Çocuk Nafakası Kaç Yaşına Kadar Ödenir?
“Çocuk nafakası kaç yaşına kadar ödenir?” sorusu, boşanma sonrası en çok merak edilen konulardan. Genel kural, iştirak nafakasının 18 yaşa kadar sürmesidir. Ancak eğitim devam ediyorsa, çocuk ergin olsa bile destek ihtiyacı bitmeyebilir; üniversite veya mesleki eğitim süresince ödeme mahkeme kararıyla sürebilir. Çocuğun gelir elde etmesi, evlenmesi ya da bakım ihtiyacının sona ermesi gibi hallerde nafaka kesilebilir; engellilik veya muhtaçlıkta yardım nafakası gündeme gelebilir.
Bu yazıda; nafaka türlerini, 18 yaş sonrası olasılıkları, okuyan çocuk için uygulamayı, artırma–kaldırma davasını ve sık soruları basit örneklerle anlatacağız. Kararları etkileyen kriterleri adım adım ele alarak “Çocuk nafakası kaç yaşına kadar ödenir?” sorusuna net bir çerçeve çizeceğiz.
Çocuk nafakasının tanımı
Çocuk nafakası, boşanma ya da ayrılık sonrası anne ve babadan birinin, çocuğun bakım, eğitim ve tüm temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla diğerine ödediği maddi destektir. Bu nafaka türüne, hukukta “iştirak nafakası” da denir. Temelde amaç, çocuğun yaşam standardının korunmasını ve olumsuz etkilenmemesini sağlamaktır. Çocuğun yaşaması, eğitimi, barınması, sağlığı, giysi ve diğer zorunlu ihtiyaçları, çocuk nafakası kapsamında değerlendirilir.
Mahkemeler, çocuk nafakası miktarını belirlerken özellikle çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka ödeyecek olan ebeveynin ekonomik gücü gibi faktörleri göz önünde bulundurur. Çocuk nafakası, doğrudan çocuğun hakkıdır ve asla annenin veya babanın kişisel geliri olarak görülmez. Bu nedenle ülkemizde çocuğun menfaati her zaman birinci planda tutulur.
Türk Medeni Kanunu'na göre nafakanın kapsamı
Türk Medeni Kanunu’na göre çocuk nafakası, çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve gelişimine yönelik olan tüm zorunlu harcamalarını kapsar. Kanuna göre, çocuk reşit olana kadar ona bakmak ve ihtiyaçlarını karşılamak anne ve babanın ortak sorumluluğudur. Boşanma ya da velayet düzenlemesi sonrasında, çocuğa fiilen bakan ebeveyn, diğer ebeveynden nafaka talebinde bulunabilir.
Çocuk nafakası sadece temel yaşam ihtiyaçlarıyla sınırlı değildir; okul masrafları, sağlık giderleri, kırtasiye ve beslenme gibi tüm eğitim ve gelişim giderlerini de içerir. Türk Medeni Kanunu madde 329’da, çocuğa bakan ebeveynin, çocuğu adına nafaka davası açabileceği açıkça belirtilmiştir. Ayrıca, çocuk reşit olduktan sonra bile eğitimine devam ediyorsa, nafaka yardımı için ayrıca “yardım nafakası” talep edilebilir.
İştirak nafakası ile diğer nafaka türleri arasındaki farklar
İştirak nafakası, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir nafaka türüdür ve çocuk reşit olana kadar ödenir. Boşanmada, çocuğun velayeti bir ebeveynde kalırsa, diğer ebeveyn çocuğun giderlerine katılmak zorundadır. Bu katılımın adı iştirak nafakasıdır. Yani bu nafaka çocuğun bakımını üstlenen ebeveynin gelirine ve çocuğun ihtiyaç durumuna göre belirlenirken, yoksulluk nafakası ise boşanma sonrası yoksulluğa düşen eski eş lehine bağlanır.
Diğer nafaka türleri şunlardır:
- Tedbir nafakası: Boşanma veya ayrılık davası boyunca çocuğun ve eşin ihtiyaçlarının geçici olarak karşılanması için verilir. Dava bitene kadar sürer.
- Yoksulluk nafakası: Boşanma ile yoksulluğa düşecek olan eş lehine bağlanır ve eşin mali durumuna göre belirlenir.
