet üzerinden yapılan sahtekârlıklar ile sosyal mühendislik saldırıları 2024’te rekor seviyelere ulaştı. Teknolojinin hızlı gelişmesi, suç unsurlarının izini sürmeyi de zaman zaman zorlaştırdı.

Uyuşturucu davalarında ise gençler arasında kullanım oranlarının artması, uyuşturucuya ulaşmanın daha kolay hâle gelmesi ve uluslararası kaçakçılık faaliyetlerinin hızlanması etkili oldu. Uyuşturucu satışından elde edilen yüksek kazanç, özellikle ekonomik krizlerde bazı grupları bu yasa dışı faaliyete yöneltti. Ayrıca sosyal medya üzerinden uyuşturucu satışının yaygınlaşması da bu davaları artırdı.

Sonuç olarak, 2024’te yaşanan sosyal ve ekonomik türbülans yalnızca hayat koşullarını değil, mahkemelerin gündemini de kökten değiştirdi. Artan davalar, toplumdaki değişimin ve sorunların adliyedeki yansıması olarak öne çıktı.

Disiplin Cezalarının İptali Davaları

Disiplin cezalarının iptali davaları, özellikle büyükşehirlerde ve yoğun kamu görevlisi bulunan illerde çok sık açılmaktadır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde çalışan memurlar sıklıkla disiplin cezasına maruz kaldıkları durumlarda, kararın haksız olduğu düşüncesiyle idare mahkemesine başvurarak bu cezaların iptalini istemektedir. En sık görülen davalar arasında "uyarma", "kınama", "aylıktan kesme" gibi hafif disiplin cezaları ile "kademe ilerlemesinin durdurulması" gibi daha ağır yaptırımların iptali başı çeker.

Disiplin cezalarının iptali davalarında genelde memurun yaptığı savunmanın dikkate alınmaması, usule aykırı işlem yapılması veya delil yetersizliği gibi gerekçeler öne çıkıyor. Davalar, cezanın memura tebliğinden itibaren 60 gün içinde açılır ve yetkili mahkeme, memurun görev yaptığı şehirdeki idare mahkemesidir. Özellikle üniversitelerde, belediyelerde ve hastanelerde çalışan memurlar, şehir fark etmeksizin bu tür davaları çokça açmakta ve sıklıkla da olumlu sonuç almaktadır.

Tam Yargı Davaları

Tam yargı davaları genellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde en çok idare tarafından verilen bir karar, eylem veya ihmal nedeniyle doğan zararların tazmini için açılıyor. Bu şehirlerde nüfus ve kamu hizmetleri yoğun olduğu için, zarar görenlerin idareye karşı maddi veya manevi tazminat talepli dava açma oranı da artmaktadır.

Örnek vermek gerekirse; belediye tarafından yapılan bir yol çalışmasında mal veya can kaybı oluşursa ya da kamu hastanelerinde yanlış tedavi sonucu zarar gören biri varsa, hak sahipleri ilgili şehirdeki idare mahkemesinde tam yargı davası açar. Ayrıca polis ve askerlerin görev sırasında uğradığı haksız eylemler nedeniyle açılan tazminat davaları da, yine büyükşehirlerde ve özelikle görev yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde öne çıkar. Tazminat davaları içinde en sık rastlananlar “kamu hizmetinin kötü işlemesi” ve “idari işlem sonucu zarara uğrama” şeklindedir.

Memur İşlemlerinin İptali ve Atama Davaları

Memur işlemlerinin iptali ve atama davaları, görevlendirme, nakil, terfi ya da görevden alma gibi idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının denetimi için açılır. İstanbul, Ankara, İzmir gibi memur sayısının fazla olduğu şehirlerde bu tür davalar oldukça yaygındır. Özellikle usulsüz veya gerekçesiz yapılan atamalar, görevden almalar veya terfi sınavlarında yapılan adaletsizlikler bu tür davaların temelini oluşturur.

Gözlemlenen en sık dava nedenleri arasında, atamanın kişiye haksız şekilde yapılması, liyakat ilkesine uyulmaması, usul hatası yapılması veya kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı işlem tesis edilmesi yer alır. Bu şehirlerde atama kararlarının iptali için açılan davalar çoğu zaman yürütmeyi durdurma talepli olur, böylece memurun mağduriyetinin hızlıca önlenmesi hedeflenir.