- Yardım nafakası: Ergin olan ancak kendini geçindiremeyen çocuklar ya da yakınlar için, ihtiyaç halinde talep edilebilen bir nafaka türüdür.
İştirak nafakası, bu nafaka türlerinden farklı olarak yalnızca çocuğa yöneliktir ve doğrudan çocuğun haklarını korur. Ayrıca, iştirak nafakası için velayet sahibinin ayrı bir dava açmasına gerek yoktur; boşanma davası sırasında talep edilebilir. Diğer nafaka türlerinde ise genellikle özel şartlar veya dava açılması gerekebilir.
Nafaka Hangi Koşullarda ve Kim Tarafından Ödenir?
Nafaka talep hakkı olanlar
Nafaka talep hakkı olanlar, başta velayet hakkı kendisine verilmiş olan ebeveynlerdir. Genellikle anne ya da baba boşanma sonrası çocuğun bakımını üstleniyorsa, çocuğun diğer ebeveyninden çocuk adına nafaka talep edebilir. Çocuğun kendisi 18 yaşına kadar bizzat nafaka davası açamaz, ancak anne ya da babasının bu hakkı bulunur. Eğer çocuk 18 yaşını geçerse ve eğitimi devam ediyorsa, bu kez nafaka talebini kendisi doğrudan mahkemeye iletebilir.
Nafaka yükümlüsünün belirlenmesi
Nafaka yükümlüsünün belirlenmesi tamamen çocuğun velayetiyle ilgilidir. Velayeti kendisine verilmeyen ebeveyn, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Yani nafakayı ödeyecek kişi, çocuğun yanında yaşamayan anne ya da babadır. Mahkeme, nafaka yükümlüsünü boşanma kararında veya velayet sırasında açıkça belirtir.
Nafaka miktarının belirlenmesi
Nafaka miktarının belirlenmesi tamamen mahkemenin takdirindedir. Hakim, tarafların sunduğu belgeler, beyanlar ve ekonomik durumları dikkate alarak adil bir nafaka miktarı belirler. Birçok kişi "nafaka neye göre belirlenir" diye merak eder. Burada çocuğun yaşı, sağlık durumu, eğitimi, ailenin yaşam standardı, ebeveynlerin maaşı ve ek gelirleri gibi etkenler hesaba katılır.
Nafaka miktarında dikkate alınan unsurlar
Nafaka miktarında dikkate alınan unsurlar arasında:
- Çocuğun yaşı ve özel ihtiyaçları
- Eğitim giderleri (okul, kurs, kitap, servis gibi)
- Barınma, sağlık, beslenme ve sosyal aktiviteleri
- Nafaka yükümlüsünün maaşı, mesleği ve malvarlığı
- Nafaka talep eden ebeveynin ekonomik durumu bulunur. Hakim tüm bu unsurları değerlendirerek hakkaniyete uygun bir miktar belirlemeye çalışır.
Nafakanın ödenme yöntemi ve zamanı
Nafakanın ödenme yöntemi genellikle aylık olacak şekilde belirlenir. Mahkeme kararında, nafakanın her ay hangi gün ödeneceği açıkça yazılır. Ödeme genellikle banka yoluyla, talep halinde ise elden de yapılabilir. Ancak ispat kolaylığı açısından banka havalesiyle ödeme tercih edilir. Nafaka ödenmediği takdirde yasal yollarla icra takibi yapılabilir ve geciken ödemeler için faiz de talep edilebilir. Ayrıca, nafakanın başlangıç tarihi de çoğu zaman davanın açıldığı veya kararın kesinleştiği tarihe göre belirlenir.
Kısacası, çocuk nafakası hem çocuğun hem de ona bakan ebeveynin ekonomik güvenliğini sağlamak için öngörülmüş bir hukuki haktır. Ünlemle sormadan, aklınızda bir soru olursa mutlaka profesyonel bir hukuki danışmanlık almayı ihmal etmeyin.
Çocuk Nafakası Kaç Yaşına Kadar Ödenir?
Yasal olarak nafakanın sona erdiği yaş
Yasal olarak çocuk nafakası, Türk Medeni Kanunu’na göre çoğunlukla 18 yaşına kadar ödenir. Yani çocuk ergin olana kadar anne ve babanın bakmakla yükümlü olduğu kabul edilir. Çocuk 18 yaşını doldurduğunda, otomatik olarak iştirak nafakası sona erer. Ancak bazı durumlarda, nafaka bu yaş sınırının ötesinde de devam edebilir.
Eğitime devam eden çocuklar için nafaka süresi
Eğitime devam eden çocuklar için nafaka, genellikle yükseköğrenim (üniversite, yüksek lisans, doktora gibi) süresince de ödenmeye devam eder. Türk Medeni Kanunu’nun 328. maddesine göre, “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder; çocuk ergin olduğu halde eğitimine devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre ona yardım etmekle yükümlüdür.” Yani çocuk öğrenci ise nafakaya hakkı devam eder.
Üniversite eğitimi gören çocuk için nafaka süresi
Üniversite eğitimi gören bir çocuk için nafaka, çoğunlukla üniversite eğitimi sona erene kadar devam eder. Uygulamada, okuyan çocuklar için eşya ve kararlar doğrultusunda genellikle 25 yaş civarına kadar nafaka devam edebilir. Ancak her dava ve çocuğun durumu kendi içinde değerlendirilir. Çocuğun üniversite öğrenimi devam ettiği sürece, anne veya babadan yardım nafakası talep etmesine mahkemeler olumlu yaklaşmaktadır.
Yüksek lisans/doktora yapan çocuk için durum
Yüksek lisans veya doktora yapan çocuklar için nafaka konusu da önemlidir. Yargıtay kararlarına göre, yüksek lisans ve doktora eğitimine makul sürede devam eden çocuklar da, hem lisans hem de lisansüstü eğitim seviyelerinde yardım nafakası talep edebilirler. Burada temel prensip, çocuğun kendi geçimini sağlayamayacak durumda olması ve eğitim hayatının devam etmesidir. Ancak bu tarz uzun süreli eğitimlerde mahkemeler, eğitim ve ihtiyaçları ayrıntılı şekilde inceler.
Kız ve erkek çocuk arasında nafaka süresi farkı var mı?
Kız ve erkek çocuk arasında nafaka süresi bakımından herhangi bir fark yoktur. Geleneksel inanışların aksine, Türk Medeni Kanunu’nda nafaka süresi bakımından cinsiyet ayrımı yapılmamıştır. Hem kız hem de erkek çocuklar 18 yaşına kadar nafaka alır. Eğitime devam eden kız veya erkek çocuk için de, eğitim süresince nafaka hakkı devam eder.
Engelli çocuklar için nafaka süresi
Engelli çocuklar için nafaka, özel bir öneme sahiptir. Eğer bir çocuk çalışamayacak derecede engelli veya bakıma muhtaç ise, nafaka ödemesi ömür boyu devam edebilir. Türk Medeni Kanunu’na ve yargı kararlarına göre çocuğun engeli veya hastalığı nedeniyle kendi geçimini sağlayamayacak olması, anne ve babanın nafaka yükümlülüğünün kesilmemesine sebep olur. Engelli çocuklar için yaş sınırı yoktur; bakıma ihtiyacı sürdükçe nafaka hükmü de devam eder.
Kısacası, nafakanın ödeneceği yaş ve süresi; çocuğun reşit olma durumu, eğitimi ve özel ihtiyaçlarına göre değişmektedir. Her özel durum için mahkemenin karar vereceği unutulmamalıdır.
Eğitim ve Nafaka Arasındaki İlişki
Eğitim durumuna göre nafaka devamı
Eğitim durumu, çocuk nafakasının süresini doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Çocuk nafakası, genellikle çocuğun reşit olmasına kadar devam eder. Ancak, çocuk reşit olduktan sonra da eğitim hayatı devam ediyorsa, nafaka ödeme yükümlülüğü sürebilir. Burada asıl amaç, çocuğun maddi olarak desteklenmesi ve eğitimini tamamlayabilmesidir.
İlköğretim ve lise eğitimi
İlköğretim ve lise eğitimi sürecinde, çocuğun yaşı genellikle 18’in altında kalır. Türk Medeni Kanunu’na göre çocuk 18 yaşını doldurana kadar eğitim durumuna bakılmaksızın nafaka devam eder. Ancak ilköğretim ve lise öğrenimini kesintisiz sürdürüyorsa ve 18 yaşını doldurmasına rağmen eğitimine devam ediyorsa, çoğu zaman mahkeme nafakanın uzatılmasına karar verebilir. Özellikle lise eğitimini 18’den sonra tamamlamak zorunda kalan çocuklar için bu durum sıklıkla uygulanır.