Güvenlik Soruşturması ve Tazminat Davaları

Güvenlik soruşturması ve tazminat davaları büyük şehirlerde iş dünyasının ve kamudaki görevli sayısının artışı ile beraber daha fazla gündeme gelmektedir. Memuriyete girişte yapılan güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması, bireylerin kamu görevine başlamasını engelleyebiliyor ve bu durumda kişiler “güvenlik soruşturması iptal davası” açabiliyor.

En çok görülen davalar, özellikle önemli kamu kurumlarının fazla olduğu şehirlerde, emniyet, sağlık, adliye ve savunma sektörlerinde ortaya çıkıyor. Ayrıca haksız yere olumsuz verilen güvenlik soruşturması kararından dolayı iş ve itibar kaybı yaşayan vatandaşlar, idareye karşı maddi ve manevi tazminat davası açabiliyor. Güvenlik soruşturmasına dayalı açılan pek çok davada, yargı çoğunlukla idarenin kararında “somut bilgi ve belgeye dayalı gerekçe” olup olmadığını sorguluyor.

Büyükşehirler dışında, kamuya alımların fazla olduğu Anadolu kentlerinde de güvenlik soruşturması davaları görülebiliyor. Böyle bir durumda dava, çoğunlukla kişinin ikamet ettiği veya atamasının yapılacağı şehirdeki idare mahkemesinde açılıyor. Özellikle genç memur adayları arasında bu dava türü son yıllarda oldukça arttı.

Sıkça Sorulan Sorular ve Sektörel Anahtar Bilgiler

En Hızlı Sonuçlanan Dava Türleri Nelerdir?

En hızlı sonuçlanan dava türleri, genellikle tarafların kısa sürede anlaşabileceği veya delil incelemesinin az olduğu durumlarla ilgilidir. Özellikle anlaşmalı boşanma davaları, tarafların protokol hazırlaması ve tüm şartlarda uzlaşması durumunda, duruşma günüyle beraber tek celsede yani birkaç hafta veya ay içinde sonuçlanabiliyor. Yine tahliye davaları, bazı koşullara bağlı olarak hızlı bir şekilde çözümlenebiliyor.

İdare mahkemelerinde görülen ve itiraz süresi kısa olan iptal davaları da, somut belgeler üzerinden karar alınabildiği için daha hızlı sonuçlanabiliyor. Alacak davaları ve sebepsiz zenginleşme davaları ise şayet deliller hazır ve taraflar arasındaki çekişme azsa, diğer kompleks davalara göre daha kısa sürede nihayetlenebiliyor.

Hızlı ilerleyen dava türleri arasında son yıllarda arabuluculuk başvurularının yaygınlaştığı iş ve ticari davalar da öne çıkıyor. Arabuluculuk yoluyla çözüm sağlandığında, dava mahkemeye bile gitmeden, çoğu zaman birkaç hafta içinde son bulabiliyor.

Dava Türlerine Göre 2025'e Devreden Dosya Sayıları

Dava türlerine göre 2025'e devreden dosya sayıları, ülkemizdeki yargı yükünün önemli bir göstergesidir. UYAP ve Adalet Bakanlığı Adli İstatistikleri'ne göre hukuk mahkemeleri, ceza mahkemeleri ve idari yargıda 2024 yılı sonu itibariyle on binlerce dosya 2025 yılına aktarılmıştır.

Özellikle icra ve iflas davalarında dosya yükü her yıl ciddi oranda artıyor. 2025 yılına devreden icra-iflas dosya sayısı 23 milyonun üzerindedir. Hukuk mahkemelerinde ise 1 milyona yakın dosyanın 2025'e aktarıldığı belirtiliyor. Ceza mahkemelerinde ise bu sayı 100 binler seviyesinde. Yani mahkemelerin önünde devasa bir dosya yükü bulunmaktadır.

İdari yargıda da durum pek farklı değil; burada da yüz binleri bulan devreden dosya sayıları görülüyor. Vergi mahkemelerine ait verilerde, geçtiğimiz yıl binlerce vergi davası sonuçlanmayı beklemekteydi.

Arabuluculukta En Çok Çözümlenen Uyuşmazlıklar

Arabuluculukta en çok çözümlenen uyuşmazlıklar arasında işçi-işveren davaları ilk sırada yer alıyor. 2025 yılında da arabuluculuk başvurularının en büyük bölümü, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı gibi iş hukuku uyuşmazlıklarında yapılmıştır. Ticari anlaşmazlıklarda, özellikle alacak-verecek konuları, ticari sözleşme uyuşmazlıkları ve kira anlaşmazlıkları, arabuluculuk yoluyla sıklıkla çözüme kavuşuyor.

Tüketici uyuşmazlıkları ve ortaklığın giderilmesi davaları da, arabuluculuk yoluyla en çok uzlaşmanın sağlandığı alanlar arasında. Çünkü bu tür davalarda genellikle taraflar anlaşmaya daha yakın oluyor ve çözüm mahkemeye taşınmadan sağlanabiliyor.

2025 itibarıyla arabuluculuk sisteminin hızlı ve etkili olması, hem mahkeme yükünü azaltıyor hem de toplumda uzlaşma kültürünü yaygınlaştırıyor. Özellikle iş, ticaret ve kira ilişkilerinden kaynaklı anlaşmazlıklarda arabuluculuk yolunun tercih edilmesiyle, uzun süren yargı süreçleri kısa sürede ve dostane bir şekilde sonuçlandırılabiliyor.

Adalet Bakanlığı Faaliyet Raporları ve İstatistikleri

Adalet Bakanlığı faaliyet raporları ve 2024 resmi istatistiklerine erişim, hem akademik araştırmacılar hem de vatandaşlar için son derece önemlidir. Adalet Bakanlığı Faaliyet Raporları her yıl düzenli şekilde yayımlanmakta ve adalet hizmetlerinin genel durumunu, yapılan yenilikleri, personel sayılarını ve mahkemelerin iş yükünü detaylıca sunmaktadır.

2024 yılına ait en güncel faaliyet raporlarına ve istatistiklere Adalet Bakanlığı'nın resmi internet sitesi üzerinden kolayca ulaşabilirsiniz. Özellikle https://www.adalet.gov.tr/faaliyet-raporlari adresinde son yıllara ait tüm resmi raporlar yayınlanmıştır. Ayrıca Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'nün (https://adlisicil.adalet.gov.tr/) yayın arşivi kısmından farklı yıllara ve mahkeme türlerine göre istatistikler indirilebilir. 2024 yılındaki gelişmeler, yeni uygulamalar, dava sayılarındaki değişimler ve personel istatistikleri de bu kaynaklarda net bir biçimde sunuluyor.

Strateji Geliştirme Başkanlığı'nın hazırladığı detaylı 2024 Faaliyet Raporu’na da https://sgb.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/2024-yili-faaliyet-raporu07022025050726 adresinden ulaşmak mümkün. Ayrıca, PDF dokümanlar halinde sunulan yıllık raporlar ve resmi istatistikler sayesinde, Türkiye’de adalet hizmetlerinin mevcut durumu ve yıllık değişimleri hızlıca karşılaştırılabiliyor.

Bu kaynaklar, araştırma yapmak isteyen herkes için güvenilir ve güncel bir bilgi sunmakta olup, kaynak gösterme ihtiyacınızda da resmi niteliğiyle tam bir referans sağlamaktadır.

Yerel Bazda Mahkeme İstatistiklerine Ulaşım

Yerel bazda mahkeme istatistiklerine ulaşmak günümüzde giderek daha kolay hale gelmiştir. Özellikle 2024 yılında UYAP İstatistik Bilgi Sistemi ve Adalet Bakanlığı’nın diğer dijital hizmetleri sayesinde yerel mahkemelerin iş yüküne, karar sayılarına ve sonuçlanma sürelerine dair verilere rahatça erişilebilir.

Mahkemelerin şehirlere ve dava türlerine göre istatistikleri, büyük oranda UYAP İstatistik Bilgi Sistemi üzerinden sunulmaktadır. https://istatistikler.uyap.gov.tr adresi üzerinden, ilgili yıl ve mahkeme türünü seçerek hem ceza hem de hukuk mahkemelerine dair detaylı analizlere ulaşabilirsiniz. Ayrıca bu platform, yerel ve bölgesel olarak dava yoğunluklarını da interaktif tablolarla kullanıcılara sunuyor.

Yerel mahkeme kararlarına ve istatistiklerine ulaşırken Yargıtay’ın resmi sitesi (https://www.yargitay.gov.tr/item/51/istatistikler) de önemli bir kaynaktır. Yargıtay’ın sunduğu istatistikler arasında, yerel mahkemelerden gelen dosyaların yıllık dağılımı ve sonuçlanma ortalamaları gibi bilgiler yer alıyor.