Üniversite eğitimi
Üniversite eğitimi gören çocuklar için nafaka ödemesi daha hassas bir konu olur. Reşit olan ve üniversite okuyan bir çocuğa, eğitimini bitirinceye kadar nafaka ödenmesi mümkündür. Mahkemeler, öğrencinin üniversiteye düzenli devam ettiğini ve kendine bakacak halde olmadığını gördüklerinde nafaka ödemesinin sürmesini uygun bulurlar. Ancak çocuğun eğitimine ilgisizliği veya makul sürede mezun olmaması gibi özel durumlarda nafaka kaldırılabilir. Ayrıca, üniversite eğitimini devam ettirdiği sürece ve ekonomik bağımsızlık kazanmadığı müddetçe nafaka talep edebilir.
Çocuğun eğitimine ara vermesi veya bırakması durumunda nafaka
Çocuğun eğitime ara vermesi ya da bırakması, nafaka ödemesinin kesilmesine veya durdurulmasına sebep olabilir. Çocuk herhangi bir sebeple okulunu bırakır veya eğitimine uzun süre devam etmezse, nafaka yükümlüsü durumun değiştiğinin tespiti için mahkemeye başvurabilir. Mahkemeler burada çocuğun gerçekten eğitime devam edip etmediğini ya da eğitimden tamamen vazgeçip geçmediğini araştırır.
Eğer çocuk tekrar eğitime dönerse, ebeveyn yeniden nafaka talebinde bulunabilir. Ancak burada önemli olan, çocuğun haklı ve geçerli bir neden olmadan eğitime ara verip vermediğidir. Haklı bir neden olmadan eğitimi bırakan ve kendi başına geçinebilecek duruma gelen çocuk için nafaka ödemesi genellikle sona erer.
Farklı üniversite/lisans ve bölümler arası geçişte nafaka süresi
Çocuğun üniversite içinde veya farklı bir üniversiteye geçiş yaparak eğitimini sürdürmesi, nafaka ödemesinin devamı açısından önemli olabilir. Mahkemeler bu tür durumlarda çocuğun eğitimine ne kadar süre ara verdiğine, geçiş sürecinin mantıklı bir gerekçesinin olup olmadığına ve bu sürecin makul bir zaman alıp almadığına bakar.
Aynı şekilde lisans programını bitirip başka bir bölüme başlaması veya üniversiteler arasında yatay/dikey geçiş yapması halinde, çocuğun hâlâ ekonomik olarak desteklenmeye ihtiyacı varsa nafaka devam edebilir. Fakat çocuk art arda bölümler değiştiriyorsa ve gereğinden fazla süre öğrenci statüsünde kalıyorsa, mahkemeler nafakanın kaldırılmasına karar verebilir.
Özetle, nafakanın eğitim durumuna göre devamı veya sona ermesi için çocuğun eğitime gerçekten odaklandığı, gereksiz zaman kaybı yaşamadığı ve ekonomik açıdan hâlâ desteğe ihtiyaç duyduğu göz önünde bulundurulur. Bu yüzden her vakanın kendi koşullarına göre mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerekir.
Nafakanın Sona Erme Nedenleri
Çocuğun reşit olması
Çocuğun reşit olması, yani 18 yaşını doldurması çocuk nafakasının doğal olarak sona erdiği en temel durumlardan biridir. Türk Medeni Kanunu’na göre bir çocuk, 18 yaşına girdiği gün hukuken reşit sayılır ve ebeveynin nafaka ödeme yükümlülüğü ilk aşamada sona ermiş olur. Ancak, bu kuralın istisnaları olabilir. Reşit olma genellikle nafakanın sona ermesinin en yaygın sebebidir. Eğer çocuk bu yaştan önce evlenirse de reşit kabul edilir ve nafaka biter.
Eğitimin sona ermesi
Çocuk nafakası, bazen sadece reşit olmakla değil, çocuğun eğitim hayatını tamamlamasıyla da sona erer. Özellikle çocuk reşit olduktan sonra eğitimine üniversitede veya daha yüksek eğitim kurumlarında devam ediyorsa, nafaka ödemesi genellikle eğitimi bitene kadar sürer. Çocuk eğitimini kendi iradesiyle bırakırsa veya eğitimi sona ererse nafaka da biter. Burada önemli olan çocuğun eğitim durumunu hâlâ sürdürüyor olmasıdır. Mahkemeler bu durumu ve çocuğun haklı nedenlerle eğitimini sürdürüp sürdürmediğini inceler.
Ekonomik bağımsızlık kazanılması
Çocuğun ekonomik bağımsızlık kazanması da nafakanın sona erme nedenlerinden biridir. Eğer çocuk kendi geçimini sağlayacak bir iş bulur ve düzenli geliri olur, nafaka ödemesinin devamına gerek kalmaz. Buradaki kritik nokta, çocuğun sadece geçici bir işte çalışıyor olması değil; sürekli ve yeterli gelir elde etmesidir. Mahkeme, çocuğun gerçekten kendi hayatını idame ettirip ettirmediğini değerlendirir ve bu durumda nafakanın kaldırılmasına karar verebilir.
Çocuğun evlenmesi
Çocuğun evlenmesi, yaşına bakılmaksızın çocuk nafakasının sona ermesine neden olur. Çünkü Türk Medeni Kanunu’na göre evlilikle beraber çocuk reşit kabul edilir ve ebeveynlerin ona karşı nafaka yükümlülüğü sona erer. Çocuk, evlendiği gün nafaka alma hakkını kaybeder. Bu hem erkek hem de kız çocukları için geçerlidir.
Mahkeme kararı ile nafakanın sona erdirilmesi
Mahkeme kararı ile nafakanın sona erdirilmesi de mümkündür. Eğer nafaka ödemesini gerektiren şartlar ortadan kalkarsa, nafaka yükümlüsü mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını talep edebilir. Örneğin, çocuğun iş bulup gelir sahibi olması, eğitim hayatını bırakması veya diğer benzer durumlar için mahkemeye başvurulabilir. Hakim, çocuğun mevcut durumunu inceler ve nafaka ödemesinin sona erdirilmesine karar verebilir. Ayrıca çocuk vefat ederse de tabii ki nafaka biter.
Kısacası, çocuk nafakası belirli hukuki ve fiili koşullar gerçekleştiğinde kendiliğinden veya mahkeme kararıyla sona erebilir. Bu süreçte her zaman çocuğun ve nafaka ödeyenin güncel durumu dikkate alınır.
Nafakanın Değiştirilmesi veya Sonlandırılması
Nafaka artırımı veya azaltımı koşulları
Nafakanın artırımı veya azaltımı konusu Türk aile hukukunda oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Nafaka artırımı genellikle çocuğun ihtiyaçlarının artması, hayat pahalılığının yükselmesi ya da eğitim giderlerinin çoğalmasıyla gündeme gelebilir. Örneğin; çocuğun okula başlaması, üniversiteye gitmesi veya kursa yazılması gibi nedenlerle nafaka arttırılabilir.
Nafakanın azaltılması ise nafaka ödeyenin gelirinin düşmesi, işsiz kalması, sağlık problemleri yaşaması veya başka bir aile kurması gibi durumlarda talep edilir. Her iki durumda da mahkemeye başvurmak gerekir. Mahkeme, hem çocuğun hem de nafaka yükümlüsünün maddi durumlarına bakar ve adil bir karar verir. Taraflardan biri, yürürlükteki nafaka miktarının koşullara uymadığını düşünüyorsa, gerekçelerini sunarak mahkemeden değişiklik talep edebilir.
Nafakanın kaldırılması için mahkemeye başvuru süreci
Nafakanın tamamen kaldırılması ancak bazı özel durumlarda mümkündür. Örneğin; çocuk reşit olduysa ve artık kendi hayatını idame ettirebiliyorsa, evlendiyse, ekonomik olarak bağımsızlaştıysa veya hayatını kaybettiyse nafaka ödemesi sona erdirilebilir.
Nafakanın kaldırılması için başvuru aile mahkemesine yazılı bir dilekçe ile yapılır. Dilekçede, nafakanın kaldırılma gerekçeleri açıkça belirtilmelidir. Mahkeme, başvuruyu inceleyerek mevcut şartların nafakanın devam etmesini gerektirip gerektirmediğine karar verir. Tüm süreç belgelerle desteklenmelidir; örneğin çocuğun iş sözleşmesi, evlilik cüzdanı veya ölüm belgesi gibi evraklar önemlidir.