Daha bireysel bir analiz veya dava takibi için ise e-Devlet Kapısı üzerinden “Mahkeme Dava Dosyası Sorgulama” işlemi kullanılabiliyor. Tüm bu dijital kaynaklar sayesinde hem araştırmacılar hem de vatandaşlar; yerel mahkemelerdeki adalet hizmetlerinin verimliliği, dava yükü ve sonuçlanma süreleri gibi kritik bilgilere, güncel olarak ve kolayca ulaşabiliyorlar.

Profesyonel hukuki danışmanlık mı arıyorsunuz?

Avukatistan üzerinden kolayca hukuki danışmanlık talebi oluşturup, sisteme kayıtlı binlerce avukattan teklif alabilirsiniz.

Lütfen unutmayın;

  • Avukatistan, avukatlardan alınan hizmetler için herhangi bir ücret ya da komisyon talep etmez.
  • Hizmetlerimiz yalnızca avukatlarla iletişim kurmanıza yardımcı olmak içindir; avukatlar tarafından verilen hizmetlerden Avukatistan sorumlu tutulamaz.
Danışmanlık Talebi Oluştur

Sıkça Sorulan Sorular

İşçi alacak davaları en çok hangi şehirlerde görülüyor?

Sanayi ve hizmet sektörünün yoğun olduğu şehirlerde işçi alacak davaları daha sık açılmaktadır. İstanbul, Bursa ve Kocaeli bu alanda öne çıkan şehirlerdendir.

Şehirlere göre dava türleri nasıl farklılık gösteriyor?

Büyükşehirlerde genellikle ticari ve işçi alacak davaları daha fazla görülürken, daha küçük şehirlerde aile hukuku ve icra davaları ön plana çıkabilmektedir. Her şehrin kendine has ekonomik ve toplumsal yapısı dava türlerinde belirleyici olabilmektedir.

Hangi şehirde en fazla boşanma davası açılıyor?

Genellikle büyük şehirler, daha yoğun nüfusa sahip oldukları için boşanma davalarının en fazla görüldüğü yerlerdir. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirler bu tür davalarda başı çekmektedir.

Eğitim ve sağlık davaları hangi bölgelerde daha yaygın?

Eğitim ve sağlık davaları genellikle büyükşehirlerde ve bu sektörlerin merkezi rol oynadığı şehirlerde daha yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır. Ankara, sağlık kurumlarının yoğunluğu nedeniyle bu davaların öne çıktığı bir şehir olabilir.

Ticari davalar hangi şehirlerde daha sık açılıyor?

Ticari davalar, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük ticaret merkezlerinde daha sık açılmaktadır. Bu şehirler, ticaret hacminin yüksek olması nedeniyle ticari uyuşmazlıkların da fazla yaşandığı yerlerdir.

Alacak ve icra davaları en fazla hangi illerde açılıyor?

Alacak ve icra davaları, genellikle ekonomik faaliyetlerin yoğun olduğu şehirlerde daha fazla görülmektedir. İstanbul, İzmir ve Adana başlıca örneklerdir.

Hangi dava türleri büyükşehirlerde daha yaygın?

Büyükşehirlerde ticari davalar, işçi alacakları ve boşanma davaları daha yaygındır. Bu şehirlerde ekonomik hareketliliğin fazla olması dava çeşitliliğini artırmaktadır.

Küçük şehirlerde en çok hangi tür davalar açılıyor?

Küçük şehirlerde genellikle aile hukuku, miras ve icra davaları daha sık görülmektedir. Toplumsal yapının daha kapalı ve yerleşik olması bu davaların ön plana çıkmasına neden olabilir.

2024 yılı için dava istatistikleri hangi kaynaklardan alınabilir?

2024 yılı için dava istatistikleri, Adalet Bakanlığı ve TÜİK gibi resmi kurumların yayımladığı raporlardan elde edilebilir. Ayrıca, yerel barolar ve hukuk dernekleri de detaylı bilgi sağlayabilir.

2024 yılında hangi dava türleri en çok açıldı?

2024 yılında Türkiye genelinde en sık açılan dava türleri arasında boşanma davaları, işçi alacak davaları, alacak ve icra davaları yer almaktadır. Bu tür davalar, genellikle hem büyükşehirlerde hem de daha küçük yerleşim yerlerinde yoğun olarak görülmektedir.

Soru Sor Danışmanlık Talep Et