Ebeveynlerin ekonomik durumu değişince nafaka revizyonu
Ebeveynlerin ekonomik durumu zaman içinde değişebilir. Nafaka ödeyen ebeveynin maaşında artış olması, bir miras kalması, iş kurması veya büyük bir gelir elde etmesi halinde nafaka miktarında artış talep edilebilir. Tam tersi olarak, iş kaybı, ciddi sağlık sorunları, iflas gibi hallerde nafakanın azaltılması ya da tamamen kaldırılması talep edilebilir.
Mahkemeler, ebeveynlerin güncel maaş bordrolarını, SGK kayıtlarını, banka hesap dökümlerini ve mal varlıklarını dikkate alır. Ayrıca, çocuğun da maddi durumu değiştiyse (örneğin burs almaya başladıysa), bu durum değerlendirilir. Sürekli güncellenen hayat şartları göz önünde bulundurularak, adaletli bir şekilde nafaka miktarının yeniden düzenlenmesi mümkündür.
Bu tür durumlarda tarafların birbirini mahkemeye başvurmadan önce bilgilendirmesi ve aralarında anlaşabilmesi ideal görülür. Ancak anlaşma sağlanamazsa, çözüm her zaman aile mahkemesidir.
Mahkemelerin takdir hakkı ve kriterleri
Mahkemelerin takdir hakkı, çocuk nafakası belirlenirken en çok karşılaşılan konulardan biridir. Hakimler, nafaka miktarını belirlerken Türk Medeni Kanunu’nda yer alan kriterleri dikkate almak zorundadır. Öncelikle, çocuğun yaşı, eğitim durumu, sağlık durumları ve sosyal ihtiyaçları göz önünde bulundurulur. Aynı zamanda nafaka ödeyecek ebeveynin mali gücü ve yaşam standartları da mahkemenin kararında etkilidir. Mahkeme, her somut olayın özelliklerini de dikkate alır ve hakkaniyete uygun bir nafaka miktarına hükmeder. Ayrıca, mahkemeler çoğunlukla hem anne hem babadan ekonomik durumlarına dair belge ve kanıt ister. Taraflar arasında ciddi gelir farkı varsa ya da çocuk özel gereksinime sahip ise, bu durumlar nafaka miktarını artırabilir.
Nafaka süreçlerinde dikkat edilmesi gerekenler
Nafaka süreçlerinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bütün yasal işlemlerin ve başvuruların usulüne uygun şekilde yapılmasıdır. Çocuk için talep edilen iştirak nafakası, çocuğun bakım, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçlar. Velayet kendisine verilmemiş olan ebeveynin bu süreci iyi bilmesi gerekir. Davaya başlanmadan önce gerekli evraklar toplanmalı, velayet ve nafaka hakkı konusunda bilgi sahibi olunmalıdır.
Ayrıca, nafaka ödendiğinde banka aracılığıyla, açıklama kısmında "çocuk için nafaka" ifadesi yazılarak ödeme yapılması tavsiye edilir. Böylece ilerde doğacak bir uyuşmazlıkta delil ortaya koymak kolay olur. Nafaka harcamalarının gerektiğinde belgelenebilmesi, alınan nafakanın gerçekten çocuk için harcandığını göstermekte fayda sağlar.
Geriye dönük nafaka alacağı ve zamanaşımı süresi
Geriye dönük nafaka alacağı, sıklıkla gündeme gelen bir diğer sorundur. Mahkeme tarafından hükmedilen bir nafaka geriye dönük olarak da talep edilebilir. Ancak, burada çok önemli bir zamanaşımı süresi devreye girer. Türk Borçlar Kanunu’na göre ilamlı (yani mahkeme kararı sonrası) nafaka alacaklarında genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Yani mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde birikmiş nafaka icra takibine konu edilebilir. Bazı kaynaklarda ise iştirak nafakası açısından en fazla 5 yıl geriye dönük talep yapılabileceği görüşü bulunuyor.
Bu süreçte dikkat edilmesi gereken, nafaka borçlusunun ödemediği aylara ilişkin alacakların zaman aşımına uğramadan yasal takibe konu ettirilmesidir. Zamanaşımı süresi dolunca geçmişe dönük nafakalar talep edilemez.
Nafaka borcunun ödenmemesi durumunda yaptırımlar
Nafaka borcunun ödenmemesi halinde karşı taraf ciddi yasal yaptırımlarla karşılaşabilir. Öncelikle icra takibi başlatılır, ödenmeyen nafaka miktarları için borçlunun maaşına veya mal varlığına haciz konulabilir. İcra takibine rağmen ödeme yapılmıyorsa, nafaka alacaklısı icra ceza mahkemesine başvurabilir ve nafaka borçlusuna karşı tazyik hapsi cezası isteminde bulunabilir. Tazyik hapsi, nafaka borcunu ödemeyen kişiye üç aya kadar uygulanabilir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da, tazyik hapsinin, nafaka borcunun ödenmesiyle sona erdirilebileceğidir. Ayrıca nafaka borçlusunun işsiz kalması, yasal yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. Nafaka ödenmezse hem maddi hem de özgürlüğü kısıtlayıcı cezalar gündeme gelebilir. Bu nedenle ödemelerde düzen ve yasal süreçler büyük önem taşır.
Türk Medeni Kanunu ilgili maddeleri
Türk Medeni Kanunu’nda çocuk nafakası ile ilgili pek çok madde yer almaktadır. İştirak nafakası, özellikle TMK’nın 182, 327, 328, 329 ve 330. maddelerinde düzenlenmiştir. TMK 182. maddeye göre, boşanma sonrası velayeti kendisine bırakılmayan ebeveyn, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK 327 ve 328. maddelerinde ise ana ve babanın çocuk reşit olana kadar bakım borcu açıkça belirtilmiştir. Ayrıca, TMK 329. maddeye göre çocuğa fiilen bakan veli, diğer ebeveyne karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Yardım nafakası ile ilgili ise TMK 364. madde devreye girer ve burada da hem altsoy hem de üstsoy için maddi destek yükümlülüğü açıklanır. Bu maddelerin detaylarını görmek isterseniz, mevzuat sitesi üzerinden kanun metnine ulaşabilirsiniz.
Yargıtay uygulamaları ve güncel görüşler
Çocuk nafakası konusunda Yargıtay’ın uygulamaları ve güncel kararları önemli yol göstericidir. Yargıtay kararlarına göre iştirak nafakasında hâkim; çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, ebeveynlerin ekonomik durumuna ve sosyal çevreye dikkat ederek bir miktar belirler. Yargıtay, çocuk reşit olduğunda iştirak nafakasının otomatik olarak sona ereceği görüşündedir. Ancak, çocuk yükseköğrenimine devam ediyorsa “yardım nafakası”na hükmedilebilir. Güncel kararlarda ayrıca, nafaka miktarının asgari ücret seviyesinden aşağı olmaması, yoksulluk nafakası ile karıştırılmaması ve nafaka ödemeyen kişilere uygulanan yaptırımlar da net bir şekilde açıklanır. Özellikle Yargıtay, çocuğun üstün yararını önceleyen bir yaklaşım benimser ve nafaka miktarları her yıl artırılabilir olarak düzenlenir. Ayrıntılı karar metinleri için TBB Dergisi’nin ilgili PDF çalışmasını inceleyebilirsiniz.
Aile Mahkemelerinin görev ve yetkisi
Çocuk nafakasıyla ilgili davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemesi’dir. Aile Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu ve Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun çerçevesinde faaliyet gösterir. Nafaka davası, velayet davası, boşanma, mal rejimi gibi tüm aile hukukuna dair başvurular bu mahkemelerde görülür. Aile Mahkemesi’nin yetkili olduğu yer ise genellikle nafaka alacaklısı olan çocuğun (veya velisinin) yerleşim yeri mahkemesidir. Aile Mahkemesi bulunmayan küçük yerleşimlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi, aile mahkemesi sıfatı ile davaya bakar. Aile Mahkemeleri hızlı ve etkin kararlar vermesi ile bilinir ve çocuğun korunmasını daima ön planda tutar. Mahkemelerin görev alanı hakkında detaylı bilgiler için ilgili kaynakları inceleyebilirsiniz.
Kısacası, çocuk nafakası konusunda gerek Türk Medeni Kanunu’nda gerekse Yargıtay kararlarında net hükümler bulunmakta ve aile mahkemeleri bu süreçte yetkili kurum olarak öne çıkmaktadır.